24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Çocuklar için Yaz Atölyeleri Rahmi M. Koç Müzesi, çocuklar için Yaz Atölyeleri’ne başlıyor. Müzede 4 Temmuz’da “Gel Gen Kardeşi Olalım” konulu Biyoloji Atölyesi, 6 Temmuz’da “Müzede Masalımı Devam Ettiriyorum” konulu Masal Atölyesi, 11 Temmuz’da “Bugün Kurabiye Sanatçısı 16 EDİTÖR: Emrah kolukısa TASARIM: ilknur filiz Yola çıkmış filmler yım” konulu Mutfak Atölyesi, 13 Temmuz’da “Tarlamızdaki Sebze Meyvelerimiz” konulu Bitki Atölyesi, 18 Temmuz’da “Sokak Oyunlarını Öğreniyorum” konulu Oyun Atölyesi, 20 Temmuz’da “321 Motor” konulu Sinema Atölyesi, 25 Temmuz’da “Müzede Bilgi Avı” konulu Oyun Atölyesi ve 27 Temmuz’da ise “Gökyüzündeki Tasarımım” konulu Uçurtma Atölyesi gerçekleştirilecek. kultur@cumhuriyet.com.tr Cumartesi 30 Haziran 2018 Bu hafta vizyona giren dokuz yeni filmin arasında iki de yol filmi var: “Karavan” ve “Fakir: Bir Hint Fakiri’nin Olağanüstü Yolculuğu” Bu hafta bize yol çıktı vizyon falımızda. Dün itibarıyla vizyona giren dokuz (sayıyla 9) filmin ikisi farklı coğrafyalarda geçen ve farklı alt metinlere sahip yol hikâyeleri anlatıyor. Bunların ilki, iki usta oyuncunun karşılıklı döktürdüğü ve yaşlılık, ölüme hazırlık gibi temalarla bezeli, duygusal komedi türündeki “Karavan The Leisure Seeker”. Ustalardan oyunculuk dersi Helen Mirren ile Donald Sutherland’in başrollerini paylaştığı “Karavan”, 1975 model Winnebago karavanlarıyla yola koyulan ve geride bıraktıkları yetişkin çocuklarını endişeye gark eden yaşlı bir çiftin Boston’dan başlayıp Key West’te sona eren yolculuğunu anlatıyor. Burada bilmemiz gereken kilit noktalar: 1) John Spencer Ernest Hemingway hayranı emekli bir edebiyat hocasıdır, 2) Key West’e Hemingway’in evini görmeye gitmektedirler, 3) John Spencer bir anı bir anına uymayan, bir dakika önce söylediği şeyi bir dakika sonra unutabilen bir alzheimer hastasıdır. Yaklaşık 90 dakika boyunca bu iki tonton ihtiyarı takip ettiğimiz film özellikle Mirren ve Sutherland’ın ders niteliğindeki oyunculukları sayesinde izlenen, klasik bir yol filmi çizgisinin çok dışına çıkmayan ve ne yazık ki yer yer TV filmi seviyesine gerileyen bir yapım. İtalyan yönetmen Paolo Virzi’nin yönettiği filmin hangi gerekçelerle Venedik Film Festivali’nin ana yarışmasına kabul edildiği ise bizim için meçhul. Yine de yer yer gülümseten, yer yer de iki ustanın performanslarına hayran bırak Yol Filmi denince... 10. The Sugarland Exp TwoLane Blacktop ress (y: Steven Spiel berg1974) 9. The Trip (y: Michael Winterbottom2010) 8. Locke (y: Steven Knight2013) 7. Detour (y: Edgar G. Ul mer1945) 6. Thelma & Louise (y: Ridley Scott1991) 5. Sorcerer (y: William Fri edkin1977) 4. The Passenger (y: Michelangelo Antonio ni1975) 3. Vanishing Point (y: Richard C. Sarafian1971) 2. Easy Rider (y: Dennis Hopper1969) 1. TwoLane Blacktop (y: Monte Hellman1971) Easy Rider Thelma & Louise Donald Sutherland ve Helen Mirren, ‘Karavan’ın başrollerinde. tıran filmi izlemek, tam da basıp gitmeyi, tatile çıkmayı arzulayanlar için iyi bir tercih olabilir. Dolaptaki Fakir Romain Puertolas’ın 36 ülkede basılan popüler roma nı “Bir IKEA Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri’nin Olağanüstü Yolculuğu”ndan sinemaya uyarlanan ve başrolünü Bollywood’un genç ve çok sevilen yıldızlarından Dhanush’un oynadığı “Fakir: Bir Hint Fakirinin Olağanüstü Yolculu ğu” ise hem romanı okuyanlar için hem de okumasa da merak edip gidenler için bir hayal kırıklığının ötesine geçmeyecek kanımızca. Tek arzusu kaybettiği annesinin küllerini koymak için bir kap almak üzere IKEA’ya ulaşmak olan genç Ajatashatru’nun bir IKEA (filmde bu isim nedense hiç geçmiyor ama hangi mobilya mağazasından bahsedildiği çok açık) dolabında başlayan ve Fransa, İngiltere, İspanya, İtalya derken yine Hindistan’da son bulan fantastik macerası son tahlilde didaktik bir mesaja bağlıyor tüm hikâyesini ve akılda hemen hiç yer etmeyecek sahneleriyle çabucak silinip gidiyor ne yazık ki. Kadıköy’de ‘gece gezilir’ 25. İstanbul Caz Festivali, bu yıl Anadolu Yakası’na toplamda 3 kez uğ ruyor. Bunlardan ilki önceki gün Kadıköy Moda hattı ara sında gerçekleşti. Ancak “Ge ce Gezmesi” adındaki progra mı diğerlerinden ayıran önem li bir fark vardı. Festivalin katı lımcıları aldıkları bir biletle, toplam 9 mekândaki mü zik etkinliklerin den istediklerine girip çıkabiliyor ORHUN ATMIŞ lardı. Eğer önceki akşam Kadıköy’e yolunuz düştüyse etrafta kırmızı ışıklı bilekli bir çok insan görmüş olabilirsiniz. İlk durak Cevdet Erek Katılımcılar, etkinlik mekânları olan Club Quartier, Moda Sahnesi, Bant Mag. Havuz / Bina, All Saints Moda Kilisesi, Baba Sahne, Moda Kayıkhane, Ağaç Ev Kadıköy, Zor ve Kargart arasında mekik dokudular. Müzikseverlerden kimi, seçimini bildiği ve dinlediği sanatçılardan yana kullandı, kimiyse yeni isimler keşfetmeye çabaladı. Biz de yeni müzikler keşfetmek için yola çıktık. Moda Sahnesi’nde saat 19.30’daki Cevdet Erek konseriyle başladık. Nekropsi grubuyla tanınan Erek, 2017 Venedik Bienali’ndeki Türkiye Pavyonu’na da proje üretmiş bir mimar aynı zamanda. Yavaş yavaş Kadıköy’de toplanmaya başlayan müzikseverler için iyi bir başlangıç gibi gö 25. İstanbul Caz Festivali kapsamında Kadıköy’deki 9 mekânda birbirinden farklı konserler düzenlendi Dolu Kadehi Ters Tut, Moda Sahnesi’nde müzikseverleri coşturdu. züken Erek, “Gece Gezmesi”nin açılışlarından birini, davul ritmleriyle yaptı. Erek’in ardından hemen yakındaki Baba Sahne’ye uğradık. Orada Selim Selçuk, “Miles Kuçles” konseri halı hazırda devam ediyordu. Baba Sahne’nin balkonunda ilk gördüğümüz koltuğa oturarak sahnedeki grubu dinlemeye koyulduk. Grup başta ferahlatıcı melodileriyle günün yorgunluğunu insanlardan çekip aldı, daha sonra müzik hareketlenmeye başladı. Baba Sahne’nin çıkışında hava da artık kararmış “Gece Gezmesi” mekânları yükünü almıştı. Saat daha erken olduğu için (20.30) kendimizi yormadan merak ettiğimiz gruplardan olan Dolu Kadehi Ters Tut için Moda Sahnesi’ne uzandık. Sahnedeki genç isimler, ağırlıklı gençlerden oluşan izleyici kitlesini nasıl eğlendireceklerini biliyorlardı. Konserin çıkışında Dolu Kadehi Ters Tut’un “Gece Gezmesi”nin önemli kazançlarından olabileceği yorumunu yaptık. Moda Caddesi’nde bir apart manın 2. katında bir ev ortamıyla bizi karşılayan Zor’daydı sıra. Nostaljik koltukları, güzel cadde manzarasıyla 3 DJ performansı vardı mekânda. Biz geceyi Zor’da bitirdik ama farklı mekânlarda Kalben ve Yüzyüzeyken Konuşuruz gibi isimler de zaten kemikleşmiş izleyicilerinin yanı sıra, daha önce kendilerini izleyememiş seyirciler için güzel bir alternatif oluşturdu. Pride / Onur Ankara’da ‘Onur’ yasak Ankara Valiliği, Komünist LGBT organizesinde gerçekleştirilecek olan “Onur” (Pride) isimli film gösteriminin bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlendirilerek yasaklandığını açıkladı. Ankara Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik edeceği, bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlikenin ortaya çıkabileceği; ayrıca terör örgütlerinin karşıt görüşlü gruplara yönelik eylem arayışı içerisinde olduğu yönündeki istihbari bilgiler göz önünde bulundurulduğunda yapılmak istenen organizasyona katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle de bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği değerlendirilmektedir” denildi. Manço albümleri yeniden Barış Manço “24 Ayar” (Emre) Asker eliyle liberalizme teslim edilen ülkede, seksenli yıllar Barış Manço için de değişim anlamına geliyordu. Artık daha fazla popülizm vardı şarkılarında. Piyasa faktörü öne çıkmış, şarkılar kolay akılda kalan nakaratlara bağlanmış, çocuklara yönelik satırlar Manço’nun mevcut ününü perçinlemişti. 1985 yılında plak formatında basılmıştı “24 Ayar”. Ardından her ikisi de farklı kapakla 1989’da kaset, 1993 yılında da CD olarak çıkmıştı. Sonradan basılan kaset ve CD sürümüne plakta olmayan iki parça eklenmişti: “Old Paulin” ile “Dut Ağacı”. Manço bu albümle hem şirket değiştirmiş, hem de soundunda belirgin bir farka gitmişti. Bahadır Akkuzu askerde olduğu için gitarsız yapılan albümde müzikal ağırlığı Belçikalı klavyeci JeanJacques Falaise omuzlamıştı. Davulda Caner Bora, basta Ahmet Güvenç, nefeslilerde Serdar Ertürk, vurmalılarda Celal Güven’in yer aldığı albümde; Arap müziği ve newwave etkileri birlikte hissediliyordu. Manço bazı halk sözlerini parodi olarak ustaca kullanırken, şarkı sözü yazarlığında da tüm maharetini sergiliyordu. Yeniden orijinal haliyle 180 gram plak olarak basılan “24 Ayar”, günümüzün büyüklerini, babalarını plak döndürürken seyrettikleri çocukluk günlerine taşıyor. Barış Manço “Değmesin Yağlı Boya” (Emre) “24 Ayar” albümünden bir yıl sonra, 1986’da “Değmesin Yağlı Boya” ile iyiden iyiye çocuklar için esprili şarkılar yapan bir kimliğe bürünüyordu Barış Manço. Ki albümden iki yıl sonra da televizyon programlarına başlayacaktı. Mamafih ünü arttıkça da müzikal manada grafiği aşağı inmeye başlamıştı, bilhassa bu albümle birlikte. Çalgı kayıtları giderek azalıyor, teknolojinin imkânları konuşmaya başlıyor; şarkı içerikleri ise basitleşiyordu. “Süper Babaanne”, “Düriye” gibi dillere pelesenk olan şarkılarına, hatta 15 yıl önceki “İşte Hendek İşte Deve”nin yeniden yorumlanmasına rağmen hayranları için o gü ne kadar çıkmış en zayıf albümdü bu. Askerden dönen Bahadır Akkuzu, albüme süpervizör olmuştu. Bir önceki kadroya saksofoncu Serdar Akatlar eklenmiş; yanı sıra ileride ağırlığını daha fazla hissettirecek olan Garo Mafyan ile de ilk kez burada siftah yapmışlar ve iki parçanın düzenlemelerini ona vermişlerdi. Faaliyet alanını giderek genişleten Manço, artık sadece seksenli yıllarda boy veren genç rakçıların ağabeyi değil, aynı zamanda da piyasanın deneyimli, etrafı kalabalık ve güçlü simalarından biriydi. 180 gram olarak orijinal haliyle yeniden plak olarak basılan “Değmesin Yağlı Boya”, Manço arşivi yapanlar için... Cbpeirrlösdmuüsiny’Tyearai İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) düzenlediği 32. Uluslararası İzmir Festivali’nde, yarın akşam Celsus Kütüphanesi’nde bir dünya prömiyeri sahne alacak. Akordeon sanatçısı, besteci Richard Galliano’nun yakın arkadaşı flütist Massimo Mercelli’ye ithaf ettiği “Jade Concero” ilk kez Cameristi Della Scala eşliğinde bizzat Massimo Mercelli tarafından seslendirilecek. Richard Galliano & Cameristi Della Scala konserinde ayrıca Sollima, Piazzolla ve Vivaldi’nin eserleri de seslendirilecek. Harlan EllIson’dan veda Spekülatif kurgu alanında önemli eserler orataya koyan Harlan Ellison 84 yaşında hayata veda etti. Öykü, roman, senaryo, çizgi roman, deneme ve eleştiri dallarında 1700’ün üzerinde eser kaleme alan Ellison popüler kültürde önemli yer tutan “Star Trek” (Uzay Yolu) ve “Babylon 5” gibi TV dizilerine de katkıda bulunmuştu. Kariyeri boyunca birçok ödüle layık bulunan Harlan Ellison bilimkurgu ve fantazi edebiyatı için verilen Hugo ödülünü 8 kez almıştı. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle