15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA Demir madeninde patlama Çin’in kuzeydoğusundaki Liaoning eyaletinde bulunan bir demir madenindeki patlama sonucu 11 işçi yaşamını yitirirken 9 işçi de yaralandı. Madenin girişindeki patlayıcı yüklü bir kamyonun infilak etmesiyle meydana gelen faciada 25 madencinin de yeraltında mahsur kaldığı açıklandı. Guatemala’da bilanço artıyor Guatemala’da Fuego Yanardağı’nın önceki gün patlaması nedeniyle ölenlerin sayısı 69’a yükseldi. Lavların yerleşim yerlerini adeta yuttuğu, kül ve dumanla kaplanan bölgede yaşanan faciada hayatını kaybedenlerin bir kısmının cenazeleri dün toprağa verildi. Halkın yoğun katılımıyla düzenlenen törende tabutlar omuzlarda taşındı. Çarşamba 6 Haziran 2018 [email protected] EDİTÖR: BETÜL BERİŞE TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İran’dan uranyum kozu 13 Rus lider Putin, Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen ile bir araya geldi. Putin’den ilişkileri düzeltme sinyali ‘AB’yi bölme amacımız yok’ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Pu tin, neredeyse bir yıldır ilk Batı Avrupa gezisi olacak Avusturya ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri düzeltme sinyali verdi. Putin, Avusturya’da yayın yapan ORF televizyonuna önceki gün verdiği söyleşide “AB’nin Moskova’nın en önemli ticari ve ekonomik ortağı olduğunu” vurgulayarak “birleşik ve müreffeh” AB’nin Rusya’nın çıkarına olduğunun altını çizdi. Rusya’nın AB’yi bölmeye çalışmadığını söyleyen Putin, “AB’nin kalbinde daha çok sorun çıkması bizim için daha çok risk ve problem demektir” dedi. Halihazırda Moskova’nın Kırım’ı ilhakı, Ukrayna’daki müdahalesi, Suriye savaşındaki rolü nedeniyle gergin olan RusyaAB ilişkilerinde, eski Rus çifte ajan Sergey Skripal ve kızına Britanya’da mart ayında sinir gazı ile suikast girişimininin ardından karşılıklı suçlamalar ve diplomatların çekilmesi ile tansiyon daha da yükselmişti. Avusturya’da geçen yıl iktidara gelen aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi muhafazakâr Halk Partisi koalisyonu Rus diplomatları sınır dışı etmeyen az sayıdaki AB ülkesinden birisiydi. ‘Kimyasal iddiaları objektif incelensin’ Rus lider, Duma’da Şam yönetiminin kimyasal saldırı gerçekleştirildiğini öne sürerek nisan ayında ABDFransaBritanya’nın Suriye’de hükümet hedeflerine düzenlediği füze saldırısı ile ilgili saldırının kimyasal kullanıldığı iddialarına yönelik incelemeyi engelleme girişimi olduğunu savundu. Putin iddiaların objektif olarak incelenmesi gerektiğini söyledi. Viyana’da Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’le görüşmesinin ardından basın toplantısında da konuşan Putin, Rusya’ya Batı yaptırımlarının kaldırılmasının herkesin yararına olduğunu söyledi. Van der Bellen ise Rusya’yla ilişkilerinde AB ile uyumlu hareket edeceklerini söyledi. Grenell’e tepki sürüyor Almanya’nın başkenti Berlin’deki görevine geçen ay başlayan ABD Büyükelçisi Richard Grenell’in sağcı ABD merkezli haber portalı Breitbart’a verdiği röportajın yankıları sürüyor. Avrupa’daki sağcıları güçlendirmeyi kendisine görev edindiğini söyleyen Grenell, Berlin’in kısıtlı savunma harcamaları nedeniyle caydırıcı bir orduya sahip olmadığını savunmuştu. Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) eski lideri Martin Schulz Grenell’in görevden alınması çağrısında bulundu. SPD Genel Başkan Yardımcısı Thorsten SchaeferGuembel ise “Avrupalılar, Trump’ın tebaasından birinin onlara nasıl oy vermeleri gerektiğini söylemesine izin vermeyecektir” dedi. Sol Parti’den de “Grenell gibi Avrupa’ya hükmedebileceğini düşünen biri Almanya’da diplomat olarak kalamaz” çıkışı geldi. Merkel liderliğindeki Hıristiyan Birlik Partileri’nin (CDU/CSU) dış politika sözcüsü Jürgen Hardt “Grenell’in Avrupa Birliği’ni (AB) zayıflatma peşinde olduğunu, ABD’nin AB’nin daha güçlü bir siyasi ve ekonomik güç olmasını istemediğini” savundu. Venezüella ADÖ’den çıkıyor Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro, 48. yıllık genel meclis toplantısı önceki gün Washington’da düzenlenen Amerikan Devletleri Örgütü’nden (ADÖ) ayrılma kararını açıkladı. Maduro, ABD’nin örgüt üzerinden kendilerine karşı kampanya düzenlediğini öne sürdü. ABD, Brezilya, Kanada, Şili, Meksika ve Peru temsilcileri ise Venezüella’da geçen ay kimi muhalif partilerce boykot edilen seçim sonuçlarının tanınmamasını ve Caracas’ın ADÖ üyeliğinin askıya alınmasını talep etti. Santrifüj kapasitesini artıracağını açıklayan Tahran’a karşı İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Avrupa’yı ikna çabaları devam ediyor ABD’nin İran’la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan (JCPOA) çekilmesi ve bu ülkeye yeni ekonomik yaptırımlarda bulunmasıyla çok sayıda Avrupalı şirketle ticari ilişkileri kesilme noktasına gelen Tahran, uranyum zenginleştirme kartını açtı. İran’ın dini lideri Ali Hamaney, “190 bin santrifüj üretilmesi hazırlıklarına başlanması” talimatını verirken, İran Atom Enerjisi Kurumu (İAEK) Başkanı Ali Ekber Salihi ise uranyum zenginleştirme kapasitesini yükseltme planlarını Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (UAEK) bildirdiklerini açıkladı. Hamaney, “nükleer anlaşmanın sulandırılmasını kabul etmeyecek Merkel’den yanıt olumsuz ‘Hedef İsrail’ İran’ın Suriye’deki faaliyetleri nin engellenmesi ve JCPOA’nın iptali için Avrupa turuna çıkan İsrail Başbakanı Binyamin Ne tanyahu, dün Tahran’dan gelen nükleer kapasiteyi artırma ha berlerine Fransa Cumhurbaşka Avrupalı liderleri İran’a karşı politikasına ikna etmek isteyen Netanyahu, Almanya Başbakanı Angela Merkel’le yaptığı görüşmeden olumlu yanıt alamadı. Şeffaf bir şekilde ilerlediğini söylediği JCPOA’ya nı Emmanuel Macron ile görüşmeye gittiği Paris’ten yanıt verdi. Netanyahu, İran’ın amacının İsrail’i yok edebilecek nükle bağlı olduklarını vurgulayan Merkel, Kudüs’ü İsrail’in er silahlara sahip olmak olduğu başkenti olarak tanımamalarının gerekçesini ise iki devletli çözümden yana olmalarıyla açıkladı. nu ileri sürdü. İran’ın uranyum zenginleştirerek nükleer bomba cağımız anlamına gelmiyor” dedi. cephanesi yaratmak istediğini iddia eden Netanyahu, “İran’ın nükle ABD yaptırımları etkili İran’ın santrifüj üretim kapasite er silah edinmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu. ABD’nin geçen ay çekilmesinin ar lerini” belirterek İAEK’den JCOAP sini artırma kozunu oynamasında, dından Fransa, Britanya, Rusya, Çin kapsamında kalarak “uranyum zen ABD’nin 2015 yılında varılan nük ve AB ile İran arasında devam eden ginleştirme için ayrıştırıcı iş birim leer anlaşmadan çekilmesinin ar JCPOA 2030’a kadar Tahran’a barış lerinden 190 bin tane üretmenin ze dından Avrupa’yla yapılan pazarlık çıl amaçlarla da olsa ancak yüzde minini oluşturmaya hazırlanmaları ların rol oynadığı değerlendirmele 3.67 oranında uranyum zenginleştir nı” istedi. İran Cumhurbaşkanı Ha ri yapıldı. Avrupa Birliği (AB) ülke me imkânı veriyor. İran’ın anlaşmadan san Ruhani’den de “gereğini yapma leri JCPOA’ya bağlılıklarını açıkla önce yüzde 20’ler civarında uranyum sını” talep eden Hamaney santrifüj salar da Alman Allianz, Fransız To zenginleştirdiği bilinirken, Yakın Do üretimi hazırlıklarına ilişkin bir tak tal ve Danimarkalı Maersk gibi şir ğu Politikaları Enstitüsü’ne göre bu ül vim vermedi. İAEK Başkanı Salihi ketler, ABD yaptırımları nedeniyle kenin santrifüj üretimi de 42 bin SWU de UAEK’ye bildirdikleri planlarının İran pazarından çekilme kararı aldı. düzeyindeydi. Anlaşmayla bu rakam 5 “sadece üretim aşamasının başlangı Son olarak Peugeot ve Citroen mar bin SWU’nun altına inmişti. Nükleer cı” olduğunu belirtti ve “Bu adım he ka arabaların üreticisi PSA şirketi bomba içinse yüzde 90 oranında uran men santrifüjleri kurmaya başlaya de İran’dan çekileceğini açıkladı. yum zenginleştirmesi gerekiyor. Rakka’da yaşam yıkıntılar arasında sürüyor. Af Örgütü, koalisyon güçlerini sivil ölümlerinden sorumlu tuttu Savaş suçları uyarısı Uluslararası Af Örgütü, geçen yıl ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyonun Suriye’nin Rakka kentine yönelik düzenlediği hava operasyonlarında uluslararası hukukun ihlal edilmiş olabileceğini duyurdu. Af Örgütü, koalisyonun saldırılarında yüzlerce sivilin öldüğünü, binlerce sivilin de yaralandığını aktardı. Raporda, koalisyon güçlerinin saldırılarının orantısız olduğu ve sivillerin gözetilmediğine ilişkin verilerin bulunduğuna işaret edilerek Rakka’da savaş suçu işlenmiş olabileceği vurgulandı. Haziran 2017’de başlayan ve ekimde sona eren Rakka’daki IŞİD harekâtında ana unsurunu Ankara’nın terör örgütü olarak gördüğü YPG’nin oluşturduğu Su riye Demokratik Güçleri’ne (SDG) ABD öncülüğündeki koalisyon hava operasyonlarıyla destek vermişti. Af Örgütü, muhtemel savaş suçlarının araştırılması için bağımsız bir soruşturma başlatılmasını talep etti. Raporda operasyonlarda on binlerce kişinin kenti terk ettiğine dikkat çekildi. Af Örgütü’nün Ortadoğu uzmanı İlyas Saliba, kurban sayısının yüksekliğiyle orantılı olarak Rakka’daki yıkımın boyutunun da koalisyon güçlerinin sivil ölümlerden kaçınmak için yeterince çaba göstermediği kuşkusunu yarattığını dile getirdi. Haseke’ye operasyon Bu arada Suriye’nin kuzeyinde ABD destekli SDG’nin Haseke’de IŞİD’e karşı bir operasyon başlattığı bildirildi. Muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise önceki gün Haseke’nin güneyinde ABD liderliğindeki koalisyon tarafından düzenlenen hava saldırısında 5’i çocuk en az 11 sivilin öldüğünü duyurdu. Gözlemevi, IŞİD’in Fırat’ın doğusunda, Deyr ez Zor vilayetinin başkenti ile Ebu Kemal arasında kalan ve geçen yıl hükümet güçleri ile müttefikleri tarafından temizlenen köylere geçen pazar saldırı düzenlediğini, dört köyü yeniden ele geçirdiğini de açıkladı. Çatışmalarda dün itibariyle 45 hükümet yanlısı güç ile 26 IŞİD’linin öldüğü belirtildi. Üprrodtüens’dtoelaIMrıFsürüyor IMF’nin direttiği kemer sıkma politikaları kapsamındaki yeni vergi ve zamlara karşı halkın kitlesel gösterileri nedeniyle Başbakan Hani Mulki’nin istifa ettiği Ürdün’de protestolar dinmiyor. Ürdün Kralı Abdullah önceki gün Mulki yerine Eğitim Bakanı Ömer el Razzaz’ı yeni kabineyi kurmakla görevlendirmişti. Başkent Amman’da önceki gece de binlerce Ürdünlü vergi yasasının geri çekilmesi için gösteri yaptı. Kral Abdullah’tan ise “Ülkenin bir yol ayrımında olduğu” çıkışı gel Kimi eylemciler polise tatlı dağıttı. di. Abdullah “Ya bu krizden çıkarak halka daha iyi bir yaşam sağlayacağız ya da bilinmeze doğru gideceğiz” dedi. Harvard Üniversitesi’nden mezun, eski bir Dünya Bankası çalışanı olan ekonomist Razzaz’ın kabine kurma çalışmaları sürerken, Kral Abdullah tartışmalı vergi yasasının da yeniden değerlendirilmesini istedi. BM’DEN ABD’YE ‘Göçmen aileleri ayırmayın’ çağrısı Trump yönetiminin ABD’ye kaçak yollardan girmeye çalışan ailelerin çocuklarına devlet tarafından el konulması uygulamasına Birleşmiş Milletler’den tepki geldi. Cenevre’de açıklamalarda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Sözcüsü Ravina Shamdasani, “ABD, göçmen ailelerini ayırarak suç işlemeyi derhal bırakmalıdır” şeklinde konuştu. ABD’nin geçen ekim ayından bu yana yüzlerce çocuğu ailesinden ayırdığı belirtildi. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü William Spindler de, “ABD’nin güney sınırını geçenlerin çoğu Guatemala, Honduras ve El Salvador gibi ülkelerdeki şiddetten kaçan insanlar ve bu kişilerin uluslararası korunma hakkı var. Gözaltı son çare olmalıydı” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu’nun Menbiç’i... Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın metin yazarı ve dış politika danışmanı olan Ben Rhodes’ın ‘The World As It Is’ (Olduğu Gibi Dünya) isimli yeni kitabı vesilesiyle Obama döneminin en önemli dış politika kararları yeniden gündeme taşındı. Rhodes, kitabında başta İran’la nükleer anlaşma, Küba ile normalleşme ve Suriye’ye ‘doğrudan müdahaleden kaçınma’ olmak üzere pek çok kararı elbette savunuyor. Obama’nın kendisine sorduğu ancak yanıt veremediği şu sorusu dikkat çekici: “Ya bizim vurduğumuzu Rusya, İran ile Esad yeniden inşa ederse ne olur? Suriye; bizim hareketsizliğimizin trajediye yol açarken müdahalemizin sadece bu trajediyi şiddetlendireceği bir diyar.” HHH Belki de asıl trajedi, Obama’nın bu soruları soracak zekâ ve donanıma sahip olmasına karşılık, Amerikan müesses nizamın oyununu oynamaktan kaçınmamış olması... Bu liberal müdahalecilik oyunu sayesindedir ki, Libya enkaza dönüştürüldü, siyasal İslamcılık projesi Mısır’ın da Suriye’nin de mahvına sebep oldu. Salt Ortadoğu da değil. Güney, Orta Avrupa’da yeni sağ dalga körüklendi, Doğu Avrupa’da açık neofaşist köpükler yaratıldı. Bugün Avrupa’da liberallere ‘popülizm’, ‘milliyetçilik’ ve ‘otoriterlik’ çığlıkları attıran zemin, Obama döneminde yaratıldı. Trump yönetimi daha saldırgan bir retorikle üzerini ‘buldozerliyor’. Trump’ın Berlin’e atadığı büyükelçi Almanya ve Doğu Avrupa’da alenen ‘aşırı sağa kol kanat gereceğini’ beyan edebiliyor. Almanlar ‘niyeyse!’ şoke olabiliyorlar. Dönelim Ortadoğu’ya... Trump yönetimi hiçbir uluslararası yasa tanımadan, IŞİD sayesinde işgal gücü olarak Suriye’ye yerleşti. Ekibi “Suriye’den çekilmeyiz” demekle kalmıyor, “Heyt, herkes çekilsin ben dilediğim porsiyonları hazırlayacağım” diye ekliyor. Amerikan neoliberal kurgu âlemi tarihin motorunu ancak böyle döndürebiliyor. Tekerlekten ‘faşizmin’ buharı çıkıyor.  HHH Asıl acıklı olan ABD politikalarının benimseyicileri. Avrupa’da da öyle, Türkiye’nin bölgesinde de. (‘Varoluşsal sebeplerle’ ve ‘savunma mekanizmasıyla’ hareket edenleri bilinçli olarak saymıyorum.) Bizi Türkiye’yi yönetenler ilgilendiriyor. Onlar en başta gelenler... Ankara’daki siyasal İslamcı akıl, Amerikan politikalarının hep başrol oyuncusu oldu. Hâlâ da öyle olmak için çırpınıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Washington’a, “Biz Suriye’de siyasi çözüm için çalışıyoruz. Suriye’yi bölmeye yönelik tüm çabaları reddediyoruz” diyerek gitmiş, Trump’ın yeni bakanı Mike Pompeo ile ‘ilk görüşmesini’ yapmış, YPG zaten Kasım 2016’da çekildiği Menbiç’ten kalan ‘askeri danışmanlarını’ da geri çekecekmiş, komşunun kasabasını Türkiye ile Amerika birlikte yönetecekmiş. “Hem onlar Arap ve Sünniler, Türkiye’yi de çok seviyorlarmış.” Tez bu. HHH Geçiniz... Ankara, Şam’da İhvancı rejim kurmayı başaramayınca memleketin fay hatları ve ABD ile Rusya’nın bilek güreşinden faydalanarak meseleyi komşu ülke topraklarını ilhak etmenin mekanizmalarını döşemeye döktü. Sınırının dibindeki coğrafyaya dair meşru güvenlik kaygıları ve çıkarlarını savunmayı çok aşan, ‘başkaları lokmaları lüpletecekse, ben niye yapmayayım’ diyen bir akıl mütemadiyen ‘sınır ötesi’ hayallerini somutlama moduna girdi.   Ankara son üç senede Şengal’e, Telafer’e de girecekti. Tıpkı Amerikalılar gibi... Değil mi ya, onlar yapıyorsa, biz niçin yapmayalım? Bıçak kemiğe dayanınca tümüyle Rusya’nın çizdiği çerçeve içinde cihatçı nüfuz alanına müdahil olunabildiyse eğer ‘kaç vakte kadarın’, ‘nasılın’ önemi var mı? ‘Rusya ve İran’la kıyas edecek olanlar’ dönüp Suriye’nin güneybatısında yeniden hükümet kontrolünü tesis için İsrail ile girişilen ‘koordineli pazarlıktaki hedeflerin boyutlarını ve derinliği’ bir ölçsünler. HHH  Çavuşoğlu kaç kere Pompeo ile görüşse değişmez. Türkiye dış politikası Amerikancı dış politikadır. Yapıntıdır. Ekonomik, askeri ve siyasi gücünün ayırdında olmadığı için ‘oyun bozuculuk’ ötesinde ederi yok. Asıl sorun bölgede emperyalistlere rağmen emperyalistçilik oynamakta ısrar etmek. Bu değiştirilmediği müddetçe, geçmiş ola. Manafort’a bir suçlama daha ABD’de 2016 Başkanlık seçimlerine Rusya müdahalesi soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Robert Mueller, Başkan Donald Trump’ın seçim kampanyasının başında bulunan Paul Manafort’a bir suçlamada daha bulundu. Manafort’un kefalet hükümlerini ihlal ederek, yargılanacağı davanın olası tanıklarıyla temas etmeye çalıştığını duyuruldu. Kara para aklama ve yasadışı lobi faaliyetleri ile suçlanan Manafort’un ilk duruşması eylül ayında yapılacak. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle