19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Eylül 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Doları yükselten Brunson değilmiş! Daha önce dövizdeki yükselişi, rahip Brunson’ın serbest bırakılması için ABD’nin bir ‘oyunu’ olarak niteleyen Erdoğan, ABD’de ağız değiştirdi ABD’deki temaslarını tamamlayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Reuters’a verdiği röportajda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erdoğan, rahip Andrew Brunson’ın dava sürecinin sorulması üzerine, şöyle konuştu; “Ben yargı mensubu değilim, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıyım. Biz hukukta kuvvetler ayrılığını kabul ediyorsak, yargının bağımsızlığını dünyanın her yerinde savunuyorsak o zaman yargının bu noktadaki kararlarına saygı duymamız lazım. Fakat Brunson bir yargı sürecinin içerisindedir, yargılanmaktadır. Yargılanmakta olan bir kişiyi de ‘bıraktım hadi git’ deme hakkına ne ben Cumhurbaşkanı olarak yetkiliyim, ne de bir başkası yetkilidir. Bunun yetkisi sadece o mahkemenin hâkimlerinindir. 12 Ekim’de biliyorsunuz mahkemesi var. Ve 12 Ekim’deki mahkemede yargı ne karar verir, onu bilemem.” Erdoğan, ABD ile yaşanan krizin ekonomiye yansımasının hatırlatılması üzerine ise “Brunson olayının bizim ekonomimizle bir alakası yoktur. 2008 yılında ekonomik sıkıntı yaşandığı zaman, ‘Teğet geçecektir’ dedim. Şu an ülkemizdeki bu ekonomik sıkıntı zannedildiği gibi abartılacak bir süreç değildir. Türkiye bunu kendi imkânlarıyla aşacaktır. Brunson’la yakından uzaktan alakası yoktur” dedi. ‘ıHsıatalkcıamğıımne?y’ le “Trump İran’a uygulanacak yaptırımlar konusunda diğer ülkeleri uyardı. Türkiye’nin iran ile yakın ilişkileri var. bu yaptırımlar Türkiye’yi nasıl etkileyecek?” sorusunu yanıtlayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Şim di gerçekçi olmak lazım. Sayın Obama döneminde buna benzer durumlar söz konusu olmuştu. Şu gerçeği göreceğiz, biz doğal gazı eğer alamazsak ben halkımı ne ile ısıtacağım? Şu anda benim ülkemin tükettiği doğalgazın yüzde 50’sini biz Rusya’dan alıyoruz, geri kalanını İran’dan, Azerbaycan, Irak, bazen Cezayir’den alıyoruz. Ben bu doğalgazı almadığım takdirde halkımı kar kışta o soğuk ta üşütecek miyim? Bizim görevimiz halkımızın mutluluğu değil mi? Kimse kusura bakmasın atacağımız adımları kendi tasarrufumuz içerisinde atarız. Ve bunu atarken de halkımızın bir defa huzurunu, halkımızın menfaatlerini gözetmekle mükellefiz.” Erdoğan, İdlib’de Rusya ile varılan mutabakatı değerlendirirken, silahlı radikal grupların İdlib’den çıkışının başladığını söyledi. l Haber Merkezi Trump ve AB’den Türkiye’ye İdlib teşekkürü BM Güvenlik Konseyi’nde konuşma yapan ABD Başkanı Donald Trump, İdlib’deki çözüm için Türkiye’ye teşekkür etti. Trump, “İdlib’deki çözümden dolayı Türkiye’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu. BM Güvenlik Konseyi’ndeki konuşmasında İran’ı hedef tahtasına oturtan ABD Başkanı Donald Trump, İdlib konusunda ise bu ülkeye teşekkür etti. “İran, Suriye ve Rusya’ya kuvvetli acil isteğime karşılık İdlib bölgesindeki saldırılarını azalttıkları için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. BM 73. Genel Kurulu görüşmeleri çerçevesinde düzenlenen “AB Ev Sahipliğindeki Suriye Krizi Toplantısı” başlıklı oturumun açılışında konuşan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, İdlib’de ateşkesin korunmasına yönelik Soçi mutabakatı sayesinde yeni bir katliamın engellendiğini belirterek Türkiye ve Rusya’ya teşekkür etti. Emine Erdoğan Afrikalı kadınlarla bir araya geldi Emine Erdoğan Sümeyye Erdoğan New York’ta bulunan Emine Erdoğan, “Afrika’daki Kadınları ve Kız Çocuklarının Güçlendirilmesi” temalı toplantıda konuştu. Toplantıya Mali Devlet Başkanı’nın eşi Aminata Maiga Keita, BM Kalkınma Programı Başkanı Achim Steiner, UNICEF İcra Direktör Yardımcısı Fatoumata Ndiaye, Afrika Birliği Kadın, Barış ve Gençlikten Sorumlu Özel Temsilci Bineta Diop ve BMKadın Doğu ve Güney Afrika Bölge Direktörü Izeduwa DerexBriggs konuşmacı olarak katıldı. Emine Erdoğan’ın Diop’la yaptığı görüşmede kızı Sümeyye Erdoğan’ın da yer alması dikkat çekti. Rahip Brunson, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak Brunson İzmir’de terör örgütleri FETÖ ile PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla tutukluluğu ev hapsine çevrilen ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt, Anayasa Mahkemesi (AYM) sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Halavurt, itiraz süreci için çalışmalarını sürdürdüklerini, gelecek hafta başında bunu gerçekleştireceklerini söyledi. Mahkeme heyeti, 25 Temmuz’da dosya üzerinde yaptığı incelemede, Brunson’ın tutukluluğunu ev hapsine çevirerek, sanık hakkında yurtdışına çıkış yasağı getirmişti. Ev hap sinin kaldırılması için 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan başvuru reddedilmiş, üst mahkeme olarak 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen dosya için ikinci kez ret kararı çıkmıştı. Yerel mahkemelere yapılan itirazların reddedilmesinden sonra Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt, AYM’ye bireysel başvuruda bulunmak için hazırlık yaptıklarını açıklamıştı. Bu hazırlıklar, mahkemenin gerekçeli kararının açıklanmasından sonra hız kazandı. Halavurt, itiraz süreci için çalışmalarını sürdürdüklerini, gelecek hafta başında bunu gerçekleştireceklerini söyledi. l İZMİR / DHA Almanya’ya FETÖ mesajı Cumhurbaşkanı Tayyip Er doğan, Almanya ziyareti öncesi Alman Frankfurter Allgemeine gazetesi için bir makale kaleme aldı. Erdoğan yazısında, “Türkiye, PKK ve FETÖ ile mücadelesinde Almanya’nın desteğini bekliyor. Almanya’nın FETÖ’yü bir terör örgütü olarak tanımasını istiyoruz” dedi. Erdoğan, ABD’nin sorumsuz politikalarının, dünyayı pervasız bir ticaret savaşına sürüklediğini belirterek “Almanya ve Türkiye ticaret savaşlarının yıkıcı etkisine karşı birlik olmalı” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi haber 5 Asıl içeridekileri tutmaya bak Birileri Erdoğan’ı yine kandırıyor. Ülkenin güllük gülistan olduğu hal yor. Kimisi yerde yatıyor. Nefes alamıyorlar. Bunun çözümü yeni cezaevleri, hapishaneler de münafıklar yüzünden kötü yapmak değildir, aklınıza ese gösterildiğini anlatıyor, herhal ni içeri tıkmamaktır, ülke ya de. Yoksa yurtdışındaki bilim rı açık cezaevine dönmüş za insanlarımızı ülkeye döndürme projesinin bir hayal olduğunu bilirdi! İmkânı olan dışarı gidiyor. Gençlerin çoğu eğitimine bir yabancı ülkede devam ten. Bunun çözümü, tutuksuz yargılamadır. Kaçma şüphesi var diye hâkim önüne çıkarılan herkesin tutuklanmamasıdır. Af mı çıkaracaksınız? Ön etmek istiyor. Parası olan ucuz ce ADALET’i sağlayın! Adalet bir Avrupa ülkesinde konut işlesin, affa gerek kalmayacak ediniyor ki AB vatandaşı ola zaten. Uyuşturucu kaçakçıları, bilsin. Hem siz Türkiye’de aka dolandırıcılar, karısını öldüren demik ortamın eğitim, araş ler içerde kalacak; hakkını ara tırma yapılabilecek bir düzey mak için sokağa çıkıp protes de olduğunu mu düşünüyor to etmiş öğrenciler, (70 bin öğ sunuz Sayın Cumhurbaşka renci var içerde, tüm tutuklula nı? Bütün rektörleri siz atadı rın üçte biri!) çalışma koşulla nız, öğretim üyelerinin seçtikle rını eleştiren işçiler, işi elinden rini değil, size biat edecekleri. alınmış KHK’liler, siyasetçiler, Onlar da eşini, çocuğunu, ya belediye başkanları, cumhur kınını dekan, müdür yaptı, aka başkanına hakaret ettiği ge demi aile çiftliğine döndü. Bir rekçesiyle yatırılanlar, kısaca barış bildirisine imza attılar di sı hak hukuk peşinde koşar ye altı bin bilim insanını üniver ken sussun diye, dışardakilere siteden attınız, özlük hakları gözdağı olsun diye tutuklanan nı gasp edip işsiz bıraktınız, aç lar ve bir kandırmacayla darbe kalsınlar diye çalışmalarını ya girişimine karıştırılmış askeri sakladınız, pasaportlarını iptal öğrenciler, erler salıverilsin, ce edip yurtdışına gitmelerini engellediniz. Üniversitede kalanlar ise korkudan ağızlarını açamıyor. Siz bilimin ancak özgür bir ortamda yapılabileceğine zaevleri yarı yarıya boşalır! İşin özü bu: AF DEĞİL ADALET lazım bize. Önce tutuksuz yargılayın, sonra adaletli yargılayın. Uyuşturucu tacirleri de içer inanmıyorsunuz ki akademide, de kalsın bir zahmet, bir siyasi ne bilimsel, ne maddi özgürlük partiye yakışmıyor onları kur var. Ülkenin yurtdışında değe tarmaya çalışmak. ri bilinen, akademik çevrelerde tanınırlığı olan üniversitelerine düşmansınız. ODTÜ’nün içinden yol geçirmeyi marifet sayan bir belediye başkanı çıktı. Yüz akı Cerrahpaşa ve Çapa Tıp fakültelerini bölüp parçalayıp isimlerini değiştirdiniz, yapılan anlaşmalar boşa gitti, diplomalarının havası kaçtı. En yüksek puanla girilen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini sudan nedenlerle gözaltına alıp sınav döneminde aylarca cezaevinde yatırdınız. Sizin hayalleriniz başka, gerçek başka; Osmanlı dönemini canlandıran dizide oynuyor diye hayranı olduğunuz oyuncu, çocuğu orada doğup ABD vatandaşlığı kazansın diye hamile eşini Amerika’ya yolladı. Dışarıdakileri çağıracağınıza, içeridekileri yeniden değerlendirseniz, attıklarınızı üniversiteye davet etseniz, itibarlarını iade etseniz, öğrencileri özgür ve akademik bir ortamda yetiştirmeye doğru adımlar atsanız, zaten sorun kalmayacak; dışarıdakiler de koşa koşa gelecek, davete gerek kalmadan. Af değil adalet istiyoruz! Hep karşımızdaydılar, yanımıza geldiler 90’lı yıllar. Üstelik de devrimci bir sendikanın düzenlediği Kadınlar Günü etkinliğinde konuşmacıyım. Erkekler bizi karşıladı, oturttu, sonra çekti gitti. “Kadınlar Günü mü, kadın hamamı mı, nereye gidiyorsunuz, daha karpuz kesecektik” diye bağırdım arkalarından. Bugün kırk erkeğin bir araya gelip kurduğu bir dernek düşünün, futbol takımı fan kulübü değil, toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışacaklarmış, başkanları da kadın üstelik. Zaten bunu başaran ancak bir kadın olabilirdi, yıllardır TÜSİAD’da da böyle bir komisyonun başında olan kadın, Nur Ger. “YANINDAYIZ” derneği, bir yıllık bir çalışmanın ürünü. Hepsi alanının ünlü ve önemli isimlerinden oluşan kurucu üyeler, yönetim kurulu, tanıdık isimler ve erkekler! “Erkekler toplumsal cinsiyet eşitliğini önemsemeli, çünkü bu işin buraya gelmesinin müsebbibi biziz” diyor Murat Yetkin. Yanındayız Derneği, başta spor kulüpleri ve askerlik gibi erkek egemen kurumlardaki erkeklere yönelik çalışa MHP’nin günlerdir ağzında cak. Zaten kadın kısmı bizde, gevelediği AF tasarısı açıklan yıllardır kadınlar yırtınıyor top dı: tam da tahmin ettiğimiz gi lumsal cinsiyet eşitliğini sağla bi, uyuşturucu kaçakçılarından mak ve kadını hayatın içine so dolandırıcılara, hırsızlara, sevdikleri kim varsa içeriyor. Gerekçe çok insani: cezaevleri çok doldu, kapasite yetmiyor, bir kısmını salıverelim! Yaza çize bir hal olmuştuk oysa, o yaz sıcağında, 7 kişilik koğuşta 25 kişi yatırıyorlar, sırayla uyunu kabilmek için. Ama yanında erkekleri bulamıyor. Şimdi erkekler, bu eşitsizlikteki kendi eksiklerini, yanlışlarını, suçlarını bilerek, erkekleri değiştirmeye çalışacaklar. Çok önemli, çok özel, çok eğlenceli bir kuruluş! Yolları açık olsun. ÖZÜLKER, ERDOĞAN’IN ‘FIRAT’IN DOĞUSU’ MESAJINI DEĞERLENDİRDİ Sadece ‘rahatsızlık’ iletti HÜSEYİN HAYATSEVER Türkiye’nin Rusya ile İdlib konusunda bir mutabakata varması ve riskin büyük oranda ötelenmesinin ardından Türkiye Suriye’nin sorunlu diğer bölgesi Mınbiç’e yöneldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’den verdiği mesajları değerlendiren Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Türkiye’nin son dönemde ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği destekten duyduğu rahatsızlığı hissettirmek için verilen bir mesajdır” dedi. Erdoğan, New York’ta Fırat’ın doğusuna yapılacak olası operasyonla ilgili tekrar mesaj verirken “İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye’nin içindeki güvenli bölgeleri artırmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı. Erdoğan’ın mesajlarını Cumhuriyet’e değerlendiren emekli büyükelçi Uluç Özülker, bu açıkla maya Türkiye’nin ra hatsızlığının dile ge tirilmesinin ötesinde bir anlam yükleme diğini belirtti. Fırat’ın doğusunda ABD üs lerinin bulunduğuna dikkat çeken Özül ker, “Türkiye’nin, Fırat’ın doğusuna Uluç Özülker müdahale etmesi, ABD’yi doğrudan doğruya muha rip bir taraf olarak karşısına alma anlamı taşır, bu da tabiatıyla kolay değil. ABD’nin Suriye’de yaptıkla rından Türkiye’nin ne kadar büyük rahatsızlık duyduğunu dile getiren bir mesaj bu” dedi. Türkiye’nin İdlib’den sonra Su riye’deki temel sorununun, Suri ye topraklarının yüzde 24’ünü elin de bulunduran YPG’nin de içinde olduğu Suriye Demokratik Güçle ri (SDG) olacağı mesajını verdiği ni dile getiren Özülker, “Hepsinden öte Türkiye yönünden bir terör sorunu var. ABD ile Mınbiç’te de halen sonuç alınabilecek bir adım atılamadı. ABD’ye ‘Bıçak kemiğe dayandı, müdahaleye kadar gidebilecek bir gelişmeyle karşı karşıya kalabiliriz, aklımızı başımıza toplayalım’ şeklinde bir uyarı olduğunu düşünüyorum bu mesajında” diye konuştu. Özülker, Türkiye’nin El Bab ve Afrin’e düzenlediği operasyonların ‘hem Rusya’nın icazetiyle, hem de konjonktürün iyi kullanılmasıyla’ gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Hem ikna, hem iyi bir diplomasi yolunu kullandık, askeri yönden başarımızı sahada sonuç alıcı bir şekilde yansıttık. Fakat Fırat’ın doğusu böyle değil” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA GÜVENLİK BİRİMLERİ İKNA ÇALIŞMALARINI YÜRÜTÜYOR Sınırda ‘radikal’ önlemi SERTAÇ EŞ Türkiye, Rusya ile İdlib’de alınacak önlemler konusunda uzlaşma sağlamasının ardından, alanda da hızla çalışmaya başladı. Bu kapsamda güvenlik güçleri kendilerince önlemlerini artırdı, istihbarat birimleri de görüşmeleri yürütüyor. Görüşmelerin amacı, “cihatçıradikal” olarak adlandırılan ve hiçbir ülke tarafından İdlib’de istenmeyen örgütlerin silah bırakması veya bölgeyi boşaltmaları. Bu kapsamda ilk önlemler de yine Türkiye ile Rus güvenlik birimlerinin belirlediği “güvenlik kuşağı”nda alınacak. Türkiye, bölgedeki birimleriyle ikna çalışmaları yürütüyor. Bölgedeki yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre bu gruplardan yalnızca birisi, Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakata karşı çıktığını, kendisinden istenilen konuma ‘Nereye gidiyorlar?’ Meclis’te basın toplantısı düzenleyen HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen, Erdoğan’ın “Silahlı gruplar orayı terk ediyor” sözlerine ilişkin olarak şunları söyledi: “Şu iki soruyu herkes sormalı: Bu silahlı gruplar nereye, nasıl gidiyor? Silahlarını bırakıp mı gidiyorlar yoksa silahlarını başkaları üzerinde kullanmak için ellerinde tutmaya devam mı edecekler? Bu soruların cevabını bekliyoruz.” gelmek istemediğini açıkladı. Bölgedeki kaynaklar bu grubun Hurras Ed Din olduğuna dikkat çekiyorlar. Ancak yetkililer, bu grubun militan sayısı olarak küçük bir grup olduğunu genel bir kabulün oluşması durumunda geri adım atabileceklerini vurguluyor. İdlib’deki radikal grupların en büyüğü olarak bilinen Heyet’ül Tahrir Şam’nin (HTŞ) ise şu an için temaslara ve pazarlığa daha yakın olduğu belirtiliyor. Önümüzdeki dönemde bu gruplarla temasların süreceği, önceliğin ikna yoluyla sorunun çözülmeye çalışılacağına dikkat çekiliyor. İlk hedef ise 10 Ekim. Bu tarihe kadar somut bir gelişme sağlanması hedefleniyor. Çünkü 15 Ekim’e kadar son aşamaya gelinmesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Vladimir Putin arasında tarih olarak belirlendi. Yine yerel ve güvenlik kaynaklarından gelen haberlere göre Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), özellikle İdlib bölgesindeki sınırlarda çok sıkı önlemler aldı. Önlemlerin hedefi, İdlib’den Türkiye’ye radikal unsurların sızmasını engellemek. l ANKARA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle