21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 7 EKİM 2019 PAZARTESİ 9 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan terör örgütü için çarpıcı değerlendirmeler: TSK’de hazır bekletilen FETÖ’cü askerler var İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından geçen haftalarda FETÖ’nün TSK yapılanmasına ri tutuklamaya sevk eden Cumhuriyet savcısı, örgütün şifreli haberleşme uygulaması olan yönelik yapılan ve 74 muvazzaf “ByLock” kullanan asker sayısı astsubayın gözaltına alındığı soruşturma kapsamında, tutuklama SEYHAN AVŞAR nın TSK’ye sızan asker sayısından az olduğuna vurgu yapıldı. isteminin yazıldığı sevk kararın Ankesör operasyonlarının ne da dikkat çeken değerlendirmelerde den önemli olduğunun anlatıldığı sevk bulunuldu. Cumhuriyet savcısı sevk yazısında şu ifadelere yer verildi: “TSK yazısında, örgütün darbe girişiminde içerisinde görevli terör örgütü mensu nispeten çok az üyesinin kullandığı, bu askeri şahıslar ile söz konusu ya ByLock, Bank Asya hesapları bulun pılanmada üst düzey faaliyet yürüten mayan diğer örgüt mensuplarının ikin sözde sorumlular (öğretmen, müdür ci bir darbe girişiminde ya da örgütsel yardımcısı, müdür, şeklinde örgütsel bir faaliyette kullanılmak üzere hazır isimlendirilen) arasında, deşifre olmayı olarak bekletildikleri aktarıldı. engellemek maksadıyla, farklı bir ileti İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şim modelinin kullanıldığı, diğer örgüt Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma mensupları tarafından iletişim amacıy Bürosu’nca FETÖ’nün TSK yapılanma la kullanılan ByLock dahil olmak üzere sına yönelik yürütülen soruşturmada, bilinen iletişim usullerinden uzak dur İstanbul ve 29 ilde, 74 muvazzaf astsu dukları, ülke genelinde ByLock kullan baya geçen haftalarda operasyon dü dığı tespit edilen asker sayısının terör zenlendi. Gözaltına alınanlardan 32’si örgütünün silahlı kuvvetlerimiz içerisi tutuklandı. Gözaltına alınan şüphelile ne sızdırdığı tahmini örgüt üyesi sayı sına göre çok az olmasının bu durumu gösterdiği, yine örgütün darbe girişimine nispeten çok az üyesini kullandığı, terör örgütüne yönelik bilinen kriterleri (ByLock, Bank Asya, üst düzey yöneticilerle irtibat gibi) taşımayan diğer mensuplarını ikinci bir darbe girişiminde ya da örgütsel başka bir faaliyette kullanmak üzere hazır olarak beklettiğinin değerlendirildiği...” Kısa süreli aramalar Sevk yazısından örgüt üyelerinin deşifre edilmesine yönelik çalışmalarda, askeri personellerden sorumlu şahısların kamuya açık ve birbirinden bağımsız, market, büfe, lokanta gibi sair işletmelerde kurulu bulunan sabit (kontörlü) hatları kullandıkları, sorumlu şahısların “öğrenci” olarak tabir edilen askeri personelleri aradıkları, aramalarının tek yönlü olduğu belirtildi. Sadece sorumlu şahsın arama yaptığının aktarıldığı sevk yazısında, arama sürelerinin ise kısa olarak gerçekleştiği kaydedildi. Bu arada, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün yaptığı darbe girişimin İstanbul ayağına katıldığı belirtilen 1649 şüpheli askerden 1061’inin mahrem imamlarla ankesörlü sabit hatlar üzerinden iletişim kurduğu tespit edildi. Şu ana kadar yapılan tespitlere göre 15 Temmuz 2016’da darbenin İstanbul ayağında yer alan 68 albaydan 48’inin, 35 yarbaydan 29’unun, 70 binbaşıdan 57’sinin, 222 üsteğmenden 195’inin, 67 teğmenden 65’inin, 20 asteğmenden 5’inin, 260 astsubaydan 168’inin, 369 askeri öğrenciden 340’ının, 378 uzman çavuştan 154’ünün örgütsel amaçlı olarak kullanılan ankesörlü telefonlardan mahrem imamlarla görüştükleri belirlendi. Bu bilgiler ise İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tespit tutanağı haline getirilerek mahkemelere ve ankesörlü telefon soruşturmaları dosyalarına gönderildi. l İSTANBUL 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde vurulan gazi Eryılmaz: Örgütün gövdesi ayakta 15Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü binasının örgüt tarafından ele geçiril mesini önleyenler arasında önemli rol oynayan ve burada tanktan açılan ateş sonucu gazi olan eski Emniyet Müdü rü Fatih Eryılmaz, görevden alınan FE TÖ’cülerin yerine yine ay nı düşünceden insanla rın getirildiğini söyledi. FETÖ’yü “kertenkeleye” leyla kılıç benzeten Fatih Eryılmaz, “FETÖ kuyruğunu bırakıp kendisi yok olan bir ker tenkele gibi davranıyor. Devlet, kuy ruğu ile uğraşırken gövdesi yaşama ya devam ediyor. Bu nedenle verilen mücadeleyi yeterli bulmuyorum” dedi. FETÖ ile mücadelede yine cemaat ve tarikatların kullanıldığını kaydeden Eryılmaz, FETÖ’nün yaptığı “renklen dirme çalışmasının” üzerine de gidil mediğini belirterek “FETÖ ile mücade leyi cemaatlerden tavsiye edilen isim lere emanet ettiler. Onlar sadece ce maat olarak hareket etmez. Dindar ya pılardan tutun da laik görünen çevre lere dahi renklendirmesini yapmıştır” diye konuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde EGO Genel Müdür Yardımcılığı görevi ni yürüten Eryılmaz, sorularımıza şu yanıtları verdi: n Polis okulundan itibaren FETÖ ile her alanda mücadele ettiğiniz gö rülüyor. Bu süreçte sizi en çok yara layan olay neydi? Beni bu süreçte en çok yaralayan olay, bilinen FETÖ’cülerin görevden alınıp yerlerine getirilenlerin birçoğu nun yine FETÖ’cü olması. Bu halen de vam ediyor. Konuya ilişkin bilgisizlik leri çok yaralayıcı. İktidar, içinde bu lundukları durumun vahametinin far kında değildi, hâlâ değil. En büyük ha ta olayı asayiş sorunu olarak ele alma ları. Her şeye rağmen yine de FETÖ ile en düzgün mücadele yapan kurum Emniyet teşkilatıdır. ‘Tedbir geliştiriyorlar’ n FETÖ mücadelesinde yapılan görevlendirmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? 1725 Aralık ile 15 Temmuz arasında gelişen süreçte kurumlar içinde yapılan tayin ve atamaları FETÖ’den uzak olmayan cemaatler yaptı, diyebiliriz. İktidarın FETÖ ile mücadele için görev verdiği birçok kripto unsur, yaptıkları tayinlerle gerçekten FETÖ’ye karşı mücadele edenleri uzaklaştırdı. 1725 Aralık sonrası ilk dizaynı FETÖ ile zihniyet olarak pek de farkı olmayan başka cemaatler, özellikle Said Nursi kaynaklı olduklarını söyleyenler yaptı. Bugünkü hataların birçoğu da ilk başta yapılan yanlışlardan kaynaklanıyor. FETÖ, aldığı darbe ile sendelemişken, çözümlenecekken doğru kişiler, doğru makamlarda değildi. Yani ilk düğme yanlış iliklenmişti. Örnek vermek gerekirse, 1725 Aralık operasyonunu düzenleyen İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün’ün görevden alınıp ye Fatih Eryılmaz, Emniyet Müdürlüğü’nün örgütün eline geçmesinin engellemesinde rol oynamıştı. Fatih Eryılmaz rine Ömer Köse’nin getirilmesi. Çünkü Köse, Atayün’den daha azıllı FETÖ’cüdür. Yine İzmir Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın yerine atanan Saim Uslu da ileri derece de FETÖ’cüydü. Sanırım FETÖ’ye benzeyen diğer cemaatler, iktidara isim tavsiye etti. İktidar da FETÖ ile mücadeleyi tavsiye edilen bu isimlere emanet etti. Bahsettiğimiz cemaatlerin de FETÖ ile bağı güçlü ve buna “FETÖ”nün renklendirme çalışması denilebilir. Çünkü onlar sadece cemaat olarak hareket etmez. Dindar yapılardan tutun da laik görünen çevrelere dahi renklendirmesi yapılmıştır yıllar önce. FETÖ örgütü, öngörülerini iktidardan maalesef ki daha iyi değerlendirip buna tedbir geliştirebilen bir örgüttür. ‘Her kesime sızdılar’ n Renklendirme çalışmasını biraz açabilir miyiz? FETÖ’nün Gürcistan imamlarından biri vardı: Hayati Küçük. 1725 Aralık’tan sonra bu şahıs, bir televizyon programında aslında kilit cümleyi söyledi ve Kürt kökenlileri Türkiye’ye çağırdı. “Siz artık cemaattesiniz, ama değilsiniz” diyerek başka yerlerde görevlendirildiler. Yani bu kişi 20042005 yıllarında yurtdışında Kürtçe bilenleri topladı. O yıllar FETÖ’nün renklendirme çalışmasını hem dini hem laik çevrelerde yaptığı yıllar. Bunu siyasi ve bürokratik yetkililere de söyledim. Cemaat bu kişileri ne yaptı? Nerede görevlendirildi? Bu araştı rıldı mı? Hâlâ bu konuda bir çalışma run vardır. Bir de halkta adalet duygu yapılmadı. Bu olayın Türkiye’de çok su zedelenen bir kitle yaratıldı. Türki iyi irdelenmesi gerekirken hiç ince ye dışından FETÖ bir diaspora oluştu lenmedi. ruyor ve bu Ermeni diasporasından n FETÖ’ye dair devlete, talep doğ daha tehlikeli. Bugün FETÖ ile müca rultusunda ya da kendi isteğiniz dele edilmiyor diyenlerin bir kısmı le herhangi bir bilgilendirmeniz ol nın amacı, devletten uzaklaştırı du mu? lan isimlerin bir şekilde huku 1725 Aralık operasyonunun kunu korumak. ardından bir arkadaşımla be n Peki, alınması gereken raber Cumhurbaşkanlığı Genel önlemler neler? Sekreterliği’nden randevu ala Yargı içinde benim hesapla rak görüşmeye gittik. İsmini söyle malarıma göre halen en az 1200 mek istemediğim kişi ile 4.5 saat ko ile 1500 arası FETÖ’cü olması lazım. nuştuk. Orada olaya bir asayiş soru 2014 tarihinde yapılan HSYK seçimle nu gibi baktıklarını gördüm. O zaman rinden de çıkarılan bir sayı vardı. Yar kendilerine “Bu odaya gelecekler ka gı içindeki FETÖ üyelerinin dışında fanıza silah dayayacaklar, sizi bura kalan sosyal demokratlar, ülkücüler, dan sürükleyerek çıkaracaklar” de muhafazakârlar, Atatürkçüler, milli dim. 15 Temmuz’da da aynen böyle yetçiler, dindarlar hepsi bir araya ge oldu. Bu konuyu ciddiye almadılar. En lerek Yargıda Birlik Platformu’nu kur büyük hataları bu oldu. Öte yandan, muştu. O zaman FETÖ üyesi hâkim, Cumhurbaşkanı danışmanlarından ge Darbe girişiminin savcı, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile lenler oldu. Ne yapıl engellenmesinde rol kıyasıya bir yarış ol masına dair bilgilendirme yaptım. Hatta yazılı bir rapor da sundum. Daha son oynayan eski Emniyet Müdürü Eryılmaz, görevden alınan muştu. 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ertesi günü ihraç edilen iki bin ra o raporda yer alan bilgiler de kullanıldı. 15 Temmuz sonrasında hastanede FETÖ’cülerin yerine yine aynı düşünceden insanların getirildiğini den fazla yargı mensubunun tespitinde de bu seçim sırasında yapılanlar et yatarken gelip giden söyledi. FETÖ’yü kili olmuştu. Bunun siyasiler oldu. Onlarla da elimizdeki bilgileri paylaştık. Bu devlet meselesi. “kertenkeleye” benzeten Eryılmaz, “FETÖ kuyruğunu bırakıp kendisi yanı sıra ByLock çok önemli bir konu. ByLock kullanımı konusunda şüpheye n Bugünü nasıl yo yok olan bir kertenkele düşürüldüğümüz de rumluyorsunuz? FETÖ kuyruğunu gibi” dedi. bir gerçek. Bazı üst düzey bürokratların bırakıp kendisi yok olan bir kerten ByLock kullanmasına rağmen bir iş kele gibi davranıyor. Devlet, kuyruğu leme tabi tutulmadığını biliyoruz. FE ile uğraşırken gövdesi yaşamaya de TÖ ile iktidar 15 yıllık bir ilişkiye sa vam ediyor. Bu nedenle verilen müca hip. Bu süreçte ortaklıklar olmuş, kız deleyi yeterli bulmuyorum. Ama se alınıp verilmiş, torun doğmuş, bera nin FETÖ’cün benim FETÖ’cüm, se ber ticaret yapılmış... Burada şahsi ke nin teröristin, benim teröristim me faretler oluyor. Ama hukuk şahsi ke selesine girilirse ki girildi. Bu müca faretlere bakmaz, bakmamalı. Kripto delenin halkta karşılığını bulamaz lar hâlâ görevlerini sürdürüyor. Diya sınız. Adı FETÖ’cülerle çıkmayı bıra net ve YÖK, FETÖ ile mücadelede topa kın, Fethullah Gülen kadar bu cema girmedi ama bunlar sayesinde makam ate hizmet edenleri siyasi sebeplerle sahibi olanlar yerlerinde. Mücadele vekil, bakan, belediye başkanı, bele baştan revize edilmeli ve baştan ya diye başkan adayı yapmayacaksınız. pılan hatalar düzeltilmeli. Bugün piş Önce özeleştiri yapacaksınız. Zengin manlıklarını dile getirenler var, ama FETÖ’cüye bir şey olmuyor da sadece hesaplaşmadan helalleşmek yok. diğerleri yargılanıyorsa burada bir so l İSTANBUL Ayrıntılar Sen dinlenmezsen o anımsatır kendini! Bu yaz kısacık bir dinlence dışında hep çalıştım. Günlük program yapmak, siyasetle uğraşmak yorucudur. İtiraf etmeliyim ki, eğer okuryazarlığınızdan ödün verirseniz giderek sıkıcı da olursunuz. Bereket edebiyat koruyor düşüncemizi. Geçen hafta Aykut Küçükkaya’dan bir hafta izin istedim. Yeni kitabımı toparlamak, yayıncıya teslim etmek için. Gerçi televizyon sürdü, o ayrı. Sağ olsun, “tamam” dedi yayın yönetmenimiz. Adına şimdilik “Dostlar Kitabı” dediğim metinle baş başa kaldım. Çağımızda türler arasında geçirgenlik sıkça rastlanır bir durum. İlkin “deneme” kitabı gibi başladım, süreçle “anı”lar eklenince yeni bir boyut kazandı metin. Son düzeltmelerle boğuşurken yazıyorum bu satırları. Bizde unutkanlık, kandırılmak kolaycılığı yaygındır. Tehlikelidir bu. Elli yaş hesaplaşmamı sıkça dile getiriyorum. Henüz olaylar, kişiler belleğimde canlıyken, tanıklıkları kaleme almakta yarar var. Bende iz bırakan kim varsa, biçimlendiren, o dostları yazdım. Güncel olana ışık tutan bir yanı da oldu kitabın. Uzatmayayım... İnsan hangi yaşta olduğunu kavrayamaz. Sözgelişi elli bana hep uzaktı. Şimdi geldik kapısına. Fark ediyorum ki eskisi kadar her şeye yetişemiyorum. Benim gibi tezcanlıların kötü alışkanlığıdır bu, üstüne sürekli yük almak, aynı anda pek çok yerde olmayı istemek. Bizde yazmak, okumak bir başına geçinmeye zaten yetmez, bir de aydın sorumluluğu edinirse kişi kendine, başını kaşıyacak zamanı kalmaz. Diyeceğim, ihmal etmişim sağlığımı, geçen hafta alarm çaldı, doktora gittim. Belli yaş dönümlerinde beden anımsatıyor kendini. Geçen sene ciddi kararla on kilo verdim. Yükten kurtulmak şart, hafiflemeli insan. Soruyorlar: “Nasıl başardın?” diye. Yanıt yalın: “Yemiyorum.” Günde iki öğüne indim. Neredeyse şeker sıfır! Gevezelik ettiğimin farkındayım, diyeceğim: Bana yarın elli yaş bakımı gerekiyor, küçük bir ameliyat olacağım. Endişe edecek bir şey yok. Haftaya yazmaya devam edeceğim, kısa bir izin istiyorum hepsi bu. Esasen açıklamayacaktım ameliyatı. Ancak hem ekrandan, hem de köşeden uzak kalınca, haklı olarak, okurlar/izleyiciler endişe ediyor. Bizim meslekte kovulmak sıkça rastlanan bir durum olduğu için, eh ben de bu marifeti başarıyla gösterdiğimden, kimsenin aklına kötü bir şey gelmesin istedim. Bir gece hastanede kalıp ertesi gün eve çıkacağım. Beş gün güncel olana mesafe koymak iyi gelecek. Muzaffer Buyrukçu güncelerini ve Erendiz Atasü’nün yeni öykü kitabını okuyacağım. Bir not da Edirneli dostlara, pazar günü kitap fuarına geleceğim. Yenilenmiş olarak ilk imza, söyleşi gezisinde buluşuruz umarım. Bana kısacık bir izin, pazartesi buluşuruz.  Emekli Albay İbrahim A.: Rütbemi Gülen taktı ALİCAN ULUDAĞ FETÖ’nün TSK’deki yapılanmasına yönelik soruşturmada gözaltına alınan emekli Albay İbrahim A., itirafçı oldu. İbrahim A, rütbesini Gülen’in taktığını anlattı. Ankesör soruşturması kapsamında gözaltına alınan İbrahim A., ifadesinde darbe girişiminin İstanbul ayağını organize eden sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm Şube Müdürü Kurmay Albay Muzaffer Düzenli ile aynı örgüt evine gittiklerini söyledi. İbrahim A., 1998’de üsteğmen olduğunu, o tarihte görüştüğü “Emin” kod adlı örgüt imamının kendisini Fethullah Gülen ile tanıştıracağını söyleyerek Altunizade’deki FEM dershanesinin 5. katına götürdüğünü ifade etti. İbrahim A., “Gülen salona girdi, toplu namaz kılındı ve sohbet vermeye başladı. Sohbet bitip salondaki kalabalık ayrılmaya başlayınca Emin beni Gülen’in kaldığı odaya götürdü. Gülen’e, ‘rütbe takılacak personel var’ dediler. Odaya girmeden önce, askeri kıyafetimden rütbeleri sökmüştüm. Elini öpmek istedim, öptürmedi. Emin, rütbeyi Gülen’e verdi. Gülen, rütbenin birini omzuma taktı, beni alnımdan öperek ‘TSK benim gözbebeğim, aynı yolda devam et’ dedi. Daha sonra bana kalem hediye etti ve oradan ayrıldık” ifadelerini kullandı. Teğmene düşük not Görüştüğü örgüt imamlarının kendisinden bazı teğmenlere düşük not vermesini istediğini, kendisinin de bu talimatları yerine getirdiğini aktaran İbrahim A., “Bu gibi durumlar birçok kere oldu. Sorumlu imamın sözü üzerine düşük not verdiğim için vicdanen rahatsız oldum” diye konuştu. İbrahim A., “Komutanlık ve Karargâh Subaylığı (KOMKARSU) sınavını da örgütün kendisine verdiği soru ve cevaplar sayesinde kazandığını anlattı. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle