28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 18 Haziran 2018 söyleşi 14 EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: İLKNUR FİLİZ Atatürk’ün neyi varsa hepsini sattılar TELEVİZYON 06.00 Güne Merhaba 08.45 Günün Ekonomisi 09.00 Parametre 10.00 10’dan Sonrası 13.00 Bugün 15.00 Günlük 18.00 Ana Haber 19.30 Gündem Spor 21.00 Tarafsız Bölge 00.30 Gece Haberleri 07.30 Güne Başlarken 11.00 Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi 13.00 Elif Şentürk ile Haber Masası 16.00 Haber Kritik 17.00 İz Bırakanlar 18.00 Lale Arslan ile Ana Haber 21.00 Gündem Özel 23.30 İsmail Dükel ile Gün Sonu Deneyimli iş insanı Murtaza Çelikel, Türkiye tarihinin dönüm noktalarıyla alakalı birçok bilinmeyeni yeni kitabında anlattı Ekonomi, iş ve siyaset dünyasının tanınmış ismi Murtaza Çelikel’in yaşadıklarını ve tanıklıklarını anlattığı, Berat Gün çıkan tarafından yazılan “Benim Küçük İm paratorluğum: Murtaza Çelikel Kitabı” Kırmı zı Kedi Yayınevi’nden yayımlandı. Çelikel’in 1940’lı yıllardan bu ya na tuttuğu günlüklerinden yararla nılarak hazırlanan kitap, biyogra fi türünde olsa da Türkiye’nin eko nomik, sosyal ve siyasal gelişme sü ORHUN ATMIŞ reçlerine ışık tutuyor. Bu özel kitabın verdiği fırsatttan yararlanarak buluştuğumuz deneyimli iş insanı, Türkiye tarihinin dönüm noktalarıyla alakalı bir çok bilinmeyeni Cumhuriyet’e anlattı. İlk olarak gazetecilikle girdik konuya... Murta za Çelikel, Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatlığı nı da yapmış olduğu için İlhan Selçuk ve gazetey le uzun yıllara dayanan bağını sorduğumuzda an latmaya başlıyor: “İlhan Selçuk’la ilk 1952 yılında tanıştım. Gazetecilikle irtibatım olunca CHP bün yesine gidip gelmeye başladım. Orada CHP’li avu kat Selahattin Hakkı Esatoğlu var, onunla ahbap olduk, ofisine çağırdı. ‘Bu’ dedi, İlhan Selçuk... Aradan bir süre geçti Turhan Selçuk’la da tanış tım. Hukuk fakültesine gidip gelirken Aysel’le (Çelikel) biz yavaş yavaş selamlaşmaya başladık. O Kurtuluş’ta oturuyordu, tramvayla gidip gelir ken Ülfet Selçuk diye bir kız var bizim fakültede. Onunla da tanışmıştık. Ülfet meğerse onların kız kardeşiymiş. Onlar Aysel’le çok ahbap oldular, ev lerine gidip gelmeye başladılar, sonra ben bir ke re onlara refakat ettim. Kapıdan ayrılırken anne siyle de tanışmıştım. Ondan sonra İlhan Ağabey’le ilişkimiz sürdü. 60’ta ihtilal oldu, 80 sonrası Ay dınlar Dilekçesi falan... Turhan Selçuk, “Sen sakın bunlara bulaşma” dedi. Ben biraz da işe başlamış para kazanıyordum, “Bunlar yarı aç yarı tok in sanlar, gazeteciliğe heves etme” diye devamlı söy lerdi. Çok severdim. Öylece o aileyle olan ilişkimiz tanıştığımız günden musalla taşına kadar sürdü. “Benim Küçük İmparatorluğum: Murtaza Çelikel Kitabı” Kırmızı Kedi Yayınevi’nden yayımlandı. Çelikel’in 1940’lı yıllardan bu yana tuttuğu günlüklerinden yararlanılarak hazırlanan kitap, biyografi türünde olsa da Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal gelişme süreçlerine ışık tutuyor. sermaye ile solu barıştırdık ‘Cumhuriyet’e ilan boykotu’ Daha sonra bunun yanında İlhan Ağabey, Cumhuriyet’te bir takım buhranların içerisinde yaşadı. Cumhuriyet gazetesine benim Sanayi Odası’nda söz sahibi olduğum, adımın yavaş yavaş ülkeye duyulduğu zamanlarda ilan boykotu yaptılar, ben onlara karşı çıktım. Nadir Nadi’yle de tanıştım, Cumhuriyet’le de ilişkim bugünlere kadar sürdü. İş insanlarımız nedense Cumhuriyet’e kendileri eşekten düşmüş karpuzcu gibi sokakta kalmadan sahip çıkmazlar... Ama başlarına bir şey geldiği zaman da onlara Cumhuriyet’ten başka kimse sahip çıkmaz.” Tecrübeli iş insanının buhran diyerek dile getirdiği konu 1979’da TÜSİAD’ın gazeteyi boykot ederek ilan vermemesiydi. Kitapta anlatıldığı üzere Murtaza Çelikel, TÜSİAD ve Sanayi Odası’yla temaslar kurmanın yanı sıra gazetenin içinde bulunduğu zorlukları atlatmak için yapılması gereken formülleri üretmişti. ‘Tek adamın mimarları’ Murtaza Çelikel’le sohbetimiz ister istemez günümüz siyasetine geliyor. Çelikel, “Bu tek adamın mimarları kim?” sorusunu sorarak, tespitlerini sıralıyor: “Tek adam, ben tek adamım diye ortaya çıkmadı. Tek adamın mimarları; üniversitelerimiz, basın, iş insanları, mevcut düzen içerisinde bir takım yalakalar... Bu ülkede de dünyada da her koltuk, her iktidar dalkavukları üretir. Şimdi tek adam dendiği zaman yalnız Tayyip Erdoğan’a saldırarak kendinizi tatmin ediyorsunuz. Tek adamın mimarlarını bulacaksınız; iştirak halinde suç işlemişlerdir. Bu ülkenin bu hale gelmesinin tek sebebi Recep Tayyip Erdoğan değildir. Yargı utanılacak hale geldi. Şimdi bugün Türkiye’de 8090 tane hukuk fakültesi var. Bir tanesinin bu iktidarla ilgili ses çıkardığını duydunuz mu? 200 küsür üniversite var. Bu üniversitelerdeki hocalardan bir tanesinin sesini duydunuz mu? Benim zamanımda 1 buçuk üniversite vardı. İstanbul Üniversitesi tam teşekküllü, Anka “Benim Küçük İmparatorluğum” kitabında Osman Kavala ile ilişkisine de bir bölüm ayıran Murtaza Çelikel, 18 Ekim 2017’den bu yana hapiste bulunan iş insanını şu sözlerle anlatıyor: “Kavala’yla ben 30 yıl ortaklık yaptım. Bu adam insan özümsemesi... Zarafeti, kültürüyle, nezaketiyle, herkese insancıl tavrıyla, aile yapısıyla. Onunla benim aramda bir ortak payda da şudur. Beğen ra Üniversitesi yarım yamalak... Ama orada öyle haysiyetli adamlar vardı ki, hocalardan biri konuştuğu zaman Adnan Menderes takla atardı. Ayrıca bir şey daha vardı, o da şu; hâkimler haysiyetliydi. Sonra, onur duyacağınız meslektaşlarınız vardı. Kalemleri kiralanamayan, satılamayan. Kimdi onlar? Hüseyin Cahit Yalçın, hayatımda en onur duyduğum konu; hiçbir zaman beklentim olmadığı halde ölürken ‘Geçimimi sağladığım kalemi Murtaza Çelikel taşısın’ diye vasiyet etmiş. (Kitap kapağındaki fotoğraf) Onun yanında Falih Rıfkı Atay’lar, Sedat Simavi’ler, gazete sahipleri Ahmet Emin Yalman’lar, Safa Kılıçlıoğlu... Cevat Fehmi Başkut, Cumhuriyet’te yılların getirdiği adam. Uzun süreler Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yapmış. İlhan Selçuk’lar da yeni yeni yetişiyordu. Bunların hepsi normal olarak kelle koltukta Adnan Menderes’le mücadele ederek, hapislere girerek bugünkü rejimin en azından 1960 Anayasası’nın içerisinde emekleri, parmak izleri olan adamlar. Şimdi gelmiş bana karşı Adnan Menderes ticareti yapıyor. Ben evlendiğim zaman 4 ay evime gidemedim. Kaçak yaşadım. Ben size söylüyorum; geçinemedim adamla. Hiçbir iktidar beni sevmedi diyorum. Askerler beni sevmedi.” ‘Solculuğum tayinle oldu’ Sözlerini sürdüren Çelikel, “Benim sol kültürüm yok, solcu bir adam değilim. Bir esnaf çocuğuyum ve üstelik de genç yaşımda bayağı ciddi şekilde zengin diye anılacak paralar kazandım. Ama konuşmalarımla ilgili Sanayi Odası ve kendi muhitimdeki insanlar evvela beni solcu yaptılar. Sonra hızlarını alamadılar, ‘Yok sen solcu değil, komünistsin’ dediler. Onun için benim solculuğum da komünistliğim de tayinle, kararnameyle oldu. Kültürle değil. Yani solculuk bir kültür işi. Bende o kültür yok. Şimdi şunu söylemeye çalışıyorum, o dönemdeki sistemin getirmiş olduğu şey. Daha o zaman Müslümanlık kamçı haline getirilmemişti. O zaman iki şey vardı, sağ ve sol. İki gruba ayrılmıştı Türkiye” ifadelerini kullanıyor. ‘Yalan politik sanat oldu’ AKP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Çelikel, “Bir ülkenin milli bankası yabancılara satılır mı? Atatürk’ün mirası içerisinde ne varsa çıkarıp sattınız. Şimdi dilenecek hale geldiler. Efendim Türkiye 7.1 kalkınmış. Ne kalkınması? Yalan seniz de beğenmeseniz de biz ikimiz Türkiye’de sermayeyle solu barıştır dık. Bizim sayemizde bir miktar el sıkışır hale geldiler. Bunun mimarı daha ziyade Kavala’dır. Benim imparatorluğum küçük. Onlarınki büyük.” Kavala söylemek politik sanat haline geldi. Onun için, biz geldik gidiyoruz. Allah sizin yardımcınız olsun. Yalnız siyasi problem yok. Ahlak problemi var. Selam verecek adam bulamıyor adam. Bütün herkesle kavgalı. Adam kibirli, ama onun kibiri etrafındakilerin üzerine daha çok yakıştı. Onların elbisesi daha fazla kibir. Sistemin getirmiş olduğu şeyi yalnız bir kişiye yükleyemezsiniz. Böyle bir şey olmaz” dedi. ‘Çözüm: Eğitim’ “Türkiye artık çivisi çıkmış vaziyette” diyen iş insanı, “Türkiye’nin tamir edilmesi çok zor. Gelir adaleti sıfır... İnsanlar kopmuş birbirinden” ifadelerini kullanınca bir çözüm önerisi soruyoruz. Çelikel şöyle yanıtlıyor: “Normal şartlar içerisinde bu işin çözümü eğitimle mümkündür. Üretimle mümkün. 1980 yılından beri Türkiye’de doğru düzgün fabrika açılmadı. Biz normal şartlar içerisinde dışarıdan ithalatı soytarılık haline getirdik. İkincisi de dış politikayla ilgili nara atarak, “Ey Merkel, ey Amerika” diyerek dış politika olmaz. Dış politikamız Osmanlı arşivlerinin üzerine kurulmuştu. Geleneksel yapısını ne Atatürk değiştirdi ne İnönü... Sokaktan büyükelçi toplayarak dış politika yönetemezsin. Eğitim iflas etmiş vaziyette, sağlık iflas etmiş vaziyette. Her şey yalana dayalı. Yalanın tabii bir hale geldiği başka bir ülke yoktur gibi geliyor.” ‘Hiçbiri bu kadar bütünleşmedi’ Bir iş insanı olarak ihalelerin hep belli şirketlere gitmesiyle ilgili ne düşündüğünü sorduğumuzda Çelikel, “İş âlemiyle hiçbir iktidar bu kadar bütünleşmedi. Yani iktidar beslemeleri her devirde vardır ama burada artık o bir ayrıcalık haline geldi. Hiçbir kültürü, rekabet yapısı, uluslararası nitelik taşıyan vasıfları olmadığı halde para el değiştirdi. İhaleler artık başarıya göre değil, adamına göre veriliyor. İhale fanteziye dönüştü. Öbür taraftan batırmak istediklerini batırıyor, yükseltmek istediklerini yükseltiyor. Yükselttiğinin kendisine de faydası yok, ülkeye de faydası yok. Göreceksiniz bak, kraldan çok kralcıların düştükten sonra krala sahip çıktığı görülmemiştir.” diyor 24 Haziran seçimleri... Gündemin en sıcak konusu olan 24 Haziran Seçimleri’yle ilgili fikirlerini merak ettiğimizi söylüyoruz deneyimli isme. Çelikel çok net cevap veriyor: “Bu seçimi çok önemsiyorum ben. Bu seçimde tekrar bu adam gelirse Türkiye artık elden gitti demektir... Adam ne diyor, kindar nesil yetiştireceğim. Cami dediğin, insanların ibadet ettiği yer. Hiçbir zaman imamların politik ajan olduğu dönemi yaşamadık. Hiçbir iktidar camileri her cuma namazından sonra siyasi propaganda aracı haline getirmedi. Ne oluyor yahu bu ülkeye?” 08.00 Güne Başlarken 08.45 Canlı Hava 09.15 Geri Sayım 10.20 Spor 11.00 Haber Merkezi 13.00 Öğle Bülteni 15.00 Günün İçinden 16.25 Dünyanın Haberi 19.00 Akşam Haberleri 20.00 Ana Haber  22.55 Hava Durumu 23.00 Gece Bülteni 07.00 Gün Başlıyor 07.55 Hava Durumu 09.00 Güne Bakış 12.00 Gün Ortası 14.00 Manşet 16.55 Hava Durumu 17.00 Akşam Haberleri 19.00 Ana Haber 20.00 20 Bülteni 21.00 Haber Bülteni 21.30 Türkiye’nin Nabzı 00.00 Haber 07.00 Dizi: Yabancı Damat 09.45 Dizi: Aşkı Memnu 12.45 Gelinim Mutfakta 15.00 Magazin D 16.30 Dizi: Arka Sokaklar 19.00 Ana Haber 20.00 Film: Şirinler     22.15 Film: Yakın Tehdit 00.00 Dizi: Galip Derviş 08.00 Kahvaltı Haberleri 10.00 Müge Anlı ile Tatlı Sert 13.00 Gün Ortası 14.00 Beni Bırakma 16.20 Esra Erol’da 19.00 Ana Haber 19.45 Nihat Hatipoğlu ile İftar   21.00 Film: Galaksinin Koruyucuları 23.30 Kim Milyonar Olmak İster? 07.00 Dizi: Fazilet Hanım ve Kızları 08.30 Dizi: Kiralık Aşk 12.00 Dizi: İstanbullu Gelin 15.30 En Güzel Bölüm 15.45 Dizi: Ufak Tefek Cinayetler 19.00 Ana Haber     20.00 Yerli Dizi 23.30 Yerli Dizi 01.45 Ramazan Bereketi 03.30 En Güzel Bölüm 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 14.30 Gündemin İçinden 16.00 Güncel 18.15 Kültür Sanat 19.30 Doğru Seçim 20.00 Ana Haber 21.00 Sanatın Adımları 22.00 Miras 00.00 Gece Haberleri 03.30 Sağlıklı ve Formda Sohbetler 07.30 Çocuktan Al Haberi 09.00 Zahide Yetiş’le 12.00 Nefis Tarifler 13.00 Gelin Evi 15.30 Dizi: Yeni Gelin 18.45 Ana Haber 20.00 Güldür Güldür Show 00.15 Çok Aramızda 03.45 Gelin Evi 08.00 Çalar Saat 10.45 Dizi: Kadın 12.45 Sizi Böyle Alalım 13.45 Dizi: Bizim Hikâye 16.15 Dizi: Şevkat Yerimdar 19.00 Ana Haber 20.00 Dizi: Yasak Elma 01.00 Dizi: Aşk Yeniden BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SAĞA: 1 A J İ T ASYON 1/ Büyüklük, irilik. 2/ Edirne’nin bir ilçesi... Babanın kız kardeşi. 3/ Orta Amerika’da 2 KENE KEBE 3 İ R İ SA L AM 4 TE A İ LE 5 AZAR EKAR 6 HAMR K İ 7 ABARA HAT 8 L ALA BUJ İ 9 OD İ T OR YUM bir ülke... Dilbilgisindeki sözcük türlerinden biri. 4/ Bir gıda maddesi... Sidiktorbası. 5/ Şekerkamışından elde edilen sert bir içki... Hafif ve gözenekli bir çökelti taşı. 6/ Çürümeden ileri gelen kötü koku... Gürcistan’ın plaka imi. 7/ Üzeri açık hayvan ağılı... Gece. 8/ Bilginin saklan masını ve iletilmesini konu alan aka demik ve mesleki disiplin. 9/ Gümüş... “Lopa” da denilen bir balık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Acımasız, zorba. 2/ İğne, raptiye gibi sivri uçlu şeylerden duyulan korku. 3/ Su taşkını... Bir yerde oturan, ikamet eden. 4/ Bir işteki engelleri yenmede kesin karar... “ sesleri sönüyor per de perde / Atlılar kayboluyor güneşin battığı yerde” (Nâzım Hikmet). 5/ Bir sorunun çözümünü bulmaya yönelik felsefe yöntemi. 6/ Ankara yöresine özgü, un, süt ve cevizle yapılan bir tür poğaça... Pasta hamuru. 7/ Boru sesi... Bağışlama... İlgi çekici ve değişik kimse. 8/ Sıcak bölgelerde yetişen yağlı bir ağaç... Avcı kulübesi. 9/ Bir gölün artan sularını başka bir göle ya da ırmağa ta şıyan akarsu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle