Katalog

HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / ASLAN YILDIZ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 530 KASIM 2019 CUMARTESİ Milyarlar şatafataYurttaşlar ekonomik krizle boğuşurken Saray’a bütçe dayanmıyor 2020’de 3.1 milyar lira harcamayı planlayan Saray’ın, 2018 bütçesinde milyonları çatal bıçak takımlarına, sakla ma kaplarına, baharata, çikolataya ve süs eşyalarına harcaması dikkat çekti. Saray’ın bütçesinde ge miler için 56 milyon, uçaklar için de 406 milyon lira ayrıldı OZAN ÇEPNİ ğı ortaya çıktı. TBMM Plan ve Büt çe Komisyonu’nda son sıra da Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşla rın 2020 yılı bütçesi görüşüldü. Cumhur başkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2018 yı lında 1.6 milyar lira olan Saray harcama sının, 2019’da 2.8 milyara yükseldiğini, 2020’de de yüzde 11.8 oranında artışla 3 milyar 152 milyon 937 bin lira ödenek tah sis edilmesinin öngörüldüğünü açıkladı. Oktay, Saray’ın bütçesinden 165 milyon li ranın acil destek giderlerine, 1 milyar lira nın İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığı ta rafından “barışı destekleme ve koruma hiz metlerine” ve 330 milyon liranın da Cum hurbaşkanlığı Ofisleri bütçesine aktarıl mak üzere ayrıldığını belirtti. ‘Kullanat’ milyonlar Saray’ın bütçe çetvellerinde 2018 kesin hesaplarında Sayıştay raporlarında yer almayan israf kalemlerine ilişkin detaylar dikkat çekti. Saray 2018’de tek kullanımlık mutfak eşyaları için 1.4 milyon, servis ve saklama kapları için 1 milyon, sofra takımı ve çatal bıçak takımları için 1.5 milyon, içecek servis takımları için 264 bin, mutfak araç gereçleri için 1 milyon, labaratuvar malzemeleri için 3.1 milyon, biyokimyasallar ve gaz maddeleri içeren kimyasallar için 5 bin lira harcadı. Baharata 118 bin Hesap cetvellerine göre, temizlik malzemeleri için 1.3 milyon, temizlik araç ve gereçleri için 1.5 milyon, temizleme ve dezenfeksiyon solüsyonları için 1.2 milyon, giyecekler için 6.1 milyon, mefruşat ürünleri için 3.8 milyon lira harcandı. 2018’de Saray’ın baharat ve çeşniler ile tatlandırıcılar için kamu bütçesinden harcadığı tutar da 118 bin lira olarak kayıtlara geçti. ‘Hediye’ler için 739 bin lira Saray’ın bütçesinde, hediye amaçlı taşınırlar için yaklaşık 2 milyon lira ayrılırken, ‘Bu yetkiler evliyayı azdırır’ CHP milletvekili Abdüllatif Şener, mevcut sistemdeki Cumhurbaşkanlığı makamının Osmanlı padişahlarından daha yetkili olduğunu belirterek “Bu kadar yetki kimseye verilmez; evliyaya versen evliyayı azdırırsın” diye konuştu. İYİ Parti milletvekili Durmuş Yılmaz da “Yeni sistem tıkandı. Biz herhangi bir değişiklik yapmasak da bu sistem kendi kendini sonlandıracak” dedi. 2018’de hediyeler için 739 bin lira harcandı. Alkolsüz içeceklere 867 bin lira, gübre ve bitki ilaçlarına 366 bin, çiçeklere 293 bin, köpek ve kedi yemlerine 104 bin lira, küçük el aletlerine 663 bin lira, aydınlatma malzemelerine 1.5 milyon, taşıt yedek parçalarına 700 bin, su tesisatı yedek parçaları için 254 bin, araç lastiklerine 2.2 milyon, pompalara 41 bin 798 lira harcama yapıldı. Gemi ve uçak bütçesi Saray’ın bütçelendirme kalemlerinde geçmiş yıldan devirlerle birlikte gemiler için 56 milyon, uçaklar için 406 milyon, araştırma ve üretim amaçlı cihazlar için 14 milyon, özel amaçlı taşıtlar için 8 milyon, otomobiller için 21 milyon, yolcu taşıma araçları için 7.5 milyon, kurtarma amaçlı cihazlar için 4.4 milyon, döşeme demirbaşları için 6.6 milyon, hastanede kullanılan taşınırlar için 1.1 milyon, ses görüntü ve sunum cihazları için 24 milyon, haberleşme ve aydınlatma cihazları için 10 milyon, büro mobilyalarına 39 milyon, misafirhane konaklama ve barınma amaçlı mobilyalara 11.5 milyon, yemekhane mobilyalarına 1.3 milyon lira bütçe ayrılması dikkat çekti. Süse 3.66 milyon Bütçede, gösteri amaçlı hayvanlara 87 bin, güzel sanat eserlerine 16.1 milyon, kontrol ve güvenlik sistemleri için 8.2 milyon, masa, sehpa ve zeminde sergilenen süs eşyaları için 3.6 milyon, duvar süsleri için 147 bin, vitrin süsleri için de 60 bin lira yer aldı. Öte yandan Komisyon’da, 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2018 Yılı Kesinhesap Kanun Teklifi kabul edildi. l ANKARA Bölücü ve iltisaklı tartışması Cumhurbaşkanlığı bütçe görüşmelerine AKP ve HDP’li vekiller arasındaki “iltisaklı” ve “bölücü” tartışması damga vurdu. HDP milletvekili Garo Paylan’ın İstanbul’da HDP’lilerin bildiri dağıtımı sırasında yüzlerce polisle etraflarının çevrilmesine ilişkin fotoğrafları göstererek “istibdat rejimi” eleştirisi ve “Her dönem milletin belli kesimlerine, bir dönem mütedeyyinlere karşı bu devlet konumlandı, bir dönem sosyalistlere, solculara karşı, zaten her zaman Kürtlere karşı” sözlerinin ardından komisyonda gerilim arttı. Karşılıklı atışmaların ardından oturuma ara verildi. Arada ise tartışmalar devam etti. HDP’li Erol Katırcıoğlu “Ya bir ‘iltisak’ lafı uydurdunuz ve iltisaklı diye bir sürü belediye başkanını görevden aldınız. Bunun nesini savunuyorsunuz” sözlerinin ardından Cumhurbakanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın Almanya’da verdiği söyleşiyi gündeme getirdi. Katırcıoğlu, “Kalın, Zaman gazetesinde yazdı, demekki iltisaklı. Bu adam Cumhurbaşkanı danışmanı. Hepiniz iltisaklısınız” sözlerinin ardından tansiyon daha da arttı. Oturum arasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, HDP’li Katırcıoğlu’nun bulunduğu masaya neredeyse yüz yüze gelecek kadar yakınlaşarak “PKK’nın terör örgütü olduğunu söyle, ondan sonra devam edelim” dedi. Aranın ardından söz alan AKP’li İbrahim Aydemir, Paylan’a yönelik “Sen terörü teşvik eden, yücelten bir adamsın. İşin gücün bölücülük yapmak” dedi. Aydemir’e sert tepki gösteren Paylan “Baş bölücü sensin” karşılığını verdi. Tartışmalar nedeniyle bir kez daha ara verildi. Başbakan koltu ğuna oturttuğunuz Davutoğlu’na karşı damat Berat Albayrak ile Binali Yıldırım’ın gölge kabine kurup devleti idare etmesi ve Davutoğlu’nu 23 Nisan Bak şu konuşana çocuğu konumuna düşürmenizi neyle açıklayacağız? “Saray’a giden CHP’li” asparagası üzerinden günlerdir süren tartışma, yandaş medya ve AKP cenahında köpürtülerek sürüyor. Bu konuyu CHP’liler ve CHP’ye oy verenlerin kendi içinde tartışmasını anlarım da AKP ve yandaş medyanın bu konu üzerinden argo tabirle “geyik çevirmesi” artık kabak tadı verdi. Siyasi kumpas denince CHP’yi diline dolayanların dönüp kendi mazilerine bakmaması yurdum insanının balık hafızalı olmasına olan güvenden midir acep? AKP kurulduğu günden beri siyasi rakiplerine kumpas kurmakla yetinseydi iyiydi. Etik olmasa da “siyasetin doğasında var” deyip geçebilirdiniz. Ama bu millettin ordusuna, üniversitelerine, milli güvenliğini sağlayan tüm kurumlarına da kumpas kurmuş bir parti olarak tarihe geçmiştir. “Ama CHP’liler birbirine kumpas kuruyor” derseniz birileri de sizin kendi partiniz içinde “Dava arkadaşım, kardeşim” dediğiniz kişilere kurduğunuz kumpasları yeniden gündeme getiriverir. AKP içinde birbirlerine karşı yapılan kumpasların hepsini dökmeye sayfalar yetmez. Ama bazılarını şöyle bir anımsayalım: Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görevdeyken görev süresi ile ilgili yasal düzenleme yaparak yeniden Cumhurbaşkanlığı’na aday olmasını önleyen bizzat AKP yönetimi değil miydi? Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra AKP’nin yeni genel başkanını belirlemek üzere toplanacak kongreyi Gül’ün görev süresinin bitiminden bir gün önce alelacele toplayarak genel başkan adaylığını önlemek “kardeşim, dava arkadaşım” dediğin kişiye karşı kumpas değil miydi? Erdoğan’dan sonra AKP’de genel başkan koltuğuna emir komutayla oturtulan Davutoğlu’nun teşkilatlarda atama ve görevden alma yetkisini MYK’de darbe ile elinden almak kumpas değil de nedir? Bütçesi Saray’dan belirlenen AKP’nin maaşlı trol ordusunu yöneten Pelikan Yalısı sakinlerinin yazdığı bir bildiri ile kendi başbakanınızı istifaya zorlamak da mı kupmas değildir? 2009 yerel seçimleri öncesinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday yapılması düşünülen Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un özel yaşamına ilişkin kaseti servis yapanlar CHP’liler miydi? Bu kasedin, Altınok’un aday olmasını önlemek için kim tarafından servis edildiği herkesçe malum, zatın elinde bizimle ilgili kasetler de olabilir korkusuyla mı bu şantaja boyun eğdiniz? “Metal yorgunluk” bahanesiyle istifa ettirdiğiniz belediye başkanlarından direnmeye kalkanları elinizde bulunan hangi kozları kullanarak ikna ettiniz? İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde aday olması gündeme gelince “ya kazanır Erdoğan’dan sonra genel başkanlığa oynarsa” korkusuyla Damat Bey tarafından İçişleri Bakanı Soylu’nun önü kesilsin diye bu görevi istemediğini açıkça belli eden Binali Yıldırım’ı damdan itmek siyasi literatürde hangi tabirle açıklanabilir? Buna karşılık damadınızın özel yaşamı ile ilgili dedikoduları basına ve sosyal medyaya servis eden muhalif milletvekilleri miydi? Adalet Bakanınız Abdulhamit Gül’e karşı Pelikan grubunun başarısız darbe girişimi AKP dışından mı planlandı? Velhasıl bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Ancak bugünkü köşenin altında reklam olacağı söylendiğinden bu kadarla yetineceğiz. Kumpasçılık konusunda AKP’nin ve yandaş medyanın başkalarına ders verecek hali yok. FETÖ ve CIA’dan öğrendiğiniz derslerle kumpasçılığın kitabını yazarsınız. Bu işin kompetanı olarak başkalarının yaptığı acemi kumpasları dilinize dolayıp durmayın. CUMHURBAŞKANI Erdoğan: sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir Macron’a NATO tepkisi Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir”sözlerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Bu ifadeler senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. NATO’ya karşı yerine getirmen gereken vecibelerini yerine getirmiyorsun” dedi. Erdoğan dün Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi Temel Atma Töreni’nde konuştu. Türkiye ile ilgili hazım sorunu yaşayanların giderek arttığını anlatan Erdoğan, “Son örneği NATO tartışmalarıdır. 345 Aralık Londra’da NATO liderler zirvesini yapacağız. Gitmeden birileri yine konuşmaya başladı. Hele hele bunların içinde Fransa Cumhurbaşkanı. Son açıklamaları bu hastalıklı, sığ anlayışın örneklerinden biridir. ‘NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir’ diyor. Önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir. Bu ifadeler senin türündeki beyin ölümü gerçekleşmiş olanlara yakışır. ‘ÜNİVERSİTEDE SKOR MANTIĞINDA DEĞİLİZ’ Üniversite sayısını artırmak için skor mantığıyla hareket etmediklerini belirten Erdoğan, “Türkiye’deki üniversitelerimizi dünya çapında bir yükseköğrenim kurumu ha line getirmek, hocalarımızın yapacağı akademik çalışmalara bağlıdır. İlk 500, ilk 100 listelerinde göğsümüzü kabartacak düzeyde üniversitelerin yer almasını istiyoruz” dedi. NATO’ya karşı yerine getirmen gereken vecibelerini yerine getirmiyorsun. Hava atmaya gelince hava atarsın” diye konuştu. Türkiye’nin Akdeniz’de Libya ile ortak işbirliğine girdiğini kaydeden Erdoğan, “Türkiye’yi NATO’dan çıkarmak senin haddine mi? Libya’nın resmi yönetimi ile imzaları attık. TürkiyeLibya Akdeniz’de ortak işbirliğine girebilecek noktaya geldi. Ne diyeceksin? Kimse sana bakmıyor. Henüz daha acemiliğin var, bunu gider. Suriye’den ülkemize yönelen tehditleri ve vereceğimiz cevapları Fransa Cumhurbaşkanına da anlattım. Anlamıyor. Terörle mücadele nedir bilmiyor. O yüzden Sarı Yelekliler Fransa’yı işgal etti. Senin Suriye ile ne ilgin var? Suriye’ye girme hakkı mız terörle mücadelede var. İstediğiniz kadar hoplayın, zıplayın eninde sonunda Türkiye’nin güvenlik mücadelesine saygı duyacaksınız. NATO için Fransa ne anlam ifade ediyor bilemeyiz ama Türkiye en önemli üyesidir” diye konuştu. Avrupa’nın güvenliğinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu kaydeden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olmasa dünyanın dört bir yanındaki teröristlerin Avrupa’ya yığılacağından kimsenin şüphesi olmasın. Ülkemiz güvende değilse Avrupa’nın güvenliğinin de pamuk ipliğine bağlı olduğu unutulmamalıdır. Neyse ki NATO’da ve Avrupa’da aklı selim sahibi siyasetçiler var da Fransa’nın sergilediği türden hezeyanlar anlamsız kalıyor. Suriye’den topraklarımıza yönelen tehditler bitene kadar harekâtlar sürdürülecektir.” ‘Aşağılayıcı yorum’ Öte yandan, Erdoğan’ın açıklamarının ardından Fransa Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Hakkı Musa’yı bakanlığa çağıracaklarını açıkladı. Erdoğan’ın “aşağılayıcı” yorumları nedeniyle bu kararın alındığı belirtildi. l İç Politika