24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: EMİNE BİLGET 517 ARALIK 2019 SALI CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK: Mehmetçiğin kanı Libya’da akmasın CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Libya ile askeri işbirliğini düzenleyen mutabakat muhtırasının TBMM’de görüşül mesini “Mehmetçiğimizin görevi sınırlarımızı korumaktır, sınırlardan gelecek terör dahil her türlü tehdide karşı ülkemizi savunmaktır. Biz Mehmetçiğimizin kanının Libya çöl lerinde dökülmesine karşıyız” diye değerlendirdi. Öztrak, partisinin genel merkezinde yaptığı basın toplantısında şunları dile getirdi: l İşsizlik ürkütücü: TÜİK, eylül ayı işgücü ve istihdam verilerini açıkladı. Ağustos, eylül, ekim dönemini kapsayan işsizlik rakamları, Türkiye’nin yapışkan, kalıcı ve giderek ürkütücü hale gelen bir işsizlik sorunuyla karşı karşıya olduğunu teyit ediyor. Eylülde resmi işsizlik oranı yüzde 13.8 olmuş. l Asker göndermeye karşıyız: (Libya’ya asker gönderme tartışmaları üzerine) Libya’ya asker gönderme kararını, Katar’a asker gönderme kararını nasıl karşılamışsak öyle karşılarız. Biz Mehmetçiğimizin başka ülkelerinin topraklarında bulundurulmasına, o toprakları korumaya görevlendirilmesine karşıyız. Mehmetçiğimizin görevi sınırlarımızı korumaktır, sınırlardan gelecek terör dahil her türlü tehdide karşı ülkemizi savunmaktır. Biz Mehmetçiğimizin kanının Lib ya çöllerinde dökülmesine karşıyız. l Dış politika malzeme ediliyor: (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gerekirse Kürecik ve İncirliği kapatırız” sözleri üzerine) Bu üsler Türkiye üsleridir. Türkiye’nin kararıyla kapatılabilir ama bunların hepsi hesap kitap meselesidir. Bunlar söylenerek, bağırarak, çağırarak, “Eyy” diyerek yapılacak şeyler değildir. Yapılacaksa karar verilir ve yapılır. “Şahsım şöyle düşünüyor” diyerek alınacak kararlar değlidir bunlar. l ANKARA / Cumhuriyet İBB Başkanı İmamoğlu, Kanal İstanbul ısrarını sürdüren Erdoğan’a tepki gösterdi: İstanbul pazarlanamaz Saman ithalatını savundu ‘Ucuza bulmuş getirmiş, gem mi vuralım’ TBMM Genel Kurulu’nda, dün, Tarım ve Orman Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile bakanlıklara bağlı kuruluşların 2020 bütçeleri ele alındı. CHP milletvekili Kamil Okyay Sındır, bütçe görüşmeleri sırasında söz alarak 2020 yılı bütçesini “Şahsım harikalar diyarında bütçesi” olarak nitelendirdi. Çiftçinin borç sınırında olduğunu belirten Sındır, “Üretici, toprağından kopuyor, üretimden vazgeçiyor. 2002’den günümüze ekilen tarım alanlarımızda 3.4 milyon hektar yani Trakya tarım alanının 3 katından fazla bir alan tarım dışına terk edilmiş” dedi. Sındır’ın “Meralar boş dururken ve ıslah beklerken saman ithal ettiniz” eleştirisine yanıt veren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Bu sene 7 bin 370 ton saman ihraç etmişiz. Bir yılda 9 bin ton ithal edilmiş. Adam ucuz bulmuş, getirmiş. Adama gem mi vuracağız” yanıtını verdi. Türk Hava Kurumu’nun yangın uçaklarının neden kullanılmadığına ilişkin konuşan Pakdemirli, “THK’nin 4550 yaşında uçaklarıyla uçmama kararını orman teşkilatım aldı. Personelim binmek istemiyor. 100 milyon dolar ödemişim, uçakları hiç yenilememişler. Siz de benim yerimde olsaydınız, uçakları iptal eder, helikopter sayısını artırırdınız” diye konuştu. İki kez ara verildi HDP’li milletvekillerinin “Türkiye’de yargı, polis ve askerin siyasallaştığını” ileri sürerek halkın iradesinin gasp edildiğini ve 34 belediyeye el koyulduğunu söylemesi üzerine söz alan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “PKK’ye ve PYD’ye laf söyleyemeyenlerin, burada bize parmak sallamasını ibretle takip ediyoruz” ifadelerini kullandı. Turan, HDP’li vekillerin tepki göstermesi üzerine, TBMM Başkanvekili Mithat Sancar’a Meclis İçtüzüğü’nü göstererek “Buranın tüzüğünü Kandil yazmaz. Buranın tüzüğü bu” dedi. Ardından kürsüye çıkan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan’ın konuşması sırasında AKP sıralarından “Vatan hainisiniz” denmesi üzerine çıkan tartışma uzayınca birleşime ara verdi. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu’nun, bakanlığının bütçesine ilişkin konuşmasında muhalefet milletvekillerini hedef alması tepki çekti. Tartışmaların uzaması üzerine Meclis Başkanvekili Sancar, Kasapoğlu’nun konuşması devam ederken oturuma ara verdi. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ‘BAŞKANLIK SISTEMI’NE KAZAKISTAN ÖRNEĞI: Türkiye’de otoriterleşen bir yönetim biçimi dayatıldı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü etkinliklerinde Kazakistan örneği üzerinden Türkiye’deki “başkanlık sistemine” yönelik eleştirilerde bulundu. 2016 yılında Kazakistan’da, Başkan’ın yetkilerinin önemli bir kısmının hükümete ve meclise devredildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de ise tam aksine bir gelişme ile parlamenter demokrasiden, sözde bir başkanlık sistemine doğru dönüştü rülen ve giderek otoriterleşen bir yönetim biçimi dayatıldı” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kazakistan Cumhuriyeti’nin 28. Bağımsızlık Yıldönümü nedeniyle düzenlenen konser etkinliğinde bir araya geldi. Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda dün akşam gerçekleştirilen etkinliğe yüzlerce Kazak yurttaş da katıldı. Törende konuşan Ekrem İmamoğlu “Kazakistan’ın bağımsız bir devlet ol duğunu ilk duyduğumda ne kadar heyecanlandığımı, ne kadar mutlu olduğumu iyi hatırlıyorum. Bu iki ülkenin, çağdaş dünyanın çağdaş iki yüzü olması, hem Atatürk’ün Türkiyesi’ne hem de Nazarbayev’in Kazakistanı’na yakışır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Büyükelçi Saparbekuly, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na geleneksel Kazakistan halk çalgıları hediye etti. Tören, Kazakistan Senfoni Orkestrası’nın verdiği konserle sona erdi. l İç Politika İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kanal İstanbul’un kamuoyu ile paylaşılan 3D görüntülerine ilişkin “Benim gördüğüm bir tek şey var: 6 ayda bir kandırmaca. Ben, müteahhitlik yaparken, bir evi satacaksam, onun yaşanılır halini göstererek müşterileri ikna etmeye çalışırım. Şimdi, burada hangi müşteri ikna ediliyor, onu bilmiyorum. İstanbul satılacak ya da böyle pazarlanacak bir ürün değil. İstanbul, geleceğe taşınacak bir miras” dedi. İmamoğlu, dün Saraçhane’de makam odasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kanal İstanbul’a yönelik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına yanıt veren İmamoğlu, “Kanal İstanbul, ihanet ötesidir, bir cinayettir. Bir araştırmadaki tarifi tekrar yineliyorum, ‘Ya kanal ya İstanbul’ diyorum” dedi. İmamoğlu, Kanal İstanbul güzergâhındaki bazı arazilerin Katar Emiri’nin annesi tarafından satın alınmasına yönelik, “Elbette o hattaki tüm mülkiyetleri araştırıyoruz. Samimi ve milli bir süreçten mi bahsediyoruz yoksa başka bilmediğimiz şeyler de var mı? 135 milyon metrekare tarım alanından bahsediyoruz. ‘20 bin metrekaresi birininmiş!’ Onunla ilgilenmiyorum. Esas niyeti sorgulayacağız” diye konuştu. ‘Haydarpaşa’yı takip ediyoruz’ Erdoğan’ın “Çevreci bir kanal yapalım” sözlerine değinen İmamoğlu, “Neyin çevrecisi? Çevre dediğiniz, korunursa değerli, korunursa güzel. O bakımdan işin çevre boyutu, işin hep aldatmaca kısmı” ifadelerini kullandı. Haydarpaşa ve Sirkeci Garı ihalesine yönelik yargı kararını beklediklerini de söyleyen İmamoğlu, “Sakın unuttuğumuzu düşünmesin. ‘Bu arada o da çıkar...’ Hayır! Gözümüz yargıda. Orada ne oluyor takip ediyoruz. Hukuktan, yanlışı düzeltecek, vicdanları sızlatmayacak, 16 milyon insanın ağırlığının altında ezilmeyecek bir karar bekliyoruz” dedi. İstanbul halkının Kanal İstanbul’a karşı çıkması gerektiğini belirten İmamoğlu, “Gördüğüm bir tek şey var: 6 ayda bir kandırmaca, bir 3D fotoğraf, etrafında bloklar dizilmiş, milyonlarca konut. Yatlar geçiyor içinden. Ben, müteahhitlik yaparken, bir evi satacaksam, onun yaşanılır halini göstererek, insanlara proje başlamadan servis eder, müşterileri ikna etmeye çalışırım. Şimdi, burada hangi müşteri ikna ediliyor, onu bilmiyorum. Ama ben şöyle bakıyorum; İstanbul satılacak ya da böyle pazarlanacak bir ürün değil. İstanbul, yaşanacak, korunacak ve geleceğe taşınacak bir miras” diye konuştu. İmamoğlu, dün Edirnekapı’daki Zabıta Daire Başkanlığı’nı ziyaret etti. İmamoğlu, İBB’ye ait bazı gayrimenkullerde çok sayıda işgalci bulunduğunu belirterek, “Gerçek mağdur insanlara bu tür alanları kullandırtalım ama orayı, birilerinin mafyacılık oynayacağı yerler haline getirtmeyeceğiz. İstanbul’u, kimsenin işgal etmesine müsaade etmeyeceğim” dedi. l İç Politika DANIŞTAY, 10. DAİRE’NİN IPTAL KARARINI ONADI 19 Mayıs kutlamalarına stadyum yasağı kalktı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin, Ankara dışında il ve ilçelerde öğrencilerin de katıldığı stadyumlardaki gösterileri fiilen sonlandıran yönetmeliğini iptal eden 10. Dairesi’nin kararını onadı. Eski CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça’nın, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinin Ankara dışında il ve ilçelerde öğrencilerin de katıldığı stadyumlardaki gösterileri fiilen sonlandıran yönetmeliğine karşı 2012’de, Danıştay’da açtığı dava yedinci yılında sona erdi. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, törenleri iptal eden yönetmeliği iptal eden Danıştay 10. Dairesi’nin kararını onadı. Havut ça, 19 Mayıs törenlerinin iptal kararının, Türkiye’nin birliğini temsil eden sembollere karşı bilinçli bir saldırı kampanyasının bir parçası olduğunu kaydederek “Ulusal bilincin gençlerimizde oluşmasının, ulusal birlik ve beraberliğimizin en üst seviyede oluşmasına katkısı tartışılmaz olan 19 Mayıs törenlerinin tüm yurtta yaygın bir biçimde kutlanması, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak hepimizi, bu ideallere inanmış olan herkesi yakından ilgilendirmektedir. Geçen 7 yıl içerisinde coşkulu kutlamaların önüne geçerek Atatürk sevgisi, milli birlik ve beraberlik bilincinin gençlerimizde oluşmasına engel olabilecek bu genelgenin yargı tarafından iptal edilmiş olmasından mutluyum” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet İYİ PARTİ, SIĞINMACI ÇALIŞTAYI DÜZENLEDİ Akşener: Suriyeliler için ‘Geri Dönüş Planı’ hazırlansın İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşü için merkezi bir “Geri Dönüş Planı” hazırlanmasını ve Şam hükümeti ile derhal görüşülmesini önerdi. İYİ Parti, Nâzım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi’nde “Suriyeli Sığınmacıların Ülkelerine Dönüş” çalıştayı düzenledi. Akşener’in açıkladığı planın ilk aşamasında “Açık Kapı Politikası” uygulamasına son verilmesi, Suriyelilere vatandaşlık verilmeyeceğinin açıklanması ve Suriye yönetimi ile aracısız resmi görüşmelerin başlatılması yer aldı. Ayrıca, Suriyeliler’in sahip olduğu ruhsatsız işyerlerinin kapatılması, geçici mükellefiyet kanunu çıkarılarak çalışanlardan sigorta katkı payı alınıp vergi kesintisi yapılması önerildi. Türkiye’de bulunan kayıtsız Suriyelilerin tamamının tespit edilerek sınırdışı edilmesi, bayram ziyareti, ticaret veya çeşitli nedenlerle ülkelerine giden Suriyelilerin Türkiye’ye dönüşle rine izin verilmemesi de planın ilk adımında yer aldı. ‘Sınırdışı prosedürü’ Hazırlık aşamasının ardından eve dönüş sürecininin başlatılacağını belirten Akşener, “Şam hükümeti ile ortaklaşa kurulacak bir komisyonla, Suriyelilerin Türkiye’ye göç etmeden önce yaşadıkları evlerine geri dönmeleri için uygun şartlar oluşturulacak. İki milyon Suriyeli için 53 milyar Avro’luk bir yatırımla güvenli bölgede kurulması planlanan, 60 ilçe, 280 köy projesinden hemen vazgeçilecek, Suriye vatandaşları için yapılacak villaların faturasının Türk vatandaşlarının omuzlarına bindirilmesine engel olunacak. Herhangi bir kaydı olmayan Suriyeliler için ‘Sınırdışı Prosedürü’ hazırlanacak” dedi. Akşener’in önerdiği planlamanın üçüncü aşamasında da geri dönüş sürecinin kalıcı ve sürdürülebilir olabilmesi için atılacak adımlar yer aldı. l ANKARA / Cumhuriyet Yeni siyasi denklem: AKP’lerden AKP beğen! Erdoğan’ın Bahçeli ile bir olup seçim barajını yüzde 10’dan fiilen yüzde 50’ye çıkarmasının yarattığı sorunlar katlanarak devam ediyor.  16 Nisan 2017’deki anayasa değişikliğinden sonra 24 Haziran 2018’de yapılan seçimlerle yeni sistem yürürlüğe girdi. AKP’nin halka anlatımı şuydu: Bütün kararlar daha çabuk alınacak. Türkiye’nin ayağındaki prangalar kalkacak. Sıçrama yapacağız! Aradan bir yıl geçti. Durum şu: Kararlar çabuk alınıyor, ama yanlış alınıyor.  Prangalar kalktı, ama Türkiye’yi hangi yöne götüreceklerini bilemiyorlar. Sıçrama da tamam, ama ters yöne sıçrıyoruz! Erdoğan, “AKP gidici” algısını değiştirmek için akla gelen gelmeyen her şeyi yapacak. Zaten yapıyor. Ancak korkunun ecele faydası yok, Türkiye ciddi bir değişime gebe. HHH Bu değişim nasıl olacak, ne yönde olacak? İçinden geçtiğimiz günler, bu sorunun yanıtlarının oluşup bozulduğu günler. Davutoğlu, partisini kurdu. Gelecek Parti deyince akla ister istemez her şey geliyor. “Türkiye’nin geçmişini ve bugününü bitirdiler, sıra geleceğe geldi” yakıştırmasından tutun da “bundan daha derin bir strateji üretilemezdi” tebessümüne kadar her şey var. Babacan sessizliğini koruyor. En azından parti kurmaktan vazgeçtiğine dair bir bilgi yok. Arkasında Abdullah Gül olduğu için karar verme süreci uzayabilir. Eğer iş Gül’ün kesin karar vermesine kalırsa, partinin kuruluşu seçim sonrasına da kalabilir. Davutoğlu geçmişte attığı her adımın doğru olduğuna yürekten inanıyor ve bunu paylaşıyor. Davutoğlu AKP iktidarının 2015 yılına denk geliyor. Babacan da Fatih Altaylı’ya, bugünkü ekonomik darlığa dikkat çekip “Ben geçmişte para bulmuştum, bugün de bulurum” dedi. Babacan, AKP iktidarının 2005 yılına denk geliyor. Erdoğan’ın çevresi bu gidişe karşı, partiyi yenileme arayışı içinde. Hedef 2020’de yenilenme. Bu durumda seçmenin önüne çok geniş bir seçenek yelpazesi açılıyor: 2005’in AKP’sini mi istersiniz? 2015’in AKP’sini mi istersiniz? 2020’nin AKP’sini mi istersiniz? AKP’lerden AKP beğen... HHH Elbette AKPMHP Cumhur İttifakı’na karşı, CHP’nin motor güç olduğu bir Millet İttifakı var. Erdoğan’ın tüm uğraşlarına, her türlü MİT’olojik plana karşın Millet İttifakı çatlatılamadı. Gücünü koruyor. Ancak bu kesimde de hesapların Babacan ve Davutoğlu’nun AKP’den koparacağı oylar dikkate alınarak yapılması bizde yukarıdaki yorumu çağrıştırdı. Yeni oluşumların da parlamenter sistemden yana olması şu aşamada Millet İttifakı’nı cezbediyor. Ne var ki, 2020 başlarında adı parlamenter sistem olmasa da AKP cenahından Davutoğlu ve Babacan’ı çekecek bir öneri gelebilir. Gül’ün Şehir Üniversitesi sorununun çözümü için Erdoğan’ı arayıp “Ya medet” demesi basit bir rica değil!  O nedenle Millet İttifakı’nın, AKP’den kopan seçmenin aracısız kendisine gelmesini sağlayacak yollar bulması, çekimler oluşturması gerekiyor. AKP’nin BabacanDavutoğlu’na, “Tek amaçları var; o da Erdoğan’a kaybettirmek” demesi ise şu gerçeğin ifadesi: Kayıp sürecini AKP de görüyor. Akıllarda hep bu var. Dışavurumu bu şekilde yapıyorlar... Şimdi... Kokmuş aşın tabağını değiştirmenin faydası olmaz, deme zamanı... Şimdi... Çürük tahta çivi tutmaz, deme zamanı... Şimdi... Ekşi yoğurttan maya olmaz, deme zamanı... Bakan Pakdemirli’den Melen Barajı itirafı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tartışmalı Melen Barajı projesi ile ilgili yaptığı açıklamada “Ufak bir teknik problem olduğu doğrudur” ifadelerini kullandı. Pakdemirli, “Melen'de (baraj) ufak bir teknik problem olduğu doğrudur. Bunun da gereğini yapacağız. Cumhurbaşkanlığı Strateji Ofisi bunu imzaladı. Hiç iş yapmazsan hata da yapmazsın, binlerce baraj yaparsan bir tanesinde de ufak bir problem olabilir” dedi. HDP’li vekillere terlik fırlattılar Diyarbakır’da ailelerin, terör örgütü PKK tarafından çocuklarının kaçırıldığı iddiasıyla HDP İl Binası önünde başlattıkları eylem 106 gündür devam ediyor. HDP milletvekilleri Musa Farisoğulları, Remziye Tosun ve Dersim Dağ, dün uzun sürenin ardından parti binasına geldi. Bunun üzerine aileler, vekillere “Sesimizi duyun” diyerek seslendi. HDP’li vekiller ise ailelerin yanına uğramadan binaya girmek istedi. Bu sırada, bazı anne babalar, milletvekillerine terlik atarak tepki gösterdi. Gerginlik polis ekiplerince önlenirken, milletvekilleri il binasından güvenlik önlemleri altında ayrıldı. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle