19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 12 Eylül 2018 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Milyoner sayısıLMİ6RU.A4DDİMBÜİALŞYŞÜOINYNOAR 7 yılda üçe katlandı BDDK verilerine göre, 2012 yılında hesabında 1 milyon TL ve üzeri parası olan mudi sayısı 54 bin 461 iken 2018 Temmuz ayında bu sayı 166 bin kişiye yükseldi Ülkede yurttaş yoksullukla boğuşurken, 1.603 TL asgari ücretle ayakta kalmaya çalışırken zengin sayısı da her geçen gün artıyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yurtiçinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı temmuz sonu itibarıyla 166 bin 25’e ulaştı. Geçen yıl sonuna göre 27 bin 45 kişi artan milyonerlerin toplam mevduatı 1 trilyon 78 milyar 734 milyon liraya çıktı. 2017 sonunda milyonerlerin toplam mevduatı 909 milyar 979 milyon lira seviyesinde bulunuyordu. Milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 497 bin lira olarak hesaplandı. 2012’de hesabında 1 milyon TL ve üzeri parası olan mudi sayısı 54 bindi. Paralar dövizde Yurtiçinde yerleşik milyonerlerin sayısı yılın ocaktemmuz döneminde 2017’ye kıyasla 22 bin 152 kişi artarak 149 bin 121’e ulaşırken, toplam mevduatları da 976 milyar 397 milyon lira oldu. Söz konusu dönemde milyonerlerin mevduatlarının 444 milyar 734 milyon lirası yerel para cinsi, 527 milyar 399 milyon lirası döviz tevdiat hesabı, 4 milyar 265 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurtiçinde yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 548 bin lira olarak hesaplandı. Yurtiçinde yerleşik milyonerlerin sayısı geçen yıl 126 bin 969, bu mudilerin bankalardaki toplam mevduatı da 835 milyar 621 milyon lira düzeyindeydi. BDDK verilerine göre, yurtdışında yerleşik mudi sayısı temmuz sonu itibarıyla 16 bin 904’e yükseldi. Yurtdışındaki milyonerlerin sayısı geçen yıl sonuna göre 4 bin 893 kişi artarken, hesaplarındaki para miktarı da 102 milyar 337 milyon lira olarak hesaplandı. l Ekonomi Servisi BDDK verilerine göre, yurtdışında yerleşik mudilerin bankadaki mevduatlarının 7 milyar 2 milyon lirası yerel para, 95 milyar 16 milyon lirası yabancı para ve 319 milyon lirası da kıymetli maden depo hesaplarından oluştu. Yurtdışında yerleşik milyoner başına düşen ortalama mevduat da 6 milyon 54 bin lira olarak hesaplandı. Bir dönem yabancıların gözdesi olan Türk enerji piyasası zorda Enerjide iflaslar kapıda Borç yükü ağırlaştı Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, dolar/Avro cinsinden borç geri ödemesinin çok daha maliyetli hale gelmesiyle TL’nin sert değer kaybının, Türk şirketlerinin döviz borç yüklerini daha ağırlaştırdığını açıkladı. Moody’s en kötü etkilenen kesimin, döviz geliri veya dövize endeksli geliri olmayan korunmamış kısa vadeli döviz borcu olan kaldıraçlı şirketler olduğunu belirtti. Kuruluş, artan belirsizliklere rağmen derecelendirmeye giren Türk şirketlerinin çoğunun, refinansman riskleriyle başa çıkabileceğini bildirdi. Moody’s Türkiye’ye ilişkin yayınladığı raporunda, yurtiçi GSYH büyümesinin yavaşlaması, finansal koşulların sıkılaşması ve TL’nin değer kaybetmesi sürerken, sağlıklı likidite profillerinin ve iyi dengelenen borç vadelerinin derecelendirmeye tabi ve mali olmayan Türk şirketlerinin çoğunun kredi kalitesini, önümüzdeki 1218 ay boyunca potansiyel refinansman risklerinden koruyabileceğini belirtti. Azalma uyarısı Raporda, “Türkiye’nin bankacılık sistemi ve ekonomisinin geneli açısından dış fon bulmanın sıkılaşması halinde, Türk şirketlerinin kredi kalitesi için en büyük risk, şirketlerin borçlanmaya erişiminde olası bir azalma (olacaktır), ancak bu şu anda bu Moody’s’in baz senaryosu değil” denildi. Moody’s, zayıflayan ekonomiye ve değer kaybeden TL karşısında en savunmasız yatırım şirketinin Doğuş Holding ve çeşitlendirilmiş tüketici ürünleri grubunun Yaşar Holding olduğunu ifade etti. l Ekonomi Servisi Elektrik fiyatları 1 Ağustos zammının ardından 1 Eylül itibarıyla yeniden artırılmıştı. Konut kullanıcıları için elektrik fiyat artışı yüzde 9 olurken sanayi abonelerine yüzde 14 oranında zam yapılmıştı. Asgari 230 kilovatsaatlik tüketim üzerinden 4 kişilik bir ailenin aylık elektrik faturası 116 liradan 126 liraya çıktı. Yeni zam göründü Bu kış herkesi zor günler bekliyor. Elektrik ve doğalgaza üst üste iki ay zam yapılırken, bir zam daha yapılacağı ileri sürüldü. Habertürk’ün aktardığı bilgilere göre, enerji koridorlarında, 1 Ekim’de de elektrikte tarife artışı konuşuluyor. Olası bir artışın özellikle konutta, tek haneli olabileceği belirtiliyor. Haberde, “BOTAŞ’ın, Rusya’dan ithal edeceği her 1000 metreküp gazın fiyatı, 270’ten 290 dolara çıkacak. Bu ve dolardaki hareketlilik, gerek elektrik gerekse de doğalgazda yeni tarife artışlarını zorunlu kılacaktır” görüşüne yer verilirken, doğalgaza da zam sinyali verildi. Öte yandan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu EPDK, geçen ay elektrik dağıtım şirketlerinden kademeli tarife için teknik çalışmanın yapılmasını istemişti. Bazı şirketlerin, EPDK’den yeni tarife modeline, 1 Ekim yerine 1 Kasım’da geçilmesi için süre talebinde bulunulacağı belirtiliyor. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, başta elektrik, doğalgaz ve petrol olmak üzere lokomotif ürünlere yapılan zamların maliyetleri artırarak ekonomiyi olumsuz etkilediğini belirterek, “A’dan Z’ye tüm ürünlerin fiyatını etkileyen ana unsurlara yapılan zamlar devlet tarafından süspanse edilmeli. Devlet bu tür zamları yaparken çok dikkatli olmalıdır. Ürünlerin maliyetini düşürmek için lokomotif ürünlere yapılan zamlar vatandaşa yansıtılmamalı. Enflasyonla mücadele başarılı olmak için bu tür zamlara dur denmeli” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye enerji piyasası zor günler geçiriyor. Kendi marjlarının daralmasıyla, pek çok enerji şirketi nakit akışlarını istikrarlı tutmaya çalışırken ve alıcı bulmakta zorlanırken, bu durum Türkiye ekonomisi ve hâlâ büyük ölçüde devlet tarafından düzenlenen elektrik piyasası için görünümü karartıyor. Elektrik üretim şirketinde çalışan bir sektör kaynağı, “Daha fazla nakit sıkıntısı göreceğiz. Özel sektörün veya devletin kendi taahhütlerini yerine getiremediği bir senaryoyu düşünmek istemiyorum” dedi. Yeniden yapılandırma Reuters’in haberine göre, TL’nin bu yıl yüzde 40 değer kaybetmesinin ardından enerji şirketleri de dahil olmak üzere birçok Türk şirketi borçlarını yeniden yapılandırmaya çalışıyorlar. Avusturyalı enerji şirketi OMV, 2013’te Türkiye’de elektrik santralı işletmeye başladığında, ülkenin elektrik sektörü, piyasanın serbestleştirileceği vaatleri ve Çin dışındaki en yüksek büyüme tahminleri ile yabancı yatırımcıların gözdesi oldu. OMV beş yıl sonra, Türkiye’deki tesisini başlangıçta yatırdığı 600 milyon Avro’nun yarısına sattı. Türkiye’nin enerji şirketleri, TL’nin değer kaybettiği ve enerji maliyetlerinin arttığı ortamda bankalarla borçlarını yeniden yapılandırma görüşmeleri yapıyorlar. Şirketler zorda Gama Holding, Türkiye’deki 1.100 MW kurulu güce sahip hidroelektrik, rüzgâr ve doğalgazdan elektrik üreten Gama Enerji’deki hisselerini satmak için görüşmeler yapıyor. Türk enerji şirketinde üst düzey bir yönetici, “(Enerji) şirketleri art arda iflas başvurusunda bulunursa bu sürpriz olmamalı. Birçok şirket gerçekten çok zor durumda ve (borçlarını) yeniden yapılandırma paniği içinde” dedi. Acwa Power Türkiye Ticari Direktörü Selim Güven, “Bizim kâr marjlarımız buharlaştı” dedi. l Ekonomi Servisi ekonomi 9 İki büyüme öyküsü: ABD ve Türkiye “Piyasalar” nefesini tutmuş, 13 Eylül’de toplanacak olan Merkez Bankası Para Kurulu’nun faiz kararını bekliyor. “Faiz oranı arttırılacak mı?” Yoksa “Merkez Bankası gene faizi sabit tutarmış gibi yaparken efektif olarak faizleri arttırma becerisi mi sergileyecek?” … Sorular, yorumlar, anketler uzayıp gidiyor. Oysa bu hafta başında son derece önemli bir veri seti yayımlandı ve paranın fiyatı tartışmaları arasında kaybolup gitti: TÜİK verilerine göre Türkiye ekonomisi 2018’in ikinci çeyreğinde, yıllık bazda yüzde 5.2 büyüme göstermiş. Ancak, büyümenin niteliği ve hangi sektörlerden kaynaklandığı irdelendiğinde, ortaya reel sektörlerde ciddi bir daralmanın yakın olduğu gerçeği dökülüveriyor. Verilere göre tarım sektörü yüzde 1.5 daralmış (geçen sene yüzde 7 büyümüş idi). Sanayi sektöründe büyüme hızı yarı yarıya düşmüş (yüzde 4.3); yakın dönemin büyüme öncüsü inşaat ise yüzde 0.3 ile neredeyse yerinde saymış, verilen onca teşvike ve siyasi ödünlere karşın… Milli gelirin ardındaki talep unsurlarına gelince, ekonomik aktivitenin gerek kamu, gerekse özel sektör tüketim harcamalarıyla ivmelendirildiği; sabit sermaye yatırımlarında ise göreceli bir yavaşlama olduğu görülüyor. İthalatın durduğu bir ortamda da net ihracatın sınırlı bir katkısı olduğu hesaplanmış. Dolayısıyla Türkiye’nin (yeniden, bir kez daha) iç talebe dayalı, borçlanma olanaklarının sonuna değin zorlandığı bir büyüme sergilemiş olduğu anlaşılıyor. HHH Diğer yandan Atlantik’in öte yakasından, Amerikan ekonomisinden de benzer bir büyüme öyküsünün yaşanmakta olduğunu gözlüyoruz. ABD 2018 ikinci çeyrekte, 2017’nin görece dönemine göre yüzde 2.9 büyümüş durumda. Söz konusu büyüme oranı ABD ekonomisinin uzun dönem ortalaması olan yüzde 3.3’ün altında ve 2015’ten bu yana gözlenen en düşük oran. Veriler Amerikan ekonomisindeki büyümenin ardındaki en önemli değişkenin şirketler kesimi sermaye yatırımlarından kaynaklandığını gösteriyor. Buradaki alt kalemler ise çoğunlukla fikri mülkiyet (hizmetler sektörü) ve enerji (kaya gazı) yatırımları. Her iki grup yatırım harcaması da şirketler kesiminin yüksek kâr beklentileriyle ilintili. Amerikalı Marksist iktisatçı Michael Roberts’in bulgularına göre ABD’de şirket kârları bu yılın ikinci çeyreğinde toplamda 72 milyar dolar artış gösterdi. Bu rakam birinci çeyrek boyunca 27 milyar dolar düzeyinde idi. Söz konusu artış geçen seneden bu yana yüzde 7.6’lık bir sıçramayı ifade ediyor. Finans kesimi kârlarını bir tarafa bıraksak dahi, şirketler kesimi kârlılığındaki yıllık artış yüzde 6.6’ya ulaşıyor; yani kâr oranlarında ortalama büyüme hızının çok üstünde bir sıçrama söz konusu olduğu anlaşılıyor. ABD’de şirketler kesimi kârlılığının bu denli artmasına yol açan etkenlerin başında Trump yönetiminin kurgulamış olduğu vergi iadeleri ve vergi istisnalarına dayalı genişleyici maliye politikası ve bunun getirdiği servet transferleri yatmakta. Atlantik’in iki yakasında benzer bir büyüme öyküsü: Devlet eliyle potansiyel büyümenin sınırlarını zorlayan politika tercihleri. NAFTA için zaman azaldı Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) revizyonu konusunda anlaşmanın imzalanması için zaman daralırken, Kanada Dışişleri Bakanı Chrystia Freeland’ın bu konuda ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer ile yeni görüşmeler yapacağı bildirildi. Açıklamayı yapan Freeland’ın sözcüsü Adam Austen, başka bilgi vermedi. Bir yıldan fazla süren müzakerelere rağmen, Kanada ve ABD hâlâ, Meksika’yı da kapsayan NAFTA’dan kaynaklanan anlaşmazlıkları çözmeye çalışıyorlar. Amerikalı yetkililer, Kongre’nin kasım seçimlerine girmeden önce destekleyeceği bir metin üzerinde anlaşmak için zaman kalmadığını söylüyorlar. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yapılan Sermaye Piyasası Beklenti Anketi Ağustos 2018 sonuçları yayımlandı. 103 üst düzey yönetici tarafından yanıtlanan anketin sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 60’ı önümüzdeki ay, yüzde 45’i ise gelecek altı ay BIST100 endeksine ilişkin olarak önemli bir değişim beklemiyor. Katılımcıların yüzde 56’sı Dolarda artış sürecek gelecek ay, yüzde 57’si ise gelecek altı ay ve bir yıl dolarda artış bekliyor. Avro’ya ilişkin olarak hâkim görüş de artış beklentisi olurken bu yönde görüş bildirenlerin oranı aylık dönem için yüzde 56, altı aylık dönem için yüzde 59 ve yıllık dönem için yüzde 55 oldu. Dolar/TL ise bu hafta 6.456.50 bandında yatay bir seyir izliyor. l Ekonomi Servisi Çalınan kartta 24 saat kararı Yargıtay; bankamatik, kredi kartı çalınır ya da zorla, tehditle alınır da kart sahibi 24 saat içinde bankaya bu durumu iletirse çekilen paranın bankaca sahibine iade edilmesi gerektiğine hükmetti. Yüksek mahkeme, bu tür vakalarda kart sahibinin haksız çekilen miktarın sadece 150 lirasından sorumlu olduğuna dikkat çekti. 4. Tüketici Mahkemesi’ne müracaat eden bir yurttaş, gasp edilen kredi kartından nakit çekilen para nın bankaca tarafına iade edilmesini istedi. Mahkeme; nakit çekilen bedelin 150 TL’si dışındaki kullanımdan ve davacıdan tahsil edilen bedelin kanuna aykırı olduğuna karar verdi. Yüksek Mahkeme; hesaptan çekilen paranın, sözleşmede aksi yazsa dahi bankaca kart sahibine iadesi gerektiğine hükümetti. Çalınan ya da gasp edilen banka kartı ile kredi kartından çekilen paranın 150 lirası dışındaki meblağından banka sorumlu olacak. l İHA Fitch’den bankalara kötü not Fitch, Ratings, Anadolubank ve Fibabanka’nın uzun vadeli kredi notlarını BB’dan B+&la, Şekerbank’ın kredi notunu B+’dan B’ye ve Odeabank’ın notunu BB’den B’ye indirdi. Fitch bu bankaların Yaşayabilirlik Notlarını da düşürürken notları olası bir indirim için izlemeden çıkardı, görünümlerini ‘negatif’ olarak belirledi. Fitch, not indiriminin son dönemde piyasa oynaklığı döneminde bankaların perfor manslarına, varlık kalitelerine, likidite ve fonlama profillerine yönelik artan riski yansıttığını, ekonomide sert bir iniş yaşanması ve yatırımcı güveninde kötüleşme riskini de hesaba kattıklarını vurguladı. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle