18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 6 MART 2019 ÇARŞAMBA ‘Barış’a tatbikat TASARIM: İLKNUR FİLİZ NECATİ SAVAŞ Türkiye, Mavi Vatan 2019 tatbikatının Ege Denizi’ndeki bölümünü Türk karasularında gerçekleştirdi. Ankara’nın böylelikle Atina’ya “Ege’de gerginlik peşinde değiliz” mesajı verdiği belirtildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın tüm unsurlarıyla Türkiye’nin etrafındaki denizlerde aynı anda ilk defa yapılan Mavi Vatan 2019 tatbika tının Akdeniz’deki bölü münde Kıbrıs’ın güneyin de atış eğitimleri yapıl hüseyin hayatsever masına karşın Ege’deki bölümü, uluslararası sular yerine Türk karasu larında gerçekleştirildi. Askeri yetki liler, tatbikatın Ege’deki bölümünün Türk karasuları içinde gerçekleştiril mesiyle ilgili “Komşularımız, tatbikat dolayısıyla kendilerine yönelik bir tehdit hissetmemeli. Türkiye, bölge sinde güven ve barışın tesisi için ça lışıyor” mesajı verdi. Mavi Vatan 2019 tatbikatının dün Ege Denizi’nde yapılan bölümün de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın en büyük gemilerinden TCG Bayrak tar Gemisi, TCG Osmangazi Gemisi ile 14 tank çıkarma gemisinden am fibi (karaya çıkarma) birliği, Foça De niz Üssü’nden hareket ederek İzmir Körfezi içinde senaryo gereği alına cak bir adaya amfibi harekâtı düzenledi. Deniz geçişi esnasında deniz karakol uçakları ile helikopterler de kullanıldı. SAT ve SAS takımları ile mayın avlama gemilerinden oluşan birlik, amfibi harekâtı öncesi senaryo gereği çıkarma yapılacak plajdaki ve sualtındaki mayınları temizledi. Daha sonra amfibi deniz piyadeleri, çıkar ma gemileri ve botlarla adaya çıkarıldı. Bunun ardından TCG Bayraktar gemisine inen helikopterler deniz piyadelerini alarak adaya indirdi. Amfibi harekâtını, insansız hava araçları ve hava kuvvetlerine bağlı uçaklar da destekledi. Tatbikatta açık ülke ve ada isimleri yerine kod isim ve renkler kullanıldı. l İZMİR bir‘Aelğmikiatlcmeıremikmı’zizi Tatbikatın bu bölümünün, Ege Denizi’nin açık suları yerine İzmir Körfezi içindeki bölgede gerçekleştirilmesini değerlendiren askeri yetkililer, “Bizim kimseye mesaj vermek gibi bir amacımız yok, komşularımızın kendilerine yönelik tehdit hissetmesine de gerek yok. Amacımız sadece birliklerimizin harekâta hazırlık seviyesini ölçmek, birliklerimizin eğitimlerini tatbik etmek. Tatbikatın icra edileceği yer bize bu doğrultuda bildirildi. Türkiye, bölgesinde güven ve barışın tesisi için çalışıyor” değerlendirmesini yaptı. Mavi Vatan 2019 tatbikatı, Yunanistan medyasında da geniş yer bulmuş, Türkiye’deki bazı medya organlarında da tatbikatın Yunanistan’a bir mesaj olduğu yorumları yapılmıştı. Tatbikatın Akdeniz’deki bölümünde Kıbrıs’ın güneyinde atış eğitimleri olmasına karşın Ege’de tartışma yaratacak bir adım atılmaması, Türkiye’nin odağında Doğu Akdeniz’in olduğu yorumlarına yol açtı. ABD’den kritik 2 ziyaretJames Jeffrey ve Matthew Palmer Ankara’da ABD Başkanı Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer önceki gün geldikleri Ankara’da temaslara başladı. Dışişleri Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile görü Jeffrey şen Jeffrey ve beraberindeki he yet, ardından Savunma Bakanı hulusi Akar’la bir araya geldi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada; “Bakan Akar tarafından; uluslararası hukuk ve anlaşmalardan kaynakla nan hak ve menfaatlerimizin korunması konu sundaki kararlılığımız, Münbiç Yol Haritası’nın süratle tamamlanması yönündeki haklı beklen timiz, Suriye’nin toprak bütünlüğü ne olan duyarlılığımız, Fırat’ın doğu sunda tesis edilecek güvenli bölge de PKK/YPG terör örgütü unsurla rının bulunmaması ve emniyetinin Türkiye tarafından sağlanması ge Palmer rektiği belirtildi. İki ülkenin birlikte çalışarak sorunları çözebileceği yö nündeki düşüncelerimiz ifade edil di” denildi. Palmer da Jeffrey’den farklı bir he yetle başkentte temaslarına başladı. Palmer’ın, Dışişleri yetkilileri ile yaptığı görüşmelerde, Suriye ve terörle mücadelenin yanı sıra, Tür kiye ile ABD arasında devam eden Patriot gö rüşmeleri ile S400 hava savunma sistemi ele alınıyor. l ANKARA/Cumhuriyet VEFAT Ardında kocaman bir boşluk bıraktın, seni çok özleyeceğiz Seyhoş. Evlatları Mina, Senem, Şamil, kardeşleri Zülfü, Asım, Ferhat, yengesi Ülker, yeğenleri Aylin, Ceren, Defne, Murat Livaneli. Merhum Mustafa Sabri Bey ve Şükriye Hanımın kızı SEYHAN LİVANELİ 6 Mart 2019 tarihinde İzmir Alsancak Hocazade Camii’inde kılınacak öğle namazının ardından Urla Güvendik Mezarlığı’na defnedilecektir. AİLESİ ABD Genelkurmay’ı, HULUSİ Akar’ı kapak yaptı ABD Genelkurmay Başkanlığı, resmi Twitter hesabında kapak fotoğrafı olarak ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford, Savunma Bakan Yardımcısı Patrick Shanahan ile Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in toplu fotoğrafını kullandı. Fotoğraf olarak kullanı lan görsel, 22 Şubat tarihinde gerçekleştirilen ziyarette çekilmişti. Bir benzer olay da 15 Ocak tarihinde gerçekleşmişti. Aynı hesap bu sefer de kapak fotoğrafına, Türkiye Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ile Joseph Dunford’un ikili görüşmesinde çekilen fotoğrafı yüklemişti. l Haber Merkezi ABD: S400’ün bedeli ağır olur ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Eric Pahon, Rus haber ajansı TASS’a yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin hava savunmasını geliştirmek istediğinin farkındayız ama Rus S400 sistemleri alımının ABD ile Türkiye arasındaki savunma işbirliği üzerinde ağır sonuçları olacaktır” dedi. Öte yandan NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Komutanı Micheal Scaparrotti, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un, Türkiye’nin S400 hava savunma sistemini alması durumunda F35 teslimatının iptal edilmesini önereceğini belirtti. l Haber Merkezi AB ile dört yıl sonra bir ilk ABile Türkiye arasındaki en yüksek karar organı olan ‘Ortaklık Konseyi’, dört yıl aranın ardından 15 Mart’ta Brüksel’de toplanacak. Toplantıya Türkiye’den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB kanadından Yüksek Temsilci Federica Mogherini başkanlık edecek. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, tarafların, bölgesel konular ve ikili ilişkileri kapsamlı şekilde değerlendirebileceği belirtildi. TürkiyeAB Ortaklık Konseyi’nin 53’üncü toplantısı 18 Mayıs 2015’te Brüksel’de gerçekleştirilmişti. l Haber Merkezi VEFAT Üsküdar eşrafından merhum Ali Haydar Som, merhume Fatma Narin Som, merhum Ali Fikret Ulukut ve Ülgen Ulukut’un torunları; merhum Hakkı Delfin Som, Nursel Gülter ve RenanHakan Belül’ün yeğenleri; DoğaDidem Som ve EmreDicle Belül’ün kuzenleri; merhum Kamil Deniz Som ve Harika Som’un oğulları; Haydar CanFatma Miray Som’un kardeşi, Deva Som’un amcası, Ailemizin gözünün bebeği FİKRET CEM SOM 04 Mart 2019 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 06 Mart 2019 (bugün) Şakirin Camisi’nde kılınacak öğle namazını müteakip Nakkaştepe Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecektir. Nurlar içinde uyusun. Ailesi HABER Sömürge olmak Türkiye insanı tarihinin hiçbir döneminde sömürge bir ülkenin yurttaşı olmadı. Osmanlı’dan başlayalım. Osmanlı Devleti bir dünya imparatorluğuydu. Bu devletin halkı kendini hiçbir zaman başka ülkelerin halkından daha aşağı düzeyde bir devletin halkı olarak görmedi. Ölçü olarak Batı ülkelerini alırsak herhangi bir Osmanlı yurttaşı, hangi toplumsal sınıf ve katmandan olursa olsun, aynı toplumsal sınıf ve katmandan bir Batı ülkesi yurttaşıyla her anlamda ve alanda en azından eşit konumdaydı. Batı ülkelerinde bilimsel devrimler gerçekleşinceye kadar bu böyle devam etti. Osmanlı Devleti ilk kez, bilimsel devrimler çağından geri kalmasıyla önce savaşlarda ağır yenilgilere uğradı ve son yüzyılında da sömürgeleşme sürecine girdi. Bu sürecin sonucu kaçınılmaz olarak köleleşme ve dağılıp parçalanma olacaktı. Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet bu süreci durdurdu. HHH Ülkenin sömürgeleşme sürecinde dönemin Osmanlı aydınları kimlik arayışına girdiler. Bu arayış, aynı zamanda, sömürgeleşmiş bir ülkenin aydını olamaya karşı da bir direniş demekti. “Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir” sözü bu direnişin simgesi ve bayrağıdır. “Manda” fikri sömürgeleşmeye boyun eğmek, ona yasal kılıf uydurmaktan başka anlam taşıyamazdı. Cumhuriyetin ilk kuşakları, 20. yüzyıla, bağımsız bir ülkenin bütün dünya insanlarıyla eşit konumda yurttaşları olarak ayak bastılar. Onlar, yoksul, sorunlu, fakat özgüvenli, kimlikli bir ülkenin çocukları olarak doğup yaşadılar ve öyle de öldüler. Bugün gelinmiş olan nokta ise, bambaşkadır... HHH Ülkemiz bütün tarihi boyunca ilk kez, hızla ilerleyen bir sömürgeleşme sürecindedir. Emperyalizm ilk kez, silahsız, savaşsız, Türkiye’yi ele geçirip sömürgeleştirmede önemli konumlar elde etmiştir. Bugün, bütün toplumsal sınıf ve tabakalarıyla Türkiye insanı, Batı insanından beşaltı kat daha yoksuldur. Ülkemizde üst düzeyde bir memurun aylık geliri, Batı ülkelerindeki asgari ücret düzeyindedir. Bu üst düzeyde memur, bu ülkelerden birinde, örneğin ortalama bir öğle yemeği için, Türkiye’de ödediğinin beşaltı katını ödeyecektir ve bunu kendi ülkesindeki geliriyle yapacaktır. Şimdi tersinden bakalım. Batı ülkesinden bir asgari ücretli Türkiye’ye geldiğinde aynı öğle yemeği için kendi ülkesinde ödeyeceğinin beş ya da altıda birini ödeyecektir. Sömürge ülkesi olmak, en basit, en sıradan, ama en can yakıcı bir hesaplamayla budur. HHH Ülkemizdeki bütün fabrikalar ya kapatılmış, ya satılmış, ülke toprakları yağmalanmış ve yağmalanmaya devam etmektedir. Savunma gücünün kolu kanadı kırılmıştır. Yargı teslim alınmıştır. Eğitimin rotası en karanlık ellerdedir. Türkiye bugün, işkence edilirken hareket edemesin diye bağlanmış, bağırmasın diye ağzı kapatılmış bir tutsak görünümündedir. Türkiye insanı tarihinin hiçbir döneminde olmadığı ölçüde suskun, çaresiz, çıkışsızdır. Ama içten içe, bir okyanusun dip dalgaları gibi de kaynamaktadır. Yüzlerce yıllık tarihinde bu ölçüde çaresiz ve çıkışsız kalmamış olan bu insanlar, bilinçli ya da bilinçaltlarında, sömürgeleşmeyi hissetmekte ve bir çıkış yolu aramaktadırlar. Toplumuyla, insanıyla, yurduyla, uzak ve yakın tarihiyle az çok bağıntısı olan herkes bunu hisseder, hissedecektir... Öyleyse bir çıkış yolu olacaktır, olmalıdır... HHH Benim görebildiğim, geldiğimiz noktada tek ve kalıcı çözüm, tıpkı 1960’lardaki Türkiye İşçi Partisi gibi, işçiköylühalk önderlerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve yurtseverdevrimci aydınların oluşturacağı bir siyasal örgütlenmedir. Grevse grev, direnişse direniş, kavgaysa kavga! Korkunun ecele de sömürgeleşmeye de faydası olmadığı gibi ülkenin daha fazla beklemeye tahammülü yoktur. VEFAT 2010’da kaybettiğimiz yazarımız ve CUMOK öncülerinden Deniz Som’un oğlu FİKRET CEM SOM’u yitirmenin acısı içindeyiz. Som ailesinin acısını paylaşıyoruz. C çalışanları C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle