22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 18 HAZİRAN 2019 SALI EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Çipras’tan doğalgaz arama çalışmalarına ilişkin ‘sonucu ağır olur’ açıklaması Yaptırım tehdidi Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Türkiye’nin Kıbrıs Adası açıklarındaki doğalgaz arama çalışmalarına ilişkin, Avrupa Birliği’nden (AB) yaptırım talebinde bulunacaklarını söyledi. Başbakanlık binasında olağanüstü gerçekleştirilen Dışişleri ve Savunma Konseyi Toplantısı’na Çipras ile ülkenin Dışişleri ve Savunma bakanlarının yanı sıra Genel Kurmay Başkanı da katıldı. Toplantının ardından basın açıklaması yapan Çipras, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini ele aldıklarını kaydetti. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri Nikos Anastasiadis ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini aktaran Çipras, “AB Zirvesi öncesinde hazırlanmak üzere fikir birliğine vardık. Böylece, (Güney) Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) eğer bir sondaj çalışmasının gerçekleştiği teyit edilirse, Türkiye’ye karşı yaptırım uy Çipras gulanması dahil doğru kararların alınması sağlansın” dedi. Çipras, Yunanistan ve Rum tarafının, AB’nin desteğiyle güçlü bir ko numda olduğunu savunarak, “Yunanistan veya Rum kesiminin egemenlik haklarının çiğnenmesi halinde bunun sonuçlarının olacağı” açıklamasında bulundu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin kıta sahanlığı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) ruhsat verdiği alanlarda sismik araştırma ve sondaj yaptığını belirterek, “FA TİH1 gemimiz hemen Kıbrıs’ın batısında sondaja başladı” ifadelerini kullanmıştı. Öte yandan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, KKTC ve Kıbrıslı Türklerin haklarının gasbedilmesine izin verilmeyeceğini vurgulayarak, “Ruhsat sahalarımız üzerindeki meşru haklarımızdan taviz vermeden bölgedeki kapsamlı ve uzun soluklu arama ve sondaj faaliyetlerimiz planlandığı çerçevede devam edecektir. Yavuz sondaj gemisi de hazırlık çalışmaları tamamlanınca bölgedeki operasyonlarına başlayacaktır” açıklamasını yapmıştı. l AA Yunanistan’la Ege görüşmesi Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama faaliyetleri etrafında gerilim sürerken Türkiye ve Yunanistan savunma bakanlıkları heyetleri, Ege Denizi’ndeki ihtilafların görüşülmesi için bu hafta 2. kez bir araya gelecek. Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yapılan açıklamada, “Türkiye ve Yunanistan savunma bakanlıkları heyetleri arasında Ege Denizi’ndeki güven artırıcı önlemler başta olmak üzere, işbirliğini geliştirmek maksadıyla icra edilen görüşmelerin ikincisi 1721 Haziran 2019’da Ankara’da gerçekleştirilecektir” denildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 25 Mayıs’ta Yunanistan’la yapılan görüşmelerle ilgili “Türkiye, Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunların çözümünden yana olduğunu her fırsatta dile getirmektedir. Bu çerçevede Savunma Bakanı Apostolakis ile vardığımız mutabakat doğrultusunda heyetlerarası görüşmeler Atina’da tamamlanmıştır” demişti. Apostolakis ise “Biz bu kanalları açık tutacağız ve en iyi sonucu almak için çabalarımız sürecek” açıklaması yapmıştı. Yunanistan’ın karasularını kademeli olarak 12 mile çıkarma planının gündeme gelmesi üzerine geçen yıl Yunan Büyükelçi Türk Dışişleri Bakanlığı’na çağırılmış ve TBMM’nin 1995’te yayımladığı bildiride Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasının “savaş sebebi” sayılacağının açıklandığı anımsatılmıştı. l ANKARA/Cumhuriyet Akar, Rus bakan ile KONUŞTU Suriye’nin İdlip kentinde TSK’ye ait gözlem noktasına yapılan saldırı gündemdeki yerini korurken Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Rusya Federasyonu Savunma Bakanı Sergey Şoygu arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Görüşmede, İdlip başta olmak üzere bölgesel güvenlik konularının ele alındığı belirtildi. Açıklamada, “Her iki bakan tarafından Astana ve Soçi mutabakatlarına bağlılığın vurgulandığı görüşmede, bölgede barış, istikrar ve ateşkesin sağlanması için alınması gereken tedbirler hakkında görüş alışverişinde bulunulmuştur” ifadesi yer aldı. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’li Çeviköz, AKP’nin Doğu Akdeniz’deki hatalı dış politikasını eleştirdi: Diyalog zemini şart Şırnak şehidi Evran son yolculuğuna uğurlandı ‘Benim oğlum ölmedi’ Şırnak’ın İdil ilçesinde, güvenlik güçleriyle PKK’li teröristler arasında çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Teğmen Şafak Evran’ın (38) cenazesi dün memleketi Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde toprağa verildi. Şehidin babası Hayrullah Evran (65), “Şehitler ölmez, benim oğlum da ölmedi” dedi. Şırnak İl Jandarma Komutanlığı’nca İdil ilçesindeki Cehennem Deresi bölgesinde terör örgütü PKK’ye yönelik düzenlenen operasyonda şehit olan Jandarma Teğmen Şafak Evran’ın cenazesi, memleketi Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin naaşı, cenaze töreni öncesi Yıprak köyündeki aile evine getirildi. Burada taziyeleri kabul eden baba Hayrullah Evran, “Bizleri korkutamayacaklar, korkutamazlar. Gelsinler, görsünler; Türk devletinden, Türkiye Cumhuriyeti’nden, Türk askeri ve polisinden sevgi ve hoşgörü görsünler. Bir şehit verirsek binlerce asker meydana gelir. Bugün ben bile vatanım ve milletim için evladım değil ben de hazırım. Allah devletimizi, milletimizi, askerimizi, polisimizi korusun. Şehitler ölmez, benim oğlum da ölmedi” dedi. Anne Yeter Evran (60) da “Oğlum aslanlar gibi savaştı. Son kurşunu teröristler oğluma sıktı. Kökleri kazınsın hepsinin. Benim oğlum çok başarılıydı çok, başarıdan başarıya koşardı” diye konuştu. Yeter Evran, gelini Canan Evran’ı da “Dimdik ayakta duracağız” diyerek, teskin etmeye çalıştı. Yıprak köyündeki Yeni Cami’de düzenlenen cenaze törenine, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ahmet Koca, Vali Mustafa Tutulmaz, Jandarma Genel Komutan Yardımcısı Korgeneral Ali Çardakçı, siyasetçiler ve yurttaşlar katıldı. Şehidin cenazesi, dualar okunarak toprağa verildi. Uzman çavuş olarak 2007 yılında göreve başlayan son atamalarla birlikte Şırnak’tan Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne tayini çıkan Evran’ın evli ve 2 çocuk babası olduğu öğrenildi. Şehidin, eşi Canan, çocukları Ada (9) ve Doruk ile Şırnak’ta oturduğu ve 1 ay sonra da Ankara’ya taşınmaya hazırlandığı belirtildi. l DHA CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, AB üyesi Akdeniz Ülkeleri (Med7) Zirvesi’nin sonunda kabul edilen bildiride, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) tek taraflı olarak ilan ettiği münhasır ekonomik bölgeye destek vermesine tepki gösterdi. “Bu devletler, AKP hükümetlerinin ülkemizi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştıran hatalı dış politikaları nedeniyle bu kadar ileriye gidebilmektedirler” diyen Çeviköz, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yalnızlaşmasının ve etkisizleşmesinin önüne geçmek için bölge ülkeleriyle ivedilikle diyalog zemini yaratılmalıdır. Bu kapsamda, Kahire, Şam ve Tel Aviv’deki büyükelçilerimiz ile Kudüs’teki başkonsolosumuz ivedilikle yeniden görev yerlerine dönmelidir” ifadelerini kullandı. ‘Türkiye hiçe sayılıyor’ Çeviköz, yaptığı yazılı açıklamada Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve GKRY’nin katılımıyla geçtiğimiz hafta Malta’da toplanan Med7 altıncı zirvesi sonunda kabul edilen bildiride Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesine ilişkin yer alan maddelerin endişe verici olduğunu belirtti. Bildirinin bu bölümünün, Kıbrıs meselesinin kalıcı ve kapsamlı çözümüne hizmet etmediğini vurgulayan Çeviköz, “Bildiriyi imzalayan devletlerin, münhasır ekonomik bölge, enerji kaynakları ve enerji rotaları konusunda Türkiye ve KKTC’yi hiçe sayan yaklaşımlarını kınıyor ve kabul etmiyoruz. Türkiye ve KKTC’nin tehditkâr ifadelerden etkilenerek haklı konumlarından geri adım atacaklarını düşünenlerin yanıldıkları ortadadır. Halkımız bilmelidir ki, bu devletler AKP hükümetlerinin ülkemizi Doğu Akdeniz’de yalnızlaştıran hatalı dış politikaları nedeniyle bu kadar ileriye gidebilmektedirler” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet T.C. KÜTAHYA 2. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/58 Esas DAVALI: DIANA TAWFEEQ HASHIM Şuheda Mahallesi Felluce/IRAK Davacı MALIYAH DAYEH JASSAM AL JUMAILI tarafından davalı DIANA TAWFEEQ HASHIM aleyhine açılan evlat edinme davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce yukarıda açık adresi yazılı davalı DIANA TAWFEEQ HASHIM’ a dava dilekçesi içerir davetiye çıkarılmış olup, tüm araştırmalara rağmen tebligata yarar açık adresi tespit edilemediğinden dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Davalı DIANA TAWFEEQ HASHIM’ a duruşma günü olan 25/10/2019 günü saat 09:45’ te mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekili ile temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK. nun 213 ve 377. maddeleri uyarınca tahkikat ve yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verileceği davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği yerine geçerli olmak üzereİLANolunur. Davalı DIANA TAWFEEQ HASHIM’ a dava dilekçesinde 6100 sayılı HMK 127 ve 317/2 maddesi gereğince tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde cevap vermesi, aksi takdirde HMK 128. Maddesi gereğince davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakaların tamamını inkar etmiş sayılacağı, cevap dilekçesini HMK nun 121 ve 129 maddelerine uygun şekilde düzenlemesi, varsa ilk itirazlarınızı cevap süresi içinde bildirmesi, HMK 194 maddesi gereğince savunmasını somutlaştırması, dayanılan delillerin hangi delilin hangi vakanın ispatı için gösterdiğini açıkça belirtmesi, aksi takdirde HMK nun 140/5 fıkrası gereğince ancak ön inceleme aşamasında bu eksikliği tamamlayabileceği ve o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı, belgeleri dilekçelere eklemesi halinde HMK 324. Maddesi gereğince ikame ettiği delillerin toplanması için mahkemeye avans yatırması ihtar olunur ve hüküm verileceği davalıya dava dilekçesi tebliği yerine geçerli olmak üzere İLAN olunur. 13/06/2019 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012697) T.C. KAHRAMANMARAŞ 1. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/750 Davacı Elif KILIÇASLAN tarafından davalı Ayhan KILIÇASLAN aleyhine ikame edilen BOŞANMA davasının yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararı uyarınca. Davacı dava dilekçesinde, davalı ile anlaşamadıklarını ve aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu,ayrıldıklarını halen de ayrı yaşadıklarını beyanla şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, müşterek çocukları, Erhan KILIÇASLAN’ın velayetinin kendisine verilmesine, kendisi ve çocuk için ayrı ayrı aylık 500,00 er TL iştirak ve yoksulluk nafakası ile 50,000,00 TL manevi ve 30,00 TL de maddi tazminatın davalıdan alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Ancak dosyamız davalısı olan Kahramanmaraş ili Oniki şubat ilçesi Yusuflar mahallesi nüfusunda kayıtlı bulunan Şemsettin ve Rahime oğlu, 09.01.1985 D.lu, 40252407868 TC kimlik nolu AYHAN KILIÇASLAN ın yapılan tüm aramalara rağmen adresi tespit edilemediğinden davalıya ön inceleme duruşma gününün ilanen teliğine karar verilmiş olup davalının ön inceleme duruşma günü olan 12/07/2019 günü saat 09.20 de mahkememiz duruşma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil etmesi aksi takdirde ön inceleme duruşmasına yokluğunda devam olunacağı hususundaön inceleme duruşma gün ve saatinin davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı hususu ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012766) T.C. İZMİR 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/558 Esas DAVALILAR: 1 AYGAR OTOMOTİV İNŞAAT ELEKTRONİK GIDA ÜRÜNLERİ GÜVENLİK TEMİZLİK HİZMETLERİ VE İLAÇ SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİİZMİR ŞUBESİ Davacı Milli Savunma Bakanlığı tarafından aleyhinize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce belirtilen adresinize, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde; dava dışı işçiye yapılan alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiştir. Davalı dava dilekçesini tebliğ aldıktan iki hafta içerisinde davaya cevap verebilir, cevap dilekçesinde ilk itirazların hepsini ileri sürmek tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek elde bulunan delillerin aslını dilekçeye eklemek, başka yerlerden getirilecek belge dosyalar için bunların bulunabilmelerini sağlayan bilgilere de dilekçede yer vermek zorunda olup, dava dilekçesine karşı bizzat kendiniz cevap verebileceğiniz veya kendinizi bir vekille temsil ettirebileceğiniz, dava dilekçesi yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1012729) Türkiye tecritten çıkabilir mi? Hoşa gitmeyecek öneriler Üçüncü yazımızda, ülkenin sürüklendiği çok tehlikeli uluslararası tecridi nasıl kırarız konusuna gireceğim. Çünkü olay çok büyük; “gireriz, vururuz, yıkarız” gibi, veya ABD’nin büyük tehdidi karşısında boyun bükerek pasif bir rol benimsemekle veya Fransa’nın emperyalist lideri Macron’a afra tafralı davranmakla ülkemiz bu işin altından kalkamaz. İktidar, daha doğrusu tek başına iktidar olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika saplantıları ve iç politikada özgürlüklere karşı direnci, içine girilen çıkmazın ana nedenidir. Meselemiz ülkemizdir, Cumhurbaşkanı’nın direnci giderek anlamsızlaşıyor ve ülkemizin aleyhine işliyor. Trump’a karşı ittifak En önemli konu olarak, dünyada elinden yitirmeye başladığı ekonomik çıkarlarını ve liderliğini silahla, savaş tehdidiyle geri almaya çalışan ve herkesi tehdit eden Trump’a karşı bir demokrasi cephesi oluşması zorunluluğunu gündeme taşımak gerekir. Böyle bir Trump karşıtlığı için uygun ortam var. Özellikle Trump ile Avrupa Birliği arasındaki çatışma bu olasılığı güçlü bir şekilde gündeme getiriyor. Tamam, AB’nin açıkça Trump’a “savaş” açması, 70 yıllık müttefiklik ve bugüne kadarki küresel ortak çıkarlar açısından tarihsel zorluklar içeriyor. Ama AB’nin bir Avrupa ordusu kurma planının yürümekte olduğunu biliyoruz. NATO fiili olarak aslında ayrışmış durumda: ABD ve Avrupalılar. Trump Avrupa’ya, Rusya sizin düşmanınız diyor ve ilişkilerini kesmeye ikna etmeye çalışıyor. Özellikle Almanya Rusya ile ilişkileri daha yumuşak zeminde tutma çabasında ve kuzeyden doğalgaz boru hattı bu sayede gerçekleşiyor. Trump’ın yumurtladığı son cevher “Yık gitsin boru hattını, petrolü benden al” oldu. Bu arada iki kıta arasında ticaret savaşları, büyük şirketlere karşılıklı milyarlarca dolar ceza kesmeler, çok yönlü gerilimleri dışa vuruyor. Avrupalı NATO ülkeleri, S400’ler konusuna, Türkiye’nin ulusal tercihi gözüyle bakıyor. Ama tüm bunlara rağmen, AB ile Türkiye arasında koşulları var olan doğal bir ittifak yok gibi. Bir engellilik var. Tecridi kırmanın ilk yolu Bunun başlıca nedeni, özgürlükler, keyfi hukuk, yargıda iktidara bağımlılık. Bu durum Türkiye’nin AB’ye karşı elini son derece zayıflatıyor. Türkiye bu engelleri bertaraf etmeli ve Avrupa ile çok yönlü büyük bir ittifak politikasına yönelmeli. AB üyeliğini bir kenara bırakın. Salt Savunma Paktı açısından Türkiye AB için değerli. İktidar “hukuk reformu” açıklamasını sanırım AB ile ilişkiler açısından gündeme getirdi. Ama bu “reform” yargının iktidara bağımlılığına hiçbir çözüm getirmiyor ve demokratik bir hukuk devletinin yolunu açmıyor. RTE’nin eline geçirdiği yargıya yasal özerklik vermeye yanaşmıyor; iç rakiplerini istediği zaman derdest edecek koşullardan vazgeçmiyor. O zaman, AB ile geniş ve çok yönlü bir ittifak söz konusu olamıyor. Özgürlük, hukuk devleti, bağımsızözerk yargı; ülkenin tecritten kurtulmasının yolunu açacak ana halkadır. İkincisi Suriye şizofrenliği İdlib’de Suriye ordusu ile TSK karşı karşıya.. Karşılıklı top atışları dönemine girildi. Büyük bir tehlike! ABD ve Türkiye, Suriye’nin bütünlüğünde iki ana engel olarak ortada. Ama ABD ile Türkiye müttefik değiller ve olamazlar. PKK konusunda karşıtlar. Türkiye’nin Suriye politikası şizofrenik bir yapıda. Ciddi bir tedaviye muhtaç. Lafta Suriye’nin bütünlüğü diyor Ankara, ama fiiliyatta ülkesinin bütünlüğünü sağlamaya çalışan Şam Esad’ı düşman kabul ediyor. Bu düşmanlık, sonuçta, Suriye’nin Kürt bölgesindeki meselesinin de Türkiye aleyhine çözümü potansiyelini büyütüyor. Dış politika, en güçlü olasılıklar ve gerçekleşebilecek öngörüler üzerine kurulursa, ülke yararına çözümlere yol açar. İdlib’i elinizde tutamazsınız, HTŞ gibi sizin de terör örgütü kabul ettiklerinizin varlığını güçlendiremezsiniz. Şam’ın yaptığı bir yurt savunmasıdır. Suriye’de ABD’yi zayıflatan değil, güçlendiren bir politika izliyorsunuz. Bu ülkenin aleyhinedir. Bu politikanız ABD’nin, o çok karşı çıktığınız “Binlerce kilometre uzaktan burada ne işiniz var” söyleminizi anlamsız kılıyor ve Trump’ın Ortadoğu’ya müdahalesini artırıyor. 180 derece politika değişikliği, Türkiye’yi kapandan ve tecritten kurtaracak tek çaredir. Suriye ile hemen dostluk, orada durumu radikal biçimde değiştirecek ve AB’yi de buna zorlayacaktır. Tüm bunlar için aslında yeni bir bakışa ve yeni bir iktidara ihtiyaç var. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. AYBERK ALTAN İstanbul Bilim Üniversitesi’nden almış olduğum öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. FATİH UYSAL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle