18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 4 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Çin üç alandaTürkiye, okuma, matematik ve fende OECD ortalamasının altında zirveye oturdu Hanse Hanse, 35 yaşında. Rakka’dan kaçıp geldiği Mersin’de hayata tutunmaya Onlarçalışıyor. Çalışarak ailesine bakıyor. Mersin’de olmaktan ise memnun. Suriyeli göçmenleri. emek üretim sürecine katacak büyük proje ILO’dan... ‘Hayata Fırsat’ı yakalayanlar ILO’nun, Hayata Fırsat Projesi amacına ulaşabilirse en az 2 bin Suriyeli ve 1000 Türk işçi mesleki beceri eğitimi almış olacak. 12 bin 600 geçici koruma kapsamındaki Suriyeli ve 4 bin 300 Türk yurttaşa ulaşılmış olacak. Mustafa K. ERDEMOL Suriyeli mültecilerin ülkenin emek ve üretim sürecine katılmaları amacıyla yapılan projelerin fazla olduğu söylenemez. Daha çok kültürel anlamda bir sorun olarak görüldükleri, ekonomik açıdan da yerli işçinin pazarlık gücünü düşürdükleri inancıyla hedef durumunda olan Suriyeli göçmenlere yönelik olarak ILO’nun (Uluslararası Çalışma Örgütü) Hayata Fırsat temalı projesi hayli önemli. Söz konusu proje göçmenlere meslek kazandırmasının yanı sıra eksikliğini her geçen gün duyduğumuz tahammül kültürümüzün yeniden canlanması için de faydalı kuşku yok ki. nı kaybetmiş birisi olarak Mersin’de yeni bir yaşam kurmuş. Arkadaşlarınca seviliyor, o da Türk arkadaşlarını seviyor. Gezimizin Adana durağında, yurtdışına ihracatta hayli iddialı olan ayakkabı fabrikası Akkoç Deri’deyiz. Burada da işe alınan Suriyeli işçiler hem ILO hem de SGK’nin işverene sübvansiyonu ile yerleştirilmişler. Kayıt dışı istihdam Projenin ana hedefi kuşkusuz Suriyeliler arasında yaygın olan kayıt dışı işe alımın önünü kesebilmek. Kayıt dışılık, güvencesizlik, tehlikesi koşullarda çalışmak demek. Emeküre Lazkiye’den gelen var Bu çerçevede, Adana ile Mersin’i kapsayan basın gezi sinde ben de bulun dum. Mersin’de ilk uğrak yerimiz bir fab rika. Ekrem Sağlam, Mersin’de, Turgut Özal döneminin en gözde projelerinden Ekrem Sağlam biri olan, ancak şim Ekrem Sağlam, Madam Mode’nin sahibi. Almanya’da işçi di eski parıltısından eser kalmayan Ser olarak çalışmış bir ailenin mensubu. Dolayısıyla göçmen psikolojisine yabancı değil. best Bölge’de kurulu, 700 işçinin çalıştığı Madam Mode’nin sahibi. Projenin uygulayıcılarından biri olan Sağlam, Almanya’da işçi olarak çalışmış bir ailenin mensubu. Dolayısıyla göçmen psikolojisine yabancı değil. “Onların ne düşündüklerini, bazı tutumlar karşısında neler hissettiklerini anlayabilirim” diyor. Mersin Ekonomi Forum’un başkanlığını da yapmış olan Sağlam’ın savaştan önce Suriye’nin Lazkiye kentinde de fabrikası varmış. Şu anda yanında çalıştırdığı 50 Suriyeli arasında Lazkiye’den gelip kendisini bulanlar da var. tim sürecinde yer alan diğer işçilerin pazarlık olanaklarını elinden almak, haksız rekabetin gelişmesine yol açmak, nihayet Suriyeli mülteci çocukların çocuk işçiliğine itilmesi demek. Bu nedenle ILO’nun AB tarafından finanse edilen, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttüğü Hayata Fırsat Projesi son yıllardaki en ciddi, en kapsamlı girişim. Proje, eğer amacına ulaşabilirse en az 2 bin Suriyeli ve 1000 Türk işçi mesleki beceri eğitimi almış olacak. 12 bin 600 geçici koruma kapsamındaki Suriyeli ve 4 bin 300 Türk yurt İşyeri temsilcisi Sağlam’ın fabrikasında Suriyeli işçilerle Türk işçilerin aslında aynı sorunları yaşadıkları, dolayısıyla aynı çözüme ihtiyaç duydukları anlayışından yola çıkılarak bir “kaynaştırma” uygulaması da var. Çeşitli birimlerdeki Suriyeli ve Türk işçiler birbirleriyle iş dışında da daha çok zaman geçirip birbirlerini daha yakından tanıma şansına kavuşuyorlar. Muhammed Hassan genç bir Suriyeli işçi. Fabrikada “işyeri temsilcisi”. Bu “işçi temsilcisi”nden farklı bir görev aslında, sadece işçinin değil, işyerine ait her türlü sorunun çözümü konusunda görüşü istenen ya da alınan kararların Muhammed aracılığıyla iletildiği bir yapı. Bu yapılandırmalar içinde sendikanın olmayışı bir sorun gibi görünmüyor ama bunun büyük bir eksiklik olduğu belli. Mersin’de Score fabrikası da taşa ulaşılmış olacak. Bunlar hedeflerden bazıları. Proje kapsamında 4 pilot ilde ekonomik kalkınma ve değer zinciri analizi de yapılacak. Projenin somut uygulamalarına da tanık oldum. Örneğin Mersin Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi ile Adana’da Çukurova Mesleki Eğitim Merkezi’nde Suriyeli göçmenlere işyeri pratiğine dayalı eğitim veriliyor. Proje bu haliyle de cazip. Ulaşılabilirlik sayısının elbette artması gerekiyor, çünkü 3 milyondan fazla mülteci var ülkede. Umarım işverenin Suriyeli işçiye sağladığı istihdamı bir lütuf olarak sunmuyordur. Bu projede eksik ve ileride soruna yol açması muhtemel olan şey işçilerin sendikasızlaştırılması için özel çaba gösteriliyor oluşu. Gezdiğimiz uygulama alanlarında buna tanıklık ettim. Umarım bu konudaki tutum değişir. Hayata Fırsat Projesi’nin uygu lama alanlarından biri. 140 işçinin çalıştığı fabrikada Suriyeli işçi sayısı 6. Burada dikkati mi Rakka’dan gel diğini öğrendiğim kadın işçi Han se çekiyor. IŞİD’in başkentinden, bar bar sürüsü gelme den önce kaçmış, ancak çok yakını Yemek, Suriyeli göçmenlerin en çok ilgi gösterdiği kurslardan. PUAN DA, SIRALAMA DA YÜKSELDİ Türkiye’nin okuma becerileri alanında 2015 yılında 428 olan ortalama puanı, 2018 değerlendirmesinde 38 puanlık artışla 466’ya yükseldi. 2015 yılında 420 olan ortalama matematik puanı 34 puanlık artışla 454’e çıktı. 2015 yılında 425 olan ortalama fen puanı 43 puanlık artışla 468 oldu. PISA 2018 değerlendirmesinde Türkiye, okuma becerilerinde 40., matematikte 42., fen alanında da 39. sırada yer aldı. Türk öğrenciler, OECD’nin yaptığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2018 sonuçla rına göre, okuduğunu anlama, matema tik ve fen bilimlerinde küçük bir iyileş me gösterse de her üç alan da da ortalamanın altında kaldı. 79 ülkede, 15 yaşın daki çocukların okuduğunu anlama, matematik ve fen figen atalay de temel bilgi ve becerilere ulaşma düzeylerine ve iyi hallerine odaklanan değer lendirme sonuçlarına göre, üç alanda da Çin en yüksek puanı aldı. Rapora göre, Türkiye’de öğrencilerin yüzde 24’ü ayda birkaç kez zorbalığa uğradığını söylemiş. Öğrencilerin yüzde 24’ü okulda kendini yalnız hissediyor ve yüzde 52’si devamsızlık yapıyor. OECD ülkelerindeki öğrencilerin bü yük çoğunluğu, “zekâ çok fazla gelişti remeyeceğiniz bir şeydir” ifadesine güç lü bir şekilde karşı çıkmış. Bu cümle deki görüşe, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 40’ı katılmış. Türkiye’deki 186 okuldan 6 bin 890 öğrencinin de katıldığı değerlendirme lerde “okuma” alanında Çin, 79 ülke içinde 555 puanla birinci sırada. Çin’i sırasıyla Singapur, Macao (Çin), Hong Kong (Çin), Estonya, Kanada ve Finlan diya izliyor. Bu alanda Türkiye 466 pu anla 40. sırada. Çin, “matematik” alanında da 591 puanla birinci sırada yer alıyor. Singapur’un ikinci, Macao’nun (Çin) üçüncü, Hong Kong’un (Çin) dördüncü sırada yer aldığı bu alanda, Türkiye 454 puanla 42. sırada. “Fen bilimleri” alanında Çin 590 pu anla gene sıralamanın en üstünde. Çin’i sırasıyla Singapur, Macao (Çin), Eston ya, Japonya, Finlandiya ve Kore izliyor. Türkiye, 468 puanla 39. sırada. Rapordaki bazı tespitler şöyle: OKUMA BECERİLERİ l Türkiye’de öğrencilerin yüzde 74’ü okuduğunu anlama alanında en az 2. düzeye erişti. (OECD ortalaması yüzde 77) l Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık yüzde 3’ü okuduğunu anlama konusunda en üst seviyede. Bu, PISA okuma testinde 5. veya 6. düzeye eriştikleri anlamına geliyor. (OECD ortalaması yüzde 9) MATEMATİK l Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık yüzde 63’ü matematikte 2. düzey veya daha fazlasına erişti (OECD ortalaması yüzde 76). l Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık yüzde 5’i matematik alanında 5. veya daha üst düzeye erişti. (OECD ortalamasi yüzde 11) Bu alanda en başarılı olan, yani en üst düzeye erişen öğrenci sayısı en fazla olan ülkeler: Çin (yüzde 44), Singapur (yüzde 37), Hong Kong (yüzde 29), Tayvan (yüzde 23) Kore (yüzde 21). FEN BİLİMLERİ l Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık yüzde 75’i fen bilimlerinde 2. düzey ve Kızlar önde PISA2018’e katılan tüm ülkelerde, okuma alanında kızlar, erkeklerden önemli ölçüde daha başarılı. Türkiye’deki erkek ve kız öğrenciler, matematikte birbirine çok yakın sonuçlar alırken fen bilimlerinde kızlar yedi puan farkla erkeklerden daha başarılı. ya daha yükseğine erişti. (OECD ortalaması yüzde 78) l Türkiye’deki öğrencilerin yaklaşık yüzde 2’si fen bilimlerinde en üst seviyede. (OECD ortalaması yüzde 7) Sosyoekonomik konum 2018 PISA testine göre, Türkiye’de sosyoekonomik olarak avantajlı öğrenciler dezavantajlı öğrencileri, okuma alanında 76 puanla geçti. OECD ülkeleri genelinde bu iki grup arasındaki ortalama fark 89 puan. l Türkiye’deki avantajlı öğrencilerin yaklaşık yüzde 9’u, dezavantajlı öğrencilerin ise yaklaşık yüzde 1’i okuduğunu anlama konusunda en üst seviyede yer aldı. l Türkiye’deki dezavantajlı öğrencilerin yaklaşık yüzde 15’i okuma alanında ülkenin en başarılı çeyreğine girmeyi başardı. Bu, dezavantajın belirleyici bir faktör olmakla beraber kader olmadığını gösteriyor. l Türkiye’de diğer OECD ülkeleriyle kıyaslandığında hem düşük hem de yüksek performans gösteren öğrenciler sıklıkla aynı okullarda bulunuyor. l Dezavantajlı öğrenciler başta olmak üzere birçok öğrenci, akademik başarılarına oranla çok daha düşük hedeflere sahipler. Türkiye’deki üstün başarılı dezavantajlı öğrencilerin 20’de biri ve avantajlı öğrencilerin 50’de biri, üniversiteyi bitirmeyi hedeflemiyor. OKUL ORTAMI n Türkiye’de öğrencilerin yüzde 24’ü ayda en az birkaç kez zorbalığa uğradığını söylemiş. Bu oran OECD ülkeleri arasında yüzde 23. n Öğrencilerin yüzde 84’ü kendisini savunamayan öğrencilere yardım edilmesinin iyi bir şey olduğunu düşünüyor. n Öğrencilerin yüzde 25’i öğretmenlerin derse başlamak için sınıfı susturmaya çok zaman harcadığını söylemiş. n OECD ülkeleri genelinde, öğrencilerin ortalama yüzde 21’i, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 52’si devamsızlık yapıyor. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 47’si okula geç geliyor. Neredeyse her ülkede, sıklıkla zorbalığa uğrayan öğrenciler okulu asmaya çok daha meyilliyken okulunu seven, disiplinle problemi olmayan ve ebeveynlerinden duygusal destek gören öğrenciler devamsızlık yapmıyor. n Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 60’ına göre, okulda öğrenciler birbirleriyle yardımlaşıyor, yüzde 63’üne göre ise öğrenciler rekabet içinde. (OECD ortalaması yüzde 50) HAYATLARINDAN MEMNUNLAR MI? n Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 44’ü hayatından memnun. (OECD ortalaması yüzde 67) Birçok ülkede, okulda aidiyet hissine sahip olan ve sınıf arkadaşlarıyla iyi ilişkiler içinde olan öğrenciler, okulda kendini yalnız hisseden ve zorbalığa uğrayan öğrencilere göre hayatından daha memnun ve daha mutlu. n Türkiye dahil neredeyse her eğitim sisteminde, kızlar erkeklere göre başarısız olmaktan daha fazla korkuyor. Türkiye’de öğrencilerin yüzde 66’sı başarısız olurlarsa başkalarının onlar hakkında ne düşüneceğiyle ilgili kaygılanıyor. (OECD ortalaması yüzde 56) Türkiye’de durum: Daha fazla zaman ve daha düşük performans Estonya yeni Finlandiya MEFÜniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut’un PISA sonuçları üzerine yaptığı değerlendirme şöyle: l Sınavı alan öğrencilerin temsil ettiği 79 ülkeden 10 milyon kişilik bir grup temel okuryazarlık becerilerinden yoksun! OECD ülkelerinin eğitime ayırdığı bütçe zaman içinde artmış olmakla birlikte sınav sonuçlarında pek bir değişiklik yok. l Bir öğrencinin aldığı eğitim kalitesinin en temel göstergesi öğrencinin sosyoekonomik durumu. En avantajlı yüzde 10’luk grup ile en dezavantajlı yüzde 10’luk grup arasında okuma sınavında 141 puanlık bir fark var ki bu aşağı yukarı 3 yıllık bir eğitime karşılık geliyor. l Sınavda açık ara ile en iyi skorları alan öğrencilerin ortalama geliri OECD’nin ortalama gelirinin epey altında olan dört Çin eyaletindeler. (Pekin, Şanghay, Jiangsu ve Zhejiang) Bu eyaletler Çin’in tamamını temsil etmekten uzak, fakat toplam nüfusları 180 milyon. l OECD ülkeleri arasında bir numara artık Estonya! Bu küçük Baltık ülkesinin başarısını daha da önemli kılan faktör ise öğrenci başı harcamalarının OECD ortalamasının yüzde 30 altında olması. Anlaşılan Estonya eğitimde kaynaklarını akıllı harcamanın yolunu keşfetmiş. Belki artık ülkemizdeki eğitim kongrelerinde daha çok Estonyalı görürüz. l Haftalık ders saati ile okuma sınavı performansı karşılaştırmasında, OECD Erhan Erkut ortalaması 44 sa at ve 487 puan iken Türkiye 51 saat ile 466 puan almış. Daha fazla zaman ve daha dü şük performans. l Müdürler ile yapılan anketlere göre dezavantajlı okullar ile avantajlı okullar arasındaki kaynak farklarının en yüksek olduğu iki OECD ülkesinden birisiyiz. Bu da okullar arası performans farkını büyüten bir faktör. l Avantajlı okullarda yüksek lisans veya doktoraya sahip öğretmen oranında OECD ortalaması yüzde 48 iken Türkiye’de bu oran yüzde 12.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle