28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 20 ARALIK 2019 CUMA EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Demokrasi 0.0 Herhangi bir yazılımda ya da başka bir üründe, böyle bir “sürüm numarası” görmüş olmanız mümkün değil tabii. Türkiye Usulü Demokrasi’nin sürümüne ben bunu yakıştırıyorum. Keyif almıyoruz bundan tabii. Tam tersine, içim kan ağlayarak yapıyorum bu saptamayı. Ancak 17 yıldır bu ülkeyi yöneten siyasi kadrolar ve bunların her kesimden, dünyanın her köşesinden (Pensilvanya dahil) ortakları, destekçileri, yardakçıları ve şakşakçılarının ortak çabalarıyla, ülkenin zaten on yıllardır sorunlu ve arızalı olan demokrasisi, tam anlamıyla “0.0 Sürüm” numarasını hak edecek seviyeye indirgendi. Bilişim alanında kullanılan jargonla söylersek, “resetlediler” bir nevi. “Format attılar.” En güncel gelişmelerden iki örnek vermek yeter sanırım: Birkaç hafta önce çevreyi ve insanların ciğerlerini mahvetmek pahasına, “filtresiz bacalara 2.5 yıl daha muafiyet getirmeyi” öngören yasanın çıkmasına karşı yükselen muhalefet, iktidara geri adım attırdı ya. Hep birlikte sevindik. Kendimizi kutladık filan.. Ardından geçen 45 gündür konuştuğumuz şu “Simit Sarayı’na Ziraat Bankası marifetiyle can simidi atma” olayında da aynı şey oldu. Bu ülkenin ekonomisine, Ziraat gibi kamu bankasının göreceği ve sonra da dolaylı olarak bizim ödeyeceğimiz zarara dikkat çektik. İtiraz ettik ve geri dönülmesini sağladık. Geri dönüş kararını veren kim? Tek Adam Rejimi’nin tepesindeki Tek Adam. Peki, bu iki kararı ve buna benzer pek çok konudaki kararı en başta alan ya da alınmasına onay veren kim? Aynı Tek Adam. İstanbul’un ve Türkiye’nin “Kendi ayağına sıkma ve intiharcinayetkatliam” projesi niteliğindeki (henüz ortada projesi filan da olmayan) Kanal İstanbul isimli “sanal” projeyi 2011 yılında “Çılgın Proje” (Allah söyletiyor) diye lanse eden kim? Aynı Tek Adam. 8 yıldır bu konuda (mecburenekonomideki zorunluluklardan dolayı) susup, üstelik de ekonominin neredeyse 8 kat daha kötü bir hale düştüğü bugünlerde yeniden ısıtan kim? Aynı Tek Adam. Yarın, diyelim ki yoğun tepkiler karşısında (biraz da ekonomiyi ve/veya başka teknik olanaksızlıkları bahane ederek, henüz hazır değiliz vs. gerekçelerle) bundan vazgeçse hiç de şaşırmayacağımız tartışmasızitirazsız otorite kim? Aynı Tek Adam. Bunlar gibi bir yığın kararı, hem ekonomik hem de siyasi ve diplomatik karar nereden çıkacak? Aynı ağzın iki dudağı arasından. Buna sağlıklı bir devlet sistemi diyebilir misiniz? Çıkan kararlar, alınan ve sonradan geri döndürülen kararlar hangi yönde olursa olsun (sonuçta doğru bulunsa dahi), hiçbir denetime, hiçbir eleştiriye, hiçbir itiraza, müzakereye, münazaraya izin verilmeyen bir sisteme “demokrasi” demek mümkün mü? Tam da bu yüzden “0.0. sürümü” diyorum işte. Aynen yargı sistemi, hukuk âlemi gibi. Arada bir “Bizim hoşumuza giden, bizim vicdanımızı rahatlatan, adil gibi görünen” kararlar çıkıyor olsa da, hukuk sistemine gerçekten “Hukuki” etiketini yapıştırabilir misiniz? Tabii ki hayır. Bağımsız medya da olmayınca Demokrasilerin sağlıklı çalışıyor olmasının vazgeçilemez bir koşulu olan bağımsız ve özgür medya da olmayınca, yazının başından beri sözünü ettiğim “sürüm sorunu”na çare yok demektir. Düşünsenize, çok önemli ve stratejik yatırımların neredeyse “Ballı börek gibi, gümüş tepside hediye sunulur gibi” verildiği, hatta adlı adınca söyleyelim peşkeş çekildiği bir sayın işadamı susup, oturup işini yapacağı yerde, ortalıkta ona buna hakaretler yağdırıyor. Aynı işadamının, aynı zamanda iktidar partisinin yönetim organlarında yer alıyor olması, TV’de konuşurken, “Ana muhalefet liderinin muhatabıyım, milletvekillerinin muhatabıyım çünkü benim de siyasi kimliğim var” diye bas bas bağırabilmesi de cabası. Daha da öteye gidip, (Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aktardığına bakılırsa) ana muhalefet liderine gidip de “Gazetelerim ve medyam emrinizde” diye bir sözü söyleyecek yüzü bulması, bilimkurgu bile değil adeta bir korku filmi tadında olaylar. Düşünsenize, iktidarın palazlandırdığı, kimi zaman ceplerine kamu bankalarından paralar bile koyarak medyanın neredeyse tümünü ele geçirme oyunlarına başvurduğu bir sektörde, kısa süre öncesine kadar at oynatan biri söylüyor bunu. Yani, “sistemin” (Demokrasi 0.0. demiyorum boşuna) kodlarını ifşa ediyor açıkça. “Ben medya gücünü elime almışım. Gelin size kiralayayım bunu” deme cesaretini bulabiliyor birtakım insanlar.   Bir yandan, açlıktan ve sefaletten en temel gereksinimlerini karşılayamayan insanların birer birer intihar ettikleri, cezaevleri nüfusunun ve muhaliflere yönelik dava dosyalarının patlama noktasına ulaştığı, ekonomide, siyasette ve dış politikada “duvara toslamaktan yaralanmadık berelenmedik yerimizin kalmadığı” bir ülkede, rejimin adını başka nasıl koyabilirdim? Bağdadi’nin iki akrabası tutuklandı Terör örgütü IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından “örgütü canlandırmak amacıyla Kayseri’de toplantı yaptıkları” iddia edilen Irak’lı M.M. ile M.D.T., gözaltına alındı. Bağdadi’nin akrabaları M.M. ile M.D.T, dün çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Şüphelilerin, Irak Samarra’da silahlı faaliyetlerde bulunduğu iddia edildi. Öte yandan Kayseri 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde IŞİD’in Musul Muhallebiye bölgesi sözde emiri ve örgüt içinde havacılardan sorumlu olduğu iddiasıyla yargılanan sanık Muhammed Sabah Esik, 33 örgüt üyesinin ismini verdiği ve etkin pişmalıktan yargılandığı gerekçesiyle 5 yıl hapis cezası aldı. l AA Korkulu ‘Man’ dosyasıDosyayıinceleyecekhâkimlerintayinveücretsizizintalebindebulunduğuöğrenildi ÖLDÜREN KELEPÇEYE BERAAT ALİCAN ULUDAĞ Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesi, Ankara Ayaş’ta eski gazeteci Yılmaz Koçyılmaz’ın “kalp ve tansiyon hastasıyım” demesine karşın kelepçelenerek konulduğu polis aracının nezarethanesinde yaşamını yitirmesine ilişkin olayda polise verilen 12 bin 100 TL’lik adli para cezasını kaldırarak sanığın beraatına hükmetti. Ayaş Ankara karayolunu, kar yağışı nedeniyle 15 Şubat 2015 tarihinde yolu kapatan polisler, bu sırada aracıyla giden Koçyılmaz’ın yola devam etmesine izin vermedi. Kar lastikleri olduğunu belirten Koçyılmaz’ın yola devam etmek istemesi üzerine tartışma yaşandı. Polisler, “yüksek tansiyon ve kalp hastasıyım” diyen Koçyılmaz’ı kelepçeleyerek polis aracının nezarethane bölümüne koydu. Burada fenalaşan Koçyılmaz, yaşamını yitirdi. Mahkeme, Koçyılmaz’ı kelepçeleyen sanık polis Mehmet Tuna’nın davranışlarını “görev sınırını aştığını, keyfi tutum ve davranışa ulaştığını” belirterek polise, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan 2 yıl hapis cezası verdi. Bu cezayı 12 bin 100 TL adli para cezasına çeviren mahkeme, cezanın 20 eşit taksitle ödenmesine hükmetti. Sanık polis, bu cezayı da temyiz etti. l ANKARA Taksitli ceza ortadan kalktı Ankara BAM 12. Ceza Dairesi, polise verilen cezanın kaldırılmasına hükmetti ve beraat kararı verdi. Yargıtay kararlarına işaret edilen gerekçede, sanık tarafından maktule yöneltilmiş kasten yaralama eylemi olmadığı sürece sanığı ölümden sorumlu tutmanın mümkün olmadığı savunuldu. Kararda, sanığının görev sınırları içerisinde kelepçe takmasının kasten yaralama niteliğinde bulunmadığı belirtildi. MARAŞ KATLIAMI’NDA MEZARI DAHI OLMAYAN AILELERIN TALEBI ORTAK 41 yıldır adalet diyorlar MEHMET KIZMAZ Kahramanmaraş’ta Alevilere yönelik 19 Aralık’ta başlayan ve 26 Aralık 1978’de sona eren “Maraş Katliamı”nın üzerinden 41 yıl geçti. Resmi rakamlarına göre 111 kişinin yaşamını yitirdiği katliamda, dernek ile parti binalarının yanı sıra en az 210 ev ve 70 işyeri yakılıp yıkıldı. Yirmi üç yıl süren davalar sonunda 22’si idam, 7’si müebbet, 321 kişi 1 yıl ile 24 yıl arasında ceza aldı. Ceza alanlar sonraki yıllarda ise serbest bırakıldı. Devletin katliamı önceden bildiğini ileri süren katliamın tanıkları, faillerin ise şu ana kadar hiç cezalandırılmadığını belirterek adalet taleplerini yineledi. Alevi kurum ve kuruluşları katliamın yıldönümünde, yarın Kahramanmaraş’ta 11.00’de Yörükselim Mahallesi’ndeki eski cemevi önünde toplanarak yeni cemevine yürüyüş yapacak. ‘Fetva verildi’ Hamit Kapan (63), katliamda 3 yakınını kaybeden tanıklardan yalnızca biri. Katliamdan günler öncesinden camilerden, “Alevilerin, komünistlerin katli vaciptir, malları helaldir” diye fetva verildiğini söyleyen Kapan, “Ve insanlar, o güne kadar birlikte yaşadığı komşusunu katletti. IŞİD’in yaptığı katliamlar neyse Maraş’ta yaşanılan da odur” dedi. Katliamda 10 yaşında olan Cengiz Yılmaz (51) ise 16 yakınını yitirdi. 26 Aralık 1978’de sona eren ve resmi rakamlara göre 111 kişinin yaşamını yitirdiği Maraş Katliamı’nda, dernek ile parti binalarının yanı sıra en az 210 ev ve 70 işyeri yakılıp yıkıldı. Öldürülmekten 10 dakikayla kurtulduğunu anlatan Yılmaz, “Gözlerimin önünde hamile kadınlarının gözleri çıkarılarak duvarlara vuruyorlardı. Satırla bebekler öldürüldü. Akrabamın kafasını kesip top oynadılar. Hâlâ Abdullah ve Zehra Yıldırım isimli yakınlarımın mezarları yok” diye konuştu. ‘Dosyalar yeniden açılsın’ Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Başkanı Gani Kaplan (58) ise “Devletin bu dosyayı sır gibi saklamasının gerekçesi nedir? Katliamdan dolayı şu an tek bir kişi cezaevinde değil. Dosyalar yeniden açıl sın. Yakınlarının nerede gömüldüğünü bilmeyen 20’nin üzerinde aile var” dedi. ‘Özür dilensin’ Devletin artık yapılan katliamlarla yüzleşmesi ve Alevilerden özür dilemesi gerektiğini belirten Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Başkanı Hüseyin Güzelgül de (65), “İnsanlığa dönük katliamlarda zamanaşımı olamaz. 41 yıldır yapılan anmalarda da zulüm yapılıyor. Katliamda yakınlarını kaybetmiş ve anmaya farklı illerden Maraş’a gelen insanlara vebalı gözüyle bakılıyor” ifadelerini kullandı. ‘HAYATA DÖNÜŞ’ OPERASYONU’NUN ÜZERİNDEN 19 YIL GEÇTİ ‘İnsanlığa karşı suç’ 19Aralık 2000’de “Hayata Dönüş” adıyla düzenlenen ve 32 kişinin yaşamını yitirdiği operasyonun yıldönümünde İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Ümraniye E Tipi Kapalı Hapishanesi’nin önünde basın açıklaması yaptı. İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, operasyonun insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu söyledi. ‘Deliller karartıldı’ Yoleri, “Katliamın izleri silinecek gibi değildi ama hızla deliller karartılmaya çalışıldı. Katliam failleri ve sorumlular hakkında etkin soruşturma yürütülmedi, hatta korundular, terfi ettirildiler. Dönemin Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun, bu katliamdaki rolü nedeniyle 2004’te ‘Devlet Üstün Hizmet Madalyası’yla ödüllendirildi” dedi. Hukuki süreci anlatan Yoleri şöyle devam etti: “19 Aralık katliamı insanlığa karşı suçtur. Yargılama bu suç kapsamında yapılana, zamanaşımıyla desteklenen cezasızlık son bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız. 19 Aralık katliamını unutmadık, unutturmayacağız.” 2000 yılında cezaevlerinde koğuş yerine getirilmek istenen F tipi (hücre tipi) hapishanelere karşı çıkan siyasi tutuklular, 19 talepte bulunarak süresiz açlık grevine başladı. 20 Ekim’de başlayan açlık grevi, 45. günde ölüm orucuna dönüştü. Operasyon sonucunda 32 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi de yaralandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet 63 sanığın cezası onandı İstinaf Mahkemesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Aralık soruşturmasında usulsüzlükler yaparak darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesi ile eski Emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 20’si tutuklu 63 sanıklı FETÖ/PDY davasını karara bağladı. Dosya üzerinden karar veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında usul ve yasaya aykırılık olmadığına hükmetti. Daire, İsa Karayiğit’i, tutuklulukta geçirdiği süreyi gerekçe göstererek tahliyesine karar veririken, eski Emniyet müdürleri Yakup Saygılı, Kazım Aksoy, Mahir Çakallı’nın da aralarında bulunduğu 63 sanığın cezasını onadı. l DHA Rus Büyükelçi Karlov anıldı Ankara’da üç yıl önce uğradığı silahlı saldırıda yaşamını yitiren Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov (62), Rusya’nın Ankara Büyükelçiliği’nde yapılan törenle anıldı. Törene Türkiye Rusya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Murat Baybatur, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler Genel Müdür Vekili Büyükelçi Yönet Can Tezel, Kırgızistan, Kazakistan, Moldova ve Belarus’un Ankara Büyükelçileri katıldı. Karlov’un büyükelçilik bahçesinde yaptırılan anıtına çiçekler bırakıldı. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, her yıl 19 Aralık’ta Karlov’un acısını hissettiklerini belirtti. Ardından Karlov anısına, piyanist Rustam Rahmedov ile tenor Zafer Mutlu konser verdi. l ANKARA / Cumhuriyet İstanbul İstinaf Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, Kılıçdaroğlu’nu, Erdoğan ve ailesine tazminata mahkum eden yerel mahkeme kararını iptal etmişti. CHPGenel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Man Adası belgelerine ilişkin açıklamaları nedeniyle yerel mahkeme SEYHAN AVŞAR nin verdiği iki ayrı kararı in celeyecek olan İstanbul İstinaf Mahkeme si 4. Hukuk Dairesi üye hâkimlerinin üze rinde yoğun bir baskı oluşturulduğu or taya çıktı. Üye hâkimlerin başka yere ta yin ve ücretsiz izin talebinde bulunduk ları ancak bu taleplerinin reddedildiği öğ renildi. Aynı heyet Kılıçdaroğlu’nu, Cumhur başkanı Erdoğan ve ailesine 3 ayrı davada 694 bin lira tazminat ödemeye mahkum eden yerel mahkeme kararını bozmuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ah met Özel ise bozma kararının yanlış yo rumlandığını savunmuştu. Kasımda bozma kararı İstanbul İstinaf Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi, Man Adası belgelerine ilişkin sözleri nedeniyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesine 3 ayrı davada 694 bin lira tazminat ödemeye mahkum eden yerel mahkeme kararını kasım ayında bozdu. Bozma kararının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel ise bozma kararının yanlış yorumlandığını savunarak “Davalı sıfatını koruyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu lehine bozma kararı verildiği yönündeki kamuoyunu yanıltıcı haberler gerçeği yansıtmamaktadır. Bu minvalde yerel mahkemeler tarafından verilen kararlara ilişkin bölge adliye mahkemesi (istinaf) tarafından usule ilişkin bir bozma kararı verilmiş olup dosyanın esası incelenmemiştir. Yerel mahkemede açılan ve müvekkillere atılan iftira yollu hareketlere ilişkin kazanılan tazminat miktarları vekil sıfatıyla icraya konulmuş olup, yatırılan tazminat miktarları icra dosyasında depo edilmiştir” ifadelerini kullanmıştı. Belgede, 4. Hukuk Dairesi hâkiminin tayin başvurusunun reddi görülmekte. ‘Tayin ve izin talepleri reddedildi’ İstanbul İstinaf Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi heyetinin verdiği bozma kararının ardından heyet üyeleri üzerlerinde yoğun bir baskı kurulmaya çalışıldığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun Man Adasına ilişkin yaptığı açıklamaları nedeniyle yerel mahkemenin karar verdiği iki ayrı dosya üzerinde de inceleme yapacak olan İstanbul İstinaf Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi üye hâkimleri üzerlerindeki baskı nedeniyle görev yerlerinin değiştirilmesini istediler. Bu talepleri reddedilince aralarından ücretsiz izne ayrılmak isteyenler oldu. Ancak üye hâkimlerin bu talebi de reddedildi. Ne olmuştu Kılıçdaroğlu CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Man Adası’nda kurulu Bellway adlı şirkete para akışı belgelerini partisinin grup toplantısında açıklamıştı. l DHA Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu yakınlarının vergi cenneti olarak bilinen Man Adası’nda kurulan bir offshore şirkete milyonlarca dolar para gönderdiği iddia edilmişti. Erdoğan, Man Adası iddialarının iftira olduğunu savunarak “Beni ve yakınlarımı Man Adası’na para kaçırma iftirasını atan Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çirkin bir iftiraydı. Bu da adalet duvarına çarptı” demişti. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle