24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Temmuz 2018 TASARIM: EMİNE BİLGET Tepedeki bürokrat haber 7 OHAL’in bir numaralı bürokratı Fuat Oktay, Başbakanlığı kapatıp Saray’a yardımcı oldu. İşte Oktay’ın ‘ilginç’ yükselişi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tamamını Cumhurbaşkanlığı’na bağ lı olarak tanımladığı yeni hükü met sisteminde, yep yeni bir makam olan Cumhurbaşka nı Yardımcılığı’na son Başbakan Bina li Yıldırım’ın müsteşa SİNAN TARTANOĞLU rı Fuat Oktay’ı getirdi. Erdoğan’ın birden fazla olacağı belirtilen Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’nda ilk tercihi neden Fuat Oktay oldu? Ford, Chrysler... 1964 Yozgat doğumlu Oktay; Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. ABD’de otomotiv sektörünün merkezi olan Detroit’teki Wayne State Üniversitesi’nden işletme ve imalat mühendisliği alanlarında yüksek lisans, endüstri mühendisliği alanında ise doktora derecelerini aldı. ABD’de bulunduğu süre içerisinde Ford, General Motors ve Chrysler gibi büyük firmalarda çalıştı. AKPTHY yakınlaşması Türkiye’deki kariyeri ise Türk Hava Yolları ile başladı. THY’nin Teknik Anonim Şirketinde Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttüğü 20082012 yılları şirketin AKP hükümetleri ile yakın temas kurduğu yıllar oldu. Ayrıca Türk Havacılık ve Uzan Sanayi AŞ (TAI) yöneticiliği de yapan Oktay, Türk Telekom AŞ’nin de yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevlerini sürdürüyor. 2012’den 2016’ya kadar AFAD Başkanlığı’nı yürüttü. 2015 yılında taşkın ve heyelan felaketinde 9 kişi nin yaşamını yitirdiği Hopa yerine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın memleketi Rize Güneysu’da selden etkilenen vatandaşları ziyaret etti. Hopa için açıklama yapmak yerine, “Rize’de can kaybının olmaması sevindirici” dedi. Davutoğlu krizinden sonra Oktay’ı AFAD Başkanlığı’na da başbakanlığı döneminde Erdoğan atamıştı. Erdoğan 2015 yılında AFAD’ı Uluslararası Kamu Markası ilan etti, Oktay ödülü Erdoğan’ın elinden aldı. Son Başbakan Binali Yıldırım tarafından 19 Haziran 2016’da ise Baş İlk vekil de o oldu Oktay, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı’na atandığı gün, yurtdışı seyahatine giden Erdoğan’ın vekilliği görevini üstlendi. Aynı gün, göreve başlayıp ilk açıklamasını Twitter’dan yaptı. Oktay, “Cumhurbaşkanımıza teveccühleri için şükranlarımı arz ederim. Daha fazla azim ve gayretle göreve devam edeceğimi belirtmek isterim. Allah yâr ve yardımcımız olsun” dedi. bakanlık Müsteşarlığı görevine getirildi. Oktay, görevi Dışişleri Bakanlığı Büyükelçiler Kararnamesi ile Dünya Ticaret Örgütü nezdinden Türkiye Daimi Temsilciliği’ne atanan Kemal Madenoğlu’ndan devraldı. Madenoğlu’nun müsteşar olmasının Erdoğan ile Davutoğlu arasında sorun olduğu iddia edilmişti. Ancak sonunda Davutoğlu’nun istediği olmuş, Davutoğlu sağkolu olarak Madenoğlu’nu atamıştı. OHAL’in müsteşarı Göreve geldikten yaklaşık 1 ay sonra Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi ni yaşadı. Başbakan Müsteşarı olarak 2 yıldır devam eden Olağanüstü Hal yönetiminin tüm mevzuatının belirlenmesinde, OHAL KHK’lerinin oluşmasında belirleyici oldu. 130 bin kişinin ihraç edildiği OHAL KHK’lerinin hazırlanması uygulanmasında bir numaralı bürokrat yine Oktay’dı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hazırlanmasında, 16 Nisan referandumu sırasında, 24 Haziran erken seçimlerinde bürokrasinin bir numaralı bürokratı olan Oktay, Başbakanlığın kapatılmasının da içinde olduğu uyum yasalarında da etkili olduktan sonra Saray’a geçti. l ANKARA CHP: Kabine değil kabile! CHPliler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kabineye tepki gösterdi. l Parti Sözcüsü Bülent Tezcan: Kabineden çok büyük bir beklentimiz yoktu. Biz sandık diktatörlüğüne umut bağlamış değiliz. Türkiye’nin sorunlarını çözme yeteneğinden uzak, içerde ve dışarda güven verme kapasitesi zayıf bir kabile. Eş dost akrabalardan oluşmuş danışma heyeti niteliğinde. l Grup Başkanvekili Engin Altay: Hazine’nin Cumhurbaşkanı’nın damadına bağlanması ve milli saraylar bünyesindeki tüm sarayların cumhurbaşkanına bağlanması Erdoğan ailesinin niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Yürütme, bir kişiden oluşacak, onun dışındaki herkes onun memurudur. Bu bir müsteşarlar kuruludur. l Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba: Yeni bir kabine değil kabile ile karşı karşıyayız. BToapşkraakn,ı Madeacyliıs CHP’nin Meclis Başkan adayı partinin yetkili organlarıyla yapılan istişareler sonucunda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak olarak belirlendiği öğrenildi. Toprak’ın adaylığı için CHP Grup Başkanvekilleri bugün TBMM’ye başvuracak. Milli Eğitim Bakanı özel okul sahibi. Sağlık Bakanı özel hastane sahibi. Turizm Bakanı turizm şirketi sahibi. Kabile de aynı zaman da bir kan var. Sayın Varank’ın abisi 15 Temmuz’da FETÖ kurşunları ile şehit edildi. Tarım Bakan’ının abisi de FETÖ’den cezaevinde yatıyor. Biz suçun şahsiliğini savunuyoruz. Ancak suçun şahsiliği ilkesi bir tek AKP için işliyor. l ANKARA DUYURU ÇED Sürecine Halkın Katılımı Toplantısı TORTUM MADEN İŞLETMELERİ A.Ş. tarafından, Erzurum İli, Tortum İlçesi, Derekapı Mahallesi sınırları içerisinde “201200519 Ruhsat Numaralı IV. Grup Maden (Bakır, Çinko) Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme, Atık Depolama ve Hazır Beton Üretim Tesisleri” projesinin yapılması planlanmaktadır. Söz konusu proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliğinin 9. Maddesi gereğince aşağıda belirtilen tarih ve saatte faaliyetle ilgili halkı bilgilendirmek, görüş ve önerilerini almak için “Halkın Katılımı Toplantısı” yapılacaktır. Halkımıza saygı ile duyurulur. Toplantı Yeri: Derekapı İlkokulu Toplantı Yerinin Adresi: Derekapı Mahallesi Tortum/Erzurum Toplantı Tarihi: 24.07.2018 Toplantı Saati: 14:00 Proje Sahibi: TORTUM MADEN İŞLETMELERİ A.Ş. Tel : (0 216)485 1397 Faks : (0 216) 485 3138 ÇED Raporunu Hazırlayan Kuruluş: DOĞUÇEV MÜH. MADEN. ÇEVRE YÖN. VE ARITIM TEK. ENERJİ İNŞ. TAAH. TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ. TelFaks: (0 442) 235 14 31 Yeni sistemin ilk kabinesi, dün TBMM’de yemin ‘İnsanoğlu kuş misali’ederek göreve başladı. En çarpıcı yorum ise Savunma Bakanı olan Hulusi Akar’dan geldi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni sistem kapsamında atamasını yaptığı ilk kabine üyeleri dün TBMM Genel Kurulu’nda yemin ederek göreve başladı. Bakanların yemin törenine katılan tek lider ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli oldu. Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın yemin törenini, Meclis teammüllerine göre eski başkanlara ayrılan loca yerine Cumhurbaşkanı’na ayrılan locanın bulundugu bölümden izlemesi dikkat çekti. Yeni kabinede ilk yemini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Faruk Oktay etti. Bakanları kürsüye gelirken AKP ve MHP’li vekiller alkışlarken, CHP ve HDP’li vekiller sessiz kaldı. İYİ Partili bazı milletvekilleri de alkışladı. Sandalye dağılımı değişti Kabinede dört milletvekilinin bulunmasıyla birlikte TBMM’deki sandalye dağılımı da değişti. Bakan olarak atanan kişilerin aynı zamanda milletvekili olamayacağına ilişkin yürürlüğe giren hüküm kapsamında Berat Albayrak, Mevlüt Çavuşoğlu, Abdülhamit Gül ve Süleyman Soylu’nun kabinede olmasıyla milletvekillikleri sona erdi. Buna göre TBMM’deki vekillerin toplam sayısı 600’den 596’ya inerken, AKP’nin sandalye sayısı da 294’ten 290’a geriledi. Meclis’ten ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ülkenin birliği, bütünlüğü ve güvenliği, milletin egemenliği ve bekası için canla başla çalışıp ellerinden gelen gayreti göstereceklerini söyledi. Akar, “3 gün önce locadan izlemiştiniz, bugün yemin ettiniz” anımsatması üzerine, “Hayat böyle bir şey, insanoğlu kuş misali” dedi. Mazbatalarını alan yeni bakanlar devir teslim törenlerinin ardından görevlerine başladılar. l ANKARA / Cumhuriyet Protesto edilen Soylu’nun sinirlendiği görüldü. Sporyoltue’ystaoCsHuP Meclis’te en dikkat çeken yemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yemini oldu. Soylu’nun yemini sırasında AKP sıralarında coşkulu alkışlar ve “bravo” sesleri yükselirken, bazı CHP’li vekiller ise Bakan Soylu’yu protesto ederek, genel kuruldan çıktı. Bakanların yeminleri sırasında AKP sıralarından en fazla alkışı ise Soylu’nun ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank aldı. Yemin töreninin ardından bakanları kutlamak için CHP ve HDP dışındaki milletvekilleri uzun kuyruklar oluşturdu. Bakanlar, bu nedenle uzun süre genel kurul salonundan çıkamadı. EYrudnoağnaisntagne’rdilaimi Yunanistan’ın 8 firari darbeci askere sığınma ver mesiyle başlayan ‘AtinaAnkara’ gerilimi sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başlama törenine, anamuhalefet partisi Yeni Demokrasi’den eski dışişleri bakanı Dora Bakoyanni’nin katılmasına Başbakan Aleksis Çipras sert tepki gösterdi. Çipras, “Türkiye’de iki askerimizin tutuklu olduğu bir dönemde üstelik Yunanistan hükümetiyle hiçbir istişarede bulunmadan anamuhalefet temsilcilerinin törene katılmaları kabul edilemez. Yunan siyasilerin Türkiye’deki siyasi ‘şovlara’ katılmalarının bu ülkeyle sorunlarımızın çözümüne hiçbir katkısı olamaz” dedi. Bakoyanni ise, Çipras’ın eleştirilerine “Kendisi dış politikadaki başarısızlığının sebebinin milli konularda ‘ayrılıkçı tavır’ takınmasından kaynaklandığını bir kez daha ortaya koydu” sözleriyle yanıtladı. l Haber Merkezi HDP’li Bilgen: İşletmeci kabine HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, yeni yöne tim sisteminde atanan ilk kabineyi değerlendirirdi. Yeni kabinede iki boyutun gelecek için belirleyici olduğuna işaret eden Bilgen, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun göreve devam ediyor olması ve Genelkurmay Başkanı Akar’ın Milli Savunma Bakanı olmasının mevcut güvenlik politikalarının devamı anlamına geleceğini ifade etti. Bilgen, ikinci olarak da yapılan atamaların özel sektör deneyimiyle devlet planlaması yapılacağının göstergesi olduğuna dikkat çekti. Bilgen, şunları söyledi: “Bu aslında bir işletme tekniğidir. Dolayısıyla buradaki tablo denenerek öğrenilecek bir süreç gibi gözüküyor. Önümüzdeki dönemde muhtemelen, şimdiye kadar nasıl Milli Eğitim Bakanları değiştiğinde farklı denemeler yapıldıysa şimdi de daha fazlasının denendiği bir sürece gireceğiz.” l ANKARA Ne Oldu, Ne Olacak? Başkanlık rejiminin ilk hükümeti açıklandı. Sermaye şirketlerinde çalışmış teknokratlardan oluşuyor. İçişleri, Dışişleri, HazineMaliye gibi önemli bakanlıklar ise geçen dönemin denenmiş, güvenilir isimlerine verilmiş. Bu da kimilerinin her nedense bir türlü vazgeçemediği, “politikada yumuşama” beklentisinin boş bir beklenti olduğunu gösteriyor. Bir de tabii “olan oldu, alışmaktan başka çare mi var” yazıları döktürenler var, onlara ne diyeceğimizi bilemiyoruz; zaten ne desek boş. HHH Yasama, yürütme, yargı tekliğine dayanan tabloyu gördükten sonra belli başlı konuları yeniden tartışmak gerekecek. “Parlamenter sisteme” geri dönmek artık talep edenlerin azalması, etkinliklerini yitirmesi nedeniyle zorlaşmıştır. Bu arada “güçler ayrılığını” burjuva demokrasisinin parlamenter sistemiyle özdeşleştirmek çok da doğru değildir. Ayrı bir tartışmanın konusudur ama, güçler ayrılığının örneğin sosyalizmde de bir başka içerik ve biçimde geçerli olacağını eklemekte yarar var. HHH Son yıllardaki gelişmelere bakarak kapitalizmin ekonomik krizleri yönetememek şeklinde kendini gösteren politik bunalımları klasik yönetim biçimlerini terk ederek çözmeye çalıştığı sık sık söyleniyor. Kısaca bu tür yönetim biçimlerine eklenen ülkeler arasında özellikle Macaristan dikkat çekiyor. Rusya’nın yeni bir örnek olmadığını biliyoruz. Türkiye ise stajını tamamlamış, bu kampa katılmış görünüyor. Kapitalizmin zor durumda olduğu, çare aradığı doğru, ama bunu yaygın bir şekilde gelişmiş ülkeleri de kapsamına alacak şekilde açık otoriter rejimlere dönüşerek yapmaya çalıştığını, bu konuda yeterli kanıt olduğunu söylemek zor. HHH Ama Türkiye’de bu değişiklik yaşanıyor. Türkiye kapitalizminin farklılıklarını, iktidardaki siyasi hareketin ideolojik hedeflerini de dikkate alarak diyebiliriz ki, parlamentonun işlevini en alt sınırlara gerileten, Başkan’ın yetkilerini ise üst ve tartışılmaz noktalara taşıyan otoriter rejimin daha katılaşacağı, muhalefetin tümüyle devre dışı bırakılmasının kısa sürede mümkün olacağı da görülecektir. Muhalefet partilerinde durumun kavrandığını, hiç değilse savunma refleksinin harekete geçtiğini gösteren bir işaret henüz yoktur. Muhalefetin yeni rejimi içselleştirmeyi seçtiğini gösteren belirtiler daha fazladır. HHH Yeni Meclis’te bu durumu gören vekiller, CHP içinde de, sosyalistleri listesine alarak Meclis’e taşıyan, böylelikle barajı aşma imkânı yakalayan HDP’de varlar. Anladığımız kadarıyla sol sosyalist bir politikanın temsilcisi olan bu arkadaşlar Meclis’te de bu doğrultuda çalışacaklardır. Akıl vermek haddimiz değil, ama Meclis hâlâ dışarıdaki yüzde 50’nin seslerinin duyurulmasını bekledikleri yerdir. Konuşma olanakları ne kadar kısıtlanırsa kısıtlansın orada söylenecek her bir cümle dışarıda yankılanacaktır. HHH Kendisini “milletin”, yani İslam, Sünni ve Türk ümmetin temsilcisi sayan, Cumhuriyeti sonlandırmak isteyen bir kadro, seçmenlerin yarısının oyunu alarak iş başına geçti. Bu durum Cumhuriyetle hesaplaşmak, “ikincisine” geçmek isteyen kimi liberallerin hoşuna gitti, bu işin AKP eliyle yapılıyor olmasından da mutludurlar. Oysa söz konusu olan Cumhuriyetin yıkılmasıdır, ikincisine geçilmesi değil. Sosyalistlerin sahiplenerek aşmaya çalıştığı Cumhuriyet, sosyalizme evrilmenin, devrilmenin, dönüşmenin birikimini içerir. “İkinci” Cumhuriyet ise Kurtuluş ve Kuruluşun kazanımlarının inkârından, neoliberalizmin ideolojik kabulünden başka bir şey değildir. Şimdi liberallerle AKP arasında kısa sürede yeşermesi muhtemel işbirliğinin temelini de bu saçmalık oluşturacaktır. ‘Bakanlar mal varlıklarını açıklasın’ Erdoğan’ın kabinesinde yer verdiği üç ismin faaliyet yürüttükleri alanda iş insanı olması “Türkiye A.Ş.” yorumuna neden oldu. Uluslararası Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan, şirket yöneticisi bakanlara ilişkin Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede “Ne yazık ki Türkiye’de siyasi etik yok. Bu kişiler görevlerini kendi çıkarları için kullanabilirler. Devlet yönetimi bu kişilerin iyi niyetine, sözüne, ahlaklı bir insan olmasına bırakılmaz” ifadelerini kullandı. Çıkar çatışması için uyarı Bakanların bütün mal varlıklarını açıklaması gerektiğinin altını çizen Özarslan, “Eğer yöneticisi oldukları şirketlerden bir ücret alıyorlarsa o görevin tamamen bırakılması, şirkete ait hisselerinin devredilmesi gerekir ya da hisseler bağımsız (kayyım gibi) bir kuruma bırakılabilir. Aksi takdirde çıkar çatışmasına gider. Siz o görevde iken rakip firmalar ne hissedecek? Ülke yönetmek bir özveri işidir. Bu özverinin gereği de kâr getiren ticari faaliyetlerden feragat etmektir.” diye konuştu. l ONUR ŞAHİN /İSTANBUL C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle