18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 18 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Davutoğlu ve Gelecek  İlginç gelişmeler yaşanıyor. İktidarın bugün geldiği yere bir biçimde katkı vermiş neredeyse herkes, adım adım kendisini gelecek adına geçmişten ayrıştırmaya çalışıyor. Gül’ün, Babacan’ın, Davutoğlu’nun girişimlerini de bu çerçeveden okumak gerek öncelikle. Bu bir yandan da iktidarın şahıs merkezli yeni rejiminin karşısındaki siyasal yelpazenin çeşitliliğini artırıyor. Muhalefet söylediğinde “sırf muhalefet olsun diye eleştiriyorlar” mazeretinin arkasına saklananların, şimdi işlerin kötüye gittiğini, bu partinin ilk cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, en uzun süre bakanlık yapan ismi Ali Babacan’ın ya da uzun süre akıl hocalığını yapmış, başbakanlık görevine getirilmiş Ahmet Davutoğlu’nun ağzından duymaya başlamaları da iyidir. Demek ki artık AKP olarak bildiğimiz partinin ana temeli, kurucu zemini çözülmektedir. “Herkes yanlış, bir kişi doğru” demeye devam edecekler için kabullenmesi zor elbette. İşleri daha da güçleşecektir. Peki, muhalefet bu yeni duruma nasıl yaklaşmalı? Her sistemin dayanıklılığı halkın sofrasıyla, boğazımızdan geçen lokmanın çoğalıp çoğalmamasıyla ölçülür. Nitekim yeni sistem Türkiye’ye yaramadı; ekonomi düzelecekti, işler iyileşecekti. Olmadı, adaletsizlikler yayıldı. Öyle ki yeni sistem, artık kurucu kadroları arasında bile işe yararlığı açısından sorgulanıyor. Türkiye siyaseti, Saray merkezli bu yeni sisteme yandaşlık ve karşıtlık temelinde yeniden yapılanıyor. Bunlar, başkalarının stratejisinde dolgu malzemesi olmayacak her muhalif siyasetin taktik olarak değerlendirmesi gereken fırsatlar. Mevcut sistemi değiştirmek, yeni bir anayasa yapımıyla Türkiye’yi şahıs devleti görüntüsünden kurtarmak çabasındaki her siyasal çevrenin, öncülüğü bu yıpranmış kadrolara kaptırmadan ama genişleyen karşıt cephenin birliğini de dağıtmadan taktiksel hareket etmesinde yarar var; özeti bu. Bölenler bölünüyor Gelelim bir başka çözümleme çerçevesine. Siyasi tarihimiz açısından ilginç bir tablo oluşmaya başladı. Bir dönem soldaki bölünmüşlüğü konuşurduk; önümüzdeki sürecin gündeminin ise Milli Görüş ya da siyasal İslam geleneği içinde yaşanan parçalanma olacağını ifade edebiliriz. Biliyoruz ki Milli Görüş’ün partisi Fazilet kapatılınca Erdoğan ve arkadaşları yeni partide yer almamış, “yenilikçi” Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurmuşlardı. “Gelenekçiler” ise Saadet Partisi’nde yer almıştı. Şimdi Fatih Erbakan’ın kurduğu Yeniden Refah Partisi ve Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’yle birlikte bu kökten bölünen parti sayısı dörde çıktı. Yakında Gül destekli Babacan’ın partisinin kuruluşuyla sayının beşe çıkacağı da açık. Demek ki siyasal İslam tarihsel olarak en parçalı dönemini, en güçlü olduğunu düşündüğü “iktidar”ı devrinde yaşıyor. Bölenler bölünüyor. Tarihin ironisidir. Diğer bir ilginçlik ise Ahmet Davutoğlu’nun partisinin ismiyle ilgili. Muhafazakâr hareketler genellikle geçmişi vurgular; geçmişin ihtişamı karşısında “şimdi”nin nostaljik eleştirisini sunar. Davutoğlu da bu vurguyu yapanlar arasında öne çıkan isimlerden birisiydi. “Geçmişin ihyası”ndan, Osmanlı ihtişamının “restorasyon”undan söz ederdi. Şimdi “100 yıllık parantez”i kapatma, geçmişi ihya ve restore etme vurgusunun yerini gelecek vurgusunun alması ilginç. Hem muhafazakâr hareketlerin geleceğe odaklanması açısından, çünkü bu dönemsel/taktik bir zorunluluk gibi görünüyor ve değişen rüzgâra işaret ediyor hem de hedef kitle açısından ipuçları sunuyor. Hedef kitlenin açıkça gençler olduğunu söyleyebiliriz. Bütün araştırmalar, AKP’den en fazla kopmaya meyilli, beklentileri karşılanmamış kesimin genç seçmenler olduğunu gösteriyor. Yani asıl “gelecek kaygısı” çeken kesim. Bu açıdan tabeladaki “Gelecek” vurgusunun dönemin sosyal şartlarına göre akıllıca bir seçim olduğunu belirtmeliyim. Partinin başarı şansına gelince. Yeni sistem, irili ufaklı tüm partilere ittifaklar yoluyla iki turlu Cumhurbaşkanlığı seçiminde anahtar parti haline gelme şansı veriyor. Bu nedenle de değerlendirmeler, geçmişteki parlamenter sisteme ve yüzde 10 barajına göre değil, artık yüzde 1’in bile Cumhurbaşkanlığı seçiminde dengeleri değiştirebileceği gerçeğine göre yapılmalı. VARTO VE BULANIK Belediye eşbaşkanları gözaltına alındı İçişleri Başkanlığı, Muş’un HDP’li Varto Belediyesi eşbaşkanları Ülkü Karaaslan ve Mahmut Yalçın’ın, haklarındaki terör soruşturmaları nedeniyle dün sabah saatlerinde görevlerinden alındığını açıkladı. Güvenlik güçlerinin yürüttüğü soruşturma kapsamında Karaaslan ile Yalçın, dün sabah gözaltına alındı. Muş’un HDP’li Bulanık Belediye eşbaşkanları Eylem Saruca ve Adnan Topçu da polisler tarafından evlerine yapılan baskın sonucu gözaltına alındı. l İç Politika ‘Demokrasiye darbe’CHP’li Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklandı Seçimle gelen Öztrak, “Son yerel seçimlerde seçimle gitmeli yüzde 67.5 gibi rekor bir oyla seçilen belediye MAHMUT LICALI başkanımız hak CHP’nin dünkü Merkez Yönetim Kurulu (MYK) top kındaki bu karar demokrasiye darbe vurmak lantısında MYK üyelerinin Ur tır, millet iradesi la’daki sürecin çok sıkı takip ni hiçe saymak edilmesi ve millet iradesini sa tır” dedi. katlayacak herhangi bir uygu lamaya da çok şiddetli bir şe kilde karşılık verilmesini öner diği öğrenildi. CHP Genel Baş kanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da “Seçimle gelen seçimle gi der. Belediye başkanımızın suçsuzluğu ortada. Geçmişte biz AK Parti için de HDP için ‘BAŞKANIMIZIN de söyledik. Bu düşüncemiz aynı. Seçimle gelen seçimle gitmeli. Masumiyet karine YANINDAYIZ’ si diye bir şey var. Suçu ispat lanmamış belediye başkanının tutuklanması hangi hukuk devletinde olur” diye konuştuğu öğrenildi. l ANKARA CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un tutuklanmasının demokrasiye darbe vurmak ve millet iradesini hiçe saymak olduğunu belirterek “FE TÖ ile birlikte kimlerin yürüdükleri, kimle Geri adımKILIÇDAROĞLU: BURAK OĞUZ BERAAT EDECEK rin yağan yağmurlarda ıslandıkları hepimizin bilgisi dahilinde olan hususlardır” diye konuştu. Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin şunları dile getirdi: l Demokrasiye darbe: Urla Belediye Başkanımız Burak Oğuz tutuklandı. Dosyada kısıtlama kararı var, içerik hakkında ko atmayacağız nuşmak mümkün değil. Aslında belediye başkanımız savcının daveti üzerine avukatıyla birlikte gitmiş. Bir yere kaçmaya çalışmamış. Yasada yazılı kuvvetli suç ve kaçma şüphesi, delil karartma, gizleme, yok etme gibi tutuklama sebeplerinden hiçbiri bu olayda mevcut değil. Hakkında kesinle şen bir hüküm de yok. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün akşam katıldığı canlı yayında tutuklanan Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz hakkında, “Tutuklanması yanlış. Kaçma gibi bir durumu yok. Beraat edeceğine inanıyoruz. Bir sürü iftira var hakkında. Olayı yakından izliyoruz” dedi. Ülkede demokrasi ve hukukun olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanımız tutuklandı diye geri adım atmayacağız. Gerçek demokrasi gelinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun bedeli olabilir. Belediye başkanımız, PM üyemiz, milletvekilimiz hapse atılabilir. Hepsini yaşadık zaten. FETÖ’nün AK Parti ile birlikte iktidar olduğu dönemde de belediye başkanlarımız tutuklandı, görevden alındı. Hepsi beraat etti” diye konuştu. Tank Palet Fabrikası’nın özelleştirilmesine ilişkin “Vatana ihanettir, nokta. Bir ülkenin askeri fabrikasını başka bir orduya, ister bedava verin, ister kiralayın, nasıl yaparsanız yapın ülkenize ihanet etmiş olursunuz” değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem San cak ile arasında geçen konuşmayı ise şöyle aktardı: “15 Temmuz’dan sonra bana ‘gazetelerim emrinizdedir’ dedi. ‘Estağfurullah medya özgürdür’ dedim. Hafızamda, ezberimde iz bırakan birisi değil.” ‘Bağırma, kapat bitsin’ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İncirlik ve Kürecik üsleri kapatılabilir” açıklamasını ilişkin ise Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılayan mektubu aldıkları zaman ses çıkardılar mı, hayır. Amerikalılar yayımlamasaydı mektuptan haberimiz bile olmayacaktı. İade edildi mi bilmiyoruz. Dolayısıyla ‘İncirlik’i, Kürecik’i kapatırız’, ne bağırıp çağırıyorsun. Tak diye kapatırsın, bitti” dedi. Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki Şehir Üniversitesi tartışmasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan için vefa diye bir şey yok. Saray’da şantajla yola çıkan bir anlayış var. Erdoğan 21. yüzyılın Türkiye’deki firavunudur. Her şeyi ben bilirim, kimse bana hesap soramaz diyor. Ben sana hesap soracağım” diye konuştu. l Ha l Başkanımızın yanındayız: FETÖ ile birlikte kimlerin yürüdükleri, kimlerin yağan yağmurlarda ıslandıkları hepimizin bilgisi dahilinde olan hususlardır. CHP, dün de FETÖ’nün karşısındaydı, bugün de karşısındadır. Kimse bu karardan kendisine siyasi manevra alanı çıkarmaya heveslenmesin. Buna fırsat vermeyiz. Başkanımızın yanındayız ve hukuki sürecin takipçisiyiz. Hukukçularımız gerekli çalışmayı yapıyorlar. Başkanımızın en kısa sürede özgürlüğüne kavuşarak bu suçlamalardan aklanacağına inanıyoruz. l Doğru bulmuyoruz: Görevden alınan tüm seçilmiş kişilerin hakkında baştan itibaren bizim görüşümüz şudur: Seçimle gelen seçimle gitmelidir. Hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı olmayan seçilmişlerin idari kararla görevden alınmasını doğru bulmuyoruz. Bunu yalnızca kendi partimizin belediye başkanı için söylemiyoruz. Zorla istifa ettirilenler için de, kayyım atananlar için de söyledik. Demokrasiye inanıyorsak buna karşı çıkmak zorundayız. l Kimin malını kime veriyorsun?: 8 yıl önce “Suriye’deki iç savaşa taraf olmayın” dedik. ABD Başkanı Trump, “Suriyelilere vatandaşlık verin” dedi. Ardından Erdo CHP’LI VEKILLER ZIYARET ETTI CHP İzmir milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç ve Murat Bakan, Başkan Burak Oğuz’u Buca Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti. Oğuz, milletvekillerine ğan da 110 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini, daha fazlasına da verileceğinden bahsetti. Erdoğan’ı açıkça uyarıyoruz: Kimin malını kime veriyorsun? Milyonlarca Suriyeliye vatandaşlık verilecekse buna şahsınız “moralinin iyi olduğunu, tüm sorulara açıklıkla cevap verdiğini, suçlamalar karşı karar veremez. Getirirsiniz referandum san sında kendisinden çok emin olduğunu, yapılan suçlamayla zerre kadar ilgisinin dığını, millet karar verir. İktidar Libya’da olmadığını, Atatürk ilke ve devrimlerinden hiçbir zaman vazgeçmediğini, üyesi ki iç savaşa müdahil olmaya çalışıyor. Erdo olduğu tek örgütün CHP örgütü olduğunu ve en kısa sürede bu asılsız suçla ğan, neden Mehmetçiğimizi Libya çöllerine malardan arınıp sevenleri ile bir araya geleceğine inandığını” söyledi. sürüklemeye uğraşıyor? l ANKARA İmamoğlu Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasına karşı çıktı ‘Milli servet’ vurgusu İLAYDA KAYA İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Atatürk Havalimanı’nı İstanbul’un diğer iki havalimanıyla entegre bir biçimde çalıştırabiliriz. Bu tartışmanın, birilerinin canını sıkması veya üzmesi hiç umurumuzda değil” dedi. İmamoğlu, Şişli’deki Harbiye İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ulaşım Çalıştayı’na katıldı. Atatürk Havalimanı’nın kapatılması konusunu yeniden gündeme getireceklerini kaydeden İmamoğlu, “Elimizdeki değerleri en verimli şekilde kullanmanın yollarını bulmalıyız. Atatürk Havalimanı’nı da yeni bir tanımlama içerisinde, İstanbul’un diğer iki havalimanıyla entegre bir biçimde çalıştırabiliriz. Köklü bir tarihe sahip, değerli bir yatırım olan Atatürk Havalimanı’nda halihazırda çok ciddi fiziki imkânlar ve ekipmanlar bulunmaktadır. Milli servetimiz korunmalıdır. Buradan en verimli şekilde yararlanmanın yolunu hiçbir önyargıya kapılmadan bulmalıyız” diye konuştu. l İSTANBUL İZMİR ONUR ÖDÜLLERİ Serdar Aksoy ‘En Halkçı Başkan’ Aksoy İzmir Birlik Platformu tarafından düzenlenen, 2019 İzmir Onur Ödül Töreni’nde Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, “En Halkçı Belediye Başkanı” ödülünü aldı. İzmir genelinde çalışan 127 sivil Toplum kuruluşundan oluşan İzmir Birlik Platformu tarafından düzenlenen 2019 Onur Ödülleri, geçen cumartesi günü Buca Yedigöller Cafe Restoran’da düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende, Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, “En Halkçı Belediye Başkanı” ödülünü aldı. Başkan Aksoy, göreve geldiği günden bu güne, Menemen’in köylerinde yaşayan ama servisleri olmadığı için okula gitmekte zorluk yaşayan öğrencilere verdiği taşıma desteği; fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalan, sosyal ve politik dışlanmaya ve her türlü ayrımcılığa uğrayan kadınlara yönelik açtığı Kadın Danışma Merkezi ve Çocuk Oyun Evi gibi projeleri nedeniyle bu ödüle hak kazandı. Aksoy, ödül töreninde “Bu ödül, bizlere İzmir’e hizmet etmek etme noktasında daha büyük cesaret ve güç verecektir. Sağ olun, var olun” dedi. l Haber Merkezi CHP’li Urla Belediye Başkanı Oğuz, FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. Dosyayla ilgili kısıtlama kararı verilirken CHP tutuklamaya sert tepki gösterdi. CHP’li Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz, “FETÖ üyeliği” iddiasıyla tu tuklandı. CHP, kararı “Demokrasiye darbe” açıklamasıyla kınadı. Urla Belediye Başkanı İbra him Burak Oğuz, pazartesi günü sabah saatlerinde İzmir Cum huriyet Başsavcılığı’na çağrıldı. Oğuz, avukatıyla birlikte savcılığa giderek ifade verdi. Savcı MUHAMMED ÖZMEN lık Oğuz’u, “FETÖ/PDY üyesi olduğu”na da ir hakkında delil bulunduğu gerekçesiyle tutuklama istemiyle mahkemeye sevk etti. Sulh ceza hâkimliğinde yapılan sorgu sonra sında Oğuz’un tutuklanmasına karar verildi. Tutuklama kararının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe görüşme leri için TBMM’de bulunan İzmir milletvekil lerine kente dönme talimatı verdi. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda, partinin il ve ilçe yönetici leri, milletvekilleri ve ilçe belediye başkan larının katılımıyla toplantı yapıldı. İzmir Bü yükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yurt dışında olduğu için toplantıya katılamadı. Toplantının ardından CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, basın açıklaması yaptı. Dosyaya kısıtlama Dosyada kısıtlama kararı olduğu için soruşturmaya ilişkin bilgi vermeyen Yücel, “Anayasanın 38’inci maddesine göre, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. Tutuksuz yargılanma asıldır. Oğuz, 31 Mart seçimlerinde yüzde 67 gibi rekor oyla seçilmiştir. Halkın seçtiği, kamu görevi ifa eden bir kişinin savcılıkça davet edilip ifadesini vermesinden sonra tutuklanması hukuku ve vicdanları yaralamıştır” dedi. Tutuklama kararı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesi, kaçma ve delilleri karartma şüphesi olması gerektiğini vurgulayan Yücel, “Bu koşulların hiçbiri mevcut değil. Seçilmiş bir belediye başkanı hakkında yürütülen bir soruşturma var. Gidip ifade veriyor. Tutuklama kararı demokrasiye darbe vurulması demektir. Başkanımızın yanındayız. Karara itiraz edeceğiz. En kısa zamanda aklanacağına inanıyoruz” diye konuştu. Oğuz’dan açıklama Oğuz, cezaevine gönderilmeden önce Facebook hesabından ailesiyle çekilen bir fotoğrafı “Bu yola çıkarken ‘kendimi ve ailemi sizlere emanet ediyorum’ demiştim. Ailem önce Allah’a sonra sizlere emanet. Vatanım, bayrağım, Cumhuriyetim ve Mustafa Kemal Atatürk hepimize emanet. Biraz beni özleyeceksiniz ama ben sizleri çok özleyeceğim. Kalın sağlıcakla...” notuyla paylaştı. l İZMİR OĞUZ’UN IFADESI ORTAYA ÇIKTI Urla Belediye Başkanı CHP’li İbrahim Burak Oğuz’un, nöbetçi mahkemede verdiği ifadesi ortaya çıktı. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Oğuz’a, yaptığı telefon görüşmeleri soruldu. Oğuz’un, “Belediye başkanlığı görevinden önce mali müşavirdim. Görevim nedeniyle telefonumda yaklaşık 9 bin kişi kayıtlıdır. Mahrem imam olduğu iddia edilen kişilerle işim nedeniyle görüşmüş olabilirim ama kiminle hangi tarihte konuştuğumu hatırlamıyorum. Telefonumda bu kadar fazla kişinin kayıtlı olması ise tamamen işim gereğidir” dediği öğrenildi. Oğuz’a, yurtdışı gezileri de soruldu. Özellikle Güney Afrika’ya yapılan gezinin sorulduğu Oğuz, “Geziye İzmirli başkanlar katıldı. Ben özellikle gitmedim” dedi. Oğuz’un babasının, 31 Mart yerel seçimlerinden önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayarak “Benim oğlum FETÖ’cüdür, aday gösterirseniz sizin için sıkıntı olur” ifadelerini kullandığı iddiaları üzerine Oğuz’a, “Babanla görüşüyor musun” diye soruldu. Oğuz’un, “1991’de kardeşimi kaybettim. O dönemde babamla annemin arası açılınca aramıza küslük girdi. Ardından sorunu giderdik ve barıştık. Bunun dışında başka bir sebepten dolayı görüşmeme durumu söz konusu değil” diye konuştu. Ayrıca örgütün en çok okulunun bulunduğu Rusya’ya bağlı Başkurdistan Özerk Bölgesi’ne yaptığı gezi de Oğuz’a soruldu. Oğuz’un, ziyareti Uluslararası İşbirliği Forumu’na katılmak için düzenlediğini ve herhangi bir örgüte ait okula ziyarette bulunmadığını söylediği öğrenildi. İKTİDARA LİBYA DESTEĞİ Bahçeli, yine ‘beka meselesi’ dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Libya ile Türkiye arasında yapılan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması’yla “zalimlerin ve Türk düşmanlarının adeta felç edildiğini” ifade ederek “İhtiyaç hâsıl olursa Libya’ya asker göndermek aynı zamanda bir beka meselesi olup MHP’nin desteğini alacaktır” dedi. ABD Senatosu’nun aldığı “sözde Ermeni soykırımı kararını” da eleştiren Bahçeli, “sözde Ermeni soykırım suçlamasına yönelik kınama ve ret mesajlarının artık ötesine geçmenin zamanının geldiğini” vurguladı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle