28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 20 ARALIK 2019 CUMA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER 2. Cumhuriyet işte budur Acaba, Resmi Gazetede “Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Kurallar” kararları açıklanırken, şeri hükümlere yer verildiği 14 Aralık 2019’u, 2. Cumhuriyet’in resmen ilanı günü olarak kabul edebilir miyiz? Yoksa bu tarihi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın din şurası toplantısında, “İslam bize göre değil, biz İslama göre hareket edeceğiz” diyerek devletin dine göre biçimlendirileceği dönemin artık başladığının T.C’nin en yetkili ağzı tarafından açıklandığı an olarak saptamak mı en doğrusu, bilemiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da bir zamanlar numaracı cumhuriyetcilerin (sonradan “yetmez ama evet” etiketi altında toplandılar) önerdikleri 2. Cumhuriyetin fiilen ve de resmen yürürlüğe girmiş olduğudur. Öyle ya, devlet kendi resmi gazetesinde, bankacılık kurumlarından biriyle ilgili kurallara ilişkin kararları açıklarken, bunları fıkıh hükümlerine bağlayan davranış Cumhurbaşkanı’nın bu olaydan iki hafta önce din şurasında yaptığı İslama göre hareket etmek zorunluluğunu dile getiren konuşmasıyla örtüşüyorsa, laik Cumhuriyetin tarihe karışmış olduğu gerçeği tartışma bile götürmez. HHH 1923’te kurulmuş olan aydınlanmacı Cumhuriyetin en büyük özellikleri, laiklik ve ulusalcılık olduğuna göre, ümmet birimine dayalı, dinci bugünkü cumhuriyetin o ilk Cumhuriyet ile bir ilişkisi olamaz. Nitekim öyle de olmuştur. Bugünün egemen güçlerinin eseri olan cumhuriyet kendi dönemine gelene kadar görülen bütün aksaklıkların, bozuklukların, yanlışların kaynağı olarak, aydınlanmacı laik demokratik Cumhuriyetin kendisiyle ilke ve kurumlarını göstermektedir. Bugünkü dinci cumhuriyetçilerin savunduğu bu görüş yeni değildir. Türkiye’nin kendine özgün koşullarının da yardımıyla “aslında sağ denilen soldur, sol denilen de sağdır” diyerek her şeyi tersyüz eden ve gericiliği ilericilik olarak sunan bu görüş bir zamanlar 2. Cumhuriyetçiler tarafından alabildiğine savunulmuştur. 2. Cumhuriyetçiler demokrasinin temelini oluşturan laiklik ilkesini de, “laikçilik” diye çarpıtıp saldırılarının hedef tahtası haline getirdiklerinden, onu en büyük günah olarak gören dincilerin de (dindarların değil, dincilerin) doğal ve de stratejik ortakları konumundaydılar. Bu ortaklık, dincilerin düzeni değiştirmek için anayasayı değiştirme aşamasına kadar sürdü. 2. Cumhuriyetçilerin “yetmez ama evet” etiketini benimsemeleri bu aşamada oldu. “Yetmez ama evet”çilerin desteğiyle, yargı da dahil olmak üzere bütün erkleri ele geçirdikten sonra dincilerin, artık 2. Cumhuriyetçilere ihtiyacı kalmadığından, onları kullandıktan sonra buruşturup attılar. Hatta önde gelen 2. Cumhuriyetçileri içeri bile tıktılar. Ortaya MHP’lilerin hapiste, ama düşüncelerinin iktidarda olduğu Evren dönemindeki gibi tuhaf bir durum çıktı. Şimdi de 2. Cumhuriyetçilerin kimi önde gelenleri, kumpaslar sırasındaki değerli hizmetlerine karşın içeridedirler. HHH Ama bu durum bizi yanıltmamalıdır. Kimi ağa babaları içerde olsalar bile laiklik karşıtı 2. Cumhuriyet düşüncesi iktidara gelmiştir. Şu farkla ki, 2. Cumhuriyet etiketi altında değil de dinci güçlerin liderliğinde. Zaten ülkenin koşulları da başka türlüsüne elvermezdi. Her neyse, tüm kötülüklerin nedeni olarak, aydınlanmacı laik Cumhuriyeti gören 2. Cumhuriyet dönemini yaşıyoruz. 2. Cumhuriyetin artık afişe olduğu egemenlik dönemi, deneme yanılma yöntemiyle yolunu bulmaya çalışan bir toplum için belki de kaçınılmazdı. Bugünleri yaşamalıydık ki, 2. Cumhuriyetin ne menem bir şey olduğunu görebilelim. 2. Cumhuriyet kendi yarattığı sorunların altında her gün biraz daha ezilirken kaçınılmaz olarak, kendinden sonrasının da yolunu açıyor. l Cumhurbaşkanı’na hakaret davası Akatlı beraat etti Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, sosyal medya üzerinden “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla yargılandığı davada beraat etti. ODTÜ’lü öğrencilerin 2018 yılı mezuniyet töreninde “Tayyipler Âlemi” pankartı açmaları sebebiyle gözaltına alınmalarının ardından, öğrencilere destek olmak için Twitter hesabından paylaşım yapan Akatlı hakkında açılan dava Urla 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü. Duruşmaya katılan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP üyeleri, Birleşik Haziran Hareketi üyeleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, Akatlı’ya destek verdi. Akatlı savunmasında “hak savunusu nedeniyle yargılanacağım aklıma gelmemişti” dedi. Mahkeme heyeti, Akatlı’nın beraatına karar verdi. l Haber Merkezi ‘İkinci Tank Palet gibi’CHP’li Özel’den stratejik önemdeki kan ihalesinin Sancaklar’a verilmesine tepki CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Murat Sancak’ın yönetim kurulu başkanı olduğu Ma xicells AŞ’ye verilen kan ürünleri ihalesine ilişkin olarak, “Tank MAHMUT Palet FabrikaLICALI sı kadar stratejik bir meselede, Sancaklar’a ikinci bir Tank Palet, daha da büyük imtiyazlarla verilmiş oldu” dedi. Özel, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yurtdışından son kullanma tarihine çok yakın süre olan kan ürünlerinin usulsüz bir şekilde bu firma tarafından ithal edildiğini doğruladığına dikkat çekti. Özel, “Maxicells AŞ adına sözleşmeye imza atan Hakan Kazancı’nın Etnospor Konfederasyonu’nda Bilal Erdoğan’ın başkanvekilliği görevini yerine getirdiği de düşünüldüğünde Sağlık Bakanlığı’nı ve bakanlığın deneyimli bürokrasisini de aşan bir durumla karşı karşıyayız” ifadesini kullandı. Özel, kan ürünleri ihalesinde gelinen aşamayı ve Sağlık Bakanı Koca’nın bütçe görüşmelerindeki açıklamalarını değerlendirdi. Özel şunları dile getirdi:“19 Mayıs 2017’de Sağlık Bakanlığı, Kızılay ve Sosyal Güvenlik Kurumu arasında bir protokol imzalandı. Bu protokole dayanılarak, kan ürünü ithal eden hastanelere ve eczanelere ilaç ürünü satan firmalar çağırıldı ve daha önce görülmemiş bir ihale yöntemi benimsendi. Tüm görüşmelerde firmaların elindeki bütün belgeler ve bilgiler öğrenilerek dosyalar halinde teslim alındı. Kan ürünü ithalatını yapan ve bu işi Türkiye’de en iyi bilen 7 firma olmak üzere sürece dahil edilen 18 firma dışarıda bırakıldı ve ihale Maxicells AŞ’ye verildi. Bu şirkete Avrupa’daki tüm iletişim noktalarının bilgileri de dahil olmak üzere bu firmaların elindeki tüm bilgiler teslim edildi. Murat Sancak’ın firması böylece eşsiz bir bilgiye sahip oldu. Adeta Sancak ailesine ikinci bir Tank Palet Fabrikası, birinciyi aratmayacak imtiyazlarla verildi.” Özel, Türkiye’ye son kullanma tarihi 1 yıldan az kan ürünü sokulması mevzuata göre yasak olmasına karşın, söz konusu firmanın son kullanma tarihi çok yakın ürünleri ülkeye sokarak ürünlerin yüzde 1800’e varan kârlarla satıldığını ifade etti. l ANKARA IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ‘TAAHHÜTLERE RAĞMEN TEK BIR ÇIVI ÇAKMADI’ İhale dosyasında 5 yıl deneyim şartı olmasına karşın ihalenin bu alanda hiç deneyimi olmayan bir firmaya verildiğini söyleyen Özel, şunları kaydetti: “Kendisine fabrika yapması için Silivri’de 150 dönüm arazi de verilmiş olmasına rağmen, sözleşme boyunca 6 adet soğuk ha va deposu ve 10 adet plazmaferez merkezi kurulması taahhüdü veren bu firma bugüne kadar bir çivi bile çakmadı. Sözleşmeye göre birinci yılda bir plazmaferez merkezinin çalışır hale gelmesi gerekiyordu aradan geçen 26 aya rağmen böyle bir gelişme de yaşanmadı.” OSMAN GÜRÜN’DEN YEREL YÖNETİM YASA TASARISINA TEPKİ Küçükkaya Coşkun Gürün Aslan İlknur Mollaveisoğlu Yİğit Gürün’den Cumhuriyet’e ziyaret Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Cumhuriyet Vakfı Baş kanı Alev Coşkun, Genel Yayın Yönetmenimiz Aykut Küçükkaya, yazarımız Miyase İlknur, şirket yöneticimiz Adnan Aslan, Ege ‘Yetkilerimiz alınıyor’Bölge Temsilcimiz Tuncay Mollaveisoğlu’yla bir araya geldi. Gürün’ün Basın Danışmanı Taner Yiğit de buluşmada hazır bulundu. NAGİHAN YILKIN Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün AKP’nin hazırladığı Yerel Yönetim Yasa Tasarısı’na tepki göstererek, “Yetkilerimizin alındığı ve merkeze devredildiği bir dönemden geçiyoruz. Olması gereken öncelikle yerel ve sonrasında genel olarak demokrasiyi güçlendirmekken bütün yetki ve kaynakların merkeze toplanması parlamenter sistemde zafiyet haline getiriliyor” dedi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Gürün, ülkenin ve özellikle yerel yönetimlerin zor dönemden geçtiğini belirterek, AKP’nin hazırladığı “Yerel Yönetim Yasa Tasarısı”nın yerel yöneticileri endişelendirdiğini söyledi. Gürün “Hepimizin, her kesimin yaşadığı ayrı ayrı sıkıntılar var. Ülkenin içinde bulunduğu demokrasiyle, insan haklarıyla, özgürlüklerle ilgili yaşadığımız kısıtlılıklar belediye ‘ÇOK BÜYÜK DOĞA TAHRİBATI VAR’ Bölgede madencilik ile ilgili çok büyük sıkıntılar olduğunu da dile getiren Gürün, “Şu anda Muğla’nın yüzde 27’sine işletme ve arama ruhsatı verilmiş. Muğla’nın dörtte biri madenciliğe açık bir duruma gelmiş. Gerçekten çok büyük bir tahribat var. Maden kanununda deği şiklik yaparken yerel yönetime sorulup onay alınarak işletme ruhsatlarının verilmesi önemli. Muğla bütün saldırılara rağmen halkıyla, sivil toplum örgütüyle birlikte kendisini korumaya, müdafaa etmeye çalışıyor. Biz de hukuki yoldan yapılması gerekenleri yapıyoruz” dedi. başkanlarını da yakından ilgilendiriyor. Merkezileşmeye doğru giden yönetim tarzıyla, belediyeli yerel yönetimlerden her yapılacak olan ve yapılan değişiklikte biraz daha yetkilerimizin alındığı ve merkeze devredildiği bir dönemden geçiyoruz. Yeni tasarının da böyle maddelerle geçebileceği endişesini taşıyorum. Yeni sistemin Cumhurbaşkanlığı sistemine dönüşü, KHK ve tek yönde çıkarılan kararlar, bütün kesimlerde olduğu gibi yerel yönetimlerde de büyük bir sıkıntı uyandırıyor” dedi. Kentte turizmden elde edilen gelir le, tarım ve hayvancılıktan elde edilen gelirin hemen hemen aynı olduğunu dikkat çeken Gürün, “Kırsaldan kıyıya göçü durdurmamız ve kırsalda ekonomik gücü artırmamız gerekiyor. Bunun için tarım, koopetarifçilik ve hayvancılığa destek veriyoruz. Kıyıda büyük turizm faaliyeti var. O zaman kırsalda üretelim, kıyıda tüketelim. Otel işletmecileriyle konuşarak ürünleri buradan almalarını tavsiye ediyorum. Böylece kırsal, kıyısal ilişkisini hem tarımı destekleyerek hem de turizmin tarıma destek olmasıyla sağlıyorum” diye konuştu. l İSTANBUL Batı ve Riyad’a mesajErdoğan’ın Malezya’da hedefinde BM Güvenlik Konseyi ve İİT vardı Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur, dün nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşan ülkelerin kendi içlerindeki sorunları ve aralarındaki ihtilafları bir kez daha gözler önüne seren bir zirveye ev sahipliği yaptı. Zirveye katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne dönük eleştirilerini sürdürdü. “1.7 milyarlık İslam aleminin kaderini Konsey’in daimi üyesi 5 ülkenin keyfine bırakan sistem artık ömrünü tamamlamıştır” dedi. Riyad merkezli İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) “etkinliğini artıracak şekilde güncellenmesi gerektiğini” belirten Erdoğan, Türkiye’nin üç yıl yürüttüğü dönem başkanlığı sırasında bu konulara özel önem verdiklerini kaydetti. İslam dünyasının “çözüme Cumhurbaşkanrı Erdoğan, İran ve Malezya liderleriyle bir araya geldi. odaklanarak işbirliği yapması gerektiğini” söyledi. 50 bin kişi daha geliyor Türkiye’ye Batı’nın, Suriye’den gelen sığınmacılar, güvenli bölge ve terörle mücadele başlıklarında destek vermediğini de belirten Erdoğan, “İdlib’den yeni 50 bin kişi daha ülkeye geliyor” diye konuştu. Erdoğan ile ikili görüşme yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise İslam dünyasına ABD’nin “ekonomik terörüne karşı birlikte mücadele etme” çağrısında bulundu. Zirveye evsahipliği yapan Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ise İslam dünyasının “geri kalmışlığına” vurgu yaparak karşı kalkınma ve gelişmenin önemine değindi. İİT’den zirveye tepki Suudi Arabistan’ın dönem başkanlığını yaptığı İİT’den ise Müslüman ülkelerin kendilerini dışlayarak toplantılar düzenlemesini uygun bulmadıkları açıklaması geldi. l Dış Haberler Gül Haznevi HAZNEVİ TARİKATI TOPLANTISI Bakan Gül, tarikat liderinin elini öptü Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, 7 Aralık’ta Gaziantep’te Suriye merkezli Haznevi tarikatının düzenlediği bir programa katıldığı ve tarikat lideri Muta el Haznevi’nin elini öptüğü ortaya çıktı. Görüntüler sosyal medyada büyük tepkiye neden oldu. Gaziantep Şahinbey Belediyesi CHP’li meclis üyesi Hasan Şencan, toplantıyla ilgili görüntüleri Twitter hesabından paylaştı. Şencan mesajında “Haznevi tarikatı sözde lideri konuşma yapıyor ve kürsüden inerken bu ülkenin Adalet Bakanı, milletvekilleri el öpüyor. Yazıklar olsun size. Gaziantep’i üs yapan bu gerici tarikat yeni bir FETÖ yapılanmasına zemin mi hazırlıyor? Tarikatlara sırtınızı yaslamaktan vazgeçin” ifadelerini kullandı. Sosyal medyada yayımlanan görüntülerde konuşmasını tamamlayan tarikat liderinin, kürsüden inerek Bakan Gül’ün yanına gittiği, Gül’ün tarikat liderinin elini öptüğü ve bir süre sohbet ettiği görülüyor. Geçen günlerde, Suriye merkezli Haznevi tarikatının Gaziantep’te sadece Suriyelilerin çalıştığı 67 bin metrekarelik alan üzerine müftülüğün onayıyla devasa bir külliye yaptırdığı ortaya çıkmıştı. l Haber Merkezi ‘ŞERİ KURALLAR’ TARTIŞMASI İnanç istismarı ve laikliğe aykırı’ Cumhuriyet’in dün manşete taşıdığı “Faiz siz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kuralları” dini hükümlere bağlayan karar, Meclis gündemine taşındı. CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin, Adalet Bakanı Abdulhamid Gül’e “Bu karar alenen din ve inanç istismarıdır, hatta anayasanın 2. maddesinde ifade edilen ‘laiklik’ ilkesine karşıdır. Aynı zamanda mütedeyyin vatandaşları dolandırmak için hazırlanmış bir kılıftır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de söz konusu kuralları “anayasaya karşı suç niteliğinde bir davranış” olarak nitelendirerek “Devletin mevzuatına ilk kez bir kutsal kitaptan ayetler giriyor. Bu inanç istismarı, bu dini bir devleti egemen kılmak, bu kabul edilebilir bir yaklaşım değil” ifadelerini kullanırken, Gül’e “Kim uygulayacak bunu? Şeri hükümlere göre denetimleri kadılar mı uygulayacak” sorusunu yöneltti. AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise söz konusu kuralları “Hegel’den, Dostoyevski’den olacak, John Locke, Machiavelli, Shakespeare konuşacak, Allah’ın kitabı olunca ‘hayır’ diyeceğiz. Biz bunu kabul etmiyoruz” ifadeleri ile savundu. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise Özel’in “bir kutsal kitap” ifadesini eleştirdi. Özel de “‘Kuranı kerim’ demekten çekinmem ama hiçbir kutsal kitabın böyle bir yere alıntılanması ve onun Resmi Gazete’de yayımlanmasını laik hukuk devleti anlayışına uygun bulmam” yanıtını verdi. l ANKARA/Cumhuriyet AKP’Lİ BAŞKAN’DAN İTİRAF: Trabzonlu ve imam hatipli olmak şart Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, dün katıldığı 2. Bandırma ve Çevresi Sempozyumu’nda yaptığı konuşmasında, “As keriyesinde, memurunda vesairesinde devle ti temsil eden bir insan varlığı var aslında bura da. Siyaseti demiyorum. Siya seti Trabzon temsil ediyor, Ka radenizliler. Makam sahibi ol mak için bir imam hatipli ola caksın bir de Trabzonlu, bizim dönemde öyle” dedi. Sözlerinin kamuoyunda yankı uyandırma Yılmaz sının ardından açıklama yapan AKP’li Yılmaz, espri yaptığını ifade ederek “Trabzonlular ve imam hatipliler işi iyi yapıyor manasında kurduğumuz cümle cımbızlanarak siyasetin cilvesi gereği bir eleşti riymiş gibi anlatılıyor” dedi. l Haber Merkezi SOYER, OĞUZ’U ZİYARET ETTİ ‘CHP’li belediyeler cezalandırılıyor’ İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç So yer, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’u dün Buca Cezaevi’nde ziyaret etti. Daha sonra CHP İl Başkanı Deniz Yücel ile birlikte CHP Urla İlçe Başkanlığı’nda İlçe Başkanı Hakan Özbadur, ilçe yönetimi ve meclis üyeleri ile bir araya gelen Soyer, kayyım uygulamasının demokrasiyle bağdaşmadığını ifade ederek, “Türkiye’de ilk kez CHP’li bir belediye bu kadar ağır biçimde sorgulanarak cezalandırılıyor. Sorumluluğumuz sadece Urla ile sınırlı değil. Buradan tüm Türkiye’ye, CHP’nin demokrasiden, adaletten, hukuktan yana nasıl durduğunu göstereceğiz” dedi. l İZMİR/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle