19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 HAZİRAN 2019 ÇARŞAMBA MCeİĞgEaRkLeEnRİtin Sahte ve kaçak ilaca dikkat Çeşitli yollarla piyasaya giren sahte ilaçlar da aldanılmaması, asla internet üzerinden ilaç alınmaması gerektiğini belirterek insan sağlığını tehdit ediyor. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı “İlaçlar kimyasal maddelerdir. Halkımızın sağlığı için ilaçların, eczaneden, ecNurten Saydan, internet sitelerinden yapılan özendirici ve süslü söylemlere zacıya danışarak alınması gerekmektedir” uyarısında bulundu. [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: İLKNUR FİLİZ Taş bile yara nedeniÜlkemizde 11 milyon kişi diyabetli. Hastalar, diyabetik ayak yarası riski altında BİLDİĞİMİZ TRUMP JEAN CARROLL DONALD TRUMP Dünya hızla zehirleniyor ‘Genç ağaçları talan ediyorlar’ HAZAL OCAK Yeşile hasret İstanbul’da bir ormanlık bölgede daha katliam yapılıyor. Eyüpsultan’da Kemerburgaz mevkii Mithatpaşa Mahallesi’nde, Uzun Kemer’in arkasında binlerce ağaç kesildi. Bölge sakinlerinin şikâyetleri üzerine alanda gençleştirme çalışmaları yapıldığı belirtildi ancak yurttaşlar aynı görüşte değil. Bölgedeki ağaçların Belgrad Ormanı’nın yüzlerce yıldır parçası olduğunu belirten yurttaşlar “Alanda çok büyük miktarlarda ve çok geniş alanda gencecik ağaçlar acımasızca talan ediliyor. İstanbul’un ciğerlerinin bir kıyım yapılırcasına kesildiğini ihbar ediyoruz ve gerekli tespitlerin yapılmasını istiyoruz. Bir an evvel bu uygulama durdurulmalı” diyor. Suni gençleştirme Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) dahil birçok kuruma kesimin son bulması için başvuran yurttaşlar yazdıkları dilekçede şu ifadelere yer verdi: “Uzun Kemer’in arkasında Kurt Kemeri’ne doğru yol açma ve ağaç kesme sureti ile fiziki ve inşai uygulamaya zemin hazırlandığı gözlenmektedir. Söz konusu alanda çok büyük miktarlarda ve çok geniş alanda gencecik ağaçlar acımasızca talan edilmekte, konu ile ilgili Golf arazisi Golf arazisi Kesim bölgesi Kemer Country AKP’ye yakınlığıyla bilinen Demirören Holding’e ait, Göktürk’te yaklaşık 26 futbol sahası büyüklüğündeki golf sahası Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle imara açılmasını geçen eylül ayında gazetemizin 1. Say fasından duyurmuştuk. Alana 306 adet 2 katlı villa ya pılmak isteniyordu. Karar yargıya taşındı. Davalar sürerken şimdi de söz konusu bölgeye yakın bir konumda ağaç kesimi başladı. Sarıyer Orman İşletme yetkilileri ile görüşüldüğünde ise bu bölge florasına uymayan ağaçların kesilerek yerlerine genç ağaçların dikilerek suni gençleştirme yapılacağı bilgisi tarafımıza verilmiştir. Ancak orman alanı üzerinde yapılan çalışmanın belirli bir hat boyunca devam ettiği, sadece yol hattı değil geniş alanlar açılarak kesimlerin yapıldığı, genç yaşlı fark etmeksizin haftalardır binlerce ağacın kesimine devam edilmektedir.” Klasik araç İSFTEASNTBİVUAL’LDA meraklılarına müjde Marilyn Monroe’nun 1956 Ford Thunderbird’ü. Bu yıl ikincisi düzenlenecek olan Klasik Otomobil Festivali için geri sayım başladı. İstanbul’daki TÜYAP’ta düzenlenecek festivalde tüm dünyadan klasik otomobiller yer alacak. Elvis Presley’nin, Marilyn Monroe’nun, Steve McQueen’in klasik otomobilleri festivalde görülebilecek. Festival, 2830 Haziran günlerinde düzenlenecek. Taciz iddiasından böyle kaçtı: Tipim değil Elle dergisinin 75 yaşındaki yazarı Jean Carroll, ABD Başkanı Donald Trump’ın 1990’lı yılların ortasında bir alışveriş merkezinin soyunma kabininde kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia etti. Trump ise “Tüm saygımla söylüyorum: Birincisi, o benim tipim değil. İkincisi, böyle bir şey hiç olmadı” dedi. Cuma günü New York dergisine verdiği röportajda Trump’ın 1990’lı yılların ortasında bir alışveriş merke zinde kendisine tecavüz etmeye çalıştığını iddia eden Carroll, daha sonra CNN’e verdiği röportajda Trump’ı polise şikâyet etmeyi düşündüğünü söyledi. Elle kadın dergisinin 75 yaşındaki makale yazarı, Trump’ı cinsel tacizle suçlayan 16. kadın. Trump, 1980’li yıllarda ABD Başkanı’nın elle tacizine uğradığını söyleyen Jessica Leads için, “Benim ilk tercihim olmazdı” ifadesini kullanmıştı. l BBC SAĞLIK Doç. Dr. Alper Şener: Diyabetik hastalar ayakta kızarıklık görülmesi halinde enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmalı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, er 11 kişiden 1’i diyabet yani şeker hastası. Diyabet hastalığının en önemli risklerinden biri ise diyabetik ayak yarası. Ayağın ya da bacağın ampütasyonuna (iyileşme si olanaksız görülen bir organı kesme) kadar ilerleyebilen diyabetik ayak yarasında en ufak bir kızarıklık bile önemli. Hastaların yara gelişmemesi için gereken bütün önlemleri almaları; geliştiği takdirde ise hızla bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekiyor. Ayak yarası sebebi Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Diyabetik Ayak Çalışma Grubu üyesi Doç. Dr. Alper Şener, şeker hastalarının diyabetik ayak yarası geçirme risklerinin yüzde 34 olduğunu söyledi. Diyabetik ayak yarasına sebep olan iki mekanizmanın olduğunu vurgulayan Her 30 saniyede bir ampütasyon D oç. Şener, erken müdahale, iyi yara ve hasta bakımı ile ayağın kesilmesinin önlenebileceğini vurguladı ve şöyle devam etti: “Türkiye’de kaç kişinin bu hastalık sebebiyle ayağını kaybettiği konusunda tam bir rakam vermek ne yazık ki mümkün değil, ama arttığını biliyoruz. Çünkü şeker hastası sayısı artıyor, aynı oranda da diyabetik ayak yarası ve kesilen ayak sayısı artıyor. Dünyada ise her 30 saniyede bir diyabetik ayak ampütasyonu yapıldığını biliyoruz. Ülkemizde herhangi bir yaralanma ol madan yapılan ayak kesilmesi işlemlerinin yüzde 4060’ı, ayaktaki şeker yarasına bağlıdır. Çoğunlukla ilk bulgu kızarıklıktır. Ayakta görülen en ufacık kızarıklık dahi bazen hiç beklenmedik sonuçlar doğurur. Bu nedenle vakit kaybetmeden bunun bir enfeksiyon olup olmadığının ayrımı ve antibiyotik ihtiyacı olup olmadığının tespiti için hekime başvurmak gereklidir. Yara açılmadan ya da açılmış yara kemiğe kadar ilerlemeden yapılacak doğru tıbbi müdahale ile ayak kurtulabilir.” Şener, şöyle devam etti: “Sinirsel mekanizmada hastaların şekerlerinin yüksek olması sonucu oluşan sinir hasarı ile motor sinirler etkilenir, cilt nemlenmesi bozulur. Bakteriler buradan rahat girer. Damarsal mekanizmada ise hastaların kan yağları zaten yüksektir, bu yağlar damar duvarlarında birikerek büyük ve küçük damar tıkanıklıklarına yol açar. Hasar sebebiyle bu damarların etrafında ki kasılma ve gevşeme hareketleri yapılamaz, dolaşım bozulur.” Önemsenmeli Şener, diyabetik hastadaki ayakta her türlü kızarıklığın önemli olduğunu kaydederek “Bazen ayakkabı içindeki hissedilmeyen küçük bir taş bile buna sebep olabilir. Diyabetik hastalar ayakta kızarıklık görülmesi halinde enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmalı” dedi. Ayağı sıkan ayakkabı giymeyin Diyabetik ayak yarasından korunmanın en önemli yolu diyabet olmamaktan geçiyor. Yoğun şeker, yağ ve alkol tüketimi gibi diyabeti tetikleyen gıdaları beslenme zincirimizden çıkararak, egzersiz ile ideal kiloya ulaşarak ve bunu bir yaşam biçimi haline getirerek diyabetten korunabiliriz. Diyabet olmuş hastalar için ise Şener, yara oluşumunu veya oluşmuş yaranın derinleşmesini engelleyecek çok basit önlemleri paylaştı: “Öncelikle bu hastalar sıkı ayakkabıdan uzak durmalı; rahat ve ayak şekline uygun ayakkabı seçimi yapmalıdır. Kızarıklık olup olmadığını görmek için ayak her gün kontrol edilmelidir. Bakteri yükünü azaltmak adına yıkama iyi bir yöntemdir. Ardından kurulama ve nemlendirmek için krem kullanımı, topuk çatlaklarına koruyucu krem uygulanması da önemli noktalardır. Pamuklu çorap giyilmesi, sıkı olmayan, ayak şekline uygun ayakkabı seçimi de diğer unutulmaması gereken noktalardandır. Özellikle tırnak kesimine dikkat edilmedir.” BAĞIMLILIK EN ÖNEMLİ SAĞLIK SORUNU ‘Bilgenin Aynası’ Ruh sağlığına ışık tutuyor Bir kereden bir şey olur 21. yüzyılın en önemli sağlık sorunu madde bağımlılığı. 2019 Avrupa Uyuşturucu Raporu’na göre de uyuşturucu kaçakçıları için önemli bir transit ülke olan Türkiye’de doz aşımı kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekiliyor. 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü nedeniyle açıklama yapan psikiyatr Dr. Gözde Gündoğdu Meydaneri, Türkiye’de bağımlılık yaşının gittikçe düştüğünü ve özellikle gençler arasında madde kullanım sıklığının arttığını söyledi.“Bir kere denemekle bir şey olmaz”, “Bir deneyeyim sonra bir daha almam” düşünceleri ve merak duygusu ile maddeye yönelen bireyin, bu süreçte kontrolün kendisinde olduğunu ve isterse bırakabileceğini düşün düğünü belirten Meydaneri, bunun doğru olmadığını vurguladı. Meydaneri, tedavide öncelikli olanın bağımlılık durumunun hangi aşamada olduğunun tespiti ile kişinin içgörüsünün, farkındalığının ve motivasyonunun artırılması hedeflendiğini kaydetti. Enstitüsü kurulmalı Psikiyatr Prof. Dr. Mansur Beyazyürek ise madde bağımlılığında çok yönlü bir sorunla karşı karşıya kalındığını anlattı. Beyazyürek, “Olaya çok yönlü ve bütünsel yaklaşılmadıkça sorun daha da büyüyor. Bağımlılıkla mücadelede en etkili yaklaşım, koruma ve önlemeye yönelik olmalıdır. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı özerk çalışabilecek bir araştırma enstitüsü kurulmalı” dedi. Birleşmiş Milletler’in 2018 Dünya Uyuşturucu Raporuna göre, dünya üzerinde 31 milyonun üstünde uyuşturucu bağımlısı var. Dr. Oya Mortan Sevi, dünya nüfusunun hızla zehirlendiğini belirterek, uyuşturucu kullanımı ve kaçakçılığı ile ilgili devlet, sivil toplum kuruluşları ve Emniyet’in birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Sevi, “Yakın zamanda yapılan çalışmalar 514 yaşları arasındaki çocuk ve gençlerde bile madde kullanımının görülebildiğini işaret ediyor” dedi. Türkiye’nin yetiştirdiği önemli psi kiyatri uzmanların dan Prof. Dr. Öz can Köknel’in, kişi sel ve mesleki yaşa mına ilişkin bilinme yenler ile toplumsal ve kişisel ruh sağlı Prof. Köknel ğına yönelik tespit lerinin anlatıldığı “Bilgenin Aynası” ki tabı geçen günlerde yayımlandı. Ga zeteci Mert İnan’ın kaleme aldığı ki tap, aynı zamanda İstanbul Üniversi tesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nın geçmişine ışık tutuyor. Kitap ta, ülkemizde son zamanlarda gün demden düşmeyen cinsiyet eşitsizli ği, istismar, kadına yönelik şiddet, ai le içi sorunlar, cinsel istismar suçları nın ortaya çıkmasındaki temel neden ler kapsamlı olarak ele alınıyor. Dep resyon, panik atak, stres ve takıntı gi bi sorunlara karşı davranış, düşünce ve rahatlama tekniklerinin de anla tıldığı kitapta Köknel’in yaşamından kesitler ve anılar yer alıyor. Köknel, kitapta hekimlik mahremiyetine dik kat çekerek “Hiçbir zaman hastala rın özel bilgileri veya yaşadıkları özel durumları en yakınımdaki insanlarla bile paylaşmadım. Kapımı çalan, an cak ilaç veya tedaviye ihtiyaç olma dığını söylediğim insanlardan bile on beş gün sonra yeniden kontrole gelmelerini isterdim. Bu tutum sa yesinde sadece hastayı değil, kendi mi de kontrol ederek, gözden kaçır dığım başka bir sorun olup olmadı ğını sorgulardım” diyor. Çocuklarda böbrek sağlığı Klima nefes darlığına yol açabilir Yüksek sıcaklık ve nemin ciddi sağlık sorunlarına yol açacağını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatime Yavuz, serinlemek için tercih edilen klimalar konusunda uyardı. Yavuz, “Klimalar, kronik bronşit ve astım hastaları açısından rahatlatıcı olabilir. Ancak fan ayarı düşük seviyede olmalı, direkt maruziyet engellenmelidir. Ani sıcaklık ve nem değişimleri nefes daralmalarına neden olur. Nem oranını dengeleyen klimalar daha sağlıklıdır. Ani sıcaklık ve nem değişimleri özellikle solunum yolu hastalıkları olanları etkiler ve nefes daralmalarına neden olur” değerlendirmesini yaptı. Çocuk Nefrolojisi Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Çivilibal, böbrek sorunlarına yol açabilecek hatalara karşı ebeveynlerin dikkatli olması gerektiğini belirterek, böbrek sağlığını bozan hatalar hakkında bilgi verdi. 1. Çocuğun ne kadar su içtiğini takip etmemek: Bebeklere; katı gıdalara başlanılan 6. aydan itibaren her yemek sonrası 30100 ml arası su içirilmelidir. 15 yaş arasında su tüketiminin alışkanlık haline gelmesi sağlanmalıdır. 2. Yemeklere istediği kadar tuz eklemesine izin vermek: Hipertansiyondan kalpdamar hastalıklarına kadar birçok hastalığa yol açan aşırı tuz tüketimi vücuttan atılırken sağlıklı böbreklere dahi zarar vermektedir. Bu nedenle çocukların bebeklikten itibaren aşırı tuz tüketimine alıştırılmaması önemlidir. 3. Tuvaletini tutmasını söyle Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan böbrek hastalıkları çocuklar için de yaygın bir sorun haline geliyor. Çocuk büyüdükçe böbrek yetmezliğine kadar varabilen hastalıklar bazen hiç belirti vermeden ilerleyebiliyor. mek: Çocuklar genelde oyuna dalarak tuvaletlerini tutmaktadır. Bu durum çocuklarda idrar yolu enfeksiyonları açısından ciddi risk oluşturmaktadır. 4. Çevre tavsiyesi ile ilaç vermek: İlaçların kimyasal maddelerden oluştuğu unutulmamalıdır. Uzmana danışılmadan alınan her ge SAĞLIK REHBERİ reksiz ilaç böbrek sağlığını riske atmaktadır. 5. Küçük yaştan itibaren çocuğu egzersiz yapmaya alıştırmamak: Çocuğun tüm beden sağlığı için olduğu kadar böbrek sağlığı için de egzersiz alışkanlığı kazanması için onlarla birlikte ebeveynlerin egzersiz yapması önerilmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle