19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 523 HAZİRAN 2019 PAZAR OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK n Baş tarafı birinci sayfada “Türkiye’de Amerikan yörüngesinde bir darbe” yönünde etkin bir biçimde hareket edildiği değerlendirmesini yaptı. Bu değerlendirmeler, FETÖ darbe girişiminden yıllar önce gazetemiz tarafından yapılmıştır. Cumhuriyet gazetesinin bu değerlendirmeleri, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün giriştiği kanlı darbe hareketi ile tartışmasız bir biçimde ortaya çıktı. Eğer 15 Temmuz hareketi başarılı olsaydı laik kesim ve laik ordu tasfiye edilecek, ABD’nin de planı gerçekleşecekti. 15 Temmuz 2016 hareketi üzerinden yaklaşık 3 yıl geçti. ABD’ye FETÖ ile ilgili yüzlerce dosya, binlerce belge gönderildi. Ancak ABD yönetimi bu dosyalara önem ver miyor, belgeleri elinin tersiyle itiyor. ABD derin devleti, FETÖ yoluyla gerçekleştireceği projenin doğruluğuna inanıyor. Önceki gün açıklanan “2018 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”, ABD’nin FETÖ’yü desteklediğini ve bu konudaki kirli planını açıkça dışa vurmaktadır. ABD’nin bu kirli siyasi planı böylece tartışmasız olarak siyasi tarihe geçmiş oluyor... Faşizm ve türcülük  Gezi’ye intikam davasıGezi Direnişi’nin 6. yılında haklarında iddianame düzenlenen 16 kişi hâkim karşısında “Her ne inanç, felsefe ve ideolojiyle insanlar ne yemek istiyorsa, yerler; her ne yemekte sakınca görüyorlarsa, yemezler. Bu kadar basit! Başka insanları kendi inanç, felsefe ve ideolojinize göre beslenmeye zorlarsanız bu faşizm olur. Faşizm ise et yemekten daha tehlikelidir. Çünkü faşizm insanları diri diri yer!” Bu satırlar, Süper Haber adlı internet si tesinde Demet Cengiz imzasıyla yayımla nan “Vegan festivalinde et yiyen azman Firari FETÖ’cü eski savcı Mu lar gerçeği” başlıklı yazıdan bir alıntı. Bu yıl Didim’de üçüncüsü yapılan vegan ammer Akkaş’ın başlattığı so festivali Vegfest hakkında yazılmış bir yazı ruşturma delilleri ve FETÖ’cü polislerin hazırladığı fezleke bu. Didim’e düzenlenen bir basın gezisi sırasında gazeteciler, Vegfest’i de ziyaret etmiş ve söz konusu yazıyı kaleme alan lerle hazırlanan iddianamede 16 sanığın yazar da izlenimlerini aktarmış. Şu satırlarla başlamış yanıt: “Vegan felsefeyi anlatacak değilim. Ben vegan ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor. SEYHAN AVŞAR veya vejetaryen de değilim. Veganlık, sadece et yememek, hayvansal hiçbir ürünü kullanmamak değil, hiçbir şekilde hayvan istismarına izin vermemektir. Bu yüzden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gezi Parkı Direnişi’ne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında iddianame düzenlenen işadamı Osman Kavala, sanat deri pabuç da giymezler, bal da yemezler. Felsefelerini anlıyor ve kendilerine çok saygı duyuyorum.” Yaşam hakkını savunmak faşizm olamaz çı Memet Ali Alabora, Taksim Dayanış Peki buradan “faşizm” iddiasına nasıl ması Sözcüsü Mücella Yapıcı ve avu varıyor konu? kat Can Atalay’ın da aralarında yer aldığı 16 kişi, yarın Silivri’de yargıç karşısına çıkacak. Firari FETÖ’cü eski savcı Muammer Akkaş’ın başlattığı soruşturma delilleri ve FETÖ’cü polislerin hazırladığı fezlekelerle hazırlanan iddianamede 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyor. Davanın sanıklarından Taksim Dayanışması üyesi mimar Tayfun Kahraman tüm yurttaşları davayı izlemeye davet ederek, “Gezi’yi karalama kampanyasına karşı, Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz” dedi. Mimar Tayfun Kahraman, haklarında açılan bu davanın Gezi’nin aydınlık tarihini yeniden yazma ve buradan bir suç çıkarma girişimi olduğunu söyleyerek, “Kutuplaştırıcı bir siyaset diline karşı toplumun tüm muhalif kesimlerinin bir arada durabildiğini gösteren eşsiz bir fotoğraftır. Bu nedenle hakkımızda açılan ve beraat ettiğimiz davalar sonuç vermediği için bu kez uluslararası komplo açıklamaları ile tekrar denenmektedir. Ama unutmamak gerekir ki, Gezi Direnişi herkesin hafızalarında ilk günkü kadar güzel ve temiz bir toplumsal muhalefet alanı olarak yerini korumaktadır” diye konuştu. Dosya FETÖ’cü savcıdan Gezi soruşturması, direnişin ilk günlerinde o dönemin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından başlatıldı. Akkaş, o günlerde soruşturmaya delil bulmak için belirlediği şüphelilerin telefonlarının dinlenmesi talimatını verdi. Yüzlerce sayfa telefon görüşmesi tapesi, polis fezlekesi, polisin fiziki takip sırasında çektiği fotoğraflar ve sosyal medya paylaşımları soruşturmanın delilleri arasına girdi. Akkaş, Gezi soruşturmasını yürütürken 1725 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk soruşturmasını yürüttüğü için görevden alındı. Temmuz 2013’te Gezi Direnişi nedeniyle Taksim Dayanışması üyelerinin de yer aldığı çok sayıda isim gözaltına alındı. İfadeleri alınan isimler daha sonra serbest bırakıldı. Haklarında iddianame hazırlanan bu isimler İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve beraat etti. 4 yıl sonra raftaki dosya yeniden indirildi. Şu an FETÖ firarisi olan Akkaş’ın topladığı delillerin yer aldığı ikinci bir Gezi iddianamesi yazıldı. İddianamede16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri istendi. Deliller imha edilmedi Hazırlanan iddianamede 500’e yakın telefon tapesi yer aldı. Sanıkların 30 Mayıs 201326 Şubat 2014 tarih aralıklarında dinlenmiş olmaları iddianamede dikkat çekti, çünkü o tarihlerde görevde olan binlerce yargı mensubu ve binlerce polis 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olmak suçundan ya ihraç edildi ya da tutuklandı. Ancak topladıkları deliller imha edilmesi gerekirken, yeni bir iddianamenin delili yapıldı. Ali İsmail’in katili müşteki 746 müştekinin yer aldığı iddianamede, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Bekir Bozdağ ve 61. dönem hükümet kabinesi de bulunuyor. Müştekiler arasında en dikkat çeken ise direniş sırasında Eskişehir’de dövülerek öldürülen üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ı tekmeleyenler arasında yer alan Mevlüt Saldoğan’ın bulunmasıydı. Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüne ilişkin görülen davada Saldoğan’a 10 yıl 10 ay hapis cezası verilmişti. İddianamede Gezi Direnişi’nin sembolü haline gelen pek çok eylem, savcı tarafından delil olarak gösterildi. Müzik ve dans etkinlikleri, polise çiçek verme eylemi, sendikaların iş bırakması, duran adam eylemi ve duvar yazıları... Didim’deki basın gezisine davet edilen gazeteciler, Vegfest ziyaretleri dışındaki zamanda kebapçıya da gitmişler anlaşılan...  Demet Cengiz, yazısında, Didim’e giden gazetecilerin Vegfest’i yerinde görmek için ziyarette bulunduğunu; bunun için vegan olma koşulu aranmadığını belirtiyor ve aransaydı Türk basınında 10 vegan gazeteci bulunamazdı diyor. Bu doğru ne yazık ki... Ancak benim takıldığım nokta, gazetecilerin festival dışında ne yaptıkları değil; yazıdaki faşizm algısı...  Madem olur olmaz her şeye “faşizm” damgası vurulmaya başlandı, faşizm nedir onu bir daha yazalım burada... Faşizm, milleti ya da ırkı homojen, organik bir birlik olarak yüceltip diğer tüm kavramlardan üstün tutan aşırı sağ bir ideolojidir. Faşizm kavramı, genel anlamıyla baskıcı, otoriter, ırkçı ve antidemokratik özelliklerden hepsini ya da bazılarını taşıyan yönetimleri, sistemleri tanımlamak için kullanılır.  Veganizm ise, hayvanların da insanlar gibi bilinç sahibi duyarlı canlı olduğu gerçeğinden hareketle, onlara uygulanan meta statüsünü ve her türlü sömürüyü reddeden, özgürleştirici bir etik tutumdur. Temel olarak özünde baskıya, iktidara, zulme ve şiddete karşıdır.  Çıkış noktasını böyle bir felsefeden alan veganlık, bir diyete indirgenemez. Vegan bakış açısı hayatın tümünü kap ‘Herkesi bekliyoruz’ Tüm kamuoyunu yarın görülmeye Sözcü Aksoy: Darbe girişiminini görmezden gelme çabası sar; bu nedenledir ki, hayvanların yaşam hakkını savunmak için hayvansal tüketim yapılmasına karşıdır. başlanacak Gezi davasına davet eden Kahraman, “Herkesi Gezi’yi savunmak üzere Silivri’ye davet ediyorum. Gezi’de yarattığımız hoşgörü ve barış ortamını yeniden ortaya koyabileceğimizi göstermek ve kutuplaştırıcı bir dile karşı, bir arada ne güzel bir birliktelik oluşturabileceğimizi hatırlatmak üzere bizler oradayız herkesi de bekliyoruz” dedi. Ankara’dan ABD’ye FETÖ tepkisi ABD Dışişleri Bakanlığı’nın ülkelerde dini özgürlükler alanındaki uygulamaları incelediği raporu yayımlandı. Raporda, FETÖ lideri Fet ABD Dışişleri’nin ülkelerdeki dini özgürlükleri incelediği raporunda, FETÖ lideri Gülen için “Müslüman vaiz ve siyasi figür” ifadelerine yer verilmesi büyük tepki çekti. ‘Bir şey’ değil, ‘biri’ Öncelikle bu meselede ortada canı alınan bilinç sahibi duyarlı canlılar var. Tabaktaki hayvan parçaları “bir şey” değil, bilinç sahibi duyarlı “birileri”. Hayvanların yaşam hakkına saygı duyulup duyulmaması, basit bir konu değildir ve bu bireysel bir tercih olarak gösterilemez. Çünkü yaşam hakkı en temel haktır ve bu ‘Gezi politik bir davadır’ hullah Gülen’den “Müslüman vaiz ve verme vaadinde bulunduğu ancak 24 ması 15 Temmuz hain darbe girişimisiyasi figür” olarak bahsedilmesine Haziran’daki seçimleri kazanmasının ni görmezden gelmek ya da bu girişi mücadele, çağımızın önde gelen toplumsal adalet mücadelelerinden biridir. Gezi davasının savunma ekibinde yer alacak olan avukat Özgür Karaduman ise Gezi davasının politik bir dava olduğuna dikkat çekti. Karaduman, “Silivri’de görülecek olan davada, delilsiz bir iddianame ile sadece 16 yurttaş değil, kural, yasa tanımaz bir siyasal iktidara karşı Gezi Parkı’nda demokratik itirazlarını yükselten milyonlarca yurttaş da yargılanmak istenmektedir. Açık ki, siyasal iktidar, yurttaşlar üzerindeki hegemonyasını yitirdikçe, muhalif kesimlere gözdağı verebilmek, gelecekte ortaya çıkma ihtimali olan yeni itiraz hareketlerini yargılamalar yo Ankara tepki gösterdi. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın “2018 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu”nun Türkiye bölümünde FETÖ lideri Gülen’den “Müslüman din adamı ve siyasi figür” şeklinde bahsedildi. Raporda, “hükümetin darbe girişimiyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle yabancı vatandaşları gözaltına almayı sürdürdüğü” vurgulandı. Bu bağlamda da Amerikalı rahip Andrew Brunson davası örnek olarak verildi. Raporda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ayında başkanlık seçimleri kampanyası kapsamında cemevlerine yasal statü ardından bu yönde bir adım atmadığı belirtildi. Yılsonu itibariyle hükümetin halen cemevlerini ibadet yeri olarak tanımadığının altı çizildi. Dışişleri’nden açıklama Rapora tepki gösteren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, “FETÖ terör örgütü elebaşından ‘Müslüman vaiz ve siyasi figür’ olarak bahsedilmesi, bu raporun en başından hangi odakların etkisiyle ve hangi artniyetlerle kaleme alındığının açık göstergesidir. 251 vatandaşımızı katleden terör örgütü başının bu şekilde tanımlan me destek vermek anlamına gelmektedir” dedi. Aksoy açıklamasında Rahip Brunson davasına da değinerek şunları ifade etti: “Rahip Brunson dini inancı nedeniyle değil, terörizmle bağlantısı nedeniyle mahkum olmuştur. Yaptırım ve tehditle değil, yargı kararıyla cezasını çektikten sonra tahliye edilmiş ve ülkesine dönmüştür. Buna rağmen, Brunson davasının raporda geniş yer tutarak bir din hürriyeti ihlali gibi gösterilmeye devam edilmesi, ABD yönetiminin konuyu istismar etmeyi sürdürme çabasından başka bir şey değildir.” l Haber Merkezi “Başka insanları kendi inanç, felsefe ve ideolojinize göre beslenmeye zorlarsanız bu faşizm olur” cümlesinde “zorlama” kavramı ile yaratılmak istenen algı da sorgulanmalıdır. Kimse kimsenin ağzına zorla istemediği bir lokmayı sokuyor değil. Ama insanlara yaptıkları tercih nedeniyle yılda 150 milyar hayvanın katledildiğini, hayvansal ürünlerin insan sağlığına zararlı olduğunu ve bu tüketimin çevreye büyük zarar verdiğini yani gerçekleri anlatmak şarttır. Bu, hayvanların, insanların ve yeryüzünün özgürlüğü için gereklidir. Ayrıca ortada bir “zorlama” varsa, o da hayvanların canının alınmasıdır. Gerçek zorlama odur.  lu ile önlemek istemektedir. Siyasal iktidar ile aynı gemide olmayı reddeden neredeyse herkes, ‘cadı avına’ dönüşen yargılamalardan nasibini almaktadır” diye konuştu. Gezi davasının 6 iğneli fırça BM Raportörü: Kaşıkçı cinayetinde etkin soruşturma yürütülmedi zafertemoçin ‘Türkiye, Suudi’lerin yıl sonra yeniden açılmış olmasının demokratik itiraz haklarını kullanmak isteyen yurttaşlara yönelik yeni bir gözdağı olduğunu aktaran Kara misillemesinden korktu’ duman, “Siyasal iktidarın, 6 yıl önceyi değil bugün ve yarını yargılamak, yurttaşların cezalandırılacağı tehdidini güncel tutmak istemektedir” dedi. HÜSEYİN HAYATSEVER Birleşmiş Milletler’in (BM) açıkladığı ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “kuvvet Türkiye’nin yürüttüğü Kaşıkçı cinayeti soruşturmasının uluslararası standartları karşılamaktan uzak olduğu belirtilen raporda, “Soruşturmayı yürütenler, Viyana Sözleşmesi uyarınca bir en 600 gündür bekliyor İş adamı Osman Kavala ve Bernard le destekliyoruz” dediği gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili raporda, Türkiye’nin Suudi yetkililere yönelik etkin soruşturma yapmadığı gel bulunmamasına rağmen Suudi Konsolos’un rezidansını hemen aramadılar. Ayrıca, 6 Ekim’de, Türkiye’den ayrılan Suudi Konsolos’un ifadesi de van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit eleştirisi yer aldı. BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar alınmadı” denildi. Türk emniyet yetkilileri ile sav Aksakoğlu Gezi davasının tutuklu olan Özel Raportörü Agnes Callamard’ın duyurduğu cının Viyana Sözleşmesi’nin 31. maddesi gere iki sanığı. Kavala 18 Ekim 2017’de gözaltına alınıp, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Kavala hakkındaki iddianame tutuklandıktan 476 gün sonra yazıldı. Kavala 600 gündür tutuklu bulunuyor. Aksakoğlu ise aynı soruşturma kapsamında sivil toplum aktivistlerine 16 Kasım 2018 tarihinde raporda, “Türkiye, Suudilerin misilleme yapmasından endişe duyuyordu. Bu endişeler, Suudi Konsolos’un rezidansına izin almadan girilmeme kararında ya da Viyana Sözleşmesi’nce koruma altında olmayan Suudi vatandaşların tutuklanmamasında etkili oldu” tespiti yapıldı. Callamard’ın 19 Haziran’da açıkladığı ve Suudi Arabistan’a Türkiye’den özür dileme çağrısının bulunduğu raporun açıklanmasının ardından hükü ği Suudi Arabistan’ın iznini beklemeden cinayet şüphesiyle konsolosluğa girip hemen arama yapabilecekken bunun yapılmadığı vurgulanan raporda, konsoloslukta cinayet işlendiğinden şüphelenilmesine rağmen Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosu’nun da aralarında bulunduğu konsolosluk yetkililerinin Türkiye’den çıkışına izin verildiğine dikkat çekilerek, “Konsolosluk hukukunda Türkiye’nin Suudi Konsolos El Uteybi’yi tu düzenlenen operasyonla gözaltına alın met, raporun olumlu olduğunu açıklamış ve des tuklamasına, ya da en azından sorgulamasına ve dı. Gözaltına alınan çok sayıda kişi ara tek vermişti. Ancak raporda Türkiye’de yürütülen Türkiye’den çıkışına izin vermemesine engel bir sında tek tutuklanan Aksakoğlu oldu. soruşturmayla ilgili eleştirilere de yer verildi. hüküm bulunmuyordu” denildi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle