16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 114 OCAK 2019 CUMA Merkez’in kârı seçimeTCMB Hazine’ye 2017 kârından 12 milyar TL aktardı. Şimdi 25 milyar TL aktaracak Merkez Bankası her yıl nisanda yaptığı olağan genel kurulunu ilk kez bu yıl ocakta yapacak. Uzmanlar, hükümetin yerel seçim öncesinde Hazine’nin nakit sıkıntısına çare olması ve faizleri baskılamak için bu hamleyi yaptığına dikkat çekti. Merkez Bankası (TCMB) her yıl nisan ayında yaptığı Genel Kurul’u bu yıl 18 Ocak’ta gerçekleştirecek. Uzmanlar, kararı “seçim öncesi nakit sıkışıklığı yaşayan başında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın bulunduğu Hazine’ye erken kaynak aktarım ihtiyacı” olarak yorumladı. Bankanın esas mukavelesinde yer alan “Genel Kurul toplantıları her yılın nisan ayı içinde ve Banka Meclisi’nin tespit edeceği günde toplanır” ifadesi “Genel Kurul toplantıları her yıl hesap dönemi sonundan itibaren üç ay için Güveni zedeler Reuters’a konuşan ismini vermek istemeyen bir bankanın Hazine yetkilisi “Her yıl nisan mayıs aylarında aktarılan tutar ilk kez erkene çekiliyor. Zaten aktarılacak bir tutarın içinde yerel seçimin de bulunduğu dönemde erkene çekilmesi piyasada soru işareti oluşturuyor” dedi ve ekledi: “Şubat ve mart ayında Hazine’nin itfa borçlanma programı oldukça kuvvetli. Bu nakit kaynak kasım aralık aylarında benzeri yapıldığı üzere Hazine borçlanmasını piyasa altı faizlerden gerçekleştirmeye çalışmak için kullanılabilir mi, mümkün. Ancak bunun da ‘güven zedelemesi’ başta olmak üzere de ve Banka Meclisi’nin tespit uzun vadeli sonuçları olabilir.” edeceği günde toplanır” olarak değiştiriliyor. TCMB Genel Kurul tarih değişikliğinin nedeni BAĞIMSIZ MI? ne ilişkin açıklama yapmadı. TCMB her yıl gerçekleştirdi ği Genel Kurul sonrası kârının büyük bölümünü ana hissedar olan Hazine’ye aktarıyor. TCMB Eski Başkanı ve İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Yılmaz, “Normal Genel Kurul yerine Olağanüstü Genel Kurul toplanmasının sebebi ne olabilir? Herhalde hükümetçe ihtiyaç duyulan nakit/kaynak sıkışıklığı” dedi. Hazine tüm hesabını TCMB’ye göre yaptı EMRE DEVECİ ların altında borçlanma yapma yazılmış. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MB’nin genel kurulunun ocak ayına çekilmesinin MB’nın kârının seçimin finansmanı olarak kullanılmasına yönelik olduğunu söyledi. Öztrak “Siyasilerin isteği üzerine genel kurul toplayan bir banka yönetiminin para politikasında ne kadar bağımsız olacağını kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Dünya da bunu yorumladığı için TL’deki değer kaybını gördük” diye konuştu. Eski bir TCMB çalışanı olan Uğur Gürses ise “Asıl amaç şu: 2018’de kriz koşul Hazine’nin eski üst düzey bürokratları, “Hazine’nin 31 sının da bu sıkışıklıkta payı ol 4 Hazine şubat ve martta top duğunu belirten bürokratlar, ra lam 61.6 milyar TL’lik borç öde kamlarla sorunu şöyle anlattı: mesine karşılık 36.2 milyar TL ihaleler iptal larında elde edilen Merkez Aralık’ta açıkladığı ocakmart 4 31 Aralık itibarıyla Hazi borçlanacak. Açık büyük oran Bankası’nın kârını apar topar dönemi iç borçlanma stratejisin ne’nin TCMB’de toplam 33.7 mil da Merkez’den gelen parayla ka Hazine’nin iç piyasadan bugüne kadar önceden ilan ede Hazine’ye aktarmak” dedi. de yer alan rakamların TCMB’nin yar TL’si var. Ancak ocakta sade patılacak. rek yaptığı borçlanma programına 25 milyar aktaracak Banka Hazine’ye 2017 kârından yaklaşık 12 milyar TL aktardı. 2018 yılına ilişkin TCMB bilançosu henüz açıklanmadı ancak Uğur Gürses’in tahminine göre bankanın bu yıl 35 milyar TL kâr elde etmesi ve bunun 20 milyarını Hazine’ye aktarması kârının erken aktarımına göre plan yapıldığını gösterdiğine” dikkat çekti. Hazine’nin son aylarda faizleri düşürmek için borçlanma ihalelerini iptal etmesi ve yaptığı bazı bekleniyor. 5 milyar da kurumlar vergisi ek ihalelerde da lendiğinde rakam 25 ha önce milyar TL’ye çıkıyor. belirledi l Ekonomi Servisi Uğur Gürses ği miktar ce maaş ve borç ödemeleri için yaklaşık 28.5 milyar TL harcanacak. Yani Hazine’nin nakit sıkışıklığı sorunu var. 4 Hazine ocakta 8.4, şubatta 25.1, martta 36.5 milyar TL borç ödeyecek. Ancak borçlanma ocakta 6.1, şubatta 21.8, martta 14.4 milyar TL olacak. Borçlanma dışı kaynaklardan ocakta 2.3, şubatta 3.3, martta 22.1 TL finansman sağlanacak. Martta borçlanma dışı kaynaklardan sağlanacak yüksek gelir, Merkez Bankası’ndan kâr transferinin öne çekileceği hesaplanarak 4 Hazine seçimler öncesinde daha az borçlanarak faizler üzerindeki baskıyı hafifletmek istiyor ancak iç borçlanmanın az olmasından kaynaklı olarak bankalarda kalacak fazla para dövize gidebilir ve bu da kuru yükseltebilir. Kurun yükselmesi de faizleri yükseltebilir. 4 1994 krizinde de böyle olmuştu. 27 Mart yerel seçimleri öncesinde faizleri düşürmek için hükümet Hazine borçlanma ihalelerini iptal etmişti ancak sonra kriz patladı ve faizleri indirmek isterken sıçratmışlardı. TCMB’den erken aktarılacak kaynak sonrası uyumlu bir süreç izleyip izlemeyeceği daha yakından takip edilecek. Hazine, kasımda yurtdışı piyasalarından yapılan öngörülenin üzerinde borçlanma ve alınan tasarruf tedbirleriyle finansman ihtiyacının azaldığını belirterek kasım ayında ilan edilen altı ihaleden üçünü iptal etmişti. Kasımda düzenlenen iki yıllık gösterge tahvilin yeniden ihracında bileşik faiz ortalama yüzde 18.79 olmuştu. Aynı gün ikincil piyasada faizler yüzde 21 civarındaydı. İhalede oluşan faiz piyasanın 230 baz puan altındaydı. Kurda gece yarısı uçuşu Döviz indirim planını bozdu Akaryakıt sektörü, motorinde birkaç gün içinde 10 kuruş indirime hazırlanırken, bir anda uluslararası piyasalarda ürün fiyatları ve yurtiçinde dolar/TL kuru arttı. Motorinin uluslararası fiyatları yüzde 5 yükseldi. Yılı 5.30 ile kapatan kurun, dün 5.49 seviyelerinde hareket etmesi, olası 10 kuruşluk indirimi sıfırladı. Habertürk’ten Oycay Aydilek’in haberine göre, gerek motorinde hem benzinde fiyatlarda indirim değil artış ihtimali ortaya çıktı. İstanbul’da motorinin litresi yaklaşık 5.72, benzinin litresi 5.87 TL’den satılıyor. “Eşel mobil” sistemi gereğince akaryakıta gelecek zamlar, ÖTV’den düşülüyor ve pompaya yansımıyor. Bakanlık topu TÜİK’e attı Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’a yöneltilen “yoğun tatlandırıcı kullanımı”na ilişkin sorular yine yanıtsız kaldı. Daha önce de milletvekillerinin sorularını farklı bakanlık ve kurumlara yönlendiren Pekcan, bir kez daha yanıt olarak TÜİK verilerini işaret etti. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde “2018 boyunca yoğun tatlandırıcıların ithalat miktarı ne kadardır? Toplam ödenen tutar ne kadardır” sorularını yöneltti. Oktay, soru önergesini Ticaret Bakanlığı’na ileterek yanıtı Ticaret Bakanlığı’nın vermesini istedi. Pekcan ise “www.tuik. gov.tr adresinde ülke ve eşya bazında istenen bilgiler sorgulanarak temin edilebilir” yanıtını verdi. l ANKARA 2018’i 5.30 seviyelerinde kapatan Dolar/TL, yıla yine hızlı başladı. Kur önceki gece 6.44’e çıktı Ö20z3elminildyöavr idzoalçaırğı Türkiye’de finansal kesim dışında faaliyet gösteren firmaların döviz açığı Ekim 2018 itibarıyla 203 milyar 361 milyon dolara geriledi. Eylülde rakam 209 milyar 83 milyon dolardı. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, zelin yükümlülükleri (borç) 321 milyar dolar olurken, varlıkları 117 milyar dolar olarak açıklandı. Öte yandan, TCMB net uluslararası rezervleri 28 Aralık haftasında 30.2 milyar dolar ile altı ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Net dış varlıklar bir önceki hafta 163.53 milyar TL düzeyinden 28 Aralık haftasında 168.91 milyar TL’ye yükseldi. Dolar/TL önceki gece saatlerinde illikit (sığ) piyasada 6.4486 seviyesine kadar yükseldikten sonra dün 5.50 seviyelerinde dalgalandı. TL yılın ilk iki gününde yüzde 5’e yakın değer kaybetti. Avro da dün Dolar/TL 2018’i 5.30 seviyesinden tamamladıktan sonra yılın ilk işlem gününde 5.39’a kadar yükselmişti. Bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Apple’ın 20 yıldan sonra ilk kez satış tahminini düşürmesi ve kâr uyarısı ve Asya piyasalarındaki sert satışlar Japon Yen’i ve TL işlemlerinde stoploss (zararı durdurma) emirlerini tetiklemiş görünüyor. Günlük işlem hacimlerine bakıldığında birkaç milyar dolarlık bir piyasa gece saatlerinde geçen işlemler ise birkaç milyon dolar ile sınırlı” diye konuştu. Rabobank Stratejisti Piotr Matys, dolar/TL’de 5.455.46 seviyelerinin üzerinde kalması halinde Türkiye için olumsuz bir işaret olacağını söyledi. Enflasyon etkisi Ekonomist Mahfi Eğilmez, Brezilya Real’i dışında tüm gelişmekte olan para birimlerinin dolar karşısında değer kaybettiğini ancak TL’nin değer kaybında ilk sırada geldiğine dikkat çekti. Eğilmez, “Enflasyonda iki aydır yaşanan düşüşler nedeniyle faizlerin düşürülmesi konusunun yine gündeme gelmiş olması beklentiler üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Merkez Bankası’nın olağanüstü genel kurul toplantısı da bu döneme denk gelince bu konudaki kuşkular arttı. Piyasa, enflasyonda kalıcı düşüş görülmeden ya da bir başka ifadeyle düşüş kalıcı hale gelmeden yapılacak faiz indirimlerinin, yarardan çok zarar getireceğini düşünüyor ve o nedenle bu tür bir eylem yapılabileceği endişesiyle döviz talebi yaratıyor” dedi. l Ekonomi Servisi Gıda ürünlerine Üretim ithalatla arttıtrafik ışığı modeli Tarım ve Orman Bakanlığının duyurduğu ambalajlı gıda ürünlerinde devreye girecek ‘trafik ışığı’ uygulamasının detayları belli oldu. Hazırlanan yönetmelik taslağına göre, sıvı ya da katı olarak satışa sunulan ambalajlı gıdalarda, üründe yer alan yağ, doymuş yağ, şeker ve tuza ilişkin referans alım oranları etikette belirtilecek. Ambalajlarda, sarı, yeşil ve kırmızı renkli uyarılar yer alacak. Renklendirme uygulaması, her bir besin ögesi için ayrı ayrı gerçekleştirilecek. Yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz içeren bir gıda ürününün ambalajında, yağ ve tuz için ‘kırmızı’, şeker için ‘sarı’ uyarı yer alabilecek. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği’nin (SETBİR) ‘Süt ve Et Sektörlerinde 2018 Değerlendirmesi 2019 Beklentileri Raporu’ süt ve kırmızı et üretiminin geçen yıl ithalatla arttığını ortaya koydu. TÜİK verilerine göre 2018’in yalnızca ilk 10 ayındaki kırmızı et ithalatı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 25 kat artarak 2 bin tondan 50 bin tona çıkmıştı. Raporda 2018’de yüksek tutardan yapılan kırmızı et ithalatının hem üretimi artırdığına hem de stoklarda fazla et birikmesine neden olduğu belirtildi. Buna göre kırmızı et üretimin 2018 sonunda yaklaşık yüzde 3.5 artarak 1 milyon 165 bin ton olması öngörüldü. 2018’de yapılan süt ithalatının ise 2017’ye göre yüzde 15.25 artarak 104.2 milyon USD’ye ulaştığının ifade edildiği raporda, aynı dönemdeki süt üretiminin yüzde 10 artışla 22.7 milyon ton olacağı tahmin edildi. l Ekonomi Servisi Yerel seçimler ve kalkınma Önceki gün CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu ile yaptığımız sohbette konu şu noktaya geldi. İstanbul’un 2030 için bir vizyonu var mı? Ne kadarlık bir nüfus öngörülüyor? Kent nasıl büyüyecek? Bu soruları kimsenin hiçbir siyasi partinin sorduğunu, yanıtını aradığını düşünmüyorum işin açıkçası. Umarım yanılırım. 2014 yerel seçimlerinden önce bir yazımda, o dönemde gittiğim Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de yerel yönetimden üst düzey bir yetkili ile sohbeti aktarmıştım. Topu topu 1 milyon nüfuslu bir kent Helsinki, 2050 yılında nüfusun 750 bin daha artacağı öngörülmüş. Yetkili şöyle anlatmıştı: “Yeni stratejik bir kent planlamasına ihtiyacımız olduğu anlaşıldı. Önümüze seçenekleri koyduk. 3 seçenek vardı: Ya yeşil alanları kentleşmeye ve imara açarak genişleyecektik ya denizi ihtiyaç doğrultusunda dolduracaktık ya da var olan otobanları normal yollara, bulvarlara dönüştürerek etrafına yeni yerleşimleri inşa edecektik... Sonuncusunu seçtik. Şimdi yeni tramvay ve bisiklet yolları ve yeşil alanları da kapsayacak şekilde altyapımızı hazırlayıp ilerleyeceğiz...” Yalnız kentin büyümesi değildi söz konusu olan, yeni inşaatlarda yeni yerleşimlerde, enerji verimliliği, su yönetimi, atıkları enerjiye dönüştürmek, yenilenebilir enerji gibi çözümlerin de yaşama geçirilmesi de vardı.   Yetkili anlatırken içim acı ile dolmuştu. Yazımı “Haydi geçtik, diyelim İstanbul gibi mega kenti, bizim de 1 milyon nüfuslu hatta çok daha küçük kentlerimiz var. Sorun, küçük büyük olmanın çok ötesinde, zihniyette! Böyle olduğu için de bizim zaten estetik yoksunu kentlerimiz, altyapısı olmadan büyümeye mahkum. Kentlerimizin geleceğini böyle oyluyoruz biz ne yazık ki...” diye bitirmiştim. Aradan 4 yıl geçti. Kentler daha beton, daha çirkin, daha plansız, altyapısız oldu. Küçük yağışlar bile büyük kaoslara dönüşmeye başladı... Köylüler kentlere doluşurken bıkkın kentliler çareyi kırsala sığınmakta bulmaya başladı. Tarım alanları daraldıkça daraldı. Hoş var olanları ekmeye gönüllü köylü de pek kalmadı. Çünkü köylü, özellikle de gençler köyde köylü olarak kalmak istemedi. Beğenelim beğenmeyelim durum bu. Öte yandan kentlerde işsiz umutsuz, eğitimsiz, hedefsiz yüz binlerce genç... Kimi uyuşturucu batağında... Yerelde kalkınma Yaklaşık 3 ay sonra yerel seçimler var. Ve seçimlere bir de bu gözle bakmamız gerekiyor. Örneğin “yerelde kalkınma modelini” tüm ülkeye yaygınlaştıracak kişilerin belediye başkanı adayı yapılması. Bu CHP için önemli bir açılım da olabilir. Bununla ilgili bir çağrı geçen günlerde, tarım sektörünün tüm bileşenlerinin katılımıyla, 50 uzman ve temsilciden oluşan İzmir Tarım Grubu’ndan geldi. Gruptan yapılan açıklamada, “İzmir bugün öyle bir noktaya geldi ki, kırsaldan kente göç tersine çevrildi. Son 10 yılda Türkiye genelinde tarımsal gelişme oranı yüzde 2.1 olurken İzmir’de aynı oran yüzde 5.3 olarak gerçekleşti. Bu başarı, büyükşehir belediyesi ile tarımsal kalkınma kooperatiflerinin el ele vermesiyle oluştu. Kırsal kalkınmada Türkiye’ye emsal teşkil edecek yeni bir model doğdu. Her şeyden önce ‘kırsal da kent merkezleriyle eşit önemdedir’ algısı güçlendi. Şimdi yerel seçimler arifesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üretici kooperatifleriyle yıllardır sürdürdüğü işbirliğini geliştirecek bir belediye başkanı istiyoruz” denildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık 10 yıl önce başlattığı “Yerelde Tarımsal Kalkınma Modeli” önemli başarılar elde etti. Öncelikle kooperatifçilik geliştirildi. Hem üye sayıları hem de ürün çeşitliliği artırıldı. Son 10 yılda Türkiye’deki süt üretimi yüzde 150 artarken, bu rakam İzmir’de yüzde 240’a, sadece Tire ilçesi özelinde ise yüzde 440’a ulaştı. Yeni alanlar açıldı. Örneğin Bayındır’da süs bitkileri üretimine başlayan işletme sayısı çok arttı. Seferihisar’da Bademli ve başka ilçelerde de başarılı örnekler var. Bunlar, yerel belediye, ziraat fakülteleri, ilgili sivil toplum kuruluşları ile ortak çalışmaların ürünü. Günümüzde bilim ve teknolojide gelişmelerden “yerel sorunlara, yerel çözümler bulma” konusunda çok daha aktif yararlanmak, sosyal inovasyon diye tabir ettiğimiz güzel çözümler bulmak mümkün. Konu önemli. Sürdüreceğiz ara ara... Pazar filesine akın Alışveriş verilerini inceleyen eticaret platformu Hepsiburada, pazar filesine olan talebin aralık ayında geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 154 arttığını açıkladı. Araştırmaya göre, en çok talep İstanbul’dan gelirken onu sırasıyla İzmir, Ankara, Antalya, Bursa, Kocaeli, Muğla ve Balıkesir takip etti. Pazar filesi, meyve ve sebzenin yanı sıra marketten alınan paketli gıdaların taşınmasında da naylon poşet yerine çevre dostu bir alternatif olarak öne çıkıyor. Plastik poşetlerde ücret uygulaması 1 Ocak’ta başladı. Yasaya göre plastik poşetler bundan sonra 25 kuruşluk fiyatla tüketicilere satılacak. Ücretsiz poşet veren işletmelere ise cezai işlem uygulanacak. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle