28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 25 Temmuz 2018 TASARIM: EMİNE BİLGET yargHıdakaasneFfiedrabneirçliinkÖSANİÇENDMAIDĞLRİAIİNPFLIDECATAIRÖN FETÖ davasında savunma yapan eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, MİT Müsteşarı’nın ifadeye çağrılması krizine dair önemli iddialarda bulundu FETÖ terör örgütünün üst yargıda örgütlenmesini sağlamakla suçlunan Eski Hâkimler ve Savcı lar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Baş kanı İbrahim Okur, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde önceki gün yaptığı savun mada, bir dönemin kriz yaratan soruş turmaların perde arkasında yaşananları açıkladı. 7 Şubat 2012’de Hakan Fidan’ın arasında bulunduğu 5 MİT görev lisinin ifadeye çağrılma sı olayına değinen Okur, 7 Şubat 2012 akşamı gö ALİCAN ULUDAĞ rüştüğü Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in ken disine “Büyük bir krizin çıktığını, bu işi önlemeleri gerektiğini” söylediğini aktardı. Bunun üzerine te lefonla aradığı İstanbul Başsavcı Veki li Fikret Seçen’den “Diyarbakır’da yapı lan bir aramada Oslo görüşmeleriyle il gili dokümanlar bulunduğu, bu sebep le Hakan Fidan, Emre Taner ve üç MİT görevlisini ifadeye çağırdıkları” yanıtı nı aldığını aktaran Okur, kendisinin de “Bunun devlet politikasını sorgulamak anlamına geleceğini, savcıyla görüşüp bu işi halletmesinin uygun olacağını, çok büyük bir krizin çıkmak üzere ol duğunu” söylediğini açıkladı. ‘Ergin devreye girdi’ Okur, bu sırada Bakan Ergin’in dönemin başbakanı Erdoğan’la telefonda görüştüğünü, Başbakan’ın “Oslo’ya bu kişileri kendisinin gönderdiğini, bunun bir devlet politikası olduğunu, yanlış bulduğunu” vurguladığını aktardı. 8 Şubat akşamı Sadullah Ergin’le İstanbul’a gidip Dolmabahçe’de Turan Çolakkadı ve Fikret Seçen ile görüştüklerini ifade etti, şöyle devam etti: “CHP milletvekilinin yaptığı suç duyurusu sebebiyle Ankara Başsavcılığı’nda derdest bir soruşturma olduğunu, evrakın yetkisizlikle Ankara’ya gönderilmesinin uygun olacağını kararlaştırdık. Gece özel uçakla tekrar Ankara’ya döndük. Hakan Fidan’ın içeriden aldığı habere göre ‘ifadeye çağırma konusunda ısrarcı olacaklarını söylendiğini” belirtti. Bu arada Hükümet MİT Kanunu’nun 26. maddesindeki değişiklik teklifini TBMM’ye sundu, biz de İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın evrakı yetkisizlik kararıyla Ankara’ya göndermesini beklemeye başladık. Cuma günü televizyonlarda ‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın 4 kişi hakkında yakalama kararı çıkardığı, Fidan’ın ifadesinin alınması için de Ankara’ya talimat yazdığını’ haber olarak geçmeye başladı. Turan Bey’i aradım, ‘Arkadaşlar böyle uygun gördüler’ gibi bir şeyler söyledi. Fikret Seçen de ‘Evrak öyle gerektiriyordu’ dedi.” Okur, saat 17.00 sıralarında görüş 20 Temmuz 2016’da tutuklanan Okur, yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanmış, kelepçelendiği sırada “devlete hizmet ettiği için cezalandırıldığını” iddia etmişti. AKP’lilerin Gülen’e övgülerini hatırlatmıştı Okur, önceki günkü savunmasında FETÖ ile irti Salı 24 Temmuz 2018 haber 6 FETÖ’CÜLÜKLE SUÇLANAN ESKi HSYK 1. DAiRE BAŞKANI iLK SAvUNmASINI YApTI man düşünüyorduk” diye koTASARIM:EMİNEBİLGET ‘Suç ikTidARIndIR’ nuşmuştu. Okur, ayrıca şunları söyleTürkiyekatiller FETÖ’nün yargıda örgütlenmesini sağlamakla suçlanan İbrahim Okur, 2011 ülkesi mi? Cinayet atamalarındaki “Nur’lu liste”yi Erdoğan’ın bilerek imzaladığını ileri sürdü bir ‘milli haslet’ mi?Temmuz kanlı darbe giri şiminin ardından gözaltı batlı gösterildiği za 15 tAuhtmukelatnŞmıka’ısnı Ü mişti: “Devletin en üst manaalınaraktutuklananes ki HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yük sek Kurulu)Birinci Daire Başkanı İbra him Okur’un yargılanmasına Yargıtay O9. Ceza Dairesi’nde dün man zarfında AKP ile kamında bulunanların destekbaşlandı.165sayfalık savunma metni hazır layan Okur, HSYK Ge nel Kurulu’nun izni ol ALİCAN FETÖ’nün henüz ara verdiği, Pensilvanya’ya giULUDAĞ madan hakkında savcılığın başlattığı soruşturmanın yasaya aykı rı olduğunu, bu nedenle kuruldan ko vuşturma izni alınmasını ve davada durma kararı verilmesini istedi. İddi anamedeki suçlamalarının HSYK üye sının açılmadığını söy derek ziyaret ettikleri, MGKliğidönemineaitolduğunudilegeti ren Okur, göreviyle ilgili yargılama nın anayasaya göre Yüce Divan sıfatıy la Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu, kişisel suç olarak kabul edilmesi halin de ise yargılamayı Yargıtay Ceza Genel lemişti. Dönemin Ada O kararlarının Başbakan’ın taKurulu’nunyapmasınıtalepetti. Övgüleri hatırlattı İbrahim Okur, hayatı boyunca hiçbir illegal yapı içinde olmadığını ileri sü let Bakanlığı Müsteşa limatıyla kamuoyu ve karerek,şöylekonuştu: “Devletin en üst makamında bulunanların destek verdiği, Pensilvanya’ya giderek ziyaret ettikleri, TBMM kürsüsünde övdükleri, MGK rı Ahmet Kahraman’ın mu görevlilerinden gizli tukararlarınınBaşbakan’ıntalimatıyla kamuoyu ve kamu görevlilerinden gizli tutulduğu bu yapının 17/25 Aralık öncesi kriminalize olmuş bir eylemi de bilinmezken; bunların içyüzünü, gizli amaçlarını bilmeden bu yapıdan bazı talimatıyla cemaatçi üyelerle yapılan pa tulduğu bu yapının iç yüzünü bilmedeninsanlarlaarkadaşolmakve/veyaaynı işyerinde çalışmak, işin yürüyebilmesi için Bakan ve Müsteşarın bilgisi dahilinde görüşmeler yapmak suç mu zYaarrlgıkıltaarys’ao1n6u0c,uDnadnaışHtaSyY’Ka’n5i1nü2y0e11a’Odtaempialotlara bmduaakydavapevıa/dvaenybaaazyı ninı sişaynelarrinladaerkçaadlışamş aokl,dur?Eğerböylebirsuçvarsabaştaül 20 Temmuz 2016’da tutuklanan ibrahim Okur, kelepçelendiği sırada “Çekin arkadaşlar çekin, bu devlete hizmet cezasız kalmasın” demişti. keyi yöneten siyasi iktidar olmak üzere, kamu görevlilerinin tümü bu suça iştirak etmiştir.” Cemaat evleri, ışık evleri veya cemaat yurtları olarak adlandırılan yerlerde kalmadığını söyleyen Okur, “Eşimle üniversiteden sınıf arkadaşıyım. Biz aşk evliliği yaptık. Katalog evliliği yapmadık” dedi. Cemaatle üye pazarlığı Dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın talimatıyla cemaatçi üyelerle yapılan pazarlıklar sonucunda HSYK’nin 2011’de Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 üye ataması olayını anlatan Okur, “Müsteşar Ahmet Kahraman, hazırladığımız listeyi sayın Başbakan’a sundu, ‘liste biraz nurlu oldu’ dedi. Başbakan da olsun, alınları secdeye giden arkadaşlar değil mi’ demiş. Bu 160 kişiden 110’nun cemaatçi olduğunu o zaman düşünüyorduk” diye konuştu. Okur, Zekeriya Öz’ün görevden alınmasını kendisinin teklif ettiğini, müsteşar Ahmet Kahraman’ın bunu “Beyefendi’ye sorması gerektiğini” söylediğini kaydetti. ‘O zaman kavga yoktu’ Okur, şunları söyledi: “Beyefendi ile görüştükten sonra beni telefonla arayıp ‘Kendisini kırmadan ve kamuoyunda tepki çekmeden süslü kaydırma ile alabiliyorsak almamızı’ istedi. Bunun üzerine ben de Bakan Bey’in isteğine uygun olarak Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği önerdim. 2’ye karşı 5 oyla CBS vekili olarak atadık. Bizim bu kararı aldığımız tarihte Öz’ün altına Mercedes araç verildiğini, hükümetin bu davanın savcısıyım diyerek tam destek verdiğini özellikle vurgulamak istiyorum. O zaman hükümetcemaat kapışması yoktu.” datv soruşturmasında Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasına değinen Okur, “2011 yaz aylarında Sayın Ahmet Hamsici ile birlikte bir konu için ziyaret ettiğimizde Sayın Başbakanımıza ‘Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanması çok tartışıldı, Avrupa Konseyi insan Hakları Komiseri de Türkiye aleyhine bir rapor yazdı, ülkeyi sıkıntıya sokuyor’ dedim. Kendisi de ‘Bir suçları varsa yaptıklarını çekmeleri gerektiğini’ söyledi. Daha sonra da ‘kitabın bazen bombadan daha tehlikeli olacağını dair bir açıklaması’ oldu” dedi. l AnkARA ‘mGK kararını bile bizden sakladılar’ kur, kendisini savunurken ilginç iddialarda bulundu: “O kadar ki Sayın Başbakan’ın ‘Dön artık bu hasret bitsin’ veya “‘Ne istediler de vermedik’ dediği; 2011 yılında Bekir Bozdağ’ın ‘muhterem hocaefendi’ diye hitap ettiği; milletvekillerinin pensilvanya’ya ziyarete giderek fotoğraflar çektirdiği; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın 2013 yılında ‘Sayın Başbakanımızın talimatıyla hocaefendiyi ziyaret ettim. Hükümetimize bir emriniz, talimatınız olur mu diye sordum’ şeklinde TRT’de açıklamalar yaptığı bir dönemde ben bu yapının yargıda yanlış işler yaptığını toplantılarda ve kamuoyu önünde söylüyor ve aleyhlerine oy kullanıyordum. Devleti yöneten kişilerin bu şekilde sahip çıkıp övdüğü, aleyhteki mGK kararının gizlendiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun örgüt olmadığına karar verdiği bu yapıyı benim ne zamandan itibaren örgüt olarak kabul etmem ve ona göre pozisyon almam beklenmektedir?” lkemizin “milli değerleri hasletleri”nin başta gelenlerinden biri, öyle görünüyor ki çekip vurmaktır. Vuranlar da erkeklerdir, kadın katiller çok azdır. Onlar daha çok vurulan kesimlerdir. Birer gün arayla, beşer kişiyi pompalı tüfek ve av tüfeği ile öldüren iki katil, üçüncü sayfalarda boy gösterdi. İlki kendisinden ayrılma sürecinde olan eski karısının da bulunduğu evi basıp 5 kişiyi, ikincisi ise mal paylaşımı yüzünden sofrada tartıştığı 5 kişiyi öldürdü (baba, kardeş, yenge ve iki yeğen). Çekiyor, önünde kim varsa pat pat pat... ‘Tepem attı çekip vurdum’ Bu kadar kolay cinayetin işlendiği ülke var mı bilmiyorum. “Tepem attı.. kendimi kaybettim.. ne yaptığımı bilmiyorum..” benzeri gerekçeler, katillerin ruh hallerini yansıtıyor. Nerede o incelikli tasarlanmış dedektif romanlarına konu olabilecek “tasarlanmış cinayetler”! Cinayetler, kadınkız/namus, ekonomik çıkarlar, üçbeş kuruş az veya çok için işleniyor. Olaylara baktığınızda, toplumda insanlar ekonomik çıkarlar ve kadın üzerine cinayete kilitlenmiş bir görüntü veriyor. Bu bizim adeta “milli hasletimiz” olmuş. Cezaevlerinde, 140 bine yakını hükümlü, 100 bine yakını tutuklu mahkum var. Şimdi dikkat: Bunların 225 binden fazlası erkek, 10 bine yakını kadın, 3 bine yakını da çocuk... Toplumun “kaderini” belirleyen erkekler. Erkekler kendisi ve ailesi için, “biriktirmek” için savaşıyor, çalıyor, öldürüyor ölüyor, hapishaneye giriyor... Bu durum, belki de neden kadınlardan daha kısa yaşadığını anlatıyor. Muhafazakâr iktidar, RTE ve ekibi, ülkede silah edinmeyi, taşımayı, kullanmayı son derece kolaylaştıran kararlar aldı. Ve bu kararlarla birlikte süreç içinde cinayetler, kadınları ve insanları kolayca kurban boğazlar gibi öldürmek kolaylaştı. Hapishaneyi erkekler dolduruyor Dün baktım, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ateşli silahların edinimini ve kullanımını kısıtlayıcı yasa önerisinde bulunmuş. İnternet üzerinden bile üstelik taksitle ateşli silah edinmek mümkün. sı olayını anlatan Okur, “Müsteşar Ahmet işin yürüyebilmesi için Bakan ve Müste15 Temmuz’da darbecilerin hava gücünü kırdığı için övgü alan 5 pilotun, FETÖ ile bağlantıları tespit edildi Silah kullanımı, üstelik toplu silah kullanımına, iktidar ve yönettiği devlet tarafından göz yumuluyor ve bu durum adeta teşvik görüyor. Seçim gecesi İstanbul’un göbeğinde makineli tüfekler ALİCAN ULUDAĞ Temmuz darbe girişiminin 15ana gücünü uçaklar oluş Kahraman, hazırladığımız listeyi sayın F şarın bilgisi dahilinde görüşmeler yapturdu.35uçak,37helikopterhavalandıran darbeciler, özellikle başkent Ankara semalarında alçaktan uçarak halkı korkutmaya çalıştı. FETÖ’nün mahrem imamlarına yönelik yürütülen “ankesörlü kontör Başbakan’a sundu, ‘liste biraz nurlu oldu’ mak suç mudur? Eğer böyle bir suç varlütelefon”soruşturmasınıderinleştiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, büyük bir sürpriz ile karşılaştı. Darbe girişimine karşı Afyon, Eskişehir, Erzurum ve Diyarbakır’dan dedi. Başbakan da olsun, alınları secdeye sa başta ülkeyi yöneten siyasi iktidarkalkanF16’larıkullanan,darbecilerin kontrolündeki F16’ları inmeye zorlayan pilotlar B.T., S.A., F.Ö., A.A. ve A.O.U.’nün örgütle bağlantıları belirlendi. Bunun üzerine gö giden arkadaşlar değil mi’ demiş. Bu 160 olmak üzere, kamu görevlilerinin tümüzaltınaalınanvesorgulanan5pilot, daha sonra adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Darbe girişiminin ardından aktif görev alan, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile Kuzey Irak’taki operasyonları’na da katı kişiden 110’nun cemaatçi olduğunu o za bu suça iştirak etmiştir.”lanpilotlarayrıcaaçığaalındı. Düşürseydik çok insan ölürdü 16 pilotları S.A. ile F.Ö. ifadelerinde, “Sabaha karşı bize talimat geldi. Ankara semalarında uçan darbecilerin kontrolündeki F16’ları indirmemiz istendi. Havada kalan son F16’yı sıkıştırıp, inmesini söyledik. Ancak inmemekte ısrar etti, bunun üzerine it dalaşıyla zorladık. (Başbakan’ın kesin talimatı vardı, neden vurup indirmediniz sorusuna) uçtuğu bölgelerde yerde çok sayıda insan vardı. Düşürseydik çok sayıda insan ölürdü. Bunun için inmeye zorladık. ineceğini işaret etti. vurmaktan vazgeçtik” diye kendisini savundu. Başbakan Binali Yıldırım’ın “Ankara semalarında uçan uçakları indirin, gerekirse vurun” talimatının ardından Afyon’dan kalkan iki F16’nın pilotları S.A. ile F.Ö., darbecilerin karargâh olarak kullandığı Akıncı’yı ateş altına aldı. Dar benin başarsız olmasının ardından Akıncılar Üssü’nden kaçmaya çalışan darbenin kritik ismi Orgeneral Akın Öztürk’ü alacak helikopteri vurdu. Ardından Ankara semalarında uçan darbecilerin kontrolündeki F16’ları indirmeye zorladılar. Pilotlar, S.A. ile F.Ö. darbecilerin kontrolünde en son havalanan F16’yı da ikili sıkıştırma yapıp, it dalaşıyla inmeye zorladı. İnmelerini sağladılar Erzurum’da kalkan pilot B.T.’nin kullandığı F16, Cumhurbaşkanılığı Küliyesini bombalayan F16’yı sıkıştırarak inmeye zorladı. Eskişehir’den kalkan pilot A.A.’nın kullandığı F4 ise darbecilerin kontrolündeki Akıncı Hava Üssü pistini bombalayarak, darbecilerin yeni uçak kaldırmalarını engeledi. Diyarbakır’dan kalkan pilot A.O.U’nun kullandığı F16 ise Meclisi bombalayan darbecilerin kontrolündeki F16’yı zorlayarak inmesini sağladı. l ANKARA le saatlerce “kutlama” eylemleri yapıldı ve ülkeyi yönetenler sadece seyrettiler! Umut Vakfı, yıllardır bireysel silahlanmaya son verilmesi ve toplumsal alanda silahlanma konusunda farkındalık yaratmak için çalışıyor. Yayımladığı, 2016 yılına ait Türkiye Bireysel Şiddet Haritası’na göre 2 bin 720 bireysel silahlı olay medyaya yansıdı ve 2 bin 56 kişi öldü, bir kısmı ağır 1961 kişi de yaralandı... Bunlardan kaçının sonradan öldüğü bilinmiyor. “Şiddet olaylarında ateşli silahların kullanımında önceki yıla göre yüzde 7’lik artış. 2016 yılında olayların yüzde 78’inde ateşli silahlar (yüzde 43’ünde Kalaşnikof dahil uzun namlulu silahlar, yüzde 30’unda tabanca ve yüzde 5’inde de beylik silahlar kullanılmış), yüzde 22’sinde ise çoğunluğu bıçak olmak üzere satırdan baltaya kesici aletler kullanıldı... 3 de patlayıcı ve bombalı bireysel saldırı yaşandı... Türkiye’de yaşanan şiddet ve cinayet olaylarının çok azının basına yansıdığı, ancak yaşanan bireysel şiddetin her yıl katlanarak arttığı görülüyor...” Siyasi ve toplumsal iklimin sonucu İktidar vurdumduymaz. Tüm bu silah lanma, şiddet ve cinayetler konusunda T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK suspus. Daha çok, siyasal olarak teşvik edici. MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI “Milli haslet”lere karşı en “duyarlı” ikti DOSYA NO: 2018/198 Esas Davacı, T.C. MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, FATMA ŞANAL, NEVİN MERCAN, PERİHAN YILDIRIM, SADIK ERDOĞAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 535 parselde kayıtlı bulunan 810,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı Roket enkazı traktörlehakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası tüğü Ankara Başsavcısı Ethem Kuriş şeyler sötyaşınldıedi. Sonra da ‘Beniyazılıdosyailekaydaalınandavaaçılmışolup,duruşması16/08/2018 günü saat: 10:34’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. GMaddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842095) DOSYA NO: 2018/202 Esas Davacı, T.C. MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, AYŞE ÖZKAN, BAYRAM ÖZLEN, DELAL ARSLAN, MAKSUDE YILDIRIM, MERYEM ÖZCAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 561 parselde kayıtlı bulunan 160,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı hakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosya ile kayda alınan dava açılmış olup, duruşması 16/08/2018 günü saat: 10:42’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. Maddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842100) ve Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hüse nıza göre bir talebiniz olmalı,T.C.MALATYA1.ASLİYEHUKUKMAHKEMESİ’NDENKAMULAŞTIRMAİLANI darımız 16 yıldır hüküm sürüyor. Cinayet ve şiddet cahillikten kaynak lanıyor demek boştur ve saçmadır. Cinayetlerin ve şiddetin bu kadar yoğunlaşmasının temel nedeni, siyasi iktidarın bunca yıldır ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik iklim ile birinci derecede ilgilidir. aziantep’in Nurdağı ilçesi ormanlık alanında bir hafta önce bulunan, roket parçası ol çağırdığıne istiyor yin Görüşen’i arayarak, “bu saatten son sunuz?’ diye sordu.ESASNO:2018/297Esas Davacı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Davalı Bülent TÜRKER arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Malatya ili, Battalgazi İlçesi, Başharık Mahallesi, Kanalüstü 1013 Ada, 55 Parsel sayılı taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı kurumca kamulaştırılmasına ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tapu kaydında mevcut tüm şerh ve takyidattan ari olarak Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tapuya kayıt ve tescilinin talep olunduğu 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 19/07/2018 duğu düşünülen ve başında askerlerin nöbet tuttuğu enkaz traktörle Sakçagözü Jandarma Karakolu’na götürüldü. Enkaz 3 gün önce Ankara 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan 6 kişilik teknik ekip tarafından incelendi. Roket parçası olduğu tespit edilen enkaz için TÜBİTAK’tan önümüzdeki gün ‘Önceki görüşme ra evrakın gelmesi halinde hemen iş mizde söylediğim gibi haftaya MİT KaResmiilanlar:www.ilan.gov.tr’de(Basın:841883) lerde de bir heyet gelecek. l AA C MY B lem yapmamalarının uygun olacağını, nunu değişecek ifade konusunda bir TBMM’de haftaya MİT Müsteşarı için kaç gün müsaade edecek misiniz? Is yasa değişikliğinin görüşüleceğini, orta rar edecekseniz ona göre tedbir alalım’ lığın biraz yatışmasından sonra yasa çı dedim. Hatta ‘Süre verirlerse Müsteşa karsa yeni yasaya göre işlem yapılması rın Ankara’da görevine devam edeceği nın uygun olacağını” söylediğini, iki is ni, vermeyeceklerse gerekirse yurtdı min buna olumlu baktığını kaydetti. Bu şı görevine gidip yasa değişikliği son görüşmeden 10 dakika sonra talimat ev rası döneceğini, bunun da şık bir du rakının geldiğini, 17.20 sularında Hüse rum olmayacağını’ ifade ettim. Bunun yin Görüşen’in Hakan Fidan’ın makamı üzerine Başsavcı da ‘Pazartesi Hüseyin nı adliyeye davet için aradığını öğrendi Görüşen’e mazeretini bildirsin, perşem ğini belirten Okur, şunları kaydetti: beye kadar kabul edelim’ dedi. Bakan “Başsavcı Kuriş ile HSYK’de görüş Bey’in yanına geçip olanları anlattım. tüm. ‘Tamam dedikleri halde neden böy Daha sonra pazartesi mazeret bildirdi le yaptıklarını’ sordum. ‘Bizde senin bil ğini, perşembeye kadar süre verildiğini medin bilgiler var, bilmediğin işler için öğrendim. İzleyen hafta MİT Kanunu de böyle kendini ortaya atma’ mealinde bir ğişikliği yasalaştı.” l ANKARA ‘Erdoğan, oğlunun alınmasından korkuyordu’ 17Aralık 2013’de yaşanan operasyon sürecinde yaşananları da anlatan İbrahim Okur, olayı 17 Aralık sabahı saat 08.00 sularında daireye giderken yolda Sadullah Ergin’den gelen telefonla öğrendiğini söyledi. 18 Aralık akşamı Müsteşarın makamındayken Başbakanın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan’ın kriptolu telefonuyla kendisini Başbakan Erdoğan ile görüştürdüğünü anlatan Okur, “İstanbul’da olan Başbakanımızın yanında Efkan Ala ve Sadullah Ergin de vardı. Başbakanımızla yaptığım bu görüşmeden sonra olayın görünen boyutu dışında arka planı olduğunu anladım. Zekeriya Öz’ün Kısıklı’ya baskın yapıp Bilal Erdoğan’ı almaya gelebileceği endişesi vardı. Bu görüşmeden sonra ben Turan Çolakkadı’yı Birol Erdem’in makam telefonundan bağlatıp konuyu görüştüm. ‘Zekeriya Öz’ün yanlış bir iş yapmasına müsaade etmemesini, gerekirse Emniyet’e bu soruşturmada kendi imzası olmayan tek imzalı talimatları yerine getirmemesi noktasında yazı yazmasını’ söyledim. Turan Çolakkadı o gece böyle bir talimat verdi” dedi. 25 Aralık toplantısı Okur, savcı Muammer Akkaş’ın düzenlediği 25 Aralık operasyonuna dair de konuştu. Bilal Erdoğan ve çok sayıda işadamını kapsayan operasyon sırasında devreye girdiğini anlatan Okur, soruşturma savcısı Akkaş’ın görevden alınması kararının da Başbakanlık’ta Başbakan Erdoğan ile bakanlar Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ, Efkan Ala ve Sadullah Ergin’le yapılan özel bir toplantıda alındığını söyledi. ‘Fidan ile özel görüşme yaptık’ MİT krizi döneminde Bakan Ergin’in isteği üzerine Hakan Fidan’la makamında bir görüşmesi olduğunu da anlatan Okur, “Bu görüşmede de tek gündemimiz ifade krizi oldu. Müsteşar orada bana ‘Aslında Diyarbakır’da aramada bulunduğu söylenen evrakların aramada bulunmadığını, Brüksel’de yabancı bir servis elemanlarınca Emniyetçilere verildiğini’ söyledi” diye konuştu. DİSK’in Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in sevgili eşi, Kurucu KETEV Genel Başkanı, Çok sevgili annemiz SABAHAT TÜRKLER’İ Vefatının 3. yıldönümünde saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz. NİLGÜN TÜRKLER SOYDAN ECE SOYDAN OĞUZ SOYDAN T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/185 KARAR NO: 2018/265 Davacı: CANAN TALAYHAN Davalı: BAŞAKŞEHİR NÜFUS DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ Mahkememizden verilen 20/06/2018 tarih ve yukarıda numarası yazılı kararı ile “Iğdır İli, Tuzluca İlçesi, Ünlendi Köyü, C.No:40, H.No:26, BSN 90’da nüfusa kayıtlı, 23048748130 T.C. kimlik numaralı CANAN TALAYHAN’ın, CANAN olan isminin CANER olarak değiştirilmesine” dair karar verilmiştir. Mahkeme kararı yerine geçerli olmak üzere ilgililere ilanen tebliğ olunur. 23/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842716) T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS 2018/332 KARAR 2018/239 Davacı MAKBULE DURMAZ tarafından davalı Nüfus aleyhine açılan isim tashih davasında. 12 01 2018 tarihli davanın kabülüne dair karar gereğince Yozgat Çekerek Fakıdağı C 43 H 9 da nüfusa kayıtlı Hamza ve Muhsine kızı 1971 doğumlu 61.......12 kimlik numaralı Makbule Durmaz ın Makbule olan isminin iptali ile FATMA OLARAK DÜZELTİLMESİNE ilişkin karar ilan olunur. 23/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842720) haber 9 Berberoğlu’nun suskunluğu ve sizin çığlığınız Savunmakla yükümlü olduğu cumhuriyet, laiklik, adalet, eğitim, devrimler, değerler... Her şey hızla elinden kaymışken... Nicedir yaptığı tercihler siciline tek tek büyük birer hata olarak kaydolmuşken... Her haliyle rakibinin ekmeğine yağ süren bir muhalefet partisinin hâlâ temkinli kalmayı başaran edepli tepkileriyle.... Hiç sordunuz mu kendinize, bundan sonra daha nereye gidebilir bu ülke? O muhalefet... Rakipleriyle karşılıklı bir oyun masasında oturuyor. Rakibi gözlerinin içine baka baka hile yapıyor. O, fıtratı gereği, yapmıyor, oyunu ısrarla kurallarına göre oynuyor. Rakip kâğıt çalıyor, o görmezden geliyor. Rakip sırası gelmeden oynuyor ses çıkarmıyor. Rakip tüm kuralları ihlal ediyor, o tepki vermiyor. Rakip eli bitmediği halde “Bitti” diyerek açıyor, o “Eyvallah” diyor. Her cümlesi “Hak”, her cümlesi “Hukuk” ama hakkı yendikçe daha da suskunlaşıyor. Savunduğu değerlerin içini hızla yine kendisi boşaltıyor. Neden? Ortalık karışmasın diye! Ülkenin başına artık bunca şey gelmişken, ortada yanlış anlaşılacak hiçbir şey kalmamışken, 15 Temmuz’dan bu yana yaşananlar işin rengini en akılsız insanın bile anlayabileceği kadar ortaya koymuşken, ortalık zaten yeterince karışmışken, kendinize bir sorun; Temkini elden bırakmayan edepli bir muhalefet neye yarar? Cesaretini toplayıp edepten vazgeçebilecek isyankâr bir muhalefet şu andan sonra bile isterse hangi oyunları tak diye bozar? Muhalefettin suskunluğu, görmezden gelişi, alttan alışı, katlanışı, hızla iktidarla ortaklığa dönüşüyor. O masa devrilmesin diye tutmakta inat ettiği denge yüzünden kaybedip durduğu bu oyunun oyuncusu değil basbayağı oyuncağı oluyor. Örgütlü muhalefet her zaman yaptıklarını değil, şimdiye kadar hiç yapmadıklarını yapmaya cesaret etmedikçe... O masayı, o masayı, o masayı... Ani bir karar ve inançla devirmedikçe... Hiçbir sorun çözülmese bile, en azından torunlarına gelecekte “Direndik de yenildik” diyemeyecek hiç kimse. Hileli bir masada oturmakta ısrar ettiği, hilenin adını bir türlü koymadığı, iktidar ne yaparsa yapsın oyunu ısrarla kurallarına göre oynadığı ve her turda bir öncekinden daha ağır yenilgilere uğradığı halde hâlâ akıllanmadığı için... Bu muhalefet artık mağdur değildir. O da suçludur hatta suçtan, suçlunun olduğundan çok daha fazla sorumludur. 15 Temmuz bahanesiyle içeri atılan ve hukuki durumları gündeme bile gelemeyen, sayısız insan cehaletten sadece cehaletten nicedir susmaktalar. Olan biteni, sıra bana da gelir kaygısıyla sinerek izleyen sayısız insan, korkudan, sadece korkudan nicedir susmaktalar. Ve nihayet göz göre göre hukuki bir haksızlığa uğrayan Enis Berberoğlu, öfkeden, sadece öfkeden artık susmakta. İşte bu yüzden... Yaşananların ne olduğunu anlayan insanlar, örgütlü ya örgütsüz, bundan sonra daha önce hiç atılmadığı kadar güçlü çığlıklar atmak zorunda. Karnaval gibi, elde bayraklar, ağıza marşlarla güle oynaya yürüyen ve birbirine “Bitti bu iş” diyen iyimser bir kalabalıkla yollara düşerek değil... İnançlı bir iradeyle, evlerde, sokaklarda, Meclis’te, başınıza gelenlere “Yeter artık!” diyerek ve öfkeyi en doğru şekilde dile getirerek. Şimdi bir daha ve bir daha sormalısınız kendinize: Savunmakla yükümlü olduğu cumhuriyet, laiklik, adalet, eğitim, devrimler, değerler... Her şey ama her şey hızla elinden kaymışken... Nicedir yaptığı tercihler siciline tek tek büyük birer hata olarak kaydolmuşken... Her haliyle rakibinin ekmeğine yağ süren bir muhalefetin hâlâ temkinli kalmayı başaran edepli tepkileriyle... Bundan sonra... Bundan sonra... Bundan sonra cehennemin daha hangi dibine gidebilir bu ülke? Şehide veda Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, 10 Haziran’da PKK’lilerin el yapımı patlayıcıyı infilak ettirmesi sonucu yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede önceki gün şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Fatih Ercan (27), dün memleketi Elazığ’da son yolculuğuna uğurlandı. Şehit Ercan için İzzetpaşa Camii’nde düzenlenen törene devlet erkanı, şehidin yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Şehit Ercan’ın 2 ay önce nikah yaptığı ve düğün hazırlığında olduğu eşi Tülin Ercan tabuta sarılarak ağladı. Şehidin cenazesi, merkeze bağlı Yeşiltepe köyündeki aile mezarlığında toprağa verildi. l DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle