18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 11 Temmuz 2018 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY İLK UYARI S&P’DEN GELDİ Tüm kararlara siyaset bulaştı 4 Erdoğan’ın ekonominin başına damadı Berat Albayrak’ı geçirmesi, yüksek enflasyon, cari açık, zayıf TL gibi sorunlarla boğuşan Türkiye ekonomisine yönelik endişeleri artırırken S&P ‘merkezileşme’ uyarısı yaptı. 4 Yeni kabinenin açıklanmasıyla piyasalar da karıştı. TL sert düştü, faizler rekor kırdı. Dolar/TL 20 kuruş zıplarken borsada kayıp yüzde 3’ü buldu. Dış basında “bu kabine piyasa değil Erdoğan dostu” yorumu yapıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, yeni kabinede, damadı Berat farklı görevlerle ekonomi yönetiminde yer alan ve Hazine tarafını yöneten Ali Babacan ile Albayrak’ı ekonomi açısından İbrahim Çanakçı ve maliye ta en önemli kurumun başına ge rafını idare eden Mehmet Şim tirmesinin yankıları sürüyor. şek ile Naci Ağbal gibi piyasa İlk uyarı kredi derecelendirme ların yakından tanıdığı ve gü kuruluşu Standard&Poor’s’tan vendiği isimler yeni sistemin (S&P) geldi. S&P, Türkiye’de ilk kabinesinin dışında kaldı. ki gelişmeleri yakın S&P’nin kıdemli analistlerin dan izlediğini ve den Frank Gill, Erdoğan’ın hazine ve ekonomi bakanı olarak da MALİ DİSİPLİN VURGUSU Reuters’a yaptığı açıklamada, Türkiye’deki siya madını atamasının iktidarın giderek tek elde toplandığını gösterdiğini ifade etti. Cumhurbaşkanlığı sistemi kap Dün 65’inci Hükümet’in Maliye Bakanı Naci Ağbal’dan görevi devralan Albayrak, “Bütçe ve mali disiplin hususundaki duruşun bundan sonra aynı şekilde değil, da si gelişmeleri yakından izlediklerini ifade ederek “Çıkarımda bulunmak için biraz erken, ancak karar almanın gi samında 2011’de ha da iyi bir şekilde de derek merkezi yeniden kurulan vam etmesi için çok di leştiği açık” dedi. Ekonomi Bakan namik, aktif şekilde gece “Bir ülke için lığı, Gümrük Ba gündüz demeden çalışa deki kurumlar iş kanlığı ile bir cağız” dedi. lediği zaman, ka leştirilerek bir rar alabilen güç kez daha Ticaret lü bir kamu gö Bakanlığı’na dönüştürüldü. Da revlisi kesimi var demektir, tek ha önce Ekonomi Bakanlığı al nik kararlar genelde siyasi ol tında bulunan Hazine Müsteşar mayan bir düzeyde alınır” diyen lığı da ayrıldı. Maliye Bakanlığı, Gill, Türkiye için bu durumun Hazine ve Maliye Bakanlığı adı artık geçerli olmadığını ifade et altında yeniden yapılandırıldı. ti. Yeni hükümetin, son faiz artı Böylece, Hazine ve Maliye rımlarından sonra yavaşlaması Bakanlığı, Türkiye’nin ekono beklenen büyümeye karşı eko misi açısından en önemli ku nomiyi destekleyici önlemler rumlardan birine dönüştü. Er alıp almayacağını izleyecekleri doğan bu önemli göreve en gü ni belirten Gill, önlem alınması vendiği isimlerden biri olan Be halinde kamu borcunun yükse rat Albayrak’ı atadı. 16 yıldır lebileceğine dikkat çekti. Erdoğan kaygısı Türkiye’ye yönelik kaygılarının başında enflasyonun yüzde 15’i geçtiği bir dönemde Erdoğan’ın düşük faiz politikasını savunması geliyor. Eski ekonomi yönetimindeki Şimşek ve Ağbal gibi isimlerin Erdoğan’ın büyüme yanlısı politikalarına karşı bir denge unsuru olarak görülüyordu. Erdoğan’ın düşük faiz ısrarı nedeniyle Merkez Bankası, enflasyondaki artışa müdahale etmekte geç kalıp faizleri yüzde 17.75 gibi çok yüksek bir seviyeye yükseltmek zorunda kalmıştı. Ancak kurumların bağımsızlığı na yönelik kaygılar sürerken bu faiz artışı da TL’deki kayıpları yeterince azaltmaya ve enflasyonu aşağı çekmeye yetmedi. Yüksek faizin ise yatırımları sekteye uğratacağından endişe ediliyor. Yüksek cari açık ve bütçe açığının büyümeye yönelik önlemleri kısıtlaması bekleniyor. Ekonomiyi zor bir dönem beklerken, ekonomistlere göre piyasalarda Erdoğan’ın para politikasına daha fazla müdahale edeceğine yönelik kaygılar, Türkiye’ye sıcak para akışını azaltarak işleri daha da zorlaştırabilir. l Ekonomi Servisi Dolar fırladı, faiz zirve yaptı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde takası (CDS) primi de sert şekilde yüksel ki ilk kabineye, piyasaların tepkisi olum di. CDS’ler, önceki günkü kapanışa kıyas suz oldu. Merkez Bankası’nın (TCMB) ba la 22 baz puan artışla geçen perşembeden ğımsızlığına dair artan endişeler ve ye bu yana en yüksek seviye olan 297 baz ni kabinenin açıklanmasının ardından önceki gece Dolar/TL 4.57 seviyelerinden 4.7506’ya sıçrarken, dün Bor ‘Piyasa dostu değil’ puana yükseldi. Bloomberg, TL’de oynaklığın 2009’dan sonraki en yüksek seviyeye geldiğine ve yeni ka sa İstanbul’da (BIST 100) değer kaybı yüzde 3’ü aştı. Fransız finans şirke Berat Albayrak’ın yeni görevi, dünya basınında da geniş yan bine sonrasında TL’de son iki yılın en büyük değer kaybının kaydedildiğine dikkat çekti. ti Societe Generale, Dolar/ kı buldu. Financial Ti İş Yatırım günlük piyasa TL’nin 2018 sonuna dek neredeyse yüzde 9 yükselerek 5.18 seviyesine ulaşacağını öngördü. Artan endişelerle Hazine’nin borçlan mes, “Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı olması, Türkiye ekonomisinin sağlığı ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konularında endişeli olan yabancı yatırımcıları alar analizinde, “Piyasaya yakın Mehmet Şimşek ve Naci Ağbal gibi isimlerin kabinede yer almaması piyasaların olumsuz tepki vermesinde etkili oldu. Biz zarfa de ma maliyeti de yüksel ma geçirdi” ifadelerine yer ğil mazrufa bakmayı tercih di. Hazine’nin dünkü ihalelerinde 2 yıllık tahvil faizi yüzde 20.28, 10 yıllık faiz ise yüzde 17.60 oldu. Piyasalarda da dün 2 yıllık gös verdi. Hollanda Bankası ABN Amro’dan Nora Neuteboom, “Bu kabine piyasa dostu değil, Erdoğan dostu” dedi. New York Times da tek bir siyasinin elinde ediyoruz” değerlendirmesine yer verildi. Reuters’a konuşan üst düzey bir bankacı, “Dün yeni kabine açıklandı ve eski ka terge tahvil faizi yüzde 20.51’i çok fazla güç toplan bineye kıyasla piyasa dostu görürken, 10 yıllık tahvil faizi yüzde 17.84 ile rekor kırdı. Türkiye’nin beş yıllık kredi iflas masına yönelik endişelerin arttığını yazdı. isimlerin tamamen görev dışı kaldığı görülüyor” dedi. l Ekonomi Servisi Şimdi reform zamanıİş dünyası yeni kabineden acilen kapsamlı bir programın açıklanmasını istedi TCMB’de görev süresi dört yıla indi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın göreve başlamasının ardından dün yayımlanan “Üst Kademe Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usullerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile Merkez Bankası (TCMB) Başkanı ve başkan yardımcılarının dört yıllığına Cumhurbaşkanı tarafından atanması kararlaştırıldı. Aynı kararnameye göre, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri de cumhurbaşkanı onayıyla atanacaklar. İlgili kararname ile görev süreleri dört yıl olarak belirlenen TCMB Başkanı ve yardımcısı, PPK üyelerinin yanı sıra rektörler, TÜİK başkanı, ÖSYM başkanı, TRT Genel Müdürü, RTÜK hariç düzenleyici denetleyici kurum başkan ve üyeleri, TMSF başkanı ve üyelerinin de aralarında bulunduğu üst yöneticiler “görev süreleri sonra ermeden cumhurbaşkanınca görevden alınabilir” hükmünden istisna tutuldu. l Ekonomi Servisi Gültepe Hisarcıklıoğlu Erdem TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik Turan Yenigün Yeni iş modeli şart n Türkiye Mütteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün: Küresel ortamın son derece kırılgan olduğu böyle bir dönemde öngörülebilirliği yeniden güçlendirerek yatırım ortamını iyileştirecek yeni bir yol haritasına olan ihtiyacımız sürüyor. Sürdürülebilir, sağlıklı ve üretime dayalı büyümenin yakalanabilmesi için kısa vadeli teşvik tedbirlerinin yanı sıra kalıcı ve uzun vadeli yapısal reformlar gündeme alınmalı. n İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe: Başarı çıtamızı daha da yukarılara taşımak için yeni bir oyun kurgulamak, iş yapma mode limizi değiştirmek zorundayız. n Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Ahmet Erdem: Ekonomik ve yasal tüm makro reformların hayata geçirilmesinde kamuya bir çözüm ortağı olarak destek vermeye devam edeceğiz. İş dünyası temsilcilerinin yaptıkları açıklamalarda özellikle yeni kabinenin reformlara odaklanması gerektiğini dile getirdi. İş dünyasının yeni kabineden beklentileri şöyle: n TÜSİAD: Dünyada güçlü bir ülke olmak, güçlü bir ekonomi olmakla mümkündür. Güçlü bir Türkiye ekonomisi için hukuk devleti ilkeleri, başta Merkez Bankası olmak üzere denetleyici kurulların bağımsızlığı, AB’ye uyum sürecinin hızlanması, çağdaş bir eğitim sistemi, teknoloji temelli ve sürdürülebilir kalkınma politikaları son derece önemlidir. Makroekonomik dengelerimizi sağlamlaştıracak yapısal, mali ve finansal tedbirleri içeren kapsamlı bir programın bir an evvel hayata geçirilmesini temenni ediyoruz. n Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: İş dünyası olarak önümüzdeki süreçte uzlaşma kültürüyle politikada yaşanacak normalleşmenin, demokratik ve ekonomik reformlarla desteklenmesi gerekiyor. Demokrasi, Ekonomi, Bürokrasi ve Eğitim’de 4.0 zamanı. n Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Artık ekonomiye, reformlara odaklanarak geleceğin büyük Türkiye’sini inşa etme zamanıdır. l Ekonomi Servisi ekonomi 11 Borçlanan dünya ekonomisi Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank of International Settlements BIS) 2018 Yılı Ekonomi Raporu’nu (*) yayımladı. “Merkez bankalarının Merkez Bankası” diye tanınan BIS, küresel ekonominin yakınorta vadede önemli riskler taşıdığını özenle vurguluyor. Bu yazımda, Türkiye ve benzeri gelişmekte olan piyasa ekonomilerini de yakından ilgilendiren bu uyarıları kısaca paylaşmaya çalışacağım. Raporun yazarlarına göre Büyük Finansal Krizin (yazarların kendi tanımları) patlak vermesinden bu yana on sene geçti. Küresel finans sisteminin tümden çökmesine ramak kalmış iken (yazarların yorumu), merkez bankalarının zamanında (ve birbirleriyle eşgüdümlü) müdahaleleri ve sağlam duruşları sayesinde dünya ekonomisi 1930 Buhranına benzer bir çöküş yaşamadı. Kriz sonrası dönemde sıfıra yaklaşan (hatta reel olarak negatif olan) faizler ve küresel mal ve hizmet piyasalarını likiditeye boğan merkez bankalarının genişleyici para politikaları dünya ekonomisine ciddi bir destek sağlamış oldu. Bir yandan da küresel işgücü piyasalarının esnekleştirilmesi ve işsizlik ile güvencesiz istihdam biçimlerinin yarattığı dibe doğru yarış sayesinde ücret maliyetleri geriletilmiş idi. Düşük ücret maliyetleri ile birleşen sıfır faizli dünya, enflasyonist baskıları da göğüsleyerek, düşük ücretli – düşük enflasyonlu – düşük faizli bir sahte cennet yaratmış oldu. Bu sahte cennetin ardında yatan ana unsur ise, kuşkusuz, borçlanma idi. Gerek özel sektörde hane halkları ve şirketler kesiminin, gerekse kamu sektörünün iç ve dış borçları bu dönemde hızla yükseldi ve düşen gelir düzeyine rağmen, dünya ekonomisinin eksiktalep tehdidinden kaynaklanan bir deflasyonist krize sürüklenmesini engelledi. Borçlanarak harcama, gelişmiş – gelişmemiş tüm dünya ekonomilerinin ana faaliyetiydi. Bu sürecin 2007 sonrası gelişimini aşağıda BIS Raporundan derlediğimiz grafikte gösteriyoruz. Grafik ulusal gelirlere oran olarak borç miktarlarını veriyor. Kriz öncesinde dünya milli gelirler toplamının yüzde 179’una tekabül eden borç tutarı, 2010’da yüzde 196’ya, 2017’de ise yüzde 217’ye fırlamış durumda. Miktar olarak bu rakam 180 trilyon dolara ulaşıyor. Bu sürecin ana yürütücüsünün ise hane halkları ve şirketler kesimi ile birlikte özel sektör olduğunu gözlemekteyiz. Özel sektörün risk iştahı, reel gelirlerdeki daralma ile birleşince ortaya borçlanma olanaklarının yarattığı yerçekimine meydan okuyan bir hayali değerler dünyası çıkmış durumda. Kriz sonrası “iyileşme” süreçlerinin dengesiz ve anarşik yapısına dayalı bu dönem, bir anlamda merkez bankalarının telaş içerisinde yürütmüş olduğu kontrolsüz ve her ne pahasına olursa olsun parasal genişlemesinin ürünü. Krizin kısadan orta vadeye doğru alacağı yeni biçimler, söz konusu borçlanma ivmesinin yaratacağı dalgalanmalarda tezahür edecek. Türkiye Cumhuriyeti de yeni kabinesiyle beraber bu dalgalı ve riskli dünyayı göğüslemeye hazırlanıyor! (*) BIS, 2018 Annual Economic Report https://www.bis.org/publ/arpdf/ar2018e.pdf ‘Faizsiz finans daha hızlı geliştirilecek’ Cumhurbaşkanlığı bünyesinde yer alan Ekonomi Politikaları Kurulu’nun görev ve yetkileri, Bir numaralı Cumhurbaşkanlığı Teşkilat Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlendi. Buna göre kurul, ihracata dönük üretim stratejilerine yönelik, faizsiz finans sisteminin daha hızlı geliştirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası finans merkezi vizyonuna katkı sağlanması amacıyla politika önerileri geliştirecek. Kurulun görev ve yetkilerinden bazıları şöyle: l Ekonomik konularda araştırmalar yapmak. l Küresel ve ulusal ekonomi ve kalkınma konularıyla ilgili gelişmeleri izlemek. l Gerektiğinde gelir azaltıcı veya harcama artırıcı önerileri izlemek ve değerlendirmek. l Kamu ve özel sektör tarafından yapılan yatırımların süreçlerini hızlandırma amacıyla öneriler geliştirmek. l Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik stratejilerin ve eylem planlarının oluşumuna katkıda bulunmak. l Devlet desteklerinin ilke ve esaslarının belirlenmesi amacıyla politika önerileri geliştirmek. l Ekonomi Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle