18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 9 Ağustos 2018 EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: FUNDA YAŞAR ER Washington’da çözüm turu haber 5 Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki Türk heyeti, ABD ile ikili ilişkilerde yükselen tansiyonu düşürmek için temaslarda bulundu AnkaraWashington hattı tarihinin en diyalog zemini yokladı. Adalet, Hazine ve çerçevesinde Brunson’ın tutukluluğundaağır krizlerinden birine sahne olur Maliye ile Dışişleri bakanlıklarından yetki ki öncü rolleri gerekçesini göstererek İçiş ken dün Türkiye’den bir heyet ABD’de te lilerin yer aldığı heyetin ilk durağı ABD Dı leri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Ba maslardaydı. Washington’ın Aralık 2016’da şişleri Bakan Yardımcısı John Sullivan ol kanı Abdülhamit Gül’e yaptırım uygula Türkiye’de tutuklanan ABD’li rahip And du. 1 saate yakın süren görüşmenin ardın ma kararı açıklayan makam. ABD Dışişle rew Brunson’ın serbest bırakılması talebiy dan ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen kı ri Bakanı Nauert önceki gün basın toplan le iki bakan için aldığı yaptırım kararının sa açıklamada “Türk yetkililerle ilave gö tısında, Türkiye ve ABD’nin ön anlaşmaya ardından halihazırda iki ülke arasında tan rüşmeler yaptık. Görüşmeler devam edi vardığı yönünde iddialara ilişkin “Anlaş siyon daha da yükselmiş durumda. Doların yor” denildi. ABD Dışişleri Bakanlığı söz maya varılmış olsaydı, Brunson ülkesine ateşinin söndürülememesiyle birlikte pi cüsü Heather Nauert’in yazılı açıklamasın dönmüş olurdu” yanıtını vermişti. yasalarda tedirginlik artarkan Ankara’dan da da, ÖnalSullivan görüşmesinde rahip Türkiye ile ABD arasında FETÖ ve YPG gerginliğin biraz olsun düşürülmesi için Brunson davası dahil ikili ilişkilere dair bir konularında gerilim sürüyor. Washington, diplomatik hamleler sürüyor. dizi konunun ele alındığı kaydedildi. Ankara’nın S400 hava savunma sistemi sa İki ülke arasında dışişleri ve savunma bakanları düzeyinde son günlerde telefon 2. durak Hazine Bakanlığı tın alma hamlesine tepkisini sıklıkla dile getiriyor. Son olarak Trump’ın İran’a yöne görüşmeleri gerçekleşirken dün de Dışişle Heyetin bir sonraki ziyaretinin ise ABD lik yaptırım kararlarının yürürlüğe girme ri Bakan Yardımcısı Sedat Önal’ın başkanlı Hazine Bakanlığı olacağı gündeme yansı siyle gözler Türkiye’nin alacağı tutumda. ğındaki dokuz kişilik heyet Washington’da dı. Bu bakanlık, başkanlık kararnamesi l Dış Haberler ‘Müjde’ kâğıtta kaldı 3 bakan gitti, aradan 2.5 yıl geçti, sistem değişti, ama hükümet memurlara üstelik yasa ile verdiği yarı zamanlı çalışma hakkını uygulamaya geçiremedi Hükümet Şubat 2016’da Devlet Memurları Yasası’na eklediği çocuğu olan memur anne ve babalara yarı zamanlı ça lışma hakkını aradan 2.5 yıl geçmesine kar şın uygulamaya geçiremedi. Bu sürede 3 Ça lışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı değişti ancak yönetmelik yayım lanamadı. Kamuoyuna “müjde” olarak sunulan düzenleme üste lik yasa maddesi olmasına kar MUSTAFA ÇAKIR şın kâğıt üzerinde kaldı. Düzenlemenin yakın bir zamanda çı karılacağına dair de hiçbir işa ret yok. Hükümet, 657 sayılı Devlet Memur ları Yasası’nda 2016 yılında değişiklik yaptı. Meclis’te 29 Ocak 2016 tarihinde kabul edi len yasa 10 Şubat 2016 tarihinde de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasaya madde eklendi Tam ismi “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” olan “torba yasanın” 10. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na “Ek madde 43” eklendi. “Doğum sonrası yarım zamanlı çalışma” başlıklı maddeye göre, doğum yapan memur anneler ya da eşi doğum yapan memur babalar, doğum sonrası izinlerin bitiminden itibaren çocukları mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi izleyen ay başına kadar olan dönemde haftalık çalışma saatlerinin normal çalışma süresinin yarısı olarak düzenlenmesini talep edebileceklerdi. Bu haktan ya anne ya da baba yararlanabilecekti. Anne ya da baba, çocuğu ilköğretime başladıktan sonra da normal zamanlı çalışmaya dönebilecekti. Haktan yararlanan memura bu sürede mali hakları ile sosyal yardımların da yarısı verilecekti. Derece yükselmesi ile kademe ilerlemesi için de bu şekilde çalışılan dönemdeki hizmet süreleri “yarım” olarak dikkate alınacaktı. Destici idamda ısrarlı BBP Genel Başkanı ve Ankara Milletvekili Mustafa Destici, idamla ilgili yasa teklifini Meclis’e sunacak larını yineledi. Meclis’te basın top lantısı düzenleyen Destici, “ida mı ağırlaştırılmış müebbet ce zasıyla” savundu. Destici, “Ka muoyunda, idam konusundaki görüşler, idamın insani bir ce za olmadığı ve geri dönülemez sonuçlar doğurduğu üzerine odaklanmıştır. Oysa idam ce zasının alternatifi olarak dü şünülen ağırlaştırılmış müeb bet ve kastrasyon daha mı Mustafa Destici insani cezalardır” dedi. Gazetecilerin, idamla ilgili açıklamalarına “AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın tepki gösterdiğinin” belirtil mesi ve CHP’den de gelen açıklamaların anımsatılması üzerine de Destici, şunları kaydetti: “Beni, kişilerin talepleri veya gö rüşleri birinci derecede ilgilendirmiyor. Beni, milletimin talepleri, görüşleri ilgilendiriyor. Yani Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle ‘Hans ne der, George ne der beni ilgilendirmiyor.’ Cumhurbaşkanı’yla yüzde yüz aynı düşünüyorum. Teklifimizin kabul edilip edilmemesi Meclis’in takdiridir. Ben de biliyorum anayasa değişiklik teklifinin kaç imzayla verileceğini. Bizim izleyeceğimiz yol haritası şudur: Şu an hazırlanmakta olan idamla ilgili kanun teklifimizi Meclis’e getireceğiz, dört siyasi partinin gruplarıyla bunu paylaşacağız ve destek, imza isteyeceğiz. Verirlerse bu referanduma gider, vermezlerse takdir yüce Meclis’indir. Biz elimizden geleni yapacağız.” l ANKARA/Cumhuriyet Üzerinden 2.5 yıl geçti Maddenin sonunda, “yarım zamanlı çalışma hakkının kullanımına ilişkin usul ve esaslar ile bu haktan yararlanamayacak memurları, hizmet sınıfı, kadro unvanı, kurum veya teşkilat bazında birlikte veya ayrı ayrı belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir” ifadesi yer alıyordu. Buna göre haktan yararlanacak memurların hükümet tarafından belirlenmesi gerekiyordu. Ancak yasanın TBMM’de kabul edilmesinin üzerinden 2.5 yıl geçmesine karşın hükümet memurlarla ilgili yönetmeliği bir türlü yayımlayamadı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmesiyle yeni Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk oldu. Selçuk’un göreve başlamasının üzerinden de yaklaşık 1 ay geçti, yönetmelik hâlâ çıkarılamadı. Oysa çok sayıda memur bu düzenlemenin çıkmasını bekliyor. Hükümetin 100 günlük icraat programında da düzenlemenin çıkacağına dair herhangi bir madde yer almadı. l ANKARA İçişleri’ne 4 bakan yardımcısı atandı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İçişleri bakan yardımcılıklarına Muhterem İnce, İsmail Çataklı, Prof. Dr. Tayyip Sabri Erdil ve Mehmet Ersoy’u atadı. Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararlarına göre, İçişleri Bakan Yardımcılığı’na atanan Muhterem İnce, daha önce müsteşar olarak görev yapıyordu. Bir dönem AKP’den milletvekili olan Mehmet Ersoy da, bakan yardımcılığı koltuğunda oturdu. Bir diğer bakan yardımcısı Çataklı ise bir dönem Kilis Valisi olarak görev yaptı. Prof. Dr. Erdil ise İçişleri Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısıydı. Lağvedilen Başbakanlık’a bağlı Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması ile birlikte mevcut başkan Prof. Dr. Uğur Ünal bu göreve yeniden atandı. Dışişleri Bakanlığı’nda açık bulunan Protokol Genel Müdür Yardımcılığı’na ise Serap Ersoy’un ataması gerçekleştirildi. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Çarşaf’la ölçecek Akşener, tek genel başkan adayı olarak girdiği partisinin 2. olağanüstü kurultayında, parti kurullarını çarşaf liste yöntemi ile şekillendirecek OZAN ÇEPNİ İYİParti’de olağanüstü kurultaya 2 gün kala kurulların belirlenmesinde yöntem tartışması parti gündemine oturdu. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in tek aday olarak gireceği kurultayda, parti kurullarının çarşaf liste ile şekillendirilmesi fikrinin öne çıktığı öğrenildi. Önceki kurultaydaki blok liste uygulanmasına karşın Akşener’in yeni ekibinin belirleneceği 12 Ağustos kurultayında, partide sözü geçen isimler ilk kez kendi güçlerini tartacak. İYİ Parti’de Genel Başkan Meral Akşener’in önce olağanüstü kurultay kararı, ardından 1 haftalık ikna süreci ve geri dönüşü ile durulan kriz süreci, 12 Ağustos’ta ATO Congresium Kongre Salonu’nda düzenlenecek kurultay ile son bulacak. Partinin yerel seçimler öncesi son virajını oluşturacak kurultay, Akşener ve partinin geleceği açısından da en önemli belirleyici olacak. Edinilen bilgiye göre, Akşener’in dönüşünün ardından Başkanlık Divanı’ında parti kurullarının belirlenmesi için “çarşaf liste” formülü öne çıktı. Son söz Akşener’de Üst kurul delegelerinin oyu ile ‘tek aday’ olarak gösterilmesi planlanan Akşener’in yanı sıra, 1124 delegenin oy kullanacağı 2. ola ğanüstü kurultayda partinin en üst karar alma organı olan 80 kişilik Genel İdare Kurulu (GİK), 10 üyeden oluşan Merkez Disiplin Kurulu (MDK) belirlenecek. Parti kaynakları, 1 Nisan kurultayındaki uygulama olan blok liste yerine Akşener’in yaşanan sancılı sürecin ardından bu kurultayda ‘çarşaf liste’ yöntemini benimseyeceğini aktardı. Tüzüğe göre 80 kişilik GİK aday listesi oluşturup istenmeyen adayların isimlerin üzerinin çizilmesi ve yeni adayların isimlerinin yazılması anlamına gelen blok liste sistemi, bu kurultayda uygulanmayacak. Akşener’in tüm listeyi işaret etmek yerine, adayların ferdi olarak divan yönetimine başvurdukları çarşaf liste formülü ile en çok oyu alan 80 aday GİK’e girecek. Güç gösterisi Adayların tek tek oylarının kişisel olarak hesaplandığı çarşaf aday sistemi, parti içindeki dengeleri de gün yüzüne çıkaracak. Bu kapsamda yerel seçim öncesinde partide Akşener’in A takımında yer almak için yarışan isimlerin de parti içindeki güçleri, tabandan kendilerine yönelik tepkiler, aldıkları oy oranları ile ölçülmüş olacak. Bu yöntemle Akşener’in kendisine gelen “kurmaylık” taleplerine alınan kişisel oylar ile cevap vermesi ve elini bu yöntemle güçlendireceği değerlendirmesi yapılıyor. l ANKARA Herkes özgür olmadıkça... AKP ya da AK Parti yola hangi sözlerle çıktı? Birlikte nasıl ıslandı yağmurda! Sonra ne oldu? Umur Talu’nun deyişiyle kimi suya sele kapıldı; kimi zatürree oldu, kimi yağmurdan sonra kavruldu, kurudu, çürüdü! AKP ya da AK Parti güzel şeyler söylüyordu, çağdaş bir dünyanın parçası Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler açısından hak ettiği yere gelmesi için büyük çaba göstereceğini belirtiyordu. Çünkü toplumun beklentisi böyleydi... Bireylerin hak ve özgürlüklerine saygı... Bir toplumdaki en önemli güven öğesinin, toplum içinde yaşayan bireylerin kendi hak ve özgürlüklerine saygı duyulmasının olmazsa olmaz koşuluydu. Toplumun büyük beklentisiydi... Tüm bunlar bireylerin özgürlüklerine saygı, demokratik siyasi rejimin toplum tarafından benimsenmesinin, toplumsal barış ve huzurun en temel koşuluydu. Çünkü barış ve huzur demokrasinin vazgeçilmez şartıydı. Demokrasi hoşgörüye dayanan bir sistemdi. Yurttaşların bir kısmının daha üstün hak ve özgürlüklerden ya da ayrıcalıklardan yararlanması mümkün değildir. Yarışı kazanmak ve iktidara gelmek, çoğunluğun iradesini mutlaklaştırmaz. Çağdaş demokrasinin en çok önemsenen niteliklerinden biri, çoğunluğun hiçbir şart altında temel hak ve özgürlükleri tartışma konusu yapmaması ve azınlıkta bulunanların hak ve özgürlüklerine saygılı olmasıdır. Demokrasinin çoğulcu niteliği böyle oluşur. Azınlıkta görüşler özgürce, anayasanın güvencesiyle elde edilir. HHH AKP ya da AK Parti şöyle diyordu: “Herkes özgür olmadık ça kimse özgür değildir.” Temel hak ve özgürlükler insanlığın yüzyıllar boyu süren mücadeleler sonucu elde edilmiş kazanımlarıydı. Bu özgürlüklerin, çağdaş bir toplum olmanın yolunu açar... Bu da en büyük bir beklentidir. Tartışılmaz! “Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Paris Şartı, Helsinki Senedi olmak üzere, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin insan hakları alanında getirdiği standartlar hayata geçirilecektir...” Bu sözlerde AKP’nindir... Devam ediyorum: “Partimiz bütün vatandaşların özgür haber alma ve düşüncelerini yansıtma hakkını esas kabul eder.” AKP ya da AK Parti sözlerini şöyle sürdürüyordu: “Çağımız demokrasilerinin vazgeçilmez koşullarından biri özgür medyanın varlığıdır.” “Başta anayasa olmak üzere, medyaya ilişkin tüm yasal çerçeve ele alınarak, medyanın ifade özgürlüğüne getirilen ve demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayan yasak ve cezalar kaldırılacaktır.” “Yazılı ve görsel medyanın özgürlükleri titizlikle korunacak ve tekelleşmeye fırsat tanımayacaktır.” “Medyayı denetleyen kurumların objektif kriterlerle hareket etmesi sağlanacak, medya üzerinde siyasi baskı aracı haline gelmeleri engellenecektir.” Bitmedi... “Sansür ve benzeri kavramlarının tanımı şüpheye de mahal bırakılmaksızın tamamen sivil inisiyatif tarafından belirlenecek ve önlemlerde yine siyasi iradenin dışında alınacaktır.” HHH Verilen sözler gerçekleşti mi? Hayır!... Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir. Bu bir özdeyiştir... Verilen sözler çoktan unutulmuştur... YAŞ ATAMALARI GERÇEKLEŞTİ 121 komutanın görev yeri yeniden düzenlendi Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) terfileri belirlemesinin ardından, atamalar Resmi Gazete’de yayımlandı. YAŞ’ta 121 komutanın görev yeri yeniden düzenlendi. Orgeneralliğe yükselen 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel görev yerini korudu. Tuğgeneral rütbesiyle Özel Kuvvetler Komutanlığı yapan Ahmet Ercan Çorbacı, bu görevi tümgeneral rütbesiyle sürdürecek. Çorbacı’nın emrindeki Birinci Özel Kuvvet Tugay Komutanlığı’na Tuğgeneral İlkay Akdoğan getirildi. Fırat Kalkanı Harekâtı’nı yöneten Tuğgeneral Halil Soy sal Şırnak’taki 23. Piyade Tümen Komutanlığı’na atandı. Bolu 2. Komando Tugayı’nın komutanı Tuğgeneral Aydoğan Budakçı, Isparta Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’na getirildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Genelkurmay Başkanı iken özel kalem müdürlüğünü yapan Remzi Balaban, yine özel kalem müdürü göreviyle Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) gitti. Akar’ın koruma müdürü Mustafa Köksal ve askeri hâkim İhsan Bülbül ile Hava Harp Okulu’ndan Tuğgeneral Ergin Dinç de MSB’de görevlendirildi. l SERTAÇ EŞ/ANKARA TÜRK VATANDAŞINA VİZE TARTIŞMASI Avrupa Adalet Divanı’ndan Almanya’ya destek geldi Avrupa Adalet Divanı, Almanya tarafından aile birleşimine izin verilmeyen Türk ailenin davasını karara bağladı. Mahkeme, Almanya’nın prensipte AB hukukuna aykırı davranmadığına hükmederek, göçün kontrolü amacını taşıması şartı ile bu uygulamanın geçerli sayılabileceğini belirtti. Almanya’daki eşiyle bir araya gelmek isteyen bir Türk kadın hakkındaki davada, Almanya, yeterli Almanca bilgisine sahip olmaması ve geçerli vizesinin bulunmamasını gerekçe göstererek Türk kadının talebini reddet miş, konu Leipzig’deki Federal İdari Mahkeme’ye taşınmıştı. Federal İdari Mahkeme’nin dosyayı ilettiği Avrupa Adalet Divanı da, aldığı kararda, “göçün etkili bir şekilde kontrol edilebilmesi ve göç akınının yönetilebilmesi” amacıyla vize şartının geçerli sayılabileceğine hükmetti. Şimdi dosya yeniden incelenmek üzere Leipzig’deki Federal İdari Mahkeme’ye geri gönderildi. Mahkeme, Stuttgart’taki makamların “göçün kontrolü” gerekçesiyle verdiği bu kararda söz konusu gerekçenin aşılıp aşılmadığına hükmedecek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle