18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 21 Ağustos 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY YARDIM BİLMECESİ ekonomi 9 AKP yetkilileri piyasalardan sıcak para arayışını sürdürse de Almanya Türkiye’ye yardımı tartışmaya açtı. IMF’ye başvurunun gerekli olabileceği görüşleri artıyor Hükümet, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) yardım alma gibi bir seçeneğin gündemde olmadığını belirtse de yurtdışında Türkiye’nin yardım seçenekleri konuşulmaya başlandı bile. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geçen hafta yabancı yatırımcılarla düzenlediği telekonferansta “Bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi yabancı para fonlamalarımızı uluslararası piyasalardan sağlamaya devam edeceğiz” diyerek mali yardım planlarının olmadığını belirtmişti. Buna rağmen Almanya’da siyasiler Türkiye’ye ekonomik yardımı tartışmaya açtı. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve hükümet sözcüsü art arda ‘Türkiye için finansal yardımın gündemde olmadığını’ açıkladı. Birkaç gün önce de Der Spiegel ‘Almanya’nın Türkiye’yi IMF’den yardım almaya ikna etmeye çalıştığını’ yazmıştı. Berat Albayrak ile Alman mevkidaşı Olaf Scholz’ın geçen perşembe günü gerçekleşen telefon görüşmesinde konunun gündeme geldiği belirtilmişti. Eski Dünya Bankası Başeko Etkilenme ihtimali var Türkiye’de yaşanan kur krizinin kredi ilişkileri ve Almanya dış ticaret üzerinde de yansımaları olabileceği belirtilliyor. Almanya Maliye Bakanlığı, ABD ile ticaret sürtüşmeleri ve İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden bir anlaşma olmadan ayrılma olasılığının yanı sıra TL krizinin de Almanya ekonomisine yönelik ek risk oluşturduğunu söyledi. Bakanlık raporunda “Türkiye’deki ekonomik gelişmeler yeni bir dış ekonomik risk sunuyor” denildi. Almanya, Türkiye’de en büyük ikinci yabancı yatırımcı iken Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı ise Avrupa Birliği. Almanya’nın ithalat yaptığı ülkeler arasında Türkiye, Macaristan veya Rusya’nın arkasından 16. sırada bulunuyor. nomisti ve Amsterdam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Sweder van Wijnbergen ise Latin Amerika’nın 1980’lerdeki po Nisan ayında resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmişti. pülist yönetimlere benzetti ği Türkiye’nin, son çare olarak IMF’ye başvurmak zorunda ka lacağını söyledi. BBC Türkçe’ye göre Prof. Swe der van Wijnbergen, “ABD Baş kanı Donald Trump ile yaşa nan kavga ekonomik kriz açısından önemli değil. Türkiye, Erdoğan’ın politikalarından dolayı çok zayıf durumda. En ufak bir dokunuş, büyük düşüşlere neden olabilir” dedi. MERKEL: İHTİYAÇ YOK Yardım tartışmaları üzerine Almanya Başbakanı Angela Merkel de “Türkiye’nin şimdilik özel bir Alman ekonomik yardımına ihtiyacı yok” açıklamasını yaptı. Alman hükümet sözcüsü ise yaptığı açıklamada “Türkiye için fi ‘Başvuru gerekecek’ Ekonomiyi dış borçla finanse eden Latin Amerika ülkelerinin nansal yardım şu anda gündemde değil” dedi ve şöyle devam etti: “IMF’den yardım isteyip istememek Türkiye’nin kendi kararı. Türkiye için olası finansal yardım Türk liderlerle yapı son çare olarak IMF’ye başvur lacak görüşmelerin merkezinde olmayacak.” mak zorunda kaldıklarını anımsatan Sweder van Wijnbergen, Türkiye’nin de bu yolu izleyeceği görüşünü şöyle dile getirdi: “Latin Amerikalılar da bayrak Almanya tartışıyor AdsnrrklsoçmrtAdudğçSyedeeaeeeaoaklaoeaetialusraau.etkkGrlklnnrrnovTyklbtnvA.ssaty,engar,üatiaimeul,ölBtooağyamTeloçarmtnnkin“zlnpr,miıkimırrerdTtnk.aparalauiamd.imBıeuinükBekaieylsrÇimzzdmtrıklkagrralmeırneiaiaüaeaskançlsesp’kşgsukmnaşkünaaokıinadalentmriiniirkreıetlanmıÜeurelb,kübnaneıgçnbinoinyrıreboluniiae’grluvaomşeeenamgknlsi‘rkeasdndösiöeveinyınmairincaryzğptaenaeAmıSmedlarirceBsknsiolnleoçaıaTsmıdai.e’pdnfnembğnn’eü”nieindkan.e,‘ıidçrksariEsGzdnFTktienaöabişrarreüiydirdkryfsizmadugnkesnraiüeiıeennokekssaedBlrkai’zdneyyaafrnyieearteulşAşsagiçlğ’tkrindrlliatkuemialaıleeselzuitddi.nanatnçlıacrkrTarıügknkıriinmuainbürAmnJmn’kgymoeriAdlıyglulkaaalaengelaaltünrazcsaMLgBdekrsnerıkeiraeıeDmiırWetrtkrğki‘TıieçrezieşTeielüsnihkimiinnünSnDimriüolrkoaıieenAkkntsyisAmhioüFyliyraGmygemngmuedloayreeıraü’dlniklamiyTkaneaum.çggknrhnkreütümpNtebeaaeadaaeısrtmloazusnmç.taaetlııkriebMeitğY’khmPdNyenthıaitnaıynaaıylataeaelaüaneşeiaağire,dlrsgdnhksetdrçbtı’yeAgaüyı’yiiraııia’tanke’knlameneğri,ı Türkiye, ABD’yi DTÖ’ye şikâyet ettiye, yatırım ne bir açıklama yapan Almanya dımda bulunması yönündeki önerisi Alman siyasetçiler arasında tartışma yarattı. Nahles, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaşanan siyasi anlaşmazlıklardan bağımsız olarak Türkiye’ye yardım edilmesini gerektiren bir durum oluşabilir” derken ‘Türkiye’nin boş verilecek bir NATO üyesi olmadığını’ ve ‘Türkiye’nin ekonomik olarak istikrarlı olması ve kur türbülanslarının durdurulmasının herkesin çıkarına’ olduğunu ifade etti. Nahles’in önerisine bir destek de Almanya’nın eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’den geldi. Gabriel, Almanya Yazı İşleri Ağı’na yaptığı açıklamada, Türkiye’deki krizin güvenlik politikası açısından Almanya ve Avrupa için risk oluşturduğu uyarısı yaparak “Kendi çıkarımız için, Türkiye’yi Batı’da tutmak için her şeyi yapmalıyız” diye konuştu. ‘Koşula bağlanmalı’ Yeşiller Partisi Eş Genel Başkanı Annalena Baerbock da Berlin merkezli Tagesspiegel’e verdiği demeçte “Mali yardım ülkede sadece demokrasi ve hukukun üstünlüğüne geri dönüş koşuluyla olabilir” dedi. Bavyera Eyaleti Maliye Bakanı Albert Füracker ise Almanya’nın Türkiye’ye yardım etmesi önerisine karşı çıkarak bunun için gerekli deneyim ve araçlara IMF’nin sahip olduğunu söyledi. cının güvenini yeniden kazanmak zorunda. Merkez Bankası’nın bağımsızlığını yeniden tesis etmeli” dedi. l Ekonomi Servisi DWsMHeoeekelriltadsakgönarmeürıp,züevadlaBentiilçnğaknnauibmyienn,ylkelur“kıaaarAylagerisuyseılsıetsnmbknıkçıldıniBaiyoşlggudenaöeke.iaşrbnnb”ndkieaepaadtnnhlaioklbızaeaJaibrzecroiınllirırskd.DuşTiyğkÖluuiâakr’Aynld(eüDteBüukimtcDTn.tvaÖienretr)eaeyrb,sgrutüruTaimeimnnllüfueteıyirnnrÖkavilkdndeeiryToatugieeçinyğlücg’redunatniüulnieinut, hesabından yapılan açıklamada, “Türkiye, alınan önlemlerin Dünya Ticaret Örgütü’nün Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın bazı hükümleri ile çatıştığını iddia etmektedir” ibareleri yer aldı. Açıklamada, “Türkiye, ABD tarafından çelik ve alüminyum ürünlere uygulanan ilave it halat vergileriyle ilgili ABD ile ‘DTÖ ihtilaf danışmanlığı’ talebinde bulundu. DTÖ üyeleri, talep konusunda bilgilendirildi” dendi. Açıklamanın devamında, Türkiye’nin ABD’nin attığı adımları DTÖ’nün 1994 tarihli GATT Anlaşması’nın bazı hükümlerine aykırı olarak nitelendirdiği belirtildi. Murat Çetinkaya Abdullah Bin Saud AlThani Katar’la para takası anlaşması Merkez Bankası (TCMB) ile Katar Merkez Bankası arasında ikili Para Takası (Swap) Anlaşması imzalandı. Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen törende imzalar TCMB Başkanı Murat Çetinkaya ve Katarlı mevkidaşı Abdullah Bin Saud AlThani tarafından atıldı. TCMB tarafından yapılan açıklamada “Söz konusu anlaşma 3 milyar USD karşılığı Türk Lirası ve Katar Riyali cinsinden imzalanmıştır. Anlaşmanın temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır” denildi. Anadolu Ajansı (AA), anlaşmayı “15 milyar dolarlık yatırım paketinin ilk adımı” olarak yorumladı ancak 3 milyar dolar karşılığı Katar Riyali değerindeki para takası anlaşması, yatırım anlamına gelmiyor. Katar’ın Türkiye’ye yapacağı açıklanan15 milyar dolarlık yatırımın hangi vadede ve hangi araçlarla yapılacağı henüz netleşmedi. Katar, Türkiye’nin en çok ithalat ve ihracat yaptığı ilk 20 ülke içinde bulunmuyor. 2018’in ilk 7 ayında Türkiye’nin Katar’a ihracatı yüzde 111 artarak 563 milyon dolara ulaştı. Türkiye, geçen yıl 7.8 milyon ton olan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının 1 milyon tonunu Katar’dan ithal etmişti. l Ekonomi Servisi Yunanistan’da IMF ve AB tarafından hazırlanan kurtarma paketleriyle krizin faturası çalışan kesime çıkmış, Atina’da Sintagma meydanı, kemer sıkmak zorunda kalan halkın yoğun protestolarına sahne olmuştu. ‘kKomrşuinzu’n yarısını yuttu Yüksek borcu nedeniyle krize sürüklenen Yunanistan, 8 yıllık kurtarma programını tamamladı. Ekonomi yüzde 45 küçüldü, borç daha da arttı Türkiye için Uluslararası Para Fonu ve Almanya’dan mali destek olasılıkları gündeme ge lirken, komşu Yunanistan 8 yıldır sü ren kurtarma programları nı tamamladı. Avro bölgesi nin kurtarma EMRE DEVECİ fonu olan Avrupa İstikrar Mekanizma sı (ESM) Başkanı Mario Cen teno, dünkü açıklamasında “2010 başından bu yana ilk kez Yunanistan kendi ayak ları üzerinde durabilir” dedi. 2009’da yüksek kamu bor cu ekonomik krize sürük lenen ve 2010’dan bu yana IMF ve Almanya’nın başını çektiği Avrupa Birliği (AB) tarafından hazırlanan kurtarma programlarıyla yönetilen ülkede 21. yüzyılın en büyük insani dramlarından biri yaşandı. Kriz öncesinde 2008’de 354 milyar dolar olan Yunanistan’ın milli geliri, yaklaşık yüzde 45 küçülerek 2016’da 192 milyar dolara kadar geriledi. 2017’de yıllar sonra ilk kez ekonomide büyüme kaydedilse de komşuda önümüzdeki yıllar ekonomik zorlukların sürmesi bekleniyor. Borç oranı arttı 2008’de yüzde 7 seviyelerinde olan işsizlik oranı, 2013’te yüzde 25’i aştı ve Mayıs 2018 itibarıyla yüzde 19.5 oldu. Kriz başladığın da yüzde 20 civarında olan genç işsizlik oranı, bir ara yüzde 60’ın da üzerine çıkarken, şu an yüzde 40’ın biraz altında bulunuyor. Krizle birlikte ülkede beyin göçü, inanılmaz boyutlara ulaştı. Son 8 yılda 400 bin iyi eğitimli genç, ülkeyi terk etti. Bu dönemde ülkeden ayrılan doktor sayısının 18 bin olduğu belirtiliyor. Öte yandan, kurtarma programlarıyla ülkenin yüksek kamu borcu sorunu çözülmedi. 2008’da kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 109.4 iken, bu oran 2018 itibarıyla yüzde 191.3’e yükseldi. Bu durum, ülkenin önümüzdeki yıllarda yeni krizlere sürüklenme riskini artırıyor. Almanya kârlı çıktı Avrupa Birliği (AB), Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) oluşan kreditörlerce 289 milyar Avro kredi desteği sağlanan Yunanistan, karşılığında ülkenin büyük kamu işletmelerini özelleştirirken, kamuda büyük kesintilere gitti. Emeklilik yaşı 57’den 67’ye yükseltilirken, memurve emekli aylıkları azaltıldı. Ülke nüfusu 11.3 milyondan 10.7 milyona geriledi. Alman hükümetinin haziranda paylaştığı rakamlara göre ise Berlin elinde bulundurduğu Yunan tahvillerinden Avro bölgesi krizi boyunca 2.9 milyar Avro kazandı. Kan akıtılan bayramlar Müslümanlariçinkader, Allah’ın takdiri değil.. Bayrama bugün giriyoruz, İslam dünyasında yarın gireceklerle birlikte hep birlikte hayırlı bayramlar kutlaması vazgeçilemez dilek, gelenek.. Gelin görün ki dünden, birkaç gün öncesinden gündeme girmiş haberler ve gelişmelerin bütününden, hiç de daha insancıl, yaşanası, Müslüman dünyasını olsun, kardeşlik duyguları içinde, sevinçli, bayram gibi yaşanacak, kutlanabilecek günlerimizin olabileceği gerçeği, umudunu paylaşamayacağımız gerçeği ile yüz yüzeyiz.. Hâlâ ülkemiz, İslam dünyasının çoğunluğunun yüz yüze kaldığımız gerçekleri içinde, Müslümanlığın kutsal inançları kapsamında yeri, anlamı olan kurban kesme gereğini yerine getirmede, hayvan haklarına yönelik bir dizi insanlık suçunu işleme vahşetinden arınmayı başaramadık. Göreceli duyarlı olma çabalarının, önlemlerinin alındığı ülkemizde, kurban edilecek hayvanlara işkence niteliğinde eylemlerin haberleri günlerdir medyamızın gündeminde. Bugün çocuklarımız için görüntüleri de çok sakıncalı, kanlı, vahşet sahnelerini en aza indirebilmek üzere, acemi kasaplardan uzak durulması, kaçak kesim yapılmaması, kurban kesmenin insancıl, ibadetten, gerçek, kutsal yardımlaşma amacından uzaklaştırılmaması için, olmazsa olmaz bir dizi önlemler zincirinin bilgilendirme amaçlı yayınları, ana haberlerde. Yine çok uyarıcı yayınlar, dahası alınmış önlemler, trafik cezaları, duyarlılıklara karşın, bayram öncesi uzatılmış tatille birlikte yaşanan trafik kazaları, ölümlü kayıplar, ağır yaralılar, araç kırımı, trafik kazalarının sayıları, ilkellik boyutları verileri çok ürkütücü. Geleneksel seçmene de, yandaşlık güdülerimizin beslenmesine de çok sıcak gelen, genel kültürümüz, üretmeden, çalışmadan kazandırılmış harcama alışkanlıklarımızın ürkütücü sonuçları ile, bayramın ilk gününe giremeden yüz yüzeyiz. Amerika ile savaş halinden beter, tehdit, şantaj, ekonomik ambargo, kredi notlarımızın keyfi düşürülmesi, dövizin uçurulmuş yükselişinde, dış borç patlaması, akıl almaz sorunlar yumağındayız.. En ballı üreticiler bile içinde, çoğunluk orta, küçük boy işletmeler büyük krizin yuvarlanışında, ücretliler, tüm emeği ile geçinenler, emekliler, aile bütçesinden pay almak zorunda olan eğitimde, çocuklar, yardımla bakılacaklar için, yaşamsal tüketimlerin her alanında kaçınılmaz fiyat patlamalarıyla yaşam, gelecek tablosu kapkara.. HHH Deliye her gün bayram hesabıyla uzatılmış tatille, umutlar iç turizme odaklanmış. Aslında gerçekle çoktan vurulmuş çoğunluk, iç turizmi memleketine gitme, akraba dayanışmasında mutluluk arama olarak anlamış. Aklı, gücü, yapabileceğine sığınma çaresini üretmiş. Yediği kazıklar, yolculuklarda ödenen bedellerle sınırlı.. Büyük kentlerin nasıl boşaldığı haberleri ile, şehir şehir boş otel bulmaya çabalayanlar, kısacık yollarda saatlerle trafikte sıkışıp kalanlar, bir çorba kâsesine uçuk paralar ödemek zorunda kalanların yaşadıklarına tanıklık ediyoruz.. Özünde en çok piyasaların kapalı olması ile, oluşabilecek kriz soğumalarına umut bağlanmış yorumlar da cabası.. Kuşkusuz ülkemiz, İslam dünyası, Ortadoğu sıcak çatışmaları içinde, şimdilik medya güdülemesinde, bayram günlerimizin düşlerini yok etmeme, kırmama adına, çok boyutlu sansürlenen kanlı çatışmalardaki bayramlarda şaşmaz tırmanışlar en korkutucu, ürkütücü olanları değil mi? Kirli emperyal çıkarlar oyunlarında, bireylerin özgürleştirilmesi yalanları içinde, en çok oynanan oyun, kirli tuzaklar, alt kimlikler, ırklar soslu, dinler, mezhepler ağırlıklı, yoğunluklu yakın tarihler için İslam dünyası içinde kışkırtılmış iç savaşlar, bataklıklarında yaşatılanları değil mi? Yıllardır inanmış Müslümanların sanki en çok, kutsadıkları, bayram günlerinde, iç savaşlar bataklıkları tuzaklarında birbirlerini boğazlama, kanını akıtmada vahşet neden, nasıl bu kadar artıyor? Sizi bilmem ama beni en çok bayram günlerinde yaşadığımız bu kanlı çatışmalarda düşülen tuzakların çaresizliği üzüyor, içimi acıtıyor. Bağışlanabilecek yanıtlar bulamıyorum.. Alt kimlikler, ırkçılık soslu, İslam dünyası özelinde patlama yaşatılan iç savaş bataklıklarında, en kirli, kanlı hesaplaşmaların bayram günlerine sıkıştırılmalarının provokasyon boyutlarının ne zaman algılanabileceği, görülebileceğinin umutsuzluğu ile birlikte.. Baksanıza bayram arifesinde, Amerika başta, emperyal çıkar odaklarının hepsinin birden parmaklarıyla kurulu tuzaklarda, IŞİD, El Kaide türevli terör örgütleri ile, ırkçılık soslu, yine kör inanç, yüzyıllar gerisinin aşiret bağları da içinde, alt kimlikler rengârenk, yeni kanlı çatışmaların başrollerinde terör örgütlerinin topu birden sahnede, kan akıtma yarışını başlattılar bile.. Lirada zayıflık sürdü Kredi derecelendirme kuruluşları S&P ve Moody’s’in hafta sonunda Türkiye’nin zaten yatırım yapılabilir seviyenin altında olan notunu daha da indirmesinin ardından, piyasaların yarım gün açık olduğu dün de TL’de zayıf seyir sürdü. Cuma günü ABD piyasalarının kapanışında 6.01 seviyesinde olan dolar/TL güne 5.9950 seviyelerinde başladı. Kur gün içinde 6.1607’ye kadar yükseldi. Sepet bazında TL 6.5315, Avro/TL ise 6.9604 civarından işlem gördü. S&P ve Moody’s’in not indirimleri hisse senetleri üzerinde önemli bir etki yaratmadı. BIST100 endeksi pay geri alım kararı açıklayan İş Bankası hisselerindeki yükselişin de etkisiyle yüzde 1.64 yükselişle kapandı. İş Bankası hisseleri ise yüzde 2.33 primle 3.95 liradan günü tamamladı. İki yıllık eski gösterge faizde ortalama bileşik faiz yüzde 27.87 seviyesinde gerçekleşti. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle