17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 28 ŞUBAT 2019 PERŞEMBE DOLAR avro sterlin FAİZ [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMİ ALTIN 24 AYAR 5.2980 0.5 kuruş 6.0330 0.4 kuruş 7.0650 6.3 kuruş 18.77 0.03 104.141 941 puan Albayrak, ‘Vergiyi tabana yayacağız’ dedi ama şirketlere teşvik, çalışana yük artıyor Yük hep emekçiye 17 yıllık vergi afları bilançosu, her yapılandırmada tahsilatların giderek düştüğünü, vergi yükünün dolaylı vergiler üzerinden çalışana yıkıldığını ortaya koyuyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bir kez dışında ilk üç aylık ücretin de karşılanacağını açıklamıştı. daha “vergiyi tabana AKP döneminde bir yayacaklarını” ve “vergide yeni istisna, mu emre deveci çok kez “vergi affı olmayacak” denmesi afiyet ve indirim getir ne rağmen neredey meyeceklerini” açıkladı. se her yıl vergi affı getiri Vergi Konseyi Genel liyor. AKP döneminde top Kurulu’nda konuşan lam 9 vergi affı çıkarken, Albayrak’ın “Etkin olmayan son 6 yılda 6 farklı vergi af istisna, muafiyet ve indirim fı kararı alındı. En son Ma leri kademeli olarak kaldı yıs 2018’de Sosyal Güven racak ve mecbur olmadıkça lik Kurumu’na (SGK) olan yeni istisna, muafiyet ve in prim borçları ile vergi borç dirim getirmeyeceğiz” açık larının yapılandırılmasını laması konut, otomotiv, be öngören afta tanınan süre yaz eşya ve mobilya sektör üçüncü kez uzatıldı. Uzat lerini yakından ilgilendiri maya rağmen 3 milyona ya yor. Kriz nedeniyle ciddi da kın kişi yapılandırdığı bor ralmaya yaşanan bu sek cu zamanında ödeyememiş törlerde önce 1 Kasım’dan ve 28 Şubat’a kadar yeni bir 31 Aralık 2018’e kadar ver hak tanınmıştı. gi indirimlerine gidilmiş 119.2 milyar lira vergi ancak daha sonra süre 31 borcu bulunan 9.8 milyon Mart 2019’a kadar uzatıl kişi, 64.3 milyar lira prim mıştı. Konutta ise vergi in borcu bulunan 5.5 milyon dirimleri üç kez uzatıldı. kişi, 3.9 milyar lira öğre Süre bugün doluyor nim kredisi borcu olan 300 bin öğrenci ve çeşitli ka Albayrak en son üç gün lemlerde ceza borçları bu önce, ilave her bir istihdam lunan milyonlarca yurttaş için sigorta primlerinin ka da düzenlemeden yararla mu tarafından karşılanması nabilecek. Af olmayacak deniyor ama oluyor Asgari ücretli Mehmet Şimşek, Eylül 2014 537 TL’yi “Artık vergi a ı olmayacak” Naci Ağbal, Mart 2016 “Bir daha vergi a ı yok” Naci Ağbal Ağustos 2017: Bundan sonra kimse yapılandırma kanunu beklemesin Berat Albayrak, Ağustos 2018 “Bu son fırsat, başka afyapılandırma yok görmüyor Vergi adaletsizliği asgari ücretlinin ödediği dolaylı ve doğrudan vergilerde de net görülebiliyor. Brüt 2 bin 558 lira maaş alan bir asgari ücretlinin eline As İşçiler şirketlerden daha çok vergi ödüyor gari Geçim İndirimi (AGİ) dahil ayda net 2.021 lira 2018'de ücretliler 83.3 milyar TL gelir vergisi ödedi, şirketler 78.6 milyar TL geçiyor. Yani daha maaşını görmeden 537 lira, kaynağında vergi ve SGK pri OECD ortalaması dolaylı vergilerde yüzde 35, 2018'de bizde yüzde 63. 621.3 milyar TL'lik toplam vergi geliri içinde KDV ve ÖTV'nin Vergi mi olarak kesiliyor. Asgari ücretli bir vatandaş temel harcamaları do layısıyla ayda ortalama 360 lira da dolaylı vergi ödüyor. Doğrudan ve do payı 312.3 milyar TL Vergi zaten tabanda laylı olarak bir asgari ücretli bir ayda 897 lira vergi ödüyor. Bu tutar, net maaşın yaklaşık yüzde 45’ine denk ge Bakan Albayrak “Vergiyi tabana yayacağız” dedi ancak vergide yük dar gelirlilerin sırtında. 2018’de ücretliler 83.3 milyar TL gelir vergisi ödedi, şirketler 78.6 milyar TL kurumlar vergisi ödedi. Başkent Üniversitesi’nden Dr. Ozan Bingöl’ün paylaştığı bilgilere göre kurumlar vergisinde tahsilat oranı 2018’de yüzde yı yüzde 35 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 63 düzeyinde. Geçen yıl toplanan 621 milyar TL’lik verginin yüzde 51’i KDV ve ÖTV’den elde edilirken, sadece tütün ve alkolden elde edilen ÖTV geliri 55 milyar TL oldu. Öte yandan, dolmuş, taksi, halk otobüsü ve futbolculardan çok düşük vergi alınarak bunların yükü de nüfusun geneline yı liyor. Yani bir asgari ücretli yılın 365 gününün 128 günü vergiler için çalışıyor. Öte yandan, asgari ücretli vergisini öderken, devlet asgari ücretlinin ödediği KDV’yi aracı marketten tahsil edemiyor. 2004 yılında KDV’de tahsilatin tahakkuk eden vergiye oranı yüzde 80’lerdeyken, 2018 yılında bu oran yüzde 77’ye kadar geriledi. OECD üye kılıyor. Örneğin yılda 100 bin TL 43.4’e geriledi. Sürekli af si ülkelerde toplam vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin pa kazanan bir taksi plakası sahibi, sadece 6 bin TL vergi ödüyor. çıkması nedeniyle vergide sadakat bozuldu. 16 milyon 254 bin çalışanın sadece 1 milyon 859 bini sendika üyesi Praktiker konkordato İşçinin yüzde 90’ı örgütsüz istedi Mali yapısı bozulduğu için konkordato isteyen şirketler kervanına yapı market zinciri Praktiker de eklendi. Praktiker Perakende Mağazacılık ile bu şirketin bağlı olduğu Uygulama Yapı Marketleri, konkordato talebiyle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, şirket için iki ay süreyle geçici mühlet kararı verdi. Praktiker’in şu anda Türkiye’nin çeşitli illerinde toplam 16 mağazası bulunuyor. Praktiker, 1979’de Almanya’da 4 mağaza ile faaliyete başlamıştı. Türkiye’de 1997’den bu yana bulunan şirketin hisseleri 2014 yılında Uygulama Yapı Marketleri’ne devredilmişti. l Ekonomi Servisi Kadınlarda durum vahim DİSKAR’ın çalışmasına göre çalışanların yüzde 93’ü toplusözleşmesiz. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Dairesi’nin (DİSKAR) Sendikalaşma Araştırması 2019’a göre, Türkiye’de sendikalaşabilen işçilerin oranı yüzde 11 ile sınırlı kalırken, işçilerin sadece yüzde 7’si toplu iş sözleşmelerinden yararlanıyor. DİSKAR araştırmasında şu tespitlere yer verildi: n Memurlar hariç 16 milyon 254 bin işçinin sadece 1 milyon 859 bini sendika üyesi iken 14 milyon 395 bin işçi herhangi bir sendikaya üye değil. 16 milyon 254 bin işçinin sadece 1 milyon 132 bini toplu iş sözleşmesi (TİS) kapsamında. n Turizm işkolunda işçilerin Ürünlerin yüzde 19’u güvensiz n 2013 ve 2019 arasında sendika üyeliğinde 857 binlik artış yaşandı. 857 bin işçinin 517 bini Hak rizm (yüzde 1.6), büro (yüzde 2.6) ve inşaattır (yüzde 2.8). Turizm işkolunda işçilerin yüzde 98.4’ü, büro ve dır. TİS kapsamının en yüksek olduğu işkolları ise banka ve finans, enerji ve genel işler kollarıdır. yüzde 98.4’ü, büro ve ticaret, eğitim işkolunda işçilerin yüzde 97.4’ü ve inşaat işkolunda işçilerin yüzde 97.2’si toplu iş sözleş Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “2018 yılında 102 bin 141 ürün denetlenmiş ve bunların yüzde İş’e, 266 bini Türkİş’e, 71 bini DİSK’e üye sendikalara üye oldu. n 2003 yılında itibaren ticaret, eğitim işkolunda işçilerin yüzde 97.4’ü ve inşaat işkolunda işçilerin yüzde 97.2’si toplu iş sözleşme n Kadınların sendikalaşma oranı kayıt dışı işçiler dahil yüzde 6.7’ye düşüyor. Toplam işçilerin yüzde mesi kapsamı dışında bulunuyor. n Türkiye toplu iş sözleşmesi kapsamı ve sendikalaşma açısından OECD sonuncusu. TİS kap 19’u güvensiz ürün olarak grevi ertelenen (yasaklanan) si kapsamı dışındadır. Sağ 27.6’sı kadınlardan oluşur samının en düşük olduğu ülkeler tespit edilmiştir” dedi. işçi sayısı 193 bin oldu. lık, sosyal hizmetler, gazete ken, kadın sendika üyele yüzde 12.5 ile Meksika, yüzde 12 Küresel rekabette imajın n Toplu iş sözleşmesi kap cilik, tekstil işkolları da top ri toplam sendika üyeleri ile ABD, yüzde 11.8 ile Kore, yüz son derece önemli oldu samının en düşük olduğu lu iş sözleşmesi kapsamı nin yalnızca yüzde 19’unu de 7.1 ile Litvanya ve yüzde 7 ile ğunu anlatan Pekcan, “Bu ilk üç işkolu sırasıyla tu nın düşük olduğu işkolları oluşturuyor. Türkiye’dir l Ekonomi Servisi taslak ile güvensiz ürünün sebep olduğu ölüm, yaralanma ve yol açtığı kazalarla ilgili artık imalatçı ve ithalatçılar da kendi alan TÜSİAD: Büyüme için güven şart larında sorumlu olacaklar” diye konuştu. Teknoloji ve Sanayi Ba kanı Mustafa Varank, “Ekonomimiz küçülüyor” “İlk koşul güveni ve istikrarı zenleme altında birleştirile tihdamın akıl alır gibi olmadısağlamak. Hem yurtdışından rek sadeleştirilmesi gerekti ğını, Hazine ve Maliye Bakanı 2018’de 63 bin 820 ürü diyen TÜSİAD Yö ülkemize finansman sağlama ğini aktardı. Berat Albayrak‘ın sürçü lisan nün denetimini yaptıklarını, bu ürünlerin 21 bin netim Kurulu Başkanı Simone Kas ya devam etmek zorundayız, hem de yurtiçinde ekonomi Kaynak heba olacak etmiş olabileceğini söyledi. İlave istihdamda var olan 729’unun teknik mevzuata lowski, bu süreçten ye olan güveni pekiştirmemiz Bahçeşehir Üniversitesi öğ prim desteğine ek olarak 3 ay uygun olmadığını tespit et mümkün olduğunca gerekiyor. Bunu ancak öngö retim üyesi Prof. Dr. Seyfettin devlet tarafından maaş ödenme tiklerini açıkladı. Uygunsuz hızlı çıkabilmek ve bü rülebilir politikalarla ve şef Gürsel, hükümetin 2019’da sinin de istihdama etkisinin sı çıkan ürünlerle alakalı 11 milyon lira idari para cezası uyguladıklarını aktaran Varank, “199 ürün hakkında güvensizlik kararı verdik ve bunları piyasadan toplattık. Bu kapsamda maalesef elektrikli ürünler ilk sırada yer aldı. Denetlediğimiz ürünlerin yarısını da ithal ürünler oluşturdu” dedi. l ANKARA yümeye geri dönebilmek için iki temel koşul olduğunu söyledi. TÜSİAD’ın “İşgücü Piyasası Dinamikleri ve İşsizlik Sorunu” toplantısında konuşan Simone Kaslowski Kaslowski, faflıkla sağlayabiliriz. İkinci koşul banka bilançolarında artık geri ödenemeyeceği düşünülen kredileri bilanço dışına çıkaracak mekanizmaların kurulması” diye konuştu. Son yıllarda istihdam teşviklerinde çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini anlatan Kaslowski, ancak çeşitli istihdam teşviklerinin bir dü 2.5 milyon yeni istihdam yaratma açıklamasının iktisat biliminin değil propaganda uzmanları ya da psikologların konusu olabileceğini söyledi. Türkiye’nin ortalama yüzde 6 büyüdüğü 20152017 döneminde 3 yılda toplam 2.2 milyon istihdam yarattığını hatırlatan Gürsel, bir yılda hem de kriz varken 2.5 milyon is fır olacağını vurgulayan Gürsel, kamu kaynaklarının boş yere israf edileceğini, zaten yeni işçi alımı yapacak olan ihracatçının bu sayede kamu kaynaklarını kullanacağını, bu yöntemle diğer alanlarda istihdam sağlanmasının mümkün olmadığını, iktidarın zihni sinir projeler peşinde olduğunu dile getirdi. l Ekonomi Servisi 1512.31 2.87 lira 225.71 43 kuruş Şubat ayında yaz günleri Pazartesi günü parklar, plajlar, birahaneler, sokak kahveleri yarı çıplak insanlarla doluydu, bikiniyle, şortla güneşlenenler vardı. Sıcaklık 20 derecenin üstüne çıkmıştı. Havada tek bir bulut yoktu. Salı hava daha da ısındı. Ancak Güney İspanya ya da Kuzey Afrika gibi bir yerde değildik. Burası İngiltere’ydi, daha bahar bile başlamamıştı; şubat ayının son günlerindeydik. Böyle sıcaklıklar, daha önce bu ülkede, şubat ayında hiç görülmemişti. Küresel ısınma ve iklim krizi belli ki umulandan ya da kamuoyuna açıklanandan çok daha hızla ilerliyordu. Geçen yıl aynı günlerde ülke kar altındaydı, sıcaklık 5 oc ile 12 oc arasında dolaşıyor ancak rüzgâr ve nemden dolayı 13 oc ila 15 oc gibi hissediliyordu; kentlerin dışında birçok bölgede yollar tıkanmış, kimi köylerde elektrikler kesilmiş, dışarıyla bağlantı kopmuştu. Aniden gelen acı soğuklara bakıp da “hani küresel ısınma ne oldu” diyenler olmuştu. Bu hafta sıcaklıklar adeta onlara bir cevaptı. Dahası, kayıtlardaki en sıcak 10 yıl son 20 yıl içinde en sıcak 5 yıl son beş yıl içinde yaşanmıştı. Şimdi birden böyle bir sıcak dalgasıyla uyanmaya başlayan hayvanlar, çiçek açan ağaçlar, mart ayında sıcaklıklar mevsim normallerine dönerse, hatta bu kez aniden bir soğuk hava dalgası gelirse ne olacaklar? Dehşete düşmemek olanaklı değil. İnsanı dehşete düşürecek başka gelişmeler de var. Ateşe benzinle... Geçen yıl bu günlerde yaşanan “büyük soğuklar”, şu günlerde örneğin Londra’dan 10 derece daha güneydeki, Chicago’yu etkisi altına almış soğuk dalgası, kimi zaman insanlara “küresel ısınma nerede? Buraya da gelse biraz” dedirtebiliyor; küresel ısınmayı yadsımak için bahane oluyor. İnsanların kafalarının karışması, küresel ısınmayla iklim krizi olgusu arasında bağ kurmakta zorlanması, yıllardır tartışılmasına, üzerine ciltlerle araştırma bilimsel araştırma yapılmış olmasına karşın, yine de anlaşılabilir. Ancak dünyanın en büyük ülkesi ABD’de devletin başı, Trump, soğuklara bakarak, “nerede bu küresel ısınma” gibisinden tweet’ler atıyorsa, gazetecilere “ben inanmıyorum” diyorsa, “küresel” ısınma bir ulusal tehlike midir?” sorusuna cevap vermek üzere “Ulusal Güvenlik Konseyi” içinde (sorgulamaya kapalı) bir komite kurarak, başına da küresel ısınmayı kabul etmeyen bir “bilim” adamını getirmek istiyorsa, “ateşe benzinle” gidenler sözünü anımsamamak, insanlığın ve gezegenin geleceğini düşününce dehşete kapılmamak olanaklı değil. Olasılık ‘5?’ düzeyinde Trump küresel ısınma ile karbondioksit üretimi arasındaki ilişkiyi yadsıyan, hatta Co2 üretiminin gezegen için yararlı oldu ğunu düşünenlerden oluşan bir komite kuradursun. Pazartesi Nature Climate Change dergisinde yayımlanan bir araş tırma, küresel ısınmanın insan etkinliğinin ürünü olduğunun kesinlik kazandığını, çünkü insan etkinliği ile küresel ısınma arasındaki bağa ilişkin hesaplarda olasılık oranının yüzde 99.7 ile ulaştığını gösteriyordu. “5?” düzeyine lan“ı5rk?e”noulgyuglaurlaınniasntatçisotkikhoalasssıalıkslabrıirheöslçaüpt. Eğer yapılan hesaplarda bulgular yüzde 99 üzerinde bir olasılığa işaret ediyorsa, “5“?A”tdeşüezebyeinndzienlbeirgkidesiyinolri”ktdean söz ediliyor. abartılı bir saptama değil. Örneğin, bulguları Pale oceanography and Paleoclimatology dergisinde 16 Şubat’ta yayımlanan bir araştırma, insanlığın bugün, 56 milyon yıl önce denizde yaşamı yok eden, karada evrimi yeniden şekillendiren Co2 artışı hızından 10 kat daha fazla Co2 ürettiğini ortaya koyuyordu. O zaman karada dino zor türünden hayvanlar yok olmuş, daha küçük hayvan türleri yaşama, gelişme olanağı bulmuştu. Makalenin yazarların dan, Prof. Philip Gingerich (Michigan Üniversitesi), eğer bugünkü süreci geriye çeviremezsek önümüzdeki 140 yıl içinde, en fazla beş kuşaklık bir dönemde dünya 56 milyon yıl öncekine benzer bir durumla yüz yüze kalacak, diyor. Tabii, “kar makinesi” sermaye, ulusla rarası rekabete odaklanmış sermaye sınıfı ile bu dünyayı kendilerine tanrının, öteki tarafa geçmeden önce tüketmeleri için ihsan ettiğine inananlar açısından bunla rın pek bir anlamı yok. Geri kalanlarımızın hesaplarını ona göre yapması gerekiyor! ‘Sorun üretimde aransın’ İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yıllarca sanayiden kopuk bir biçimde ele alınan tarımın insanlığın geleceği açısından öneminin arttığını söyledi. Bahçıvan, “Yıllarca bu yanlışın içinde olduk. Şimdi bunu düzeltmenin tam zamanı. Tarımda asıl sorun, üretim tarafında aranmalıdır. Çünkü gerçek fırsatlar bu taraftadır. Bu konuda üreticimizi ve tüketicimizi memnun edecek reformist adımları devletimiz ivedilikle atmalı” dedi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle