22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YORUM Sosyal Oligarşi Anayasanın değiştirilemez 2. maddesine bakarsanız Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Ama hepimiz biliyoruz ki bu temel ilkelerin tümü, Saray düzeninde bırakın değiştirilmeyi, toptan ortadan kaldırılmıştır. Türkiye, demokratik değildir. Ne olduğu belirsiz bir meşruti monarşi bulamacı ile yönetilmektedir. Devlete İhvancı, tarikatçı, cemaatçi, dinci bir anlayış egemendir. Hukuk, yargı tek adam güdümündedir. Sosyalliğe gelirsek… Özellikle emperyalizmin yeni masalı küreselleşmenin yeni dünya düzenine kapılandığımız dönemden, yani aşağı yukarı 1980’den bu yana adım adım sosyal devlet anlayışından uzaklaşılmış, AKP iktidarında da sürece son nokta konulmuştur. Emeklilikte yaşa takılanların sorunlarının dinlenmemesi, emeklilerin maaşlarının düşüklüğü, emekçi ve dar gelirliden adaletsiz vergi alınması, sağlığın, sosyal güvenliğin özelleştirilmesi ve fiyatlandırılması, sosyal devletin yok edilmesinin ürünleridir. Halkı kimsesiz bırakan AKP, kendi oligarşisini sağlamlaştırma, güvenceye alma adına, devlet yönetiminde işlevsiz bırakılmış, dahası elinden egemenlik yetkisi alınmış Meclis’in milletvekillerine “sosyal devlet” ayrıcalıkları tanıma peşindedir. Haberlere bakılırsa, her yaptığı işin arkasında bir soru işareti bırakan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, özel hastanede doğum yapan eşinin sağlık harcamalarını cebinden ödemesi, ayrıcalık tanınmasının fitilini ateşlemiştir! Yurttaş sağlığını satın almak zorunda kalırken Saray’ın bakanı ve milletvekilinin cebinden kuruş çıkmaması için yasa hazırlanmaktadır… Üstelik işin içinde bir de cinlik vardır: Eğer Sayıştay, Yargıtay, Danıştay ve de Anayasa Mahkemesi, olur da bu yasa ya da uygulamaya karşı durursa diye, o kurumların üyelerine de aynı ayrıcalık tanınmaktadır. Milli irade adına, sosyal oligarşidir bu… Amiral Gemisi 40 yılı aşkındır Cumhuriyet’teyim, gazetemiz komünistlikten tutun faşistliğe, tutuculuktan tutun zındıklığa, teröristlikten tutun bölücülüğe kadar ipe sapa gelmez ne kadar suçlama varsa onunla karşı karşıya geldi. Ama, şükür ki, “amiral gemisi”, “paşanın emir eri”, “genel başkanın kankası”, “reisin arka bahçesi” filan gibi tanımlarla anılmadı. Gazetemiz, bilinçli okurlarının desteğiyle ilkelerinden vazgeçmeden görevini sürdürüyor. Kullanılmadan, ayak oyunlarına saplanmadan, onun bunun çıkarına yol vermeden, gerçeğin peşinden yürüyor. Değerini bilen biliyor. Bizim gemimiz su alan cinsten değil. Doğru bildiği rotadan şaşmıyor. Kirli Düzen Madem bir kirli düzen söz konusu... CHP’liler, doğruydu, yanlıştı, o mu sızdırdı, bu mu yönlendirdi, yok öyleydi, yok böyleydi tartışması içine hiç girmeyeceklerdi. Bir CHP’linin Saray’a çıkıp partisini karıştırıcı iş yapmayacağını kesin bir dille açıklayacaklardı, o kadar... Ne oldu şimdi? Kirli düzeni kurgulayanların istediği oldu. Yerel seçimlerde büyük çoğunluğun desteğini almış CHP, yine iç kavgalarla boğuşan bir parti görüntüsüne büründürüldü. Hem de AKP parçalanmanın eşiğindeyken... 1330 KASIM 2019 CUMARTESİ Birkaç hafta önce, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Em manuel Macron, önceki gün de Türkiye’yi eleştirdi. “Türki ye, hem Suriye operasyonu NATO’nunnu oldubittiye getirip hem NA TO müttefiklerinden dayanışma bekleyemez” dedi. Türkiye ise cenaze töreni vePKKPYDYPG terör örgütüne karşı mücadelesinde müttefik Türkiye’nin tavrılerinden destek görmediği için, NATO’nun Rusya’yı çevrelemeye yönelik Polonya ve Baltık ül kelerine ilişkin planını engelleyeceğini açıkladı. Bu tartışmalar, aslında Soğuk Savaş bittiğinde ölen NATO’nun cenazesinin, o günden beri kaldırılamadığını gösteriyor. 70. yılını kutlamaya hazırlanan ittifak 30 yıl önce ölmüş, ağlayanı yok. Türkiye’ye ve dünyaya ABD’nin gözüyle bakanlar, siyasi anlamda kan grubu AB olanlar, bunun farkında değiller. Meseleyi biraz açalım…  Dış politikanın amacı; ülkenin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve güvenliğini korumaktır. Ulusal çıkarlarını savunmaktır. Milli varlıklarını çoğaltmak, geliştirmek, zenginleştirmektir. Dış politika; ekonomiyle, eğitimle, sanayiyle, orduyla, yargıyla, bürokrasiyle, iş dünyasıyla, diyasporayla, medyayla, bilimle, teknolojiyle yakından ilişkilidir. Dış politika; ülkenin coğrafyasından, devlet kapasitesinden, enerji bağımlılığından, dış ti caretinden bağımsız değildir. Dış politikada kararlılık, tutarlılık ve öngörülebilirlik, beraberinde etkinliği, saygınlığı ve güvenilirliği getirir. Dış siyasetle iç siyaset arasında doğrudan bağ vardır. Bir yönüyle dış politika iç politikanın uzantısı, yansımasıdır. Fakat dış siyaset, iç siyaset için yapılmaz. İç siyasetteki hedeflere ulaşmak, oy tabanını genişletmek, muhalefete yüklenmek için yürütülmez. Dış politikada sık kullanılan “ulusal çıkar” kavramı, sonuçta egemen sınıfların çıkarını merkeze aldığından, hiçbir dış politik yönelim, ülkenin egemen sınıflarının menfaatlarından, pazar ve hammadde taleplerinden bağımsız ele alınamaz. Şimdi soralım: Türkiye bu gerçeklere uygun mu hareket ediyor? Yoksa dış politika, bütünüyle iç siyasete yönelik hesaplarla mı yürütülüyor? Tarih, coğrafya, siyasaliktisat Türk dış politikası, ülkemizin coğrafi konumu, tarihsel birikimi, kültürel zenginliği, ittifak ilişkileri nedeniyle, doğası gereği çok yönlü, çok boyutlu olmak zorundadır. Bu durum, Türkiye’nin gerçekleri ve ihtiyaçlarıyla ilgilidir. O nedenle Türkiye, dünya üzerinde dış politika ajandası en yoğun olan 10 ülkeden biridir. Her ne kadar kimileri, tarihi 2002’de başlatsalar, Türklerin Müslüman olmasını iktidara bağlasalar da, tarih ve coğrafya, onları yalanlamaktadır.  NATO tartışmalarına da böyle bakmak gerekir. “Komşularla sıfır sorun” rüyasına dalıp “değerli yalnızlık” kâbusuyla uyananlar, hiç haritaya bakmadıklarından, yalnızlığın, Türkiye gibi iki kıtada toprakları olan bir ülke için mümkün olmadığını, ticari ilişkileri ve enerji gereksiniminin de buna imkân vermediğini anlamamışlardır. Tarih bilmediklerinden, ideolojik önyargılarının esiri olduklarından, siyasal iktisatla araları hiç olmadığından, ölçek büyütmenin, devlet kapasitesini artırmanın kolay olduğunu sanmışlardır. Emperyalizmin taşeronluğunu yapmakla, Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olmakla övünmüşlerdir.   Netice hazindir. Sorun şu ki, tüm bunların ağır faturasını millet ödemektedir. Karlov davasının 11. duruşmasında suikastçının ev arkadaşı konuştu Rusya’nın eski Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada suikastçı Mevlüt Mert Altıntaş’ın ev arkadaşı Serkan Özkan “tanık” olarak dinlendi. Altıntaş ile 2 ay aynı evde kaldığını anlatan Özkan, “İşimle ilgili İstanbul’a gittiğimde Mevlüt beni arayıp, ‘Ne zaman geleceksin. Gidip bana bir takım elbise alalım. 20 Aralık’ta kız görmeye, ailesiyle tanışmaya gideceğim” dedi. Özkan, suikastçı Altıntaş’ın içine kapanık biri olduğunu evdeyken de telefonunu alıp odasında uzun uzun konuştuğunu ve suikastçının elinde iki telefon gördüğünü kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK Kanser hastası HDP’li Mülkiye Birtane’ye hapis istemi Almanya’da tedavi gören ve savcılığın çağrısı üzerine ifade vermek için Türkiye’ye döndüğünde tutuklanan eski HDP milletvekili Mülkiye Birtane hakkında “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlarından 10 ila 15 yıl arasında hapis cezası istendi. Mülkiye Birtane hakkında açılan davanın duruşması, dün Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Bir yıldan fazla süredir tutuklu olduğunu belirten Birtane, önceki ifadelerinin arkasında olduğunu belirterek tahliyesini istedi. Mülkiye Birtane’nin avukatlarından Pirozhan Karali de müvekkiline yöneltilen suçlamaların milletvekili kimliğiyle yaptığı fiiller olduğunu, bu fiillerinin de suç unsuru olmadığını belirtti. l İç Politika behicak@yahoo.com.tr BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1/ “Maltahumması” 1 L ONGOZ ME 2 EBE VADUZ 3 Z İ L L İ MA Ş A da denilen 4 Y B A T A Ğ A N ve insana çiğ 5 O K E Y N A B İ sütle bulaşan 6 N E K E S R A S hastalık. 2/ Üzerinde dikine çubuklar bulunan 7 Ş İ MA L K A 8 F A UZ AM A 9 İ NAT K İ L T kumaşlar için kul lanılan sözcük... Otel, tiyatro gibi yerlerde girişe yakın geniş yer. 3/ Tırnak boyası... Az bulunur, seyrek. 4/ Çin müziğine özgü bir tür flüt... Duyuru tahtası. 5/ Âşık, vur gun... Bir Avrupa ülkesinin başkenti. 6/ Yankı... Küçük bitkilere verilen ortak ad. 7/ Sakat kimse... Kimi Türk lehçelerinde “ağa” yerine kullanılan sözcük. 8/ Arka, sırt... Erzurum’un bir ilçesi. 9/ Bakteri ve toksinlerin kanda üreyip çoğalmasıyla orta ya çıkan enfeksiyon. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çevresini sardığı motife kabartma havasını vermeye yarayan bir tür fisto... Sabahattin Ali’nin bir öykü kitabı. 2/ Per hiz, diyet... Tümceyi oluşturan birimlerden her biri. 3/ Bir topluluğu oluşturan birey lerden her biri... Bir yarışta başkalarını geçmeye çalışan kimse. 4/ Tavlada “üç” sayısı... Geçit vermeyen, aşılması güç doğal engel. 5/ Sodyum elementinin simgesi... Vilayet. 6/ Venezüella’daki çayırlık ova lara verilen ad... Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvrımı. 7/ Güneyden esen yel... İngiltere’de çok sevilen bir cins bira. 8/ Asya’da bir ırmak... Tatlı bir yiyecek. 9/ Sazın en ince ses veren teli... “Denizayısı” da denilen bir fok cinsi. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com 30 KASIM 2019 SAYI: 34387 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:31 08:02 12:58 15:22 17:44 19:09 Ankara 06:14 07:43 12:42 15:10 17:31 18:55 İzmir 06:34 08:01 13:05 15:37 17:59 19:20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle