15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY 73 ŞUBAT 2019 PAZAR ‘Adalet çığlığının’ duyulduğunu belirten CHP ve Durakoğlu, Erdem’den açlık grevini bitirmesini istedi ‘Mücadeleiçinönceyaşam’ Tahliye edildikten kısa süre sonra yeniden tutuklanan ve adil yargılama için cezaevinde açlık grevine başlayan CHP PM üyesi Eren Erdem için İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “açlık grevinden vazgeçin” çağrısı yaptı. CHP ise Erdem’in açlık grevini sonlandırması için bildiri yayımladı. CHP’de dün sekizinci grup adayların belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen Parti Meclisi’nde (PM) adaylar üzerine görüşmelere geçilmeden önce cezaevinde tutuklu olan Eren Erdem’le ilgi li bildiri yayımlanması kararı alındı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak’un okuduğu Eren Erdem’e çağrı başlıklı söz konusu bildiri şöyle: “Eren Erdem, tam 219 gündür haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir karar yüzünden cezaevinde. Parti Meclisi üyemiz, gazeteci Eren Erdem; haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı tepkisini göstermek ve zulme karşı susmamak için altı gün önce açlık grevine başladı. Eren Erdem; altı gündür sadece su ve şekerle besleniyor. ‘Adalet oru Eren Erdem cu’ adını verdiği eylemiyle, Türkiye’de yaşanan tüm hukuksuzluklara karşı mücadele ediyor. Biz CHP Parti Meclisi üyeleri olarak Eren Erdem’e sesleniyor ve ‘Halkımız bir çığlığa dönüşen sesini duydu, dört duvar arasına sıkıştırılmak istenen adalet özlemine şahit oldu’ diyoruz. CHP Parti Meclisi üyeleri olarak, sesine ses olacağımızı, davanın her adımını dün olduğu gibi yarın da takip edeceğimizi ilan ediyor, açlık grevini sonlandır manı istiyoruz.” İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Dura koğlu da sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Hukuksuzluğun farkındayız. Davayı izliyoruz. Açlık grevinden vazgeçilmeli. Mücadele için önce yaşam” ifadelerini kullandı. Erdem için sosyal medyadan #SesiniDuydukErenErdem etiketi açılarak ‘Adalet orucunu’ sonlandırması çağrısı yapıldı. CHP Strasbourg Birliği, cezaevinde tutuklu bulunan Eren Erdem için bugün Adalet Orucu Nöbeti’ni başlatacaklarını bildirdi. l Haber Merkezi Avukatların çığlığıÇHD’li avukatların ‘hukuksuz yargılamalara’ karşı başlattıkları açlık grevi 11. gününde İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ Keyfi soruşturma olmaz İzmir Tabip Odası, güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan bir hekim adına açtıkları davada yürütmenin durdurulması kararı verildiğini açıkladı. Oda’dan yapılan açıklamada, İzmir’de bir üniversitede uzmanlık eğitimi almaya hak kazanan hekimin atama isteminin, rektörlükte oluşturulan komisyon tarafından güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğu gerekçesiyle reddedildiği anımsatıldı. Hukuki gerekçeye dayanmayan işlemle ilgili yargı yoluna gidildiği belirtilen açıklamada, ret dosyası incelendiğinde, hekimin, lise yıllarında bazı sol örgütlerin toplantılarına, babasının da sendikal çalışmalara katılmasının gerekçe gösterildiği belirtildi. Dosyada, bunlarla ilgili adli ve idari nasıl bir işlem yapıldığı konusunda bir bilgiye yer verilmediği kaydedildi. Anayasalı gerekçe Hekimin anayasadan kaynaklanan haklarının gözardı edildiği gerekçesiyle açılan davada başvurulan İzmir Bölge İdare Mahkemesi’nin ise yürütmeyi durdurma kararı verdiği bildirildi. Mahkeme “kişiler hakkında istihbari mahiyetteki bilgilere dayanılarak veya memuriyete engel olmayacak nitelikteki kovuşturma, soruşturma veya devam etmekte olan davalara dayanılarak işlem tesis edilmesinin, anayasaya ve yönetmeliklere aykırı olduğu” gerekçesini ortaya koydu. l İZMİR/Cumhuriyet Tutuklu bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi beş avu kat, hukuksuz yargılamalara ve ce zaevlerindeki baskılara dikkat çek mek için 11 gündür aç lık grevinde. Tutuk lu avukatlardan Engin Gökoğlu’nun eşi Meral SEYHAN AVŞAR Yıldırım Gökoğlu, eşinin, KHK ile ihraç edilen ve işlerine geri dö nebilmek için açlık grevi yapan aka demisyen Nuriye Gülmen ve öğret men Semih Özakça’nın avukatlığını yaptığı süreçte destek için açlık gre vine başladığını anımsatarak, “Eşi min kalbi delik. O süreçte kalp dok toru bu durumun 20 gün hiçbir so run yaratmayabileceğini ancak 20. günden sonra açlık grevini bitirme si gerektiğini söyledi. Doktorun de diklerini eşime hatırlattım. Eşim, ‘Hapishanede yapacağım başka bir şey yok. Ya yaşadığımı yaşadığımız bunca hukuksuzluğa sessiz kalacağım, kalacağız ya da ses çıkaracağız’ dedi. Avukatların açlığı bir çığlık ve bu çığlık dışarıda duyulmalı” diye konuştu. Cezaevinde zorlu koşullar Aralarında ÇHD Genel Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı ve 5 Nisan 2006’da tecrite karşı 293 gün ölüm orucu tutan avukat Behiç Aşçı’nın da yer aldığı 5 avukat, hukuksuz yargılamalara karşı açlık grevine başladı. Eşinin ve diğer tutuklu avukatların 1.5 yıldır tutuklu olduğuna dikkat çeken Meral Gökoğlu, “Hapishane koşulları oldukça zorlu bu koşullarda açlık grevinde olması çok daha zorlu bir durum. O içeride ve tutsak, onun açlığı önce bize dokunuyor, onu gören ona dokunan biziz” dedi. Eşinin tahliye edilmesinin üze rinden 24 saat geçmeden tutuklandığını anımsatan Gökoğlu, “Mahkeme heyeti değişti. Değişen heyetle görülen 2. duruşma sonrası uzun bir süre duruşmada yaşananları düşündüm ve yargılama bu şekilde devam ederse ceza alacaklarını. Tüm yaşanan süreci düşününce açlık grevi dışında başka çareleri kalmadığını görüyorum” ifadelerini kullandı. Ankara’da yaşadıklarını anlatan Gökoğlu, eşinin ise Tekirdağ’daki cezaevinde olduğunu, bu durumun görüşme olanağını kısıtladığını söyledi. Gökoğlu, “Eşim hapishanede çok fazla sorun yaşadı, saldırıya uğradı, işkence gördü, kolu kırıldı. Kırılan kolu için tedaviye düzenli götürülmedi ve hasar kaldı. Sohbet hakkıyla ilgili sorun yaşıyorlar. Haksızlıklara karşı çıkardıkları her ses soruşturma ve disiplin cezası olarak geri dönüyor” dedi. l İSTANBUL cumartesi anneleri 723. haftada ihd önünde bir araya geldi DİYARBAKIR SES EŞBAŞKANI Beraat var iade yok ZEHRA ÖZDİLEK Diyarbakır’da “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” başlığıyla yapılan toplantıya katıldığı gerekçesiyle açığa alınan, ardından hakkında açılan davada beraat eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Recep Oruç, göreve iade beklerken yeni bir soruşturmayla karşı karşıya kaldı. Oruç, “Bu soruşturmanın hiçbir geRecep Oruç rekçesi olamaz. Bürokrasinin liyakatsizliği, beceriksizliği, işgüzarlığı ya da gerçekten aşiret hukukuyla yönetiliyoruz” dedi. Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikolog olarak görev yaparken katıldığı bir basın toplantısı nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Recep Oruç’a Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Soruşturma ve davanın lehine sonuçlanmasına rağmen görevine iade edilmediğini belirten Oruç, “Geçen yıl 18 Mart’ta Afrin bildirisi için bir otelde toplantı olmuştu. KESK adına o toplantıya katılmıştım. Savaşın etkileyen noktalarını konuşmuştuk. Ertesi ay 3 arkadaşımla beraber gözaltına alındık. Gözaltındayken açığa alındık. Diğer arkadaşlar görevlerine geri döndü. Ben dönemedim. 10 aydır açıktayım. İdari soruşturma bitti davam beraatla sonuçlandı. Geçen salı bir tebligat elime geçti. Sağlık Bakanlığı Disiplin Kurulu soruşturma başlatmış, savunmamı istiyor.” l İSTANBUL Tanış ve Deniz’in akıbeti soruldu Gözaltında kaybedilen yakınları için adalet arayan Cumartesi Anneleri, 723. haftada 25 Ocak 2001 yılında gözaltında kaybedilen HADEP Silopi ilçe yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu. Galatasaray Meydanı’nda yapılmasına izin verilmediği için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde polis ablukasında gerçekleştirilen eyleme CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Oya Ersoy ve Garo Paylan ile çok sayıda hak savunucusu katıldı. Bu haftaki basın açıklamasını okuyan kayıp yakınlarından Besna Tosun, ağır insan hakkı ihlallerinde cezasızlığın aşılması ve faillerin cezalandırılmasının yolunun geçmişle yüzleşmekten geçtiğini söyledi. Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybedilme sürecini özetleyen Tosun, hak ve adalet mücadelesinden vazgeçmeceklerini söyledi. Öte yandan, İHD İstanbul Şubesi Ha pishane Komisyonu tarafından hasta tutukluların serbest bırakılması talebiyle düzenlenen F oturması eyleminde bu hafta 22 yıldır tutuklu bulunan 82 yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın durumuna dikkat çekilerek, serbest bırakılması istendi. Özkan’ın 5 kez kalp krizi geçirdiği, 2 defa da kalp ameliyatı olduğu, bağırsak, tansiyon, zehirli guatr gibi çeşitli hastalıklarının bulunduğu aktarıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Savunmasız cezaDuruşmaya hiç getirilmeyen Tuncel’e 15 yıl, Kışanak’a 14 yıl hapis verildi SEYHAN AVŞAR Yargıç karşısına 26 ay sonra ilk kez çıkarılan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, “terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından 14 yıl 3 ay, yargılama sürecince hiçbir duruşmaya getirilmeyen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ise aynı suçlamalar ile 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kışanak’ın ilk çıktığı mahkemede, Tuncel’in ise savunması dahi alınmadan hapis cezasına çarptırılması “adil yargılama” tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Dosyanın avukatlarından Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın verilen kararın hukuk adına üzücü ve utanç verici bir karar olduğunu söylerken, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ise “Verilen hükmün yasal ve usuli içerikler ta şımadığını düşünüyorum” dedi. Cihan Aydın, Sebahat Tuncel’in ilk duruşmaya Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığını belirterek, “Sebahat Hanım beyanında mahkeme huzurunda savunma yapmak istediğini söyledi. Kendisi şu an açlık grevinde. Mahkemeye gelemedi. Üç günlük raporu vardı. Mahkeme duruşmanın ertelenmesi talebimizi kabul etmedi” dedi. Kışanak’ın ise aylar sonra ilk kez mahkemeye getirildiğine dikkat çeken Aydın, “Gülten Hanım savunma yaptı. Ardından hemen alelacele karar çıktı” diye konuştu. ‘Formel hukuk olmalı’ Türkiye’de yargılama sisteminin tartışmalı hale geldiğini söyleyen Aydın, “Ülkede adil bir yargılamadan bahsedilmesi için önce gerçekten formel bir yargılama olması gerekiyor. Bizim başından beri ko vuşturmanın genişletilmesi, delillerin toplanması konusunda taleplerimiz vardı. Aslında iddianame bu davada bir nevi karar oldu. Hukuk adına üzücü ve utanç verici bir durum” ifadelerini kullandı. Durakoğlu da, bu yargılamada kullanılan usulün ceza muhakemeleri kanununu ihlal ettiğini belirterek, “Savunma hakkının kullanılmasına imkân verilmeden yapılan yargılamanın yargılama olarak kabul edilmesi asla mümkün değildir. Bu açıdan verilen hükmün yasal ve usulü içerikler taşımadığını düşünüyorum. AİHM kararlarına aykırı bir gerekçe taşıyacağı kaygısı içerisindeyim. Bu açıdan bakıldığında kararın, ‘nihai’ gibi görünse de Anayasa Mahkemesi ve AİHM’den döneceği, bu niteliği itibarıyla hak ihlali sayılacağı, daha gerekçesi dahi yazılmadan görünen bir nitelik taşımaktadır” dedi. l İSTANBUL ‘21. Yüzyıl Vebası’ Tarih: MS 541, 6. yüzyıl.  Yer: Günümüz İstanbul’u dahil Bizans İmparatorluğu toprakları. Bazı insanlarda şiddetli ağrı, ateş ve bulantı gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalık belirdi. İnsanların dirsek ve kasıklarında mor kabarıklıklar oluşuyor, kısa zaman içinde yumurta büyüklüğüne ulaşıp sertleşiyordu. Bu yumurtalar patladığında, içinden kötü kokulu siyah bir madde fışkırıyor ve oluşan geçici rahatlama hissi, hastanın birkaç gün içinde ölümüyle sonuçlanıyordu. Dönemin Bizans İmparatoru 1. Justinianos da (Jüstinyen) hastalığa yakalandığından adını Jüstinyen Vebası koydular. Bulaşıcı hastalık, 100 milyon dolayında kişinin ölümüne yol açtı.  HHH Tarih: 1300’ler, 14. yüzyılın ortaları... Yer: Çin.  Kara Veba, bu kez Çin’de ortaya çıktı. Milyonlarca insanı öldüren salgın, İpek Yolu’nu izleyerek 1346’da Kırım’a ve 1347’de Avrupa’ya ulaştı. Uzmanlar, 13471351 arasında 50 milyon kişinin ölümüne yol açan hastalığın, Yersinia pestis mikrobunun bilinenden farklı bir versiyonundan kaynaklandığını belirtiyor. ABD’deki Kuzey Arizona Üniversitesi Mikrop Genetiği Merkezi’nden bilim insanları, 2014 yılında, veba mikrobunun gelecekte yeni salgınlara neden olabileceğini, henüz keşfedilmemiş patojenlerin buna yol açabileceğini keşfettiklerini açıkladı.  HHH Tarih: 2019, 21. yüzyıl... Yer: Bursa, Türkiye CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, Genç Çiftçi Projesi kapsamında Bursa’da 50 üreticiye dağıtılan küçükbaş hayvanların bazılarında veba salgını görüldüğünü açıkladı. Koyunlar işletmelere teslim edildikten 1015 gün sonra 55 ölüm vakası gerçekleşti.  Öyle görünüyor ki AKP iktidarı, tarihe bir ortaçağ hastalığı olarak geçen vebayı, 21. yüzyılda Türkiye’de hortlattı! Aslında AKP’nin 16 yıldır ülkede yaptığı tahribatı düşünecek olursak, bu iktidarın kendisini ülke için “21. Yüzyıl Vebası” olarak nitelendirmek mümkün...  Orhan Sarıbal’ın iddiaları ciddi. Bursa İl Müdürlüğü’nün olumsuz raporlarına rağmen, hayvanların, Tarım ve Orman Bakanlığı görevlilerinin olumlu raporlarıyla dağıtıldığını söylüyor ve karantina tedbirlerinin uygulanmasını istiyor. Çünkü diğer sağlıklı hayvanlar ve elbette insanlar da risk altında. 55 koyunun ölüm nedenini ve hastalığa yol açan mikrobun türünü araştırmak, uzmanların görevi. Ancak bizim de yetkililere sormamız gereken sorular var. Veba salgını hakkında bir yetkili açıklama yapacak mı? Genç Çiftçi Projesi kapsamında üreticilere dağıtılan koyunlar nereden alındı?  Veba hastalığından ölen hayvan sayısı tam olarak nedir? Bölgede karantina başlatıldı mı? Bursa Tarım Orman İl Müdürü ile Tarım ve Orman Bakanı, derhal bu konuda açıklama yapmalı! HHH Bu vahim olay dolayısıyla, hayvanların veba yüzünden itlaf edilmesini önemsemeyen ama hastalığın kendisine de bulaşabileceğini düşünerek panikleyen insanlara bir önerim var. Yaşamak için hayvansal ürün tüketmeniz gerekmiyor; hatta tüketmemeniz sağlığınız ve çevre için iyi. Her alanda olduğu gibi beslenme konusunda da bilim ilerledikçe yeni bulgular ortaya konuyor. Böyle gelmiş böyle gider demeyin.  Elinizdeki telefonun modelini sürekli yenilerken, Mars’a insan gönderilmeye ramak kalmışken, yapay zekâ hayatın birçok alanına girip önem kazanırken, beslenme konusunda tutucu ve gerici olmayın; bitkisel beslenmeyi deneyin. Böylelikle sağlığınız ve çevre için sorumlu davranırken, insan gibi bilinç sahibi duyarlı canlılara uygulanan zulüm zincirinden kendinizi çekebilirsiniz. Ayrıca kuş gribi, şarbon, sığır çiçek hastalığı gibi birçok öldürücü ve bulaşıcı hastalığa karşı da kendinizi korumaya alabilirsiniz. Biraz araştırın.  En son bilimsel gelişmeleri izleyip doğruları söyleyen bilim insanlarına kulak verin; hayvancılık endüstrisinin sözcüsü olanlara değil. Atatürk’e hakaret eden kişi tutuklandı Eskişehir’de kent merkezinde yaşayan Bahtiyar A. (59) sosyal paylaşım sitesi aracılığıyla Atatürk’e hakaret ettiği iddiasıyla savcılık talimatı doğrultusunda gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen Bahtiyar A. ifadesinin ardından sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. l Haber Merkezi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle