Katalog

Perşembe 28 Haziran 2018 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ Ege Denizi’nde 4,2’lik deprem Ege Denizi’nde 4,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deniz yüzeyinin yaklaşık 7 kilometre derinliğindeki depremin, Karaburun ilçesine yaklaşık 15 kilometre mesafede gerçekleştiği belirlendi. Korkunç 280/2 0 0 320/2 3 0 360/2 0 0 270/1 7 0 250/2 0 0 330/1 6 0 310/1 4 0 320/1 7 0 270/1 5 0 370/2 2 0 320/1 8 0 270/2 0 0 250/1 2 0 330/2 3 0 280/1 3 0 260/1 4 0 290/1 5 0 330/2 0 0 260/1 0 0 290/1 6 0 200/1 8 0 260/2 4 0 TARİHTE BUGÜN 2000: Amerika Birleşik Devletleri, Küba’ya karşı 41 yıldır uyguladığı ambargoyu yumuşatma kararı aldı. 2001: Yugoslavya hükümeti eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç’i işlediği suçlar nedeniyle, Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’ne teslim etti. şüphe 8 yaşındaki Eylül’ün kanının tutuklanan zanlının üstünde bulunduğu iddia edildi Ankara’nın Polatlı ilçesi Uzunbeyli Mahallesi’nde 5 gün önce kaybolan Eylül Yağlıkara’yı (8) arama çalışmaları devam ediyor. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan komşu U.K’nin üzerinde bulunan kanın Bakanlık: Aydınlatıldı İçişleri Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, Erzurum’da kaybolan ve kendisinden 18 gündür haber alınamayan 17 yaşındaki S.Ç’nin bulunduğu nu, 8 yaşındaki Eylül Yağlıkara’nın Ankara’nın Polatlı ilçesinde kaybol Eylül’ün DNA’sıyla ması olayının ise uyuştuğu iddia edil aydınlatıldığını bil di. U.K’nin olaydan dirdi. bir gün önce köyde Erzurum’da kay yaşayan eşi ve ço bolduğu gerekçe cuklarını Polatlı’ya götürdüğü öğre Eylül Yağlıkara siyle aranan 17 yaşındaki S.Ç’nin nildi. Zanlının ar kendi isteğiyle ka koltuklarının yı evinden kaçtığı ve geri dön kandığı belirlenen otomobil mek istemediği öğrenildi. üzerinde jandarma ekipleri Bunun üzerine S.Ç, Aile ve nin çalışma yaptığı belirlen Sosyal Politikalar Bakanlığı di. Jandarma ayrıca, U.K’nin na bağlı kuruluşa yerleştiri olay günü yaptığı telefon gö lerek bakım ve koruma altına rüşmelerini araştırıyor. alındı. l DHA EVİNİN ÇEVRESİ ARANIYOR Tutuklanan U.K. ile baba İbrahim Yağlıkara arasındaki en son görüşmenin Eylül’ün kaybolduğu gün yapıldığı ortaya çıktı. Baba İbrahim Yağlıkara, şöyle konuştu: “İşleri zamanında teslim etmediği için geçen sene U.K’ye zirai sulama işi vermedim. Onu da bu yıl başka bir arkadaşa verdim. U.K., bu yıl iş istedi vermedim. Cuma günü beni sabah 09.00’da aradı. ‘Kime verdin’ dedi, ‘başka bir arkadaşa verdim’ dedim. ‘İyi’ dedi, kapattı. Cuma’dan çıktıktan sonra kızımın kaybolduğunu öğrendim. U.K. tutuklanmış. İfadesinde, ‘Bilgim yok’ demiş” dedi. Kamp yapan müzisyen kayıp Geçen perşembe günü Muğla’da kamp yaparken kaybolan müzisyen Metin Kor’dan 5 gündür haber alınamıyor. Müzisyenin eşi Evin Doğan Kor, “Tek başına gitti. Bir gün sonra arka daşı gidecekti. Kaldığı gece kayboldu. Çadıra fermuarı açılarak değil alttan yırtılarak girilmiş. Kaçırıldığını düşünüyorum” dedi. Bölgede AFAD, AKUT ve jandarma timleri Metin Kor’u bulmak için çalışmalarını sürdürüyor. l DHA Hemşire, bebeğin parmağını kesti Şanlıurfa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hastalıkları Bölümü’nde, yüksek ateş teşhisiyle tedavi gören ve taburcu olması kararlaştırılan 1,5 aylık Z.K. adlı bebeğin eline takılı serumun kelebeğini çıkarmaya çalışan erkek hemşire, iddiaya göre, makasla bebeğin baş parmağını kesti. Olayın ardından ilk müdahalesi yapılan bebek daha sonra Adana’ya sevk edildi. Plastik cerrahi ekiplerince 5 saat süren operasyonun ardından bebeğin kopan parmağı yerine dikildi. l DHA Taşocağında patlama: 3 yaralı Artvin’de Kemalpaşa ilçesi Üçkardeşler Köyü’nde bulunan bir taşocağında yapılan kontrollü patlamanın ardından heyelan yaşandı. Seken taşlar nedeniyle 2’si asker 3 kişi ağır yaralandı. Yaralılar Hopa Devlet Hastanesi’ne götürülürken, heyelan nedeniyle Karadeniz Sahil Yolu bir süre çift yönlü ulaşıma kapandı. l DHA TURİSTE 1500 TL’LİK Uçaktan pahalıTARİFE MEHMET KIZMAZ Taksicilerin kavgasıyla gündemden düşmeyen Atatürk Havalimanı’nda önceki gün yaşanan olay turistlerin nasıl kandırıldığını gözler önüne serdi. Paris’ten İstanbul’a gelen Fransız turiste, Atatürk Havalimanı’ndan Kozyatağı’ndaki oteline ulaştırmak için tam 1500 TL’lik fatura kesildi. Şirket taksinin ortalama “100 TL” yazdığı yer için aldığı 1.500 TL’nin normal olduğunu savunurken; Fransız turistin FransaTürkiye gidişdönüş uçak biletine 1800 TL ödediği öğrenil di. Havalimanındaki porter (yolcuları karşılayan havalimanı çığırtkanları olarak tanımlanıyorlar) turisti taksi yerine, transfer araçlarının olduğu şirkete yönlendirdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Turizm Şube Müdürlüğü ise “böylesi bir faturayla ilk defa karşılaştıklarını” söyledi. Cumhuriyet’in olayı araştırması üzerine şirket aldığı paranın bir kısmını Fransız turiste geri ödeyeceğini açıklarken; faturayı gazetemiz aracılığıyla talep eden emniyet yetkilileri “turistin yaşadığı mağduriyetin giderileceğini” bildirdi. TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Bir liği) da turiste hukuki yardımda bulunacağını açıkladı. Şirket: Normal! Fransız turistin yaşadıklarının ardından ilk önce 1.500 TL’lik faturayı kesen acenteyle konuştuk. Alanat Turizm görevlisi Büşra Baybir ilk önce “taşımacılıklarının özel VIP tarzında olduğunu, müşterilerine çift yönlü bir hizmet verdiklerini” belirterek faturayı savundu. Yolcunun başka bir gün kendilerini arayarak dönüş içinde hizmet verecekleri için 1.500 TL’nin normal olduğunu söyledi. Havalimanında kendi firmaları gi bi 2530 firmanın daha olduğunu ve tümünde de bu ücretten hizmet verildiğini ifade etti. Havalimanında yolcuları karşılayan porterlerin aracılığıyla turistin acentelerine getirildiğini söyleyen Baybir, “VIP araçların normal bir araç olmadığını, içinde içecek vs. hizmeti var. Araçla Atatürk Havalimanı’ndan Kozyatağı’na gitmek insanın bir gününü alıyor. Benim o gün başka bir kazancım olmuyor” dedi. Gizli bir şey yapmadıklarını söyleyen Baybir, verdikleri hizmet için turistlerin Türkiye’ye her gelişinde kendilerini seçtiklerini de ekliyor. ‘İlk kez böylesini gördük’ İstanbul Emniyet Müdürlüğü Turizm Şube Müdürlüğü’nden görüştüğümüz bir yetkili ise Fransız turistin bize ulaştırdığı faturayı görmek istedi. Yetkili, “daha önce bu tutarda bir faturayla karşılaşmadıklarını” belirterek Fransız turistin ülkesine dönmeden mağduriyetini gidermek için çalışmaya başladıklarını bildirdi. Kursiyer pilot kazada öldü Gaziantep Üniversitesi’ne ait eğitim uçağının Adıyaman’ın Besni ilçesi yakınlarına düşmesi sonucu kursiyer pilot Mehmet Önal (40) yaşamını yitirdi. Kaza alanındaki yangını söndüren ekipler pilota rastlamayınca, düşüş anında atladığı belirlenen pilotun bulunması için arazide çalışma başlattı. Yapılan araştırma sonunda uçağın düştüğü yerde 20 kilometre uzaklıktaki Yuka rı Söğütlü bölgesinde kursiyer pilot Mehmet Önal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Kursiyer pilot Mehmet Önal’ın uçuşu tamamlayabilse pilotluk sertifikası almaya hak kazanacağı öğrenildi. Uçak 2016 yılı Haziran ayında “Cessna 172SP“ tipi 2 uçak satın almıştı. Tek motorlu, pervaneli olan ve 1 milyon 975 bin liraya satın alınan uçaklara T.C. GUA ve T.C. GUB isimleri verilmişti. l DHA/İHA Anestezi uzmanı ölü bulundu Hatay’ın İskenderun ilçesinde Yeni Devlet Hastanesi’nde görevli anestezi uzmanı Dr. Mehmet Cesur, önceki gün nöbet tuttu. Dün sabaha karşı odasına giren mesai arkadaşları, Cesur’u yerde hareketsiz yatarken buldu. Sağlık çalışanlarının ilk müdahalesinin ardından Cesur, acil müdahale odasına taşındı. Cesur, burada doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Cesur’un odasında, 1’i yarı dolu 3 enjektör bulunduğu belirtildi. Mehmet Cesur’un cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l DHA haber 3 Nasıl olacak? Seçimin ikinci tura kalacağı ve iktidarın Meclis’te çoğunluğu kaybedeceği beklentisi ve öngörüsü MHP’nin neredeyse bütün anketleri ve gözlemcileri şaşırtarak aldığı oyla suya düştü. Böylelikle, kuvvetlerin tek elde toplanması üzerine kurulu bu antidemokratik yeni rejimin denetlenmesi umudu da çok zorlaştı. Meclis’in kanunlarla cumhurbaşkanının kararnamelerini hükümsüz kılması ve böylelikle keyfi bir yönetimi dengeleyebilmesi ihtimali şimdilik sadece teorik bir imkân. MHP’nin AKP’yle arasının bozulması elbette beklenmedik bir gelişme olmaz. Gelgelelim bu durumda dahi Meclis’in cumhurbaşkanını denetleyebilecek bir irade göstermesini beklemek bu aşamada hayalcilikten öteye gitmez. Antik Yunan mitolojisindeki Pandora’nın kutusu kıssası, umudun insanlığın başına bela olan illetlerle aynı yerden çıktığını anlatır. Bunun sebebi umut sonrası yaşanan hayal kırıklığının yıkıcılığıyla açıklanabilir. Uzun süredir bir çıkış yolu bulamayan muhalefetin, Muharrem İnce’nin etkili hitabeti ve meydanlarda sergilediği dinamizmle umutlandığı açık. Muhalefet partilerinin büyük bir uzlaşmaya erişebilme potansiyeli de bu umudu arttırmıştı. Seçim gecesi İnce’nin ve diğer muhalefet adaylarının açıklama yapmaması, Adil Seçim Platformu’nun gerektiği gibi işlememesi yükselmiş umudun yere çakılıp şiddetle kırılmasında rol oynadı. Neticede uzlaşma fikri değil kutuplaşma kazandı. Türkiye’de televizyonun hala en önemli ve rakipsiz kitle iletişim aracı olduğunun altı kalın çizgilerle çizildi. Parti devleti anlayışının git gide güçlendiği ve medyanın da neredeyse tamamının bu anlayışın kontrolünde olduğu bir ülkede adil bir seçim ortamını sağlamak mümkün değil. Koşullar bu kadar lehineyken, AKP’nin yüzde 42’lerde kalması ve Erdoğan’ın ancak MHP desteğiyle az farkla yüzde 50’yi geçebilmesi elbette dikkat çekicidir. İktidarın bir türlü mesela Putin Rusya’sındaki oranları yakalayamaması da not edilmelidir. Gelgelelim sadece bu tespitten hareketle yine aynı yöntemlerle yapılacak muhalefetin pek bir yere varmayacağı da belli. Burada sinei millet seçeneği karşımızda. Daha hemen seçimlerin ardından muhalefetin Meclis’i boşaltmasından bahsetmiyorum. Hem erken hem de gerçekçi değil. Ancak muhalefetin siyasi ve toplumsal örgütlenme anlayışını değiştirmesi anlamında sinei millete dönülmelidir. Bu ülkenin laik duyarlılığa sahip kesimlerinin tarikatlar kadar yurt yapabilecek parası mı yoktur, insan kaynağı mı? Seçim sandıklarına sosyal medyadan müşahit arayacak halde olan partilerin örgütlenmesinde bir sorun olduğu açık değil mi? Dip dalga, dipten gelir. Manşetlerle dövüşerek iktidara sokak sokak, mahalle mahalle yeniden örgütlenerek gelinir. Bu heyecanlı seçim döneminde beliren enerji aslında iktidar ve muhalefet cephelerinin kendi aralarındaki oy akışlarını yansıtmaktaymış. Muhalefetin, iktidara destek verenlerden oy almadan iktidara gelmesi imkânsız. Seçim öncesi yakalanan uzlaşma fikrinden uzaklaşmadan yeni bir örgütlenme ve sivil toplum hamlesine ihtiyaç büyük. C MY B