29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 23 HAZİRAN 2019 PAZAR TASARIM: İLKNUR FİLİZ PAZAR YAZILARI Almanya’da Ku Klux Klan ABD tarihinin “kara lekesi”, insanlık tarihinin gördüğü en gaddar nef ret gruplarından biri kabul edilen Ku Klux Klan (KKK) bir sosyal kulüp olarak 1866 yılında Tennessee’de kuruldu. Sembo lü yanan haç olan ırkçı, yabancı düşma nı, antisemitik bu örgüt 20. yüzyılda Avrupa’ya da sıçradı. Özellikle İkinci Dün ya Savaşı’nın ardından güçlenen Ku Klux Klan “European White Knights of the Bur ning Cross Avrupa Beyaz Şövalyeleri Ya nan Haç” çatısı altında günümüzde Al manya, İsviçre, Avusturya, İsveç, Fransa, İngiltere ve İtalya’da etkin. Resmi olmayan açıklamala ra göre, ABD’de yaklaşık 10 bin kişi Ku Klux Klan’a üye, yurt dışı bağlan tıları çoğun AHMET ARPAD lukla değişik ülkelerdeki sağcı kuruluş larla. Örgütün Avrupa’daki “şubeler”’i Al manya konumlu European White Knights of the Burning Cross’a bağlı. Çoğunluk la Facebook üzerinden yandaşlarına ula şan, örgütün reklamını yapan KKK üye leri Cermen anavatanlarına, Nazi döne mindeki Alman ordusuna övgüler, günü müz düzenine nefret yağdırıyorlar. Avru pa Ku Klux Klan örgütleri kendilerini nas yonal sosyalist ülküye yakın görüyor. Hit ler resimleriyle “Gamalı Haç”lar ınternet sayfalarından hiç eksik olmuyor. İki bin li yıllarda Almanya’da sekizi Türk olmak üzere 10 yabancıyı öldüren ve yıllarca or ‘AŞIRI SAĞ TERÖRÜ’ İTİRAFI Almanya’da ırkçı gruplarla bağlantıları soruşturulan bir kişinin Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’si öldürmesinin ardından ülkede bir kez daha aşırı sağ kaygısına yönelik tartışmalar alevlendi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Bild gazetesinde yayımlanan makalesinde “Almanya’nın bir aşırı sağcı terör sorunu olduğunun artık kabul edilmesi gerektiği” vurgusu yaptı. Lübcke’nin öldürülmesinin kendisini derinden sarstığını belirten Maas’ın, “II. Dünya Savaşı’nın başlamasının üzerinden 80 yıl geçmişken politikacılar yine savundukları siyasi gö rüşleri nedeniyle aşırı sağcı teröristlerin kurbanı oluyor” ifadeleri dikkat çekti. Maas, NSU cinayetlerinin yıllarca aydınlatılamamasının, daha önceden Köln, AlMaas tena belediye başkanlarına saldırıların uyarı niteliğindeki felaket habercileri olduğunu kaydetti. Almanya’da 12 binden fazla şiddet yanlısı aşırı sağcının bulunduğunu, bunlardan 450’si hakkında yakalama kararı olmasına karşın yeraltına indiklerine de ğindi. “Terör terördür. Bunun karşılaştırması olamaz” dedi. Maas’tan eylem çağrısı Ülkedeki bu sorunu görmezden gelmenin ölümcül olabileceğine dikkat çeken Maas, toplumu demokrasiyi savunmaya mücadeleye çağırdı. Cuma günleri düzenlenen küresel çaplı iklim protestolarına işaretle “Belki de ülkemizin oldukça etkili olan bu eylemlerin yanı sıra bir de demokrasi perşembelerine ihtiyacı vardır” ifadelerini kullandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel de dün yaptığı açıklamada devletin NeoNazi, aşırı sağ ile “tabu olmaksızın” güçlü şekilde mücadele etmesi gerektiğini söyledi. l Dış Haberler taya çıkarılamayan (!) NSU NeoNazi örgütü tarafından Stuttgart yakınlarındaki Heilbronn’da öldürülen kadın polis Michèle Kiesewetter’in iki meslekdaşının yöredeki KKK’ye üye olduğu ve “gece törenleri”ne katıldığı soruşturmalar sırasında ortaya çıkarıldı. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütünün Almanya’nın değişik yörelerindeki KKK gruplarıyla bağlantı içinde oldukları da bu soruşturmalarda kanıtlandı. Sivri kukuletalılar örgütü Daha geçen yıla kadar Almanya İçişleri Bakanlığı ülkede KKK ideolojisinde kurulmuş dört örgütten yola çıkıyordu. Bir ihbar üzerine Stuttgart yakınların da tutuklanan “ünlü” bir sağcının telefonunda inanılmaz bilgilere ulaşıldı. Hemen ardından Almanya’nın sekiz eyaletinde KKK bağlantılı adreslere eş zamanlı polis baskınları düzenlendi, yüzün üzerinde tabancadan kılıça, değişik silahlara el konuldu, yaşları 17 ile 60 arasında tümü erkek kırk kişi gözaltına alındı. Bu baskınların nedeni şiddet yanlısı, yabancı düşmanı örgüt üyelerinin Almanya’da eyleme geçeceğinden korkulmasıydı. Ku Klux Klan üyelerinin yaptıkları gizli törenler geceleri oluyor, katılımcılar kendilerini uzun beyaz cüppelere ve beyaz sivri kukuletalara gizliyorlar. Bütün gruplarda üyelerin mutlaka uyması gereken bazı kurallar var. Bunlardan biri, ağızlarından sır kaçırmamak için özel yaşamlarında az içki kullanacaklar. Diğeri de, hep mücadeleye hazır olabilmek için düzenli ve sağlıklı bir yaşam sürdürecekler! Almanya Ku Klux Klan’ın web sitesinde şu sözler dikkati çekiyor: “Almanya örgütümüz KuzeyCermen kültürü ile KKK’nin dünya görüşünü bir araya getirmekte olup günümüzün kültürüne ve insanlarımızın gereksinimlerine uyum göstermektedir. Ku Klux Klan Cermen Şövalyeler Tarikatı açıkladığına göre Cermen kökenli Alman Hıristiyanları’nın toplum ve kültür değerlerini korur ve teşvik eder. “Bu değerlerimizi teşvik etmekle atalarımızın mirasına saygı gösteriyor, onu hep canlı tutuyoruz.” [email protected] Sıskalar ve Şişkolar... Savaş, yoksulluk, yokluktan kaçmak amacıyla ölümü göze alıp Avrupa’ya ulaşan pek çok sığınmacı bu ülkelerde de zorlu yaşam koşulları ile boğuşuyor. Descartes’in meşhur sözüydü: “En iyi bildiğinden şüphe et!” Deseler berta komşu eyaleti işgal edebilir. Ben Albertalıbaşkenti Edmontonlu ki, Kanada’nın iki komşu eyaleti bir olduğum için bundan şovenist bir haz birine savaş ilan edecektir, güler ge çıkarıyor değilim ama aynı dili konu çersiniz. Siz şimdi, Kanada eyaletle şan, aynı kültürde, aynı federal cum ri arası savaş olur mu hiç, olmaz öy huriyete ve üstelik İngiliz Kraliçesi II. le şey diyorsunuz, fakat siyaset bi Elizabeth’e bağlılık yemini etmiş bu limciler ve askeri uzmanlar tam ter eyaletlerin savaşması akıl alsa bile sini söylüyor. Kanada’nın 10 eyalet havsalanın almayacağı bir şeydir, şaş devletinden ikisi, batı yakasında Al kınlıkla yazıyorum. berta ve onun komşusu Saskatche Böyle bir savaş ihtimali gerçeğe dö wan arasında bir savaş olasılığı an nerse, hiç kuşkusuz merkezi Kanada meselesidir, şaka değil! Bu iki kardeş Federal Ordusu’nun duruma müdaha eyalet arasındaki sorun, daha zen le edeceğinden hemen herkes emin gin olan Alberta’nın aralarında inşa dir; o yüzden savaş senaryoları pek at, madencilik, tarım yapan yatırımcı ciddiye alınmaz, lakin konuşulmadan şirketleri araçlarındaki ticari plaka da durulmaz. nın Saskatchewan hükümeti tarafın İki eyalet arasında kurşun kalemle dan 2017 yılında yasaklanması üze yukarıdan aşağıya doğru dümdüz çi rine patlak verdi. zilmiş sınırın tam ortasında yer alan Saskatchewan kısa süreli giriş çı Llyodminster kenti bu ayrı gayrılığın kışlar hariç eyalette çalışan yabancı bir sembolüdür. Savaş ihtimalini test eyaletin araçlarında yerli plaka uygu edebileceğiniz yerdir; şimdi okuyun lamasını talep ediyordu. Bütün dertle ca bu ihtimalin ihtimal dahilinde ol ri yılda hepi topu toplam 5 milyon do duğunu göreceksiniz. Lloydminster lar etmeyen araç plakası resmi harç kenti 1903’te buraya yerleşen Alber larını elde etmek üzerineydi... Federal talı ve Saskatchewanlı halk tarafın Trudeau hükümeti ise “yapma etme! dan kardeş şehir olarak kurulmuş. Sı 5 milyon dolarcık ne ki, ben sana ve nır harita üzerinde çizili, o çizgi bir rivereyim, aranızda bunun için hır gür cadde olarak kentin tam ortasından etmeyin!” dediyse de dinletemedi. geçiyor; iki tarafa ait. Fakat caddenin İki eyalet arasında başlayan plaka sağı ve solunda kalan yerleşim böl krizi, savaş ihtimallerini gün geleri kendi eyalet yasaları tara deme getirdi. Kanada’yı fından yönetilmekte. Kentin huzur ve düşlerin ülke iki halkı var, birbirlerine ga si sanan, herkesin gel liba güvenmiyor olmalılar meye can attığı bu dev ki Lloydminster’ın iki it letin iki küçük eyale faiyesi, iki acil servisi, iki ti arasında savaş se Mahmut ŞENOL polis kuvveti, iki ayrı kü naryoları The National tüphanesi, okulları bulu Post, Globe&Mail gibi ül nuyor. Hani şaka gibi de kenin en sözü geçer gazetelerinde bi dikleri şey, bu işte! le kıyaslamalı biçimde ele alındı. Elbette lazım olursa bir taraf öte Son iki senede, söz dönüp dolaşıp ki tarafın yangınına da gidiyor, ama halen çözümlenmemiş plaka vergisi evvela Alberta yahut Saskatchewan anlaşmazlığına dayanıyor. Alberta’nın yangını! İngiliz birliklerine ev sahipliği yaptı Son gelişmelerden sonra bu ken ğı için muazzam tank taburlarına sa ti ikiye bölen ve iki eyalete egemen hip ve ayrıca hava indirme tugayların lik sağlayan hudutcaddeye, Kuzey da Kanada içinde 1 numara olduğuna Amerika’nın, ABD ve Kanada’nın en kadar şaşırtıcı açıklamalar yapılmak büyük sınır taşları çelikten kuleler ha taydı. Bir federasyon cumhuriyeti için linde dikilmez mi, dikilir, hatta kırmızı de böyle şey olmaz, diyen çıkmadı. ya bile boyanır ve 60 metre yükseklik Tam tersine Saskatchewan’ın güçsüz teki bu çirkin demir kazıkların üstüne lüğü, asimetrik durumu ortaya serildi helikopter, uçak çarpmasın diye çakar ki, bu eyaletin 1 milyonu azıcık geçen almaz lambalar da konulur. halkı için tam bir moral bozukluğuydu. Şimdi kentin ortasından bir cad Bu arada Saskatchewan’ın Türkiye bü de boyu dikili demir kazıklar var; yüklüğünde olduğunu hatırlatmalıyız. Allah’tan henüz tel örgüyle araları ka Alberta’nın nüfusu da öyle ahım şa patılmamıştır. İnsan bu, Ecco Homo; hım sayılmasın; 3 çocuk talimatı bura akıl almaz şeyler ediyor. Bütün bu da yok! Hepsi 4 buçuk milyon. saçmalıklar bana Fransız yazarı And Caddeyi bölen sınır... re Maurois’in “Sıskalar ve Şişkolar” başlıklı, güya çocuklara, fakat evve Fakat Alberta’nın seferberlik halin la büyüklere yönelik yazdığı fantastik de asker sayısı 1 buçuk milyonu ge romanı anımsatıyor. çiyor, genç nüfus! Saskatshewan ise Kitap rahmetli Ülkü Tamer’in çeviri yaşlı amcaları toplasa bile 300 bi siyle dilimize kazandırılmıştı; pek eğ ni geçemiyor. Üstelik Kanada merke lencelidir. “Patapoufs et Filifers” adlı zi hükümeti Saskatchewan’a aske romanda Sıskalar Kemikistan’da ya ri imkân tanımamış, yeterince silahı şıyor ve Şişkolar da Göbekistan’da; yok. Saskatchewan halkının bir geril sonra aralarında savaş başlıyor. la direnişi yapabilmesi de coğrafya ve Komik şeyler velhasılı... topoğrafyası nedeniyle imkânsız; tek Diyeceğim şuncacık şeydir: Kana bir tepesi bile yok, dümdüzdür. Hat da diye bir ülke var, onun içinde Sıs ta derler ki, Saskatchewan’da bir kö kalar ve Şişkolar da var... Dünya ne pek koşmaya başlasın, üç gün sonra garip! uzaktan kuyruğu görülür. O halde Al [email protected] Yoksulluğun başkenti: Amsterdam Böyle bir başlık insanımızı gülümsetmez mi? Dünyanın kişi başına gelir düzeyi en bir örnek olarak gösterildi. (Sözgelimi, hayatında hiç operaya gitmemiş insanlara bu yüksek ülkelerinden birinde yaşayacaksın şans tanındı. Sanata Evet kampanyası top ve yoksul olacaksın. Yoksullar kendilerinin lumda yıllarca süren izler, gelenek ve alış yoksul olduğunu bilmezlerse ne olacak? Bi kanlıklar bıraktı. rilerinin onlara bölüşümde bir eksiklik, bir Gruplara ayrılan katılımcılar şu çözümle yanlışlık olduğunu anlatması gerekmez mi? ri ürettiler: Yoksullukla Mücadele Platformu Ba Eğitimdeki yetersizlikler aşılmalı. tı Amsterdam’da bir akşam toplantısı dü İnsan Hakları ihlalleri, ayrımcılıklar bi zenledi. Katılımcı listesinde bölge beledi tirilmeli. ye başkan yardımcıları, hukukçular, uz İş dünyasının ilgisizliğine çözüm üre manlar, semt evi çalışanları, gönüllüler ve tilmeli. yoksullar da olmak üzere, beyin fırtınası Gönüllü işleri ücretlendirmeliyiz. na hazır, her yelpazeden Amsterdamlılar Bilgi yoksulluğunu bitirelim. vardı. Surinam’dan, Afrika’dan Asya’dan, Ebeveynleri eğitelim. Türkiye’den, Fransa’dan, Balkanlar’dan in Yoksullara umut verelim ve ufukları sanlar... Sorun önce tanımlanmalıydı. Yok nı açalım. sulluk neydi? Neden yoksuldular? İş yaşamına başlangıç eşitliği sağlansın. Tartışmasız kabul gören anlayış; “Eğer Her etnik grubu kendi dillerinde ay dünyanın herhangi bir yerinde yoksullu dınlatalım (160+ dil). ğa bir çözüm bulunabilse, o ülke kesinlikle Eşitlik ilkesini tüm konumlarda kulla Hollanda olabilir.” Yoksulluk kendiliğinden nalım. oluşmuyor, yoksulluk toplum olarak zen Önyargıları bitirelim. ginliği adil paylaşmamızdan kaynaklanıyor. Yoksulluğa desteği yalnızca eğitim, bilgi Genel Hollanda istatistiklerine göre, ve mali kaynak aktarımı olarak değil, aynı her dokuz çocuktan biri, yoksulluk için zamanlarda başka biçimlerde de de ve biz buna göz yumuyoruz. yapabiliriz. Sosyal konutları Hollanda toplumunun bu ko güneş enerjisi desteğiyle do nuda sessizliğinin nedeni, her natalım. Elektrik, gaz mas kesin zaten eşit fırsatlara sa rafları azaltılsın. hip olduğu düşüncesi mi? Her insanın, kurumun, gru bun kendine özgü bir yoksulluk ORHAN SELİM BAYRAKTAR Çevre yatırımı Aslında gerek Hollanda tanımı olacağı aşikâr. Bunları sı konut sistemi ve Hollanda rayla yazıp farklılıkları hep beraber tartışa İmar Yasası yoluyla, belediyelerin organize rak bulmak doğru olacaktı. Sonunda şu gö ettiği, imar izni verdiği sosyal konut proje rüşler genel çerçevede benimsendi. lerini yalnızca güneş enerjisiyle baştan do l Kesin yoksulluk. natmak, kullanıcılarına ve ekonomiye fark l Geçici yoksulluk. lı bir destek verebilirdi. Kışın suyun güneş l Yoksulluk bir mantalite duygusu. enerjisiyle 7 derece ısıtılması bile semti l Gizli yoksulluk, yakın çevre tabuları. düşündüğünüzde çok büyük bir enerji ka l Yoksulluğun yeniden tanımlanma zanımı sağlayacaktı. Güneş enerjisinden sı gerek bu yalnızca ekonomik yetersiz elde edilecek elektrik, yoksul ailelere yeni lik değildir. bir gelir desteği sağlayacaktı. Sorun güneş l Yoksullukla mücadele toplum için bir enerjisini sonradan sübvanse etmek yeri kazanç olacaktır. Ekonomik katkı büyü ne, baştan verilen bir sübvansiyonla çözü yecektir. lebilecekti. Bunun için imar planı değişikli l Farkındalık ve kabulleniş başlangıçtır. ği de gerekmiyordu. Gerçekte bir çevre ya l Çalışanların yoksulluğunu düşünmek tırımı oluyordu. gerek. Katılımcı başkan yardımcıları görüş bildir l Yoksulluğun sayısal olarak bilinme mediler ama dikkatle konuşmaları not etti si gerek. ler. Hollanda İstatistik Bürosu rakamlarına l Yoksulluğu maddi yetersizlik, bilgi göre, Türkler, Faslılar ve Antilliler toplum eksikliği, toplumsal eşitsizlik olarak gör da diğerlerine göre yüzde 25 daha az kaza mek gerek. nıyor. Bu eşitsizlikle mücadelede iş dünya Bu görüşler yurttaşlar tarafından ifa sında ayrımcılığa son verilmesi, eğitimlerin de edildi. Amsterdam’da var olan yoksul diplomalandırılması, iş sözleşmeleri sürele luk yalnızca ekonomik boyutlu olamaz rinin önemi konularına dikkat çekiliyor. dı. Bir sosyal, kültürel boyutu da olmalıy Akşamı yemekle ve müzikle bitirdik. Bir dı. Çözümler sıralanırken Rotterdam’ın çok katılımcı bilgilerini ve bakış açılarını Avrupa’nın kültürel başkenti olduğu dönemdeki, kültürel yoksullukla mücadalesi zenginleştirmişti. [email protected] Yaz Ortası Bayramı’nı kutladık ama... Yaz gerçekten geldi mi acaba? Cuma günü her yıl olduğu gibi Yaz Or tası Bayramı’nı kutladık ama yaz gele cek mi, gelirse ne kadar sürecek, kes tirmek zor. Ortasından öncesi istikrar lı geçmediğinden ortasından sonrası na da güvenemiyor insan. Bayram günü hava sıcaklığı iyiydi ama parçalı bulut luydu. Sanki her an yağmur atıştıracak mış gibiydi. Bayramdan önce meteoro loji haberlerinde yağmur yağabileceği söylendiğinden tedirgindik. Aslında, ar tık onlara da güvenemiyorum. Tahmin leri tutmuyor. Kendi leri de itiraf et tiler. Küre sel ısınmaya bağlı olarak, atmosferde OSMAN İKİZ istikrarsızlık olduğundan ölçümlerde hata olabiliyormuş. Bu du rumda insan düşünüyor. Acaba temmuz nasıl geçecek? Muhtemelen az bulutlu, ara sıra kuzeyden esen rüzgârların ge tirdiği yağmur bulutlarının sıcak havay la temas etmesi sonucu meydana ge len yağışlar altında geçecek. Ah kuzey, ahhhh. Ağustos zaten bazen yağmurlu, baştan sona da çok nemlidir. Boşuna “Çürük ay, çürüme ayı” dememişler. 23 Temmuz23 Ağustos arasının çok nem li olduğu kitaplarda da yazılıdır. Neyse, bayramdan söz edecektim, yazı hava raporuna dönmeye başladı. Pagan gelenek Kuzeyliler eskiden beri haziran ayında en uzun günü, Yaz Ortası Bayramı olarak kutlamaktalar. Yazın garantisi olmasa bile. Ne yapsınlar, kasvetli, karanlık soğuk aylardan sonra, güneşle en uzun süre haşır neşir olacakları günü bayram günü olarak kutlamaya karar vermişler. Tanrı’nın da, o gün kendilerine yakın olduğuna inanmışlar. İlk zamanlarda akıllarına gelmeyen şeyleri de zamanla gelenek haline getirerek, dansıyla, şarkısıyla, yemeğiyle, içkisiyle, aşkıyla, eğlenceli bir bayram yaratmışlar. “Her şey dahil tatil” gibi, eğlenceli bir bayramı kim sevmez. Ben de seviyorum da, yaz ortası demeye dilim bir türlü varmıyor aslında. Yazın geldiğini tam olarak anlayamadan ortasını kutlamak biraz tuhafıma gidiyor. İsveçliler için Yaz Ortası Bayramı 2425 Haziran’dır. 24’ü arife, 25’i de bayram günüdür, ancak kutlamaların ağırlığı 24’ündedir. Eğer 24’ü cuma gününe rastlamıyorsa, bu yıl olduğu gibi 21’inde kutlanır. En uzun günün ne zamandır kutlandığı kesin olarak bilinmiyor. Tektanrılı dinlerden önce insanlar korktukları, kaderlerini belirlediğine inandıkları güneşe, ateşe tapıp kurban adadıkları gibi, en uzun günde de sevinç gösterileriyle, eğlenerek, güneşe minnettarlıklarını gösterdikleri tahmin ediliyor. Hıristiyanlıkla birlikte kurumsallaşan kilisenin de insanlar üzerinde etkinlik kurmak, kiliseye çekmek için pagan geleneklere dinsel kılıf takarak sürdürdüğü görülüyor. Örneğin, Yaz Ortası Bayramı, Hıristiyan kilisesi tarafından 300’lü yıllardan sonra Aziz John Günü olarak kutlandı. Güneşe hasret çekmeyen Akdeniz ülkelerinde Yaz Ortası Bayramı zaman içinde tavsamış olsa da Kuzey Ülkeleri’nde gelenek devam ediyor. Kuzeylilerin tabii ki Aziz John’un doğum günüyle falan ilgileri kalmamış. Onlar için önemli olan, aylarca hasret kaldıkları güneşli günlerin tadını çıkarmak için eğlenmek. Dans, içki, aşk İsveç’te ilk yıllarımda nisan başında doğum patlaması yaşanmasını, bebeklerin ilk aylarını bahar ve yaz döneminde geçirmeleri için ailelerin planladıklarını düşünüyordum. Sonradan öğrendim ki bu çocuklar Midsommar (Yaz Ortası Bayramı) çocuklarıymış. Aslında bunda şaşıracak bir şey yok. Gün boyu dans edip, şarkı söyleyip, yiyip içtikten sonra, hele bir de en uzun günün uğuruna inanıp kutsallık yakıştırması da yapıyorsa çiftler için bundan daha iyi gün mü olur. Eski İsveçliler, tanrısal güçlerin bu en uzun günde hissedilecek kadar yakınlaştığına inanırlarmış. Bugünü sihirli ve kutsal saydıkları için, yaşamın günlük akışından farklı olarak alışık olunmayan şeyler yaparlarmış. Kırda çıplak gezmek, çimenlerde sevişmek gibi. Eğlenceler, halk toplandıktan sonra, bol yaprak, dal ve çiçeklerle sarmalanmış Yaz Ortası Direği’nin (Midsommarstang) şarkılar eşliğinde meydanın ortasına dikilmesiyle başlar. Direk dikildikten sonra çiçek ve yapraklarla yaptıkları taçları (Midsommarkrans) başlarına koymuş genç kızlar, delikanlılar, çocuklar ve yaşlılar direğin etrafında dans eder. Danstan sonra da yemek faslı başlar. Geleneklere bağlı olanlar için, değişmeyen mönü salamura ringa balığı ile somon ve yanında mutlaka taze patates haşlaması. Bu mönüye en yakışan da snaps denilen votkayı andıran içkidir. Sofranın değişmeyen meyvesi çilek, tatlısı da çilekli pastadır. Bira ve snaps tüketiminin bu bayram gününde rekor düzeyde olduğunu düşünerek günün hikâyesini gözünüzde canlandırabilirsiniz. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle