19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 3 KASIM 2019 PAZAR TASARIM: EMİNE BİLGET kültür ‘Sahneye çıkış bahardır’Müjdat Gezen, 60’lı yıllardan bu yana, cefalı bir iş olsa da politik tiyatro yapmaktan vazgeçmiyor Gezen, 2003 yılında seyirci karşısına çıktığı tek kişilik oyunda, sahneye ilk adımını 1953 yılında attığı, annesine ilk kazandığı parayı 1960 yılında götürdüğünü anlatıyor. 50 yılda başından geçenleri paylaşıyor. Politik tiyatroda mizah ön plana çıkıyor. “Halk, dilinin ucuna gelip söylemek isteyip söyleyemediğini sizden duyarsa gülüyor” diyor. Müzikallere, ülkemiz koşullarında “müzikli oyunlar” demenin daha doğru olacağını söylüyor. Ancak bugün seyirci ile buluşan “Pera Müzikali”nde, 1453’ten günümüze İstanbul’un Avrupa yakasındaki eğlence yaşamını belgelerle, müzikle ve mizahla sahneye taşımakla yetinilmiyor.. Sürpriz, günümüze uzanan taşlamalarıyla, “politik tiyatro” içeriği de ağır basıyor. lonuna girişle, üç kuşağın aydınlanma cılarından, çok fazlaca tanıdık yüzlerle selamlaşmak ilk sürpriz olabilir. Kuş kusuz “Pera Müzikali” Müjdat Gezen’in verdiği isimle “müzikli oyunlar” sınır ları içinde bir sahneleme değil. 1453 İstanbul’un fethinden başlayan, 2019’a uzanan, İstanbul’un Avrupa yakasında ki eğlence hayatının belgelerle, müzik “Pera Müzikali” nin 5 gece önce TİM Show Center’da gerçekleşen genel provasından iki le ve mizahla sahneye taşınmasının.. Müjdat Gezen’in ustalık çalışmasının.. Sürpriz taşlamalarında “politik tiyatro” içeriklerinin ağır basmasından daha gün önce söyleşi için buluştuğumuz doğal ne sonuç çıkabilirdi ki.. da Müjdat Gezen, Pera Müzikali’nde ki Genel provayı izlemeye gelen Metin mi sürprizlerle karşılaşabileceğimizin tüyosunu ver Müjdat Gezen’in ustalık çalışması. Akpınar, Oya Başar, Leyla Gezen, Behzat Uygur, Bihter Dinçel, Sadun Ak mekle yetinmişti. nelenecek bu oyun ile “Pe çalışanlarımızın çabaları ile toparla süt, Anta Toros, Atilla Dorsay, Sevilİl Müjdat Gezen tarafından ra Müzikali”nin tanıtım bro yacaktık. Kimi dönemeç taşlarının bu ker Başbuğ gibi birçok ünlü konukla oyunlaştırılan, yine Müjdat şürlerini uzattı. “İkisini de günün penceresinden izlerini dinle rın genel prova sonrası ekibi alkış tufa Gezen’in rol alacağı, Mus okursun” dedikten sonra, kla mekle yetinecektim.. Söyleşide sıra nına tutmaları da.. Barış Dinçel imzalı tafa Kemal’in yaşamından sik politik tiyatroyu MKM’de, ya giren birbirinden zorlu, ancak di görkemli dekoru ve rengârenk kostüm ilgimizi çekecek bölümler müzikli oyunları TİM’de sah rengenliğin anlamına anlam katan leriyle izleyenleri nostaljik bir yolculu le izleyeceğimiz oyunun nelediklerinin bir kez daha yaşanmışlıklara geçmeden önce, bu ğa çıkarmaları da.. Müjdat Gezen’in sö besbelli yorucu geçen pro Atatürk’ün söylevi bu altını çizdi. vasından sonrası, çok es oyunda bir anlamda Söz verdiğim üzere, öğle ki yıllara dayalı dostluğu oratoryo haline getirildi. den sonrasında TİM Show gün ilk kez seyircisi ile buluşan “Pera Müzikali”nin genel provasının izlenimlerini sizlerle paylaşmalıyım.. zünü ettiği günümüze kadar uzanan kimi sürprizlerin izlenmesini, “Pera Müzikali’nin” kapsamının tanıtımına muzun hatırına, öğlen ara Center’daki son provalara Ne de olsa, kültür sayfalarımıza ilişkin diğer bilgilendirmeler, tanıtımla sında sıkışık bir zaman dilimi içinde koşuşturacağını gözeterek sanat yaşa “Cumhuriyet söyleşileri, 3 kuşaktan rının okunmasını sizlere bırakarak ge ne konuşabilirsek konuşacaktık.. Kes mının tanıklıklarının belgelerini, bilgi tanıklıklar”la, korsan eylemle girme nel provadan kimi görselleri de sizlerle tirmeden MKM’de yakın tarihte sah lerini, gazetemizin arşivinden cefakâr mizde de payı var.. Elbette bekleme sa paylaşmakla yetinelim.. İki prova arası koşturmaca Müjdat Gezen’in sanat yaşamından iz bırakmış, kimi tanıklıklara ilişkin koşturmaca söyleşiye dönelim.. İyi ki Cumhuriyet arşivinden kimi taramaları yapmak zorunda kalmışız. Müjdat Gezen’in İlhan Selçuk’un isteği üzerine hazırladığı 1996 yılında yayımlanmış “Sak Üstünde Müjdat Gezen” başlıklı çizgili, yazılı gülerek düşündüren sayfalarını yeniden keşfetmiş oldum. Sizlerle de bir kez daha paylaşmak şansını yakaladım. dı” hesabını ondan sordum. “Ben değil dim, Yaman yapmış” itirafını da aldım. İlhan Selçuk’un isteği üzerine Merak ettiğim geçmişlerinde “Yeni kapı grubu sol muhalif sanatçılar” ola rak tanın maları da vardı. Ye nikapı gru bunun be nim bilme diğim bir de ağabey Laf aramızda Müjdat Gezen, Savaş Dinçel, Yaman Tüzcet üçlüsünün, Vefa Lisesi’ne uzanan köklü uzun soluklu dostluklarında benim de tanıklıklarım çok fazla. Onlar çocukluktan Şehir Tiyatroları kadrolarına uzanan tiyatro yaşamlarında, Vefa Lisesi’nin en ünlüleri arasında acemi çaylaklara kardeş okullar kapsamında tiyato öğretmek gibi sorumlulukları da üstlendiklerinden benimle bile boşu boşuna uğraşmak zorunda kalmışlardı. Gülerek anımsadıklarımla, Müjdat Gezen’in de doğruladığı üzere, orta üç ve lise bir İstanbul Kız Lisesi’nden ortak tiyatro çalışmaları için Vefa Lisesi’nde, tiyatro sahne koyucuları olarak karşımıza çıkmışlardı. Edebiyat öğretmenim yüksek not alan öğrencisi olarak beni de zor leri varmış. Doğan Hız lan, Demir Özlü, Onat Kutlar’ı.. ağabey ler listesin den sayar ken, genç ler grubundan kendi Vefa’lı üç Perran Kutman ve Müjdat Gezen. (22 Ağustos 1979) lüsünün yanında, Ali Poyrazoğlu, Celi le Toyun, Hale Akalın, Adnan Özyalçı ner, Sennur Sezer, Halil Ergün’ü.. İlk aklına gelen ler olarak sıraladı.. Gençlik tiyatro grupları kurma çalışmaları öylesi ne çoklu, renkli örnekler le dopdolu ki, ne bu say falara sığdırmaya yer ne de saymaya zaman var la göndermişti. Üçüne dı. 1968 kuşağının simge birden sözleri olmayan lerinden “Devrim için ha bir rol için yalvarıp dur reket” sokak tiyatrosunu duğumu anımsıyorum. ekleyelim. Devamların Müjdat Gezen, ne ya da aklınıza gelebilecek ne pıp edip birkaç cümle kadar yargılamalara, ef lik konuşmaları yapa sane anılmalara konu ol bilmem yolunda baya Kelepçeli yargılamasında Savaş muş, sol tiyatro grupları, ğı uğraşmıştı.. Dinçel ve Müjdat Gezen. (1983) oyunları varsa sıralaya Gazetecilik Enstitü bilirsiniz.. sü öğrencilik yıllarımda Yaman Tüzcet MSM bahçesinde büstünün önün sınıf arkadaşım olunca dostluklar da den geçerken, Muhsin Ertuğrul ha bir pekişmişti. O da Cumhuriyet’in Hoca’yı anacak oldum. Kuşkusuz Şehir 1990’lı zorlu yıllarında arka sayfamız Tiyatroları’nın efsane yıllarından pay da bir mizah köşesi yapmıştı. İkisin laşacağı çok fazla anısı vardı. MKM ku den birinin İlhan Selçuk’a “En yetenk ruluş senedi kayıtlarından özetlemeye sizimizi size gazeteci olarak gönderdik” kalkışırsak 2003 yılı verileriyle yayım esprisini yaptığını duyduğum için, ya lanmış 33 kitabı var. İlkokul Türkçe ki kalamışken “Hanginiz beni ispiyonla taplarında bile yazıları çıkmış. 1982 yı Mıstık Müjdat Gezen, Atıf Kaptan, Cahide Sonku. ranlığını coşkulu cümlelerle sürdürü yor.. “Kurtuluş Savaşı inanılası bir şey de ğil. Ordu yok, silah yok, giyecek yok. Sıfırdan toparlanma öyle lafla olacak bir şey değil. Ezanı da bu adama, deha lında bir yayınevi kurmuş. Konserva sına borçluyuz.. Okudukça yaptıkları tuvarlarda öğretmenlik yapmış, 1982 nın değeri, heyecanı bilinç altımıza ka yılında Kandemir Konduk ile birlikte Güldürü Merkezi’ni kurmuş. 1991’de MSM’yi kurmuş. Aldığı ödülleri sayabilmek de olanaksız. 1998’de ilk kez adını taşıyan tiyatrosunu kurmuş. 100 dar işliyor..” Müjdat Gezen kimliğine bir küçü cük anı ile benden de bir katkı olsun.. Çağdaş Yaşam’ın simge başkanı sevgili Türkan Saylan’a ölümünden civarında filmde, 50 civarında oyunda, günler öncesi yapılan zulmün sim binden fazla ge fotoğrafını da unutmuş olamazsı radyo ve TV yapımında rol Bekçi Murtaza filminin kadrosu. nız. Gece hastahane almış. Yazdığı ve yönettiği ye kaldırıldığının ha 20’den fazla oyun, 8 sinema, 5 televizyon dizisi yönetmenliği de beri üzerine sabah işe gitmeden Çapa Tıp Fakültesi’ne var. 1975 sonrası katlanan uğrayıp bilgi almak is sayılarla sanata katkılarını temiştim. Oda kapısı varın siz bir düşünün.. Soldan sağa Işıl Özgentürk, Halil Ergün, Ali Özgentürk, Müjdat Gezen, Güler Ökten. nı vuramadan bilgi ala Müjdat Gezen, ayaküstü söyleşisinde soruları yanıtlarken, 1961 Anayasası, özgürlüklere, örgütlenmelere kapı açan yasaları ile yeşeren, yükselen, toplumsal umutların sanatçı gençlik, arkadaş bileceğim birilerini bekliyordum ki.. Uzaktan tanımadığım biri seslendi. İçeri girmemi, görünce sevineceğini söyledi. Kapıyı açtığımda gözlerime inanama çevrelerinde de yarattığı umutlarla söze giriyor. Yargılanan, idam edilen başbakan çelişkisiyle düş kırıklıklarını da katıyor. 12 Mart, 12 Eylül askeri darbeleri, sanatı da hedef tahtasına oturtan baskıları, yargılamaları kendi yaşamındaki öncelikleriyle de sıralıyor.. Atatürk’ün devrimci kimliği ile, kurtuluş, kuruluş savaşları kazanımlarına dım.. Ölüme gün sayarken kızlarına dönük yarım kalmış işlerin bitirilmesi telaşına kapılmış, moral veren renklerle giyinmiş, yatağındaki örtünün üstüne sayısız not iliştirmiş.. “Şükran, tam zamanında geldin, hemen Müjdat’ı bul, kızlarıma piyano sözü vermişti, benden sonrasına kalmasın..” Neşeli gür sesi ile kendime geldim. Müjdat’ın telefonu bağlılığını paylaşmaktan onurlandığı bilinir.. “29 Ekim benim doğum günüm. nu çaldırarak Türkan Hoca’ya uzattım. Yatağının üstündeki yarım kalmış iş Ben doğmadan önce Cumhuriyetimizin lerden bir not eksilmişti.. de doğum gü nü..” girişine, sanatçı duyar lılığını kata rak, Cumhu riyetin kuru luşu koşulla rında yapılan lara, Musta fa Kemal’e, o zorlu koşul larda başarı lanlara hay Muazzez İlmiye Çığ: ‘Benim kutsalım yaşamak’ Kimi zaman, iyi ki yaşıyorum iyi ki yaşıyorum demekten kendimi alamıyorum. (Kimi zaman mı? Son zamanlarda sık sık olmaya başladı bu, galiba yaşlanıyorum...) Önceki akşam Mersin’de Kongre ve Sergi Sarayı’nda bu sözleri yine içimden tekrarlarken yakaladım kendimi... Şu fotoğraflara bakın ve halimi anlayın... Sahneyi iki ulu çınarla; biri 103, biri 91 yaşındaki iki bilgeyle paylaşıyorum. Muazzez İlmiye Çığ ve ressam, hattat, gazeteci Etem Çalışkan’la... Baştan başlıyorum: Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Liseliler Derneği, İçel Sanat Kulübü’nün “1 Kasım Harf Devrimi”nin yıldönümü nedeniyle düzenlediği gecede önce Etem Çalışkan’ın eserlerinden oluşan serginin açılışını yaptık. Kalabalık bir eserden ötekine ilerlerken salonda bir dalgalanma oldu. İçeri Muazzez İlmiye Çığ girdi... Serginin bir köşesinde ben de kitaplarımı imzalıyorum. Derkeeeen... Bu iki bilge insan, iki yanıma yerleşti. Onlar benden daha genç, daha dinamik. Çevrelerine enerji saçıyorlar. Zihinleri pırıl pırıl... Ellerim, kitap ve kalemden boş kaldığı anda, yeryüzünün en yaratıcı avuçları ellerimi yakalıyor, sımsıcak okşuyor. (İnanmazsanız 1. fotoğrafa bakın) Ellerim kuş oluyor, su oluyor, ateş oluyor, bir elim Sümer ve Hitit’e; bir elim Atatürk’ün harf devrimine uzanıyor... Sonra Kongre ve Sergi Sarayı’nda büyük salonun sahnesinde yerlerimizi alıyoruz. Evet konumuz harf devrimi ama bugüne ve geleceğe dair de söyleyecekleri çok şeyleri var. Uzaya gitme isteği Muazzez İlmiye Çığ, Sümer, Hitit, Akad, Asurluların kullandığı çiviyazısının arşivini oluşturmuş... Türkçe harflerle kaligrafi örneklerinin şahını sunan Etem Çalışkan ise eserlerinde çiviyazısından yararlanmış ve ona göre her alfabe kutsal. Muazzez Hanım, yazının kutsallaşmasını kabul etmiyor. Onun için tek kutsal var. O da YAŞAMAK! Dolu dolu yaşamak. Öğrenerek, öğreterek yaşamak... O nedenle günümüzde cehaletin prim yapmasına öfkeleniyor ve isyan ediyor... İki ulu çınarın dostluktan gayri, ortak yanları, Atatürk tutkusu, Cumhuriyet aşkı, Cumhuriyet ilkelerine bağlılıkları... İki saat süren çok keyifli sohbeti burada özetlemem imkânsız. Aklımdan hiç çıkmayacak bir ayrıntı: Muazzez Hanım hayatta en çok ne istemiş biliyor musunuz? Astronot olmak, uzaya gitmek... Ve hâlâ bu istekten vazgeçmiş değil... Bütün uzay edebiyatını, uzay kitaplarını okuyup hatmetmesi bundan. Büyüyünce astronot olmak istiyor... Sevecenlikleri, zihin açıklığı ve söz yarışı sürerken romantizme de uzanıverdik: İşte Etem Çalışkan’dan unutmayacağım tümce: “Ben ağlayan yıldızlar gördüm; güneşi göremedikleri için ağlıyorlardı...” İyi ki, yaşları kaç olursa olsun üretmekten, çalışmaktan geri kalmayan ve bıkıp usanmadan Atatürk devrimlerini, Cumhuriyet ilkelerini anlatan insanlarımız var... Minik sanatçılar gururlandırdı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Piyano Bölümü’nde eğitimi ni sürdüren Duru Er coşkun (11) ve İs tanbul Üniversitesi Piyano Bölümü’nde Saraç okuyan Can Saraç (12) ABD’nin New Ercoşkun York eyaletinde ya pılan “Golden Classical Music” ödüllerinde birincilikler kazandı. İki genç müzisyen, piya no yarışmasında bireysel olarak (solo) katıl dıkları ve birlikte çaldıkları (duo) kategoriler de birincilik ödülü aldı. İki isim, piyano hari cinde keman eşliğinde de eğitimlerini sürdü rüyor ve uluslararası yarışmalarda başarıları na devam ediyor. Öte yandan, genç sanatçı Duru Ercoşkun, 6 Kasım’da dünyaca ünlü konser salonu Car negie Hall’da 6 Kasım’da konser verecek. l Kültür Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle