Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pazartesi 18 Haziran 2018 10 haber TASARIM: EMİNE BİLGET 11 Tık zindana, göm hücreye ve unut öyle mi? Yağma yok!.. Anladık, tamam, biliyoruz. Seçim var. Evet, doğru, biliyoruz. Bu çok önemli, Türkiye’nin yakın hatta uzak geleceğini belirleyebilecek bir seçim. Öyleyse her şeyi, acılarımızı, kanayan yaralarımızı, ödevlerimizi, ilkelerimizi bir yana bırakıp sadece seçimden, siyasetten söz edelim; “Kim kazanır, kim kazanamaz” sorularına cevap arayalım öyle mi? Yağma yok!.. Nasıl merdiven çıkarken sakız çiğneyebilirsek; nasıl yürürken türkü de çığırabilirsek, seçimden söz ederken, seçimle yatıp seçimle kalkarken hapishanedekileri de aynı yakıcılıkta düşünebilir, unutanlara hatırlatır, unutturmak isteyenlere inat yeniden ve yeniden gündeme taşıyabiliriz. Bu bizim yurttaş olarak, gazeteci olarak, demokrat olarak, haksızlığa, hukuksuzluğa teslim olmayı reddedenler olarak ertelenmez, savsaklanmaz ödevimiz. HHH Ne yani, Osman Kavala arkadaşımı sekiz aydır herhangi bir iddianame yazamadan, yazdıramadan hapiste tutacaklar ve biz susacağız, hesap sormayacağız öyle mi? Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. Ne yani, Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldılar. Yazı yazmaktan başka eylemleri yok ve hiçbirinin yazılarında tek satır “darbe” kışkırtıcılığı, şiddet kullanımı izine rastlayamazsınız. Görüşlerine katılın katılmayın, bu üç gazetecinin ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezasına mahkum edilip Silivri zindanında bir hücrede dünyadan ve hayattan tümüyle yalıtılmış olarak yatmalarına sessiz kalınacak öyle mi? Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. Ne yani, “Cep telefonu Cumhuriyet yakınlarında sinyal verdiğine göre MİT TIR’ları haberini mutlaka o vermiştir”den ibaret bir gerekçe uydurarak ve başkaca hiçbir kanıt aramaya, bulmaya gerek bile duymadan, bu ayıp bahane ile Enis Berberoğlu arkadaşımı hapse tıkan zihniyet, “Eh n’apalım, yargı hüküm kesmiş, şeriatın kestiği parmak acımaz” mavalına kendimizi kaptırıp susacağımızı umuyorsa avucunu yalar. Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. İyi günlerinde “Cemaat” diye andıkları elebaşısına saygıyla “Hocaefendi” dedikleri, aralarında iktidar paylaşım “savaşı” patlayınca adını FETÖ’ye dönüştürdükleri örgütlenmenin organı Zaman gazetesinde yazan ve suçları (suçları?) Zaman gazetesinde yazmaktan ibaret olanlardan Ali Bulaç, Şahin Alpay tahliye edildiler. Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne, İhsan Duran Dağı hâlâ hapisteler ve savcı esas hakkındaki mütalaasında tahliye edilmiş ya da edilmemiş, tümü hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Yalnız, o mütalaada önemsiz(!) bir eksik var: Bu yazarların tümünün yazılarında darbeyi savunduklarına, darbe ortamı için satırlar döktürdüklerine ilişkin tek kanıt göstermeye ihtiyaç duyulmamış. Ne yani, sadece Zaman’da yazdılar öyleyse suçludurlar diye mi düşüneceğiz? Zaman’da yazdıkları için o meslektaşları hasım belleyip susacağız öyle mi? Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. Ya Kürt gazeteciler? Çok elverişsiz koşullarda görevlerini yapmaya çalışan bu kadın ve erkek ve çoğu gencecik meslektaşlarımız ükenin dört bir köşesinde hapishanelere tıkıldılar. Suçları haber yapmak. Reis’in istemediği haberleri yapmak. Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi ? Yağma yok!.. HHH Çok azını, çok azımızı sayabildim. Üstelik sadece adlarını bildiğim, tanıdığım meslektaşları... Oysa adı ünü duyulmamış, durumları bize kadar ulaşmamış onlarca, yüzlerce meslektaşımız var. Üstelik gazeteciler yüzlerle ölçülüyorken, yargı celladının tutsak kıldığı, rehin aldığı daha binlerce adalet arayan yurttaşımız var. Onların tümünü temsil ettiğine kimsenin kuşkusu olmayan Selahattin Demirtaş arkadaşımızı anmak yetsin. Bırakın bir cumhurbaşkanı adayının tutuklu kalmasındaki derin demokrasi ayıbını, bırakın kendisi de cumhurbaşkanı adayı olan AKP Reisi’nin, bir başka adayı idamla tehdit etmesindeki dehşet verici vicdan ve zihniyet çürümesini, sadece ülkenin geleceğini ışıldatabileceğini defalarca kanıtlamış genç bir siyasetçiyi hapsedenler, seçim heyecanına kapılıp onu unutacağımızı mı umuyorlar? Avuçlarını yalasınlar. Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. HHH Onları unutursak, unutturursak mürekkebimiz bitsin, kâğıdımız tükensin, bilgisayarlarımıza virüsler dolsun, kendimizden “gazeteci” diye söz edemez olalım. O yüzden inatla ve hep yineleyelim. Tık zindana, göm hücreye ve unuttur, öyle mi? Yağma yok!.. HDP’NİN TUTUKLU CUMHURBAŞKANI ADAYI SELAHATTİN DEMİRTAŞ, ’İN SORULARINI YANITLADI ‘Millet ittifakı genişlemeli’ Demirtaş, 24 Haziran’dan sonra AKP’nin Meclis’te muhalefet olacağını düşünüyor ve sonrası için önemli bir not düşüyor: Millet İttifakı genişleyerek demokrasi ittifakına dönüşmeli. Biz buna açık olacağız Türkiye tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanı adayı seçime cezaevinde giriyor. HDP’nin adayı Selahattin Demirtaş tutuklu ve Kasım 2016’dan beri Edirne Cezaevi’nde. Bir yandan medyanın çoğunluğu tarafından yok sayılıyor, bir yandan iktidar tarafından ağır sözlerle hedef alınıyor. Cumhurbaşkanı adayı olma kriterlerine sahip olduğu bizzat devlet tarafından kabul görmüş, muhalefetin diğer adaylarının ‘adil seçim’ ve ‘eşit propaganda hakkı’ itirazlarına rağmen cezaevinde tutulmaya devam ediliyor. Demirtaş, insan hakları konusunda çalışmış bir avukat olarak Türkiye’nin pek çok cezaevini dolaşmış bir isim. Cezaevi nedir biliyor. Kısıtlı koşullara rağmen sosyal medyayı da etkin kullanarak sesini kitlelere duyuruyor. Cumhuriyet, Cumhurbaş kanlığı seçimlerindeki tüm adaylar gibi Demirtaş ile de görüşmek istedi. Özgür şartlarda olmasını isterdi. Mümkün olmadığı için bir ay önce Adalet Bakanlığı’na cezaevinde görüş için başvurdu. Yanıt alamadı. Bunun üzerine sorular avukatları aracılığıyla kendisine iletildi. Dünya siyasi tarihinde cezaevinden Cumhurbaşkanlığı’na aday az sayıdaki liderden biri olan Demirtaş’ın sorularımıza yanıtlarını aynen yayımlıyoruz. n Barış ve müzakere sürecinde, bir kez İmralı ziyaretine gittiniz ama sürecin genelinde görüşmeler başka bir heyet tarafından yürütüldü. Neden uzaktınız? Ben 7 veya 8 defa gittim İmralı Adası’na. Parti eşbaşkanlığı görevimin de yarattığı yoğunluk nedeniyle heyet çalışmaları görevimi İdris Bey’e devrettim. Bu değişim, normal seyrinde gerçekleşti. Çözüm süreci dahil olmak üzere parti işlerinin koordinesi ve takibiyle ilgilendim. Çözüm sürecinin her anına, her gelişmesine dair hâkimiyetim ve bilgim hep devam etti, dışarıda kalmadım yani. Nihayetinde çözüm süreci heyeti, partimize bağlı bir heyet olarak çalışmasını yürüttü. n Çözüm süreci nasıl ilerledi ve hangi noktada bir kırılma yaşandı? Hangi hesaplarla başladı ve bitti? Kritik anlar ve kararlar neler? Çözüm ve barış arayışında son derece samimi ve iyi niyetli bir çaba ortaya konuldu. Türkiye’nin birliği içerisinde, demokrasi çerçevesinde sivil çözüme odaklanan bir süreçti. Kamuoyundan saklanan tek bir gizli hedef yoktu, öyle bir amaç güdülme di. Bu konuda, herkesin bunu böyle bilmesi gerekir. Ama asıl sorun, Erdoğan’ın bu süreci ve bu süreçten kaynaklanan toplumsal desteği önce oya, sonra da güçlü bir tek adamlık rejimine tahvil etme ısrarıydı. Bunun için 400 milletvekilliği elde etme isteğini de saklamıyordu. Bu amacına ulaşması için de, HDP’nin 7 Haziran seçimlerine parti olarak girmek yerine, bağımsız adaylarla girmesini, dolaylı yollardan bize dayatıyordu. Biz de bunu kabul etmedik. Erdoğan da, madem çözüm süreci bana yaramıyor, o halde ne diye yürütelim diyerek, Dolmabahçe’de açıklanan çözüm deklarasyonunu reddederek sürecin bittiğini açıkladı. Sürecin bittiğini ilk açıklayan, ilk ilan eden Erdoğan’dır. Demirtaş cezaevinde çekilmiş son fotoğraflarını Cumhuriyet ile paylaştı. Demirtaş, Erdoğan’ın kendisine ‘terörist başı’ demesini ve 68 Ekim ile ilgili suçlamasını yorumladı: Erdoğan panikte n Cumhurbaşkanı 68 Ekim olaylarındaki rolünüz konusunu sık sık gündeme getiriyor, siz de bu konuda açık bir çağrı yaptınız. 2014’te tam olarak ne oldu? Bunu hem dışarıdayken defalarca kamuoyuna açıkladım hem de mahkemede delilleriyle birlikte detaylıca ortaya koydum. Benim de HDP’nin de şiddet içeren tek bir çağrısı yoktur. Bu yalan ve iftirayı üreten de dolaşıma sokan da Erdoğan’dır. Yandaş medya da, bu konuda binlerce haber, yazı, yorum üreterek bu algının oluşmasına katkı yapmaya çalıştı. Kaldı ki ben dahil hiçbirimiz hakkında açılmış böyle bir dava veya soruşturma bile yoktur. Olayların siyasi sorumlusu, 7 Ekim’de “Kobani düştü düşecek” diye sevinçle açıklama yapan ve halkı tahrik eden Erdoğan’dır. Olayların başlama saati de o açıklamadan sonradır. Çok daha fazla detay öğrenmek isteyenler, HDP’nin sitesinde yayımlanan savunmamı okuyabilirler. n Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde daha da ileri ye giderek, size meydanlarda “Terörist başı” diye hitap ediyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Panikle, şirazesinden çıkmış bir haleti ruhiyeyle ne dediğini bilmez bir halde meydan meydan dolaşıyor. Benim adaylığım, onun bütün planlarını altüst edince öfkeyle, kinle ve hınçla bana saldırıp hakaret ederek, özellikle 2. turda tüm muhalefetin birlikte hareket etmesinin önünü kesmeye çalışıyor. Şu andaki bütün söylem ve hesapları 2. tura dairdir. Herkesin bunu bilerek Erdoğan’ın bu kışkırtma, iftira ve karalama kampanyasına net bir duruşla karşı çıkması lazım. Adaylar arasında geçmişte kesin hükümle ceza alıp mahkum olmuş, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten ceza almış tek aday Erdoğan’dır; tek parti de Anayasa Mahkemesi tarafından partisi irticanın odağı haline geldiği için cezalandırılmış olan AKP’dir. Eğer mahkeme kararlarına atıf yaparak konuşacaksak, benim siyasi tutuklanma kararıma bakılacağına bunlara bakılsın. Kürtler hepsini duydu n AKPMHP ittifakının 16 yıldır devam eden ve bu dönemde oylarını önemli ölçüde konsolide edebilen iktidarı nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? AKP’nin ırkçı ve milliyetçi savrulmaları doğal olarak MHP ile ittifaka kadar gitti. Ama bu aşamadan sonra AKP artık bir merkez partisi olma özelliğini yitirerek milliyetçi bir partiye dönüştü. Oy ve seçmen desteği de yeni çizginin sınırlarına doğru çekilecektir elbette. n AKP’nin uzunca süre kendisinin de övündüğü biçimde, en fazla Kürt oyuna sahip parti olmasının ve eğer değiştiyse bunu kaybetmesinin gerekçesi nedir? AKP hiçbir seçimde HDP’den daha fazla Kürt oyu alamamıştır. Bu tamamen yanılgılı bir yaklaşımdır. Sandık sonuçları orta yerde duruyor zaten. Ama HDP’den sonra Kürtlerden en çok oyu alan da AKP’ydi elbette. Fakat bu seçimlerde bu makas çok daha fazla açılacak. Irkçı, milliyetçi çizgideki AKP, Kürtler nezdinde itibarı olan, umut vaat eden bir parti olmaktan çıktı. Son dönemlerdeki Kürt karşıtı söylem ve eylemlerini Kürtler duymuyor mu zannediliyor? 24 Haziran sonrası için tahminler n En yakın gelecek olarak 24 Haziran’da, sadece sizin ve HDP’nin alacağı sonuç açısından değil, yeni siyasi kombinasyon için ne öngörüyorsunuz? TBMM çoğunluğunu muhalefet kazanır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura kalır ve Erdoğan kaybeder. HDP ise ciddi hileler olmaz ve HDP etrafında güçlü bir dayanışma ağı oluşturulursa parlamentoda olur. Zaten başka türlü TBMM’de muhalif çoğunluk sağlanamaz. Yani yeni siyasi dönemin muhalefeti AKP olacak artık. n Bütün adaylar çılgın projeler açıklıyor, vaatler yarıştırıyor. Sizin özel ve çılgın bir projeniz var mı? Çok spesifik vaatler açıklayacak mısınız? Benim bütün projelerim akıllı ve aklıselimdir. Çılgınlıktan bıktı toplum. En büyük projem de demokrasidir. Her şeyin başı da çözümü de demokrasidir. 5sçoörzuünm n Türkiye’nin yakın dönem ve seçimden sonra karşı karşıya kalacağı en önemli sorun başlıkları neler? Bunlara ilişkin çözüm cümleleriniz nasıl? 4 Ekonomi: Hızla üretime yönelmek ve is tihdamı artırmak gerekir. 4 Demokrasi: Yeni bir anayasa, OHAL’e son, medya, ifade, gösteri hakkında ciddi reformlar. 4 Adalet: Bağımsız, tarafsız yargı için kapsamlı yargı reformu. 4 Eğitim: 4+4+4’e son, bilimsel, la ik, demokratik, parasız, anadilinde eğitim. 4 Sağlık: Herkese ücretsiz, ulaşı labilir, nitelikli sağlık desteği. Ve bütün bunları taçlandırmak için de güçlü bir toplumsal BARIŞ. Bu da Kürt sorununun çözümünü kapsamalıdır. İkinci turda boykot yok Demirtaş, Erdoğan ile ikinci tura kalan adayın kendisi olmaması halinde boykot etmeyeceklerini vurguladı: Demokrasi için mücadele şart n Mahkemedeki savunmanız sırasında özeleştiri sayılabilecek önemli çıkışlar yaptınız, ama bunlar HDP ta İnce’nin kürt meselesine yaklaşımı n Muharrem İnce ile neler konuştunuz ve izleyebildiğiniz ka rafından kamuoyuna fazla taşınamadı, neden? HDP’ye yönelik basın ambargosu bu kadar ağırken yeterince yapılamamış olması normaldir. Ama basın benim duruşmalarımı haber bile yapmadı genel olarak. Çünkü merkez medyaya emir büyük yerdendi. n CHP’nin ve özellikle sizi de ziyarete gelen Muharrem İnce’nin Kürt meselesi konusunda yeni bir yaklaşım ortaya koyduğunu düşünüyor musunuz? Yeni şeyler söylenmeye çalışılıyor. Barışmak ve konuşarak çözüm bulmak şeklindeki yaklaşım bile değerlidir. Savaş ve şiddet dışında başka bir yol var, o da siyaset ve demokratik yoldur. Bu noktada uzlaşmak ve çözüm arayışında olmak bile Türkiye’nin ihtiyacı olan uzlaşma kültürüne katkı sunar. darıyla yürüttüğü kampanyayı nasıl buluyorsunuz? Kendisinin ziyaretinde çok fazla siyasi konulara girmedik. Karşılıklı başarılar diledik. Muharrem Bey çok koşturuyor ve görebildiğim kadarıyla etkili bir kampanya yürütüyor. n Hem barış süreci hem daha sonra yaşanan savaş siyaseti açısından bütün tarafların bir yüzleşme ve özeleştiri yapması gerektiğini düşünüyor musunuz? Hiç kuşkusuz. Bu sürecin içinde yer almış herkes samimi ve gerçekçi bir özeleştiri yapmadan, o dönemin hataları ve eksiklikleriyle yüzleşmeden yeni bir barış süreci inşa etmek zor. li bir dille seçmeni etkileme gayreti içerisinde. Ama taşıma kalabalıklarla bile meydanları bir türlü dolduramıyor. Hazin siyasi son yaklaştıkça panik ve öfkesi de artıyor. Muhalefet adayları daha diri, etkili bir çalışma yürütüyor gibiler. Erdoğan benim buradan verebildiğim 12 mesaja bile tahammül edemiyor, baş edemiyor. Çaresizce çırpınıp n 24 Haziran’da oluşacak siyasi zemin, etkili bir yüzleşme yapılmadan yeniden barış ve demokrasinin konuşulacağı bir atmosfer yaratabilecek mi? Önceki cevaplarda da belirtmiştim, mutlaka geçmişten dersler çıkararak, hatalarla yüzleşerek geleceğe doğru ilerlemek gerekir. lim olacak halimiz yok. Demokrasiyi kazanana kadar ısrarla, kararlılıkla, umutla mücadele etmek dışında hiçbir seçenek, seçenek değildir. Tahliye senaryoları n Adaylığınızın ardından, hapiste olmanızın oyunuzu artacağı gerekçesiyle tahliye edileceğiniz konu Aday olma tartışmaları n Genel başkan olmama kararı vermeniz ve Cumhurbaşkanlığı adaylığınızın hayli geç açıklanması spekülasyonlara neden oldu. İşin aslı ne? Dediğiniz gibi, bu konuda yazılıp söylenenler tamamıyla spekülasyondur. Partim bana adaylık önerdi, ben uygun görünce de bütün yerellerde halk toplantıları, STK buluşmaları ile bu öneri, bir taban kararına dönüştürüldü. Bu biraz zaman aldı haliyle, mesele budur. n Erdoğan başta olmak üzere, rakibiniz olan diğer adayların performansları ve kampanya rotaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Erdoğan elindeki bütün devlet imkânları ile orantısız, adaletsiz ama son derece etkisiz, dağınık bir kampanya yürütüyor. Tükenmiş, iflas etmiş, yorgun bir profil çiziyor. İdam ipine sarılacak kadar kuyunun dibine batmış görünüyor. Sürekli yalan, iftira ile öfke duruyor işte. ‘Burada şartlar değişmedi’ n Hapisten seçim kampanyasını nasıl yürütüyorsunuz? Aday olup kampanyaya başladıktan sonra cezaevi şartlarında bir iyileşme, değişme oldu mu? Avukatlar aracılığıyla kısa destek mesajları ile dışarıda yürüyen kampanyaya katkı sunmaya çalışıyorum. Cezaevi koşullarımız ilk anda ne idiyse şimdi de aynıdır. n “Ketıl” kullanımı konusunda bir gevşeme var mı? Çünkü dışarıda, ketıl resmi çizmek bile suç haline geldi. Yeni sosyal medya mitingleri var mı? Mümkün olduğunca tekrara düşmeden yeni yol ve yöntemlerle dışarıya ulaşmaya çalışıyorum, ama imkânlar o kadar sınırlı ki, yapacak çok da bir şey kalmıyor. Sosyal medya mitingleri değil ama farklı yol ve yöntemlerle seçmene ulaşma çabalarımız devam edecek. ‘Her oyumuz barış için’ n Seçime dönük olarak kurulan ittifakların seçimden sonra devam edeceğini düşünüyor musunuz? HDP yine bütün ittifakların dışında mı tutulacak? Ben şu andaki Millet İttifakı’nın genişleyerek demokrasi ittifakına dönüşmesi gerektiğine inanıyorum. En azından Türkiye’yi normalleştirecek, yeniden demokrasi rotasına sokacak geçiş sürecinde muhalefet mutlaka birlikte hareket etmelidir. Yeni anayasa ile durum normale dönünceye kadar her parti fedakârca davranmalı, tabanını buna hazırlamalı, partizanca çıkarları geri plana iterek toplumun ortak çıkarları için birlikte hareket etmenin erdemini göstermelidir. Türkiye buna hasret kaldı. Artık kamplaşma, gerilim, düşmanlaştırma yerine uzlaşma ile yönetme kültürünü geliştirebilmeliyiz. Biz HDP olarak buna açık olacağız. Bi şuldu. Bu olasılığı gerçekçi buldunuz mu? Mevcut yargı düzeninde bu çok mümkün değildir. Ama Erdoğan’ın psikolojik savaş, iftira ve hakaret kampanyasına aynı şekilde karşılık verilse yargı da hukuka uymak zorunda kalır. n Hapiste olduğunuz dönem boyunca ve seçim süreci başladığından bu yana sizi en çok şaşırtan, yadırgadığınız gelişme veya tutum ne oldu? İnanın bütün gelişmeler beklediğim ya da tahmin ettiğim gibi seyrediyor. Artık Türkiye’de hiçbir tuhaflık beni şaşırtmıyor. n Medyayı ne kadar ve nasıl takip edebiliyorsunuz? Adaylık sonrası medya erişiminiz konusunda cezaevi yönetimi bir değişiklik yaptı mı? Birkaç haber kanalını TV’den izliyoruz. 12 tane de gazete okuyoruz her gün. Adaylık sonrası durumumuzda bir değişiklik olmadı. Her şey standart ze verilecek her oyu uzlaşma, bir ara F Tipi uygulamasıdır. ‘Aslında hâlâ milletvekiliyim ve dokunulmazlığım var...’ da yaşam ve barış için kullanacağız. n Eğer ikinci tura kalamazsanız, mevcut adaylar içinden herhangi birini destekleme kararı alacak ve ketıl katkısı verecek misiniz? n Hapishane rutininiz, adaylık öncesinde ve sonrasında ne kadar değişti? Abdullah Bey’in (Zeydan) katıldığı mitingler dışında yeni rutinler var mı? 2. turda kesinlikle boykot vb. bir tu Adaylık sonrası tüm zamanımız se n Dokunulmazlıkların kaldırıl lamaz. Sadece ve sadece Meclis tumumuz olmayacak. Demokratik bir çimlere endeksli artık. Her gün birkaç masında karşı kampanya yü kararıyla kaldırılabilir. Meclis ka uzlaşma çerçevesinde 2. turda da şim defa avukat görüşmesi, röportajlar, se rütmek yerine meydan okuma rarı, yasadan farklı bir şeydir. O diki gibi seçim kampanyamızı hız kes çim anketleri, kampanya stratejisi ve yı seçtiniz, bu kararı hâlâ doğ nedenle, TBMM’de yapılan işlem meden sürdüreceğiz. saha raporları, medya takibi ile geçi ru buluyor musunuz? anayasaya açıkça aykırı olduğun n Siz iyimser olmanın gerektiğini yor günler. Abdullah Bey de tam bir Burada kritik bir noktanın al dan, şu anda ben, dokunulmazlığı sık sık vurguluyorsunuz, ama mev kampanya sorumlusu gibi seçimlere tını çizmek istiyorum. Dokunul olan bir milletvekiliyim. Ama yine cut tablonun devamı sonucu çıkarsa odaklanmış durumda. Hem en büyük mazlıklar, yasayla veya anayasa de söz konusu anayasal düzen ne yaşanacağını düşünüyorsunuz? yardımcım, hem de tek miting dinleyi ya ek madde konularak kaldırı lemenin yapılacağı kesinleşmişti. Mücadeleye aynen devam ederiz. Si cim olarak ciddi bir dayanışma sergili yaset sabır ve akıl işidir. Biat edip tes yor benimle. ‘Başkan yaptırmayacağız’ ‘Sloganı bir taksici buldu’ n Meclis’teki “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışınızın çok etkili olduğu açık. Bu çıkış ve slogan nasıl oluştu? Bu sözünüz süreci nasıl etkiledi? Erdoğan’ın önerdiği modelin bir başkanlık sistemi olmadığını o zamandan beri biliyoruz. AKP’nin Anayasa Komisyonu’na yaptığı öneri ile bunun bir tek adam rejimi olduğu ve Erdoğan’ın ihtiyaçları, talepleri doğrultusunda şekillendiği aşikârdı. Bunun demokratik bir yönetim biçimi olmadığını görüyor ve destek olmayacağımızı açıkça söylüyorduk. Erdoğan ise çözüm sürecinden hareketle HDP’nin bu modele itiraz etmemesini dayatıyordu. Oysa çözüm sürecinin hedefi, yüksek standartlı bir demokrasiydi, Erdoğan’ın tek adamlığı değil. 7 Haziran seçimlerine giderken, toplumun geniş kesimlerinde seçimlerden sonra HDP ile Erdoğan’ın başkanlık konusunda anlaşacağı ve bu nedenle HDP’ye oy verilmemesi gerektiği şeklinde propaganda yapılıyordu. Biz de, bu yanlış algıyı kırmak için etkili bir söylem geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorduk. Tam da ertesi gün Meclis’te grup toplantısı yapacağım bir pazartesi günü, bir ticari taksiyle eve giden bir milletvekilimiz, taksicinin kendisine dönerek “Seçimden sonra Erdoğan’ı başkan yapmayacağınızdan emin olsam size oy vereceğim” dediğini bana aktardı. Bunun üzerine uzun bir analiz yaptık ve aslında o taksicinin beklentisinin, genel bir toplumsal beklenti olduğunu tespit ettik. Ertesi gün de, bir cümlelik grup konuşması yaparak toplumdaki bu kaygıları net bir tutumla giderme kararı aldık. Yani sloganın fikir sahibi, Ankaralı bir taksicidir. Kürtler HDP’de azınlığa düştü mü? n Muhalefet ittifakından dışlanan HDP çok sayıda sol sosyalist aday gösterdi, hatta Kürt temsili azınlığa düştü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Kimsenin HDP’de azınlığa düştüğü yok. HDP, Türkiye’deki bütün ezilenlerin eşitler arası hukukla bir arada olduğu güçlü bir demokrasi hareketidir. İsimler ve adaylar iyi incelendiğinde bu perspektifin korunduğu görülecektir. Ekibim sadece HDP’li olmayacak n Diğer adaylar, seçilmeleri durumunda nasıl bir ekiple çalışacaklarını açıklamadılar. Siz bir ekip çalışması yaptınız mı? Elbette. Seçilmem halinde ekibim kesinlikle sadece HDP’lilerden olmayacak. En az yarısı kadınlardan oluşan ve her partiden liyakat, yetenek, samimiyet ve dürüstlük sahibi arkadaşlardan oluşacak. Türkiye’yi birlikte yönetmezsek hiçbir sorunu çözemeyiz. Ağaçlı, sakin bir yolda yürümek... n Aileniz, çocuklarınız en çok özledikleriniz elbette, ama kendinize ilişkin olarak yapmayı özlediğiniz, eksikliğini en çok duyduğunuz şeyler neler? Sabahın erken saatlerinde ağaçlı, sakin bir yolda uzun uzun yürümeyi isterdim. TRT konuşmamda heyecanlandım n Geçen günlerde TRT için hapishanede bir çekim yapıldı. Aylar sonra kamera karşısına geçip konuşmak nasıl hissettirdi? Zorlanırım diye düşündüm, ama pek yabancılık çekmedim. Milyonlara seslenebilme ihtimali bile heyecanlandırdı beni. Güzeldi velhasıl. C MY B C MY B