15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 6 Haziran 2018 8 Yav Reis, rezil ettin bizi… Hakkaten rezil olduk Reis. Hem de nerde? “Onlar”ın ilinde, Diyarbakır’da. Gündüz mitingde “onların” kafalarına vura vura “Sorun çözülmüştür” dedin. Alanı dolduran taşıma kalabalık gerçi çok güçlü bir alkış tutmadı ama hepsinin kafasına dank etti. Artık bu memlekette “Onların sorunu” kalmadı; terör bitti. Devlet terörü, örgüt terörünü ezdi, sildi, bitirdi. Buraya kadarı pek güzeldi Reis. Yani çok memnunduk. Seninle iftihar ettik Gel gör ki… Gel gör ki akşam, iftar yemeğinde, yine gümbür gümbür, gürül gürül konuşuyordun ki sustun. Kürsüde öyle, dilsiz heykeller gibi kalakaldın. Valla ben saatime baktım, tastamam 53 saniye dolu salona boş gözlerle bakan bir Reis… Yav olacak şey mi ? Bizim Reis susar mı? Onu kim ve ne susturabilir?.. Reisimi susturan “prompter”mış. “Prompter bozuldu, Reis de mecburen sustu” dediler. Prompter şeymiş… Yani bilgisayar ekranı gibi, küçük bir TV ekranı gibi bir aygıtmış. Biz görmüyormuşuz ama Reis görürmüş. O ekranda bizim Reis’in söyleyecekleri nal gibi harflerle satır satır aşağı doğru akarmış; Reis de oradan okuyup konuşurmuş. Valla buraya kadarına benim sözüm yok. Olabilir elbette. Reis her Allah’ın günü sabah konuşuyor, öğlen konuşuyor, akşam konuşuyor. Buna güç mü yeter, kafa mı dayanır? Koskoca Reis’in koskoca danışmanları bu haceti yerine getirirlermiş. Olabilir. Yakışır Reisime. Ama prompter bozuldu diye susmak; hem de neredeyse bir dakika susmak… İşte bu olmadı. Madem aygıt bozuldu, bul bir şeyler Reis, susma, yakıştır. Yakışmasa da söyle sen. Aya dört şeritli köprü yapacak dense inanacak olan bizleriz. “Az önce söylediği ile şimdi söylediği birbirini tutmuyor” diyecek namertlere inat,  “Tutuyor. Ayrıca tutsa da tutmasa da…” diyecek olan biz değil miyiz? Seni mübarek imam hatip mektebinde okuttu rahmetli baban. İmam da sensin, hatip de sen. İmam oldun başımıza geçtin. Hatip oldun bizlere seslendin. Bizler senin hatipliğinle övündük bunca yıl. Şimdi susmak sana yakıştı mı Reis? Yani, “Valla bizi rezil ettin” diyeceğim ama düşmanlarımızın kulağına gider diye demiyorum. Sen duy yeter… Bir de Reis… Senin Anadolu Ajansı üstünden susmana bir gerekçe yani bir kılıf buldurmuşun. Salona o sırada Medrese Âlimleri Vakfı Başkanı Tayyip Elçi hazretleri girmiş de, ayakta kalmış da, sen ona saygıdan konuşmana ara vermişsin, falan filan… Yeme bizi Reis. Sustuğunda sen salona değil tavana bakıyordun. Öyle de bakakaldın. Yoksa o mübarek zat salona gökten mi inmişti? Yani yeme bizi… HHH Böyle durumlar için, yani prompter bozulursa filan diye sana yedek bazı kopyalar vereceğim. Cebine koy. Prompter mı bozuldu, çıkar cebinden, çaktırmadan göz at, kaldığın yerden sözüne devam et. Uysa da uymasa da. Yeter ki susma, bizi rezil etme… Mesela, “Ey prompter lobisi, sesimizi kısamazsın, beni susturamazsın” diye başlayan kâğıttan oku. Olmadı “Eyyy PapuaYeni Gine sen kim oluyorsun be! Sen kim oluyorsun da…” diye başlayanını oku. Korkma, biz nasıl olsa PapuaYeni Gine’yi düşmanlarımızdan biri sanırız, alkışı basarız… Diyelim prompter yine bozuldu. Dert değil. Cebindeki “Eyyy Neettinyahu, silah milah anlaşması imzaladık diye Kudüs meselesinde susacağımı mı sandın” diye başlayan not kâğıdına bakıp gürle… (Şey… Benim dilim dönmedi “Neettinyahu” yazmışım, diyelim sen de aynen öyle söyleyiverdin ya, dert etme. “Reis çok muzip. Kelime oyunu yaptı” diye hepimiz sana yine alkış tutarız. Ha Netanyahu ha Neettinyahu di mi Reis?) HHH Bu kopya kâğıtlarını sana kısa zamanda ileteceğim. Aman onlarsız kürsüye filan çıkayım deme, bizi bir daha rezil etme Reis. Sen hem imamsın, hem Reis. Bayrak inmez, vatan bölünmez, Reis susmaz… Gazeteci Selman Keleş hakkında yakalama kararı Van’da “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan ve 8 ay sonra 21 Kasım 2017’de görülen duruşmada tahliye edilen KHK ile kapatılan Dihaber muhabiri Selman Keleş ile gazeteci Arif Aslan hakkında açılan davanın dördüncü duruşması dün Van 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada tutuksuz yargılanan Aslan ve avukatları hazır bulundu. Suçlamaları reddeden Aslan, el konulan eşyalarının verilmesi ve adli kontrol şartının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme talebi reddetti. Ardından kararını veren mahkeme heyeti, gazeteci Keleş hakkında Erzurum’un Hınıs ilçesinde açılan bir dava nedeniyle tekrar yakalama kararı çıkararak, duruşmayı 15 Kasım’a erteledi. l Yurt Haberleri haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Myaesnaekmheemn’dyealhaenm Menemen Cezaevi’ndeki bir hükümlünün gazetemizi okuma isteği, ‘Cumhuriyet terörü ve teröristi övüyor, devlet büyüklerimizi aşağılıyor’ denilerek reddedildi Menemen Cezaevi’nde kalan bir hükümlünün gazetemizi okuma isteği, Cumhuriyet’in “terörü övdüğü” suç lamasıyla geri çevrildi. Cezaevi yö netiminin kararında cezaevine gire cek yayınların “Atatürk ilke ve inkı laplarına uygun olması” gerektiği de vurgulanmasına karşın, Atatürk’ün kurulmasını istediği Cumhuriyet, cezaevine sokulmadı. Hükümlü Cüneyt Arat, 17 Mayıs tarihin HAKAN DİRİK de Cumhuriyet okumak istedi. O gün “Tek şemsiye Cumhuriyet” manşetiyle çıkan gazetemiz, cezae vine geldiğinde yönetim tarafından incelemeye alındı ve “sakıncalı” bu lundu. Arat’ın gazetemizi okumak isteği, cezaevi yönetimi tarafından şu ifadelerle geri çevrildi: “17.05.2018 tarihli olan ve aynı gün gelen Cumhuriyet isimli gaze te incelendiğinde; terörü, terör örgü tünü ve teröristi övücü, toplumu et nik köken üzerinden ayrıştırıcı, dev let kurumlarımızı, devlet büyükleri mizi ve kamu görevlilerini aşağıla yıcı ifadeler ve ceza infaz kurumla rı hakkında asılsız haberler içerdiği görülmüştür. Anılan ve izah edilen nedenlerden ötürü; adı geçen gaze tenin anılan hükümlüye verilmeme sine oybirliğiyle karar verilmiştir.” Kararda Cezaevi Müdürü İsma il Dal, 2. Müdür Altan Subaşı, Psi Dikmen: Sansür iklimi İzmir Gazeteciler Cemiye ti Başkanı Mis ket Dikmen, gide rek “olağanlaşma ya” başlayan uygu lamayı kınadı. Ga zete ve gazeteci lerin mesleğin do Misket Dikmen ğası gereği “muhalif” olduğunu kay deden Dikmen, “Gazeteci muha liftir, çünkü verilen enformasyo nu sorgular, olduğu gibi gazetesi ne aktarmaz. Herhalde birileri sor gulayan gazete ve gazetecilerden rahatsız oluyor ki, parmaklıklar ar kasında bile okunmasına tahammül edemiyor. Atatürk’ün kurulması nı bizzat istediği bir gazetenin ‘te rörist’ suçlamasıyla cezaevine so kulmamasını anlamak mümkün de ğil. Anlaşılan dışarıdaki sansür içeri de de devam ediyor. Dört bir yan da sansür ikliminde yaşıyoruz. Ga zete ve gazetecilerin özgürlük ikli mine kavuşması için, Türkiye’nin bir an önce özgürlük iklimine kavuş ması gerekiyor” dedi. kolog Özgür Oral Bekdemir, Kütüphane Memuru Mesut Alıç ve Sosyal Çalışmacı Gülşah Aktaş’ın imzası yer alıyor. Matbu gerekçe! Bu karar ilk değil. Menemen’de daha önce de gazetemizin yanı sıra Sertel: Kurucu gazete CHP’nin gazeteci kö kenli milletve killerinden Atti la Sertel, gazete mize yapılan suç lamanın asılsız ol duğunu vurgu layarak, şunları Attila Sertel söyledi: “Ülkeyi, insanlarımızı asıl ayrıştıran insanlar arasında bir lik, beraberliği bozan, adaleti, hu kuku insan hak ve özgürlüklerini yok eden bu iktidardır. Elinde bu lundurduğu yüzlerce yayın orga nı ve televizyona rağmen tutuna madığını anlayınca etki gücü yük sek olan yayın organlarına acıma sızca saldırıyor. Cumhuriyet ga zetesi; unutulmasın ki ülkemizin kurucu gazetelerindendir. 12 Ey lül döneminde faşist, cuntacı ge neral Kenan Evren ve arkadaşla rının kapattığı gazete, bugün de aynı anlayıştaki insanlar tarafın dan yasaklanmaktadır. Ama şairin dediği gibi; çoğu gitti azı kaldı. 25 Haziran’da yasakları kaldıracağız.” Evrensel, Birgün ve Özgürlükçü Demokrasi gazetelerinin cezaevine sokulması, aynı “matbu” ifadelerle yasaklanmıştı. Tutuklulardan Ahmed Hami’nin gazete okuma isteği geri çevrilirken de nokta ve virgülüne kadar Arat’a gösterilen gerekçeler sıralanmıştı. FLORMAR İŞÇİLERİNİN FABRİKA ÖNÜNDEKİ EYLEMİ DEVAM EDİYOR ‘Kavgayı patron çıkarıyor’ Gebze Organize Sanayi Sitesi’ndeki kozmetik fabrikası Flormar’da, Petrolİş sendikasına üye olduğu için işten atılan işçilerin direnişi sürüyor. Fabrika yönetimi, işlerine geri dönebilmek için 22 gündür oturma eylemi yapan işçileri engellemek amacıyla fabrikanın önünü otobüslerle kapattı. Oyuncu Füsun Demirel, Mor Dayanışma, Mor Yapımcılar, Filmmor, Oyuncular Sendikası üyeleri, Beşiktaş’ın Çarşı grubu ve Galatasaray taraftarları da dün eyleme katılarak işçilere destek verdi. Eylemde konuşan Füsun Demirel, patronların hiçbir zaman hakkını arayan işçileri sevmediğini söyleyerek, “Ben de sizin gibi 3 yıldır işsizim. Bırakmıyorum sizin gibi mücadele ediyorum. Tabii ki işimizi geri alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Patronları işçiyi sevmez bu ta rihte hep böyle olmuştur” diye konuştu. Filmmor’dan Melek Özman da bugün arabulucuların işçilerin yanına geldiğini belirterek, “Bugün sizinle dayanışmak için geldik. Elinize sağlık direnişinize sağlık. Herkesin selamını iletmek istedim. Yaşasın kadın dayanışması” dedi. Beşiktaş taraftarı Hüseyin Tolu da Çarşı’nın ezilenlerin yanında olacağını vurgulayarak, “Çarşı herşeye karşı diye bir sözümüz vardır biz haklarını kardeşliğini savunan bir grubuz. Biz emeğini savunanların her zaman yanında olduk. Olmaya da devam edeceğiz. Sizler direnişi yeniden yeryüzüne sürüyorsunuz. Siz kadınlar, direnişin ne olduğunu, direnince başarılacağının ne olduğunu gösteriyorsunuz. Biz yoksullar kavga etmeyiz. Kavgayı patronlar çıkarıyor. Biz herzaman yanınızdayız” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet İHD’DEN BASIN TOPLANTISI Ekmekçiyan’ın kemikleri nerede? İnsan Hakları Derneği (İHD), 1983 yılında idam edilen Levon Ekmekçiyan’ın 32 yıl sonra ailesine verilen cenazesinin, 55 yaşlarında bir kadına ve kurtköpek familyasından bir hayvana ait olduğunun DNA testiyle ortaya çıkmasına ilişkin dün Taksim’de bulunan İHD İstanbul Şubesi’nde basın açıklaması yaptı. Ekmekçiyan ailesinin avukatı Eren Keskin, ailenin Levon Ekmekçiyan’ın cenazenin gömülüp gömülmediğini, gömüldüyse nerede olduğunu bilmek istedikleri ni belirtti. Hukuki sürecin takipçisi olacaklarını belirten Keskin, “Levon Ekmekçiyan’ın mezar yerinin bulunması için ilk önce İçişleri Bakanlığı’na ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne başvurduk. Dönemin belediye başkanı Melih Gökçek, ‘Ekmekçiyan’ın terörist olduğunu ve bu işlemler için Dışişleri Bakanlığı’nın onayının gerektiğini’ söyledi. Bunun üzerine dosya Dışişleri Bakanlığı’nda bulunan Ermeni masasına gidince onay verildi. Daha sonra cenaze Ankara’dan otopsi yapılmak üzere Fransa’ya Ekmekçiyan’ın ailesine gönderildi” dedi. Cenazeye Fransa’da otopsi yapıldığını aktaran Keskin, yapılan otopsi sonucunda kemiklerin, 55 yaşlarında bir kadına ve kurtköpek familyasından bir hayvana ait olduğu belirlendiğini aktardı. Levon Ekmekçiyan, ASALA’nın Ankara Esenboğa Havalimanı’nda 1982 yılındaki silahlı eyleminde yaralı olarak yakalandıktan sonra 28 Ocak 1983’te idam edilmişti. l İSTANBUL / Cumhuriyet Barolardan işkence raporu MAHMUT ORAL Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Korgan Köyü’nde 31 Mayıs günü 4 çobana askerlerce işkence ve kötü muamelede bulunulduğu iddialarıyla ilgili Diyarbakır, Van ve Hakkâri barolarının hazırladığı rapor Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen tarafından açıklandı. Özmen, yaşananın işkence suçu olduğunu belirterek, faillerin derhal tutuklanmasını istedi. Özmen, TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı ile İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarını göreve davet etti. Baro Adli Yardım Hizmet Binası’nda düzenlenen toplantıda konuşan Özmen, Diyarbakır, Hakkâri ve Van Baroları olarak 2 Haziran’da köye giderek işkenceye uğrayan köylüler ve tanıklarla görüştüklerini ancak Şemdinli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ise olayla ilgili görüşme taleplerini reddettiğini belirtti. Özmen, tespitlerini şöyle sıraladı: n Olay, “özel güvenlik bölgesi” ilan edilmeyen Korgan Köyü sakinlerinin hayvanlarını otlattığı merada (yaylada) yaşandı. n Nasır Taş, Ramazan Aktaş, İsmail Erebi ve Muhsin Çavişi isimli çobanlar, hayvan otlattıkları sırada sopa ve silah dipçiği ile darp edildi. Taş’ın başı defalarca suya sokulup, çıkartılarak işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. n Nasır Taş ağır yaralı bir şekilde olay yerinde “ölüme terk edildi”. Yaralılar, yakınlarının yardımıyla hastaneye götürüldü. Askerlerin öldürme kastıyla hareket etti. Askerler, Nasır Taş’ın yakınlarına ‘bir terörist öldürdük, gidin alın’ dedi. n Söz konusu çobanlar için olay yerine gitmeye çalışan yakınları, sözlü şiddete, küfür içeren ağır hakarete maruz kaldı, tehdit edildi. Üzerlerine silahla ateş edierek kötü muameleye maruz bırakıldı. n Sadece çobanların şikâyet ve beyanları kolluk tarafından avukat olmaksızın alındı. Tanıkların ve diğer mağdurların beyanları alınmadı. İran uyruklu İsmail Erebi ve Muhsin Çavişi’nin yeminli tercüman bulundurulmaksızın bir kolluk görevlisinin yardımı ile alındı. n Soruşturma dosyasındaki evraklar avukatların talebine karşın teslim edilmedi. l DİYARBAKIR Kurtcebe tahliye edildi Çizdiği bazı karikatürlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle aldığı 1 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası kesinleşen ve önceki gün tutuklanan çizgi roman sanatçısı, karikatürist Nuri Kurtcebe (69), denetimli serbestlik şartıyla dün tahliye edildi. Nuri Kurtcebe, otobüsle önceki gün Yalova’ya gelirken yapılan kimlik kontrolü sonucu gözaltına alındı. Önceki gün sabah saatlerinde adliyeye sevk edilen Kurtcebe, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konuldu. Avukat Erdem Akyüz’ün verdiği bilgiye göre, Nuri Kurtcebe, bir gün gözaltında, bir gün de cezaevinde kaldıktan sonra denetimli serbestlik şartıyla tahliye edildi. Avukat Akyüz, “Müvekkilim, sanatseverlere, Atatürk ilkeleri ışığında sevgi ve saygılarını sunuyor” dedi. l YALOVA/ DHA C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle