Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ECE KURTULUŞ Kendini tanı Betül Arım, tek kişilik gösterisi “Dışarda Hiçbir Şey Var!” ile Gönüllüler Günü’’nde sevgide kalmayı öğretirken oyunun gelirini de Oyuncular Sendikası’na bağışlıyor. ve değiş Seslendirme sanatçısı ve oyuncu Betül Arım, tek kişilik gösterisi “Dışarda Hiç rumlarına “Yaşama Sanatı” seminerleri veren Arım’ın, dokuz farklı konu başlığından oluşan bir Şey Var!”ı yaklaşık üç yıldır tek kişilik gösterisi de, bu se sahneliyor. 9 Aralık’ta yapacağı Ayça minerlerin derlemesinden olu gösterinin gelirlerini Oyuncular han şuyor. Oyuna “Dostumuz da Sendikası’na vereceğini söyleyen düşmanımız da biziz, bizi biz Arım, oyununda her insanın biricik ve den başka engelleyen yok, hayat tek olduğunu; insanın kendisine vere la kavga etmek yerine onunla şar bileceği en büyük armağanın kendisi kı söyleyip dans edebiliriz, seçim si ni bilmek, tanımak ve var etmek oldu zin” diyerek başlayan Arım, “Bu be ğunu; bilinçaltının insanı nasıl yönet nim yaşamım” dediği gösterisine da tiğini; anda ve sevgide kalmanın insa ir şunları söylüyor: “ ‘Bilenin bilme nın hayatını nasıl değiştireceğini ken yene, olanın olmayana borcu var’ de di hayatından örnekleyerek hikâyeler dim; bildiklerimi paylaşmak, bileme ve şiirlerle anlatıyor. diklerimi de öğrenmek için yola çık Kurumsal firmalara ve eğitim ku tım. Oyun bittiğinde sahneden çı kıp gitmiyorum, seyircilerin arasına karışıyorum. Orada 5.5 yaşından 10 yaşına; 17 yaşından 90 yaşına kadar izleyicimin olduğunu görmek çok değerli benim için. Ama en değerlisi gençlere ulaşabildiğimi görmek. 17 yaşında bir kızımız mektup yazdı bana, o kadar kıymetli bir şey ki bu. Yetişkinlere yıllardır ulaşabiliyorum, ama bu çağda gençlere ulaşabilmek, onlara temas edebilmek... Biliyorsunuz bugünün gençliği çok farklı, internet çağında yaşıyorlar, o bağı kurmak zor olabiliyor; ama onlara da ulaşabildiğimi gördüm. Bir arkadaşım ‘Senin oyunun çocukları bilgisayar ekranından uzaklaştırıp Betül Arım kendilerinin farkına varmalarına sebep oluyor’ demişti, gençlere ulaşabilmek çok kıymetli... Sendika ile dayanışma Yönetmenliğini Ahmet Ayaz Yılmaz’ın üstlendiği oyunun sahne ve video tasarımı R. Onur Duru’ya, kostüm tasarımı İlker Bilgi’ye ait. Oyun 5 Aralık 20.00’de Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde, 7 Aralık20.00’de Maslak42 Espor Arena’da, 9 Aralık 20.30’da ise Beşiktaş Kültür Merkezi’nde (BKM) izleyiciyle buluşacak. Betül Arım, 9 Aralık’ta sahnelenecek oyunun tüm gelirini Oyuncular Sendikası’na verecek. Serra Yılmaz Serra Yılmaz ile ‘Don Kişot’ İtalya’da 15 senedir aralıksız tiyatro sahnesine çıkan Serra Yılmaz, yeni oyunu “Don Kişot” ile tiyatroseverlerle buluşmaya devam ediyor. Geçen hafta İtalya’da başlayan oyunun turnesi nisan ayına kadar 100 temsille tüm İtalya’yı baştan sona dolaşacak. Ünlü İtalyan oyuncu Alessio Boni ile Miguel de Cervantes’in ölümsüz eserinden uyarlanan Don Kişot için beraber sahneye çıkan Yılmaz, oyunda Don Kişot’un yol arkadaşı Sancho Panza’ya hayat veriyor. Başar’dan izlerilklere imza atanların dev resimleri Deniz Müzesi’nde ORHUN ATMIŞ Deniz Müzesi’nin eksi ikinci katında asansör kapısı açıldığında tam karşıda Uğur Mumcu’nun dev portresiyle karşı karşıya geliyorsunuz. O anda ressam Ergün Başar’ın “Atatürk: İz Bırakan İlkler” sergisi sizi içine çekmeyi başarıyor. İlk olarak Ankara Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde açılan sergi, İstanbul’un ardından 2020’de Eskişehir ve İzmirli sanatseverlerle de buluşacak. Sergi ilkleri başarmış, ulusal ve uluslararası şahsiyetlerin portrelerini topluma tanıtmak, unutturmamak, genç insanların dikkatini çekmek hedefini taşıyor. Başar, serginin Türkiye’deki en büyük tuval üzerine yağlı boya sergisi olduğunu söylüyor. Ressam, ayrıca Atatürk’ün bu boyutta bir portresini çizen olmadığını da vurguluyor. Kendisinin bir bağışçı olduğunu dile getiren Başar, şu an Anıtkabir’e koyulmak üzere bir resim yaptığını da anlatıyor. Ahmet Adnan Saygun, Aziz Nesin, Nâzım Hikmet, Orhan Pamuk, Türkan Saylan, Yılmaz Büyükerşen gibi 24 ismin dev portresi var. Büyük portrelerin yanı sıra daha ufak boyutlarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iki suluboya resmi de sergide yer alıyor. Başar, İmamoğlu’nun resmini neden yaptığını da “Bir seçimi iki kere kazanan yok” sözleriyle açıklıyor. Yılmaz Büyükerşen’in portresi de 15 Ocak 2020’de sergi Eskişehir’e gittiğinde Büyükerşen’e hediye edilecek. Natürmort sevenlere ise Başar’ın bir başka odadaki resimlerini izlemek düşüyor. Ergün Başar salt’ta çevre üzerine belgeseller Çetin Işıközlü Ustaya özel konser Besteci, şef Çetin Işıközlü’nün 50. sanat yılı Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda çok özel bir konserle kutlanıyor. Işıközlü’nün şefliğinde verilecek konserde, piyanist İdil Biret ve keman vitüözü Cihat Aşkın solist olarak yer alacak. Gecede sanatçılara CRR Senfoni Orkestrası eşlik edecek. Konser bu akşam saat 20.00’de müzikseverlerin beğenisine sunulacak. l SALT’ın, herkesi çevre üzerindeki bireysel ve küresel etkileri sorgulamaya, aciliyet ve sorumlulukları değerlendirmeye teşvik eden “Bu son şansımız mı?” programı kapsamında 8 Aralık’a kadar SALT Beyoğlu’nda sekiz, 1820 Aralık’ta Goethe InstitutAnkara’da beş belgesel yapım sunulacak. Gösterimler herkesin katılımına açık ve ücretsiz. l Sanatçı ve eğitmen İnci Eviner, Arter’de 12 Aralık Perşembe akşamı saat 19.00’da “Öğrenme Sanatı” başlıklı bir konuşma yapacak. Eviner’in alternatif sanat eğitimi yaklaşımlarını Arter’de devam eden Altan Gürman (19351976) retrospektif sergisinden hareketle anlatacağı etkinliğe katılım ücretsiz. Şiirle musikiyi buluşturan etkin likte konuk sanatçılar musiki ör nekleri sunarken, katılımcılar da şiirlerini okuyabilecek, düşünce lerini dile getirebilecek. Etkinlik ücretsiz. l Seramik odaklı gale ri Meşher’de devam etmekte Josh Murphy’nin yönettiği “Artifishal” belgese li 7 Aralık saat 18.00’de SALT Beyoğlu’nda olan “Kalıpları Aşınca Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik” başlıklı güncel sergi bağlamında film gösterimleri 80’li yıllardan beri birlikte çalı şan iki seramik sanatçısı Bertoz l Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin zi ve Casino’ya dair 54 dakikalık dört yıldır sürdürdüğü Şiir ve Musiki İtalyanca, Türkçe altyazılı “Toz (Pol Günleri, Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle vere) filmiyle devam ediyor. Film gös CKM Küçük Salon’da bugün 19.00’da terimi, 41118 Aralık Çarşamba / yapılacak. Aralık ayında hayatını kay 15.00, 18.00 ve 81522 Aralık Pazar beden Behçet Necatigil, Orhan Şaik / 14.00, 16.00 tarihlerinde ücretsiz Gökyay, Zeki Ömer Defne de anılacak. izlenebilecek. Avusturya’da Türk Filmleri Haftası Avusturya’da Viyana Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen “Türk Filmleri Haftası” başladı. Başkentin sanat merkezlerinden Urania Sinema Salonu’nda düzenlenen film haftası kapsamında, 11’i uzun metrajlı olmak üzere 16 film sinemaseverlerle buluşacak. Yönetmen Nuri Bilge Ceylan’a ait filmler olmak üzere uluslararası film festivallerinden çeşitli ödüller almış uzun metrajlı filmler ise Urania’da sanatseverlerin beğenisine sunulacak. 134 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA Mozart’la yaşama bağlanmak Sabahleyin karanlık bir gökyüzüne mi uyandınız? İçinizdeki yaşam coşkusu yerlerde mi dolaşıyor? Önce pencereyi açıp o gri gökyüzünden içinize bir nefes çekin. Sonra bir Mozart yapıtı bulup dinlemeye koyulun: Flüt kuvartetlerinden herhangi birinin herhangi bir bölümü, 40. Senfoni veya Küçük bir Gece Müziği. Mozart’ın ezgileri hemen aklınızda kalacak, ruhunuzdaki bunalımı hafifletecektir. Onun aynı yapıtını yüzüncü kez de dinleseniz size hâlâ yenilikler sunacaktır. Kısacık ömrüne 600 “opus” (eser) sığdırmış ve hep yaramaz bir çocuk olarak belleklerimize yer etmiştir. Siz Mozart’ı hiç yaşlı bir adam olarak düşünebilir misiniz? Örneğin onu dinlerken Brahms gibi beyaz saçlı, uzun sakallı bir resim gelir mi aklınıza? Hele Milos Forman’ın güzelim filminden sonra! “Mozart benim babam gibidir” derdi Gürer Aykal. Şimdilerde “Mozart benim peygamberim oldu” diyor. Geçen BİFO konserinde onun 34. Senfoni’sini nasıl inceliklerle yönettiğini anımsarsak, belki Mozart’ın ruhunu da salona getirdiğini söyleyebiliriz. Yarın, 5 Aralık, Wolfgang Amadeus Mozart’ın ölüm günü. Yoksulluk içinde son nefesini verirken bestelemeye çalıştığı sipariş eser Requim’in o güzelim “Lacrimosa” bölümünü zar zor tamamlarken bu dünyaya veda ettiği gün. Lacrimosa’yı her dinlediğimde sanki onun ölümdirim arasında nefes alıp verişlerini duyarım. Orada bile, ölüme merhaba derken yaşam coşkusunu elden bırakmaz. Sonra da sahipsiz bir cenaze ve fakirler mezarlığına gömülmesi içimizi burkar. 17561791 arasında, 35 yıllık bir yaşama sahip Mozart. Müzikte Klasik Dönemi taçlandırmış. En şanslı yönü babası Leopold’ün bir Aydınlanma adamı oluşu. Minicik Wolfgang’ı ve ablasını ellerinden tutup bütün Avrupa’da tanıtmak için yolculuklara çıkarması. İşte bu gezilerdir ki Mozart’a derin bir görgübilgiyi vermiştir. Teyp, plak, video olmadığı bir dönemde ancak at arabasıyla yapılan yolculuklarda, yalnız saray ve kiliselerde duyduğu müziği aklına kopyalamış ve kendi dehasıyla birleştirip klasik stilin ölmeyen yapıtlarını doğal bir coşkuyla ortaya çıkarmıştır. J.J. Rousseau’nun “doğaya dönüş” felsefesi, Mozart’ta “insan doğası” olarak yansır. Mozart’ın başlıca özelliklerinden biri de bestelerindeki mutlak müzikalitedir. O, sonraki çağın Romantik bestecileri gibi müzikle resim yapmaz. Ne zamanın tarihi olaylarını, ne de kendi iç dünyasının sorunlarını, örneğin parasızlığını ya da aşk acılarını yansıtır. Onun yapıtları “Absolute” (saf) müziktir. Çocuksu coşku ve satır aralarındaki olgun insanın derin düşüncesi birlikte seslenir. Bu özellikleri bir gençlik konçertosunda da ölüm, döşeğindeki Requiem’inde de görebiliriz. Bugün nice hastanın iyileşme sürecinde onlara Mozart dinletiliyor. Bir zamanlar İsveç’te, doğum sırasında annelere Mozart’ın 21. Piyano Konçertosu’nu dinletmek moda olmuştu. Anneler çok daha büyük bir rahatlıkla doğum yaptıklarını söylüyorlardı. Şimdi yalnız hastalara değil, ameliyathanelerde nice operasyon sırasında hekimlere de Mozart müziği dinletiliyor. Kendinizi biraz karamsar hissediyorsanız mutlaka Mozart’ın bir yapıtını dinleyin. Satır aralarındaki yaşam sevincini yakalayın. Başka bir dünyaya göç ediverirsiniz. Onun insancıllığı kalbinize giriverecektir. ‘Geleceğe Gönüllüyüz’ 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü’nde, hikâyeleriyle ilham veren isimler Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde buluşuyor. Sabancı Center, Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu’nda yapılacak olan buluşmanın programı şöyle: 09.30 10.00 Karşılama. 10.00 10.20 Güler Sabancı Açılış Konuşması. 10.20 10.35 Dr. Kerem Dündar/Gönüllü Beyinler. 10.35 11.20 Panel (40 dakika). 11.20 11.40 İsmail Küçükkaya Haluk Levent sohbeti. Pamuk eller cebe İstanbul Modern, 2019 yılında sergiler düzenleyen sanatçıların en güncel ve karakteristik çalışmalarını, 14 Aralık akşamı Gala Modern’in 10. yılında yapılacak “Destek Yarışı”nda sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. İstanbul Modern’in koleksiyonunda çalışmaları bulunan sanatçıların bağışladıkları yapıtlar; çocukların ücretsiz sanat eğitimi ve faaliyetlerine kaynak sağlamak için “Destek Yarışı”nda yer alacak. Hasköy Yün İplik Fabrikası’ndaki geceye katılmak için galamodern@istanbulmodern.org adresinden bilgi alınabilir. Manuel Çıtak’ın “Ada” serisine ait “Salda” isimli fotoğrafı. Hem konser hem güldürü Klasik müzik tarihinin en önemli keman virtüözlerinden Pagagnini’nin yaratıcı eserlerinden ilham alan ve eğlenceli bir çağdaş klasik müzik dinletisi sunan Pagagnini topluluğu, 9 Aralık akşamı saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahneye çıkacak. Thomas Potiron, Fernan do Clemente, Gueorgui Fournadjiev ve Isaac M. Pulet’den oluşan virtüöz dörtlü, gösteri boyunca Paganini’nin bestelerinin yanı sıra Mozart, Pachelbel, Chopin, Boccherini, Falla ve Sarasate’nin eserleri ile rock ve folk melodilerin de yer aldığı bir repertuvar seslendirecek. Arakélian konseri ileri tarihe ertelendi Bu yıl 2. kez dü zenlenen İstanbul Org Festivali’nde bugün Saint Esp rit Kilisesi’nde sah ne alması bekle nen Emmanuel Arakélian konseri iptal edildi. Festival yönetiminden yapı Arakélian lan açıklamada sanatçının sağlık sorun ları nedeniyle konserin ileriki bir tarihe ertelendiği belirtildi.