19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Eylül 2018 EDİTÖR: GÜRER MUT TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 9 KHK mağduru inşaattan kovuldu Akademiden ihraç edilen Orhan Kaya, işçilere kötü örnek olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldı ZEHRA ÖZDİLEK Kanun Hükmünde Kararname ile Abant İzzet Baysal Üniversitesi’ndeki görevinden ihraç edildikten sonra inşaatlarda çalışmaya başlayan barış imzacısı akademisyen Orhan Kaya’nın inşaattaki işine de son verildi. Gazetemize konuşan Kaya, “Sigortasız ve iş güvenliği olmadan çalışmaya itiraz ettiğim için işime son verildi” dedi. Hakkında yeni bir idari soruşturma açıldığını belirten Kaya “İhraçdan sonra birileri odamın kapısını kırmıştı. Şimdi ben kırmış olabilirim diye soruşturma açılmış” dedi. Direnen bir kesim var ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza vermesinin ardından görevinden ihraç edilen Kaya, inşaatta çalışmaya başladığı süreçte iş güvenliği açısından eksiklikler artınca duruma itiraz ettiğini belirtti. Kaya, “Ayrıca ben de sigortasız çalışıyordum. ‘Böylesi bir ortamda seni sigortalı çalıştıramayız, ayrıca diğer işçilere de kötü örnek oluyorsun’ denip işime son verildi. Tabii ki şaşırmadım çünkü Türkiye’de yaşı yorum. Bu ülkenin bütün mekanizmalarında çeşitli haksızlık ve adaletsizliklerin mevcut olduğunu düşündüğüm için bu durumun inşaat ortamına kadar yansıması beni şaşırtmadı” diye konuştu. İhraç edildiği dönemde de kendisine yönelik baskı ve yıldırma politikasının uygulandığını belirten Kaya, “Bu akıl tutulmasına karşın, direnen, itiraz eden, boyun eğmeyen, dayanışan ve ayakta kalmayı başarabilen bir kesim var. Bu kesimin içinde olmanın tarihsel gururunu ve onurunu yaşıyorum.” dedi. l İSTANBUL Doktorlar yargılanıyor 2016 yılında Cizre’de sokağa çıkma yasağı sırasında, sağlık hizmeti sunmak için bölgeye hareket eden sağlıkçılar yarın hâkim karşısına çıkıyor Şırnak’ın Cizre ilçesinde sokağa çıkma yasaklarında, bölgeye sağ lık hizmeti sunmak için giden ve haklarında “örgüt üyeliğinden” da va açılan 9’u hekim, 5’i sağlıkçı toplam 14 kişi, yarın hâkim karşısına çıkacak. Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşma saat 09.00’da yapılacak. Yargılanan he kimlerden İstanbul Tabip Odası eski yönetim ku rulu üyesi Dr. İncilay Er doğan, davayı ‘trajiko SİBEL BAHÇETEPE mik’ olarak değerlendirdi ve “Bu davanın esas konusu insan hakları ev rensel hukuku ve binlerce yıllık mesle ki etik ilkelerimizin kendisidir” dedi. İs tanbul Tabip Odası İnsan Hakları Ko misyonu üyesi Dr. Sadık Çayan Mula mahmutoğlu ise “Cizre’ye gitmeden ön ce 14 sağlıkçının ismini resmi izin veril sin diye Sağlık Bakanlığı’na bildirmiş tik. Korsan yollarla gitmeye çalışmadık” diye konuştu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağ lık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) çağrısı ile, bir grup sağlıkçı 2016’da Cizre’de sokağa çıkma yasakları sırasında bodrumlara sığınan, sağlık hizmeti alamayan insanlara sağ lık hizmeti verebilmek için yola çıkmış ancak polis ve jandarma tarafından dur durularak kente alınmamıştı. ‘Yargılanan, yaşatma refleksimizdir’ cömert AİLESİ DAVADA yalnız kaldı ABDOCAN DAVASI sil baştan Gezi Direnişi sırasında Hatay’ın Antakya ilçesinde 2 Haziran 2013’te gaz fişeğiyle başından vurularak yaşamını yitiren Abdullah Cömert davasına, Yargıtay’ın bozma kararının ardından dün yeniden başlandı. Cömert’in ölümüne neden olduğu gerekçesiyle yargılanan polis memuru Abdullah Kuş’a ilk yargılamada, “Kastın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan 13 yıl 4 ay hapis verilmişti. Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan davada, mahkeme heyeti sanığa, savunmasını hazırlaması için süre vererek, davayı er teledi. Cömert ailesinin avukatlarından Tacettin Çolak duruşmanın ardından yaptığı değerlendirmede, Yargıtay’ın bozma kararında Gezi’nin “şiddet eylemleri” olarak değerlendirildiğine dikkat çekti. Yeniden yargılamayla birlikte sanığın “bilinçli taksirle adam öldürme” suçundan ceza alacağını söyleyen Çolak, sanığa verilen cezasının hafifletilmeye çalışıldığını belirtti. Bozma kararı siyasi Çolak, “Bu davada Yargıtay mevcut siyasi iklimin etkisinde ve yönlendirmesiyle bozma kararı vermiştir. Bozma ka rarında, Gezi Olayları denen şiddet eylemlerini bastırmak için polis gaz atışı yapmıştır denilerek, ‘kasten adam öldürme fiilini bilinçli taksirle öldürmeye’ çevirmiştir. Gezi olayları son derece meşru ve haklı talepler uğruna gündeme gelen demokratik bir tepkidir.Yargıtay sanığı cezasız bırakmak için bu bozma kararını vermiştir. Mahkeme ise eski kararında direnme cesaretini dahi göstermemiştir. Ülkemizde hukukun getirildiği açmazın resmidir bu karar. 19 Kasım’da da adaletli bir karar çıkmayacaktır.” l Haber Merkezi Yargılanan doktorlar Sadık Çayan Mulamahmutoğlu ve İncilay Erdoğan. Yargılanan hekimlerden Dr. İncilay Erdoğan, “Resmi yollarla çıkışımızın bugün yargı meselesi olması trajikomik. Bugün yargı meselesi olan da bizim yaşatma refleksimizdir. Nerede ihtiyaç varsa gideriz. Siyasal iktidarın baskısı bizi yıldıramaz” dedi. İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu üyesi Dr. Sadık Çayan Mulamahmutoğlu ise “Cizre’de bodrum diye adlandırılan, çatışma nedeniyle sağlık hizmetlerine erişimi olmayan insanlara yardım götürmek için İstanbul, Ankara, Diyarbakır ve Batman’dan bir grup yola çıkmıştık. TTB ve SES, Bakanlıkla iletişime geçmişti. Korsan yolla gitmedik, yasal yollarla gitmeye çalışmıştık, zaten şehre alınmadan yoldan geri çevrilmiştik. Ne olduğunu anlamadığımız bir dava ile karşı karşıyayız. Yaptıklarının ne anayasa, ne hekimlik etiği, ne uluslararası kurallarla ilgisi yok” dedi. l İSTANBUL ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ DAĞDELEN İÇİN 9 AYDIR İDDİANAME HAZIRLANMADI ‘Anneyim ben, yüreğim hücrede’ Anne Dağdelen, 260 gündür tutuklu olan üniversite öğrencisi oğlu Cihan’ın hâlâ duruşmasının yapılmamasına isyan etti: “Daha ne kadar bekleyeceğim?” İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransızca tercümanlık bölümü son sınıf öğrencisi Cihan Dağdelen’in an Kandıra’ya sevk edildiğini belirten Dağdelen, “Orada da tek kişilik odada tutuluyor. İddianamesi savcılıktan mah nesi Rukiye Dağdelen, oğlunun 260 gün keme heyetine iki kez gitti ama sonuç dür tutuklu olmasına karşın iddianame alamadık. Ben anneyim. Benim kalbim, nin hazırlanmadığını belirterek “Ben anneyim. Benim kalbim, yüreğim hücrede. yüreğim hücrede. Daha ne kadar bekleyeceğim” diye sordu. Daha ne kadar bekleyeceğim” diye sor Dağdelen’in Avukatı Ercan Kanar ise du. Dağdelen ve KHK ile kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ile Yayın Kurulu üyesi Veli Haydar Güleç’in de aralarında bulunduğu 15 kişi, ocak ayında, BDP siyaset akademilerinin 20112013 yıllarındaki faaliyetleri gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı. Dağdelen, Büyükşahin ve Güleç’in ai leleri ve avukatları dün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması düzenlediler. Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu Cihan Dağdelen’in annesi Rukiye Dağdelen, oğlunun evlerine yapılan baskınla gözaltına alındığını, 9 gün sonra tutuklanarak Silivri 5 No’lu Cezaevi’ne gönderildiğini söyledi. Silivri’de 7 ay kaldıktan sonra “30 gün dosya üzerinden, 90 günde bir de duruşma yapılarak tutuklama süreci gözden geçirilecekti. Hâlâ duruşma yapılmış değil. Tutuklama gerekçesi örgüt propagandası yapmak. 12 Eylül’de bile 10 ay tutukluluk verilmezken bu yaşadığımız trajik bir ceza hukuku uygulaması. Keyfi olarak iddianameler geç hazırlanıyor” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet CHP’li gençlere tahliye Antalya’da, 24 Haziran’daki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri gecesi adliye önündeki protesto gösterilerinin ardından tutuklanan CHP’li 5 gence tahliye kararı çıktı. Antalya’da, 24 Haziran seçimlerinde oy çuvallarının getirildiği Antalya Adliyesi önünde, CHP ile AKP ve MHP’li grup arasında yaşanan gerginliğin ardından 27 Haziran’da gözaltına alı nan 10 CHP Gençlik Kolları üyesi Salih Ulus, Mahir Şen, Burhan Çalışkan, Veli Yeşilçay ve Tuğ rul Bahadır çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklanan CHP’liler için mahkemeye yapılan itirazlar dün sonuç verdi. Mahkeme, 5 genç için adli kontrol şartıyla 91 gün sonra tahliye kararı verdi. l ANTALYA/ DHA Avukatlık bürosu tarandı Eskişehir’de avukat Heval Yıldız dırıların da yaşanabileceğine dikkat çekti. Karasu, Karasu’nun ofisinin ol “Meslek örgütüm olan ba duğu bina, 24 Eylül’de ronun ve meslektaşları kimliği belirsiz kişiler mın, bana destek olmasını ce pompalı tü diliyorum. Benim o fekle tarandı. Bi meydanda kimse nanın duvarına nin hakaretine bir “Odunpazarı’nda daha maruz kal HDP’li istemiyo mamamın tek yolu ruz” yazısı yazıl o meydanda, büro dı. Ali İsmail Kork Karasu ma yürüdüğüm so maz dava komitesinde yer kaklarda bana sahip çıkıl alan, pek çok toplumsal masıdır” dedi. Barolar ve davada avukatlık yapan hukukçular, Karasu’ya yö Karasu bu saldırıya ses nelik saldırıyı kınadı. siz kalındığında başka sal l Haber Merkezi Gazeteci Kayar’a beraat Diyarbakır’ın Sur ilçe sadece gazetecilik oldusinde, OHAL nede ğunu dile getirerek, bera niyle engellenen 8 Mart atini talep etti. Dava sav Dünya Kadınlar Günü’nde cısı ise suçun unsurları çektiği fotoğrafları sosyal nın bulunmadığını belirte medyada payla rek, Kayar’ın bera şan gazeteci Ser atını istedi. Ardın taç Kayar, güven dan avukat Şivan lik görevlilerini he Cemil Özen beraa def gösterdiği id tin delil yetersizli diasıyla açılan da ğinden değil, gaze vadan beraat et Sertaç Kayar tecilik faaliyetleri ti. Kayar savunmasında, nedeni ile verilmesini ta 12 yıldır gazetecilik yaptı lep etti. Mahkeme heyeti, ğını, amacının polisleri he Kayar’ın delil yetersizliğin def göstermek olmadığını den beraatına karar verdi. kaydetti. Kayar, yaptığının l DİYARBAKIR Yerel seçim, salt  yerel seçim değildir! A KP ile MHP’nin genel seçimlerin ardından yerel seçimlerde de koalisyon yapacağı kesinleşti. MHP’lilerin, “Ankara, İstanbul, İzmir’de AKP, Adana, Mersin, Manisa’da MHP” diye özetledikleri yol haritası netleşmiş görünüyor. Sırada isimlendirme var.  Koalisyon dönemleri kapandı diye propaganda yapanlar, genel seçimler bir yana, yerel seçimlerde de ortak hareket etmekten başka çıkış bulamıyorlar.  AKP, 24 Haziran’da 71 ilde oy kaybetti. Buna paralel olarak Meclis’te de salt çoğunluğun altında kaldı. Yerel seçimlerde MHP desteği almadan AKP’nin tek başına başarı elde etmesi zor. MHP’nin oyları da büyük illerin hemen hiçbirinde belediye başkanlığı kazanmaya elverişli değil. İki partinin ikinci adamlarının yaptığı açıklamalar, ittifakın tamam olduğunu gösteriyor. Ancak siyasette iki kere iki dört eder diye bir şey yoktur; bakarsınız bir etmiş, bakarsınız sekiz etmiş. Bu nedenle AKPMHP’nin yerel seçim hesapları sandığa uymayabilir. HHH CHP’nin yerel seçim hedeflerinden ilki açıklandı: İzmir’in yanında İstanbul, Ankara’yı almak.  Genel Başkan Kılıçdaroğlu, aylardır Anadolu illerinin çoğunu sayıp, bunları alacaklarını vurguluyor.  Bu hedefi gerçekleştirmek için izlenecek yol ne, sorusuna yanıt aranırken yeni sorular gündeme geliyor: Adaylar kim olacak, hangi yöntemle belli olacak? Görünen o ki CHP Genel Merkezi de bu sorulara kilitlenmiş durumda. Önümüzdeki günlerde bu konulara çok değineceğiz; bu aşamada vurgulamak istediğimiz şu: Yerel seçimlerde adaylar çok önemlidir. Bunun yanında adayın gösterildiği partinin umut olması, iktidar seçeneği olma iddiasını çok diri tutması gerekir. Sadece aday kim olsun sorusu, yarımdır. Yakın tarihimizde böyle bir iddia ile yerel seçime giden muhalefet partilerinin başarılı olduğuna, yerel iktidarın ardından da genel iktidar geldiğine ilşkin örnekler vardır. AKP’nin ülkeyi yönetemiyor olması eşittir CHP iktidarı diye bir formül yoktur. CHP’nin, AKP’nin ülkeyi çok kötü yönettiğine ilişkin güçlü açıklamalar yapması da tek başına seçenek olmaya giden yol değildir. Seçenek olmak bunların üstünde bir şey.  CHP, yerel seçim hazırlığını, sadece belediyeleri değil, ülkeyi yönetmeye hazır olduğunu gösterecek şekilde yapmalı.  CHP’de şu aşamada gördüğümüz sadece iki soruya yanıt aranıyor: Nerede kim aday olsun? Aday belirlemeyi örgütten nasıl saklarız? HHH İktidar partilerinin, devlet gücünü kullanmanın da verdiği özgüvenle yerel seçimleri çantada keklik gördüğü dönemlerin başında 26 Mart 1989 yerel seçimleri gelir. O dönem iktidar gücünün yanında adayın gücü de vardı. İstanbul’da Özal’ın ANAP’ının adayı Bedreddin Dalan kendisinden o kadar emindi ki, tek soru şuydu; yüzde kaçla alır, 60 mı 70 mi? Bu nedenle SHP, Dalan’ın karşısında aday bulmakta zorlandı. Bilinen isimler aday olmak istemedi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün doktoru olan, CHP gençlik kollarından gelen Nurettin Sözen aday oldu. Kulak burun boğaz doktoru Sözen’in sekreteri, hasta randevularını 27 Mart Pazartesi gününden itibaren yeniden düzenledi. O da seçimi Dalan’ın kazanacağını düşünüyordu. İzmir’de de aynı durum vardı. Burhan Özfatura tartışmasız alırdı. Önseçimle belirlenen SHP adayı Yüksel Çakmur’a şans veren azdı. Öyle ki İzmir gazeteleri 26 Mart akşamı Özfatura’nın fotoğrafını birinci sayfaya yerleştirmişti, baskı için sadece oy oranı bekleniyordu.  Sözen ve Çakmur kazandı. Büyük şaşkınlık geçiren Özfatura’nın tesellisi şu olmuştu: “Dalan bile kaybetmiş, ben ne yapayım!” Bütün dileğimiz, yerel seçimin yeni bir iktidar ufku açması. Yıldırım’ın davası yeniden görülecek Diyarbakır’da 28 Haziran 2013 tarihinde, Lice ilçesine yapılması planlanan kalekol yapımının protesto gösterileri sırasında jandarmanın açtığı ateşle hayatını kaybeden 19 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın ölümü ile ilgili dava, bugün yeniden ele alınacak. Yıldırım ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, davada eksik soruşturma yürütüldüğünü, yerel mahkemenin verdiği beraat kararının yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek, Gaziantep Bölge Adliye (İstinaf) Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. İstinaf talebini değerlendiren 1. Ceza Dairesi, yargılamada eksik inceleme ve değerlendirme yapıldığı, delillerin eksik toplandığı gerekçeleriyle, yerel mahkemenin verdiği beraat kararını bozdu. Dava, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün yeniden görülecek. l Mahmut ORAL/Diyarbakır C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle