28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 18 Temmuz 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ OHAL’LE KUR UÇTU ekonomi 11 ‘Millet için ilan edilmedi’ denen OHAL sürecinde dolar 2, Avro 2.5 lira arttı. Yüksek enflasyon, eriyen ücretler ve artan borçların faturası yurttaşa çıktı Olağanüstü halin (OHAL) 20 Temmuz 2016’da ilan edilmesinden bu yana Türkiye ekono misinin ihtiyacı olan yapısal reformlar ikinci plana itilirken, ülkede yaşanan ‘olağanüstü’ gelişmeler, kaçınılmaz ola rak en çok ekonomik gös tergeleri etkiledi. OHAL döneminde ger gin siyasi ortam ve kı sıtlanan özgürlükler, ta PELİN ÜNKER sarruf açığından dolayı yurtdışından sermaye çekmek zorunda olan Türkiye’nin, yabancı ya tırımcı gözündeki algısını kötüleştir di. Türkiye’ye doğrudan yabancı ya tırımlar azalırken, cari açık da yük selişe geçti. Diğer yandan sıcak para kaçışı döviz kurlarında sert artışlara neden oldu. TL’de yaşanan değer kay bı, yüksek enflasyon ile birlikte reel ücretleri eritti. Sorunlar ertelendi İş dünyasına verilen kredi teşvikleri, yapılandırılan borçlar ise büyümenin kâğıt üzerinde sürmesini sağlasa da ekonomik sorunları erteledi. AKP’nin “Olağanüstü hal millet için değil devlet için ilan edildi” söylemine karşın tüm bunların faturası yine yurttaşa çıkacak. 19 Temmuz 2016’da dolar 2.9775 seviyesindeydi. OHAL 20 Temmuz 2016’da ilan edildi. Geçen süreçte kur rekor üstüne rekor kırdı ve son olarak 4.9767’ye kadar çıktı. Buna göre kur yaklaşık 2 lira yükseldi. Aynı dönemde Avro kuru 3.2910’dan 5.8187’ye kadar çıkarak yüzde 77 yükseldi. Kurdaki artışın etkisiyle tüketici enflasyonu (TÜFE) Haziran 2016’daki yüzde 7.64 seviyesinden yüzde 15.39’a çıktı. İŞSİZLİK ALARMI Binlerce insan kalıcı olarak ve hukuki yolları tıkanarak işsiz bırakıldı. OHAL döneminde şirketler iflas ertelemeye başvuramıyordu. Alacaklılar ile borçlunun müzakere etmesi ve anlaşmalarının mahkemece tasdiki temeline dayanan konkordato kurumunu işlevsel hale getiren tasarı, 28 Şubat 2018’de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaştı. Bu tarihten itibaren çok sayıda firma konkordato ilan etti. OHAL’in kaldırılmasının ardından iflasların gelmesi beklenirken bu çok sayıda çalışanın da işsiz kalacağı anlamına geliyor. Kurdaki artış OHAL sürecinde reel sektörün borcunun katlanmasına yol açarken reel şirketlerin döviz açığının 207 milyar dolardan 211.4 milyar dolara çıkmasına yol açtı. OHAL’in ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard and Poor’s, Fitch ve Moody’s ekonomide artan riskleri gerekçe göstererek birer birer Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Bütçe açığı ve cari açıktaki artış ise büyümenin gelecek dönemde sürdürülebilirliğine yönelik soru işaretleri yaratıyor. Sanayide duraklama başladı Mayısta yüzde 1.6 gerileyen sanayi üretimi, yıllık veriler baz alındığında yüzde 6.4 büyüme gösterdi. Analistlere göre veriler ekonomideki yavaşlamayı teyit ediyor Amaç, köprü oluşturmak. Suriye’ye ticaret merkezi açılacak Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) tarafından Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarının yapıldığı bölgelerde ticaret merkezi ve şube açacağı öğrenildi. Derneğin hedefi, bu adımla Türkiye ve Suriye’deki işinsanları arasında bir köprü kurmak. Derneğin Yurt Dışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı İbrahim Uyar, ‘özellikle Azez ve çevresindeki bölgelerde iş olanakları ve ticari fırsatların geliştirilmesi için MÜSİAD Suriye Şubesi’nin kuruluş çalışmalarına başladıklarını’ belirtti. Bölgede faaliyet gösteren ticaret odası ve işinsanları yapacakları görüşmelerin ardından en kısa sürede şubenin açılacağını dile getiren Uyar, bölgede yaklaşık bir milyon insanın yaşadığını ve bu insanların temel ihtiyaçlarının büyük bölümünün Türkiye’den karşılandığını anlattı. l Ekonomi Servisi Konutta reel kayıp arttı Konutta reel kayıp dönemi dokuz aya çıktı. Konut fiyatları mayısta yıllık olarak yüzde10.6 artış kaydetti ve aynı ayda gerçekleşen enflasyon rakamının altında kalarak yine reel olarak kaybettirdi. Merkez Bankası’nın konut fiyat endeksi verilerine göre mayısta konut fiyatlarında geçen aya göre artış da yüzde1.64 oldu. Aynı dönemde enflasyon yüzde 12.15 olmuştu. Türkiye’nin en sıcak konut piyasasına sahip şehri olan İstanbul’da konut fiyatlarındaki yavaşlama da sürdü. Verilere göre mayısta İstanbul’da konut fiyatları yüzde 3.9 arttı. İzmir’de konut fiyatları artış hızı yüzde 17.8 olurken, Ankara’da yüzde 7.6 artış kaydedildi. l Ekonomi Servisi Sanayi üretimi verileri büyümede ikinci çeyrekte beklenen yavaşlama eğilimini teyit ediyor. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi yüzde 6.4 ile yüzde 5.5 olan beklentilerin üzerinde bir artışa işaret ederken ekonomistlere göre bu öncü veri de ikinci çeyrekte büyümedeki yavaşlama eğilimini teyit eder nitelikte. Ekonomistler 2017 yılında yüzde 7.4 büyüyen Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekte de yüzde 7’nin üzerinde büyüdükten sonra yılın kalanında yavaşlamasını bekliyor. Piyasalarda yavaşlamanın şiddetli olması yani ani bir duruş ihtimali kredi derecelendirme kuruluşları tarafından dile getirilmesine karşın, öncü veriler sınırlı bir yavaşlamaya işaret ediyor. Uluslararası Para Fonu da (IMF) önceki gün yayımladığı görünüm raporunda finansal koşulların sıkılaştığına işaret ederek Türkiye için büyüme tahminin yüzde 4.4’ten 4.2’ye indirmişti. Yavaşlama ılımlı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi mayısta bir önceki aya göre yüzde 1.6 daraldı. Sanayi üretimi ikinci çeyreğin ilk ayı olan nisanda ise yüzde 5.65 beklentilerinin üzerinde yüzde 6.2 artış göstermişti. İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, “İkinci çeyreğin nisan ve mayıs ayına ait ilk iki verisi büyümede yavaşlamaya işaret ediyor ancak mevcut durum bu yavaşlamanın beklentilere kıyasla daha ılımlı olabileceğini gösteriyor” dedi. Önceki gün açıklanan ve büyümede yavaşlamayı teyit eden bir diğer veri de işsizlik olmuştu. İşsizlik oranlarında 2017 yılında kuvvetli iktisadi aktivite ve istihdam teşviklerinin etkisiyle görülen 1.5 yıllık hızlı düşüşün ardından iyileşme durdu ve önceki gün açıklanan işgücü istatistikleri büyümedeki yavaşlamayı teyit etti. Halk Yatırım tarafından yayımlanan notta da ikinci çeyreğe ait ilk iki aylık verinin büyümede güçlü artışlara işaret ettiğine dikkat çekilerek, “Haziran ayına ait ilk tahminlerimiz de, yıllık bazda yüzde 56 düzeyinde yükselişlere ulaşılabileceği yönünde. Bu çerçevede, yılın ilk çeyreğinde yüzde 9.9 artan sanayi üretimi ikinci çeyrekte yüzde 6 civarına yavaşlama kaydetse de, büyümeye desteğini devam ettirmiş görünüyor. Bu varsayım altında da, yılın ilk çeyreğinde yüzde 7.4 büyüyen ekonominin ikinci çeyrekte yüz de 4.55 bandında büyüme kaydetmiş olmasını bekleyebiliriz” görüşüne yer verildi. Verinin ayrıntılarına bakıldığında sanayinin alt sektörlerinde mayısta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 6.5 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 1.9 artış gösterdi. l Ekonomi Servisi İmalat endeksi yüzde 1.7 geriledi Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, mayısta madencilik ve taş ocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre yüzde 1.6, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.7, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi de yüzde 0.1 azaldı. İnşaat sektöründe ciro yüzde 43 arttı Fiyatlar 9 aydır enflasyonun altında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mayıs ayı ciro endekslerini açıkladı. Buna göre sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplam ciro endeksi bir önceki aya göre yüzde 1.3 artarken; mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25.1 yükseldi. Sanayideki ciro endeksinin mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 30 arttığını duyuran TÜİK, sanayi ciro endeksinin de bir önceki aya göre ise yüzde 3.6 yükseldiğini belirtti. İnşaat sektöründe takvim etkilerinden arındırılmış ciro endeksin deki artış, Mayıs 2017’ye göre yüzde 42.7 oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış inşaat ciro endeksi de bir önceki aya göre yüzde 4.3 arttı. Ticaret ciro endeksi de, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19.8 artarken; bir önceki aya göre yüzde 0.9 azaldı. Hizmet sektöründeki ciro endeksi ise, mayısta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23.3 artarken; bir önceki aya göre yüzde 1.6 artış yaşandı. l Ekonomi Servisi Halkın kupası: Jules Rimet Yerkürenin en önemli oyununun dört yılda bir tekrarlanan şöleni tamamlandı. Bir ay boyunca, hani ozanın, “bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım...” dediği günler geride kaldı. Finalde Fransızların “zenginliği ve kibri” ile Hırvatların “ırkçılığı / milliyetçiliği” arasında kaldık; “mazlumlar kazansın” diledik, olmadı. Endüstriyel futbolun acımasız yasası gene tekrarlandı.  Günlerin anısına 2016’dan bir yazımı hatırlamak ve sizlerle paylaşmak istedim. HHH  Futbol 1863 yılında İngiltere’de Football Association of England (İngiltere Futbol Birliği’nin – FA’nın) kurulmasıyla bir seyir sporu olarak tescil edildi. Futbolun uluslararasılaşması ise 1904’e kadar uzanır. Bu tarihte aralarında Fransa, Belçika ve İsviçre’nin başını çektiği bir grup Avrupa ülkesi Fédération Internationale de Football Association’u (FIFA) kurarlar. Bir sene sonra İngiliz FA da bu gruba katılır. Futbol küresel bir güç haline dönüşmek üzeredir. Futbolun bir dünya organizasyonu haline dönüştürülmesi fikri ise FIFA’nın 1921’deki başkanı Jules Rimet tarafından ortaya atılır. İlk dünya kupası 1930’da Uruguay’da düzenlenir. Ev sahibi takım Arjantin’i yenerek kupanın ilk sahibi olur. Dünya Kupası, fikir babası Jules Rimet’e ithaf edilir. Kupayı Fransız heykeltıraş Abel Lafleur 50 bin Fransız Frangı ücret karşılığı tasarımlar ve 1930’da FIFA’ya teslim eder. Jules Rimet sadece 35 cm boyunda ve 3.8 kilo ağırlığındadır. Tahminlerin aksine saf altın değil, gümüş üzerine altın kaplamadan ibarettir ve 1966’da İngiltere’deki ilk çalınma olayından önce piyasa değeri sadece 3 bin İngiliz sterlinidir. Ancak, piyasa değeri ne olursa olsun, futbol taraftarlarının gözünde kupanın manevi değeri paha biçilemeyecek kadar yüksektir. 1938’de İtalyanlar dünya şampiyonu olduklarında İtalya futbol federasyonu başkanı Ottorino Barassi, İkinci Dünya Savaşı boyunca kupayı hırsızlara karşı koruyabilmek için bir “ayakkabı kutusunda” saklar. Savaş sonrasında futbol tutkusu tüm dünyada güçlenir. 1950’de Brezilya’nın ev sahipliği yaptığı şampiyonanın finalinde, Maracana stadyumunda 200 bin kişilik rekor bir seyirci kitlesi önünde Uruguay’ın ev sahibini 21’lik skorla yenmesiyle birlikte dünya futbol şampiyonası artık uluslararası bir “güvenlik” sorununa dönüşmüştür. Kupa 1966’da yeni şampiyon İngiltere’dedir. Yoğun güvenlik tedbirlerine rağmen Jules Rimet sergilenmekte olduğu Londra’daki Central Hall’den 20 Mart 1966 Pazar sabahı çalınır. FIFA ile birlikte bütün futbol dünyası bu hırsızlığı şiddetle kınar. FIFA bu olaydan dolayı İngiliz futbol federasyonunu ve Scotland Yard’ı birinci derecede sorumlu tutar.  Kupayı bulacak adına ödüller düzenlenir, ancak soruşturma uzar. Bunun üzerine Jules Rimet’in bir kopyasının yaptırılmasına karar verilir ve tasarımı geliştirilir. Tam bu sırada da kupa bir tesadüf sonucu 27 Mart gecesi güney Londra’nın banliyölerinde Princet adlı bir köpek tarafından eski bir gazete kâğıdına sarılmış olarak bir çöp kutusunda bulunur. Kupanın kopyalanmasından büyük bir sevinç gösterisi altında vazgeçilir. Ancak “kopyacılar” işe koyulmuşlardır bile... Kupayı 1970 yılında İtalya’yı finalde 41 yenen Brezilya kazanır ve toplamda üçüncü defa kazandığı için Jules Rimet kalıcı olarak Rio de Janeiro’ya getirilir. (Benim yaş kuşağımdan olanlar, televizyonun daha yayına geçmediği o günlerde, final maçının Halit Kıvanç tarafından radyoda eşsiz bir dille anlatımını unutamayacaklardır). FIFA, Jules Rimet kupasının hırsızlara karşı korunması konusunda Brezilya futbol federasyonunu defalarca uyarır. Ancak korkulan olur ve 19 Aralık 1983 gecesi kupa bir kez daha ve kalıcı olarak sergilenmekte olduğu Rio Janeiro’daki federasyon binasının kapıları kırılarak çalınır. Bu olay yeniden bütün dünyada futbolseverlerin tepkisine yol açar. Brezilya futbol federasyonu başkanı Giulite Continho, “manevi değeri piyasadaki maddi değerinin kat kat üstünde olan bu ikonanın” bulunabilmesi için tüm Brezilya’lıları yardıma çağırır. Ne yazık ki bugüne değin araştırmalar sonuç vermez. Jules Rimet’den geriye daha 1966’daki soygun sırasında yasadışı olarak yapılmış iki kopyası kalır ve bunlardan bir tanesi 1997’de rekor bir fiyata bir müzayedede ortaya çıkar. Gerçek Jules Rimet’i çalan hırsızlar hep öfkeyle anılagelir. Ancak dünyaca ünlü futbol ustası Pele bu olaydan ötürü hırsızlık yapmak zorunda kalan yoksulların değil, “yetkililerin sorumlu tutulması gerektiğini” açıklamaktan çekinmez.  Pele, 28 Aralık 1997’de Times’e verdiği bir demeçte “Jules Rimet’in çalınmasından hırsızların değil, hükümetin ve siyasi yetkililerin sorumlu olduğunu, çünkü halkın açlık ve yoksulluktan yıldığını ve artık başka çaresinin kalmadığını” vurgular. Jules Rimet bundan böyle halkın kupası olarak anılır ve efsaneleşir. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle