18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR 14 Faruk Pekin’in yeni kitabı ‘İstanbul Şehrin Sırları’ Kültür turizminin duayeni Faruk Pekin’in yeni kitabı “İstanbul Şehrin Sırları” okuyucuyla buluştu. Pekin, önceki gün Balmumcu Fest Travel’da kitabının imza gününe katıldı. 30 yıldır gerçekleştirdiği kültür gezileriyle İstanbul’u adım adım gezen Pekin, “Çok mutluyum. 30 yıldır İstanbul’u gezdiriyoruz. Bu onun kitabı oldu bir anda. Bu kitabımla İstanbul kitaplığına böyle bir kitap daha kazandırmış olduk. Dilerim herkes bundan fazlasıyla yararlanır” dedi. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ [email protected] Çarşamba 11 Temmuz 2018 Fazıl Say’ın konserine engel! Piyanist Fazıl Say, 14 Ağustos’ta Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde vereceği konserin iptal olduğunu açıkladı. Sanatçı, sosyal medya hesabında iptalin nedeni hakkında siyasi baskıları adres gösterdi. Bilindiği üzere Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı. Konserlerin organizasyonunu ise Atlantis Yapım üstleniyor. Konuyla ilgili olarak, İBB ‘Bizim bir müdehalemiz yok’ açıklamasını yaparken şirket adına ulaşmaya çalıştığımız yetkililerden gazetemizin baskıya girdiği saate kadar geri dönüş alamadık. Say’ın açıklamaları şöyle: “Sevgili dostlar. Üzgünüm, yazacaklarımı okuyun... Konser kaldırılması bir sanatçıyı elbetteki üzer... Hayatım boyunca bana verilmiş yeteneğin, meziyetlerin insanlığa ve memleketime olan borcunu ödemek için çok çalıştım ve emek verdim, hâlâ da veriyo rum, hep de böyle devam edecek, klasik müzik dünyasının tüm ülkelere ve Türkiye’nin de her yerine yayılan konserlerimle, bestelerim ve kayıtlarımla en çok ilgi gören sanatçılarından biriyim belki, bununla övünmedim, beni yaptıklarım değil önümdeki hedefler daha çok ilgileniyor, ama şu kadarını söyleyeyim, Türkiye Fazıl Say’ın bu konumundan gerçekten çok faydalanabilir, yarar sağlayabilir, köprülerin müzik ve sanat ile atılmasında, insanlığın dost olmasında, bu ülkenin batı ile ilişkilerinin düzelmesi gerekliliğinde herkes hemfikirdir, gerçekten bu dostluğa çok büyük emek verdim. Kitabımda da çok yazdım, yıllardır tekrarladım, bu halk barışmalıdır, ötekileşmeler olmamalıdır, kültürler kaynaşmalıdır, doğu ve batı kültürleri buluşmalıdır, buna emek verilmelidir, bu konuları özellikle son yıllarda çok yazdım, yüzlerce makale, açsınlar ki tabımı, bazı yazılarımı okusunlar. Bir insanı anlamadan, önyargılar la hüküm verilmesine karşıyım. Yılda 120 konser veren bir insan emin olun “1” konseri olamıyor diye üzülmez, 119 konser olunca ne değişiyor ki, tam tersi sevinirim, ama sebebinin içeriği, bu olunca, haliyle üzülüyorum, memleketim adına üzülüyorum. 14 Ağustos Harbiye Açıkhava Fazıl Say konserini programdan kaldırmak zorunda kalan yapımcı Erdal Bey (Atlantis Yapım) herhalde yıllar sonra bu olayı çocuklarına torunlarına gurur duyarak anlatmayacaktır. Hayatımın çok zor bir döneminde, annem yoğun bakımda ben de sağlık dertleri içindeyken beni bu tatsız durumun içine itenler, dürüst bir şekilde düşünmelidirler, doğru mu yaptıkları? Bakın; güç müziktedir, hiç bir suçum yokken bu tarz yaralar açmalarına da izin veremem. ben müziğimi yapıyorum, her fırsatta dostluk istiyorum.” Derya Yücel’in küratörlüğünü Düş gücününüstlendiği ‘Düşler Ülkesi: T2r9ogyae’nsçersgainsiatçıyı izleri: TROYA...birarayagetiriyor Kübra Gürleşen ‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi Derya Yücel’in küratörlüğünde 27 Temmuz’da açılacak. Bir ay sü recek sergide, baskı, cam, ens talasyon, fotoğ raf, grafik tasa rım, resim, sera mik, video yapıtla rı sanatseverlerle ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Çanakkale’de Piri Reis Müzesi’nde, 19 Eylül 19 Ekim tarihleri ara sında ise İstanbul’da Arkeolo ji Müzesi’ne bağlı Darphanei Amire’de buluşacak. Troya’nın UNESCO Dünya Kül tür Mirası Listesi’ne kabulünün 20. yıldönümü nedeniyle 2018, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Troya Yılı’ ilan edildi. Etnik Po püler Sanatları Koruma ve Ge liştirme Derneği (EPOS 7) ve yeni nesil sanatçı platfor mu BASE işbirliğinde, Kale üzerine yaptıkları araştırmalarla bes Grubu’nun destekleriyle düzenle lendikleri, bireysel sanat üretim yön nen ‘Düşler Ülkesi: Troya’ sergisi de temleri ile geliştirdikleri ya Troya’yı özgün kılan, savaş, güç, pıtları üzerinde aylarca yo medeniyet destanı ile mücadele, ğun bir emekle çalıştılar. hayal gücü ve ilham kültürünün Hem ortaya çıkışı ve olu bir bileşimi olması ve bu ilhama şumu hem de izleyici ile kulak veren yeni nesil sanatçıları mekânda karşılaşma sü bir araya getirmeyi amaçlıyor. recine dek bu sergi, genç Yücel serginin, Base 2017 sanatçıların ortak bir ol katılımcısı genç sanatçı gu olarak Troya’ya ba lar ile 18 Mart Üniversite kışlarındaki anla si Güzel Sanatlar Fakülte tım zenginliğinin bir si öğrencilerine açık bir paylaşımı olarak izle proje çağrısıyla başladı nebilir. Genç sanat ğını söylüyor ve ekliyor; çıların, formasyon “Bu sergi, Troya gibi bin ları, aldıkları akade lerce yıldır etkisini sür mik eğitim, estetik dürerek yaşayan bir mito yönelimleri, sana lojiye bugünden bakmayı öneriyor. Sanatçılar, Troya Derya Yücel tı dolayısıyla dünyayı anlamlandırma bi çimleri farklılıklar taşısa da bu sergi, ortak konuları, dünübugünü, tarihsel olanla günceli özgün bir ilhamla anlamlandırmaları ve yeniden ele almalarını sağladı.” 29 genç sanatçının katılımıyla gerçekleşen sergi için Yücel, “Günümüz sanatını, sanatçıyapıtizleyici/toplum arasında cereyan eden, estetik iletişim alanı yaratan bir eylem olarak görüyorum. Troya da, genç sanatçıların bu iletişim alanını kişisel ifade olanaklarıyla genişletmelerine ilham veren bir proje oldu. Geleneksel, konvansiyonel, dijital ya da güncel anlatım yöntemleri çerçevesinde ürettikleri, resim, seramik, heykel, baskı, enstalasyon, fotoğraf, grafik tasarım, video gibi farklı mecralardaki yapıtlarının izleneceği sergi, kadim efsaneleri güncel ve disiplinler arası anlatım pratikleriyle yeniden yorumlayarak nesilleri birbirine bağlıyor” diyor. Aynı zamanda sergi, genç sanatçıların bir olguya karşı bakış açılarını, öznel perspektiflerini, duygulanımları ve ele aldıkları form/biçim yaklaşımlarındaki farklılıkları da gözlemleme olanağı da sunuyor. Yücel, “Sanatseverler, kadim efsanelerden günümüze dünyanın ve insanlığın sonu gelmez yaşam serüveninin sanat yapıtı olarak ortaya çıktığını gözlemledikleri ve Homeros’un binlerce yıl öncesine dayanan düş gücünün izlerini başka yaratıcı formlarda izleyebilecekleri bir sergiyle karşılaşacaklar” diyor.  29 YENİ NESİL SANATÇI Sergi, tüm Türkiye’nin Güzel Sanatlar alanında yeni mezun sanatçı adaylarını uluslararası bir seçici kurulun seçkisiyle aynı çatı altında toplayan BASE’in 2017 sanatçılarına yapılan açık çağrıyla şekillendi. Bu çağrıya yanıt veren ve seçilen projeleri aylar süren çalışmalarıyla sanat yapıtına dönüşen genç sanatçılar; Arek Qadrra, Beste Kopuz, Burak Çolak, Burhan Üçkardeş, Can Özal, Canalp Sipahi, Damla Yalçın, Dilan Eroğlu, Elif Havuz, Fatih Temiz, Hasan Avni Koçak, İbrahim Erdoğan, Kübra Boy, Kübra Gürleşen, Murat Kahya, Ömer Sedat Yenidoğan, Seçil Büyükkan, Seda Boy, Selen Tokgöz, Uğur Demirci ve Zafer Geyikçi oldu. Serginin Çanakkale ayağı ise Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde eğitimini sürdüren Erdi Özdemir, Ezgi Erkan, Halil İbrahim Kara, İlgim Camcı, Oğuzhan Karadal, Ozan Gürkan Peltek, Ömer Akif Yeldan ve Samet Aygün’ün yapıtlarıyla genişledi. Ayrıca, 8 ilde 10 farklı üniversiteden 29 yeni nesil sanatçının yer aldığı bu serginin afiş tasarımı ise yine BASE 2017 sanatçılarından Musab Abdullah Güngör’e ait. Kardeş Türküler 25’inci yaşını Uniq’te kutlayacak Most Uniq Açıkhava konserleri kapılarını 29 Temmuz’da Kardeş Türküler’in 25. yıl konseri ile açacak. Bugüne kadarki en kalabalık konser organizasyonlarından birini gerçekleştirecek olan Kardeş Türküler’e sahnede ünlü konuk sanatçılar eşlik edecek. Uniq’in doğa ile iç içe olan muhteşem atmosferinde yer alan amfi tiyatrosunda gerçekleşecek olan Kardeş Türküler’in 25.yıl konserinde; Ayşenur Kolivar, Candan Erçetin, Çıplak Ayaklar Kumpanyası, Dalepe Nena, Ertan Tekin, Gürcü Sanat Evi Çoksesli Korosu, Mehmet Erdem, Mikail Aslan, Onur Şentürk, Pakrat Estukyan, Sayat Nova Korosu, Taribadı İsyan gibi usta müzisyenler yer alacak. Hollywood’dan bir yıldız kaydı 1950’li ve 60’lı yılların Hollywood idollerinden Tab Hunter 86 yaşında hayata veda etti. 1952 yılında oynadığı “Island of Desire” adlı filmle çıkış yapan ve ardından rol aldığı “The Burning Hills” ve “Damn Yankees” adlı filmlerle yıldızı parlayan Tab Hunter kariyeri boyunca 50’ye yakın filmde boy gösterdi. Dönemin katı kuralları yüzünden eşcinselliğini gizlemek zorunda kalan ve basında Natalie Wood gibi oyuncularla fotoğrafları yayımlansa da aslında bir başka ünlü Hollywood yıldızı olan Anthony Perkins ile büyük aşk yaşayan Hunter’ın hayat hikâyesi JJ Abrams tarafından beyazperdeye uyarlanıyor. “Tab & Tony” adlı filmin yapımcıları arasında Hunter’ın bir diğer uzun süreli ilişkisi Allan Glaser ve “Star Trek”ten tanıdığımız Zachary Quinto da var. Melike Şahin’den Lyon’da konser Kendine özgü yorumuyla alternatif müzik sahnesinde geniş bir dinleyici kitlesi bulunan Melike Şahin; Lyon’da düzenlenen “Les Nuit de Fourvieres” festivalinde ‘Tony Gatlif’s Rembetiko Band’ ile Djam (Aman Doktor) filminin müziklerini çaldıkları bir konser verdi. Melike Şahin, Cannes ödüllü ünlü yönetmen Tony Gatlif’in büyük orkestrası ile “Sevmek Suçsa Suçluyum” ve “Kara Orman” adlı iki orijinal şarkısını da Fransız dinleyicilere sundu. Konserde Türkçe ve Yunanca şarkılar da seslendiren sanatçı, daha önce Tony Gatlif’in son filmi “Djam”in film müzikleri albümünde de üç şarkı seslendirmiş ve filmin dünya prömiyeri öncesi konser vermişti. Traviata’nın neşesi ve hüznü 9. İstanbul Opera ve Bale Festivalinde tek izleyebildiğim etkinlik La Traviata oldu. Giuseppe Verdi, La Traviata’yı 19 günde yazmış. Belki de bunun için bu eser çok yoğun duygusallık taşır. Adeta porselen bibloların zarafetine sahiptir. Bestecinin 19. yüzyıl bel canto (güzel şarkı söyleme) üslubunu kullanışı, dokunaklı melodileri ve yarattığı dramatik güç, operanın icracıları kadar izleyiciler için de çok çekicidir. Verdi, orkestrayı kullanma zenginliğiyle operada o yılların ulaştığı müzikal ihtişamı yaşatır. Ne zaman, nerede La Traviata oynansa salonlar dolar, taşar. Hemen her aryası, her melodisi bu kadar ünlenmiş bir başka opera daha düşünemiyorum. Geçen hafta Festival kapsamında Zorlu’nun büyük salonunda iki temsil artarda Traviata oynadı. Festivali’in bu yılki son etkinliklerinden birisiydi. Söze önce temsilin en başarılı yönlerinden başlayalım: Zeynep Oral’ın da değindiği gibi perde açılır açılmaz karşımıza çıkan dekordaki o aynalı dev pano ile gerçekten sarsıldık. Müthiş bir buluştu. Soprano Burcu Uyar övünç kaynağımız olan bir opera sanatçısı. Sahnede rahat, İtalyanca’ya hâkim, sesini kullanma yöntemlerini çok iyi biliyor ve yaşayarak oynuyor. Ankara Devlet Opera Orkestrasının üyelerini de Burcu’nun yanısıra kutlamak isterim. Topluluk, Zorlu gibi güç akustiği olan bir salonda orkestranın sesini sahnedeki sanatçılara göre çok iyi dengeledi. Şef Alessandro Cedrone ve konsertmeister Tayfun Bozok güzel bir tonda, sahneyi bastırmadan ama Verdi’nin tılsımlı melodilerini ve zengin orkestra yazısını ortaya çıkarttılar. Orkestra baştan sona çok başarılıydı. Baba Germont rolündeki Bulgar bariton Vladimir Stoyanov iyi bir şancıydı ve rolüne hâkimdi. Ama oğlu Alfredo rolündeki Gürcü tenor Giorgi Oniani için aynı şeyleri söylemek zor. Ne sesi, ne de oyunuyla etkili olabildi. Dekorun yaratımı Çek tasarımcı Josef Svoboda’ya dayanıyormuş. Macerata Festivali ve Pergolese Vakfı’nın işbirliği ile hazırlanan tasarım Henning Brockhous rejisi ve ışık tasarımı ile gerçekleşmiş. Arkadaki aynalı panoya hayran kaldığım halde sahne önünde, Giancarlo Colis’in kostüm tasarımındaki kırmızı renklerden yoruldum. Devlet Opera ve Balesi yönetiminin önünde şimdi artık Aspendos Opera ve Bale Festivali var. İlk kurulduğu günlerden beri giderek zenginleşti, sınırlarımız dışında ilgi topladı. Ne yazık ki son yıllarda çaptan düşmüştü. Yazın ortası geldi ama bu yılki program da henüz duyurulmamış. Umarım yeni genel müdür Murat Karahan’ın enerjisi çarpıcı temsillerle yeni bir atılıma yol açar. Bu yıl 25’incisi düzenlenecek. Bunun da kutlamalarını yurtiçine ve yurtdışına duyurmak gerekir. 25. Uluslararası Adana Film Festivali 110 ülkeden yaklaşık 3 bin başvuru yapıldı SAVAŞ KÜRKLÜ Adana’da bu yıl 2230 Eylül tarihleri arasında yapılacak 25. Uluslararası Adana Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek ana kategorilerden, “Uluslararası Kısa Film Yarışması”na şu ana dek 110 ülkeden, 3 bin 111 başvuru yapıldı. Adana Film Festivali’ne, aralarında Martinique gibi deniz aşırı ülkelerin de bulunduğu başvuru listesinde; Hindistan’dan Nepal’e, Mynmar’dan, Pakistan’a, Meksika’dan, Angola’ya geniş bir yelpazede çok sayıda ülke var. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nın son başvuru tarihi olan 1 Temmuz’a kadar Hindistan’dan 304, ABD’den 297, İran’dan 270, Türkiye’den 265, İngiltere’den ise 164 başvuru yapıldı. Şehrin tanıtımına katkı Festival içeriğinin her geçen yıl zenginleştiğini ve daha fazla sayıda sinemacıya ve sanatsevere ulaştığını belirten Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, film festivalinin Adana’nın tanıtımına önemli katkı sağladığını ve bir kültür ve sanat kenti olma özelliğini pekiştirdiğini söyledi. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle