17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 6 ŞUBAT 2019 ÇARŞAMBA [email protected] EDİTÖR: SİBEL BAHÇETEPE TASARIM: İLKNUR FİLİZ sağlık Ayrıntılar Cambaza bak cambaza! Türkiye bağımsızlığını çok zaman önce yitirmiş bir ülke. Gerici iktidarlar ABD’nin kuyruğuna takılarak, Menderes’ten bu tarafa çöküşü hazırladı. Üretmeyen, yaratmayan bir halk köledir. Köleliğin en sert günlerinden geçiyoruz. Neoliberal siyaset garip bir “özgürlük” tarifi yapar, esir düştüğünü anlamazsın. Kavram parlak, büyülüdür. Üzerinde öylesine tepinildi ki, onun adına öyle zulümler yapıldı ki, korkak olduk liberallerin sunduğu sahte özgürlükten!   Yine zor dönemeçteyiz, garip işbirlikleri var, ortaya çıkan tabloyu geleneksel algıyla yorumlamak hiç kolay değil. Şuradan başlayalım, dün Ergin Yıldızoğlu haklı olarak Kemalist/Ulusalcı çevreyi uyardı. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” cümlesinin içini boşaltarak, farkında olmadan siyasal İslamcılarla yan yana düşmeyin, diye. Haklı. Perinçek ekibi AKP ve MHP’ye eklemlendi, tuhaf bir gerici cephe oluştu. Öte yanda hızla Mustafa Kemal çizgisinden uzaklaşan, nerdeyse sosyalistlerden kaçan bir CHP var. (Sakın Alper Taş örneğine aldanmayın) Ortağı İYİ Parti, her tutumuyla tartışmalı bir oluşum. Destekçileri HDP! Üç partinin de emperyalizme, AB’ye, ABD’ye nasıl baktığı tartışmalı. Yazık ki iki cephe de farklı tonlarda neoliberal. Sınıf vurgusu yok örneğin. Piyasa anlayışına itiraz eden yok! Bu koşullarda sağlıklı siyaset oluşması mümkün mü? Oyun her koşulda AKP’nin, yani küresel sermayenin kazanması üstüne kurulu. Bu sürdürülebilir mi? RTE için kurgulanan başkanlık biçimi her gün sorun yaratıyor. Çağa uygun değil, bunca hızlı akan dünyayı, her meseleyi bildiği varsayılan birinin ruhsal durumuna göre okuyamazsınız. Sürekli kriz üreten bu yapı; daha sertleşmekten başka seçeneğe sahip değil. Ya da yetkiyi kurumlarla paylaşacak Saray, kendini denetime açacak, ifade özgürlüğünü tanıyacak. Bu işine gelir mi? İttifak denilen nedir? Kutuplaşma üzerinden, her koşulda sayısal üstünlüğü sağlamak. Yani, ırkçı/dinci söylemlerle halkı tavlamak, popülist yaklaşımlarla (örneğin doğrudan yardımlarla) iktidarını sürdürmektir amaç. Bu yöntem sonuç verdi şimdiye dek. Yalnız unutmayalım ki sıkışıklık derin. Dış siyaset ve iktisadi kriz korkunç sonuçlar verecek. Esed oldu Esad yeniden ama bu tür tutum değişikliği krizden kurtulmaya yetmez. Lümpenliğin erdem, cesaret gibi sunulduğu bu dönem sislidir. Ancak örgütlü yapılarla, yoldaşlık üzerinden kendini koruyabilir kişi. Farklı okumalarla dünyayı kavramak bu yolla mümkündür. Her an türlü kirli bilgilerle kafa karışıklığı yaşamak mümkün. En son Venezüella meselesinde olduğu gibi, bir anda sanki RTE ile aynı yerde gibi görebilirsiniz kendinizi. Oysa eğer Suriye konusunda doğru tavır almadıysanız, Maduro’nun yanında olmak hiçbir siyasal anlam taşımaz. Değişen dünya dengelerini sağlıklı görmek için küresel saldırının nereden geleceğini kestirmek gerekir. Bir de küresel saldırının tarifini iyi yapmak lazım. Türkiye Menderes’ten bu yana sağcı dil ve uygulamalarla cahilleşti, bu eğitim düzeniyle de daha uzun süre böyle kalacağa benziyor. Elbette cehalet üzerine inşa edilen iktidarlar sert çöküş yaşar. İtiraz edilmesi gereken budur. Üstelik cehalet salt AKP’yi ele geçirmiş değildir. CHP’de kullanılan dile, yapılan tartışmalara bakın, nasıl düşünsel sefalet çağında olduğumuzu iyice anlarsınız. Şeyhler, müritler hayatın her alanında. İktidar kadar, göstermelik muhalefet de yararcı, cahildir. Çözüm var mı? Dünyanın çalkantılı dönemde olduğunu görerek, ülkemizin bunun dışında olmadığını kavrayarak: “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” aymazlığından kurtulmak gerek. Diyalektik işleyecektir. O gün çok çalışmaya hazır olmalı ve mutlaka donanımlı biçimde karşılamalıyız durumu. Devrim için cahil kalabalıklara gereksinim yok. Ne dediğini bilen yoldaşlarımız olsun yeter. Kimse tarihin, bilimin dışında kalamaz. İlaç sıkıntısına itiraf gibi açıklama Sağlık Bakanlığı, yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenen sağlık sektöründe yurttaşların ilaç bulamadığını yalanlarken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan itiraf gibi açıklama geldi. Koca, geçen hafta 41 kalem ilaca fiyat artışı verildiğini belirterek “Fiyat güncellemesi yapılan ilaçlar arasında göz damlaları, kanser ilaçları, tansiyon ilaçları, grip ilaçları, çocukların da kullandığı antibiyotikler ve bağırsak hastalıklarında kullanılan ilaçlar bulunmaktadır. Bu hafta itibarıyla bu 41 ilacın piyasadaki arz sıkıntısı son bulacaktır” ifadelerini kullandı. Koca, fiyat artışı beklentisi ile stok eğilimine girilmesine karşı önlem alındığını, 81 ilde yapılan denetimlerde para cezaları kesildiğini söyledi. l ANKARA/Cumhuriyet Sanal dünya yeni nesil insanları yarattı. Telefona bağımlı, yalnız ve sentetik... Teknoloji diyeti yapınAyrıntılar Ayrıntılar “Cep telefonum olmadan asla” diyorsanız nomofobi yaşıyor olabilirsiniz. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz’a göre akıllı telefon ve internet kullanımının artmasıyla birlikte korkutan bir boyuta ulaşan nomofobi, telefonun çok yoğun ve kontrolsüzce kullanılması sonucu ortaya çıkıyor. Şarjınızın bittiğini görmek nefesinizi kesiyor, dışarı çıktığınızda hemen telefonunuzu şarj edecek bir yer arıyorsanız, telefonunuzu tamire vermek boş ve yalnız his setmenize neden oluyorsa, şarj aletinizi birine ödünç vermek istemiyorsanız, telefonunuzu evde unuttu ğunuz için dersi dinlemek zorunda kaldığınızda çok üzülüyorsanız dikkat...Cep telefonsuz kalma korkusu olarak açıklanan “Nomofobi” neredeyse her birimizin zaman zaman yaşadığı bir durum. Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, cep telefonundan mahrum kalma korkusu olarak tanımlanan nomofobinin, modern çağın en yaygın sendromları arasındaki yerini aldığını vurgulayarak “Cep telefonu ile yapılan iletişimden kopmaktan aşırı korkma, cep telefonundaki sinyalin kapanma ihtimalinin bile şiddetli stres ataklarına yol açtığı nomofobi, Nomofobi yani telefondan uzak kalmak korkusunu yenebilmenin ilk kuralı telefondan uzak kalmak yani teknoloji diyeti yapmaktan geçiyor. çok daha ciddi sorunları berberinde getirebilir” uyarısında bulunuyor. Çaresizlik hissi yaratır Daha çok ergenlik çağındaki çocuklarda ve gençlerde görülen nomofobinin, kişilerde eksiklik hissi yaratarak mutsuz ve huzursuz hissetmesine yol açtığına dikkat çeken Yavuz, nomofobinin, kişilerde kaybetme korkusu ve bağımlılık duygularını dürttüğüne dikkat çekiyor. “Teknolojinin getirdiği yalnızlık ve sanal ilişkiler, kişileri izole bir dünyaya hapsederken nomofobi, mahrum kalma hissini tetikler” diyen Yavuz, “Ayrıca beynin ödülceza sistemini bozarak deformasyona sebep olabilir. Kişi, bağımlılığına ulaşamadığında kendini çaresiz hisse der ve yoksunluk duyar. Bunun yanı sıra kişi diğer bağımlılıklarda olduğu gibi bu durumdan kurtulmak için çabalayabilir ve bırakmak için çeşitli denemeler yapabilir” diyor. Yavuz, korkutan bir boyuta ulaşan nomofobi, telefonun çok yoğun ve kontrolsüzce kullanılması sonucu ortaya çıktığını vurguluyor. Gerekli durumda kullanın Yavuz, şu önerilerde bulunuyor: “Nomofobi yani telefondan uzak kalmak korkusunu yenebilmenin ilk kuralı telefondan uzak kalmaktır. İlk zamanlar çok fazla zorlanacak olsanız da pes etmemeli, üstüne gitmelisiniz. Zamanla telefonun iletişim için bir ihtiyaçtan fazlası olmadığını göre Telefonunuz çalmADIĞINDA bile bakıyorsanız... Nomofobinin belirtileri; n Sürekli telefonuyla ilgilenmesi, n Yapacak hiçbir şey bulamadığında bile sürekli telefonunu kurcalaması, n Telefonu yanında olmadığı zamanlarda kendini çok gergin ve eksik hissetmesi, n Sürekli olarak telefonunu kaybedeceği hissi yaşaması, n Çantada veya cebinde olmasına rağmen sürekli telefonunu kontrol etmesi, n Telefonu çalmasa bile telefona bakması, n Sırf telefonunu kapatmamak için uçağa binmemesi, tiyatro veya sinema gibi yerlere gitmemesi, n Telefonunu yanından hiç ama hiç ayırmaması tipik nomofobi belirtileridir. n Çok daha ileri vakalarda telefonun kaybolması veya çekmemesi halinde kişide: n Mide bulantısı n Kusma n Karnında kramp ve şiddetli ağrılar n Sinir ve stres n Panik atak n Baş dönmesi gibi şikâyetler görülebilir. cek hayati bir mesele olmaktan çıkacağına şahit olacaksınız. Telefon kullanımını minimuma indirmek için gün içinde sadece gerekli durumlarda telefonunuzu ele almalı ve gece yatarken uzak bir noktaya bırakmalısınız. Eğer kişisel olarak bu sorun ile başa çıkamıyorsanız mutlaka uzman birinden yardım almalısınız.” Hastalığın belirtileri 4 Memede veya koltukaltında ele gelen şişlik 4 Meme derisinde kızarıklık, çekinti, kaşıntı ve soyulma, deride portakal kabuğu görüntüsü 4 Kanlı meme başı akıntısı 4 Meme başında içeri çökme veya şekil bozukluğu 4 Memenin şeklinde veya büyüklüğünde ortaya çıkan değişiklik 4 Memede ağrı Kadınlarda en sık görülen kanserlerden meme kanseri hakkında merak edilenler Erken tanı hayat kurtarır Ülkemizde her yıl 25 bin yeni me ri gelişme riski artar. 20 li yaşlarda bu me kanseri tanısı konuyor. Son risk yüzde 0.6 iken 70 yaşında risk yak yıllarda da erken yaşta saptanan me laşık yüzde 4’e çıkmaktadır. me kanseri sıklığında önemli bir artış söz konusu. Memede veya koltukal tında ele gelen şişlik, kanlı meme ba şı akıntısı, meme başında içeri çök me veya şekil bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteren hastalıkta, erken teşhis ha yat kurtarıcı oluyor. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Ga ziosmanpaşa Hastanesi Me me Cerrahisi Kliniği Sorumlu su Doç. Dr. Deniz Böler, meme kanseri hakkında merak edi lenleri açığa kavuşturdu. Doç. Dr. n Meme kanseri neden olu şur? Memedeki süt bezlerini oluşturan hücrelerin kontrol dışı çoğalmaları ve vücudun başka yerlerine yayılma potan siyeli kazanması sonucunda oluşur. 4 Ailesinde meme veya yumurtalık kanseri olan bir kadının meme kanseri ne yakalanma riski diğer kadınlara gö re daha yüksektir. BRCA1 ve BRCA2 gi bi genetik mutasyonlara sahip kadınların meme kanseri, yu murtalık kanseri veya her ikisi ne birden yakalanma oranları oldukça yüksektir. Ayrıca TP53 genetik mutasyonu da meme kanseri riskini artıran anormal liklerden biridir. Deniz Böler 4 Daha önce meme kanseri nedeniyle tedavi edilmiş olmak veya memede üremeye yatkın lezyonlar nedeniyle ameliyat edilmiş ol mak aynı memede veya karşı tarafta meme kanseri gelişme riskini artırır. 4 Yoğun meme dokusuna sahip ol mak ve erken adet görmeye başlamak, Emzirmek riski azaltıyor menopoza geç girmek de riskler arasında. n Memede ele gelen her kitle meme 4 Menopozdan sonra alınan kilolar kanseri midir? ve düzenli olarak her gün alkol kullanan Bu kitleler çoğunlukla kanser dışı nedenlere bağlıdır. Önemli nokta kitlenin meme kanseri olup olmadığının anlaşılması için mutlaka genel cerrahi hekimi kadınlarda meme kanserine yakalanma riski 1.5 kat daha fazladır. 4 1 yıldan uzun süre bebek emzirmenin meme kanseri riskini azalttığı bi tarafından muayene edilmesi ve gerekli linmektedir. tetkiklerin yapılmasıdır. n Meme kanseri tanısında kullanılan n Meme kanseri oluşmasındaki risk yöntemler nelerdir? faktörleri nelerdir? 40 yaş üzerindeki kadınlara yıllık dok 4 Artan yaşla birlikte meme kanse tor muayenesi ve mamografi çekilme si, 40 yaş altındaki kadınlara ise doktor muayenesi ve meme ultrasonografisi yapılması en sık kullanılan tarama testleridir. n Memesinde şüpheli kitle saptanan hastalardaki yaklaşım nedir? Bu hastalarda şüpheli lezyondan kalın iğne ile biyopsi yapılarak doku örneği alınır. Bu şekilde kesin tanı konulur. Tanıya göre ya da kanserin türüne göre tedavi seçenekleri belirlenir. n Meme kanseri saptanırsa memenin alınması gerekir mi? Erken evrede saptanan kanserlerde veya küçük tümörlerde memenin tamamı değil sadece hastalıklı doku sağlam cerrahi sınırlar ile çıkarılır. Tümörün çok büyük olduğu hastalarda veya birden fazla yerde tümörü olan hastalarda meme başını ve/veya derisini koruyarak meme dokusunun tamamen alınması ve meme protezi ile yeni bir meme oluşturulması da mümkündür. n Meme kanseri tedavisinde kullanılan diğer yöntemler nelerdir? Radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (kimyasal ilaç tedavisi) ve hormonal tedavi meme kanseri tedavisinin diğer bileşenleridir. Meme kanseri ne kadar erken evrede yakalanırsa tedavi şansı o kadar yüksektir. Özetleyecek olursak meme kanseri erken tanı konulduğunda yüzde yüze yakın bir oranda tedavi edilebilir bir hastalıktır. Düzenli meme kontrollerinin yaptırılması büyük önem taşımaktadır. Sağlık sektöründe iş kazaları konuşuldu Sağlık editörümüz Sibel Bahçetepe sempozyumda “Basın gözüyle iş sağlığı” konusunda bir konuşma yaptı. Marmara İş Sağlığı ve Güvenliği, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi ve Gaziosmanpaşa Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen “4. Sağlık Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu” geçen hafta düzenledi. Alanında uzman kişilerin katıldığı sempozyumda iş güvenliği, tehlikeler, riskler ve alınması gereken önlemler konuşuldu. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cüneyt Ulutin, “İş sağlığı ve güvenliğinin temel prensibi işçinin iş yerinde kendini rahat ve güvende hissedeceği şekilde çalışma olanaklarının işveren tarafından sağlanmasıdır. İş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim çok önemli” diye konuştu. SAĞLIK REHBERİ Diyetlerde en sık yapılan 5 hata Uzman Diyetisyen Çağatay Köşkeroğlu, kilo vermek isteyenlerin yaptıkları büyük hatalara dikkat çekti ve zayıflamanın öncelikle karar vermekten geçtiğinin altını çizdi. İşte kilo vermeye çalışanların en sık yaptığı 5 hata: HATA 1: Alınan kalori miktarını birden azaltarak şok diyetler uygulamak Kilo vermek için aç kalmayı bile göze alırız, ne kadar aç kalırsak o kadar hızlı kilo verebileceğimizi düşünürüz. Şok diyetleri uygulamaya başlayan kişiler ilk günlerde birkaç kilo verebilirler. Daha sonrasında ise bireyin aç kalmasına rağmen kilo verememesinin nedeni, bireyin hem enerjisinin düşmesi hem de metabolizma hızının yavaşlamasından kaynaklanmaktadır. HATA 2: Karbonhidrat içeren besinleri tüketmemek Karbonhidrat tüketimi, hem vücuda enerji vermesi açısından hem de vücudun yapı taşı olan proteinlerin kullanılmasında oldukça etkilidir. Bu yüzden karbonhidrat içeren besinler tüketilmeli fakat miktarına dikat edilmelidir. HATA 3: Ara öğünleri atlamak Ara öğünlerin asıl amacı insanların 2 ana öğün arasında düşen kan şekeri seviyesi sonucunda ortaya çıkacak olan el ayak titremesi, sinir bozukluğu ve bir sonraki öğüne çok yüklenme isteğini ortadan kaldırmaktır. Ara öğünler bireylerin metabolizmalarının hızlanmasını sağlayacağından zayıflamalarına yardımcı olacaktır. HATA 4: Su tüketimini azaltmak Tartıda fazla çıkacağını ve vücutta ödem yapacağını düşünerek su tüketimini azaltmak oldukça yanlıştır. Su tüketimi, ödemin atılmasından yağ yakımının hızlanmasından ve vücut sağlığının iyileşmesi açısından oldukça önemlidir. Su tüketimi, zayıflamanın dışında kalp sağlığı, böbrek taşlarının ortadan kalkması, beyin sisteminin gelişimi ve cilt güzelliği için de oldukça etkilidir. HATA 5: Tek tip beslenme programları uygulamak Tek tip beslenme programlarında Cho, protein ve yağ alımı dengeli olamayacağından, sağlıklı beslenme anlayışının dışına çıkacaktır. Sağlıklı beslenmede kilo vermeden çok, kilonun yağdan kaybedilmesi önemlidir. Tek tip beslenmede bireyler kilo verebilirler fakat bu kilolar yağdan değil, kastan kaybedilir. Sağlıklı bir şekilde kilo verebilmek için 4 besin grubunun da tüketilmesi gerekmektedir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle