21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 7 EKİM 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: BURAK YURTTAŞ HABER/YORUM Suriye’nin toprak bütünlüğü Uluslararası ilişkiler ve diplomasi ne yazık ki, dürüstlük ilkesi üzerine inşa edilmiş bir yapı değildir. Bazı özel ve idealist liderlerin öncülüğündeki uluslararası ilişkilerde dürüstlük ilkesinin asgari düzeyde zedelendiği dönemler olmuştur. Ancak uluslararası ilişkiler ve diplomasi genelde, yalancılık ve kandırma sanatını da içeren bir alandır. Dünya bir gün bu yalancılık ve kandırma sanatından kurtulursa, başka ülkeleri ötekileştirmekten vazgeçerse, insani ve ahlaki değerler tüm sınırları aşacak duruma gelirse, küresel barış sağlanabilir. Aksi halde uluslararası ilişkiler uluslararası sorunlar yumağı olmaktan çıkmaz, “ilişki” denen şey, ülkelerin birbirine gol atma oyunundan ibaret sahte ve yapay bir oluşum olarak kalır. Uluslararası rekabetin yerini uluslararası dayanışma ruhu almadıkça, dünyada barış sağlanamaz. 1990’lı yıllarda, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” ifadesini içeren yüzlerce basın açıklamasına şahit olduk. Irak ile ilgili yapılan her uluslararası toplantıdan sonra ortaya atılan ilk söz, “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” idi. Bu söz artık başbakanların, bakanların, hükümet sözcülerinin, diplomatların ağzında sakız olmuştu ve yöneticiler, otomatik pilota bağlanmış gibi bu sözleri tekrarlayıp duruyorlardı. Oysa fiili durum bunun tam tersiydi. Türkiye’nin, ABD’nin güdümü altında aldığı her karar, Irak’ın toprak bütünlüğünü adım adım ortadan kaldırıyordu. “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” görüntüsünün altındaki gerçek şuydu: “Irak’ı, din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden parçalayacağız.” Nitekim öyle de oldu. Irak, Kürt, Sünni ve Şii grupların arasında üçe bölündü ve iç savaşa sürüklendi, ABD işgali sonucunda bir milyondan fazla insan yaşamını yitirdi, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden birisi olan bir ülke ekonomik olarak çöktü. O dönemde, “Kürtleri Saddam’ın zulmünden koruyacağız” bahanesiyle icat edilen “Çekiç Güç” ve “uçuşa yasak güvenli bölge”, Irak’ın parçalanmasının ilk adımını oluşturdu. Türkiye de ABD’nin bu icadının piyonu oldu, İncirlik Üssü üzerinden yürütülen bu operasyonun tetikçisi konumuna düştü, bunu da “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” yalanıyla yıllarca kamufle etmeye çalıştı. Hatta AKP’nin iktidara geldiği yıllarda, yaklaşık 60 bin ABD askerinin Türkiye üzerinden Irak’ı işgal etmesi için hükümet tarafından TBMM’ye tezkere sunulurken bile, “Irak’ın toprak bütünlüğünü destekliyoruz” yalanları buna eşlik etti, CHP’nin etkin muhalefeti sayesinde bu tezkere reddedildi. Aradan yıllar geçti, ama Türkiye yaşananlardan ders almadı. “Arap Baharı” yalanıyla köktendinci ayaklanmalar desteklendi, Suriye de bu tuzağın içine düşürüldü. AKP iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi siyasetçilerin öncülüğünde, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyoruz” yalanını kullanarak, Suriye’nin iç savaşa sürüklenmesinin ve bölünüp parçalanmasının yolunu açtı. Türkiye, Suriye’deki Beşşar Esad yönetiminin devrilmesi için en aktif rolü üstlenen ülkelerden birisi oldu, silahlı rejim muhaliflerine açık destek verdi, bunu da, “Esad halkına zulüm yapıyor” bahanesine sığınarak yaptı. Bir zamanlar, “Saddam halkına zulüm yapıyor” bahanesine sığınıldığı gibi. Oysa, dünyada halkına zulüm yapan onlarca devlet varken, bazı devletler cımbızla ayıklanarak “zalim” ilan edilir ve arkasından bölme ve parçalama operasyonu devreye girer. Modern emperyalizm artık böyle çalışıyor. Türkiye’nin terör örgütü PKK’ye ve onun uzantıları olan PYD’ye ve YPG’ye karşı sınır ötesi operasyon yapması en doğal hakkıdır. Ancak bunu bahane ederek, Suriye’nin bölünmesine yol açacak sözde güvenli bölgeler yaratmak, Suriye’deki rejim muhaliflerine güvenli alanlar açmak, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını sağlamaz. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın tek yolu, Suriye yönetiminin kendi topraklarındaki egemenlik haklarına saygı duymaktır. Bu yapılmadığı sürece, “Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz” ifadeleri boş laftan ibarettir. 7 EKİM 2019 SAYI: 34333 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:35 05:20 05:44 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06:59 12:57 16:09 06:43 12:42 15:55 07:05 13:05 16:19 Akşam 18:45 18:30 18:54 Yatsı 20:04 19:48 20:10 29 yıl önce katledilen ‘Aydınlanma savaşçısı’ Üçok anıldı Korkmamayı öğrettiler Evine gönderilen bombalı paketin patlamasıyla katledilen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi, gazetemiz yazarı Bahriye Üçok, katledilişinin 29. yılında mezarı başında anıldı. Üçok ve 12 Eylül öncesi katledilen POLDER üyesi Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul için İstanbul’da da panel düzenlendi. 29 yıl önce öldürülen Bahriye Üçok için Karşıyaka Mezarlığı’ndaki mezarı başında anma töreni düzenlendi. Anmaya, Üçok’un kızı Kumru Üçok, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüseyin Emre Altınışık, ADD Genel Sekreteri Ersan Petekkaya, yönetim kurulu üyeleri, şube yöneticileri ve üyeleri ile yurttaşlar katıldı. Törende konuşan Altınışık, Üçok’un Atatürkçü düşünceyi her zaman savunduğunu belirterek, “Üçok, din istismarcılarına karşı bir aydınlanmacı, Kemalist dava insanı ve yürekli bir yurtseverdi. Gün geçtikçe Üçok’un ne kadar doğru bir rehber olduğunu anlıyoruz” dedi. Diğer devrim şehitleri gibi Üçok’un da ölmediğine dikkat çeken Altınışık, “İzinden yürünen insanlar ölmüş insanlar değildir, yaşayan insanlardır. Bu yoldan ayrılmayacağız. Devrim şehitleri boşuna ölmediler, onlara mahcup olmayacağız” diye konuştu. Devrim şehidi Bahriye Üçok dün mezarı başında yapılan anma ve İstanbul’da düzenlenen panel ile anıldı. Demokratik Ordulular Platformu, katledilen hemşerileri Bahriye Üçok ve POLDER üyesi Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul’u anmak için dün akşam İstanbul Şişli Nâzım Hikmet Kültür Evi’nde panel düzenledi. Merdan Yanardağ, Ayşenur Arslan, Elfin Tataroğlu ve Ayhan Erdoğan’ın konuşmacı olduğu panele CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve çok sayıda yurttaş katıldı. Panelde konuşan Kaftancıoğlu “Korkup korkmadığımı soruyorlar. Kötülüğün iktidarda olduğu bir yerde korkmamanın tek bir yolu halkın ve hakikatin ya nında olmaktır. Biz bunu Bahriye Üçok’tan, Cevat Yurdakul’dan ve bu topraklarda insanca yaşamak için ailelerinden ayrılmayı göze alanlardan öğrendik. Işıklar içinde uyusunlar” dedi. Kılıçdaroğlu’ndan mesaj Sosyal medyadan yaptığı paylaşım ile Üçok’u anan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi aydınlık yarınlara taşıma mücadelesini, canı pahasına kararlılıkla sürdüren, 29 yıl önce hain bir suikast sonucu aramızdan ayrılan demokrasi şehidimiz Bahriye Üçok’u saygı ve minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı. l ANKARAİSTANBUL/Cumhuriyet Şehide gözyaşlarıyla veda SAVAŞ KALKAN Şanlıurfa’da Jandarma Özel Harekât timini taşıyan midi Semiha Türk çiftinin 6 çocuğundan 4’üncüsü olan şehit Türk için Almus ilçesine bağlı Ormandibi köyündeki baba ocağında büsün TIR ile çarpışması sonu düzenlenen cenaze namazına, cu meydana gelen kazada ya Tokat Valisi Ozan Balcı, CHP Mil ralanan ve kaldırıldığı hastane İsmail Türk letvekili Kadim Durmaz, askeri de önceki gün şehit olan Uzman Ça yetkililer ile şehidin ailesi ve yaklaşık vuş İsmail Türk’ün cenazesi, memle bin kişi katıldı. Şehidin bir yıl önce ev keti Tokat’ta toprağa verildi. lendiği ve 4 aylık hamile olan eşi Kez Şehit İsmail Türk’ün cenazesi ban Türk törende gözyaşlarına boğul Şanlıurfada’ki askeri törenin ardından du. Şehidin cenazesi köy mezarlığında uçakla Tokat’a götürüldü. Mustafa ve toprağa verildi. l TOKAT Cenaze töreninde şehidin eşi ve annesi gözyaşlarına boğuldu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Trakya’dan Ege Denizi’ne doğru 1 2 3 4 5 6 7 8 9 esen yerel rüzgâr. 2/ Bir ilimiz... 1 MANDAR İ N Mercek. 3/ Gümrüklerde mallara 2 değer biçen görevli. 4/ Seyrek dokun 3 muş bir tür kumaş. 5/ Kuruyunca çatlayan toprak... “Doldur ey saki bu bezminde bir gün mey biter” (Şarkı). 6/ Evliya... Tavlada “üç” sayısı. 7/ Ordu ilinde bir şelale... Hayat arkadaşı. 8/ Hamamböceği. 9/ İnsan sesiyle ezgili sesler çıkarma, müzik 4 5 6 7 8 9 ADA TEP İ K NAY LON KA D L AME L İ F A T OM T A T R ENE T MA Ş İ P L AMA İ N İ K İ TA AL KAF Ş İ LE 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 yapıtlarını seslendirme sanatı... Geri zekâlı, budala. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 8 9 1/ Sac üzerinde pişirilen yufkayı çevirmeye yara yan yassı tahta araç. 2/ İçine sulu şeyler koymaya nan bir cins peynir... Tahıl ürünlerinin depolandığı yarayan kap... Süpürgeotu, funda. 3/ İlgi çekici, silindir biçiminde ambar. 7/ Sonuç... Güzel sanat. ilginç. 4/ Piston. 5/ “Namluna dayanır yola bakar 8/ On dört dizeden oluşan bir Batı şiir türü... Yan sın / Duruşun bakışın be Ali” (F.N. Çamlıbel)... kı. 9/ Poker, konken gibi oyunlarda aynı cins iki Mikroskop camı. 6/ Üzeri kırmızı parafinle kapla karta verilen ad... Bir tür börülce. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Sözde toprak bütünlüğü Erdoğan, “Belki bugün, belki yarın denecek kadar yakın” diyerek Fırat’ın doğusuna operasyon yapılacağı sinyali verdi. Erdoğan açısından içeride erken seçim baskısı, dışarıda (ABD’de) Trump’a azil soruşturması, kuşkusuz bir operasyonu içerisi için fırsata çeviriyor, dışarısı bakımından da şartlarını kolaylaştırıyor. Fakat Fırat’ın doğusuna “kapsamlı” bir operasyonun en nihayetinde Suriye’nin kuzeydoğusuna bir operasyon olduğunu bilmeli ve Şam yönetimine rağmen yapıldığı sürece, uluslararası hukuk açısından çok sorunlu olacağını görmeliyiz. Fırat’ın doğusuna operasyonun hedefleri AKP hükümeti açısından Fırat’ın doğusuna (Suriye’nin kuzeydoğusuna) yapılacak operasyonun üç nedeni var: 1. AKP hükümeti, 2011 tarihli “Esad rejimini” yıkma ve Şam’da İhvan rejimi kurma hedefini, zorunlu olarak 2015’ten sonra Suriye’nin kuzeyinden “toprak kazanmaya” güncelledi. 2. AKP hükümeti, Suriye’nin kuzeydoğusuna yapılacak operasyonla PKK koridorunu yıkmak istiyor. 3. AKP hükümeti, içeride ciddi siyasal, sosyal ve ekonomik soruna dönüşen Suriyeli sığınmacıları Suriye’nin kuzeydoğusuna yerleştirmek istiyor. Bu hedeflerden ikincisi, yani PKK koridorunu dağıtma hedefi, Türkiye’nin ulusal çıkarları bakımından esas olsa da, Türkiye ve Suriye Kürtlerinin arasına Arap sığınmacıları yerleştirme niyetli üçüncü hedef, bu hedefi/çıkarı, sonrası için sorunlu hale getirme potansiyeli taşıyor. Diğer yandan “Suriyeli sığınmacıları Suriye’nin kuzeydoğusuna yerleştirme” hedefinin, “PKK koridorunu dağıtma” hedefine dayanak yapıldığını; “Kürt koridorunu dağıtma” haklı hedefinin de “Suriye’den toprak kazanma hedefine” örtü yapıldığını görmek gerekiyor. AKP’nin fetih niyetinin olguları Evet, AKP hükümetinin Suriye’nin kuzeyiyle ilgili esas hedefi, toprak kazanmaktır! Bunu bir siyasi analizin sonucunda değil, somut olgulara bakarak söylüyoruz. Diyeceksiniz ki, AKP resmiyette “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasal birliği” diyor ama! Evet, Astana toplantılarında diyor, ama sahada da tersine şunları yapıyor: 1. AKP medyasında “82. il: Halep” manşeti atıldı. (5.8.2015) 2. AKP, İdlib’deki çeşitli grupların temsilcileri ile Türkiye’deki Suriyelilerin temsilcilerini Cilvegözü Sınır Kapısı’nın bitişiğinde toplayarak 425 üyeli bir “meclis” kurdu. (1718.9.2017) 3. AKP’nin topladığı o meclis, kısa bir süre sonra, “milli selamet hükümeti”ni ilan etti. (2.11.2017) 4. Erdoğan, “Afrin’e fetih yakındır” diyerek, “o toprakları ele geçirme” ve “elde tutma” niyetini ortaya koydu. (25.2.2018) 5. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “Azez’e kaymakam, Cerablus’a Emniyet müdürü, Mare’ye jandarma komutanı atadık” dedi. (28.1.2018) 6. İktidarın ortağı Devlet Bahçeli ise “Suriye yönetimi teröristlerle işbirliği yaparsa toprakların bir kısmını elimizde tutmanın yolu açılacaktır” diyerek, Suriye topraklarını elde tutmaya gerekçe üretti. (6.3.2018) Nasılsa Suriye yönetimini toptan terörist görüyorlardı! 7. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Suriye toprakları olan ElBab, Azez ve Afrin’de, Gaziantep Üniversitesi’ne bağlı fakülteler kurulacağı ilan edildi, Resmi Gazete’de yayımlandı. (3.10.2019) 8. AKP’nin 2017’de kurduğu “Suriye geçici hükümeti”nin sözde Başbakanı Abdurrahman Mustafa, yanında sözde Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Selim İdris ve ÖSO komutanları ile Şanlıurfa’da basın toplantısı düzenledi. (4.10.2019) Basın toplantısında Özgür Suriye Ordusu’nu oluşturan ve daha önce “Milli Ordu” ve “Ulusal Kurtuluş Cephesi” adı altında birleşen grupların tek çatı altında toplandığı, “Suriye geçici hükümetinin Savunma Bakanlığı”na bağlandığı ve “düzenli orduya” geçileceği ilan edildi! Türkiye’nin önündeki büyük sorun AKP hükümetinin Şam’a karşı Suriye geçici meclisi, hükümeti ve ordusu kurması; Suriye topraklarındaki yerleşim yerlerine Türkiye’den kaymakam, Emniyet müdürü ve jandarma komutanı ataması, Suriye topraklarında kararname ile üniversite kurması, açık ki “toprak bütünlüğünü savunma” sözünün değil, “toprak kazanma niyeti”nin göstergeleridir! AKP hükümeti, tam da bu nedenle hem Astana ortaklarının hem de Türk kamuoyunun “Esad’la barış” çağrısına kulaklarını kapatıyor ve Esad’a “katil” demeyi sürdürüyor! Fakat önümüzdeki süreç açısından asıl mesele şu: AKP’nin fetih niyeti, Türkiye’nin PKK koridoruna karşı haklı operasyonunu gölgeleme riski ve baltalama potansiyeli taşıyor! Türkiye’nin Şam yönetimini tanımadan, onunla anlaşmadan yapacağı “sınır ötesi” operasyonlar şu anda sadece meşruiyet sorunu taşıyor, ama ileride Türkiye’nin önüne çok büyük sorunlar bırakacaktır. AKP’nin uluslararası boyutta yaratacağı sorunları sonrasında çözmek ise öyle kolay olmayacaktır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle