18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 18 ARALIK 2019 ÇARŞAMBA EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER/ YORUM Suriye’deki yanlışı Libya’da tekrarlamak Türkiye, Libya ile deniz yetki alanlarına ilişkin mutabakat muhtırası imzaladıktan sonra, Libya’yla askeri işbirliği yapmayı ve gerekirse asker yollamayı gündemine aldı. Şüphesiz askeri işbirliğine yönelik adımda, iktidarın, Libya’da Birleşmiş Milletler’in de (BM) tanıdığı Ulusal Uzlaşı Hükümeti ile olan ideolojik yakınlığının da payı var. Suriye ve Mısır’da izlenen yanlış politikalara sebep olan İhvan (Müslüman Kardeşler) sempatisi, Libya’da da devrede. Fakat Libya’ya Türk askerinin gönderilmesi, Libya iç savaşında Türkiye’yi taraf haline getirdiği gibi, Libya’ya askeri yardım yollanması da, bu ülkeye silah ambargosu öngören BM kararıyla çelişiyor.  Türkiye açısından sorun çok boyutlu. Ortadoğu’yla, Akdeniz’le, enerji kaynaklarıyla, deniz yetki alanlarıyla, Türkiye’nin bölge ülkeleri tarafından dışlanmasıyla ilgili yönleri var. Ne yazık ki Akdeniz’de Türkiye, kuşatmayı yarmak adına, öncelikle Suriye ve Mısır’la işbirliği yapması gerektiği halde, bu yönde adım atmıyor. Dahası, Libya’daki iç savaşı durdurmak için çabalaması, bu ülkenin birliğini savunması gerekirken, Türkiye bu yönde bir hamle de yapmıyor. Tersine, iç savaşta taraf oluyor. O yüzden Akdeniz’de umduğunu bulamıyor. Türkiye karşıtı cepheyi yaramıyor. Rusya Libya’da etkili  Türkiye’nin Libya’da izlediği siyaset ve desteklediği taraf, Rusya’yla ilişkilerde de sorun yaratıyor. Nitekim Moskova, Rusya lideri Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ocak ayında yapacakları görüşmede, Libya konusunu da ele alacaklarını vurguladı. Türkiye’nin desteklediği Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne karşı savaşan General Halife Hafter’i destekleyen Rusya, Libya iç siyasetinde etkisini artırıyor. Askeri desteğiyle, bu ülkede de dengeleri değiştiriyor. Türkiye’nin Suriye’deki hatalarından ders alması, Suriye siyasetinde yaptığı değişiklikten gerekli sonuçları çıkarması gerekirken, Libya’da da aynı yanlışları tekrarlaması vahim. Bu durum, hem Akdeniz’de Türkiye’nin elini zayıflatıyor hem de Rusya’yla ve İran’la ilişkilere yansıyor. Oysa Rusya’nın Türkiye’yle her alanda gelişen ilişkileri (doğalgazdan S 400 hava savunma sistemine, nükleer santraldan turizme dek) dikkate alındığında, Türkiye’nin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor. Zira Türkiye’yle ilişkilerinde Rusya hem para kazanıyor hem Türkiye üzerindeki askeri ve siyasi nüfuzunu artırıyor. Karşılıklı ticarette denge açık ara Rusya lehine. Türkiye’nin bu ülkeye olan teknolojik bağımlılığı da artıyor. Ayrıca Rusya, Türkiye üzerinden ve Türkiye’yle işbirliği yaparak Avrupa enerji piyasasında da konumun pekiştiriyor. Hafızamızı tazeleyelim. ABD ve Avrupalı müttefikleri, NATO aracılığıyla Libya’ya saldırdıklarında, Türkiye önce, “Ne işi var NATO’nun Libya’da?” diye eleştirmiş, sonra keskin bir dönüş yapıp, bu emperyalist saldırganlığa destek vermişti. Sonuç ortada. Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi, Libya’da da siyasi tablo ürkütücü. Sözün özü, emperyalizmin saldırdığı hiçbir ülke, fiilen bölünmekten kurtulamıyor. Ulusal bütünlüğünü koruyamıyor. İç savaştan kaçamıyor. Türkiye’nin de Ortadoğu’da hesabını bu gerçeğe göre ve tarihten gerekli dersi alarak yapması gerekiyor. ‘Hoş geldiniz erenler’İZMIR’DEKI ALEVILIKBEKTAŞILIK GÜNLERI’NIN ARDINDAN: ‘Defol Alevi’ diye bir Alevi ailenin duvarına yazıldığı günlerin hemen ertesinde yapıldı İzmir’deki AleviBektaşi Günleri etkinliği. ‘Defol Alevi’ yazısına İzmir’in yanıtı ‘Bugün bize hoş geldiniz Erenler’ Dtadında oldu. avetli olduğumuz etkinliğin tarihi kuşkusuz çok önceden belliydi. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehmet Ersal’ın koordinatörlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğu ve Alevi kurumlarının katkısıyla aylardan beri hazırlığı süren “Uluslararası İz mir AlevilikBektaşilik Günleri” 1315 Aralık tarihleri arasında yapılacaktı. Bütün hazırlıkların taMIYASE mamlandığı ve artık ILKNUR etkinlik için geri sayımın başladığı günlerde İzmir Gazeiemir’de bir Alevi ailenin evinin duvarına “Defol Alevi” yazısıyla sarsıldı. Kim nereye defolacaktı? Bu yazıyı yazan hoyrat elin sahibi İzmirli olamazdı. Zira İzmir kurulduğu günden beri çok kültürlü, çok inançlı, her türlü farklılığı içselleştirmiş bir şehir olma özelliğini koruduğu için bugün hâlâ imrenilesi bir şehirdi. Bu şehirde kimse kendini yabancı, öteki hissetmezdi. Öyle olduğu içindir ki, o yazıyı yazan da Anadolu’nun bir yerinden gelip İzmir’i yurt belledi. Peki defol masını istediği Alevi İzmir’e, İzmir Aleviye yabancı bir el miydi? Bugün gökdelenlerin yükseldiği Narlıdere 13. yüzyıldan beri kimin yurduydu? Tahtacılar denince, onların ilk yerleştiği yurtlardan birinin Narlıdere olduğunu o yazıyı yazan gafil elbette bilmeyecek. O belki 5, belki 10 belki 20 yıllık İzmirli. Oysa Tahtacı Aleviler 13. yüzyıldan, Bergama’daki Çepni Alevileri ise 16. yüzyıldan beri İzmirliler. İşte tam da o yazının yazıldığı günlerin hemen ertesinde “İzmir AlevilikBektaşilik Günleri” etkinliğinin gerçekleştirilmesi, projenin koordinatörlüğünü yürüten Doç. Dr. Mehmet Ersal’ın dediği gibi “Defol Alevi” yazısına verilmiş en güzel yanıt oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan etkinlikte 7 ülkeden gelen bilim adamlarının yanısıra Balkanlar’dan İran’a, Ordu Gürgentepe’den Adayıman’a, ÇankırıŞabanözü’nden, AfyonŞuhut’a, MalatyaArguvan’dan TokatHubyar’a kadar Anadolu’nun peç çok bölgesinden etkinliğe katılan canlara “Canlar merhaba merhaba” denilmiş oldu. Sadece bu kadar mı? İzmir’in kent merkezindeki bilboard’lardan, köprülere, viyadüklere ve üstgeçitlere kadar “AlevilikBektaşilik Günleri”ni duyuran tanıtım afişleri asıldı. Etkinliğin hem açılış gününe hem de semahların izlendiği geceye katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Cemevlerinin statüsüne dair bir tarif yapmak Alevi toplumunun haricinde hiç kimsenin işi değildir. Alevi toplumu da ibadetini yaptığı yer olarak cemevinin tarifini çoktan yapmıştır” diyerek Büyükşehir Meclisinden cemevlerinin imar planlarına işlenmesi için karar alacakları müjdesini verdi. ‘Çeteler cirit atıyor’Gazi’de 17 yaşındaki genç, silahlı iki grubun çatışmasında hayatını kaybetti MEHMET KIZMAZ İstanbul Sultangazi Mahallesi’nde bir kafede garson olarak çalışan 17 yaşındaki Anıl Polat isimli genç, iş çıkışı çalıştığı yerin önünde, kimliği belirsiz iki grubun çatışması arasında kalarak hayatını kaybetti. Gazi polis karakoluna 400500 metre uzaklıkta yaşamını yitiren Polat için dün tören yapıldı. Gazi Hacı Bektaş Cemevi’nden Gazi Mezarlığı’na yürümek isteyen gruba polis müdahale etti, 2 kişi gözaltına alındı. Baba Ercan Polat, “Polis, çeteleri değilde halkı korusaydı bugün oğlum yaşıyor olacaktı. Devlet çetelere göz yumuyor. Bugün bu oğlumu toprağa verdim ama yarın 12 yaşındaki çocuğumu da toprağa vermeyeceğim ne meçhul” dedi. 15 Aralık Pazar günü saat 04.00’te çalıştığı kafenin kepengini kapattıktan sonra, dükkânın önün de çıkan çatışmada başından ve bacağından vurulan Polat, olay yerinde hayatını kaybetti. Polat ile birlikte ağır yaralanan Ulaş Bal ise Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Olay yerine ilk giden Tolga Aydın isimli yurttaş, polis ve ambulansın olaydan 1520 dakika sonra geldiğini kaydetti. İsmini vermek istemeyen bir başka mahalle sakini de, “Hedef alınan ve dükkânda en son kalan müşteri grup Polat’a, ‘Seni biz eve bırakalım’ diyorlar. O esna da KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK iki ayrı köşede pusuya yatmış yüzü maskeli başka bir grup aracı yaylım ateşine tutuyorlar” iddiasında bulundu. Polat için dün Gazi Hacı Bektaş Cemevi’nde tören düzenlendi. Çok sayıda kişinin katıldığı törenin ardından grup, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Çeteler halka hesap verecek” sloganları eşliğinde Gazi Mezarlığı’na doğru yürüyüşe geçti. Polis, kitlenin caddede yürümesine izin vermedi. Bunun üzerine yaşanan arbedede 2 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Bireysel grupların 3 yıla yakındır mahallede sürekli çatıştığını belirten Gazi Mahallesi muhtarı Ümit Doğan ise “Bireysel silahlanma mahallemizde son yıllarda çok artı. Ölümlü olmasa da ay da en az iki defa benzer olaylar oluyor. Araçlar, dükkânlar taranıyor” dedi. Mahalle sakinleri ise “Silah, uyuşturucu ve fuhuş ticareti yapan, silah zoruyla esnaftan haraç bile alan çete grupları var” dediler. [email protected] Soyer’e dede sazı Kanada’dan İngiltere’ye, Almanya’dan Macaristan’a, İran’dan Türkiye’ye bir çok üniversiteden bu alanda çalışma yapmış uzman bilim adamları iki gün boyunca AlevilikBektaşik ritüellerinin tarihsel kökenleri, geçirdiği evrimleri ve bölgesel farklılıkları işlendi. Anadolu Alevileri ile Balkanlardaki Alevi Bektaşi toplulukları, İran’daki Ehli Haklar ve Bedahşan İsmailileri arasındaki ortak yönler ile farklılıklar da örneklerle anlatıldı. İkinci günün akşamında Anadolu ve Balkanların en bozulmamış haliyle AleviBektaşi erkânı yürütülen bölgelerinden semah ekibi değil, cemlerde aşk ile semah dönen yaşlıların semahları izlendi. Finalde de etkinliği izleyenleri mesti garâm ile evlerine göndermek için de Sabahat Akkiraz’ın sesinden Anadolu Alevilerinin nefesleri, Grup Müştak’tan da İran Alevileri Ehli Hakların deyişleri dinlendi. Üç gün süren etkinlik, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğu, Ege Tahtacı Kültür Eğitim Kalkınma ve Yardımlaşma Derneği Almanya AleviBektaşi Kültür Enstitüsü, Yunanistan Seyyid Ali Sultan Dergâhı Koruma Vakfı ve Güney Bulgaristan Cem Derneği’nin katkılarıyla gerçekleştirildi. Etkinlikte Ege’nin en kadim yerlileri olan Tahtacılar tarafından Tunç Soyer’e Alevilerin “Telli Kuran” dedikleri dede sazı ile “Ali” yazan hat çalışması hediye edildi. Bu etkinlikle Izmir yine farkındalıkların şehri olduğunu bir kez daha kanıtladı. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 18 ARALIK 2019 SAYI: 34405 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:44 08:16 13:05 15:24 17:44 19:11 Ankara 06:27 07:58 12:50 15:11 17:32 18:57 İzmir 06:48 08:16 13:13 15:39 17:59 19:22 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Fethiye ilçesinde, 1 doğal güzelliğiyle ta 2 nınmış bir koy ve ada. 3 2/ Zekâ... Sınır nişanı. 3/ Panama’nın plaka imi... Uğur, iyi talih... Bir renk. 4/ Hararet... Sergen. 5/ Gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi siyah olan at... “Biz 4 5 6 7 8 9 F ÜME RO L P AYOL İ AGA V E L İ N İ ME T E OF İ S ME LEH T İMİ N AM İ L SA L AYAN YE L ARABAŞ I Ö SE ARUSEK kimseye kin tutmayız / âlem birdir bize” (Yunus Emre). 6/ Mersin’in bir ilçesi... “Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında kere döndü dünya” (Nâzım Hikmet). 7/ Kökündeki yumrulardan “ararot” adlı un elde edi len kamış. 8/ Vücudun herhangi bir yerini hafifçe çizip üzerine boynuz, bardak ya da şişe oturtarak kan alma. 9/ Kadınların ziynet eşyası... Yunan mito lojisinde aşk tanrısı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Marmara Denizi’nin güney kıyısında yer alan üçgen biçimli yarımada. 2/ Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanılan bitki... Alan ölçü sü hektarın kısa yazılışı. 3/ Paramızı simgeleyen harfler... Uzaklaşmak, ara açılmak. 4/ Demiryolu... Küçük çocukları korkutmak için uydurulmuş ya ratık. 5/ Müzikte üç ya da daha çok sesin bir arada tınlaması... Silifke ilçesinde antik bir kent. 6/ İpten düğümlü saçaklarla oluşturulan bir el sanatı. 7/ Ba kır elementinin simgesi... Bir nota... Bir meyve. 8/ Karakter... Özlü ve iğneleyici söz. 9/ Vurgun yiyen bir dalgıcın iyileşebilmesi için tekrar indirilmesi gereken aynı su derinliği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle