28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIZI 920 ARALIK 2019 CUMA Zarardan dönüş yokKoruma Kurulu’nun Kanal İstanbul Projesi için bakanlığa sunduğu görüşe İBB’den şerh İstanbul 1 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü geçen günlerde Kanal İstanbul projesini gündemine aldı. Toplantılara İBB temsilcisi olarak Gürkan Akgün de katıldı. Akgün, kurula sunduğu şerh raporunda çarpıcı tespitlere yer verdi. Kanal İstanbul projesinin özellikleri ve sonuçlarının, İstanbul Çevre Düzeni Planı’nın öngördüğü kent gelecek kurgusu ile büyük uyumsuzluklar içerdiği belirtilen raporda projenin ana planlama ve koruma ilkelerine aykırı olduğu vurgulandı. Rapordaki tespitlerden bazıları şöyle: l Proje, ormanlar, sazlıklar, bataklıklar ve kıyı kumulları gibi doğal habitatların, yerüstü ve yeraltı su havzalarının, kültürel ve arkeolojik miras alanlarının, tarım arazilerinin parçalanmasına, ekosistem servislerinin tahribatına ve kentsel dayanıklılığın zayıflamasına yol açacaktır. Yaşam destek sistemleri korumasız kalacak l Yeni İstanbul Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kanal İstanbul projesi kapsamında önerilen konteynır limanları ve lojistik merkez gibi tesisler, İstanbul’un kuzeyinde yapılaşma ve nüfus artışını tetikleyecek, kentin yaşam destek sistemlerinin korunması ve kontrolsüz nüfus artışının önlenmesi için büyük engel teşkil edecektir. l Gerek normal gerekse de afet zamanlarında İstanbul ile Trakya’nın arasına özellikle ulaşım, tedarik ve ikmal açısından ciddi bir bariyer oluşacaktır. Kanal İstanbul ile İstanbul Boğazı arasında oluşacak ada ciddi bir yoğunluk merkezi olacaktır. l Nüfus ve yapılaşmada artan yoğunluk, Kuzey Marmara Fayı ve kanal güzergâhındaki diri faylar üzerinde gerçekleşecek olası bir depremde daha fazla can ve mal kaybı yaşanmasına neden olacaktır. Su rezervleri etkilenecek l Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyinde bulunan sazlık ve bataklık alanlar geri dönüşümsüz olarak yok olacaktır. Ekosistemlerin karşı karşıya kalacağı diğer önemli tehditler, sendiment taşınımı, gürültü ve hava kirliliği, karasal ve sucul ekosistemlerdeki tuzlanma tehlikesidir. l Kanal İstanbul Proje Koridoru ve etkilenme alanı çok önemli arkeolojik ve doğal sit alanı ve kültür varlıklarını içermektedir. Söz konusu tarihi değerlerin, özellikle de proje koridorunda kalanların son derece olumsuz etkileneceği ortadadır. l Terkos ve Sazlıdere, İstanbul’un su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılamaktadır. Proje, söz konusu su rezervlerinde ve kapasitelerine olumsuz etki edecek, ayrıca kanal için deplase edilmesi gereken büyük yapılar (otoyollar, tüneller ve atık su kollektörleri) aşırı maliyet ve işletme zorluklarını beraberinde getirecektir. İklim krizini artıracak Raporun sonuç ve değerlendirme kısmında yapılan incelemelere değinilerek projenin Sazlıdere ve Terkos Havzaları içinden geçmekte olduğundan kent makroformunu kuzeye ötelediği ve ekolojik kaynakların olumsuz etkileyeceği, proje alanı içinde kalan mutlak tarım arazilerinin proje K oruma Kurulu’nun bakanlığa sunduğu görüşe karşı oy kullanan İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün, hazırladığı şerh raporunda çarpıcı tespitlerde bulundu. Akgün “Korunması gereken sit alanları geri dönülmez şekilde yok olacak” uyarısında bulundu. P rojenin yıkıcı etkilerinin sıralandığı raporda “Küçükçekmece Gölü’nün kuzeyindeki sazlık ve bataklıklar geri dönüşümsüz olarak yok olacaktır. Ekosistemlerin karşı karşıya kalacağı diğer önemli tehditler karasal ve sucul ekosistemlerdeki tuzlanma tehlikesidir” denildi. Projenin iklim krizini de olumsuz etkileyeceği vurgulandı. VEDAT ARIK HER YÖNÜYLE KANAL 3 ISTANBUL HAZAL OCAK’ın yazı dizisi sonrasında tarım amaçlı kullanılamayacağına dikkat çekildi. Sazlıbosna ve Terkos havza alanlarının yok olacağı belirtilen raporda projenin su varlığını için de tehdit oluşturduğu anlatıldı. Raporda ayrıca şu çarpıcı ifadelere yer verildi: “Kanal İstanbul Projesi ve çevresinde oluşacak yapılaşma alanları çok kısa zamanda sıcaklık, nemlilik, buharlaşma ve rüzgâr rejimlerini değiştirerek bir kentsel ısı adasına dönüşecek bu alanlar iklim değişikliği açısından olumsuz sonuçlar üretecektir. İstanbul’un bu bölgede sahip olduğu ormanlar, karasal ekosistemler, çayır ve meralar, kıyı kumulları, endemik türler yok olma aşamasına geçektir.” Olumsuz görüş verilmeli Kanal İstanbul projesi için ekolojik sürdürülebilirlik, şehircilik ilke ve esasları ile kamu yararı açısından herhangi bir olumlu bir husustan bahsetmenin mümkün görülmediği belirten raporda, “Korunması gereken sit alanlarının geri dönülmez şekilde yok olmasına sebebiyet vereceğinden ötürü şehircilik ilkeleri ve koruma mevzuatı ve esasları açısından kurulca olumsuz görüş verilmesi gerektiği düşünüldüğünden söz konusu kurul kararına karşı oy kullanıyorum” denildi. DÜNYA ‘ÇEVRE’ DIYOR BIZ YOK EDIYORUZ İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün, Kanal İs gellenmesidir ama bu projeyle tam tersi bir adım atılıyor ve plana ay tanbul Projesi’nin bugünkü ya kırı şekilde bölgede yapılaşma ve sal mevzuat açısından uygulan nüfus yoğunluğunun önü açılıyor. masının mümkün olmadığını söy n İstanbul böyle bir nüfus ve ledi. Projeyle, kent nüfusunun ku yapılaşma artışını kaldırabilir mi? zeye doğru kaymasını engellemek Kaldıramadığını görüyoruz. Nü için yapılan çevre düzeni planları fus yoğunluğu kuzeye doğru git nın tam tersi bir adım atıldığının tikçe bir çevre tahribatı yaratacak. altını çizen Akgün, “Nüfus yoğun Gürkan Akgün Zaten su kaynaklarını, tarım alan luğu kuzeye doğru gittikçe çev larını, orman alanlarını korumamız re tahribatı yaratacak. Su kaynaklarını, ta gerekirken daha büyük bir risk içine so rım alanlarını, orman alanlarını korumamız kuyoruz. Yine bu kanalla birlikte öngörü gerekirken daha büyük riske sokuyoruz” len köprüler, karayolları geçişleri var. Mil dedi. Akgün’ün sorularımıza verdiği yanıt yarlarca liralık altyapı yatırımı söz konusu lar şöyle: ama bunların nasıl gerçekleşeceğine dair n Kanal İstanbul projesini nasıl değer bir plan program da görmüyoruz. lendiriyorsunuz? n Proje yaşama geçerse İstanbul’u nasıl İmar planlarında olmayan bir projeden bir tehlike bekliyor. bahsediyoruz. Yani yasal mevzuat açı Tarım alanlarımız, mera alanlarımız, or sından uygulanması mümkün değil. Ge man alanlarımız, su havlarımız, toprağımız çen günlerde ÇED raporuyla ilgili bir de yok oluyor. Dünya gıda krizini, iklim de ğerlendirme kurulu toplantısı yapıldı. Biz ğişikliğini, su yönetimini konuşuyor... Ya de Ankara’ya gittik, görüşlerimizi belirt kın zamanda büyük bir kriz bekliyor bi tik. Bu alanda çok ciddi miktarda mutlak zi ve biz bunları yok ediyoruz. Bununla bir tarım alanı, orman alanı, mera alanı var. likte İstanbul’da nüfusu artırırsanız çok iyi Dünyanın iklim değişikliğini, çevre krizi bir geleceğin ortaya çıkmayacağını söyle ni, su krizini konuşurken bu proje Sazlı yebiliriz. dere Barajı’nı ortadan kaldıracak, Terkos n İBB olarak bir çalıştay hazırlığınız var. Barajı’nın tuzlanmasına neden olacak. Çok ciddi bir hafriyat sorunu var. Daha önce Kanal İstanbul’un çevresindeki yapılaşmaya ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi’yle yapılan protokol kapsamında çevre düzeni planları yapılmış ama onaylanmamış. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda bu bölgeye, yani tarım alanlarına, mera alanlarına, orman alanlarına çok ciddi bir nüfus yükü getiriliyor. Çevre düzeni planının ana ilkesi bu kentin kuzeye doğru kaymasının en Biraz bilgi verebilir misiniz? Resmi kurumları, belediyeleri, muhtar lıkları, akademisyenleri, ilgili tüm tarafları davet edeceğiz. Konuşalım, sonra kamuoyu baksın duruma. İstanbul gibi bir kenti geleceğe taşıyacaksak bu bilginin ortaya çıkması lazım ki doğru kararlar verelim. Yoksa bu şekilde bir planlama yapmak mümkün değil. Tüm vatandaşlarımızı çalıştaya ve sonrasında bu süreci takip etmeye, İstanbul’un önceliklerini bir program dahilinde belirlemeye davet ediyoruz. İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Prof. Haluk Eyidoğan, projenin deprem riskini anlattı Deprem bölgesinde nüfus artıyor Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, 17 Ağustos 1999 büyük Marma Kuzey Marmara Fayı’nın hareketine bağlı olarak orta kuvvet ra depremi sonrası yapılan bilim li depremler yaratabileceği ola sel araştırmaların Marmara Deni sıdır. 2019 yılında hazırlanan zi tabanında, önümüzdeki 30 yıl ÇED raporunda verilen harita da, 7.0 ve daha büyük bir dep larda Küçükçekmece Gölü için remin olma tehlikesinin yüzde deki aktif faylardan bahsedil 65 olduğunu gösterdiğine dik memiştir. kat çekti. Eyidoğan, “Bu tehlike Depremler doğal ve insan kay aynı zamanda Kanal İstanbul’un naklı olarak ikiye ayrılmaktadır. maruz kalacağı deprem hasarla Haluk Eyidoğan Doğaya yapılan her türlü müda rı bakımından da önemlidir” dedi. hale nedeniyle insan kaynaklı 2019 yılında hazırlanan projenin Çevre depremlerin sayısının arttığı gözlenmek sel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu tedir. Büyük endüstriyel etkinlikler yeral anımsatan Eyidoğan bu raporda yer alan tında doğal olarak oluşmuş gerilme den haritalarda Küçükçekmece Gölü içindeki gelerini etkileyerek var olan fayları hare aktif faylardan bahsedilmediğini söyledi. kete geçirebilmekte, hatta yeni kırıklar Eyidoğan özetle şöyle konuştu: yaratabilmektedir. Kanal İstanbul Proje “Araştırmalar sonucunda bir bölümü si için kazılacak devasa çukurun kaybet Küçükçekmece Gölü tabanında olmak tiği 2.5 milyar ton yükün kalkması nede üzere kuzey Marmara Denizi tabanın niyle yakın çevresindeki yeryüzü ve ye da birçok diri fay bulundu. Küçükçek raltı gerilme dengelerinin bozulması ka mece Gölü’ndeki bu aktif fay hatlarının, çınılmazdır.” Eyidoğan, Kanal İstanbul’daki deprem riskine ilişkin şu tespitlerde bulundu: l Kanal İstanbul’u şiddetle etkileyecek en önemli deprem kaynağı kanalın güney bölgesinden 1012 km uzaktaki deniz tabanında yatan Kuzey Marmara Fayı’dır. Küçükçekmece Gölü içerisinde tespit edilen diri faylar ve kanal güzergâhı boyunca tespit edilen yeni fayların yaşı, aktivitesi ve uzanımları incelenmeli ve harekete geçme olasılıkları değerlendirilmelidir. l Marmara Denizi’nde beklenen büyük deprem Kanal İstanbul güzergâhı boyunca heyelan, sıvılaşma, şev stabilitesi bozulması gibi olumsuz sonuçlar yaratacaktır. l Kanal kazısı sırasında kaldırılacak 2.5 milyar tona yakın hafriyat nedeniyle alandaki doğal gerilme ve yeraltı gözenek basıncı dengeleri bozulacağından kanal güzergahı boyunca tespit edilen bazı fayları harekete geçirip çeşitli bü yüklüklerde tetiklenmiş deprem aktivitesi yaratabilir. l İstanbul’un güney bölgelerinin jeolojikjeofizik yapısı nedeniyle deprem dalgaları aşırı büyümektedir. Bu büyütme değerleri yer yer 10 kat artabilmektedir. l Kanalın depremler sırasında olabilecek yanal ve du¨s¸ey hareketlere kars¸ı nasıl tepki verecegˆi hayati bir aras¸tırma konusudur. Bu yapının deprem sırasında kayması, kırılması veya burulması c¸ok bu¨yu¨k felaketlere neden olabilecektir. l Kanal İstanbul ve c¸evresindeki diğer projeler etkisiyle ortaya c¸ıkacak yeni yerles¸im alanlarıyla birlikte nu¨fus ve bina yogˆunlugˆu çok artacak ve buna bagˆlı olarak olası bir depremin neden olacagˆı can ve mal kaybı riski de yu¨kselecektir. Bu tu¨r deprem bo¨lgelerinde amaç yapı ve nu¨fus yogˆunlugˆunu artırmak degˆil azaltmak olmalıdır. SÜRECEK Komşu Masa açılışına katıldı Şişli Belediyesi’nin hayata geçirdiği “Komşu Masa” sisteminin açılışına katılan Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’yi eleştirerek “İstanbul’a saplanan o ihanet hançerini İstanbul’un bağrından çekip çıkaracağım” dedi. Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin de şeffaflık ve ulaşılabilirlik sözlerinin arkasında durduklarını söyledi. CHP liderinden Kanal İstanbul tepkisi ‘İhanetin katmerlisi’ LEYLA KILIÇ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul projesinde ısrarcı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “İhanet yetmiyormuş gibi, ihanetin katmerlisi yapılmaya çalışılıyor. ‘Kanal İstanbul’u yapacağız’ diyorlar. Yapamazsın kardeşim, yapamayacaksın, zaten ilk seçimde gideceksin. Hiç kimse buraya 5 kuruş para ayırmaya kalkmasın, ayırdıkları paranın kuruşu dahi verilmeyecektir” dedi. Dün partisinin düzenlediği “Yerel Yönetimler ve Turizm Zirvesi”ne katılan Kılıçdaroğlu, turizm konusunda yerel yönetimlerin de sorumluluklarının olduğunu ancak iktidarın yeterli maddi destekte bulunmadığını söyledi. Kent meydanlarının önemine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Meydanı olmayan bir kent yoktur. Siz meydanları yasakladığınızda turist niye gelsin?” dedi. Türkiye’ye gelen turistlerin yüzde 90’ının CHP’li belediyelerin bulunduğu ilçelere geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Siyasal iktidarın yerel yönetimlere her türlü desteği vermesi gerekirken, ‘acaba biz bu desteği nasıl keseriz’ onun arayışı içindeler. Ama biz her türlü engeli aşıp hizmet etmeye devam edeceğiz. Bizim şikâyet eden değil, sorunu çözen belediye başkanlarımız var” ifadelerini kullandı. Kentlere verilen öneme de değinen Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul projesine de değinerek “İhanet yetmiyormuş gibi, ihanetin katmerlisi yapılmaya çalışılıyor. ‘İstanbul’a Karadeniz’den bir kanal açacağız, Kanal İstanbul’u yapacağız’ diyorlar. Neye göre yapacaksınız? Herkes hayır diyor. Ama bir kişi ‘Ben yapacağım’ diyor. Yapamazsın kardeşim, yapamayacaksın, zaten ilk seçimde gideceksin” dedi. l İSTANBUL İMAMOĞLU: NE BU ACELE! LEYLA KILIÇ İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan’ın, Kanal İstanbul’a ilişkin önümüzdeki yıl ilk kazmanın vurulacağı sözlerine tepki göstererek “Ocak ayının ilk haftasında konuyla ilgili bir çalıştay düzenleyeceğiz. Ne bu acele ya! ‘Kazmayı vuracağız’ ne kazması bu ya! Kanal İstanbul bu basit bir iş değil, oraya kazma vurulmaz. Çocuk oyuncağı mı bu? 16 milyon İstanbullu gider, hakkını arar” dedi. İmamoğlu, “Yerel Yönetimler ve Turizm Zirvesi”nin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Devlet Su İşleri’nin Kanal İstanbul raporunun sumen altı edildiği yönündeki iddialara ilişkin İmamoğlu, “Böyle bir dosyanın orada sümen altı edildiği, neredeyse 3 İstanbulludan birinin susuz kalma tehlikesiyle ilgili bir detayın içinde olduğuna dair bilgi aldım. Bu raporu tümüyle elde edip inceleme konusunda çalışma yapıyoruz” dedi. Yetkililerin projeye ilişkin bilgi vermediğini anlatan İmamoğlu, “2011’den beri, hangi devlet yetkilisi sizlere Kanal İstanbul’u anlattı” diye sordu. Bakan Kurum: ÇED raporu haftaya çıkacak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Toplu Konut İdaresi’nde düzenlenen İnşaat Faaliyetleri Değerlendirme Toplantısı’nda, Kanal İstanbul’a ilişkin soruları yanıtladı. Çevre Etki Değerlendirme Raporu’na (ÇED) ilişkin bir soru üzerine Kurum, “Önümüzdeki hafta itibarıyla ÇED raporumuz çıkacak. Projenin yapılmasında engel kalmayacak şekilde, hem ÇED raporunu hem de 1/100.000 ölçekli planlama sürecini yürütüyoruz” dedi. Bölgede yatay şehirleşmeyle yeni 500 bin nüfus tasarlandığını belirten Kurum, “Bu nüfus da İstanbul’un dışından değil, buradaki rezerv konutların üretileceği, hastanelerimizin, üniversitelerimizin, okullarımızın yapılacağı alanlardan ibarettir” dedi. Kurum İstanbul’un susuz kalacağı eleştirilerine ilişkin de, “O bölgeden İstanbulun suyunun yüzde 4’ü temin edilmektedir. Melen’den yapılan projeyle, İstanbul’un 50 yıllık su ihtiyacını karşılayacak tüm argümanlar düşünülmüş olacak” dedi. Kurum, Kanal İstanbul etrafındaki inşaat alanlarının Katarlılara satıldığına ilişkin ise “O bölgede arazi rantına müsaade etmeyiz. Katar Şeyhi’yle alakalı böyle bir söylenti var. 44 bin metrekare bir arsa söz konusu. O da 6 ay önce alınmış bir arsa, dolayısıyla bu durum doğru değildir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle