14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 22 Haziran 2018 6 EDİTÖR: HAKAN AKARSU / TAMER KAYAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ ‘Meclis koalisyonlarıAraştırmacılara göre koalisyon çıkışı ‘MHP ile bağlı değilim’ mesajı dönemi başlayabilir’ Türk Tipi Başkanlığa geçişle ilgili tüm tezini, “Koalisyon dönemleri bitiyor” üzerine kuran Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın se çime üç gün kala koalisyon çıkışı yap ması, “MHP ile bağlı de ğilim” mesajı ve AKP ile MHP’den kaçan oyla rı son bir hamleyle dur durma çabası olarak de ERDEM GÜL ğerlendirildi. Erdoğan’ın uzun süredir yürüttüğü koalisyon karşıtlığı stra tejisini yerle bir eden “Parlamentoda 300’ün altında kalırsak koalisyona gi debiliriz” çıkışının, seçimlere çok kı sa bir süre önce gelmesi dikkat çekti. Muhalefete göre Erdoğan’ın bu çıkı şının altında, anketlerden AKPMHP ittifakı oylarında düşüş çıkması yatı yor. Daha önce AKP için de çalışma lar yapan kamuoyu araştırma kuru luşları, Erdoğan’ın koalisyon çıkışını Cumhuriyet’e değerlendirdi: MANüAdüRrAürİabşrtaıhrmimaUGselunel n Kalıcı ittifaklar olmayacak: Erdoğan’ın parlamentoda çoğunluğu elde edemezlerse koalisyona gidebileceği açıklaması, seçim sonrası geçeceğimiz sistemle çok yakından alakalı. Ben de zaten kalıcı ittifaklar döneminin seçimle birlikte sona ereceğini düşünüyorum. Buradaki kasıt, bence bir kabine koalisyonu değil, yasalar konusunda yapılacak uzlaşılar ve ittifaklardır. Erdoğan, bu açıklamasıyla Meclis’te seçim sonrası sadece MHP ile bağlı olmadığı mesajını verdi. Meclis’ten sadece MHP ile birlikte değil, duruma göre farklı partilerle uzlaşıp, ittifak yaparak yasa çıkarabileceğini ortaya koydu. Erdoğan, kalıcı ittifaklar yerine Meclis’te dinamik ittifaklar modelini tercih edecek. Çıkaracağı yasaya göre CHP ile de, İyi Parti ile de, HDP ile de uzlaşılar ve ittifaklar arayacak. n İkinci tur ihtimali var: Erdoğan’ın koalisyondan söz etmesi sistemin gerekliliğinin yanısıra sahadaki durumla da yakından ilgili. Meclis’te 300’ün Anketlerden AKPMHP ittifakı oylarında düşüş çıkması, ortaklığın üzerinde kara bulutlara neden oldu. altında kalması durumunda muhalefet partileriyle uzlaşma aramak durumunda. Şu anda görüntü çok kafa kafaya bir yarış şeklinde seyrediyor. Erdoğan birinci turda da seçilebilir ama yine de cumhurbaşkanı seçiminde de ikinci tur ihtilmali yok denemez, var. Erdoğan’ın koalisyona ilişkin açıklamalarını da bu çerçevede görmek lazım. MAK Danışmanlık Başkanı Mehmet Ali Kulat AKP ve MHP’den kaçan seçmen: Erdoğan’ın koalisyon açıklamasının öncelikli hedefi AKP ve MHP’deki çatlak seslere yönelik. Her iki partiden kaçacak oylara mesaj gönderiyor. Her iki partiden uzaklaşan seçmenleri, koalisyon mesajıyla durdurmak istiyor. Cumhur ittifakının total seçmeninin oyunu almak istiyor. Çünkü seçime çok kısa bir süre kaldı. 3 günlük bir süre var. Koalisyon mesajını bu kadar kısa süre kalması bu açıdan da önemli. Son anda kaçacak seçmeni durdurmayı hedefliyor. Çünkü ikinci tur ihtimalini ve parlamentoda çoğunluğu kaybetmenin de söz konusu olabileceğini güçlü bir şekilde görüyor. n Muhalefete mesaj: Koalisyonla ikinci olarak muhalefet partilerine mesaj veriyor. Meclis’te çoğunluğu kaybetmesi durumunda muhalefet partilerinden bazılarıyla ittifak arayışlarına girebileceğinin sinyallerini açık ediyor. Muhalefetten yedek alan arayışında. MHP ile ittifakı bozup bozmayacağını, hem MHP ile ittifak içindeyken başka bir partiyi daha yanına almak isteyip istemeyeceğini, bu partinin hangisi olacağını 24 Haziran’da alınacak sonuçlar gösterecektir. Çünkü seçimlere çok kısa süre kala referanduma benzeyen şekilde kafa kafaya bir durum var. Seçim sonuçlarını ve parlamentodaki sayısal dağılımı HDP’nin barajı aşıp aşmaması belirleyecek. Şu anda HDP kıl payı da olsa barajın üstünde. Bu, muhalefetin Meclis’te ajantaj sağlayabileceği anlamına gelir. İkinci tur da mümkün. Erdoğan da tüm bu gerçeklerden hareket ederek bu çıkışları yapıyor. l ANKARA AKP’de ‘ittifak’ pişmanlığı TCANK uçağının kokpitinden konuşma yapan Erdoğan’ı, Havalimanı’nda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, pilotlar, hos tesler, hostlar, havalimanı işçileri karşıladı. MHP ile ittifak konusunda özeleştiri yapılan partide, MHP liderinin son dönemde yaptığı açıklamaların da rahatsızlık yarattığı kaydediliyor. EMİNE KAPLAN Seçime kısa bir süre kala AKP’de hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili genel seçimiyle ilgili son değerlendirmeler yapılıyor. Kamuoyu araştırmalarının da masaya yatırıldığı değerlendirmelerde ittifak düzenlemesi ve MHP ile yapılan ittifakın partiye getirisi de tartışılıyor. Parti kulislerinde şu görüş ve değerlendirmeler öne çıkıyor: Erdoğan’ın koalisyon mesajı kime?: Erdoğan’ın Cumhur ittifakının Meclis’te çoğunluğu sağlayamaması durumunda koalisyon arayışına gidilebileceği yönündeki açıklamasının 3 hedefi olduğu kaydediliyor. Birinci olarak MHP’ye “başka ortak bulurum” mesajı, ikinci olarak daha önce AKP’ye oy verip bu seçimde başka partilere kayış eğilimi gösteren seçmeni “koalisyon” olasılığıyla korkutma, üçüncü olarak da “AKP Meclis’te çoğunluk sağlayamazsa seçime gidilir” tartışmasının önüne geçme ve “uzlaşma” mesajıyla AKP’liler dışındaki seçmeni partiye çekme hesabı yaptığı belirtiliyor. İttifak muhalefete yaradı: İttifak düzenlemesi “millet ittifakı”nı yapan muhalefet partilerine daha çok yaradı. MHP ile yapılan ittifakın ise partiye bir getirisi olmadı. İttifak yapılmasıydı AKP, MHP ve İYİ Parti’nin baraj altında kalmasıyla çok daha fazla milletvekili çıkarabilirdi. Ancak anayasa değişikliğinde birlikte hareket edildiği için MHP’nin ittifak çağrısı karşısında da farklı bir tavır izlenemezdi. Partinin anketlerinde MHP’nin oy oranı yüzde 78 bandında çıkıyor. MHP’nin grup kuracak milletvekili sayısına ulaşması bile zor görülüyor. AKP’nin oy oranı ise yüzde 4247 bandında seyrederken, en kötü senaryoya göre en düşük milletvekili sayısının da 305 olacağı hesaplanıyor. Bahçeli AKP içine oynuyor: MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin son dönemde AKP’ye yönelik eleştirileri, “AKP’den oy devşirme hesabı” olarak nitelendiriliyor. Bahçeli’nin, partisi açısından seçimde çıkacak olumsuz tablo olasılığına karşı şimdiden kendini kurtarmaya çalıştığı, seçim sonrasında “Erdoğan’ı biz seçtirdik” demenin zeminini yaratmaya çalıştığı kaydediliyor. Bahçeli’nin MHP’li adaylar Atilla Kaya ve Cemal Enginyurt’un AKP ve AKP’li milletvekillerine yönelik sert sözlerine sessiz kalması da manidar bulunuyor. l ANKARA Havalimanı şovu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlere 3 gün kala, iş cinayetleri ile gündeme gelen ve henüz tamamlanmayan 3. Havalimanı’na ilk resmi inişi gerçekleştirdi. Kahramanmaraş ve Gaziantep’teki programlarının ardından İstanbul’a hareket eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı taşıyan “TCANK” uçağı, dün akşam saat 20.30’da 3. Havalimanı’na iniş yaptı. “TCANK” uçağı, 3 bin 750 metre uzunluğunda ve 60 metre genişliğinde yapılan birinci piste indi. Uçağın inişi sırasında kokpitte yer aldığı görülen Erdoğan’ı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, pilotlar, hostesler, hostlar, havalimanı işçileri karşıladı. Tören mangasını selamlayan Erdoğan daha sonra havalimanında in celemelerde bulundu. Havalimanında bekleyen itfaiye takımı, ilk kez iniş yapması sebebiyle Erdoğan’ın uçağını bir havacılık geleneği olan “su takı” ile karşıladı. Uçak daha sonra su püskürten bu iki itfaiye aracının arasından geçti. Kokpitten yaptığı konuşmada, muhteşem bir havalimanını inşa etmenin mutluluğu içinde olduklarını belirten Erdoğan, “Tüm konsorsiyum mensuplarını, mimarından mühendisine kadar emeği geçenlerin hepsini tebrik ediyorum, kutluyorum. Gerçekten pistiyle, ışıklandırmasıyla, terminal binasıyla muhteşem bir esere sahip olduk” dedi. Erdoğan, uçak indikten sonra da şu açıklamaları yaptı: “Bizler için çok çok anlamlı bir gün. 29 Ekim’de inşallah bu muhteşem havalimanımızın açılışını yapacağız. 29 Ekim’de bittiğinde yılda 90 milyon yolcu kapasitesine sahip olacak ve dünyanın sayılı, ilk 3 inşallah havalimanlarından bir tanesi olacak. İnşallah havalimanımız bizim prestijimiz olmanın ötesinde markamız olacak. Uçuş yasağı getirildi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının iniş yaptığı 3. Havalimanı’nın da içinde olduğu büyük bir alana uçuş yasağı getirildi. Bölge üzeri dün akşam saat 18.00 ile 23.59 arasında helikopter gibi görerek uçuş yapan (VFR) görevli olmayan devlet hava araçları trafikleri ve tüm sivil VFR trafiklerin bölgeye yaklaşmasına, girişine ve kalkışına yasaklandı. l Haber Merkezi Bahçeli yine ‘Af’ dedi ‘Say say’ bitiremedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adana’da yaptığı mitingde “Teröristler, çocuk istismarcıları, tecavüzcüler, kadın katilleri hariç olmak üzere, kader kurbanlarına af çıkaracağız” dedi. Adana’da Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen “Büyük Çukurova Mitingi”nde konuşan Devlet Bahçeli, kaos ve kriz aşılamak isteyenlere fırsat vermemek için Cumhur İttifakı’nda karar kıldıklarını belirterek şöyle konuştu: “Seçiminin 2. tura kalması için plan ve propaganda yapıyorlar. Kafaları almıyor. Zekâları çalışmıyor milleti anlamıyorlar. Birinci turda ümitleri olmayanların 2. tur söylemleri çaresizliklerinin en bariz ispatıdır. Türk ve Türkiye düşmanları sandığa gömülecektir. Bundan kaçış yoktur.” Bahçeli, “Kader kurbanlarına af çıkaracağız. Vatandaşlarımızı, kredi ve kredi kartı borçları ile yüksek faiz sarmalının neden olduğu yoksulluk tuzağından kurtaracağız” dedi. l Haber Merkezi AKP Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Ankara ilçe örgütlerinin düzenlediği mitinglere katıldı. İlk olarak Mamak’ta konuşan Yıldırım, Erdoğan’ın Isparta’da 1992 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’ne ilişkin “Üniversiteyi Isparta’da kim kurdu? Biz kurduk” gafına benzer şekilde AKP’den 10 yıl önce yapılan Başkent’in Ankaray’ını sahiplendi. Yıldırım’ın icraatları arasında 1992’de yapımına başlanan ve 1996’da ulaşıma açılan Ankaray’ı da sayarak, “Adama sorarlar, bu ülkede 15 yılda Türkiye’yi 3 kat büyüten iktidar kim? 1.245 yeni hastane, 20 bin kilometre bölünmüş yol yapan, 131 yeni üniversite kuran parti hangi parti? Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, 3. Havalimanı, İstanbulAnkara Hızlı Treni, AnkaraKonya Hızlı Treni, Avrasya Tüneli, Marmaray, Ankaray, Ovit, Sabuncubeli Tünelleri, say say bitmez” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Bozgun görüntüsüayılı gün değil sayılı saat kaldı. Herkes nefesini tutmuş Smerakla seçimin sonucunu bekliyor. Son konuşmalar, açıklanan anketler, televizyonlarda görülen “son dakika” jenerikleri yürekleri hoplatmaya yetiyor. Bazen heyecan, bazen depresyon dalgaları oluşuyor. “Acaba mı” heyecanı, “ya olmazsa” korkusu at başı koşuyor. Her iki tarafta da, oluşabilecek travmaya tedbir almak için beklentiler düşürülüyor, endişeler yükseltiliyor. Ama artık ipin göğüsleneceği son metrelerde Usain Bolt tekniğiyle, zorlayarak değil rahatlayarak koşmak daha iyi. Ne sosyal medyada yayılan anketlere bakıp kararmak, ne de meydanları izleyerek uçmak doğru. Kendi oy ve gelecek sorumluluğunuzla vereceğiniz veya etkileyebileceğiniz kararlara yoğunlaşın, oyunuza sahip çıkması gerekenleri uyarmaktan geri durmayın ama bu görevin sizi de kapsadığını unutmadan. Siyasi süreçleri anlamaya çalışırken serinkanlı, mesafeli ve ihtiyatlı bakış, tarafsızlığın değil, doğru değerlendirme yapabilmenin güvencesi. Yaşananlar konusunda taraf olmamak için değil, baktığınız pencereden olup biteni doğru görmek için mümkün olduğu kadar fazla açıdan bakmak gerekir. Sadece kendi önemsediklerinizi görmek için baktığınızda, sadece duymak istediklerinize kulak verdiğinizde, çevrenizde size bunlar dışındaki bilgiyi taşıyan kimse kalmadığında, ne kadar yalnız ve güçsüz olduğunuzu bile fark edemezsiniz. Bu yüzden, otoriter rejimlerin, haber ve fikir özgürlüğünün kısıtlandığı atmosferlerin ve bağımsız medyanın olmadığı zamanların en cahilleri, en yalnızları ve aslında kaybettiklerini anlayamayacak hale geldikleri için en güçsüzleri o dönemlerin mutlak iktidar sahipleridir. Erdoğan’ın dramatik biçimde yaşadığı da böyle bir bozgun. Fırın sütlaç Geçen gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, bir TV programında Millet İttifakı’na oy vereceğini söyleyen vatandaşların seslerinden oluşan bir kaydı dinlerken izledik. Bir esnaf siftah yapamadığını, bir diğeri dükkânların kapandığını, bir anne çocuğunun her yıl başka bir sistemle sınava girdiğini, diğeri hastanelerde aylar sonrasına randevu verildiğini anlatıyor. Kimsenin ötekileştirilmediği demokratik bir ülke arzu ettiğini söyleyenleri, fabrikaların satılması yerine yenisinin açılmasını talep edenler izliyor. Belki yıllardır bu sözleri duymamış, bu konularda soru soran bir gazeteciyle karşılaşmamış ve günlerdir meydanlarda başka şeyler anlatan Erdoğan’ın bu sesleri dinlerken yaşadıklarını ele veren beden dili çok şey anlatıyor. Söylenenlerden ona geçen, dile getirilenlerden anladığı sadece kendi hissettiği rahatsızlık. Sorunların nedenleri üzerine düşünmek yerine, tepkileri değiştirmeye odaklanmış bir algı bu. Bu sözleri dinleyen Erdoğan, önce kendi yaşadıklarını anlatan bu vatandaşların “yeterli araştırmayı yapmadıklarını” söylüyor, sonra teessüf ediyor ve kendisi anlatmaya başlıyor: “15 yıl önce evlerde fırın var mıydı? Buzdolabı var mıydı?..” Gerçeklik duygusunda bir bozulma olduğu çok açık ama bu geçmişe dair mi, bugüne ilişkin mi orası biraz karışık. Daha önce de “köprüyü satmak isteyen komünistler, onlara direnen Özal” hikâyesi anlatmıştı. Koalisyonları bitiren süper yeni sistemin daha ilk seçimde çöktüğünü kabul eden Erdoğan, koalisyonlara da kapı aralıyor. Merkez Bankası bağımsızlığı konusunda ise “ama ekonominin hesabını ben veriyorum” cevabını veriyor. İttifak ortağı Devlet Bahçeli ise bir başka kanalda “18 yaşına kadar sütlaç yememiş gençlerin Muharrem İnce yerine sütlacı seçeceği” gibi anlaşılmaz bir benzetmeyle sahne alıyor. Bir başka kanalda AKP Genel Başkan Yardımcısı, 1 Kasım’da AKP’nin aldığı oyu referandumdaki evet oylarıyla karşılaştırıp “İstanbul’da oy kaybetmedik ki” diyor. 24 Haziran’ın sayısal sonucu nasıl olursa olsun ki olumsuz bir sonuca avuntu üretmek için söylemediğimi belirtmek için iktidarın sayısal olarak da önemli gerileme yaşayacağını düşündüğümü not edeyim iktidar için çok belirgin bir bozgun tablosuyla karşı karşıyayız. Üstelik, koalisyon çıkışıyla ortaya konulan “düzenli çekilmeyle” halledilmesi zor bir yenilgi tablosu bu. En önemli yenilgi başlığı, tek adam iktidarının kurumsal altyapısını oluşturacak sistemin istikrar garantisi oluşturmadığının kesinleşmesi. Kurulması bile mümkün olmayanın sürdürülebilmesi zaten imkânsız olacak. İkinci yenilgi, bütün siyaset gündemini kontrol etme ve muhalefet aktörlerinin pozisyonlarının iktidar tarafından belirlenebilmesi ezberinin bozulması. Seçime özel Afrin, Kandil, Mınbiç operasyonlarının ve Suruç provokasyonunun beklenen sonuçları vermemesini de not etmek gerek. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle