19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 HAZİRAN 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Etek olayı ve laiklik  “Bu etek boyu bir avukata yakışıyor mu? Müslüman bir ülkede yaşıyoruz.”  Yıl 2019... İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi’nde görülen bir duruşmada, hâkim Mehmet Yoylu, avukat Tuğçe Çetin’e söyledi bu sözleri.  Etek boyu ile adalet arasında doğrudan bir ilişki kuran hâkim, belli ki etek ile etiği karıştırıyor.  Belli ki kadın bedeni üzerinden ahlakçılık taslıyor.  Belli ki cinsiyetçi bir yaklaşımla kadını aşağılıyor.  Etek boyu kısa olanın ahlakı da az olur diye düşünüyor...  Olayın beni rahatsız eden bir yanı, erkek egemen kültürün böyle fütursuzca yargıya çöreklenmiş olması...  Diğer yanı ise, bir hâkimin, bir avukatın etek boyuna dini referansla karışma hakkını kendinde bulması! Burası bir İslam Cumhuriyeti değil! Anayasanın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir ülke olduğunu yazıyor. Türkiye’de yaşayanların çoğunluğu, kendini “Müslüman” olarak tanımlıyor olabilir ama devletin dini olmaz. Bu ülkede Müslüman olmayanlar da yaşıyor ve onlar da vatandaş!  Laiklik, hukukta ve devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını gerektirir. Oysa gün geçmiyor ki Türkiye’de bunun aksi olmasın. Hukuk yerine ‘şeriat’? AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Mayıs’ta Adli Yargı, Hâkim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni’nde konuştu ve şu cümleleri kurdu:  “Şeriatın kestiği parmak acımaz sözündeki adalete mutlak teslimiyeti muhafaza etmenin yolu, işimizi hakkıyla yapmaktan geçiyor. Şeriata, yani hukuka olan bağlılığı ne derece güçlü tutarsak, geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz.” Hemen arkasından “Sizlerin tek görevi, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de adaletin işlemesini temin etmektir” diye de ekledi...  Ancak devleti tanımlarken, anayasada yazdığı gibi “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” demedi. Kendisinin son dönemde hukuk yerine şeriat kavramını kullanması oldukça dikkat çekici.  İslâm Ansiklopedisi, şeriat kelimesini şöyle açıklıyor: “İslam’a ait dini, ahlaki ve hukuki hükümler bütünü anlamında bir terim.”  Arapça’da, aynı zamanda, “kanun/yasa, hukuk ve töre” gibi anlamlara gelen bu sözcüğün, bazen yol, yöntem anlamında kullanıldığını da biliyoruz.   Fakat Türkiye’de hukuktan söz ederken laikliğe yer vermeden “şeriat” demenin farklı bir niyete dayanmadığından nasıl emin olacağız?  “Şeriatın kestiği parmak acımaz” diyerek doğrudan İslam hukukunun geçerli olduğu bir döneme atıf yapılıyorsa... AKP gibi sürekli olarak şeriat uygulamalarını gündeme getiren bir parti iktidardaysa...  On yıllardır gerici sağ iktidarlar ve son olarak da AKP eliyle yok edilen laikliğin anayasada sadece adı kalmışsa... Kastedilenin şeriat hukukuna referans yapmadığından nasıl emin olacağız?  Yobazlık çemberine alınan hukuk Adliye koridorlarında etek olayı dışında yaşanan diğer olayları hatırlıyor musunuz?  Gaziantep Adliyesi’nde türbanlı memurlar görev yaparken, yetkililer yasal dayanak olmadığı halde küpe takan bir memur hakkında tutanak tutmuştu.  Kahramanmaraş Adalet Sarayı’nda çekilen görüntüler medyaya düştüğünde, adliye koridorlarının cuma namazı bahanesiyle adeta camiye çevrildiğini, vaaz verildiğini görmüştük.  Müftülere resmi nikâh kıyma yetkisinin verildiği... Eğitimin cemaat ve tarikat ablukasında olduğu bir ülkede, Hukukun da tarikat ve cemaat yapılanmalarıyla yobazlık çemberine alındığı gün gibi ortada. Hukukun uygulayıcısı olması gereken hâkim, dini gerekçeyle avukatın etek boyuna karışarak yasaya aykırı davranma cüretini buradan alıyor.  Etek olayının en vahim yanı budur. Yolsuzluk merkezdeBinali Yıldırım ‘İSPARK niye zarar ediyor anlamış değilim’ dedi. Cumhuriyet sarsıcı raporu açıklıyor: Cumhuriyet, AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Binali Yıldırım’ın “İS PARK niye zarar ediyor anlamış deği lim” dediği İBB şirketiyle ilgili bilirki şi raporlarına ulaştı. Bilir kişiler, “yolsuzluk yaptık ları gerekçesiyle işten çı karılan otopark görevlile rinin İSPARK merkezin aykut küçükkaya de bulunan bilgisayarların şifrelerini kırmasının hayatın akışına uygun ol madığı” tespitini yaparak yolsuzlukta İSPARK’ın genel merkezini işaret etti. İSPARK’ta (İstanbul Otopark İşlet meleri Tic. AŞ) iki yıl önce işten atı lan 21 kişi arasında yer alan otopark görevlisinin açtığı işe iade davasında dosyaya giren iki bilirkişi raporunda çarpıcı tespitler yer aldı. Bilirkişiler “yolsuzluğun yapıldığı server kayıt larının İSPARK’ın uhdesinde olduğu na” dikkat çekti. Bilirkişi, işten atı lan otopark görevlilerinin bilgisayar lardaki şifreleri değiştirerek para sal kayıtlar üzerinde oynama yetene ğine sahip olmadığını vurguladı. İki bilirkişi raporu “İSPARK’ta organi ze bir yolsuzluğun yaşandığını” göz ler önüne serdi, İSPARK’ın üst dü zey isimlerine dokunulmadığını or taya koydu. Ne olmuştu? Cumhuriyet, iki yıl önce ikinci Akbil skandalını “İSPARK’ta fiş vurgunu” başlığıyla kamuoyuna duyurmuştu. İBB iştiraki İSPARK’ta “otopark ücreti ödeyen yurttaşlara verilen fişlerin silinmesiyle” milyonlarca liralık vurgun yapıldığı belirlenmişti. 2017 yılının Mayıs ayında kurum içinde yürütülen gizli soruşturma kapsamında İSPARK’ın açıklamasına göre 21 otopark görevlisinin iş akdi feshedildi. İSPARK’ın işten çıkarttığı 21 otopark görevlisinin arasında bulunan isimler, haberimizin ardından kurumun yolsuzluk miktarı olarak açıkladığı “819 bin TL’yi” “komik” bulmuştu. O dö BİNALİ YILDIRIM: Zararı ben de anlamış değilim AKP’li Binali Yıldırım’a, önceki gün katıldığı TV5’te canlı yayında İSPARK’ın zararı soruldu. İSPARK’ın geçen yılın son çeyreğinde 18 milyon lira zarar ettiğinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Onu ben de anlamış değilim. Gelince anlayacağız. Benim de kafama yatmıyor” ifadelerini kullandı. l İç Politika ÇALIŞANLARIN ÜZERİNE ATILMAYACAK KADAR BÜYÜK İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis üyesi ve CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı bilirkişi raporlarını Cumhuriyet’e şöyle değerlendirdi: “İspark yolsuzluğuyla ilgili devam eden yargılamalar sırasında ortaya çıkan bilirkişi raporları bize iki hususu net olarak gösterdi. İlk olarak bilirkişi raporuna göre sokakta çalışanların mevcut teknik bilgileriyle ve sistem şifreleri olmadan el terminallerini hackleme şanslarının olmadığı şeklinde. Eğer bir şekilde cihazları hackleyenler olursa bile sistemin anlık alarm vererek yolsuzluğun hemen fark edilmesi mümkün. Bu sistem sayesinde o günkü İSPARK yetkililerinin iddialarının aksine sokakta çalışan hiç kimse yakalanmadan uzun süre yolsuzluk yapamaz. Ortaya çıkan ikinci husus da yolsuzlukla suçlanan çalışanların iddia ettiği gibi şirket merkezinde bulunan server üzerinde geriye dönük her türlü değişikliğin yapılabileceği. Sadece ortaya çıkan bu gerçekler bile yolsuzluğun çok daha derinlerde olduğunu ve meselenin sokakta çalışan emekçilerin üzerine atılamayacak kadar büyük olduğunu bize gösteriyor. Takipçisi olacağız.” nem gazetemize konuşan otopark görevlileri, “Bizim yaptığımız işlemlerin aynısının fazlasını içeride yapabiliyorlar. Benim haberim olmadan cihaza araç girişi, araç çıkışı, fiş keser, fiş çıkarır, borca gönderir. Her şeyi yapabilirler” diyerek İSPARK yönetimini hedef almışlardı. İşten çıkartılan İSPARK görevlileri, “Biz de AK Partiliyiz. İster istemez AK Partili olmak zorundayız zaten bu kurumda. Siyasi bir kurum. Yolsuzluğu Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığı’na, BİMER’e hepsine yazdık. Şimdi personele yıkmaya çalışıyorlar. Hiçbiri dikkate almadı. 2 müdürün yerini değiştirdin. 21 tane adamı çıkarttın. Olayın üzerini ka pattın. Bilgiişlemden müdahale edildi. İçeriden müdahaleyle bu işleri saha personeline yıktılar. Siz teknik servisin bildiği bir şifreyi kırmışsınız diyorlar. Biz bu şifreyi kırdıysak siz neredeydiniz? Bize 16 haneli bir şifreden bahsediyorlar. Biz bunu nasıl kıracağız? Biz hacker mıyız” diye sormuşlardı. İki yıl önce işten çıkarılan otopark görevlilerinden M.K. işe iade davası açtı. Dava kapsamında dosyaya iki bilirkişi raporu ulaştı. İşte iki rapordaki iki önemli tespit: İSPARK’IN YETENEĞİ VAR: İSPARK A.Ş’ye ait veri tabanı ve kayıtlar üzerinde gerekli incelemeler yapılmıştır. Öncelikle dava konusu inceleme yapılan server (ana makine) kayıtlarının davalı şirket uhdesinde olduğu ve bu serverlardaki log kayıtları ve bilgilerin davalı bilgisayarlarında admin şifresi ile girilerek üzerinde değiştirme ve uygulama yapılması mümkündür; şöyle ki inceleme yapılan log kayıtlarının txt formatında tutulduğu, davalının kendi uhdesindeki bilgisayarlar üzerinde admin şifresi girerek txt formatındaki bu logları ve kayıtları değiştirilebilme yeteneğinin olduğunu belirtmek gerekmiştir. HAYATIN AKIŞINA UYGUN DEĞİL: El terminalini kullanan kişinin cihazın arka kısmını açarak, lokal verileri silebilmesi için, cihaz bakım şifresinin bilinmesi gerektiği ya da şifrenin kırılmasının gerektiği, davacının cihazın bakım şifresini bilerek arka kısımdaki ayarlara girip lokal verileri sildiğini söylemenin mevcut verilerle mümkün olmadığı, yine davacının özel teknik bilgi gerektiren şifre kırma işlemi yaparak, cihazın arka kısmına girdiğini ve lokal verileri sildiğini söylemenin de davacının teknik bilgi niteliği göz önünde tutulduğunda hayatın akışına uygun olmadığı... M.K’nin işe iadesi reddedilirken, otopark görevlisinin avukatları hukuki mücadeleyi itiraz yoluyla sürdürecekler. Başkandan yandaş vakıf isyanı Fatma Kaplan Hürriyet İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, önceki belediye başkanının görev yaptığı dönemde iktidara yakınlığıyla bilinen TÜGVA ve Ensar Vakfı’na aktarılan paralara ilişkin, “250 milyon lira borcumuz var. TÜGVA’nın terliklerini, Ensar Vakfı’nın çilingirini belediye ödemiş” dedi. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kap lan Hürriyet, makam odasında basın toplatısı düzenleyerek önceki dönemde belediyenin iktidar yanlısı TÜGVA ve Ensar Vakfı’na yatırdığı paraları açıkladı. İzmit Belediyesi’nin 250 milyon TL borcu olduğunu söyleyen Hürriyet, “Bu dernekler için belediyenin bütün her şeyi sunulmuş. Belediye ile TÜGVA arasında 25 yıllık protokol imzalanmış. Protokole göre, TÜGVA’nın CHP lideri Kılıçdaroğlu dini kanaat önderleriyle iftarda bir araya geldi: İstanbul’da hak yerini bulacak MAHMUT LICALI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dini kanaat önderlerinin yer aldığı iftar programında “Devletin temeli adalettir. Adaletli davranacak olanlar en başta yöneticilerdir” dediği öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’daki seçimlerle ilgili de “Ekrem İmamoğlu kazandı, mazbatasını geri aldılar. Bir hak gaspı var. İstanbulluların elini vicdanına koyarak yeniden seçmesi lazım” dediği belirtildi. Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta içi Ankara’da Genç İmam Ha tipliler Derneği üyeleriyle gerçekleştirdiği iftar programının ardından dün de İstanbul’da dini kanaat önderlerinin de bulunduğu bazı hemşehri dernek temsilcileriyle iftar programında bir araya geldi. Basına kapalı gerçekleştirilen iftar programında Kılıçdaroğlu’nun katılımcıların Kadir Gecesi’ni kutlayarak adaletin önemine ilişkin kısa bir konuşma yaptığı kaydedildi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun sevgi, adalet ve hoşgörüye ihtiyaç duyulduğunu belirterek, “Devletin temeli adalettir. Adaletli davranacak olanlar en başta yöneticiler dir. Kul hakkı yemek en büyük günahtır. Allah hiç kimseye kul hakkı yedirmesin. Mevlana ‘Adalet bir kutupyıldızı gibidir, yerinde sabit durur, bütün kâinat onun etrafında döner’ diyor. İşte adalet budur” dedi. YSK’nin yenileme kararı aldığı İstanbul seçimine de değinen Kılıçdaroğlu’nun, “Bir mağduriyet var, bir hak gaspı var. Dolayısıyla tüm İstanbulluların elini vicdanına koyarak Ekrem Bey’i yeniden seçmesi lazım. İmamoğlu kazanırsa Türkiye’de demokrasi kazanmış olacak, hak yerini bulacak” dediği belirtildi. l ANKARA yapacağı bina, ya da diğer işlerini hep belediye yapacak. TÜGVA’nın terliklerini bile biz almışız. 3 bin liralık terlik alınmış” diye konuştu. Hürriyet “Ensar Vakfı’nın çilingirini bile biz karşılamışız. Böyle vakıf, cemaat bir sürü dernek var. Ayna alınmış 1510 liraya. Sırf karşılıksız kazandırmak için tüm ortak giderleri biz ödüyormuşuz” ifadelerini kullandı. AKP’li yönetici dini partileştirdi AKP’li Bağcılar Belediye Başkan Yardımcısı Kenan Gültürk, Bağcılar Yeni Mahalle Yeşil Cami’nin içinde dün kadınlara seslendi. Konuşmasında AKP’ye oy verilmezse “dinin elden gideceğini” iddia eden Gültürk, “Büyük lokma ye, büyük söz etme. Bizim üzerimizden 28 Şubat geçti, bizi perişan etti. Ben de 28 Şubat mağduruyum. Bunlar bizim amel defterimizde şeref olarak duruyor” ifadelerini kullandı. Camide yapılan propagandanın görüntülerini Twitter hesabından paylaşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray, “Din elden gidiyor. diye söze başlayan Bağcılar AKP Belediye Başkanı ile mutabıkım! Camide ibadete gelen kadınlara, kendilerini dinin koruyucusu gösterip parti propagandası yapılır hale geçmişse dinimiz gerçekten elden gidebilir” dedi. l İç Politika ICOPAL SHINGLE SİSTEM ARTIK TÜRKİYE’DE! Tanışmak için hemen arayın www.bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle