Katalog

Pazar 23 Eylül 2018 6 Işadamı, dört valiye bir okul yaptıramadı Babası adına okul yaptırmak için 500 bin lira veren işadamı isyan etti Sinop’un Boyabat ilçesinde hayırsever Yalçın Küçükbaş, 2014 yılında okul yapılması için devlete 500 bin lira bağışta bulundu ancak 4 yıl geçmesine ve 5 vali değişmesine karşın okulu yaptıracak bir muhatap bulamadı. Boyabat ilçesinde yaşamını sürdüren işadamı Yalçın Küçükbaş, 2014 yılında dönemin Sinop Valisi Yavuz Selim Köşger’e başvuruda bulunarak babası Necdet Küçükbaş adına bir okul yaptırmak istediklerini belirtti. Anlaşma sağlandı ve imzalar atıldı. Küçükbaş, 4 yıl önce 238 bin dolar parasını bozdurdu ve 500 bin lira parayı okul yapımı için Sinop il Özel idare hesabına yatırdı. Vali randevu vermedi Daha sonra anlaşma sağladıkları vali görevden gitti ve yerine yeni bir vali geldi. O vali de Küçükbaş’ın görüşme talebine randevu bile vermedi. 2015 yılında Sinop Vergi rekortmeni seçilen Yalçın Küçükbaş, “bugün yarın çağrılırım” diye ran Yalçın Küçükbaş devu beklerken, Vali Yasemin Özata Çetinkaya, 2016 yılında gerçekleşen FETÖ darbesi girişiminin ertesi gününde FETÖ bağlantısı iddiası ile görevden alındı. Göreve yeni gelen vali de çok kısa süre kaldı ve o da Sinop’tan gitti. Daha sonra 4. vali geldi ve o da çok kısa süre kaldıktan sonra merkeze çekildi. Şimdi ise 5. vali geldi. Küçükbaş sürecin çok uzamasına tepki göstererek, “Bugün yarın başlayacaklar diye 4 senedir bekliyoruz. Ama daha bir çivi bile vurulmadı. Tek arzumuz babamın sağlığında okulun açılışını gerçekleştirmek. Yani sağlığında görsün istiyoruz. Eğer yapmayacaklar ise de benim paramı bugün ki değeri ile geri iade edilmesini istiyorum” diye konuştu. l Haber Merkezi Acıyı paylaşan Türkiye, Devrim ailesini kucakladı Kocaeli’nde oğluna okul kıyafeti alamayan babanın intiharı Kocaeli’nin Körfez ilçesinde lise birinci sınıfa giden oğluna okulun istediği pantolonu alamadığı için önceki gün intihar eden İsmail Devrim’in (45) cenazesi memleketi Balıkesir’de gözyaşlarıyla toprağa verildi. Devrim’in ailesi için yardım kampanyaları başlatılırken, birçok hayırsever eğitim masraflarını karşılama sözü verdi. Türkiye’nin gündemine oturan Devrim’in ölümü sosyal medyada en çok konuşulan konu oldu. Devrim’in ailesine, sosyal medyada çok sayıda destek mesajı yağdı. Fenerbahçe Kulübü ve Haluk Levent’in kurduğu AHBAP, aileye yardım etmek üzere harekete geçti. Emek Partisi Kocaeli İl Örgütü’nden yapılan açıklamada, “Daha fazla İsmail Devrim’ler ölmesin, zenginler daha zengin, fakirler daha fakir olmasın diye mücadele etmeli, hakkımız olanı almalıyız” denildi. Türkiye gündemine oturan olay sonrasında Kocaeli Valiliği, “Haberler ger İsmail Devrim çeği yansıtmıyor. Olayın sebebi psikolojik” açıklamasını yaptı. Ancak Körfez İlçe Milli Eğitim Müdürü İbrahim Okutan, intiharın pantolanla ilgili olduğunu kabul etti. Okutan yaptığı açıklamada, “Çocuk okula normal kıyafetlerle alınmış ve daha sonra evine gitmiştir. Yapılan araştırmadan ailenin, ne okul idaresine ne de vakfımıza bu konu ile ilgili bir yardım başvurusu olmadığını gördük. Oysa benzeri konularda yapılan yardım talepleri vakıf veya okul idaresi tarafından karşılanmaktadır. Ancak aile gururuna yediremediği için yardım isteyemedi” dedi. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan yazılı açıklamada da “Haberlerde belirtildiği gibi oğlunun okul pantolonunu alamaması söz konusu değildir. Bu yönde çıkan haberler asılsızdır. Devrim’in yaralandığı için çalışamaması nedeniyle bunalıma girdiği anlaşılmıştır. Soruşturma halen devam etmektedir” dendi. Taraftarlar sahip çıktı Oğlu ile Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda çekilen fotoğrafların sosyal medyada paylaşılmasının ardından birçok Fenerbahçe üyesi, Devrim ailesine destek kampanyası başlattı. Galatasaray ve Beşiktaş taraftar gruplarının kullandığı hesaplardan da Devrim ailesine eğitim masraflarının üstlenilmesi konusunda banka hesaplarının açılacağı duyuruldu. Eski bir Ulusal Futbol Takım Teknik Direktörü’nün de aileye eğitim bursu sözü verdiği öğrenildi. l Haber Merkezi CHP’li yıldırım Kaya ‘Öğrenciler için ikna odaları kuruldu’ CHP Genel Başkan yardımcısı ve Ankara milletvekili Yıldırım Kaya, liselere geçiş sisteminde açıkta kalan öğrenciler için “ikna odaları’’ kurulduğunu belirterek, istemedikleri liselere yerleşmeleri için baskı yapıldığını söyledi. Kaya, Nevşehir’de CHP İl Gençlik Kolları’nın, “Yerel Seçimlerde Gençlik” kampında yaptığı konuşmada, istemediği lise türüne kayıt yaptırmayanların, özel okulları ya da açık liseleri tercih etmeye mecbur bırakıldığını belirterek, şunları söyledi: “Açık liselerde okuyan öğrenci sayısı 1.5 milyonu aştı. Kimse istemediği okul türlerine gitmeye zorlanmamalıdır. Talep edilmeyen çok az sayıda öğrencisi olan okul türleri, talep fazlası olan okul türlerine dönüştürerek sorun çözülmelidir. Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenerek laik, bilimsel, demokratik eğitim herkese parasız verilmelidir. Bir gecede kaldırılan TEOG yerine getirilen LGS de kimseyi mutlu etmedi. Gençlerimiz istemedikleri okul türlerini tercihe zorlanarak gelecekleri ellerinden alındı. l Eğitim Servisi Aliağa’da taşımalı eğitim kaldırıldı 80 öğrenci okula gidemiyor İzmir’in Aliağa ilçesinin uzak köylerinde yaşayanlar, taşımalı sistem kaldırılması üzerine mağdur oldu. Kaymakamlık önünde eylem yapan veliler, yeni eğitim öğretim dönemi başlamasına karşın 94 öğrenciden 80’inin okula gidemediğini açıkladı. Eyleme Karakuzu, Uzunhasanlar, Çıtak, Karaköy, Hacıömerli, Samurlu, Güzelhisar, Aşağı Kalabak, Çaltılıdere köylerinin muhtarları ve köylüleri katıldı. Çocuklarının bazı yerlerde 2 kilometre yol yürümek zorunda kaldığına dikkat çeken aileler, taşımalı sistem geri getirilmezse evlatlarını okula gönderemeyeceklerini söylediler. Kaymakam Erhan Günay’la görüştükten sonra açıklama yapan Hacıömerli Mahalle Muhtarı Ali Dündar, gelecek ay sorunun çözüleceği sözünü aldıklarını bildirdi. l İZMİR / Cumhuriyet İŞÇİ ALIM KURASINDA ŞAİBE Bolu’da, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı okullarda 450 kişinin işe alınması ile ilgili çekilen kurada aynı isimler birden fazla kez kuradan çıktı. Diğer işçi adayları duruma tepki gösterince kura çekimi iptal edildi. Bolu Valiliği’nden yapılan açıklamada işlemlerin noterlik makamı tarafından yapıldığı ifade edilerek “İlgili noterlikçe hatalı oluşturulan kura torbaları yeniden düzenlenerek aynı gün aynı yerde kura çekimi tekrarlanmıştır” denildi. l DHA İnsanı, ülkeni, güzeli sevdiğin için; doğrudan, haktan, haklıdan yana başkaldıran bir yüreğe sahip olduğun için; kokuşmuş düzeni sarsacak bir başkaldırının gençlik içinde filizlenip örgütlenen ülkeye yayılmasından korktukları için TAYLAN ÖZGÜR Bundan tam 49 yıl önce ilk tetiği Beyazıt Meydanı’nda sana çektiler, seni sırtından kurşunladılar. 49 yıl içinde aynı nedenle kaç güzel, kaç yiğit insan daha faili meçhul ya da katili bilinen cinayetlerin kurbanı oldu, tam bilemiyoruz. Ancak haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın savaşı hiç bitmeyecek. Haklıların, doğrudan yana savaşan yiğitlerin öldürülmesi, hakkı, doğruyu ortadan kaldırmayacak. Bedeli çok ağır da olsa sonunda hep hak ve doğru, insanlık geçerli olacak. Seni sevgi, özlem ve onurla kucaklıyoruz. Annen NECLA ÖZGÜR haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ Kriz yok, koşun gelin, bol para kazanın! Cumhurbaşkanı’nın 15 yıl boyunca yönetimde bir hata yaptığını gördünüz mü? Şüphesiz ki hayır! En son ülke ekonomik krize yuvarlanınca, kriz falan yok, bu sadece büyüyen Türkiye’ye bir dış saldırıdır, benzeri şeyler söyledi, çıktı işin içinden. İki yapı var yönetimde, Cumhurbaşkanı ve diğerleri; yani parti, bakanlar, bürokrasi, diğer birimler ve tüm bunların yönettiği devlet. İlki hiç hata yapmaz. Diğerleri yapar. Reis pek çok taraftarı arasında yüceliğini korumak için bütün kötü şeyleri kendisinden uzak tutan politika izler. Böylece seçmen kitlesini bir arada tutmaya yönelir. Bu RTE’nin kaç yıldır politikasıdır. Güçlü bir düşman yaratır ve kitlesinin nefretini düşmana yöneltir. Daha önceki genel seçimlerde biliyorsunuz başta Hollanda, Almanya, Avusturya olmak üzere Avrupa baş düşmandı. Buradan 2 puan kadar götürdü. FETÖ vb. dolayısıyla da zaten ABD düzenli ve sürekli düşman vitrinine çıkar. Elhak, bu ülkeler de RTE’nin çok açık seçim politikası tuzağına düşer. Gerilirler, saldırı demeçleri verirler. Gazeteleri yazılar döşenir Türkiye ve Reis üzerine.. RTE’nin kendilerine biçtiği rolü büyük bir başarıyla ve hakkaniyetle yerine getirmiş olurlar. Millet de iktidarın yanında kenetlenir... Borç vermeselerdi kriz çıkmayacaktı! Ekonomik kriz de dış düşmanın işi ilan ediliverdi. Ya kimin işi olacaktı?.. Ülkenin 500 milyara yakın dış borcunun birikmesi de dış düşmanın işi.. Bankaların dışarıdan milyarlarca borçlanması.. İnşaat şirketlerinin, AVM yapıcılarının, bugün iflas yolunda ağlaşan şirketlerin dolar üzerinden borçlanmaları da yabancıların işi. “Madem Türkiye büyüyor, böyyük Türkiye nidaları geri döndü, o halde biz boyumuzu posumuzu aşacak şekilde borçlanalım, kestirmeden büyüyelim.. Nasılsa arkamızda Reis var, zorda kalırsak biri çare bulur...” ‘Sizi gidi leş kargaları’ Hiçbiri borç alırken o alçak dış düşman bankaların, bankerlerin, hangi art niyetle bu kadar kesenin ağzını açtığını hiç fark etmedi!!! Aldatılma milletçe, hükümetçe de.. Bu kadar borç vermeseydiler, sorun çıkmayacaktı. Durmadan borç vermelerinin nedeni, ülkeyi krize sokmaktı! Yoksa onlardan para isteyen mi vardı?! Dahası, bu alçaklar borç verirken batılacağını biliyordu, bir diğer amaçları da ucuzlayan şirketlerin tepesine akbabalar gibi çöreklenmekti! Leş kargaları sizi gidi! AKP’yi de Reis’i de kandırdılar, hatta 2009’da şirketlerin dışarıdan istedikleri kadar borçlanmalarının yolunu açan yasayı iktidara çıkartan da onlar! Ankara’da kulis mulis, hoop yasa tamam!? Değil miydi böyle yoksa? ‘Devletin borcu değil ki’ masalı TV tartışmalarında, ikiüç yıl önceden bu tehlikeye dikkat çekiyor, ülkenin büyük borç yükü altına girdiğini söylüyorken, iktidar yandaşları, onlar devletin borcu değil ki, özel sektörün, kendileri düşünsün, devletinhazinenin bir garantisi olmadı ki Türkiye’nin borcu olsun.. diyordu. Biz de diyorduk ki: Yahu Türkiye ekonomisi özel şirketlerden oluşuyor, onlar batarsa Türkiye de batar ve devlet de borçları üstlenmek zorunda kalır... Ama bildiklerini okuyor ve milleti ekranlarda kandırmanın yolunu seçiyorlardı.. Yoksa bu durumu bilmeyecek kadar sıradan olamazlar! Yoksa yanılıyor muyum? Sanırım böyle düşünen şapşalların şöyle bir düşünceleri vardı, bir ara yazıp çizdik: Batsın büyük şirketler, onlar bizim değil, hatta bize karşılar, böylece sermaye el değiştirir, iktidar yanlılarının eline geçer ve bu iş böylece birden temizlenir... Kriz yok ki Gelecek yıl yüzde 2.5 büyüyecekmişiz. Masal diyeceğim ama ülkeyi düşünerek inşallah diyorum! Şimdi iktidar tüm güçleriyle yabancılara yalvarıyor: Gelin, dolarlarınızla gelin, ucuz şirketlerimiz var. Borsaya gelin, ne kadar ucuz! Bakın faizlere! Hazine bonolarına koşun! Hukuk mu, yargı üzerinde siyaset mi, medya özgürlüğü mü, mal güvenliği mi, yahu boş verin bunları da ucuzluğa bol para kazanmaya koşun! VEFAT VE TEŞEKKÜR Merhum Ali Rıza Artunkal ve merhume Fatma Artunkal’ın oğulları, merhum Tahsin Artunkal ve merhume Şükran Artunkal’ın kardeşleri, merhum Murat Artunkal, Fatma Artunkal ve Tuğrul Artunkal’ın babaları, Ali, Gonca, Kemal ve Can Artunkal’ın amcaları GÜNERİ ARTUNKAL vefat etmiştir. Cenazesi 22 Eylül Cumartesi 2018 tarihinde Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile mezarlığında toprağa verilmiştir. Bu süreçte destek olan yakınlarına, akraba ve dostlarına, Sayın Başhekim Dr. YÜKSEL SOYER’e ve onun nezdinde Osmanoğlu Hastanesi’ne teşekkürü borç biliriz. AİLESİ C MY B