18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 24 Temmuz 2018 6 haber TASARIM: EMİNE BİLGET FETÖ’CÜLÜKLE SUÇLANAN ESKİ HSYK 1. DAİRE BAŞKANI İLK savunmasını yaptı ‘Suç iktidarındır’ FETÖ’nün yargıda örgütlenmesini sağlamakla suçlanan İbrahim Okur, 2011 atamalarındaki “Nur’lu liste”yi Erdoğan’ın bilerek imzaladığını ileri sürdü 15Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından gözaltına alınarak tutuklanan eski HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yük Ahmet Şık’ın tutuklanması sek Kurulu)Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un yargılanmasına Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde dün başlandı. 165 sayfalık savunma metni hazırlayan Okur, HSYK Ge Odatv soruşturmasında Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanmasına değinen Okur, “2011 yaz aylarında Sayın Ahmet Hamsici ile birlikte bir konu için ziyaret ettiğimizde Sayın Başbakanımıza ‘Ahmet Şık ve Ne nel Kurulu’nun izni ol dim Şener’in tutuklanması çok tartışıl ALİCAN ULUDAĞ madan hakkında savcılığın başlattığı soruşturmanın yasaya aykı rı olduğunu, bu nedenle kuruldan ko vuşturma izni alınmasını ve davada dı, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri de Türkiye aleyhine bir rapor yazdı, ülkeyi sıkıntıya sokuyor’ dedim. Kendisi de ‘Bir suçları varsa yaptıklarını çekmeleri gerektiğini’ söyledi. Daha sonra da ‘kitabın bazen bombadan durma kararı verilmesini istedi. İddi daha tehlikeli olacağını dair bir açıkla anamedeki suçlamalarının HSYK üye ması’ oldu” dedi. l ANKARA liği dönemine ait olduğunu dile getiren Okur, göreviyle ilgili yargılamanın anayasaya göre Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu, 20 Temmuz 2016’da tutuklanan İbrahim Okur, kelepçelendiği sırada “Çekin arkadaşlar çekin, bu devlete hizmet cezasız kalmasın” demişti. ‘MGK kararını bile bizden sakladılar’ kişisel suç olarak kabul edilmesi halinde ise yargılamayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yapmasını talep etti. Övgüleri hatırlattı keyi yöneten siyasi iktidar olmak üzere, kamu görevlilerinin tümü bu suça iştirak etmiştir.” Cemaat evleri, ışık evleri veya cemaat yurtları olarak adlandırılan yerler diye konuştu. Okur, Zekeriya Öz’ün görevden alınmasını kendisinin teklif ettiğini, müsteşar Ahmet Kahraman’ın bunu “Beyefendi’ye sorması gerektiğini” Okur, kendisini savunurken ilginç iddialarda bulundu: “O kadar ki Sayın Başbakan’ın ‘Dön artık bu hasret bitsin’ veya “‘Ne istediler de vermedik’ dediği; 2011 yılında İbrahim Okur, hayatı boyunca hiçbir illegal yapı içinde olmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu: “Devletin en üst makamında bulunanların destek verdiği, Pensilvanya’ya giderek ziyaret ettikle de kalmadığını söyleyen Okur, “Eşimle üniversiteden sınıf arkadaşıyım. Biz aşk evliliği yaptık. Katalog evliliği yapmadık” dedi. Cemaatle üye pazarlığı söylediğini kaydetti. ‘O zaman kavga yoktu’ Okur, şunları söyledi: “Beyefendi ile görüştükten sonra beni telefonla arayıp ‘Kendisini kırma Bekir Bozdağ’ın ‘muhterem hocaefendi’ diye hitap ettiği; milletvekillerinin Pensilvanya’ya ziyarete giderek fotoğraflar çektirdiği; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın 2013 yılında ‘Sayın Başbakanımızın talimatıyla hocaefendiyi ziyaret ettim. Hükümetimize bir em ri, TBMM kürsüsünde övdükleri, MGK kararlarının Başbakan’ın talimatıyla kamuoyu ve kamu görevlilerinden gizli tutulduğu bu yapının 17/25 Aralık öncesi kriminalize olmuş bir eylemi de bilinmezken; bunların içyüzünü, gizli amaçlarını bilmeden bu yapıdan bazı Dönemin Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın talimatıyla cemaatçi üyelerle yapılan pazarlıklar sonucunda HSYK’nin 2011’de Yargıtay’a 160, Danıştay’a 51 üye ataması olayını anlatan Okur, “Müsteşar Ahmet Kahraman, hazırladığımız listeyi sa dan ve kamuoyunda tepki çekmeden süslü kaydırma ile alabiliyorsak almamızı’ istedi. Bunun üzerine ben de Bakan Bey’in isteğine uygun olarak Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği önerdim. 2’ye karşı 5 oyla CBS vekili olarak atadık. Bizim bu kararı aldığımız tarihte riniz, talimatınız olur mu diye sordum’ şeklinde TRT’de açıklamalar yaptığı bir dönemde ben bu yapının yargıda yanlış işler yaptığını toplantılarda ve kamuoyu önünde söylüyor ve aleyhlerine oy kullanıyordum. Devleti yöneten kişilerin bu şekilde sahip çıkıp övdüğü, aleyhteki MGK kararının gizlendiği, insanlarla arkadaş olmak ve/veya aynı işyerinde çalışmak, işin yürüyebilmesi için Bakan ve Müsteşarın bilgisi dahilinde görüşmeler yapmak suç mudur? Eğer böyle bir suç varsa başta ül yın Başbakan’a sundu, ‘liste biraz nurlu oldu’ dedi. Başbakan da olsun, alınları secdeye giden arkadaşlar değil mi’ demiş. Bu 160 kişiden 110’nun cemaatçi olduğunu o zaman düşünüyorduk” Öz’ün altına Mercedes araç verildiğini, hükümetin bu davanın savcısıyım diyerek tam destek verdiğini özellikle vurgulamak istiyorum. O zaman hükümetcemaat kapışması yoktu.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun örgüt olmadığına karar verdiği bu yapıyı benim ne zamandan itibaren örgüt olarak kabul etmem ve ona göre pozisyon almam beklenmektedir?” O pilotlara da dava 15 Temmuz’da darbecilerin hava gücünü kırdığı için övgü alan 5 pilotun, FETÖ ile bağlantıları tespit edildi ALİCAN ULUDAĞ 15Temmuz darbe girişiminin ana gücünü uçaklar oluşturdu. 35 uçak, 37 helikopter havalandıran darbeciler, özellikle başkent Ankara semalarında alçaktan uçarak halkı korkutmaya çalıştı. FETÖ’nün mahrem imamlarına yönelik yürütülen “ankesörlü kontörlü telefon” soruşturmasını derinleştiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, büyük bir sürpriz ile karşılaştı. Darbe girişimine karşı Afyon, Eskişehir, Erzurum ve Diyarbakır’dan kalkan F16’ları kullanan, darbecilerin kontrolündeki F16’ları inmeye zorlayan pilotlar B.T., S.A., F.Ö., A.A. ve A.O.U.’nün örgütle bağlantıları belirlendi. Bunun üzerine gözaltına alınan ve sorgulanan 5 pilot, daha sonra adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Darbe girişiminin ardından aktif görev alan, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile Kuzey Irak’taki operasyonları’na da katılan pilotlar ayrıca açığa alındı. Düşürseydik çok insan ölürdü F16 pilotları S.A. ile F.Ö. ifadelerinde, “Sabaha karşı bize talimat geldi. Ankara semalarında uçan darbecilerin kontrolündeki F16’ları indirmemiz istendi. Havada kalan son F16’yı sıkıştırıp, inmesini söyledik. Ancak inmemekte ısrar etti, bunun üzerine it dalaşıyla zorladık. (Başbakan’ın kesin talimatı vardı, neden vurup indirmediniz sorusuna) uçtuğu bölgelerde yerde çok sayıda insan vardı. Düşürseydik çok sayıda insan ölürdü. Bunun için inmeye zorladık. İneceğini işaret etti. Vurmaktan vazgeçtik” diye kendisini savundu. Başbakan Binali Yıldırım’ın “Ankara semalarında uçan uçakları indirin, gerekirse vurun” talimatının ardından Afyon’dan kalkan iki F16’nın pilotları S.A. ile F.Ö., darbecilerin karargâh olarak kullandığı Akıncı’yı ateş altına aldı. Dar benin başarsız olmasının ardından Akıncılar Üssü’nden kaçmaya çalışan darbenin kritik ismi Orgeneral Akın Öztürk’ü alacak helikopteri vurdu. Ardından Ankara semalarında uçan darbecilerin kontrolündeki F16’ları indirmeye zorladılar. Pilotlar, S.A. ile F.Ö. darbecilerin kontrolünde en son havalanan F16’yı da ikili sıkıştırma yapıp, it dalaşıyla inmeye zorladı. İnmelerini sağladılar Erzurum’da kalkan pilot B.T.’nin kullandığı F16, Cumhurbaşkanılığı Küliyesini bombalayan F16’yı sıkıştırarak inmeye zorladı. Eskişehir’den kalkan pilot A.A.’nın kullandığı F4 ise darbecilerin kontrolündeki Akıncı Hava Üssü pistini bombalayarak, darbecilerin yeni uçak kaldırmalarını engeledi. Diyarbakır’dan kalkan pilot A.O.U’nun kullandığı F16 ise Meclisi bombalayan darbecilerin kontrolündeki F16’yı zorlayarak inmesini sağladı. l ANKARA T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI DOSYA NO: 2018/198 Esas Davacı, T.C. MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, FATMA ŞANAL, NEVİN MERCAN, PERİHAN YILDIRIM, SADIK ERDOĞAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 535 parselde kayıtlı bulunan 810,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı hakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosya ile kayda alınan dava açılmış olup, duruşması 16/08/2018 günü saat: 10:34’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. Maddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842095) T.C. MİHALIÇÇIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI DOSYA NO: 2018/202 Esas Davacı, T.C. MALİYE HAZİNESİ ADINA ESKİŞEHİR MUHAKEMAT MÜDÜRLÜĞÜ ile Davalılar, AYŞE ÖZKAN, BAYRAM ÖZLEN, DELAL ARSLAN, MAKSUDE YILDIRIM, MERYEM ÖZCAN arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Sekiören Mahallesi, 561 parselde kayıtlı bulunan 160,00 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının mülkiyetinin Davacı İdare tarafından 2942 Sayılı yasa gereğince kamulaştırma bedelinin ve varsa müştemilat ve ağaç bedelleri ile birlikte tespiti ile Hazine Adına Tesciline karar verilmesi talebiyle davacı idare tarafından davalı hakkında 20/04/2018 tarihinde mahkememizin yukarıda esas numarası yazılı dosya ile kayda alınan dava açılmış olup, duruşması 16/08/2018 günü saat: 10:42’de Mihalıççık Adliyesi Duruşma Salonunda yapılacaktır. 4650 Sayılı Kanun ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununun 10/4. Maddesi gereğince ilan olunur. 15/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 842100) T.C. MALATYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2018/297 Esas Davacı Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Davalı Bülent TÜRKER arasında mahkememizde görülmekte olan Kamulaştırma (Bedel Tespiti Ve Tescil) davası nedeniyle; Dava konusu; Malatya ili, Battalgazi İlçesi, Başharık Mahallesi, Kanalüstü 1013 Ada, 55 Parsel sayılı taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın davacı kurumca kamulaştırılmasına ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile tapu kaydında mevcut tüm şerh ve takyidattan ari olarak Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tapuya kayıt ve tescilinin talep olunduğu 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 10. maddesinin 4. bendi uyarınca ilan olunur. 19/07/2018 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 841883) Türkiye katiller ülkesi mi? Cinayet bir ‘milli haslet’ mi? Ülkemizin “milli değerleri hasletleri”nin başta gelenlerinden biri, öyle görünüyor ki çekip vurmaktır. Vuranlar da erkeklerdir, kadın katiller çok azdır. Onlar daha çok vurulan kesimlerdir. Birer gün arayla, beşer kişiyi pompalı tüfek ve av tüfeği ile öldüren iki katil, üçüncü sayfalarda boy gösterdi. İlki kendisinden ayrılma sürecinde olan eski karısının da bulunduğu evi basıp 5 kişiyi, ikincisi ise mal paylaşımı yüzünden sofrada tartıştığı 5 kişiyi öldürdü (baba, kardeş, yenge ve iki yeğen). Çekiyor, önünde kim varsa pat pat pat... ‘Tepem attı çekip vurdum’ Bu kadar kolay cinayetin işlendiği ülke var mı bilmiyorum. “Tepem attı.. kendimi kaybettim.. ne yaptığımı bilmiyorum..” benzeri gerekçeler, katillerin ruh hallerini yansıtıyor. Nerede o incelikli tasarlanmış dedektif romanlarına konu olabilecek “tasarlanmış cinayetler”! Cinayetler, kadınkız/namus, ekonomik çıkarlar, üçbeş kuruş az veya çok için işleniyor. Olaylara baktığınızda, toplumda insanlar ekonomik çıkarlar ve kadın üzerine cinayete kilitlenmiş bir görüntü veriyor. Bu bizim adeta “milli hasletimiz” olmuş. Cezaevlerinde, 140 bine yakını hükümlü, 100 bine yakını tutuklu mahkum var. Şimdi dikkat: Bunların 225 binden fazlası erkek, 10 bine yakını kadın, 3 bine yakını da çocuk... Toplumun “kaderini” belirleyen erkekler. Erkekler kendisi ve ailesi için, “biriktirmek” için savaşıyor, çalıyor, öldürüyor ölüyor, hapishaneye giriyor... Bu durum, belki de neden kadınlardan daha kısa yaşadığını anlatıyor. Muhafazakâr iktidar, RTE ve ekibi, ülkede silah edinmeyi, taşımayı, kullanmayı son derece kolaylaştıran kararlar aldı. Ve bu kararlarla birlikte süreç içinde cinayetler, kadınları ve insanları kolayca kurban boğazlar gibi öldürmek kolaylaştı. Hapishaneyi erkekler dolduruyor Dün baktım, CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ateşli silahların edinimini ve kullanımını kısıtlayıcı yasa önerisinde bulunmuş. İnternet üzerinden bile üstelik taksitle ateşli silah edinmek mümkün. Silah kullanımı, üstelik toplu silah kullanımına, iktidar ve yönettiği devlet tarafından göz yumuluyor ve bu durum adeta teşvik görüyor. Seçim gecesi İstanbul’un göbeğinde makineli tüfeklerle saatlerce “kutlama” eylemleri yapıldı ve ülkeyi yönetenler sadece seyrettiler! Umut Vakfı, yıllardır bireysel silahlanmaya son verilmesi ve toplumsal alanda silahlanma konusunda farkındalık yaratmak için çalışıyor. Yayımladığı, 2016 yılına ait Türkiye Bireysel Şiddet Haritası’na göre 2 bin 720 bireysel silahlı olay medyaya yansıdı ve 2 bin 56 kişi öldü, bir kısmı ağır 1961 kişi de yaralandı... Bunlardan kaçının sonradan öldüğü bilinmiyor. “Şiddet olaylarında ateşli silahların kullanımında önceki yıla göre yüzde 7’lik artış. 2016 yılında olayların yüzde 78’inde ateşli silahlar (yüzde 43’ünde Kalaşnikof dahil uzun namlulu silahlar, yüzde 30’unda tabanca ve yüzde 5’inde de beylik silahlar kullanılmış), yüzde 22’sinde ise çoğunluğu bıçak olmak üzere satırdan baltaya kesici aletler kullanıldı... 3 de patlayıcı ve bombalı bireysel saldırı yaşandı... Türkiye’de yaşanan şiddet ve cinayet olaylarının çok azının basına yansıdığı, ancak yaşanan bireysel şiddetin her yıl katlanarak arttığı görülüyor...” Siyasi ve toplumsal iklimin sonucu İktidar vurdumduymaz. Tüm bu silahlanma, şiddet ve cinayetler konusunda suspus. Daha çok, siyasal olarak teşvik edici. “Milli haslet”lere karşı en “duyarlı” iktidarımız 16 yıldır hüküm sürüyor. Cinayet ve şiddet cahillikten kaynaklanıyor demek boştur ve saçmadır. Cinayetlerin ve şiddetin bu kadar yoğunlaşmasının temel nedeni, siyasi iktidarın bunca yıldır ülkede yarattığı toplumsal ve ekonomik iklim ile birinci derecede ilgilidir. Roket enkazı traktörle taşındı Gaziantep’in Nurdağı ilçesi ormanlık alanında bir hafta önce bulunan, roket parçası olduğu düşünülen ve başında askerlerin nöbet tuttuğu enkaz traktörle Sakçagözü Jandarma Karakolu’na götürüldü. Enkaz 3 gün önce Ankara 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan 6 kişilik teknik ekip tarafından incelendi. Roket parçası olduğu tespit edilen enkaz için TÜBİTAK’tan önümüzdeki günlerde de bir heyet gelecek. l AA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle