28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 1113 ARALIK 2019 CUMA Yardıma muhtaç ettilerSosyal koruma kapsamında maaş alan kişiler 2018’de yüzde 4 artışla 14 milyona dayandı Yurttaş yardımla hayata tutunuyor. TÜİK’e göre Türkiye’de sosyal koruma kapsamında maaş alan kişi sayısı son beş yılda yüzde 14, yardım alanların sayısı ise yüzde 28 arttı. Maaş ve yardım alanların büyük çoğunluğu erkeklerden oluşuyor. Türkiye genelinde, sosyal koruma kapsamında maaş alan kişiler 2018 yılında yüzde 3.8 artışla 13 milyon 766 bin kişiye yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Sosyal Koruma İstatistikleri verilerine göre, Türkiye’de sosyal koruma kapsamında maaş (emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malül maaşı) alanlar 2017 yılında 13 milyon 261 bin kişi düzeyindeyken, 2018’de yüzde 3.8 artarak 13 milyon 766 bin kişiye yükseldi. Son 5 yılda ise yardıma muhtaç yaşayanların sayısında dramatik artış yaşandı. 2014’te 12 milyonu aşkın kişi sosyal yardım adı altında maaş alırken bu sayı 2018’de yüzde 14.6 artış gösterdi. Aynı dönemlerde toplam yardım alan kişi sayısı ise yüzde 28 artış gösterdi. Sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı ve dul/yetim maaşı alanlar da, 2017’de 12 milyon 417 bin kişiyken, 2018’de 12 milyon 913 bin kişiye ulaştı. Sosyal koruma harcaması 2018 yılında yüzde 15.7 artarak 442 milyar 607 milyon liraya yükseldi. Bu harcamanın yüzde 98.5’ini (435 milyar 910 mil yon lira) sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 214 milyar 133 milyon lira ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 121 milyar 444 milyon lira ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları izledi. En çok emekliye Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların yüzde 5.7 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, yüzde 3.3 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve yüzde 1.4 ile dul/yetim harcamaları izledi. Sosyal koruma yardımlarının yüzde 9’u şartlı olarak verildi. Şartlı yardımlar içinde en büyük payı yüzde 37.7 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu yüzde 28.1 ile engelli/malül yardımları ve yüzde 15.5 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları izledi. Sosyal koruma yardımlarının yüzde 67.3’ü nakdi olarak verildi. Nakdi yardımlarda en büyük payı yüzde 72.8 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu yüzde 17.7 ile dul/yetim yardımları ve yüzde 3.4 ile işsizlik yardımları izledi. l Ekonomi Servisi TÜİK verilerine göre, sosyal koruma gelirlerinin yüzde 35.4’ünü devlet katkıları oluşturdu. Gıdada alım gücü dip yaptı MAHMUT LICALI CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’nın temel gıda maddeleri üzerinden yaptığı çalışmada yıl başından bu yana asgari ücretin alım gücü kuzu etinde 5 kilo, tavuk etinde 41 kilo, pirinçte 50 kilo, sütte 138 litre düştü. Bir asgari ücretli ocak ayında fiyatı ortalama 48 TL olan kuzu etinden 42 kilo alınırken, aralık ayında fiyatın 54 TL’ye yükselmesiyle 37 kilo alınabiliyor. Aynı hesaplama yöntemine göre yıl başında fiyatı 9 TL olan tavuk etinden 224 kilo alınırken, yıl sonunda fiyatı 11 liraya yükselmesiyle 183 kilo alınabiliyor. Buna göre tavuk etinde alım gücündeki düşüş 41 kilo olarak hesaplanıyor. Bir asgari ücretle yıl başında fiyatı 8 TL olan pirinçten 252 kilo alınabilirken, yıl sonunda pirinç fiyatının 10 TL’ye yükselmesiyle 202 kilo alınabiliyor. Yıl başında fiyatı 3 TL olan undan 673 kilo alınabilirken, yıl bonunda fiyatın 4 TL’ye yükselmesi nedeniyle 505 kilo alınabiliyor Yıl başında fiyatı 3.8 TL olan bulgurdan 531 kilo alınabilirken, yıl sonun da fiyatın 4.7 TL’ye çıkmasıyla 426 kilo bulgur alınabiliyor. Yine fiyatı 3.6 olan makarnadan 561 paket alınabilirken, yıl sonunda makarna fiyatının 5.25 TL’ye çıkmasıyla 384 adet alınıyor. Yıl başında fiyatı 23 TL olan beyaz peynirden bir asgari ücretle 87 kilo alınabilirken, yıl sonunda beyaz peynir fiyatının 29 TL’ye yükselme nedeniyle 69 kilo alınabiliyor. Yine fiyatı 23 TL olan zeytinden bir asgari ücretle 87 kilo alınabilirken, yıl sonunda fiyatın 28 TL’ye çıkmasıyla 72 kilo alınabiliyor. l ANKARA EYT’li açlığa mahkum ediliyor CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM 2020 yılı bütçe görüşmelerinde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a, prim ve gününü tamamlayan, yaş nedeni ile emekli olamayıp işsiz kalan emekçilerin durumunun ne olacağını sordu. Gürer, “Bu insanlara çözüm üretmeyerek açlığa mahkum ediyorsunuz, Suriyelilere sağlanan olanakları EYT’den esirgiyorsunuz” dedi. Gürer, “25 yıl devletine hizmet etmiş, vergi ödemiş, prim ödemiş çalışanlar, istekleri dışında yapılan düzenlemelerden mağdur oldukları için yaş düzenlemesinin kaldırılmasını istemekte” diye konuştu. Carrefoursa 100 market açacak Teknosa Yönetim Kurulu Başkanı ve Carrefoursa Yönetim Kurulu üyesi Barış Oran, 2020’de büyüyen bir Carrefoursa hedefiyle 100 yeni market yatırımına imza atacaklarını söyledi. Carrefoursa mevcut durumda 52 ilde 630 market ve 5 ilde 12 Lezzet Arası restoranı ile faaliyet gösteriyor. Oran, “Aylık ortalama 4 milyon ziyaretçimizin yüzde 80’i mobil cihazlardan geldiği için mobil uygulamamızı da yenileyerek daha kolay bir erişim imkânı sağladık. Sabancı Holding olarak hem perakende sektöründeki deneyimlerimizle hem Carrefoursa ve Teknosa mağazalarındaki her bir çalışma arkadaşımızın özverili çabaları ile sürdürülebilir büyümemize devam edeceğimize inanıyoruz” dedi. Garanti BBVA ‘ilişki’ ödülü aldı Yatırımcı ilişkileri alanında 45 yıldır yaptığı uluslararası anket çalışmalarıyla tanınan Extel Surveys’in 2019 yılı anket sonuçlarına göre, Garanti BBVA’nın bu konuda “Türkiye’nin En İyi”si seçildiği açıkladı. Banka Avrupa’da da ilk 10’a girdi. Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “Türkiye’nin En İyi Yatırımcı İlişkileri seçilmekten büyük onur duyduk. Bu başarı, kurduğumuz proaktif, şeffaf ve güvene dayalı iletişimin yanında yatırımcı camiasıyla yapılan toplantıların kalitesinin bir yansımasıdır” dedi. 1.8 milyona sefalet ücreti İşçiler, “Fabrikamız ağır sanayi olmasına karşın montaj sanayisi olarak geçiyor. Bu da ücret dahil olmak üzere birçok anlamda olumsuz luk yaratıyor. Basında TOFAŞ’ın ‘mutsuz çalışanları’ olan bir işletme olarak sunulmasına razı değiliz. İşverenin de bizlere sahip çıkmasını bekliyoruz” dedi. TOFAŞ işçisi zam istiyor Türkiye Otomobil Fabrikaları Anonim Şirketi (TOFAŞ) işçileri, 4 aydır devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden bir sonuç çıkmayınca fabrika bahçesinde yürüyüş düzenledi. Eylül ayında başlayan ancak bir netice alınamayan toplu iş görüşmele ri, 130 bin kişiyi ilgilendiriyor. Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavrak’ın Türk Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile yürüttüğü görüşmelerde yüzde 26.28’lik zam talep edildi. MESS’in yüzde 6.05’lik zam teklif etmesi ise TOFAŞ emekçilerinin eylem yapmasına se bep oldu. İşçiler, “Fabrikamızdaki robotların arızaları amirlerimizce normal karşılanırken, bizler aynı değeri görmüyoruz. Hasta olup istirahat alırsak sicillerimize işlenecek ve işten atılmamıza vesile olacak diye vizite almaya dahi korkuyoruz” açıklamasını yaptı. l İHA Türkiye’de 10 milyon kişi asgari ücret ve asgari ücrete yakın bir maaşla çalışırken 1.8 milyon kişi ise asgari ücretin altında parayla geçiniyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 2020’de geçerli olacak asgari ücreti belirleme görüşmeleri devam ederken Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yürüttüğü “İnsan Onuruna Yaraşır Asgari Ücret: 3200TL Net!” kampanyası için sokağa çıktı ve bildiri dağıttı. DİSK üyeleri Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda toplandı. Bildirilerde, asgari ücretteki artışın işsizlik ödemelerinden, emekli aylıklarına kadar bütün ücretlerdeki artışları belirlediği vurgulandı. 10 miyon kişinin asgari ücret ve asgari ücrete yakın maaşla çalıştığı, 1.8 milyon kişinin ise asgari ücrete bile ulaşılamadığı ifade edildi ve “2003’te asgari ücretin yıllık tutarıyla 25 Cumhuriyet altını alınabilirken, 2019’da bu rakam 14’e geriledi” denildi. l Ekonomi Servisi Sigortacılar ‘kıdem’de uzlaşmaya bakacak Hükümet, mevcut kıdem tazminatını kıdem tazminatı fonuna (KTF) dönüştürerek, tamamlayıcı emeklilik sistemi (TES) altında bireysel emeklilik sistemine (BES) entegre etme arayışlarını hızlandırdı. Bu sistemin “otomatik katılım”ın yerini alması hedefleniyor. Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basınla buluşan ve BES’in bireylere, ekonomiye büyük katkı sağladığını hatırlatan Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, sektörün bu konudaki pozisyonuyla ilgili “Yeni sistemle ilgili en çok toplumsal uzlaşma vurgusu yapılıyor. Uzlaşmayla ortaya çıkacak sonuca göre, bize verilecek göreve hazır olmak istiyoruz” dedi. Metlife Emeklilik Genel Müdürü Deniz Yurt seven de, sektör olarak KTF tartışmasının tarafı olama yacaklarını, yeni sistemin kurulması halinde ise çalı şanların bireysel hesapları nı yönetme konusunda alt yapılarının hazır olduğunu ifade etti. Ayrıca yeni ku rulan Sigortacılık ve Özel Emekli lik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bağımsız yapısı na dikkat çeken Benli, özellik le ikincil mevzuat ta hızlan ma bekle diklerini söyledi. l Eko nomi Servisi Atilla Benli DenizBank’tan ekonomiye 1.1 milyar dolarlık kaynak DenizBank, uluslararası piyasalardan 1.1 milyar dolar sendikasyon kredisi sağladı. Krediye 22 ülkeden 45 banka katıldı. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) uluslararası bankalar konsorsiyumu ile birlikte iki yıl vadeli dilimde, Türkiye’de katıldığı ilk sendikasyon olması nedeniyle de önem taşıyor. Sendikasyon Abu Dhabi Commercial Bank, Bank of America Merrill Lynch ve Emirates NBD Capital koordinatörlüğünde ve Mizuho Bank aracılığında gerçekleş ti. Kredinin, turizm ve gemicilik gibi sektörlerin dış ticaret işlemlerinin finansmanında kullanılması planlanıyor. Söz konusu kredinin DenizBank’ın uluslararası piyasalardaki güvenilirliğini tescil ettiğini belirten DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Denizbank 6 yıl sonra sendikasyon pazarına geri döndü. Sektörde çok sayıda ilke imza atan sendikasyon işlemimiz DenizBank’ın sağlam yapısını uluslararası arenada bir kez daha gözler önüne serdi” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Neden Türkiye yerli yazılımı hedefine koyamıyor? Ne yüksek tutarlı hammadde ya da ara mamul istiyor, ne öyle sofistike makineler, ekipmanlar. Tek girdiniz nitelikli insan, yani beyin gücü. Bir de bilgisayar. O kadar... En az masrafla en çok kâr edilebilen sektörlerin başında yazılım sektörü. Üstelik içinde bulunduğumuz dünyanın artık vazgeçilmezi. Mobil uygulamalardan nesnelerin internetine, otonom sistemlerden siber güvenliğe, bulut teknolojisinden veri analitiği ve yapay zekâya kadar her alanda. Sağlık, ulaşım, eğitim, iletişim... Dünyada yazılım sektörünün büyüklüğü 3.5 trilyon dolar mertebelerinde. Türkiye’de ise 6 milyar dolar civarında. Girdi insan olduğu için dünyada nitelikli beyinleri çekme konusunda kıyasıya bir yarış var. Hani biz kendi bilgisayar mühendislerimizi, yazılımcılarımızı umarsızca başka ülkelere kaptırırken diğer ülkelerin onları kendilerine çekmek için sürdürdüğü yarış.. Şimdi buna bir de ticaret savaşları ile yepyeni bir boyut eklendi: “yerli yazılım şartı” Önce Rusya Devlet Başkanı Putin teknolojik cihazlarda “yerli yazılım şartı” yasasını imzaladı. Yasa ile ülkede 1 Temmuz 2020’den itibaren satılan tüm akıllı telefon, bilgisayar ve akıllı televizyonların fabrika ayarı olarak Rus yazılımlarıyla çalışması gerekecek. Ardından Çin’deki tüm devlet kurumlarına yabancı ekipman ve yazılımları üç yıl içinde yerli üretim muadilleriyle değiştirme talimatı verildi. Çin’in bu adımı, yerli teknoloji şirketlerini desteklemek için kamu ve özel sektörü seferber etme çabasının bir parçası. Ülkenin “Made in China 2025” planı, teknoloji bağımsızlığına yönelik özel hedefler de içeriyor. Hepsi şu geçen günlerde oldu. Belli ki sayı artacak. Bunları neden anlatıyorum? Yerli Kron’un dünya başarısı Kasım ayının son haftasında İzmir’e bir ArGe merkezinin açılışına gittim. Yerli bir yazılım şirketi olan ve sadece Türkiye’de değil, başta ABD olmak üzere birçok ülkede finans ve telekom şirketlerine güvenlik çözümleri ihraç eden Kron gerçek bir başarı öyküsü. Kurucusu Lütfi Yenel, önce Vestel ardından uzun yıllar Fransız AlcatelLucent Türkiye’nin yönetim kurulu başkanlığını yaptıktan sonra emeklilik zamanı gelince, profesyonel yöneticilikten ayrılan, ancak bu kez girişimciliğe soyunan bir isim. Telekomünikasyon servis sağlayıcılarının ihtiyacına yönelik yenilikçi çözümler üretmek amacıyla 2007 yılında Kron’u kurdu. Hedefi, önce bölgesel sonra küresel bir şirket haline gelmekti. 5 kişi ile başladı, şimdi 120 kişilik bir ekip oldu. 2011 yılından itibaren halka açılarak Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı. Yüzde 61’i borsada küçük yatırımcıda, yüzde 10’unu Netaş aldı; yüzde 29’u ise Lütfi Yenel’de. İstanbul’daki merkezin yanı sıra Ankara, Dubai ve İslamabad’da da ofisleri var. Şimdi de İzmir’e bir ArGe Merkezi açtı Kron. Yenel, Kron’un iki önemli ayağı olduğunu söylüyor. İlki, ürünleri ve onu yaratan gençler. İkincisi ise müşteriler. “Yurtdışındaki pazarı çok sağlam tutmak zorundayız. Bunun en iyi yolu da iyi bir mühendis kaynağına sahip olmaktan geçiyor” diye ekliyor. Kron’un 50 milyon dolar civarında olan cirosunun yüzde 43’ü yurtdışından geliyor. “Farklılığınız ne” sorusunu yönelttim Yenel’e. “Başarı fiyat rekabeti ile olmuyor. Farklı yaparsanız satıyorsunuz” diyerek şunları anlattı: Yurtdışı özellikle de ABD’ye satışımıza tek bir ürünle başladık. Tek ürünün nedeni, büyük tanıtım bütçeleri gerekiyor olması. Tanıtım, sertifikasyon, regülasyonlar gibi konular ağır yük oluşturuyor. Biz geleceği en parlak olan siber güvenlik alanı ile işe başladık. En son teknolojiye yönelmemiz ve Telekom konusunda knowhow’ı en yüksek şirket olmamız bize avantaj sağladı. Tabii bir de çalışanlarımız. Türkiye’deki mühendisler daha özveri ile çalışıyorlar. Daha kıvrak ve hızlı davranıyoruz bu sayede. Bu da özellikle büyük şirketler tarafından tercih edilen bir özellik oluyor. Müşterinin ne istediğini daha iyi anlıyoruz ve hızlı çözüm üretebiliyoruz. Yerli Krom kendi yazılımı ile dünya pazarında yer bulabiliyor. Onun gibi başkaları da var. Ama sayı çok az ve Türkiye’ye eşik atlatmaya yetmiyor. Bunun için Çin’in Rusya’nın ve diğer ülkelerin yaptığı gibi farklı politikalara ve desteklere ihtiyaç var. Peki, neler yapılmalı? Konu önemli, yer az. Haftaya sürdüreceğiz. Albayrak gözünü ‘emeklilik’e dikti Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Tasarruf açığını kapatmak için, emeklilik sisteminin reforme edilmesini oldukça önemli görüyoruz. Yapısal dönüşüm adımlarımız içerisinde de yer alan bu reform, daha sürdürülebilir bir emeklilik sistemini vatandaşlarımızın hizmetine sunacak. Dolayısıyla bu kapsamda, tasarruflar artırılarak dış müdahalelere karşı ekonomimiz daha güçlü hale gelecek” dedi. Devam eden 2020 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında, önceki gece TBMM Genel Kurulunda soruları yanıtlayan Albayrak, Merkez Bankası’nın bazı bölümlerinin İstanbul’a taşınmasının 2022’de tamamlanacağını açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle