22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 14 2 HAZİRAN 2019 PAZAR kültür EDİTÖR: EMRAH KOLUKISA TASARIM: İLKNUR FİLİZ Aşırı uçlardan tınılar...Kül, 8 sene boyunca süren suskunluğunu ‘Ait ve Dair’ albümüyle sonlandırdı ‘Yarına Davet CNN Nâzım Hikmet’ TÜRK 11.05 Güneri Cıvaoğlu ile Şeffaf Oda’da bugün saat 11.05’te CNN TÜRK’te “Nâzım Hik met” anılıyor. “Yarına Davet Nâzım Hikmet” müziklişiirli gösterileri ile Yetkin Dikinciler, Senem Demircioğlu ve İklim Tamkan Şef faf Oda’ya konuk oluyor. Usta şair Nâzım Hikmet’in eserlerinden oluşan “Yarına Davet Nâzım Hikmet” projesi nasıl oluştu? Yetkin Dikinciler, Senem Demircioğlu ve İklim Tamkan nasıl bir araya geldi? Etkinlik te hangi eserler yer alıyor? YAYIN AKIŞI 08.30 İlker Karagöz İle Çalar Saat Hafta Sonu 11.15 Bayram Abi 13.30 Merve Yıldırım İle Benden Söylemesi 15.30 The Taste Türkiye 19.00 Gülbin Tosun İle Fox Ana Haber Hafta Sonu 20.00 Hadi İnşallah 22.00 Git Başımdan 00.00 Bir Aile Ô 09.00 Hafta Sonu 10.00 Yeni Ufuklar 11.00 Televizyon Gazetesi Pazar Baskısı 13.00 Haberler 14.00 Bilim Ve Toplum 15.00 Ege Gündemi 16.30 Büyük Saat 17.00 Felsefe Ve İnsan 18.30 Ana Haber 19.30 Gündem Ekonomi 20.30 Görüş Alanı 23.00 Pazar Sineması 11.15 Tarihin Ruhu 11.45 Dünya Müzik Gelenekleri 13.30 Pazar Konseri 15.00 Belgesel . Sayılar 5 ( Numbers 5 ) 16.00Bob Ross İle Resim Sevinci 18.50 Fotoğraflar 19.00 Muasır 21.00 Dünya Müzik Gelenekleri 21.15Film Önü 21.30Yabancı Sinema Malta Şahini (The Maltese Falcon) 08.00 Western Film Kuşağı 10.00 Yaşamın İçinden 11.30 Klip Saati 12.00 Kral Çıplak 14.00 Pazar Kahvesi 15.30 Yabancı Film 17.00 Yereli Yönetenler 18.30 Haftasonu Haber 19.30 Belgesel 22.00 Mızrabın Dili 00.00 Haber 01.00 Yabancı Film 09.00 Sinema Kuşağı 11.00 Forum Hafta Sonu 12.00 Karanlıktan Aydınlığa 14.00 Haber Turu / Belgesel 15.00 Haber Turu 16.00 Haber 16 17.00 Tele Kültür 19.00 Ana Haber Bülteni 20.05 Karanlıktan Aydınlığa 22.00 Türkiye’nin Yönü 00.00 Haber Turu 01.00 Türkiye’nin Yönü 10.45 Ailenin Yeni Üyesi 11.40 Hayatın Hikayesi 16.15 Doğu’nun Kayıp Silüetleri 16.45 Savunma Sanatları 18.35 Bir Dünya Yaşam 19.55 En Tehlikeli Okul Yolları 20.45 Su Savaşları 22.55 Serengeti’de Yaşam Savaşı 00.15 Havadaki Ô cumtv@cumhuriyet.com.tr 8 sene sonra dinleyiciyle buluşan grup, ne duymak istiyorlarsa dinleyiciye de onu vermek istediklerini dile getiriyor. Rock grubu Kül’ün kuruluş tarihi 2005... Üniversite öğrencisi gençler tarafından kurulan grup, 2011 yılında da “Artık Güçler Dengede” isimli albüm lerini yayımladı. Bu al büm sonrası iyi müzik yapan bir grubun daha ORHUN ATMIŞ ortaya çıktığını düşünen müzikseverlerin sayısı hiç az değildi. Ancak ilk albümün ardından ne olduysa gruptan uzun süre ses seda çıkma dı. Kül, 8 yıl süren suskunluğunu nisan ayının sonunda çıkardığı “Ait ve Dair” albümüyle bozdu. Biz de grup üyeleri Arın Kuşaksızoğlu, Akay Taşkıntuna ve Mehmet Ya ranona ile buluşarak bu arayı ve geleceği konuştuk. Bir diğer grup üyesi Umut İsan ise aramıza Hango ut uygulaması aracılığıyla katıldı. n Kül grubunun yolculuğunu özetler misiniz? İlk albümle bü yük beğeni topladı, uzun soluklu kaliteli bir müzik grubu geldi diye sevinildi, sonra? Sonra ne oldu? Arın Kuşaksızoğlu: İlk albü mü yaptığımızda üniversite öğren cisiydik. Üniversiteden mezun ol duk ve albüm yayımlandı. O an ger çek hayatla ilgili tercihler yapmak gerekiyordu. Daha yolun ortasın dayken iki kişi o tercihi yapıp yurt dışına gitti. Aramıza Koray (Er kan) ve Mehmet (Yaranona) katıl dı. Daha sonrasında da Umut (İsan) ki her zaman beraberdik Umut’la. Umut da ODTÜ’den, hatta Felsefe Bölümü’nden arkadaşım. Umut İsan: Ben grubun tonmays teriydim aslında. Teknik destek ve riyordum. A.K: Umut da aramıza gelince, “Tamam abi, şimdi kimyamızı bul duk... Bir dakika ama, hâlâ gerçek hayatla mücadelemiz devam edi yor; kirayı kim ödeyecek, fatura lar var...” gibi ülkenin gerçekleri nin bize dayattığı bazı sosyopolitik sorumlulukları yerine getirerek sa natla olan ilişkimizi biraz daha tu haf bir uçuruma sürükledik. Şart lar olgunlaştı; “Hadi abi başlıyoruz” dedik. Şu ana kadar ne yapmışız di ye dosyaları açtık ve çeşitli gitar riff’leri arasından, “Bundan iş çıkar, şuna şöyle bir şey yapsak” diyerek şarkıları toplamaya başladık. İki bu çuk sene oldu bunları söylediğimiz Arın Kuşaksızoğlu Akay Taşkıntuna ‘Çok özlemişiz’ Mehmet Yaranona Kül, 22 Mayıs’ta Beşiktaş’taki If Performance Hall’da konser vererek albümünü tanıttı. Uzun süre sonra dinleyici kitlesiyle buluşan grup üyeleri neler hissettikle rini şöyle anlattılar: Arın Kuşaksızoğlu: Yıllardır çalmıyorduk ve insanlar da biraz beklemişler. Çok yükseklerdi o yüzden. Biz şarkılarımızın hep bir ağızdan söylenmesine şu ana kadar alışık olamadık, çünkü sert bir “sound” olduğu için insanlar kolay adapte olamıyorlar. Adapte olabilmiş olan insanların çoğunluğu galiba oradaydı. Çok yüksek duygular... Ne kadar özlemişiz, daha da önemlisi ne kadar özletmişiz. Bizim özlememiz tamam ama insanların suratına baktığım zaman çok acayip şeyler hissettim. Akay Taşkıntuna: Bence biz sah neyi çok özlemişiz... de. İki senede de nihayet albümü çıkardık. ‘Amaç para kazanmak değil’ n Bir yandan da para kazanmak için başka işler yapıyorsunuz. Müzik yaparak para kazanmak gibi bir düşünceniz hiç olmadı mı? Akay Taşkıntuna: Amaç hiçbir zaman para kazanmak olmuyor yaptığımız şeyde, ama bunun sonucunda para kazanırsak da... Bunu yapabilmemizin nedeni hepimizin başka gelir kapılarının olması. Başka yerlerden hayatımızı idame ettirebilecek şeyler yapmış olmamız, hâlâ yapıyor olmamız hatta. Öyle bakınca, müziği üreten temel amaç biraz da biz ne duymak istiyoruz, bizim duymak istediğimiz gibi duymak isteyenler varsa da onlara ulaşabilmek... Çok zorlama bir seyirci kitlesine sahip olalım, bu çok fazla bize tıklama getirsin ki ekonomi doğursun gibi temel bir derdimiz gerçekten yok. n Bir müzik grubunun konserler vermesi, turneye çıkması beklenir. O nasıl olacak? M.Y: Biz de istiyoruz turne yapmak, festivallerin çoğunda bulunmak... Bunların hepsi biraz zamanlama, bazı durumlarda şans, bazı durumlarda arz talep dengesi... Yok sa istemiyor falan değiliz. Hatta bu yaz birkaç farklı festivalde umarız biz de olacağız. n Şarkılar nasıl çıkıyor ortaya? Sizi şarkı yapmaya iten şeyler neler? A.K: Albüme başlarken, hep onu dile getirmeye çalışıyoruz; büyükçe bir cümle ama, “Müzik bir sanat dalıysa biz bir noktada ‘sanat eseri’ ortaya koymak zorundayız.” Ve sanat eseri dediğin şeyin kendi zamanına ve mekânına dair bir şey sunması gerekiyor. Rönesans’taki tavırdan tutun, barok dönemdeki bilmem ne ye kadar her şey aslında o zamanla ve mekânla alakalı bir şeyler. Çok basit bir motto vardı yani; ben bu dönemde, bu ülkede yaşayan, bu yaştaki bir insan ola rak, bu sıkıntıları çeken ve hayatın bu güzelliklerini ve çirkinlikleri yaşayan bir adam olarak bende şu an öne çıkan duygular, kavramlar neler? Ben, kaygılıyım abi... Dertlerim var, kendimi şu anlamda sıkışmış hissediyorum, şu anlamda özgür hissetmiyorum. Bu anlamda kendimi rahat hissediyorum. Bunları anlamak için belli etiketler koyduk yaptığımız riff’leri seçerken; “Bunun duygusu ne kadar endişeli, bu elimizde kalsın” gibi. Bunlarla müzikal tarafı dizayn ederken, sözde ne yapıyor olacağın çok belli oluyor zaten bir zaman sonra. İşin zanaatı biraz orada. Koçak’tan M.Y: Biraz da kişisel şeylerden biraz uzak, daha çok böyle olan hikâyelerin bizim üzerimizdeki etkisi gibi. Mesela kişisel olarak bizim başımızdan geçen şeyleri anlatmaktansa daha genel şeylerin bize olan etkisi gibi... ‘Keşke alternatif rock olsa’ n Kül grubu neden yeterince tanınmıyor ve bilinmiyor sizce? A.K: İlk albüm çıktıktan sonra bir boşluğa düştük. Dijitalleşmenin arifesinde çıktı o albüm. O albümü ne konvansiyonel standartlarda değerlendirebiliriz, ne dijital. Tam ara dönemde çıktığı için biz nereden nasıl yayılacağımızı kontrol edemedik. Zaten “sound” birkaç adım öne çıkan bir “sound” değil. Bunu anca meraklısı bilir. Kül de biraz meraklısı ve bileni için arz eden bir gruba dönüştü zaman içerisinde. Bu “sound”u, bu anlam yumağını çok kolay alımlayamıyor insanlar. Çok da normal bu. Suçlamak için söylemiyorum. Bu ülkenin müzikal geleneği içerisinde her zaman ekstrem janrlar olarak kalacak, alternatif değil. Bazen alternatif rock diyorlar bazen bize, keşke alternatif rock olsak. Rock dediğimiz şeyin bir alternatifi olsa da ülkede, “Ben rock’tan çok sıkıldım keşke biraz alternatif rock dinleyeyim” denilecek bir şey olsa. Ama zaten alfabetik sıra gereği bizim albümümüz her zaman Kıraç’ın albümünün yanında duracak... Biz ekstrem bir noktaya gidiyoruz yani o yüzden. ‘CHP ve Taşra’ En güzel bayramlar huzurun sevinç çığlıklarının eksik olmadığı günlerdir, Ramazan ve Şeker Bayramınızı kutlarım Nurhan Çetinkaya Erken dönem Cumhuriyet tarihi üzerine yapılan araştırmalarda dönemin taşrasına ilişkin eksik kalan bilgiler Cemil Koçak tarafından “CHP ve Taşra” adı ile ilk kez Alfa Yayınları aracılığıyla okurun ilgisine sunuldu. Cemil Koçak, “CHP ve Taşra” serisinin ilk kitabı ile 19301950 tarihleri arasında CHP dönemindeki taşra vilayetlerinin durumunu mercek altına aldı. Cemil Koçak’ın yararlandığı Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan CHP kataloğu içindeki çok sayıda rapor, dönemin taşrasının röntgeninin temelini oluşturuyor. Raporlarda ele alınan konuları ayrı bölümler halinde kategorik olarak düzenleyen ve “CHP ve Taşra” serisinin ilk cildinde Akdeniz bölgesini inceleyerek Adana, Antalya, Burdur, Hatay, Isparta, Maraş ve Mersin illerine yer veren Koçak seri ile ilgili olarak şunları söylüyor: “Erken dönem Cumhuriyet tarihi üzerine yapılan araştırmaların en zayıf ve eksik yönü, dönemin taşrasına ilişkin bilgilerin ortaya çıkarılmasındaki yetersizliktir denilebilir. Sözün kısası; dönemin taşra hayatına ilişkin bilgilerimiz fazlasıyla eksiktir. Neredeyse yoktur! Oysa, 1950 sonrası siyasal gelişmelerin gerçekçi bir analizini yapabilmek için, erken dönem Cumhuriyet tarihini, yani CHP iktidarında taşrayı yakından bilmek ve tanımak gerekir(di). Bu seride, 19301950 yılları arasında taşranın zaman zaman genel, zaman zaman ayrıntılı röntgenini çekmeye çalışacağım.” MilyonFest, 18 Temmuz’da Geçen yıl ilki düzenlenen MilyonFest İstanbul, bu yıl 1821 Temmuz tarihleri arasında yine Milyon Beach Kilyos’ta yapılacak. 2 farklı sahnede 4 günde aralarında Teoman, Duman, Emre Aydın, Pentagram, Bulutsuzluk Özlemi, Mor ve Ötesi, Selda Bağcan, Ceza, Halil Sezai, Şebnem Ferah, MFÖ, Cem Adrian, Moğollar, Feridun Düzağaç, maNga, Yüzyüzeyken Konuşuruz gibi 40 müzisyenin sahne alacağı MilyonFest İstanbul; Yüzdeyüz Müzik ve eğlence ile Redbull katkılarıyla haya ta geçecek. l Kültür Servisi Doğa dostu ANG’den ‘Bağbahçe’ Ali Nihat Gökyiğit Vakfı’nın Biyolojik çeşitliliğin korunması ve tanıtılması amacıyla iki ayda bir yayımladığı “Bağbahçe” 83. sayısıyla “Doğa ve Spor” u birleştirmek isteyen, doğaya, çevreye, bitkilere ilgi duyan herkesi bilgilendirip, Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi çatısı altında buluşturmayı sürdürüyor. Dergide, “Yaz başında bahçe işleri”; “ Van’ın doğal erikleri”, “AyaşAysantıbeli ve Tehlike Altındaki Bitkileri”; “Ülkemizde doğal olarak yetişen, yaz ortasından sonbahara kadar çiçekte kalan Kumar” gibi birçok ilginç başlık altında ufuk açan yazılar yer alıyor. Konuların kavranmasını kolaylaştıran fotoğraflar en duyarsız okura bile doğa sevgisi ve merakı aşılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle