17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 96 ŞUBAT 2019 ÇARŞAMBA FREEDOM HOUSE RAPORUNA GÖRE TÜRKİYE SON GRUPTA. TRUMP, EN SAYGISIZ ABD LİDERİ Türkiye ‘özgürlüklerde’yerinde saydı Freedom House’un (Özgürlük Evi) “Dünyada Özgürlükler 2019” raporuna göre Türkiye, bir kez daha “Özgür olmayan” ülkeler kategorisinde yer aldı. Merkezi ABD’nin Washington kentinde bulunan Freedom House, “Dünyada Özgürlükler 2019” raporunu açıkladı. 195 ülkenin değerlendirildiği raporda 86 ülke “özgür”, 59 ülke “yarı özgür”, 50 ülke ise “özgür olmayan” kategorisine göre sınıflandırıldı. Rapora göre Türkiye ise geçen yıl olduğu gibi gibi bu yıl da “özgür olmayan” ülkeler kategorisinde yer aldı. 2018’in haziran ayında Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin OHAL döneminde aynı anda yapıldığına dikkati çeken raporda, OHAL’in daha sonra kaldırıldığı ancak hükümetin gazetecileri, hak savunucularını ve akademisyenleri toplu halde tutuklamaya devam ettiği belirtildi. Raporda, Suudi Arabistan’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı Türkiye’de suikast düzenleyerek öldürmesi, otoriter rejimlerin düşmanlarını sınır ötesinde nasıl hedef aldığının en açık örneği olarak nitelendi. Freedom House’un geçen yılki raporunda Türkiye, “Özgür olmayan” ülke statüsüne indirilmişti. Raporda, ABD Başkanı Donald Trump’ın hukukun üstünlüğü, gerçeklere dayalı gazetecilik ve demokrasinin diğer ilkelerine yönelik saldırılarının dikkatlerden kaçmadığı kaydedildi. Freedom House’a göre daha önce hiçbir Amerikan başkanı, şimdiye kadar demokrasinin temellerine, kurallarına ve ilkelerine Trump kadar saygısızlık göstermedi. l Haber Merkezi Geciken adalet uyarısıSırtında 22 sigara söndürülen mahkumun davası 13 yıl sürdü. AYM: Süre makul değil savcılık olur verdi Cenaze izni Emniyet’e takıldı SEYHAN AVŞAR Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Silivri Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Şahin Keskin’e dedesi Rıza Keskin’in cezanesine katılması için verdiği izin Emniyet’e takıldı. Emniyet, “provokasyona ve örgüt propagandasına dönüşeceği” iddiasıyla izin verilmemesini isteyince Şahin Keskin cenazeye katılamadı. Silivri Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan Şahin Keskin’in dedesi Rıza Keskin 21 Ocak günü hayatını kaybetti. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı hükümlü Keskin’in de cenaze törenine katılması için 5 saatlik bir izin verdi. İstanbul Valiliği, Keskin’in cenazeye gidebilmesi için gerekli güvenlik önlemlerin alınıp alınamayacağına ilişkin, Silivri Cezaevi Tabur Komutanlığı ve Sultangazi Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bir yazı yazdı. Emniyet ise verdiği cevap yazında Pir Sultan Abdal Cemevi’nde düzenlenecek cenaze törenine izin verilmemesini istedi. Yazıda şunlar kaydedildi: “Güvenlik tedbirlerinin tarafımızca yeterli derecede alınabileceği fakat taziye ziyaretinin DHKP/C terör örgütüne müzahir legal ve illegal gruplar tarafından provokasyona ve örgüt propagandasına dönüştürüleceği değerlendirildiğinden önleyici tedbirler gereği cenazeye katılmasının uygun olmayacağı...” Keskin’in avukatı Barzan Demirhan, müvekkilinin dedesinin cenazesine katılma talebinin soyut bir güvenlik gerekçesiyle reddedildiğine dikkat çekerek “Cemevinden kaldırılan bir cenazenin tehdit oluşturduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bu haberler gerçeği yansıtmıyor. Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iznine rağmen müvekkilimin dedesinin Gazi Mahallesi’ndeki cemevinden kaldırılan cenazesine katılamaması büyük bir çelişki” dedi. l İSTANBUL gizli tanık Tutuklattı Nagehan Kurt’a tahliye çıkmadı ZEHRA ÖZDİLEK Grup Yorum üyesi tutuklu Bahar Kurt’un annesi Nagehan Kurt’un duruşmasına devam edildi. 16 aydır gizli tanık Berk Ercan yüzünden Burhaniye T Tipi Hapishanesi’nde kızı Bahar Kurt ile aynı koğuşta kalan anne Nagehan Kurt, duruşmada kendi annesinin ve eşinin rahatsız olduğunu söyleyerek tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti kuvvetli suç şüphesi olduğu ve adli kontrolün yetersiz kalacağına kanaat getirerek tutukluluğa devam kararını verdi. Aynı dosyadan yargılanan tutuklu Kerem Deniz Biter, Hatice Kalkan ve Murat Yüksel ise tahliye oldu. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya SEGBİS ile katılan Nagehan Kurt, 83 yaşındaki annesinin sağlık durumunun her geçen gün kötüye gittiğini söyledi. Eşinin de kızıyla kendisinin tutuklandığını duyunca rahatsızlandığını ve bakımevinde kaldığını söyleyerek gizli tanık Berk Ercan yüzünden ailelerinin dağıldığını anlattı. Kurt’un avukatı Yaprak Türkmen, “Yargılamaya konu olan eylemlerin tamamı demokratik faaliyetler. Bu celsede tanıklar dinlendi. Mağduriyeti dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edilebilirdi” dedi. l İSTANBUL Anayasa Mahkemesi (AYM) İzmir’de kaldığı cezaevinde sabah sayımına katılma dığı gerekçesiyle Adem Erden ad lı yurttaşın gardiyanlar tarafından darp edilerek sırtın da 22 adet sigara sön dürülmesine ilişkin da vanın 13 yıldır sonuç landırılmaması üzerine Alican uludağ “hak ihlali” kararı verdi. AYM, 13 yıldır sü ren yargılamanın ma kul olmadığını, “kamu görevlile rinden kaynaklanan kötü muame le olaylarına kayıtsız kalındığı gö rünümü verilmesinin engellenmesi açısından yeterli hız ve özenle yürü tülmeyerek etkili bir yargısal tepki verilmediği”ni kaydetti. 1963 doğumlu Adem Erden, İz mir F 2 Tipi Yüksek Güvenlikli Ka palı Ceza İnfaz Kurumu’nda cina yet suçundan hükmen tutuklu bu lunurken 13 Ağustos 2005’te sa at 08:00’de yapılan sayıma katıl mak istemedi. Bunun üzerine gar Yüksek Mahkeme, karmaşık bir görünüm arz etmeyen davanın özenli yürütülmediğine hükmetti. diyanlar, Erden’i darp etti. Muayenede, Erden’in vücudunda darp izleri ve 22 adet sigara yanığı tespit edildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Eylül 2005’te infz koruma memurları S.E., M.S., K.K., T.K. ve Ş.A. hakkında dava açtı. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 20 Aralık 2006’da delil yetersizliğinden gardiyanların beraatına karar verdi. İtiraz üzerine ise Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 8 Aralık 2011’de sanıklardan S.E. ve M.S. yönünden beraat kararını onarken, sanıklar K.K., T.K. ve Ş.A. ise yönünden eksik soruşturma nedeniyle bozdu. Mahkeme, 18 Şubat 2015’te sanıklardan K.K., T.K. ve Ş.A’nın Türk Ceza Yasası’nın 94. maddesi uyarınca işkence suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 1 yıl 3 ay memuriyetten yoksun bırakılmalarına karar verdi. Karara yeniden itiraz eden ancak Yargıtay’dan henüz bir yanıt alamayan Erden, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Yargılama ihlali var AYM, başvurucuya net 18 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi, kararın bir örneğini temyiz incelemesini 4 yıldır sonuçlandırmayan Yargıtay’a gönderdi. Kararın gerekçesinde, olayın üzerinden geçen 13 yıla rağmen kötü muamele vakasında kesinleşmiş bir karar verilemediğine dikkat çekilerek olayın karmaşık bir görünüm arz etmemesine karşın, 13 yıllık yargı süresinde makul olmayan bir gecikme olduğu vurgulandı. Cinayet suçundan içeri giren ve 13 yıldır cezaevinde gardiyanlar hakkındaki cezanın kesinleşmesini bekleyen Adem Erden’in cezasının bitmesine ise 3 yıl kaldı. l ANKARA vatansever ve avukatı ceza istedi M2tsko.uüaArçrjudşblanıadsmutıünnaGlahaseaıçhyzmıalkeakitntıay’iranergt ıç Tartışmalı duruşma SEYHAN AVŞAR Halk Tv’de katıldığı bir programda 2. Abdülhamit’in torunu Nilhan Osmanoğlu Vatansever’e hakaret ettiği iddiasıyla hakkında 2 yıl 4 aya kadar hapis istemiyle dava açılan tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen dün hâkim karşısına çıktı. Duruşmada savunma yapan Gezen, şikâyetçi Vatansever’i tanımadığını ayrıca kendisine hakaret etmediğini söyledi. İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Müjdat Gezen ile şikâyetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever katıldı. Savunma yapması istenen Müjdat Gezen, “Savunulacak bir şey göremiyorum. Kendisini ilk defa görüyorum. Hiç tanımıyorum. Kendisine hakaret et medim” dedi. Şikâyetçi Nilhan Osmanoğlu Vatansever ise beyanında, şikâyetçi olduuğunu söyledi. Vatansever’in avukatı Cem Kaya da hakaret edildiği iddiasında bulunduğunu belirterek, “Cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. Karşı tarafın avukatlarının beyanının ardından söz alan Müjdat Gezen, “Ben burada suç olan şeyin ne olduğunu anlamış değilim. Telefonla katıldığım programa ‘Hanımefendi adayı istiyor’ dediler. Ben de ‘Adayı değil de neyse. Bunu sonra konuşuruz’ dedim. Burada kimseyi aşağılayacak bir ifade kullanmadım. Avukat yalan söylüyor” dedi. Gezen’in bu sözü üzerine avukat Cem Kaya ile tartışma yaşandı. Tartışmanın sürmesi üzerine hâkim, duruşmayı sonlandırdı.l İSTANBUL 11 bin ihlal 471 ölüm MAHMUT ORAL İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2018 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu” dün düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. İHD Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören’in açıkladığı raporda tüm kategorilerde toplam 11 bin 643 ihlal yaşandı, 471 kişinin hayatını kaybettiği ve 172 kişinin ise yaralandığı belirtildi. İnceören 2018’de yaşamını yitirenlere ilişkin şu bilgileri verdi: “Keyfi öldürme, silah kullanma yetkisinin ihlali veya dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle, güvenlik güçleri tarafından vurulan 4 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi yaralandı. Köy korucuları tarafından vurulan 5 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı. Hapishanelerde 1 hasta mahkum yaşamını yitirdi. 1 mahkum cezaevinde şüpheli bir biçimde yaşamını yitirdi. 2 kişi faili meçhul saldırılarda yaşamını yitirirken, 6 kişi ise yaralandı. Resmi hata ve ihmal sonucu 11 kişi yaşamını yitirirken, 106 kişi ise yaralandı. Zırhlı araç çarpmaları sonucu 1’i çocuk 2 yurttaş yaşamını yitirdi.” İnceören ayrıca, 3 çocuk ve 11 kadının intihar ettiğini, 3 çocuğun aile içi şiddet sonucu, 4 çocuğun da toplumsal yaşamda maruz kaldıkları şiddet nedeniyle hayatını kaybettiğini aktardı. l DİYARBAKIR Beraatla sonuçlanan Lice katliamı davasının gerekçeli kararı açıklandı ‘Lice olayları asker eylemi değil’ MAHMUT ORAL Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 16 kişinin öldürüldüğü katliamın, beraatla sonuçlanan davasının gerekçeli kararı açıklandı. İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi açıkladığı gerekçeli kararda, olayların askerlerin eylemi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı belirtildi. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993’te 14 sivilin, bir askerin ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın’ın şehit edilmesiyle sonuçlanan katli amın yargılandığı Lice davası 8 Aralık 2018’de tek sanık olan dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu’nun beraatıyla bitmişti. ‘Kesin delil yok’ Kararda kesin delil elde edilemediğine değinilerek “Kovuşturma aşamasında yazılan müzekkerelerle kimlikleri tespit edilebilen ve tanık olarak beyanı alınanlar ve tutanaklar düzenleyen çok sayıdaki asker ve polis ile tanıkların, teröristlerin saldırıda bulunduğunu beyan ve tutanakları ile doğruladıkları, iddiana medeki suçlamaların somut delillere değil varsayımlara dayandığı, maddi deliller karşısında soyut iddia ve beyanlara itibar edilemeyeceği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanık Eşref Hatipoğlu’nun üzerine atılı suçları işlediği hususunda mahkumiyetlerini gerektirir, yeterli ve her türlü şüpheden uzak kesin delil elde edilemediğinden üzerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatına, sanık Tünay Yanardağ’ın kovuşturma aşamasında ölmesi sebebiyle davanın düşürülmesine karar vermek gerekmiştir” denildi. l DİYARBAKIR Masada yoksan mönüde olursun! Suriye ile ilgili iki gelişme var... Birincisi, ABD, olası tampon bölgede Türkiye’nin olmadığı bir planlama yaptığını duyurdu.  İkincisi, Erdoğan Suriye ile alt düzeyde görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.  Böylesi durumlarda İlhan Selçuk’un ilk tümcesi şu olurdu; yine haklı çıktık! Tampon bölgenin ABD tarafından dillendirildiği günlerde dikkat çekmiştik: Hemen üstüne atlamayın, bu Türkiye’nin lehine olmayabilir. ABD’nin bölgede ittifak kurduğu güçler, bizim terör örgütü olarak gördüğümüz gruplar. Tıpkı Irak’ın kuzeyindeki 36. paralel gibi ucunu görmediğimiz bir gidişe sürüklenebiliriz. Gelen haberler bu endişemizi doğruluyor. İngiltere ve Fransa ağırlıklı bir güç oluşacağı söyleniyor. Gel de 20. yüzyılın başında bu bölgeyi paylaşan iki ülke arasındaki SykesPicot Antlaşması’nı anımsama! Bu durumda Suriye’deki tampon bölgenin tek hedefi var: Türkiye’yi kıpırdatmamak! HHH Erdoğan’ın, “Suriye ile alt düzeyde görüşüyoruz. Güvenlik, istihbarat birimleri bu tür görüşmeleri yaparlar. Zaten düşman bile olsa bunu yapmak gerekir” sözlerine ne demeli. Bu köşede defalarca vurguladık; 900 kilometre sınırımızın olduğu bir ülke ile başkaları üzerinden haberleşirseniz, sonuç alamazsınız. El elin işini ıslık çalarak takip eder. Bu tür değerlendirme yapanlara iktidarın tepkisi şu oluyordu: Vayy, Esadcı seni! Sen demek katillerle diyalog kurulmasından yanasın! Sen halkını katledenleri tanı diyorsun... Şimdi neymiş? Düşmanla bile temas kurmak gerekirmiş! Bu durumda sormazlar mı? Madem öyle, Şam Büyükelçimizi niye geri çektiniz? Madem öyle, 2011 yılından bu yana kafileler halinde gelen, şimdi sayıları 4 milyonu aşan Suriyeliler ile ilgili niye bir temas kurmadınız? HHH Erdoğan, Putin’in, “1998 yılında Suriye ile imzaladığınız Adana Mutabakatı’nı işletin” önerisinin de hemen üstüne atladı.  Bu noktada da uyarıyoruz; Adana Mutabakatı, Türkiye ile Suriye arasında, yani devletten devlete bir ilişki... İşletecekseniz, Esad yönetimini tanımanız gerekecek! Öyle anlaşılıyor ki, Erdoğan böyle bir gidişin altını dolduruyor. Diplomaside görüşme, pazarlık masalarında olmak gerektiğini, olmazsanız haklarınızı başkalarının koruyamayacağını, korumayacağını ifade eden güzel bir söz vardır: Masada yoksan, mönüde olursun! Dileriz iktidar, sekiz yıl sonra da olsa Suriye’de aklın yolunu görür... Direnişler Meclisi toplanıyor OHAL KHK’leri ile kamudan ihraç edilen kamu emekçileri tarafından kurulan Direnişler Meclisi, Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde 910 Şubat tarihlerinde düzenlenecek kurultayla bir araya gelecek. Kurultaya akademisyen Nuriye Gülmen, Doç. Dr. Candan Badem, Yrd. Doç. Dr. İrfan Mukul, tiyatrocu ve sanat yönetmeni Kemal Oruç gibi birçok isim katılacak. Direniş Meclisi kurultayı duyurduğu çağrısında, 130 binin üzerinde kamu emekçisinin ihraç edildiği anımsatıldı. Çağrıda yüzlerce kamu emekçisinin tutuklandığ ifadelerine yer verilerek şöyle devam edildi, “Tüm kamu emekçileri ve işten atılmış işçiler olarak bu süreçte yaşadıklarımızı konuşacağımız bir kurultay yapmayı bir ihtiyaç olarak görüyoruz. Kurultaya tüm ihraç edilen kamu emekçilerini bekliyoruz.” l İSTANBUL/Cumhuriyet HSK, Yargıtay’a 8 yeni üye seçti Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Genel kurulu, boş bulunan 8 Yargıtay üyeliği için seçim yaptı. HSK’nin yaptığı seçimle İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Ayhan Ayan, İzmir Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zikrullah Özbağ, Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Musa Yücel, Konya Adalet Komisyonu Başkanı Eyüp Mergen, Yargıtay Tetkik Hâkimi Mustafa Artuç, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Yiğitsoy ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Daire Başkanı İbrahim Temir, Yargıtayın yeni üyeleri oldu. Bu üyelerin çoğunluğunun muhafazakâr kökenli ve Hakyol cemaatine yakın olduğu ifade ediliken aralarında birkaç tane de ülkücü kökenli isimler olduğu kaydedildi. l ANKARA / Cumhuriyet C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle