25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 23 HAZİRAN 2019 PAZAR haber/yorum Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Sevgili okurlarım seçimde kim kazanırsa kazansın artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Şöyle ki, bildiğiniz gibi 17 yıllık AKP iktidarı uzmanların, bilim adamlarının, odaların uyarılarını kulak arkasına atıp, bilerek ya da bilmeyerek pek çok yanlış yaptılar, denetim mekanizmasını devre dışı bıraktılar en çok da rant hırsıyla plansız programsız yapılan işler çökmeye başladı. Örneğin Karadeniz derelerine HES yapmayın, bölgenin ekolojik dengesini bozarsınız uyarıları dinlenmedi, ayrıca, yel değirmeninden biraz daha hallice “HES’lerin ürettiği elektrik de anca bir kasabaya yeter” denildi. Sonuçta üzerlerine HES yapılan dereler kurudu, bölgenin ekolojik dengesi altüst oldu. Kısaca, Karadeniz HES mezarlığı oldu. Şiddetli sağanak yağmurlar başladı. Geçenlerde sel suları nasıl olmuşsa hâlâ çalışan bir HES’in borularını ve havuzunu patlattı. 6 kişi öldü, kayıplar var. Bakanlar patlamanın Allah’tan olduğunu söylemekle yetindiler. Yani Allah’ın işi gücü yok Karadeniz’de yapılmış bir HES’i patlatıyor. Aklımızla dalga geçmeyin, Allah’ın gücüne gidecek! Sonra bakın yapişlet modeliyle yapılan İstanbul Havaalanı. Kış bastırsın kesinlikle kullanılmayacak. Sadece yazlık bir havaalanımız olacak, bununla övünebiliriz çünkü bir ilk. Nedenlere gelince, bölgenin 121 gününün sisli ve rüzgârlı olması. Kışın paşa paşa babadan kalma Atatürk Havaalanı’na döneceğiz. İstanbul Havaalanı’nın acayip tehlikeli olduğunu Tayyip Erdoğan ve devlet erkanı uçmak için Atatürk Havaalanı’nı kullanmaya başlayınca daha iyi anladım. Gelelim medyaya, gerçek tirajları yerlerde sürünen yandaş medya ve bu medyada büyük paralarla çalışanlar için bugün kötü günlerin başlangıcı! İşe yaramıyorlarsa bu asalakları neden beslesinler! Bu arada bir çift sözüm de sendikalara! Kıdem tazminatı gibi önemli bir konuda Kartal’da miting yaptılar, anca 1500 kişi toplayabildiler. Artık onlar da oturup yepyeni bir sendikalaşma için kafa yormalılar. Yılda 23 kalın kimsenin okumadığı rapor yayımlayıp başkanları Meclis’e göndermekle bu iş olmuyor. Şimdi sizlere bir film hikâyesi anlatmak istiyorum. Filmin adını unuttum, filmi Tuncel Kurtiz’le birlikte Kars’ta basık ve havasız bir salonda birlikte izleyip hüngür hüngür ağlamıştık. Gezici Festival’in Kars’a getirdiği filmlerden biriydi. Film bir Norveç filmiydi. Norveç hükümeti ülkesindeki partilerin kültür kollarına para vermiş, her parti kendini bir filmle anlatsın demişti. Film, beş orta metraj filmden oluşuyordu. Her parti kendini anlatmıştı ama bizi en çok etkileyen komünist partinin filmiydi. Film bir benzin istasyonunda başlıyordu, hemen hepsinin saçları ağarmış, göbekleri şişmiş komünist partililer ellerinde tüfekler, geleneksel av günü için bir araya gelmişlerdi. Önce yıl içinde ölenler için küçük bir saygı duruşu yapıldı, ardından ekip marşlar söyleyerek yola koyuldu. Birden bir çığlık duydular, hemen sesin geldiği tarafa koşup yamaçtan aşığı baktılar, gencecik, beyaz giysiler içindeki bir kız aşağıdaki bataklığa usul usul gömülüyordu. Hemen bataklığa doğru koştular ve bataklığa daldılar, el ele vererek kıza ulaştılar ve tekrar el ele kızı yamaca çıkardılar, kız koşarak uzaklaştı. O da ne, hepsi bataklığa girmişti, usul usul batıyorlardı. Birbirlerine baktılar, el ele tutuştular ve Enternasyonel marşını gür bir sesle söyleyip usul usul battılar. Bataklık hepsini yuttu. Yani dostlar hep birlikte bir bataklıkta usul usul batmaktayız. Üstelik şimdilik bize uzanan herhangi bir dal yok. Tek gücümüz birbirimize sımsıkı sarılmak ve birden hep birlikte fırlayarak bataklığın öbür tarafına geçmek. Ya geçeriz ya da boğulur gideriz. Karar hepimizin. 23 HAZİRAN 2019 SAYI: 34227 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 03:25 03:17 03:51 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05:25 13:11 17:11 05:13 12:56 16:53 05:41 13:19 17:13 Akşam 20:47 20:28 20:46 Yatsı 22:38 22:15 22:28 Dün Galileo’nun 69 yaşındayken ev hapsine mahkum edilişinin 386. yıldönümüydü. Çoğunluk olmak, haklı olmak değildir. Galileo, “Dünya dönüyor!” dediğinde azınlık bile değil, yalnızdı. Çoğunluktan daha fazlasını, herkesi buldu karşısında. Ama Galileo’nun mumyalanmış işaret parmağı, yanılan çoğunluğa doğru yönü gösterdiği anlaşıldığından beri, Floransa Bilim Tarihi Akademisi’nde antika gökbilim aletlerinin yanında bir “aziz kalıtı” gibi sergileniyor. Ne ilginçtir ki, Galileo’nun cenazesinden sadece yıldızları gösteren işaret parmağı alınmamıştır “kutsal emanet” olarak. Mumyalanmış omurgası, Podova’daki Bo Üniversitesi’nin hazinesidir. Haydi, işaret parmağını anladık. Ama niye istisnai beynini taşıyan kafatasını değil de, omurgasını sakladılar Galileo’nun, dört yüzyıldan beri? Çoğunluğa karşı yalnız ve cesur, dik durduğu ve omurgası Engizisyon Mahkemesi tarafından kırılana kadar belini eğip bükmediği, bildiği doğrunun arkasında durduğu için mi? Kuşkusuz. Almanya’da Hitler yandaşları da muazzam bir çoğunluktu Zaten Nazi partisini seçimle iktidara taşıdılar. SSCB’de Stalin yandaşları da epeyce çoğunluktu. İspanya’da eklemek için merak etmek, çalışmak ve fedakârlık et mektir. Eğer insanlığın ortak bilgi dağarcığını, sil baştan oluşturmaya kalkarsak, yeri mizde sayarız. Hatta her ku Tarihi parmak şak, geçmişten geleceğe aktarılan en temel deneyimleri bile yok sayıp, her seferinde yeniden sınamaya başlasaydı, bilgi birikimi olduğu yerde gösterir, omurga kalır, insan soyu ilkellikten kurtulamazdı. yazar... Kimi toplumlar, uygarlık faşist Frankistler de 40 yıl çoğunluğa mıhlandılar. İran’da Şii şeriatçı çoğunluk 40. iktidar yılını kutladı. Taliban da çoğunluktu, yeniden çoğunluk olmaya aday Afganistan’da. Keza Avrupa’nın pek çok ülkesinde, demokratik seçimlere dayanarak yükselen ırkçılığa, faşist dememek için “soft” bir tanım icad edildi: “Popülist”. Çoğunluğun seçtiği tüm iktidarlar insanlığa yararlı doğruları mı savunuyor? Toplumları eşitliğe, adalete, yolunda ilerlemeyi okuyarak öğreniyor. Kimi toplumlar ise tarihi bilmedikleri, kendilerinden öncekilerin deneyimleriyle ilgilenmedikleri için en temel olguları bile her kuşakta aynı yanlışları yaparak kafalarını duvarlara vurarak, çoğu kez de kırarak öğreniyorlar. Kültür birikimi, elbette ki her zaman felsefe, edebiyat ve güzel sanatlar demek değil. Deneme/ yanılma yöntemiyle yeryüzü/insan ilişkisine dair öğrenilen en basit ve bir o kadar önemli gerçekler özgürlüğe mi taşıdılar? de kültür birikimidir. Üstelik insan Hayır. uygarlığının, salt toplumsal değil, Oysa ülkelerini aydınlığa, uygar evrensel anlamda yararlı ve gerekli lığa taşıyan, özgürlüğe kavuşturan bir parçasıdır. mutlu çoğunluklar da var. Demokrasi, seçimlerden ibaret Her kuşak Amerika’yı yeniden olsaydı bütün çoğunlukların aynı başarıyı göstermesi gerekirdi. keşfetmek zorunda mı? Ne var ki “yaşayarak öğrenmek” Okuyarak mı, yaşayarak mı öğrenmek? dediğimiz bu tür uygarlık deneyimleri bazen çok zaman alıyor, pek çok kuşağın geleceğini çalıyor, her Uygarlık, bizden önce yaşayanla 16 (bir kuşak) yılda bir Amerika kıta rın bazen büyük fedakârlıklar karşı sını yeniden keşfe çıkarmak zorun lığında edindikleri bilgi birikiminden da bırakıyor... yararlanmak ve üstüne yeni bilgiler Oysa atasal deneyimler bilinse, tarihe değer verilse; kuşaktan kuşağa hazıra konduğumuz kültür, sanıldığından çok daha kapsamlıdır ve bize hayatı kolaylaştıran sayısız temel bilgiyi içerir. Örneğin... Ateş yakar. Su boğar. Toprak kayar. Deprem yıkar. Keza soğuk dondurur, sıcak eritir. Kar üşütür, yağmur ıslatır. Buz kayar, bıçak keser, gaz patlar, benzin tutuşur. Bunları bilmek için yeniden öğrenmeye gerek yoktur, zaten yeteri sayıda insan, yanılmaya fırsat bulamadan, deneme aşamasında telef olmuştur! Böylece, yağmur sudur. Su akıllıdır, yağınca yolunu bulur ve dere yataklarından akar. Önüne engel çıkarsa yazıktı, günahtı, insandı, hayvandı, maldı tanımaz, sel olur basar, boğar ve işgal edilen mülkünü geri alır. Kalpazan omurgasıyla tarih yazılmaz! Dolayısıyla ortak kültür birikimi, dere yataklarına bina yapmamak, gece kondurmamak, çadır kurmamak gerektirir. Tersi, cehalet bile değil, ilkelliktir ve değişmez gerçekler, deneye deneye yeniden öğrenilir: Ateşte yanılır, suda boğulunur, toprak altında kalınır, depremde yıkılınır, vb. En temel gerçek ise, tarihin kalpazan omurgasıyla yazılmadığıdır! Bugün her birimizin Galileo olması, parmağımızın doğru yönü göstermesi, omurgayla tarih yazması gerekiyor. Seçim siyaset için; ama siyaset yasak bugün. Yasağın siyaseti oylanacak. Ama soyut konuşmakyazmak hatta şarkı söylemek bile serbest: “İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar?!” H Soyutun soymakla ilgisi yok, derin fikirlerle alakası çok. ABD’nin 3. Bakanı Thomas Jefferson (18011809) iki yüz küsur yıl önce demiş ki: “Halk, iktidardan korktuğu zaman tiranlık; iktidar halkdan korktuğu zaman özgürlük vardır!” Bizim Jeffersonumuz da rahmetli Süleyman Demirel. Neyi ima ettiğini halkın ferasetine tevdi edip deterjan reklamcısı gibi konuşmuştu “Bugünün güneşiyle dünün çamaşırlarını kurutamazsınız.!” H İngiltere Başbakanı Benjamin Disraeli (18041881) en gerçekçi tüyönün sahibidir. “Bir insan hakkında fıkralar yapılmaya başladı mı, artık onun istifası gelmiştir.” H Savaş Sanatı’nın ölümsüz yazarı Çinli asker, filozof Sun Tzu’nun liderlere en harbi tavsiyesi şudur: “Lider örnekle liderlik eder, güçle değil.” H ABD’nin köle ticaretine son veren Başkanı Abraham Lincoln (186165) ise ilginç bir ölçü koymuştu: “Bir ülke, yarı köle yarı özgür insanlardan oluşursa yaşayamaz.” İngiltere Başbakanı Churchill de (194045/195155) işportaya düşmüş siyasetçinin koreograifisini şöyle açıklıyor: “Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir.” H Amerikan medya patronu W. R. Hearst’e göre de siyaset bir fedakârlık mesleğidir: “Bir politikacı işini kaybetmemek Sandık sanmadık... için her şeyi yapar. Hatta vatansever bile olur.” Yine İngiltere Başbakanı Churchill meslek sırrı verir gibi konuşmuştur: “Politika gerçekleri gizleyip yalan söylemek değildir; gerçeklerin istediğiniz yanını göstermektir!” H Holywood yıldızları da siyasetin bir rol yapma sanatı olduğuna parmak basarlar. 100. doğum gününden önce Bop Hope (19032003) şu açıklamayı yapmıştı: “Siyasi propaganda öyle bir sanattır ki, insan başkasının ayağına basarken, kendisi ah der.” H Sadece politikacılar değil ihtilalciler de açık sözlü ve içten konuşurlar. Che Guevara’nın (19281967) gerçekçiliği benim diyen politikacıda yoktur: “Ben kurtarıcı değilim. Kurtarıcı diye bir şey yoktur. İnsanlar kendilerini kurtarırlar.” H İşin tuhafı ABD’nin efsenevi Başkanı Roosevelt (19011909) ise ihtilalci gibi konuşur: “Bir oy tüfeğe benzer, işlevselliği kullanıcının karakterine bağlıdır.” H Sadece gaz odası sabun değil, siyaset ve propaganda deyince de boyu devrilesi Hitler’i anmamak olmaz elbet: “Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, ya KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK lanı sürekli tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar!” H Elbette siyaset aşk ise, aşkın en eskisi, en aşkını Platon’dan beri (MÖ 427 MÖ 347) platonik olmayanıdır. Şöyle demiş bizim eskilerin Eflatun da dediği Platon: “Siyasetle uğraşmamanın cezası, sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir.” H Bir başka ABD Başkanı Ronald Reagan (198189) ise tecrübesini değilse de gözlemini konuşturur: “Siyasetin en eski ikinci meslek olduğu iddia edilir. Şunu fark ettim ki ilk mesleğe çok yakın bir benzerlik gösteriyor.” H Alafranga, “Hayat bumerangtır!” ama bizim atasözümüz en keskinidir: “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.” H Kızılderililerin, beyaz adamlara uzun adamlara atını tekmeyen kovboylara vasiyetidir: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; uzun adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.” H Aziz Nesin’in (19151995) yüzde 60 değil, yüzde 100’ümüz adına tekrarladığı bir sözdür: “Bazı siyasetçiler vatanı, bir mandıra sahibinin mandırasındaki koyunları, inekleri sevdiği gibi eti sütü için severler!” H Şarkılara yasak yok demiştik: “İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar Düşsün suya yer yer (siz sandığa da diyebilirsiniz) erisin eski zamanlar, Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar. Bir tatlı huzur almaya geldik sandıktan, ah sahdıktan..” (B.Kemal ÇağlarM.N.Selçuk) behicak@yahoo.com.tr YARGITAY’DAN EMSAL KARAR Doktor, ameliyat sonrası hastayı takip etmeli Yargıtay, ameliyat sonrası hastanın durumunu takip etmeyen operatör doktorun “görevi kötüye kullanma suçu”ndan sorumlu olduğuna hükmetti. “İçtihat Metni” niteliğindeki emsal kararla birlikte, ameliyattan sonra hastasını takip etmeyen, gerekli vizite hizmetini vermeyen doktor Asliye Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıkacak. Sol kasıktaki ağrı şikâyetiyle devlet hastanesine getirilen 8 yaşındaki çocuğa uzman doktor tarafından, “inguinal herni tanısı” (kasık fıtığı) teşhisi konuldu. Aynı doktor tarafından ameliyata alınan çocuk, operasyon sonrası kusmaya başladı. Görevli hemşire, kusma halinin normal olduğunu söylese de çocuğun kusmuğu renk ve yapı değiştirmeye başladı. Durumdan haberdar edilen anestezi uzmanı, hasta çocuğa emedur fitil uyguladı. Gece saatlerinde kusması azalan çocukta bu kez kasılmalar başladı. Nöbetçi doktor, çocuğu başka bir hastaneye sevk etti. Çocuk, yolda hayatını kaybetti. Acılı aile, ameliyatı gerçekleştiren doktorun, hastayı takip etmediğini öne sürdü. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “taksirle adam öldürme” suçundan doktor hakkında dava açıldı. Sanık doktorun yaptığı ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu ancak postoperatif dönemde hastanın vizitini yapmamasının eksiklik olduğu vurgulandı. Tarafları dinleyen mahkeme, sanık doktorun beraatına hükmetti. Aile, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 12. Ceza Dairesi girdi. Yargıtay kararında, “Sanığın ameliyat sonrasındaki süreçte gerekli takip ve kontrol muayenesini yapma konusundaki ihmali nedeniyle, eylemin TCK’nin 257/2. maddesindeki ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde beraatına karar verilmesi yasaya aykırıdır. Kararın oybirliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” denildi. l İHA İzmir’de LGBTİ yürüyüşüne müdahale İzmir’de bu yıl 7.’si düzenlenen LGBTİ+ Onur Haftası’nda dün İzmir Alsancak’ta toplanan kitlenin yürümesine polis izin vermedi. Polis müdahalesinde 16 kişi gözaltına alındı. İzmir’de bu yıl 7.’si düzenlenen LGBTİ+ Onur Haftası etkinlikleri kapsamında Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan grup basın açıklamasının ardından yürümek istedi. Yürüyüşe izin vermeyen polis kitleye biber gazıyla müdahale etti. Müdahalenin ardından Alsancak Kordon’da oturma eylemi yapan 16 kişi gözaltına alındı. l Haber Merkezi Hollanda’dan Türkler için sosyal yardım düzenlemesi Hollanda hükümetinin, Türkiye’de daire, yazlık ve diğer taşınmazları bulunan kişilerin sosyal yardım almasını engellemek amacıyla yasa değişikliğine gideceği savunuldu. BBC Türkçe’nin haberinde, yeni düzenlemeye göre, Türkiye’de mal varlığı olan kişilerden, önce bunları satıp geçinmelerinin isteneceği aktarıldı. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Murat Alan’ı dövenlere tahliye Türk askerine hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açılan Yeni Akit Gazetesi Haber Müdürü Murat Alan’ı sopalarla darp ettikleri iddiasıyla tutuklanan 4 kişi, Adli Tıp Kurumu’nun Murat Alan’a ilişkin “basit yaralama” raporu üzerine dün tahliye edildi. l Haber Merkezi 13 milyon TL’lik eşya yakalandı Ticaret Bakanlığı Gümrük Muhafaza Ekipleri, Sarp Gümrük Sahası’nda gerçekleştirdikleri operasyon ile değeri yaklaşık 13 milyon lira olan eşya kaçakçılığını ortaya çıkardı. Türkiye’ye soktukları kaçak eşyaları bırakarak Gürcistan’a geçmeye çalışan 3 TIR, Gümrük Muhafaza Ekipleri tarafından yakalandı. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle