21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 20 EKİM 2019 PAZAR EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Silah değil, kalem kullanan yürekli aydınlar yok edilemez! 20yıl önceydi...  Bir 21 Ekim günü... TV’de bir son dakika haberi geçti. Bir bomba patlatılmış, bir insan havaya uçurulmuştu. Alçakça öldürülen kişi Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’ydı... Ülkemizdeki aydınlanmanın öncülerinden, bilim insanı, Cumhuriyet gazetesi yazarı ve eski Kültür Bakanı, çağdaş demokrasinin ve laikliğin yılmaz savunucusu hocam... Bir bombayla katledildi! Kışlalı Hocam, fiziksel olarak aramızdan ayrılsa da düşünceleri asla yok olmadı.  Çünkü onun dediği gibi:  “Hiçbir düşünce silahla yok edilemedi, edilemeyecek de...  Silah değil, kalem kullanıyoruz.  Hem de en yüreklisinden!” HHH  Prof. Kışlalı, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde okurken öğretmenim oldu. Siyaset Bilimi derslerini ondan aldım. Bu nedenle kendimi hep çok şanslı saydım.  Daha ilk derse geldiğinde sakin ama kararlı konuşması ve beyefendiliği ile dikkat çekiciydi. Politikacılar hakkında var olan olumsuz imajı, siyasete getirdiği kalite ve akademisyen kimliği ile olumluya çeviren, çağdaş bir aydındı. Gençliğin ilkokuldan başlayarak demokrasiye alışması, liseden başlayarak sesini duyurması, üniversiteden başlayarak yönetime ortak olması gereğini dile getirir, bizi cesaretlendirirdi. “Gençlik sesini yükselttiğinde değil, asıl sustuğu, pıstığı zaman ülkenin geleceği için endişelenmek gerekir” derdi. Şimdi onunla aynı gazetede, adını Atatürk’ün koyduğu Cumhuriyet’te köşe yazarı olmaktan da onur duyuyorum.   HHH Bir öğrencisi olarak numaralı cumhuriyetçiler ve sahte demokratlar konusunda derslerde söylediklerini, gazetede yazdıklarını hiç unutmadım. “Eğer demokrasinin olanaklarını demokrasiyi yıkmak için kullananlar demokrat ise...  Eğer dinin siyasetini ve ticaretini yapanlar demokrat ise... Ben demokrat değilim!  Eğer yalancıları, hırsızları, Türkiye’nin düşmanlarınca beslenenleri, çeteleri koruyan düzenin adı demokrasi ise...  Eğer demokrasi buysa... Ben demokrat değilim!  Eğer demokrasi adına Cumhuriyetin temellerine kazmayı vuranlar demokrat ise... Ben demokrat değilim!  Ve onların demokrat yaftasını taşıdıkları bir yerde ben demokrat olmak istemiyorum... Çünkü onlarla aynı sıfatı taşımaktan utanıyorum!” 31 yıl önce FETÖ belası ve ‘Ilımlı İslam’ için uyarmıştı Birçok konuda olduğu gibi, Gülen cemaati konusunda da geleceği önceden görenlerdendi Prof. Kışlalı. 31 yıl önce, 18 Mart 1988’de bakın neler yazmış Cumhuriyet’te...  “27 Mart yaklaşıyor.  Milli Güvenlik Kurulu’nun o günkü gündeminin başında da irtica sorunu var. Özellikle de Fethullah dosyası.  Konuyu gündeme getiren, kurulun asker üyeleri! Rahatsız olan da sivil üyeleri. Çünkü devlet ile Fethullah Hoca kol kola. Diyanet İşleri Başkanı, Papa ile görüşebilmek için üç yıldır bekliyor. Ama devlet HocaPapa görüşmesinde başrolde. Dışişleri, Roma’da Hoca’ya devlet büyüğü muamelesi yapıyor.  Oysa devletin üç ayrı güvenlik kurumunun üç ayrı raporu ortada! Yüzlerce özel okul ve dershane... özel üniversite... ‘ışık evleri’... yurtlar... dergiler... gazeteler... radyo ve TV’ler... kazanılmış gençleri askeri okullara sokabilmek için önceden ‘temin edilmiş’ sorular... öğretmen olarak, polis olarak yetiştirilen binlerce genç... Amaç? Laik devleti içinden yıkacak ‘yeni bir kuşak!’ Ama ‘Hoca’nın okulları’nın ABD’nin Orta Asya planları içinde önemli bir yeri olduğu anlaşılıyor. Ve Hoca, Türkiye’ye ‘ılımlı İslam’ olarak sunuluyor.” HHH Ankara’da Ahmet Taner Kışlalı adını taşıyan bir park var. Oradaki anıtta 14 Aralık 1997’de yazdığı şu söz alıntılanmış:  “Altmış yıl öncesinin Türkiyesi ile bugünkünü kıyaslayın. ‘Gaflet’in ya da ‘ihanet’in boyutlarını anlarsınız.” Gaflet ve ihanet sarmalının içinde yer almayı reddeden, sürekli ve akılcı bir yenilenmeyi savunan, dürüst ve cesur bir aydındı Prof. Kışlalı! Tunceli’de 30 günlük yasak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin kuzeyinde terör örgütleri PKK/YPG’ye yönelik düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle Tunceli’de eylem ve etkinlikler 30 gün süreyle yasaklandı. Valilikten yapılan açıklamada, “İlimiz mülki sınırları içerisinde tüm toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, açık veya kapalı yer toplantısı ile protesto eylemi, çadır kurma, oturma eylemi, stant açma, açlık grevi, anma töreni, pankart ve poster asma, bildiri dağıtma, imza masası açma, meşale yakma ve taşıma, konferans gibi tüm etkinlikler 16 Kasım 2019’a kadar 30 gün süreyle yasaklanmıştır” denildi. l DHA Mal varlığı çark ettirdi‘Hayatikonularda’ErdoğanveailesininmalvarlığınınmasayakonduğunuilerisürenCHP’liErdoğdu: CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, ABD ile Türkiye arasında varılan Barış Pınarı Harekâtı’na 120 saatlik ara verilmesi uzlaşısının, “Washington’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ailesinin mal varlığının araştırılması tehdidinin hemen ardından geldiğine” dik kat çekti. Erdoğdu, “Türkiye Cumhuriyeti devletine ve milletimize yapılan yaptırım tehdidini Erdoğan’ın umursamadığını, fakat HÜSEYİN kendisinin ve ailesinin mal HAYATSEVER varlığıyla ilgili yaptırım tehdidi ve Halkbank’a yönelik dava geldiğinde ‘asla ateşkes yok’ açıklamasından 180 derece döndüğünü gördük. Erdoğan’ın yurtdışındaki mal varlığı meselesi artık bizim için bir ulusal güvenlik sorunudur” dedi. ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, 17 Ekim’de Ankara’ya gelerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD Başkanı Donald Trump’ın “ateşkes” teklifini iletmiş ve yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye ile ABD, Barış Pınarı Harekâtı’na 120 saatliğine ara verilmesini de içeren mutabakata varmıştı. Aynı gün ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’na başlamasının ardından Demokrat Senatör Chris Van Hollen ile birlikte hazırladığı yaptırım tasarısını ABD Kongresi’ne sunmuştu. Kongreye sunulan yaptırım tasarısınında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesinin ABD’deki mal varlığının tespitini içeren rapor hazırlanması öngörülmüştü. Pence’in ziyaretinden bir gün önce de New York Federal Savcılığı, “ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının delinmesinde yardımcı olduğu” ge NİKÂHTA BULUŞTULAR CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski milletvekili Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun kızının nikâh törenine katılarak, nikâh şahitliği yaptı. Kılıçdaroğlu ve Akşener, Gölbaşı Vilayetler Evi’nde yapılan 24. Dönem MHP Osmaniye Milletvekili olan, İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun kızının nikâh törenine katıldı. Nisa ve Selimhan Uzaktaş’ın nikâh şahitliğini, Kılıçdaroğlu ve Akşener’in yanı sıra eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet Kılıçdaroğlu’ndan Yalçın’a taziye ziyareti CHP lideri Kılıçdaroğlu, oğlunu kaybeden MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ı evinde ziyaret ederek, başsağlığı dileklerini iletti. CHP lideri Kılıçadaroğlu, Ankara Kalesi’nde kayalıklardan düşerek yaşamını yitiren oğlu için MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’a taziye ziyaretinde bulundu. Öte yandan, TBMM Başkanvekili Levent Gök de, MHP Genel Merkezi’ne giderek Yalçın’a taziyelerini iletti. l ANKARA/Cumhuriyet rekçesiyle Halkbank hakkında iddianame hazırlamıştı. ‘İki önemli mesele’ Konuyla ilgili Cumhuriyet’e açıklama yapan CHP Genel Başkanı Aykut Erdoğdu, “İki önemli yaptırım meselesi var. Bir Halkbank davası meselesi var, bir de bundan daha önemlisi ABD tarafından Erdoğan’ın kendisi ve ailesinin mal varlığının dondurulması tehdi di savruldu. Bu yaptırım tehditlerinden sonra Erdoğan’ın kısa süre içinde yaptığı bütün açıklamalardan çark ettiğini gördük” dedi. ABD Başkanı Trump’ın Barış Pınarı Harekâtı’nın başlatılmasının ardından Türkiye’ye yönelik açıkladığı yaptırım paketinde ağır bir yaptırımın bulunmadığını, daha önce kaldırılan alüminyum ve çeliğe ek gümrük vergisinin yeniden getirildiğini kaydeden Erdoğdu, “Erdoğan başlan gıçta büyük bir direnç gösteriyordu. Ama ne zaman ki Halkbank ile kendisinin ve ailesinin mal varlığı meselesi ortaya çıktı, ‘Ateşkes yok, güvenli bölgede ilerlemeyi devam ettireceğiz’ gibi açıklamalardan dönüldü” diye konuştu. Erdoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne zaman ki Erdoğan ve çevresindekilerin şaibeli işlemleriyle ilgili uluslararası bir tehditle karşılaşsalar her şeyden vazgeçiyorlar. Bu kadar hayati konularda Erdoğan ve ailesinin mal varlığına tedbir konulması tehdidi masaya konuluyorsa ve bu tedbir tehdidiyle bir anda dış politikada 180 derece dönülüyorsa; bu artık Türkiye için bir milli güvenlik konusudur. Yarın öbür gün başka bir hayati konuda, başka bir stratejik durumda, başka bir ülke tekrar bu kozu ortaya atsa Türkiye Cumhuriyeti diplomatik olarak felç olmuş duruma düşüyor ki bunu Suriye’ye yapılan operasyonda gördük.” ‘Maliyeti büyük’ Erdoğdu, yaşanan sürecin Türkiye’ye büyük bir siyasi ve diplomatik maliyeti olduğunu belirterek “Bütün dünyada yalnız kaldık, itibarımız sarsıldı. Şu an itibarıyla bu harekâta niye başladık, niye bitirdik, ortada sorulacak onlarca soru var. Ayrıca bu anlaşma her ne kadar ABD ve Türkiye ile yapılmış gibi görünse de aslında ABD’nin zorlaması ve gözetimiyle YPG ve Türkiye arasında yapılmıştır. Bu, YPG’yi resmi tanıma anlamına gelir. Üstelik anlaşmaya uyulup uyulmayacağı belli değil, çünkü ABD’nin orada bir varlığı yok. Anlaşmaya Rusya ve Suriye hükümetinin ne diyeceğini henüz bilmiyoruz” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA Bolu Belediye Başkanı Özcan’ı makamında ziyaret eden İmamoğlu, belediye binası önünde yurttaş larla buluştu. İmamoğlu, Hürriyet’i makamında ziyaret etti. İkAmaaommsoueğylaruri’nkısdıa:an’yaNgeüRveunsymaiynoerudze İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Memleketimizin, milletimizin, ülkemizin kurtuluşu için partime davet ediyorum” sözlerine karşılık “Doğru olan; milli davada, milli süreçlerde birlikte olmaktır. Esas olan millete hizmettir” yanıtını verdi. Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin değerlendirmede bulunan İmamoğlu, “Ne yazık ki masaya oturduğumuz ülkelerin kaos politikalarına da güvenmiyoruz. Ne ABD’ye güveniyoruz, ne Rusya’ya güveniyoruz. Suriye’nin topraklarının altındaki petrolü düşünenlerin, üstündeki milyonlarca Suriyeliyi düşünmeyenlerin bize hiçbir faydası olmaz” dedi. İBB Başkanı İmamoğlu, dün Bolu Belediyesi ve İzmit Belediyesi’ni ziyaret etti. İlk olarak Sapanca’da mahallelerine yapılmak istenen teleferik hattına karşı nöbet tutan yurttaşlarla bir araya gelen İmamoğlu, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Sapanca Belediye Başkanı’nı “duyarlı” olmaya çağırdı. İmamoğlu, “Doğaya dönük her yapılan yanlışın, çocuklarımıza, geleceğimize ihanet olduğunun bilincinde birisiyim” dedi. İmamoğlu daha sonra Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı makamında ziyaret ederek, belediye binası önünde yurttaşlarla buluştu. Burada konuşan İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “memleketimizin, milletimizin, ülkemizin kurtuluşu için partime davet ediyorum” sözlerine karşılık olarak şunları söyledi: “Hepimizin zihninden çıkarmaması gereken bir şey var: Partiler araçtır. Esas olan millete hizmettir. ‘Memleketimizin, milletimizin, ülkemizin kurtuluşu için partime davet ediyorum’ demek, yanlıştır. Doğru olan; milli davada, milli süreçlerde birlikte olmaktır.” ‘Kaostan kaygılıyız’ TSK’nin ülkenin huzuru için teröre karşı mücadele ettiğini vurgulayan İmamoğlu, “Şehit olan her askerimiz için yüreğimiz yanıyor. Allah onları esirgesin. Bu duyguları söylerken, elbette kaygı duyduğumuz şeyler de var. O cephede, o süreçte teröre karşı mücadelede ne yazık ki masaya oturduğumuz ülkelerin kaos politikalarına da güvenmiyoruz. Ne ABD’ye güveniyoruz, ne Rusya’ya güveniyoruz. Bugüne kadar kaosu temsil etmişlerdir. Suriye’nin topraklarının altındaki petrolü düşünenlerin, üstündeki milyonlarca Suriyeliyi düşünmeyenlerin bize hiçbir faydası olmaz. Bu kaostan dolayı da kaygılıyız. Elbette bir dış politika meselesi, elbette ki milli bir dava. Ama biz bu anlarda birleşmeli, konuşmalı, ortak akılla kol kola, omuz omuza, akılcı dış politikaları olan bir millet olmalıyız. Bunu yaparken bu işin partisi olur mu Allah aşkına?” dedi. İmamoğlu, Büyük Melen Projesi kap samında İstanbul’a içme suyu temin etmek amacıyla inşa edilen Melen Barajı ve Hidroelektrik Santralı’nda incelemelerde bulundu. İmamoğlu, “Burası İstanbul’daki şu an mevcut su hacminin yüzde 70’e yakın bir kapasitesine sahip bir baraj. Aynı zamanda elektrik üretimi de söz konusu. Tabii uzamış olması, bitmemesi, devreye girmemesi tarif edilenden, düşünülenden gecikmiş durumda” dedi. ‘Deprem siyasi mesele değil’ Daha sonra İmamoğlu, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e tebrik ziyaretinde bulundu. Belediye binası önündeki platformda konuşan İmamoğlu, İzmit’in 20 yıl önce büyük bir depremle sınav verdiğini belirterek “Başta İstanbul olmak üzere, tedbirlerimizi almalıyız. Bu konuda İstanbul ve İzmit Belediye’mizle çok eşgüdümlü işler yapacağız. Bakın birileri, bazı meselelere siyasi gözle bakabilir. Biz ise bu meseleleri, siyasi meselelerden ayırarak bakacağız” dedi. Cumhuriyet Bayramı’nın 100’üncü yılına çok az bir zaman kaldığını kaydeden İmamoğlu, “Bu güzel memleketin Cumhuriyet’e kavuşmasını, demokrasiye kavuşmasını sağlayan Mustafa Kemal Atatürk’e minnet borçluyuz. Cumhuriyet Bayramı’nız kutlu olsun” diye konuştu. Konuşmaların ardından Hürriyet, İmamoğlu’na, 41 numaralı Kocelispor forması hediye etti. l İç Politika AKP’li belediyede israf Saadet Partisi Adıyaman İl Başkanı Haşim Asnuk, Adıyaman Belediyesi’nin araç kiralanmasından ötürü yaptığı israfı ortaya çıkardı. Sosyal medya hesabından israfa yönelik belgeleri paylaşan Asnuk, “Adıyaman Belediyesi KDV dahil 75 milyo na 3 yıllığına kiraladığı ikinci el araçları, sıfır alsa 36 milyona mal edecek. Beytül mal talanda” diye yazdı. Asnuk’un paylaşımına göre belediye, sıfır araç almak yerine araç kiralama yoluna giderek 39 milyon TL’yi israf etti. l Haber Merkezi İYİ PARTİ’DEN UYARI Güvenli bölge tüm Suriye’dir İYİ Parti’den ABD ile Türkiye arasında varılan mutabakat sonrası Barış Pınarı Harekâtı’na 120 saat ara verilmesine ilişkin yapılan açıklamada, iktidara sert uyarılar geldi. Açıklamada, “bölgesel aktör olma iddiasıyla çıkılan yolun sonunda bugün karşılaşılan gerçeğin, Türkiye’yi başka akılların yol haritalarına mahkum hale getirdiği” vurgulandı. “Güvenli bölgenin tüm Suriye olduğu” belirtilen açıklamada iktidara “Güvenli bölgeden vaz mı geçtik” sorusu da yöneltildi. İYİ Parti’den yapılan yazılı açıklamada, AKP ve Erdoğan hükümetlerinin yanlış politikaları nedeniyle Suriye’den Türkiye’ye yönelik tehditlerin ciddi boyutlara ulaştığı belirtildi. Harekâtta bugün itibarıyla süreçte yeni bir aşamaya geçildiği, siyasetin, milletin görevini yaptığı, Mehmetçiğin de görevini başarıyla yerine getirdiği ifade edilen açıklamada, şimdi sıranın masada ve hükümette olduğuna vurgu yapıldı. Türkiye ve ABD heyetleri arasında yapılan görüşmenin ardından yayımlanan ortak bildiri metni ve resmi açıklamalarda, birçok belirsizlikle beraber, bazı olumlu ilerlemelerin de görüldüğü belirtilen açıklamada, iktidarın “hatasız bir çizgi izlemesi gerektiği” dile getirilerek, sürecin yakından takip edileceği kaydedildi. ‘Vaz mı geçtik?’ Açıklamada, partinin hayati gördüğü bazı konularda hükümete yönelik uyarıları da şöyle sıralandı: “Bildirideki ifadeler, denetimimiz altındaki bölgeyle sınırlı tutulmuştur. Oysa, harekâtın hedefleri anlatılırken, Suriye’de, Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar olan bölgede söz sahibi olma hedefinden söz ediliyordu. Bu hedef, anılan alanda bir ‘güvenli bölgeyi’ tarif ediyordu. Bildirideki ifadelerden, bu hedeften vazgeçildiğini anlıyoruz. Şu an denetimimiz altındaki bölgelerin dışından, milli güvenliğimize yönelebilecek tehditleri bertaraf edebilmek için, Rusya ve önünde sonunda Suriye yönetimiyle müzakere etmemiz gerekecek. Görünüşe göre, Türkiye operasyonu başlatırken kontrol sağlamayı hedeflediği bölgelerden AynelArab’ın (Kobani) tamamından ve Tel Abyad’a çok yakın olan sınır bölgelerinden de vazgeçmiştir. Keza Münbiç de aynı durumdadır. Zaten harekâtın başlamasının ardından bu bölgelerin tedricen Şam’ın eline geçmesi, buralarda Türkiye’nin kontrolünü imkânsız olmasa da çok zor hale getirmiştir” Bildiride, terör örgütlerinin ellerindeki ağır silahların toplanacağının ifade edildiğine de yer verilen açıklamada, ancak bunun kim tarafından, nasıl ve hangi yöntemlerle yapılacağının “muallak olduğuna” dikkat çekildi. ABD Başkanı Donald Trump’ın mektubunun “asla kabul edilebilir olmadığı” ifade edilen açıklamada, “Sayın Erdoğan’ın bunları, geçiştirmeden ve geciktirmeden, Türkiye’nin onuruna ve büyüklüğüne yakışır tarzda cevaplamasını bekliyoruz” denildi. l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle