28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Temmuz 2018 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: EMİNE BİLGET haber 7 Yeni sisteminOHAL SÜRECİ, BAŞKANLIĞA GEÇİŞ İÇİN KULLANILDI taşları döşendi OHAL sistemi ile Parlamenter sistemin Başkanlık sistemine tüm kurumları yaralandı. geçişi ve geçişten sonra OHAL sistemi, kendi kısa sürede güçlenmesini kurucularını koruyarak sağlayacak çok sayıda “başkanlık sistemi”nin düzenleme yapıldı zeminini hazırladı OHAL zırhlı doğdu: İdari mahkemelerinin, hukuk mahkemelerinin; Anayasa Mahkemesi’nin OHAL ile ilgili idari, adli, anayasal ve bireysel denetimine yönelik başvuruları yetkisizlik kara rı ile reddetmesi ile OHAL rejiminin kendisi iki yıl yaşayabildi. OHAL re jimi doğarken çıkarılan Kanun Hük münde Kararnameler ile, açılan da valarda hukuka aykırı bile olsa yü rütmenin durdurulmasına karar ve rilmesi yasaklandı. Böylece KHK gü cüyle kendi kendisini koruyan bir sistem yaratıldı. OHAL, ‘çocuklarını’ korudu: OHAL rejimi, kendisini kuran ira deyi kendi gücünden korumasını da bildi. OHAL rejiminin icracısı hükü met ve hükümet emrindeki üst dü zey bürokrasi, cezai sorumluluk üst lenmedi. Darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteli ğindeki eylemlerin bastırılması kap samında karar alan, karar veya ted birleri icra eden, adli ve idari önlem ler kapsamında görev alan kendile rini hukuki, idari, mali ve cezai so rumluluktan kurtardı. Belirsiz bir kitleye sınırsız ko ruma: Sadece karar veren ve veri len kararları uygulayan devlet görev lilerini değil, nicelik ve nitelik ola rak belirsiz bir tanımlama ile bir kit le her türlü sorumluluktan muaf tu tuldu. Resmi bir sıfat taşısa da taşı masa da, resmi bir görev yerine ge tirse de getirmese de darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların de OHAL kuvvetlerinden Başkanlık kuvvetlerinevamı niteliğindeki eylemleri “bastı ranlar” korundu. MİT’in gücüne güç kattılar: MİT Yasası’na değişiklik yapılarak, Türkiye’de bulunan yabancı tutuklu ve hükümlülerin, yurtdışındaki tutuklu ve hükümlülerle takas edilmesinin önü açıldı. Güvenlik devleti anlayışına istihbari katkı yapıldı. Askeri birliklerin içindeki ve dışındaki güvenlik soruşturmalarında MİT’e yetki verildi. Gi OHAL düzeni içinde yetkileri sınırlandırılan Genelkurmay Başkanı hemen tüm siyasal propaganda faaliyetlerinin ana unsuru haline getirildi. Kuvvet Komutanları seçilmiş hükümetin içindeki Milli Savunma Bakanlığı’na; Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı İçişleri Bakanlığı’na bağ landı. Başkanlık sisteminden önce Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a “kuvvetlere doğrudan emir verme yetkisi” tanındı. Yüksek Askeri Şura’da hükümetin ağırlığı arttırıldı. Silahlı Kuvvetlerin hükümetle daha yakın çalışır hale getirilmesi ile güvenlik devleti algısı giderek pekiştirilerek Başkanlık sistemine geçiş kolaylaştırıldı. Sis tem değişikliği ile Genelkurmay Başkanlığı da kuvvet komutanlıkları gibi sadece Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu olan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı. Erdoğan’ın yakın çalışma ekibinde yer alması ile “sivilasker dengesini bozan” Genelkurmay Başkanı, sadece Erdoğan’a karşı sorumlu Milli Savunma Bakanı oldu. derek güçlenin MİT’in de kendisi Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. OHAL Komisyonu OHAL’in ken disini korudu: KHK’lerin yarattığı “hukuksuzluk kütlesi” Avrupa kurumlarını korkuttu. Anayasal ve idari denetimin tıkandığı Türkiye’ye özel bir geçici kurul kurulmasını tavsiye etti. Bunun üzerine Başbakanlığa bağlı olarak Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Kurulu kuruldu. Komisyon kararına hukuki itiraz yolu açıldı. Böylece OHAL işlemleri de kısmen denetime açıldı. Ancak ko misyon on binlerce başvurudan sadece 19 bin 500’ü üzerinde kararını verebildi. Sadece bin 500 başvuru sahibi görevlerine iade edildi. Böylece hem Avrupa kurumlarının baskısından kurtulmuş olundu, hem hak ihlali iddialarının daha da yükselmesi engellenmiş oldu; “süper yetkili ama işlevsiz bir kurul” üzerinden yaratılan etkisiz adalet algısı ile KHK rejiminin uzatılması kolaylaştırıldı. Hormonlu güvenlik devleti: En az bir dönem belediye başkanlığı, köy ve mahale muhtarlığı yapmış olanlara silah taşıma ve bulundurma yetkisi verildi. Sokaktaki güvenlik devleti algısı bekçilik sisteminin yeniden canlandırılması ile beslendi. Özel güvenlik görevlilerinin yetkileri arttırıldı. Tüm “telekulak” yetkisi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na devredildi. Siyasi sorumluluk ahirete kaldı: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, iki yıllık OHAL rejiminin gerekçesi olarak gösterilen FETÖ’ye yıllardır gösterilen “devlet müsamahasını”, “Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Bu hain örgütün yüzünü ortaya dökememenin üzüntüsü içindeyim. Rabbim de milletim de bizi affetsin” diyerek; binlerce kişiyi bir gecede terörist ilan eden OHAL rejiminin, kendi çocuklarını nasıl “yedirtmeyeceğinin” de kanıtı ve dayanağı oldu. Yeni rejime hazırlığın rakamları l 135 bin 144 kamu görevlisi ihraç edildi. Bunlardan sadece 3 bin 962’si görevine iade edildi. Yani OHAL döneminde ihraç edilen 131 bin 182 kişinin hakkındaki ihraç kararı OHAL kaldırılsa da Başkanlık sisteminde devam ediyor. l Tek bir KHK ile, 1 Eylül 2016’da, bir gecede 50 bin 684 kişi bile ihraç edilebildi. En çok ihraç kararı verilen ikinci KHK ise, 18 bin 632 ihraçla OHAL düzenin son KHK’si oldu. l En çok ihraç kararına Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı personeli için imza atıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ihraç edilen ve hâlâ iade edilmeyi bekleyen kamu personeli sayısı 33 bin 50. Bu rakamı 31 bin 170 ile İçişleri Bakanlığı takip etti. l 24 Haziran seçimlerinin ardın dan kapatılan Başbakanlık merkez teşkilatı personelinin yüzde 7’si, Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan TRT personelinin yüzde 10’u, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinin ise yüzde 67’den fazlası OHAL döneminde ihraç edildi. l Yine Cumhurbaşkanlığı’na bağlanan Milli İstihbarat Teşkilatı’dan ihraç edilenlerin sayısı ise 90’a yaklaştı. l 5 bin 705 akademisyen 119 kamu üniversitesinden ihraç edildi. l 1064 özel eğitim kurumu, 360 özel kurs ve etüt merkezi, 847 öğrenci yurdu, 47 özel sağlık merkezi, 15 özel vakıf üniversitesi, 29 sendika, 1433 dernek, 145 vakıf, 178 medya ve yayın kuruluşu hâlâ kapalı. 985 şirket TMSF’de. l Kapatılan özel vakıf üniversi telerinin 3 binden fazla çalışanı işsiz kaldı. l Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın verilerine göre 143 gazeteci ve medya çalışanı, Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne göre 141 gazeteci; Başkanlık sisteminin kurulduğuna şahit oldukları cezaevinde OHAL’in sonlandırıldığını da görecek. l Hem KHK’lerle hem de KHK’den alınan yetki üzerine idari kararlarla 70 gazete ve 18 TV kanalı kapatıldı, 25 radyo ve 20 dergi kapatıldı. l Adalet Bakanlığı’nın 20 Haziran verilerine göre, 2 yıl içinde darbe ve terör suçlarından, 441 bin 195 kişi hakkında adli işlem yapıldı. Bunlardan 89 bin 718’i kadın. l 203 bin 518 kişi hakkındaki ad li süreç devam ediyor. Hakkında soruşturması devam edenlerden 5 bin 315’i tutuklu, mahkemelerde yargılaması devam eden 83 bin 722 kişiden ise 16 bin 195’i tutuklu. Hakkında mahkumiyet kararı verilenlerden 12 bin 617’si tutuklu. l 34 bin 926 kişi hakkında mahkumiyet kararı verildi. 13 bin 992 kişi ise hakkındaki suçlamalardan beraat etti. l 288 fiili darbe davası açıldı. 180 dava tamamlandı, 108 dava ise devam ediyor. Devam eden davalarda 5 bin 370 sanık yargılanıyor. Tamamlanan davalarda ise 636 sandığa ağırlaştırılmış müebbet, 888 sanığa müebbet kararı verildi. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların 49’u, beraat edenlerin ise 8’i general. BİTTİ Rejim Değişti Devlet Dönüşüyor Diktatör Şah Rıza Pehlevi’nin, esnaf üzerinde etkin mollaların örgütlü hareketiyle devrilmesi, Humeyni’nin önderliğinde yeni bir devletin kurulması Avrupa’da ve Türkiye’de “devrim” olarak nitelendi; “karşı devrimdir.” Bir geçiş döneminde kendisini ılımlı olarak tanıtmayı başaran Humeyni, tüm destekçilerini ki aralarında İranlı komünistlerin örgütü TUDEH de vardı, zaman içinde tasfiye etti. HHH Türkiye ilericileri, demokratları, sosyalistleri de İran’daki “devrimi” adlı adınca nitelemek yerine kendi ülkelerinde benzer bir hareketin gelişmesine yol açacak bir mantıkla yorumladılar. Tarikatları yasaklayan, en azından denetlemeye yarayan ünlü TCK 163’ün kaldırılmasını “demokrasinin zaferi” olarak gördüler. Yüzde 33 gibi yüksek bir oy oranı ile seçim kazanan Ecevit’in Erbakan’la kurduğu, adına “tarihsel uzlaşma” dediği koalisyon da bu mantığın ürünüdür. HHH 1971 1980 askeri darbelerinin rejim değişikliğini gerçekleştirme, devletin kuruluş aşamasının ilkelerini revize etme girişimleri, devleti değiştirmeye yetmediyse de yolu açtı. 2002’de Ecevit, Bahçeli, Yılmaz koalisyonu Bahçeli’nin erken seçim talebiyle torpillendi. Yaşanan ekonomik krize karşı uzman olarak getirilen Derviş’in de katkısıyla siyaset sahnesinden her üç parti de bir süre için silindiler. Bahçeli bu görevi 2018’de de başarıyla yerine getirdi. HHH İçeriden açılan sur kapısı, Kerkeporta’dan, Erbakan’dan ayrılarak parti kuranların kente, devlete girmeleri zor olmadı. “Modern, demokrat” bir imaj yaratmaya özen gösteren sosyalistler, bir kısım Atatürkçüler takıyyeye dikkat çekseler de, AB çevrelerinin, liberallerin militanca desteğiyle AKP iktidara geldi. Sonrası sabırlı, takıyyeci bir politikanın ustalığı, muhalefet partilerinin sonu gelmeyen aymazlığı ile gelinen noktadır. HHH İran’da sokağın desteği, Şah’ın işkence merkezlerinin devralınması ile gerçekleşen karşı devrim, Türkiye’de eski ortağın denetimindeki mahkemeler eliyle derinleşti. Özellikle Kemalist kesimlere, orduya yöneldi. Rejim değişikliği “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendirilen darbe girişiminden sonra sertleşen, muhalefete, sola akademiye yönelen baskı, seçmenlerin yarısına yakınının oyları, geri kalan kesimin, parlamenter sisteme kör güveni, kitle desteğinin eksikliği ile adım adım gerçekleşti. HHH Şimdi yolun sonundayız. Devletin hızla dönüştürülmesini izliyoruz. AKP artık klasik bir parti değil; AKP artık devleti dönüştürmenin ince ince düşünülmüş stratejisinin tek kişiye hizmet eden kadrosudur. Devletin dönüştürülmesi, Cumhuriyeti, laikliği, demokrasiyi reddeden İslamcı ideolojik zeminde gelişiyor. Yetkileri başka herhangi bir güçle paylaşmaya yanaşmayan tekçi yapı, işlevsiz parlamentoyu dönüştürülmüş devletin meşruiyeti için içeride, dışarıda kullanmayı planlıyor. HHH Bu sürecin hızla tamamlanmasının önemli olduğunun da bilincindedirler. Çünkü aksamalar, daha önce ustalıkla uyguladıkları “iki adım ileri bir adım geri” taktikleri bu kez işe yaramayabilir. Hâlâ büyük bir muhalefet gücü olan yüzde 50’nin örgütlenme olasılığı korkutuyor; acelenin nedeni budur. HHH Bilmiyoruz; şimdilik bildiğimiz, adı ne olursa olsun, yeni rejimin, yeni devletin, yalnızca halkın demokratik direnişi ile durdurulabileceğidir. Bunun için krizlerle baş etme yöntemi olarak baskıdan başka “ikna” yöntemi bilmeyen yeni kuruluşa gecikmeden itiraz etmek son çaredir; hani ne diyorlar, köprüden önceki son çıkıştır. Sonra uzun, ama gerçekten çok uzun bir süre rota değiştirmek mümkün olmayacaktır. Suruç’ta gizliliğe itiraz reddedildi Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran’da seçim çalışması yapan AKP Milletvekili Halil İbrahim Yıldız’ın esnaf ziyareti sırasında çıkan silahlı kavgada AKP’li Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız ile esnaf Hacı Esvet, Adil ve Celal Şenyaşar’ın ölümüyle ilgili soruşturmada gizlilik kararına itiraz edildi. Şanlıurfa 2. Sulh Ceza Hâkimliği, itiriazı reddetti. Hâkimlik, soruşturmanın halen devam etmesini, dosyasında bazı şüphelilerin henüz yakalanamamasını, dosyada mevcut kısıtlama kararının kaldırılması halinde delillerin karartılma ihtimalinin bulunmasını, soruşturmada belge ve evrak alınmasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebileceğini gerekçe gösterdi. l Yurt Haberleri C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle