15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 33 ŞUBAT 2019 PAZAR 200/7 0 180/6 0 100/3 0 170/1 1 0 170/4 0 90/ 5 0 10/ 1 4 0 120/1 0 180/8 0 130/0 0 130/1 0 180/1 2 0 30/0 0 200/9 0 60/2 0 20/40 60/30 100/10 60/10 130/60 70/20 160/50 TARİHTE BUGÜN 1690: ABD’de ilk kâğıt para kullanılmaya başlandı. 1815: İlk peynir fabrikası İsviçre’de kuruldu. 1815: Hutbe, İstanbul’da Türkçe okunmaya başlandı. MESLEK ODALARI VE YURTTAŞLAR MİLLET BAHÇESİ PROJESİNE İSYAN ETTİ Salda’ya dokunma! Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum önceki gün, “Biz burayı Cumhurbaşkanlığımızın dün açıkladığı manifesto çerçevesinde çevreyi korumak adına, şehirlerimizi korumak adına özel çevre koruma bölgesi ilan edeceğiz. Bu ilan çerçevesinde, bulunduğumuz yaklaşık 300 bin metrekarelik alanda Salda Millet Bahçesi yapacağız” ifadelerini kullandı. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Salda Gö lü çevresinde yaklaşık 300 bin metrekarelik alana Mil let Bahçesi yapılacağını açıklamasına büyük tepki var. ZEHRA ÖZDİLEK Kurum’a meslek odaları ve sosyal medyadan da yurttaşlar tepki gösterip Salda Gölü’nün olduğu gibi kalmasını istedi. ‘ŞİMDİ BİLE YOĞUN KULLANIMLI’ Peyzaj Mimarları Odası Genel Başkanı Ayşegül Oruçkaptan, Salda Gölü’nün korunması gereken bir alan olduğunu belirterek, Millet Bahçesi yapıldığında bunun pek müm Oruçkaptan kün olamayacağını söyledi. Oruçkaptan, “Anladığım kadarıyla bakanlıkların turizm hedefli projeleri var. Bunu da Millet Bahçesi adı altında değerlendirmek istiyorlar. Millet Bahçesi’nin kriterleri ortada yok. Piyasası yok yönetmeliği yok. Millet Bahçesi’nde ne olacak ne olmayacak belli olmadığı için Millet Bahçesi ilan edilen birçok yer aslında kent parkı, bahçe değil. Bahçe özellikleri çok farklı bir şey. Oda olarak bir çalıştay yaptık. Nasıl olması gerektiği ile ilgili açıklama yaptık. Bahçe özelliği taşıması lazım, çok fazla yeşil alan olmalı. Salda Gölü bir tabiat parkı” dedi. Oruçkaptan Millet Bahçeleri’ni TOKİ’nin yaptığına değinerek şöyle devam etti: “TOKİ Türkiye’de inşaat sektörünün kalitesiz ve betona dönmesinin en büyük sebeplerinden birisi. Millet Bahçesi ilan edilen yerlerin daha sonra neye dönüştürüleceğini de çok bilmiyoruz. Bu kararı doğru bulmuyoruz. Dünyada nadir görülen bir yer olan Salda Gölü korunmaya alınmalı. Çevresinde çok özel bir bitki dokusu var. Şu anki haliyle bile çok yoğun kullanımlı. Millet Bahçesi olamaz. Uygulamaya konulursa yasal yoldan tepkimizi koyarız.” ‘DOĞA HARİKASI KORUNMALI’ Çevre Mühendisleri Oda sı 2. Başkanı Zeyneti Bay rı Ünal, “Salda Gölü özellikli ve doğal olarak korunma sı geren bir alan. Şimdiki haliyle son derece temiz kalmış Ünal bir göl. Doğal peyzajı eşsiz bir alana insan eliyle Millet Bahçesi adı al tında dokunulması hiç anlamlı değil. Kent merkezine olan mesafesini dikkate aldığımızda kent parkı olabilecek bir alan değil. Doğal tabiat alanıdır. Bu haliyle kalması ve korunması son derece önemli. Kent nü fusunun ulaşımı açısından uzun mesafede olan bir alan, buraya değil park yapmak, olduğu gibi doğa harikası ve korunması gereken bir alan” diye konuştu. ‘YASAL OLARAK MÜMKÜN DEĞİL’ Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Orhan Sarıal tun, “Son derece yanlış. Doğal halinin koruması gere ken bir alandan bahsediyoruz. Herhangi bir kent bah Sarıaltun çesi değil burası. Doğal güzelliğiyle öne çıkmış bir bölgeden bahsediyoruz. Dola yısıyla buranın Millet Bahçesi gibi bir düzenlemeye tabi olması buranın kentsel bir alan gibi görülüyor olduğunu gösterir. Zaten böylesi bir şey yapılabilmesi için oranın statüsünün değiştirilmesi gerekir. Yani yasal olarak da mümkün değil. Yasal olarak koruma kararları olan bir alanda park düzenlemesi kesinlikle yapılamaz. Park düzenlemesi demek oranın doğal dokusuna dokunulacağını gösterir. Kesinlik le doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL İki vatandaşın barışması hakkında Bir olaya “doğru” bakmayı beceremeyen aydınlar, yazarlar, akademisyenler oluyor. Olay şu: Ülkemizin tanınmış piyano virtiozu ve bestecisinin(1) annesi ölmüş; Cumhurbaşkanımız ona başsağlığı dilemiş; besteci bu ilgiye teşekkür edip Cumhurbaşkanımızı konserine davet etmiş; Cumhurbaşkanı da daveti kabul edip konsere gitmiş. Çok iyi etmişler, adabı muaşerete (görgü ve nezaket kuralına) uygun davranmışlar. Benim açımdan bu davranışta ne sevinilecek ne de yerinilecek bir şey var. Ancak bu olaydan sonra muhalefete “illet” ve “zillet” türünden yakıştırmaların adabı muaşerete uymadığının kabul edildiğini ve uygulandığını görürsek seviniriz; işte bu bizi ilgilendirir. Daha başka şeyler de ilgilendirir. Liste uzun! HHH Olay, AKP Genel Başkanı vatandaş Erdoğan ile sanatçı vatandaş Fazıl Say’la barışmaları olarak kabul edilebilir. Bir Cumhurbaşkanı ülkesinin vatandaşına küsemez; bir vatandaş da ona küsemez. Olay ve ilişki bu kadar kesin ve açık. Buna karşın, olayın akışından, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı kimliğinin öne çıkarılması, iki taraf için olduğu kadar halkımız açısından da çok yanlış. Bu olay bireysel ve kişisel. Temsili bir nitelik yüklemek doğru olmaz. HHH Olay hiç de karmaşık değil. Çünkü: Erdoğan’ı iki sıfatından da soyutlamak olanaksız ve Fazıl Say Türkiye’de kendisinden başka kimseyi temsil etmemekte. Kendisi bir Cumhuriyetçi, demokrat, barış savunucusu ama bunların özel ve yetkili bir temsilcisi değil. Bu nedenle, Fazıl Say’ı ihanetle suçlamak kabul edilemez. İki insan arasındaki adabı muaşeret ilişkisinin siyasal plana taşınması çok yanlış. Bu ilişki ülkede herhangi bir “uzlaşma”ya yol açmaz, “kutuplaşma”yı ortadan kaldırmaz. HHH Durumu kendi açısından açıklamak isteyen Fazıl Say’ın Instagram hesabında şöyle bir yazı yayımlanmış: “Hatırlarsınız, ‘ülkem de yaşayabilmek, sanatımı yapabilmek istiyorum’ diye bir yazı yazmıştım. Bu haykırışım her yerde duyulmuştu. Sayın Erdoğan’ın annemin vefatındaki taziye telefonundaki ses tonunda da sezinledim, bir uzlaşı kapısı aralamak istiyordu. Sadece Fazıl Say için değil, tüm sanat camiası, hatta toplumun kültürel öğeleri açısından, Erdoğan’ın içine sinmeyen bir şeyler vardı, nitekim pek çok konuşmasında ve sıklıkla ‘Biz kültür ve eğitim konularında maalesef başarılı olamadık’ diyordu, bu bir özeleştiridir. İnsanız hata yaparız, hatadan dönmek hatayı düzeltmek ise erdemdir, insani bir durumdur.” HHH İşte bu vehimden, bu seraptan, bu yanlış yorumdan korkuyordum: Başyücelik rejiminden çekinerek, korkarak yurtdışına gidenler (kaçanlar) var mı? Mücadeleyi devam ettirmek için yurtdışına çıkmak devrimciliğin şanındandır: Lenin, Castro, Guevara, Nâzım, Neruda, Nicolas Guillen, Rafael Alberti ve daha niceleri hep yurtdışına çıktılar ve devrimden sonra ya da ortam normalleşince yurtlarına döndüler. Buna karşın Yannis Ritsos Albaylar Cuntası döneminde toplama kampını ve zorunlu ikameti tercih etti. 12 Mart ve 12 Eylül’de birçok insan gerekmediği halde yurtdışına çıktı; kimileri de gerektiği halde memlekette kalıp hapse girdi. Bu, kişisel tercih sorunudur. Fazıl Say’ın, Erdoğan’ın sesinde iyi şeyler sezinlemesinin vehimden başka bir şey olmadığını söyleyeceğim. Erdoğan, Fazıl Say’la mı yoksa muhalifleriyle mi uzlaşmak istiyor? Muhalifleriyle uzlaşmak isterse muhatabı muhalif partiler, Fazıl Say değil. “Hatadan dönmek, hatayı düzeltmek” kuşkusuz çok önemli bir fazilettir. Ancak, Erdoğan, bu barışmasından sonra hangi hatasından döndü, hangisini düzeltti? (1) Özdemir İnce, Fazıl Say Ölümsüzdür, Hürriyet, 4.9.2010 Türk TIR şoförü için idam kararı Hatay’dan Suudi Arabistan’a gittiği TIR’da bulunan uyuşturucu nedeniyle yaklaşık 4 yıl önce tutuklanan şoför Remzi Çelik hakkında idam kararı çıkartıldı. Çelik’in kızı Seren Bahçeci, “Babam suçsuz bir şekilde dört yıla yakın cezaevinde. Biz beraatını beklerken idam kararı alınmış. Lütfen bize yardım edin” dedi. CHP milletvekili Serkan Topal, AKP milletvekili Abdülkadir Özel’le biraraya geldiklerini ve Çelik ailesi ile birlikte Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran’la görüşerek gerekli girişimlerin yapılması için söz aldıklarını açıkladı. l Haber Merkezi Elektrik akımına kapılan işçi öldü Sivas’ta arızayı gidermek için çıktığı elektrik direğinde akıma kapılan işçi Burak Demirci (31) hayatını kaybetti. Merkeze bağlı Güneli köyünde elektriği kesilen yurttaşlar durumu elektrik dağıtım firmasına bildirdi. Köye gönderilen firma çalışanı Burak Demirci, arızayı gidermek için direğe tırmandı. Bu sırada elektrik akımına kapılan Burak Demirci, direkte asılı kaldı. Çalışmalar sonucu direkten indirilen Demirci’nin hayatını kaybettiği belirlendi. l Haber Merkezi Adana’da deprem Adana’nın Ceyhan ilçesinde, Richter ölçeğine göre 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, dün saat 15.20’de meydana geldi. Yerin 7.01 metre derinliğinde olan deprem, Ceyhan’ın yanı sıra Adana kent merkezi ile Kozan ve İmamoğlu ilçeleri, Osmaniye ve Gaziantep’in İslahiye ilçesinde de hissedildi. l DHA Acılı aileler ‘adalet’ istedi Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki tren faciasında yaşamını yitiren ve yaralananların yakınları “adalet” talebiyle yürüdü. Cumhuriyet Meydanı Omurtak Caddesi’ndeki belediye binası önünde toplanan yüzlerce kişi, kazada yaşamlarını yitirenlerin isimlerinin bulunduğu tişörtleri giydi, fotoğraflarını taşıdı. “Hiçbir ışık yok içimizdeki geceyi aydınlatacak” çağrısıyla bir araya gelen aileler, ”Adalet is tiyoruz” sloganı atarak yürüyüş düzenledi. Kazada kızını, kız kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin, aileler adına yaptığı açıklamada “İhmaller zincirine imza atanlara soruyorum; Siz hiç evladınızı gömdünüz mü?” diye konuştu. Uzunköprü İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı. İNTERNET DOLANDIRICILARI Yeni hedefleri hayvanseverler İnternette, kendilerini veteriner olarak tanıtan dolandırıcılar, evcil hayvan sahiplendirme bahanesiyle çeşitli masraflar için kişilerin parasını aldıktan sonra ortadan kayboluyor. Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, birçok mağdurun birliğe şikâyette bulunduğunu açıkladı. Dolandırıcıların, dijital ortamda hazırladıkla rı “veteriner hekim diploması” ve “hayvan hastanesi ruhsatı” gibi sahte belgelerle insanların güvenini kazandığını vurgulayan Eroğlu, “Hayvan sahiplenmek isteyenler, internette tanımadıkları kişilerin hesabına para yatırmasın. Bunun yerine barınaklardan hayvan sahiplensinler ya da ruhsatı olan satış yerlerinden alsınlar” diye konuştu. l DHA Otuz beş yazar, üç kısım, kırk bölüm Siyaset Bilimi’nin temel kitabı 7. basımını yaptı! 7. BASIM Karton Kapak 45 TL Sert Kapak 60 TL 592 sf. Sosyal bilimlerle ilgili okurların ve öğrencilerin vazgeçilmez kaynak kitaplarından biri… Çoğunluğu Türkiye ve dünyanın köklü üniversitelerinden 35 yazarın katkılarını bir araya getiren Siyaset Bilimi, toplam 3 kısım ve 40 bölümden oluşuyor… Birinci kısımda “Siyaset Biliminde Temel Kavramlar”, ikinci kısımda “Siyasal İdeolojiler”, üçüncü kısımda “Disiplinler Arası İlişkiler” irdeleniyor. Liberalizmden İslamcılığa, anarşizmden Marksizme farklı ideolojiler; laiklik, kimlik, hegemonya gibi temel kavramlar ve siyaset bilim ile diğer sosyal bilimler arasındaki ilişkiler açıklığa kavuşuyor. Siyaset Bilimine nitelikli, kapsamlı ve güncel bu giriş kitabı, şimdi 7. basımında, ciltli sert kapağın yanı sıra karton kapak alternatifiyle de kitapçılarda! YordamKitap YordamKitap YordamKitap www.yordamkitap.com C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle