19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 19 HAZİRAN 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER F35 et değil, S400 saman değil Geçen yazıda F35 uçakları üstünden yeni askeri kamplaşmaya bakmıştık. Bir yanda F35 merkezli ABDİngiltere (Atlantik) bloku, diğer yanda F35 de, S400 de almayan AlmanyaFransa bloku (Kara Avrupa) ve son olarak da S400 merkezli RusyaÇin bloku (Asya) vardı. Bu üç cephe içinde Türkiye’deki “iktidar koalisyonu” ne yapıyor? Bir yandan F35 üretimine katılmaya ve satın almaya, yani Amerikan hava üstünlüğünü 21. yüzyıla taşıyacak programa, Atlantik tehdit algısına, jeopolitik okumasına ortak olmaya devam etmek; diğer yandan da ABD’nin bu üstünlüğe birincil tehdit olarak gördüğü S400 savunma sistemi aracılığıyla RusyaÇin askeri savunma blokuna dahil olmak istiyor. ABD ise Türkiye’nin S400 alımına, F35 uçaklarının gizli teknolojik sırlarının Rusya tarafından ele geçirilmesi ve dolayısıyla F35’lerin S400 sistemleri karşısında etkisiz hale gelmesi endişesiyle karşı çıktığını ilan ediyor. Bunu, Amerikan Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Sitilides, “F35’lere karşı S400’ler, hangi ülkede olursa olsun Amerika’nın kırmızı çizgisidir” sözüyle özetliyor. Fakat asıl meselenin, Rusya’nın askeri etkisini sınırlamak olduğu da unutulmamalı. Dolayısıyla ne F35 kırmızı et, ne de S400 saman. Bunlar artık basit birer ithalat kalemi olmanın ötesinde, jeopolitik blok tercihi anlamına geliyor. İktidarsa, blokları aynı anda idare edebileceğini düşünen bir taktik izliyor. Güncel şartlara bakarsak, iktidarın bunu gerçekleştirme imkânı sınırlı.  Zira ABD, Türkiye’yi S400 alması halinde sadece F35 programından çıkarmakla tehdit etmiyor (ki buradaki çıkarma “jeopolitik bloktan seni dışlarım” anlamına geliyor), aynı zamanda açık şekilde “ekonomin zayıf, yaptırımların altından kalkamazsın” diyor. Nitekim bunun rahip Brunson vakasında etkili olduğunu gördüler. Aynı ekonomik caydırıcılık yoluna yönelecekleri kesin gibi. Bu bilinmiyor mu? Biliniyor.  Bedeli kim ödeyecek?  İçeride konuya sadece jeopolitik ve güvenlik eksenli bakanlar, “bir ekonomik bedel ödenecekse ödenir” diyorlar. Kuşkusuz bağımsızlık söz konusu olunca her bedel ödenir. Ancak Türkiye iç cephede en fazla kutuplaştığı ve döviz cinsinden dış borçları gereği de ekonomisinin en kırılgan olduğu dönemde bu çapta bir jeopolitik hesaplaşmaya girişiyor. Bu tercih hatasından öte, büyük bir siyaset ve zamanlama hatasıdır. Dikkat ediniz; burada S400 alımını değil; yaratılan zaaflı ortamı, plansızlığı ve programsızlığı tartışıyoruz.  “Zayıflatılmış ve dışa bağımlı hale getirilmiş bir ekonomi üstünden Türkiye’ye yükleniriz” diyenler, aynı şeyi Çin’e, Hindistan’a uygulayamıyor ya da uygulasa bile yeterince etkilemiyor. Çünkü bu ülkeler üretim ekonomisine öyle veya böyle geçmiş durumda. Türkiye böyle mi? Sıcak para bağımlısı ve üretimden koparılmış bir ekonomi yarattılar. Şimdi ABD en fazla buradan sıkıştırıyor. Hal böyleyken de irikıyım, zayıflamaya başlasa da hâlâ kaslı bir boksörün karşısına iç organları, bünyesi (yani ekonomisi) olabildiğince zayıflatılmış bir rakip çıkarılıyor. Bedeli de bu memleketin yoksul, emeğiyle geçinen halkı ya ekmeğinden kısarak ya da canını vererek ödüyor, ödeyecek. Ve bu kritik karar süreçlerinin hiçbir yerinde yokuz halk olarak. İç ve dış siyaset, salt güvenlikçi perspektife teslim edildiği için bu böyle. “Askeri bağımlılığı ortadan kaldıralım” diyenler, iktisadi bağımlılığı derinleştirmemek adına ne öneriyor, bu da belirsiz. Ekonomi bu denli dış etkiye açık ve zayıfken Türkiye’yi bu tercihe zorlamak hangi stratejik akılla açıklanır, bu daha da belirsiz. Oysa Mustafa Kemal çizgisi, “iktisadi bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz” diyen bir programa sahip değil miydi? Kaldı ki ABD askeri hegemonyasından bağımsızlaşma arayışı, iktidarın zaafları ve geçmişteki yanlış dış politika tercihleri nedeniyle Rusya askeri hegemonyasına daha da bağımlı hale geliş sonucunu da doğurmamalı. Bizim için mesele bir bloktan diğerine bağımlı olmak değil, bağımsız olmaktır. Bu da içerideki birliği güçlendirmekle; ekonomiyi üretken, halkçı kılmakla ve çok boyutlu uluslararası ilişkiler aracılığıyla blokları çeşitlendirerek mümkün. İç birlik ise kutuplaşmayı ve parti devletleşmeyi teşvik eden saray rejimiyle güçlenmez. Görülmez mi? 31 MART’TA VERİ AKIŞINI KESEN AA: Aynı hassasiyet ve tarafsızlıkla duyuracağız AAGenel Müdürü Şenol Kazancı, 23 Haziran’da yenilenecek olan İstanbul seçimine ilişkin dün açıklamada bulundu. “AA, diğer seçimlerde olduğu gibi 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini de gayet başarılı bir yayınla, hatasız olarak kamuoyuna duyurmuştur“ ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “AA, 23 Haziran’da tekrarlanacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimini de aynı hassasiyet ve tarafsızlıkla Türkiye ve dünyaya duyuracaktır” dendi. Kazancı, 31 Mart’ta İstanbul sonuçlarına ilişkin verilerin 13 saat boyunca aktarılmamasını ise “İstanbul’da sandıkların yüzde 99’unun açılmasına rağmen sonuçların netleşmediğini ve YSK sonuçlarının beklendiğini” belirterek savundu. l Haber Merkezi İmamoğlu, Yıldırım’ın yayın öncesi Küçükkaya’yla gizli görüştü iddiasına açıklık getirdi: Görüşme gizli değildi Geçen pazar yapılan ortak canlı yayın öncesi İsmail Küçükkaya ile gizli bir görüşme yaptığı iddialarına İmamoğlu “Görüştük ama gizli değildi” diye yanıt verdi. Küçükkaya da yaptığı açıklamada yayın öncesi her iki tarafın fikrini aldığını söyledi. Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, canlı yayın öncesi moderatör İsmail Küçükkaya ile görüştüğünü doğrulayarak, “Bana geldi, ‘Sizinle görüşeceğim, ardından Sayın Binali Yıldırım’ı ziyaret edeceğim’ dedi. Gizli görüşme derken, kameraların önünde değildi ama gizli de değildi. Özel detaylar gibi konulara asla girmedim. Siz aklınıza gelen her şeyi sorabilirsiniz deyip kendilerini uğurladım” diye konuştu. İsmail Küçükkaya’da “Bir otelde Binali Yıldırım’ın danışmanı ile sonra da İmamoğlu’nun danışmanları ile görüştüm” dedi. Habertürk’e konuşan ve Küçükkaya ile bir otelde 23 dakika görüştüklerini doğrulayan Ekrem İmamoğlu, “Tabii ki. Bana geldi. ‘Sizinle görüşeceğim, ardından Sayın Binali Yıldırım’ı ziyaret edeceğim’ dedi. Gizli görüşme derken, kameraların önünde değildi ama gizli de değildi. Oturduk, konuştuk. Sorular konusunda da, sizin ne soracağınıza karışmam ama konunun çemberi belli. İstanbul konuşulmalı, tamam ama İstanbul’da ikinci seçime niçin gidildiği de konuşulmalı. Bu en önemli mesele dedim. Normal bir seçim değil ki bu. 31 Mart’ta bir seçim yaptık, 23 Haziran’da niçin bir seçim daha yapıyoruz? Niye bu ülke 3 ay daha seçimle boğuşuyor? Bunu mille te anlatmamız gerektiği konusunda ta lebimi ilettim. Sorular, özel detaylar gi bi konulara asla girmedim. Siz aklınıza gelen her şeyi sorabilirsiniz deyip ken dilerini uğurladım” dedi. ‘İki tarafla da görüştüm’ İsmail Küçükkaya’da yaptığı açık YBILİNDAIRLIİM lamada her iki adayın da danışmanla rı ile görüştüğünü söyleyerek şöyle konuştu: “Görüşme isteği Mahir Ünal ile ‘Gizli’ demekte ısrarlı!Engin Altay’dan geldi. Bir otelde Bina li Yıldırım’ın danışmanı ile görüştüm. Sonra da İmamoğlu’nun danışmanları ile görüştüm. İmamoğlu’nun danışmanını aradım sonra bir otelde programları olduğunu söyledi ve ben de otele gittim. Binali Yıldırım’ın danışmanlarına yaptığım bilgilendirme ve formatla ilgili detayların aynısını İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’a da yaptım. Orada Ekrem İmamoğlu ile 23 dakika konuştuk. Zaten boğazı rahatsızdı. Sesi kısıktı, buharlı bir aparat vardı ve sürekli pastil enjekte ediyordu. Ben ona tek cümle sordum, bir beklentiniz var mı dedim, yok dedi. Ben bunu birkaç gündür cuma günü de bugünkü yayınımda da söyledim. Hatta Binali Yıldırım’la ikinci telefon konuşması da yaptım üstelik.” l İç Politika LEYLA KILIÇ AKP İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) başkan adayı Binali Yıldırım, dün Haliç Kongre Merkezi’nde Ordulu dernek ve vakıfların temsilcileriyle kahvaltı programında buluştu. Programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yıldırım, İmamoğlu ile İsmail Küçükkaya’nın bir otelde görüşmesine ilişkin, “Ekrem Bey’le bütün Türkiye’nin beklediği tarihi buluşma öncesi yüz yüze bir otelde danışmanları ile birlikte bir araya gelmiş olması gayri ahlaki bir durumdur. Bunu kamuoyundan gizlemiş olmaları da ayrıca bir felakettir. Madem beraber yayın yapacağız, adayın biriyle aynı mekânda bir araya gelip konuşması ve diğer adaydan bunun esirgenmesinin ne anlama geldiğini kamuoyunun takdirine bırakıyorum” dedi. Yıldırım, Küçükkaya’dan ken disine yüz yüze görüşme talebinin gelmediğini, telefonla görüştüklerini söyledi. Saadetlilerden özür diledi Yıldırım, dün Saadet Partisi’ne yakınlığı ile bilinen Milli Gazete’yi ziyaret etti. Saadet Partililerden özür dileyen Yıldırım, “Siyasette sert rüzgârlarla konjonktürel olarak yanlış anlaşılacak maksadını aşacak söylemler olabilir. Saadet Partisi mensubu bu kardeşlerimiz incinmiş olabilir, kırılmış olabilir. Ben bu yüzden dolayı da kendilerinden özür diliyorum, haklarını helal etsinler” diye konuştu. Necmettin Erbakan’a olan hayranlığını dile getiren Yıldırım, “Bu dava bugünlere kolay gelmedi. Milli Görüş bu işin gözdesidir, köküdür. Bugün dal budak sarmışsa bir Erdoğan varsa bir Binali Yıldırım varsa bu misyonun sayesinde var” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL İmamoğlu, Sayıştay açıklamasına tepki gösterdi. ‘Raporla ilgili geri adım atmış değilim’ dedi Anlaşılan Sayıştay’a talimat gitmiş Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sayıştay’ın “Raporda kamu zararı değerlendirmesi yok” açıklamasına ilişkin, “Sayıştay raporu burada! Anlaşılan birisinin canı yanmış ve talimat gitmiş. Kamu zararı konusundaki iddiamız net. Sayıştay raporu ile ilgili geri adım atmış değilim” dedi. İmamoğlu TRT’ye de kendisini daha önce davet etmediği ve yayınlarında az yer verdiği için sert tepki gösterdi. Ekrem İmamoğlu, dün akşam TRT Haber’de canlı yayın programına katılarak seçim gündemine ilişkin gazeteci Şebnem Bursalı ve Fatih Er’in sorularını yanıtladı. Sayıştay’ın dün yaptığı “Raporda kamu zararı değerlendirmesi yok” açıklamasına değinen İmamoğlu, “Sayıştay raporu burada! O akşamın canlı yayınını açın. Benim vakıf ve derneklerle ilgili öyle bir iddiam yok ki. Benim öyle bir iddiam yok ki! Anlaşılan birisinin canı yanmış ve talimat gitmiş. Kamu zararı konusundaki iddiamız net. Sayıştay ile ilgili geri adım atmış değilim. Sayıştay raporunda süreç tariflenir, hesap yapılmaz” ifadelerini kullandı. Sayıştay’ın inceleme süreçlerini iyi bildiğini anlatan İmamoğlu, “Beylikdüzü’nde ben belediye başkanı olduğumda Sayıştay geldi. Kaç yıl sonra biliyor musunuz? 12 yıl. Beş yıldır denetimden geçen bir belediye başkanıyım, tek bir mahkeme olmadı, tek bir olumsuz karar olmadı. 6 Mayıs kararından sonra acaba İmamoğlu’yla alakalı bir şey bulabilir miyiz diye Beylikdüzü’nde bir müfettişi görevlendirdiler, 2025 gündür çalışıyorlar” dedi. İBB’deki israfa değinen İmamoğlu, “5 yılda İBB’nin borcu 5 kat artıyor. Yani 26.7 milyar TL. Bütçe açığı 18 kat artmış, 3.7 milyar TL. Biz israfla ilgili belge açıklamıştık, demiştik ki, bir damacana su, belediyenin şirketinden, markete gidip alıyorsunuz 9 TL, belediyeye 60 bin tane alıyorsunuz 9.5 TL’den. Uygulanmamış projelere 260 milyon TL harcanmış” dedi. TRT’ye sert tepki TRT’ye ağır eleştirilerde bulunan İmamoğlu, “Adil olduğunuzu düşünüyor musunuz TRT’de? Bu sefer Oğlunun mezuniyet törenine katıldı Ekrem İmamoğlu dün eşi Dilek İmamoğlu ve büyük oğlu Mehmet Selim İmamoğlu ile birlikte ortaokuldan mezun olan küçük oğlu Semih’in mezuniyet törenine katıldı. İmamoğlu Ailesi, salona alkışlar eşliğinde girdi. Dilek İmamoğlu, oğlunun da aralarında bulunduğu mezun öğrencilerin gösterileri sırasında duygusal anlar yaşadı. Törende kısa bir konuşma yapan İmamoğlu, oğlu ve arkadaşlarına başarılar diledi. özellikle çağırdınız. Ben İstanbul’un en iddialı adayıydım, beni niye çağırmadınız? Buranın idari anlayışını, görevini ben anlamam, ama burası benim, 82 milyondan bir insanım. Ben miting yapmadım Karadeniz’de. 1.5 gün kaldım orada. Yüz binlerce insan 21 noktada beni ağırladı. Saniyelerle gösterdiniz ama bu kısmı (VIP krizi) dakikalarca... Beni niye çıkarmadınız? İmamoğlu’nu niye çağırmadınız?” ifadelerini kullandı. Belediyelerde ideolojik sebeplerden yapılan işten çıkarmaların büyük bir hata olduğunu aktaran İmamoğlu, “Ben AKP’li belediyeden Beylikdüzü’nde belediye devraldım ve yapmadım. İdeolojik kavramlarla hiç kimse, hiçbir belediye başkanı çıkartmamalı, yanlıştır” dedi. Gazeteci Şebnem Bursalı’nın bazı işçileri çıkartmışsınız demesi üzerine ise İmamoğlu, “Maaş alıp çalışmayanlar var, il gençlik kollarında olup çalışmadan maaş alıyor, Beylikdüzü’nde oturmuyor bile. Oradaki müdürler AKP döneminden beri orada görev yapıyorlar. Biz İBB’de çalışan 82 bin insanımıza iş garantisi veriyoruz. Hiçbir çalışanımızı zorla mitinge de götürmeyeceğim” yanıtını verdi. ‘Demirtaş’ın desteği güzel’ Selahattin Demirtaş’ın İstanbul seçimlerine ilişkin yaptığı açıklamanın sorulması üzerine İmamoğlu, “Demirtaş’ın açıklamalarını okudum, içeriği çok güzel. Kardeşlikten, barıştan, huzurdan bahsediyor. Açıklamalarının sonunda verdiği destek de güzel. Kimin için veriyor? HDP’liler için. Esas önemli olan ne biliyor musunuz? HDP‘li seçmenlere ‘terörist’ dendi, sorguladınız mı bunu? Saadet Partililere ‘hain’ dendi, Millet İttifakı’na oy verenlere zillet dendi. Hiç sorguladınız mı bunu?” ifadelerini kullandı. Ortak yayın sonrası Yıldırım’ın kendisini çaya davet ettiğini anımsatan İmamoğlu, “Yıldırım beni ve eşimi çaya davet etti. Ben seçim günü de dahil istediği gün, çağırdığı gün giderim” dedi. l Haber Merkezi UlaşımMUHTARLARLA BULUŞTU sorunu çözülecek İLAYDA KAYA Seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün Şişli’deki Cevahir Otel’de muhtarlarla bir araya geldi. İmamoğlu’na Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de eşlik etti. İmamoğlu, muhtarların mahallelerin sorunlarının çözümünde köprü vazifesi gördüğünü belirterek, “Yoksulu, işsizi, kadını, genci, yaşlısı, tüm mahalleliler yaşadıkları her türlü sorun için öncelikle muhtarlarımızın kapısını çalmakta. Bu sorunların çözümü aşamasında yaşadığınız sorunların da farkındayız. Bununla ilgili İBB’de ‘Mahalle Yönetişim Müdürlüğü’ kuracağız. Vatandaşa etkin ve hızlı bir şekilde hizmeti sağlayacağız ve doğrudan iletişim kanalı oluşturacağız” dedi. İstanbulun yoksulluk sorununun büyük boyutlarda olduğunu söyleyen İmamoğlu, “Uyuşturucu bağımlılığı, istismar, mülteci konuları yine birçok mahallemiz açısından çok can yakıcı. Biz tüm bu sorunları, siz muhtarlarımızın işbirliği ile çözeceğiz diye konuştu. İmamoğlu daha sonra ulaşım çözümleri toplantısı düzenledi. “Biz bu kentte güvenli, konforlu, dakik, erişilebilir, uygun maliyetli bir taşımacılık hizmeti alınsın istiyoruz. Taşımacılık sektörünü destekleyeceğiz, bu kente ulaşım konusunda kim hizmet ediyorsa biz de onun hizmetinde olacağız” diyen İmamoğlu, 3T (toplu taşıma teşvik) planı hazırlayacaklarını, UKOME’de alt komisyonlarda etkin temsiliyeti sağlayacağını ve Ulaşım Dairebaşkanlığı’nda odalar ve özel taşımacılar müdürlüğü kurarak kentin ulaşımla ilgili sorunlarını çözeceklerini belirtti. İmamoğlu, köprü geçişlerinde taşıma esnafından köprü ücreti alınmaması için girişimde bulunacaklarını ve deniz ulaşımınını yaygınlaştıracaklarını dile getirdi. l İSTANBUL BUGÜN KADIKÖY’DE EREĞLİ’DE FESTİVAL Rizelilerden destek şenliği Rize Çalışma Grubu’nun düzenlediği “Şarkılarımız Ekrem İmamoğlu İçin” şenliği, Ekrem İmamoğlu’nun da katılımıyla bu akşam saat 19.30’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yapılacak. “Rizeliler’den ‘Her Şey Çok Güzel Olacak’ Şenliği”ne Ayşenur Kolivar, Erdal Bayrakoğlu, Erdem Akın, Erkut Küçükşahin, Fatih Yaşar, Filiz İlkay Balta, Gökhan Birben, Hızır Canbaz, Korhan Özyıldız, Mahmut Turan, Nurettin Gürdal, Selçuk Balcı, Selim Bölükbaşı, Şenol Morgül ve Ümit Taşkıran katılacak. Sunuculuğunu Ayça Güner ve İbrahim Karaca yapacak. Etkinlik ücretsiz ve herkese açık. ‘Türkiye’nin Nobeli’ Seçilmiş Başkan’a Karadeniz Ereğli Belediyesi tarafından 57 Temmuz arasında 21.’si düzenlenecek olan Uluslararası Sevgi, Barış, Dostluk, Kültür ve Sanat Festivali’nde “Sevgi Barış Dostluk Ödülü”, seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilecek. “Türkiye’nin Nobeli” kabul ettikleri ödülü, kullandığı sevgi dili nedeniyle İmamoğlu’na vereceklerini açıklayan Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, “İmamoğlu, Türkiye’de insanların bir arada olabilmesi, birbirine sarılması için sevgi dili kullanıyor. Bizim gözümüzde çoktan seçilmiştir” dedi. Sanatçılar, dansçılar, yazarlar, tiyatro grupları ve sokak sanatçılarının da yer alacağı festivalde verilen ödüle daha önceki yıllarda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Prof. Türkan Saylan ve Yazar Turgut Özakman değer görülmüştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle